23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Atatürk'ün isteğiyle kurulan Kadıköy Halk Eğitim Merkezi 60yıldıryurttaşlara ışık oluyor Halkevleriruhu yaşıyor• "Her yerde her zaman eğitim" ilkesini temel alan Kadıköy Halk Eği- tim Merkezi'nde yetkililer yetişkinlerin eğitiminin ulusal gereklilik ve yurttaş olmanın aynlmaz bir parçası olarak hayat boyu devam eden bir süreç olarak görülmesi gerektiğini vurguladılar. GÖKÇE UYGUN Cumhuriyet döneminin en önemli aydınlanma kurumlann- dan olan Halkevleri'nin devamı niteliğindeki halk eğitim mer- kezleri, çeşitli alanlardaki faali- yetleriyle yurttaşlan eğitmeye devam ediyor. Yetişkin yurttaş eğitimini temel alan bu merkez- lerde, çok çeşitli dallarda egitim- ler veriliyor. Ulusal eğitim anlayışını be- nimseyen bu kurumlardan biri olan Kadıköy Halk Eğitim Mer- kezi, Atatürk'ün teşvik ve gayre- tiyle "Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Halfcevi" adıyla 1935'te kuruldu. Kültürel, ekonomik, si- yasal ve sosyal alanlardaki inkı- laplan halka anlatarak çağdaş medeniyet çizgisine ulaşmak amacını taşıyan Kadıköy Halke- T vi, faaliyetlerini 1953 yılından bu yana Kadıköy Halk Eğitim Merkezi adıyla sürdürüyor. Kadıköy Halk Eğitim Merke- zi yetkilileri, milli kültürü koru- mayı, geliştirmeyi ve gençlere benimsetmeyi hedeflediklerinı belirterek "Biziın ana politika- mız, çağdaş tüm toplumlarda ot- duğu gibi iyi desteklenen ulusal çapta yetişkin eğitinıidir. Çünkü bu eğitim, bireylerin olduğu ka- dar toplumların da hızla değişen koşullara uyum sağlaması için gerekfi" diyor. Yetişkinlerin eği- timinin bir lüks ya da insan ya- şamının kısa bir dönemiyle ilgi- li olarak görülmemesi gerektiği- ni vurgulayan yöneticiler şunla- n ifade ediyor: "Vetişkinlerin eğitimi, ulusal gereklilik ve yurttaş olmanın ay- nlmaz bir parçası olarak hayat boyu devam eden bir süreç ola- rak görülmeİL Bu amaçtan yola çıkan merkezimiz de kişinin gün- lük yaşamuu kolaylaştırmanm vanı sıra ona bilgi ve beceri de kazandınyor.'" 57 DALDA KURS "Her yerde her zaman eğitim" ilkesini temel alan Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, müzik, ya- bancı dil, spor, tiyatro, dans gibi Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde müzik, yabancı dil, spor, tiyatro, dans gibi alanlarda toplam 57 dalda kurs veriliyor. alanlarda toplam 57 dalda kurs veriliyor. Merkez aynca halko- yunlan, el sanatlan alanlannda araştınmalaryapıyor, sergilerve yanşmalan düzenliyor. Kadıköy Halk Eğitim Merke- zi'nde 550 kişilik çok amaçlı ti- yatro salonu, her türlü spor akti- vitesinin yapıldığı 700 seyırci kapasiteli kapalı spor salonu, an- tika değerinde Osmanlıca, Fars- ça, Ingilizce, Almanca ve Fran- sızca eserlerin bulunduğu 10 bin kitaplık birhalk kütüphanesi, 11 derslik ve 3 atölye yer alıyor. Çok sayıda ödüle değer görülen merkezin, 17 ve 13 derslikli iki de şubesi bulunuyor. ROL ALTACA Avrupa, Atatürkçü eğitimiçökertiyor tstanbul Haber Senisi - Erol Altaca Okullan'nın sahibi Erol Altaca, Avrupa'nın Atatürkçü eğitimi çökerttiğini söyledi. Altaca, Ulusal Sanayici ve