Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24TEMMUZ 2005 PAZAR CUMHURİYET
Bekironik posta: <fenizsontfteimhuriwt.com.tr Teb 6.212J12 05 05 Faks: 0J212.512 44 9?
SAYFA
17
Sıpa
Tank Konal: "Sırada,
Ecevit ve hoşgörü
ödülcülerinin,
Atatürk'e
Osmanlı
hanedanına soykınm
suçlaması olmalı!"
- Kuran kursları denetim
dışı bırakılmış...
"Nasıl olsa arka
bahçedeler!"
sa
a
Erdoğan'ın yeni
konutu:
Ana uçağı!
Güç
Hamza Saykan:
"Stratejik öneme
sahip kuruluşlar
birkaç yıllık geliri
karşılığında satılıyor.
CHP de bundan
şikayetçi ama sözünü
geçiremiyor. Oysa
CHP, satışa
sunulacak kuruluşun
taşınır taşınmaz
mallanyla gerçek
değerini belirlese;
kamuoyuna ve
1
alıcılara açık bir
bildiri yayımlasa;
'Bu kuruluşun
gerçek değeri şudur.
Eğer bu değer
üzerinden satış
gerçekleşmezse,
iktidara geldiğimizde
bu kuruluşlan satıldığı
fiyattan yeniden
devletleştireceğiz'
dese. Işte size
muhalefette iken
iktidar gibi güç
kullanma yolu!"
HALK ozanı "Karaoğlan" almış sazı eline,
demokratik sol telden çalıyor: Vahdettin hain
degildi...
Aşıklar, eskiden yollara düşerdi. "Karaoğlan"ı
televizyonda gördüm; evinin salonundaki bir
koltuktan öteki koltuğa, başkalannın kolunda
anca gidebiliyordu. Medyatik âşık devri demek ki
böyle oluyor.
Tik deyince... Birer klasik haline gelen tiklerine
bile mecali kalmamıştı. Ama Vahdettin için sanki
bir ilahi güç tarafından gençlik aşısı zerk edilmiş
gibiydi. Mübarek hoca efendisi, okyanusun öte
yakasından okuyup bir nefeste bu yakaya doğru
üflemiş olabilir diye düşündüm. Hem öyle bir
üflemiş olmalı ki Vahdettin, Mustafa Kemal
Paşa'nın Samsun'a gittiğini dahi biliyormuş.
Işte orada durup, âşık ozanı uyarmak; gerekirse
tarikat uykusundan uyandırmak gerek:
KaraoğlanHayır bilmiyordu! Çünkü, Mustafa Kemal Paşa
bile Samsun'a gittiğini bilmiyordu; hava izin verse
Samsun'dan önce Sinop'tan da karaya çıkabilirdi.
O halde Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'nın
Karadeniz kıyılannda bir yeriere doğru gittiğini
biliyordu.
Aşık ozanın hatın kalmasın; evet biliyordu.
Çünkü Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'yı
Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirmişti
ve hatta görevinin ne olduğunu da biliyordu.
Mustafa Kemal Paşa'nın görevi, Karadeniz
bölgesinde Rum ve Ermeni çeteleri ile çatışmaya
giren Türkleri engellemek, silah bırakmalannı
sağlamaktı. Çünkü işgalci Ingilizler; Türklerin,
Rumlara ve Ermenilere karşı saldınya geçmesine
sinirienmişti. Türklerin mutlaka sindirilmesini
istiyorlardı.
Âslında Vahdettin'in böyle bir görevi Mustafa
Kemal Paşa'ya ya da herhangi bir paşaya vermek
gibi bir düşüncesi de yoktu. Istanbul'dan
Anadolu'ya geçmek için müfettişlik görevini
yaratan ve talip olan ve alan Mustafa Kemal
Paşa'nın ta kendisiydi.
Bizim eskiden saçlan kara şimdilerde boyalı
oğlan bunlan bilmiyor mu?
Bilmez olur mu; Amasya genelgesine, Erzurum
ve Sivas kongrelerine bakınca zaten tarihi
gerçekler, adamın suratında şamar gibi patlıyor!