Işa- damlan Derneği'nin yayın organı olan Bildiren dergisine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin eği- tim sorunlanyla ilgili görüşlerini açüdadı. Eğitimde başgösteren çöküşün nedenlerinin 1950'li yıllara dayandığını belirten Altaca, "1950'de Kemalist bi- lim yuvalan olan Köy Enstitükri bizi Baü'nın kuca- ğuıa iten bahaneterte kapatıku. Sonra Atatürk'ün kurdurttuğu Ankara KoJeji'nin eğitim düi Türkçeden tngüizceye döndürülerek dili- mize, eğitimimize ve Atatürk'e ihanet edil- di 1975'ten sonra Cumhuriyetçi oğret- menler yetiştiren ilköğretmen okuDan ve yüksek öğretmen okullan kapaülmışor. Bunlann yerine hâlâ, daha iyisi bir yana onlar kadar hatta onlara yakın bir kurum bile kurulamanuşür" ıfadesını kullandı. "Bu korkunç kattiamın iilkeye Baü'nuı da- yatması" olduğuna dikkat çeken Altaca, Atatürkçü, Cumhunyetçi, milliyetçi, vatansever pedagojik for- masyonlu öğretmen yetiştirmenin engellendiğini dile getirdi. Altaca, "Baö, Gaa Mustafa Kemal Atatürk'ü içine sindirememiştir. Lozan'dan beri onunla gizh' veya açık bir hesaplaşma içindedir. Baü, silahla, orduyia yapamayacağuu eğitim sLstemimizi bozarak ve öğreönensiz bırakarak bizi güdülebilen bir tophım hatine getirmeyi hedeflemistir" dedı. ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCÎ Haydarpaşa'da Troje Demokrasisi'... Anadolu'nun Istanbul'la buluş- tuğu Haydarpaşa-Harem arasını "Belçika'daki bürosunda" proje- lendiren mimar Şefik Birkive diyor ki: "Projeyi sakiamamnı tek nede- ni benüz ihale açıhnamasıydı?'' (Vatan-Leyla Umar-15.07.2005) Mimannuzın özrü kabahatin- den büyük değil mi? "Dünya mirasT kentimızin sa- dece peyzajını değil "kaderini" de değişrirecek dev bir projeyi "sak- h gizti" üretmek, acaba hangi çağ- daş ve demokratik düşüncenin ürünü olabilir? Projenin "ihalede açıklanması" ise mimann "lütfiı" değil? Hangi ihale "sn-" olarak kalabilir? Mimanmız şöyle devam ediyor: "Basmımızda gördüğüm resimler endişeterimi doğrularu. Ahmet Ça- lık Bey'le görüştük. Projenin çizi- mi için harcadığı 500 bin dolançö- pe atmtş ohryor. Çünkü ben otu- rup, yeni bir proje çizeceğiınJ' Bu "yeni" projenin de Ahmet Çahk'a "pababyamalolacağı''ay- nı açıklamalan arasında 0 Demek ki yüz binlerce dolan da bu kez "kamuoyu duyarhhğr sayesinde "oturarak" kazanmış olacak! Birkiye zaten 'tembih'li Mimann kazancında elbette ki gözümüz yok ama aslında bu "giz'lerle dolu proje hazırhğının Şefik Birkiye'den önce "hükü- mefin tercihi olduğunu ve mima- ra da büyük olasılıkla "açıklama- masT yönünde "tembürte bulunulduğunu tahmin etmek zor değil... Çünküproje duyulmasın. görül- mesin, hatta "yasalve demokratik kurumlar tarafindan incelenme- sn" diye özel yasa bile çıktı... Daha önce de çok yazdık, söy- ledik; 17 Eylül 2004'te TBMM'de kabul edilen bazı yeni düzenleme- lere eklenmiş tek maddelık "Hay- darpaşa Yasas"na göre, bu alan- dakı "imar ve pbnlama" işlemle- ri ile birlikte "ruhşat verme" yet- kdsi bile Kadıköy, Üsküdar ve Bü- yükşehir Belediyesi'nin elinden ahndı. Hatta Bayındırhk ve tskân Bakanlığı'nın onaylayacağı plan- lann yürürlüğü için, imar huku- kundaki "halkailanetmeveitiraz- landeğeıiendinne'' kuralı bile uy- gulanmayacak... Böylece Şefik Birkiye ya da o- nun gibi "gizli işlere" uygun mi- marlara yaptınlacak plan ve pro- jeler, hemen tüm "eleştiri'' ve hat- ta "dava açma" olanaklan da or- tadan kaldınlmış olarak; dahası, kenrin belediye meclislerinden bi- le "kaçınlarak" hemen uygulan- maya başlanabilecek... Haydarpaşa üzerindeki işte bu oyunlar önceki hafta tstanbul'da ev sahibi olduğumuz "Uluslarara- sı Mimaıiar Birliği (UIA) Dünya Mimarhk KongresTnde de gün- deme geldı. Kongreden önce yaptığımız; "geün projenizi dünya mimarlan- nasergileyinvebu bir daha elegeç- meyecek e\rensel mimarhk orta- mının görüşlerini ahn?" davetimı- ze de sessiz kalan mimar Şefik Bırkiye ile hükümetin bu "kaça- mak'" tutumu. sadece şehırcilik açısından değil. "demokrasi ve kentii haklan" açısından da değer- lendırildi. Sonunda, UIA Genel Kurulu, bu gibi tutumlann tüm "dünya kentJerT için ciddi tehhkeler taşı- dığını saptayarak 120 ülkeden de- legelerin oybirlığiyle şu karan al- dı: "Kentleri etküeyecek her türlü mimarhk ve şehirciMkprojeleri, de- mokratik,açlkw katdnnayasalar- la uygulanmahdm.."' Erdoğan'ın 'sözû' var Şimdi hem mimar Birkiye "nin. hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğannın UIA'nın Istanbul'da 10 Temmuz 2005 günü almış ol- duğu bu karara "uymalan* geTe- kiyor. Çünkü Birkiye de UIA'ya üye olan 1.3 milyon mimardan biri. Türkiye'de "meskğini uygulama yıetkisi'' de Mimarlar Odası kanahy- la bu üyeli- ğine bağlı olduğun- dan. UL\ ka- rannıntaran değil savunucusu" ohnak zo- runda... Erdoğan ise Dünya Mimarlık Kongresf nin 3 Temmuz 2005 gü- nü Yedikule Zindanlan'nda yapı- lan açılış törenındeki konuşmasın- da, tüm kıtalardan 5000 mımara ve katılan herkese şu sözü verdi: "tstanbul'da gerçekleşmesinden mutluluk duyduğumuz bu kong- renin sonuçlannı değeriendirece- KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicakia yahoo.com.tr HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BÎLGIN hayatepika mynet.com O halde öncelikle yapması ge- reken "İstanbul'uetkileyecekHay- darpaşa-Harem projesT için dü- zenlenmiş "demokrasiyi, açıkhğı ve kaahmcıhğı yok eden" yasayı geçersizkılmak.. Sonra da sadece Birkiye'nin de- ğil, başta belediye ohnak üzere ünrversiteler, odalar ve ilgililerin hep birlikte "oturmalarmr sağla- yacak bir "proje demokrasisi''ni yaşama geçirmek.. oekinciuı cumhuriyetcom.tr ULAN KIM OYNUY.OR ACABA SAY1N ECEVirtN SAÖLIĞIYLA BE?!.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN m ı L.I L; 20 Temmuz tnne.mumtaz-arikan.com FİKRET MUALLÂ'NIN ÖLÜMÜ.. İX7'PE gt/GÜN, ÛULÜ RSSSAM F/&SET MUALlA MÜHEMDiSL/t: ÖĞ/SBA/JMt İÇtN GİTTİĞt 'PA İ Ğ i i f ÇGıNOe &4ŞLAYAM AL/COL 7ZnCOSt/ VE BA2t J , Ş SOYUMCA OfJU ETfdLEMİŞTİ. SU HEDEHLe &İR- tcAÇ KEZ AkllL HA£rAMEL£R.iNt>E TBDAVf GÖSMÛŞ7İI. YAÇAMIMIN SO/V 2£~ Y/LfA/f F&4NSA '&A <SEÇİ&EM f=İK&£T MüAUA, RESfAAL£/£/A/tM ÇOĞUAIU Bu OEV- t F/GÜISA7~if= G6S/M AfJLAyrŞffi/DAM Ç Ç yA~PfTL4g./A/O4 O/fA- VU&UMCU(EKSP/ZESYOA/lSr} VE POU/STÖj