Hani neredeyse, ulusal kongre kararlannın altına
Vahdettin'in imzasını da atacak ama o kadanna
şimdilik aklı ermiyor. Inşallah, birkaç yıl içinde.
Allah uzun ömür versin; damariar tıkandıkça
bakın daha neler çalıp söyleyecek!
SESSİZ SEDASIZ (!) Askerin çalışma sistemi ve vazife
TÜRK Silahlı Kuvvetleri'ndeki
çalışma sistematiğini kısaca şöyle
anlatıyor Kamil Acar:
Vazifenin saptanması. Vazifeyi
başarabilmek için yapılması gereken
görevlerin ve bu görevleri yerine
getirecek unsurlann belirlenmesi.
Görev emrinin verilmesi.
Planlamanın yapılması ve
uygulamaya geçilmesi.
Kamil Acar
"Genelkurmay Ikinci Başkanı
Orgeneral llker Başbuğ'un terörle
ilgili kamuoyunu bilgilendirme
toplantısında söylediklerini bu
çerçevede degerlendirirsek pek
yanlış yapmış olmayız.
Orgeneral Başbuğ, terörle
mücadelede vazifeyi; ülkede terör
örgütünün başan umudunu yok
etmek olarak tespit etti ve
arkasından bu vazifenin başanlması
için yapılması gerekli görevleri
sıraladı. Türk Silahlı Kuvvetleri adına
konuşan Orgeneral Başbuğ,
açıklamasını bir talimat, muhtıra ya
da vesaire haline sokmamak için
}. sıraladığı görevleri kimin, ne
' zaman ve nasıl yapacağını
belirterek emir haline getirmiyor
ama birilerinin de bu görevleri
kendiliğinden üstlenerek yapmasını
ve bu sayede vazifenin
başanlmasını istiyor.
Bekleyip göreceğiz.
Türk Silahlı Kuvvetleri için açık,
bazılan için kapalı olan bu görevler
sahiplenilip yerine mi getirilecek,
yoksa göz ardı edilerek ateş düşen
ocaklar mı çoğaltılacak?"
CEDKOŞESİ
OKTAY EKİNCt
Dostluk 'Ev'lerdeydi...
Dünya Mimarhk Kongresi ne-
deniyle tstanbul a gelen konuk-
lar arasında "Ermenistanh mi-
mariar" da vardı Taşkışla'nın
yanındakı Mühendishane'de bir
öğlen yemeğinde buluştuk;
"komşu''lar olarak "mimarhk"
adına neleri "birtikte" yapabile-
ceğimizi konuştuk...
Masaya oturduğumuzda,
"Tûrkrye" olarak Akdamar'daki
"restorasyoıru da başlatmış ol-
mamızın "gururu"nu taşımak ne
kadar da güzeldi... Üıaleyi ger-
çekleştiren Kültür ve lürizm Ba-
kanhğı'yla
birlikte yükle-
niciCahitZey-
danh da an-
lamlı bir jest
yapmış, Er-
meni kökenli
mimar dostu-
muz Zakarva
Miklanoğ- *
hı'nu uygula-
manın "danış-
manı" kılmış-
ü...
Böylece, İS
915'lerdeVas-
purakan Kralı
L Gagik tara-
Kayseri'de "TavukçıT evL.
findan mimar ve keşiş ManueTe ziantep'e ait gözlemlerinde şun-
"ev"lerdir.
Anadolu'da sayısız Ermeni us-
tanın yapüğı evlerde Türkler de
yaşadılar; hatta evler "Türkler
içm" de tasarlandı...
Sayısız Ermeni aile, hastalan-
dıklannda "komşu ev"lerdeki
Türklerin getirdiği çorbalarla iyi-
leştiler. Sayısız Türk ve Ermeni
kadını "birbirierinin evteri
w
nde
börekler pişirdiler, semaverlerin
başında keyif dolu, bol dedikodu-
lu günler geçirdiler.
Türklerin ve Ermenilerin evle-
ri, dahası kılık kıyafetlerinden
yedikleri iç-
tiklerine ka-
dar "vaşam
tardarT bile
çoğu kentte
öylesine bir-
birine benzer-
di ki... Örne-
ğin, 1830'lar-
da 4 yıl Os-
manlı ordu-
sunda görev
yapan Alman
General Hel-
muth von
Moltke'nin
ünlügezinot-
larmdaki Ga-
yaptınlan ünlü kilisenin ömrü,
yine aynı kültürden gelen bir mi-
mann gözetiminde uzatılıyor-
du...
Ermenistan Mimarlar Birliği
Başkanı Mıgırdiç Minasyan, ya-
zar ve sanat eleştirmeni Garen
Mikaehan, öğretim üyesi Aşot
Grigoryan ve mimar Narek Sar-
kisyan'la birlikte tstanbul"da ya-
yımlanan Agos gazetesi yönet-
meni Hırant Dink in ortak dilek-
leri; "restorasyona Ermenis-
tan'dan da uzmanlann kaülma-
a"ydı...
Ardından gündemimize "yeni
işbüüği projeteri" gelince, Ana-
dolu'daki başka "Ermenikilisde-
ri"nin de ele alınabileceği teklif-
lerine "nazikbir çekjnce"miz ol-
du...
4
Cami ve kilise' yerine...
Ashnda bu konu, "Yunan"lı-
larla görüşürken de hep gündeme
geliyor. "Farkhkültürterin ortak
projeteri" denilince, hemen biz-
deki *küiseler''le onlardaki "ca-
müer"i, karşılıklı "eşiflik'' içinde
onarmak üzerinde duruluyor.
Oysa, "kühür"lerimiz arasında-
ki' tt
ferk"ın(!) mimarideki tek
karşılığı "ibadet" mekânlan mı-
dır? Anadolu, aynı zamanda "ge-
lenekselevmimarisi''nin geçmiş-
ten gelen "çok kültürlü müzesT
değil midiı? Üstelik, bu "ortak"
projeler, temelde "dostluklann
andarTnı yaşatmaya dayandığı-
na göre, farklı "inanç"lardaki
toplumlar arasında oluşmuş ta-
rihsel beraberliklerin asıl gelişti-
ği ve hatta "ortak yaşam değer-
leri"ni yarattığı mekânlar da ön-
celikle "srvil" ortamlar. yani
lar yazılıydı:
"Ermenilerle Türkleri günlük
yaşamda,çarşıda pazarda birbir-
İerinden ayırmak mümkün değiL
Onlan sadece kilise ya da camile-
re ghtikkrinde fark edersiniz_"
'Önyargısız'lığın müzeleri
Bu düşuncelerimizi açtıgımız-
da, Ermeni mimarlardan aldığı-
mız olumlu ve coşkulu tepkiyi
anlaünam olanaksız. Dahası, ay-
nı görüşümüze; "Kaktakikiliseve
cami konusu hem kimi hassasi-
yetier nedeniyle sorun yaraöyor;
hem de siyasi isüsmarcılar tara-
findan kolay kullanılry or~" sapta-
mamızı da ekleyince, kadehlerin
"evter"in şerefıne nasıl arka ar-
kaya kalktığıru da görmeliydi-
niz...
Evet... Ermeni mimarlarla,
Anadolu'daki Ermeni toplumun
yaşadığı o güzel, zarif ve "biz-
den* olan evlerle. Ermenistan'da-
ki vaktiyle Türklerin oturdukları
ve "kimlik'' olarak da Türklerin
izlerini taşıyan evlerin "ortak
projeler" olarak korunmalan ça-
hşması için fiktr birliğine vardık.
Eğer. gelecek günlerdeki gö-
rüşmeler de aynı içtenlik içinde
sürerse, örneğin Kayseri'deki yok
olmak üzere olan "Tavukçu Ma-
haDesi"nin Ermenilerden kalan
bembeyaz taş evleri ile Güm-
rü'deki 1920'lerden bu yana
ayakta duran verandalı Türk ev-
leri, "önyargısız dostiuk mfizele-
ri" olarak yaşatılabilirler...
Yeter ki şu "cami ve kilise" sap-
lantısından hep birlikte kur-
tulabilelim...
oekinci(« cumhuriyetcom.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakOı yahoo.com.tr
HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepîk(S mynet.com
ı ı ı I.,:A,
-4 bin 322 kuran kursuna ve 155 bin öğrenciye
59 müfettıs az diyorlar?,,
-Teksas-tommiks okuyanlara müfettis var mı?