BAKIRKÖY2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI Dosya No: 2005/348 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetlen yazılı mallar satışa çıkanlrnıştır. Birinci arttırma 29.07.2005 günü 13.40 ile 13.50 saatleri arasında Londra Asfaltı N: 68 Mılpa merkez binası Merter adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerin yüzde 60'ına ısteklı bulunmadığı takdırde 03.08.2005 günü ay- nı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar kı artırma bedeli- nin malın tahmin edilen değerinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olması \ e bundan baş- ka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesinın şart olduğu, mahcuzun satış bedelı üzerinden % oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesının icra dosyasında görülebıleceği. masrafı verildiği lak- dirde şartnamenın bir ömeğınin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi al- mak ısteyenleruı >Tikanda yazılı dosya numarasıyla daıremize başvurmalan ılanolunur. 13.0^.2005 Muhammen kıymcri Lira: 12.000 YTL. Adedi: 1 Cinsi (Mahiyeti ve nitelikleri): 23 EY 888 plakalı Fiat maka hususi otomobil 1.6 ELX 2001 model gece mavisi renginde 0342285 motor, 2 FA18500000381782 şasi nolu sağlam anahtar ruhsat mevcut. Basın: 34200 VEFAT Baromuz üyesi AVUKAT KÜRŞATTUĞFANTOKER geçirdiği bir rahatsızhk sonucu vefat etmiştir. Cenazesi 19 Temmuz 2005 Sah günü ikindi namazmdan sonra Narhdere Merkez Camii'nden Narudere Yukan Mezarlığı'na defhedilmiştir. Ailesine ve meslektaşlanmıza başsağhğı dileriz. İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI Nüfus Cüzdammı kaybettim. Hükümsüzdür. BEHtYE ERKILINÇ PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yurttaşlık Yurttaşın, Nişantaşı'nda bir dişçi randevusu var, ara- basını Şakayık Sokağı'nda bir kaldınm kenanna park edip gidiyor. Geri döndüğünde arabasının yanında iki genç adam durmuş, biri arka sağ kapıya yaslanmış, karşısındaki apartmana bakıyor. öbürü, yurttaşa, "Beş milyon" diyor. Yurttaş, "Ne için" diye sorduğunda, "Park ücreti" yanrtını alıyor. Yurttaş, ödemeye razı, an- cak karşılığında kasa fişi istiyor. "Fiş yok!" diyor genç adam. Aynı anda sağ arka kapıya yaslanmış öbürü is- tifini bozmadan yurttaşa, "Uzatma!" diye sesleniyor. Yurttaş anlıyor ki pabtıç pahalı, direnirse başına bir "ka- za" gelecek, para çıkarmak üzere elini cebine atyor. Her zaman şans kötülere gülecek değil ya, o sırada sokakta bir polis arabası beliriyor. Yurttaş el sallıyor arabaya, araba duruyor, yurttaşın şikâyeti üzerine po- lisler iki "uyanık"ı götürüyorlar. Olay böylece kapanıyor mu? Hayır, polis arabası gittikten sonra yurttaşın yanına, götürülen o iki gencin arkadaşlan oldukları anlaşılan dört kişi yaklaşıyor. "Yaptığın iş doğru mu" diye sorguluyorlar yurttaşı, "Çocuklann işinibozdun, sanayakışırmı bu" diye so- ruyorlar. Yurttaş, adamlann arasında koaımasız kal- mış. Ne yapsın, ne desin? Alttan alıyor, "hatasını" ka- bullenmiş görünüyor; isteseler beş değil on milyon ve- recek, fiş sözcüğünü de ağzına almayacak. Ama adamlar para istemiyorlar, "Seni bir daha buralarda