-ne?!!!
-başka sorunuz var mı?..
-Ğogol'un "tnüfettis'ini okudunuz mu?
-bos ıslere ayıracak zamanım yok, ama istersen
ölmijşlerinc bi fatiha okuyayım!..
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 24 Temmuz uncıcmıtmtaz-arikan. com
SÛREKLİ BLCİLIK..
1733'TE 8USÜN, OSMANLI DBVLErİ, İLK SÜR£KU Ei.-
çisiNi eöeevLBNPieMiçri. DAHA ÖMCS DIŞ ÜUCE-
LER£ YOLLAMAM ELÇİL&S, BEÜ/Si.1 SİR AMAÇIA
6İOİP, KISA ZAMANDA G£& PÖN£&Oİ. /SEFO6M-
CU PADİŞAHM.SELM, AI/euPA'PAtCİ 6EUŞME-
LeKi yn/aNOAN I2LEYE8İLM£K AMACYLA, itj-
6tLVEee'Y£, YEGLEŞİK SİS ELÇİ ArAMAV4
KABAft VERMİŞrt. Bü /f iÇİNj ÇEÇİ7T-İ DEVLET
GÖREVLSRlNPE DENEYİMLİ, ttd yABANCI OİL
KOUUŞASİLEN YUSUF A6ÂH EFENOİ UY6UN
BULUNMUÇTU. BiRKAÇ AY İÇİNPE HAZlRLIICLA-
R(NI TAMAMLAYAGAIC BU ÜUCEYE GİPEM OS-
MANLI ELÇİSİ, KRAL m. SEOK6E
TÖGEtJLE KA9UL EPİLMİfTİ..
KOCAEIİ 5. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTIRMA İLANI
DosyaNo: 2004/2180
Bir borçtan dolayı hacizli bulıman aşağıda yazılı taşınmazlar açık artırma yolu ile satılarak paraya çevrilecektir.
Taşınmazın cinsi, niteliği, kıv-rneti. adedi, önemli özellikleri: Kocaeli ili. Hikmetiye Köyû, Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3'te kayıtlı 1/60 arsa paylı A
Blok 5 No'lu bağımsızbölüm 125 m2 dubleks \illaaşağıda vazılı satış günü saat 14.00-14.10 arasında 38.250.00 YTL tahmini değerde,
Kocaelı ili. Hikmetiye Köyü. Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3"te kayıtlı 1 '60 arsa paylı B Blok 19 No'lu bağımsız bölüm 140 m2 dubleks villaaşağıda ya-
zılı satış günü saat 14.20-14.30 arasında 42.750,00 YTL tahmini değerde,
Kocaeli ili. Hikmetiye Köyû, Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3te kayıtlı 1 60 arsa paylı B Blok 20 No'lu bağımsız bölüm 140 m2 dubleks villa aşağıda ya-
zılı satış günü saat 14.00-14.50 arasında 42.750.00 YTL tahmini değerde.
Kıymete tesir eden hususlar: Hikmetiye Köyü tapunun 1551 parsel üzerinde Büyükderbent Belediwsi'nin 10.082001 tarih ve 208 sayılı ruhsatla inşa edi-
len kaba inşaatı bitmiş, çatı örtüsü dış cephe du\arlan örülmüş. pencere doğTamalan takılmış dunımda olup. tamamlama oranı %45'tir. Sosyal tesis, yüzrae
ha\ıızu, istinat du\arlan. site içi yollar ve çe\Te düzenlemesi yapılmıştır.
Saüş şartlan: 1- Satış 20.09.2005 günü Kocaeli Adliyesi 1. kat 5. Icra Müdürlüğü adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edi-
len kıymetin "oöO'ını ve rüçhanlı alacaklılar \arsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa
en çok artıranm taahhüdü baki kalmak şartıyla 30.09.2005 günü aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada bu miktara elde edilememişse
gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki. artırma
bedelinin malın tahmin edilen kıymetimn Vo40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka.
paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.
2- .\rtumaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin %20'si nisbetinde pey akçesi veya buraiktarkadar milli bir bankanın teminat mektubunu verme-
leri, yurt içinde tebligata yarar adres bildirmeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Ihalenin feshi
davası açılsa bile verilen süre sonunda satış bedelinı nakit olarak yatırmak zorundadır. .\ksi takdirde ihalenin feshine karar verilir. thale damga resmi, tapu
alım harcı ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler. ihale tellaliye resmi ve tapu satım harcı satış bedelinden ödenir.
3- tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile
on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale be-
deli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizınden müteselsilen mesul olacaklardır. thale farkı \e temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kal-
maksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.
5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüs ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numara-
sıyla müdürlüğümüze başvurmalan ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadaralara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur.
(*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildır. ' Basm: 35200
PANO
TÜPkiye'de'Yurttaş'Otmak
başhkh yazıma ilişKin olarak birçok okurumdan
görüşlerimi destekleyen posta iletılen ve telefon-
lar aldım. ,.... . .
Kadıköy'de oturan ve belediye "yetkılılennden
ürktüğü" için adını vermemi istemeyen bir hekım
okurum yayalara ait alan olan, daha doğrusu oi-
duğu söylenen Kadıköy Çarşeı'ndakı taşıt trafiğın-
den şikayetçi. Ne var ki o birçoklan gıbı tepkısız
kalmamış, ilgilileri birçok kez uyarmış. En son ko-
ca bir turist otobüsünün kilise meydanında yolcu
indirdiğini görûnce olayı seyreden resmi elbıselı
birzabıtaya 'Burası yaya bölgesi neden engel ol-
muyorsunuz' diye sorma gafletinde" bulunmuş.
Bulununcada "yurttaş "sorumluluğunasahıp her-
kes gibi o da, "Git işine kardeşim, başka ışın yok
mu senin?" yanrtını almış. Iş o noktada kalsa ge-
ne iyi, zabıtalar üç kişi olmuşlar ve hala,u Nıçın gö-
revinizi yapmıyorsunuz" diye soran y u f
" a
5 ı n
üzerine yürümeye, itip kakmaya, yumruk göster-
meye başlamışlar. .
Okurum, "Kadıköy'deki o yaya bölgesındekı ta-
şıt karmaşasını çözmeye niyetli bir görevlı çıka-
cakolursakendisiyleyüzleşmeyehazır olduğunu'
yazıyor. Bakalım Kadıköy Belediyesi'nden ses ge-
lecek mi?
O.N.D. adlı okurum da çoğumuz gibi, ınsanla-
nn haksızlıklar karşısındaki kayıtsızlıklanndan ve
bir anlamda zorbalığa (bilinçli ya da bilinçsiz) ver-
dikleriprimden"ş\kâyetç\, kendisi haksızlıklar kar-
şısında tepki gösterdiğinde çevresindeki insanlar
tarafından "çıkıntılık, lüzumsuzluk yapmakla" eleş-
tirildiğini yazıyor. Haklı, çünkü benzerşikayetı yu-
kandaki hekim okurum da dile getirmiş, kendisin-
den dinleyelim: "Bu sırada yanıma gelen birkaç
yurttaş, 'Haklısın, bunlar böyledir' dediler, ama bir
kişi bile zabıtalara karşı benim yanımda olmadı.
En son bu vatandaşlardan biri beni iterek 'Git kar-
deşim, bak, işler senin aleyhinde, buradan uzak-
laş' dedi. Ben artık ümidim kalmadığı için, dayak
yememek için meydandan uzaklaştım."_
Ergun Göknel ise şunlan yazıyor: "Ulkemizin
tepkisiz ve umursamayan, gününü gün etmeye
çalışarakyaşamını sürdüren toplumunda, ben de
genelde 'yurttaş' gibi hareket ediyorum. Trafikle
veya diğer konulaha ilgili olarak insanlan olağan
kurallara davet etmeye çalışıyorum. Herdefasın-
da da 'gene bıçaklanmadım' diyerek kendimi te-
selli ediyorum. 'Yurttaş' olarak hareket etmek gi-
derek daha büyük cesaret istiyor. En kötüsü de,
'Başka işin yok mu?', 'Durup dururken ne kaşını-
yorsun?', 'Rahat mı battı?' gibi tepkiler. Birdefa-
sında bir banka şubesinde sıra konusunda mü-
dahale ettiğimde, 'Ne kanşıp duruyorsun? Nasıl
olsa hepimize sıra gelecek!' sözlerine karşı, daya-
namayıp bu sözü söyleyene, 'Sizler gibi koyunlar
oldukça hiçbir şekilde uygariaşamayız
1
dememe
rağmen cevap alamadım. Yani karşımdaki res-
men 'koyun' olmayı kabul etti. Gerçek koyunlar
da herhalde bu 'insanlan' görünce intihar etmek-
ten başka çare bulamıyorlar."
Mektubuna, "yurttaş" olmaya çalışan birisiyim
diyerek başlayan okurum Sayın Melih Anık ise be-
nim Bauhaus mağazasında başıma gelenin aynı-
sının kendi başına da geldiğini anlatıyor mektu-
bunda. "Bauhauaida benim de başıma benzerbir
olay geldi. Teşhir fiyatı ile kasa fiyatı arasındaki
uyuşmazlığı evegelince farkettim. Evim Şişli'de...
Bauhaus karşıda... Yanlışlığı düzelttirmek için git-
sem birdert, gitmesem birdert. (Biliyorsunuz 5e/-
// bir süre içinde itiraz etmek zorundasınız.)
Kendime iş edindim. Yazılar yazarak durumu
anlatmaya çalıştım. Ashnda böyle bir durumda
ben sadece fiyattaki fark kadar fazla ödeme yap-
mış olmuyorum, aynı zamanda salt hakkımı ara-
mak için ilave masraf etmem gerekiyor. Evime
teslim istedim, ama anlatamadım. Ama sonunda,
bir uğradığımda geri ödeme aldım. Ama malum
tavırla: İşin yok mu senin?"
öbür mektuplardan söz etmeye yer kalmadı, a-
ma yukandaki dört örnek de Türkiye'de yurttaş ol-
manın zorluğunu göstermek açısından yetiyor da
artıyor zaten, öyle değil mi?
(e-posta:dkavukcuogluSsuperon line.com)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Dibi tuttu-
rularak hafif ^
yanık kokusu 2
verilmiş mu- 3
hallebi. 2/ Bir
başan karşılı-
ğmda verilen 5
armağan... 6
Kategori. 3/ -,
Ticaret eşya-
sı... îyilik, ih- 8
san. 4/ Hay- 9
vanlara vuru-
lan damga... Panltısı-
nı arttırmak için el- 1
mas taşlannm altları- 2
na konulan ince me- 3
tal yaprak. 5/ Kıl \e 4
saçlann dökülmesi 5
yadayokluğu. 6/As- 6
ya'da bir ülke... Bir 7
cetveltürü.7/Sözleş- 8
me,anlaşma...Dogal 9 \ u
vetarihselözelliklerinden dolâyı~rumaaİünaaİı-
nan alan. 8/ Osmanhlarda taşradaki nüfuzlu ailele-
re verilen san... "-,. ömür biter bir uzun sonbahar
olur" (YahyaKem*!). 9/Dinselkurallargereğince
kirlenrmş saydan bu-ş e y i e n ^ ü ç k e z Südan •[
np kirlı sayümaktîsn kurtarmak
YUKARIDAN A^AĞIYA:
1/Cevizli sucuk... Antalya'nmbir ilçesi. 2/Birüi-
miz... Yapraklanndüz ve parlak bölümü. 3/Ayıp-
lanacak şey... lçın<ie diri balık saklanan, denizden
aynlmış havuz. 4/-Içimde renkler uçuşur /—ya-
nar, yeşil tutuşur (B.R. Eyuboğlu)... Macaris-
tan'ın para bınmı 5/Cilacılıkta kullanılan bir çe-
şıt reçine. 6/ Kıderdilik bakırrundan başta gelen
diplomat... Bir notj. 7/Birpeygamber... "Hadi ver
ellenm / Ufkumd<a esen — yellerine" (B. Neca-
tigıl). 8/Havabasncı birimi... Özen. 9/Üstüka-
palı olarak anlatna... Bir kimsenin davranışlan-
na temel olan ahlüc ilkelerinin tümü