görûrsek bacaklannı kıranz" deyip gidiyortar. Ne var ki burada da kapanmıyor "olay", çünkü adamlar uzak- laştıktan sonra başkalan çıkıyor sahneye. Bu "başka- lan" o yurttaş gibi sıradan insanlar, onun gibi yurttaş- lar yani. "Senin başka işin miyok" diye çıkışıyoriar, ara- basına binmeye hazırlanan adamcağıza, "Ya şişleyi- verselerdiseni, değermiydibeş milyona" diyesoru- yorlar. Yurttaşın alnından boncuk boncukterierdökü- lüyor, o sokağa geldiğine geleceğine bin pişman, ara- basına binip olay yerinden uzaklaşırken kafası allak bullak, doğru mu, yanlış mı yaptığına bir türlü karar ve- remiyor. Taksim'i Firuzağa'ya bağlayan, üzerinde Alman Hastanesi'nin de bulunduğu caddenin adı ezelden beri "Sıraserviler", cadde tabelasında da böyle yazı- yor zaten. Fakat Taksim Aianı'nda çevredeki cadde- leri gösteren mavi işaret oklannda ise caddenin adı "Sı- raselviler" diye yazılmış. Ortada bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa her gün oradan geçen binlerce, hatta on binlerce insan tanık oluyor. Fakat hiç kimse umursa- mıyor. Yurttaş ise bu gibi tuhaflıklara karşı duyariı, "Ge- lip geçenler neyse, ama orada oturanlar, işyerieri o caddede olanlarumursarlarbelki" diye düşünüyor. Gi- dip Sıraserviler Caddesi'ndeki bir otelin müdürü, bir eczanenin sahibi, bir de gazete bayii ile konuşuyor. Konuştuklannın üçü de hayretle bakıyor yurttaşın yüzüne, en açık sözlüsü de gazete bayii, "Sizin baş- ka işiniz yok mu" diye soruyor tüm iyi niyetiyle. Yurt- taş artık biliyor ki "Sıraserviler"\ "Sıraselviler" diye gösteren o yanlış yol işareti ebediyen kalacak Taksim Aianı'nda. E 5 karayolu üzerinde Bauhaus adında dev boyut- ta bir mağaza var. Yurttaş, üzerlerinde fıyat bulunma- yan iki paspas beğeniyor, bir görevliye fiyatlannı so- ruyor. "9.90 YTL" diyor görevli. Alıyor, kasaya geliyor, başka şeyler de almış, ödemeyi yapıyor. Kasa fişini alınca görüyor ki paspas başına 12.90 YTL ödemiş, itiraz ediyor. Bölüm yöneticisi olduğu söyfenen bir gö- revli geliyor kasaya. Yurttaşın beklediği yalnızca bir "özür"; görevli ise bu sözcüğü hiç duymamış. Yurtta- şa, fiyatlann o sabah değiştiğine, etiket yazmaya za- man bulamadıklanna ilişkin bir "öykü" anlatıyor. Yurt- taş, "Yasaya göre satışa sunduğunuz her malın üze- rinde fiyat etiketi bulundurmak zorvndasınız," deyin- ce de "Yok öyle birşey" diye bilgiççe bir yanıt veriyor. Göz göre göre aptal yerine konulan yurttaşın sesi yükselince görevli, "Sesiniziyükseltmekle sorunu çö- zemezsiniz" dedikten sonra, "gidin danışmada para- nızı iade etsinler" diye ekliyor. "Sorvn, aradaki altı li- ralık fark değil, sorun sizinki gibi büyüklük iddiasın- daki bir kuruluşun kural tanımazlığı" diye yanıtlıyor yurttaş. Ama görevli de, çevreden "Uç beş lira için tar- tışmaya değmez" diye yurttaşa sitem eden insanlar da anlamıyorlar ne demek istediğini. Kısacası "yurttaş" gibi yurttaş olmak giderek zor- laşıyor bu ülkede. e-posta; dkavukcuoglu " superonline.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Taze iken kabuğuyla birlikte kuru- tulmuş fasul- ye. 2/ 1950'li yıllarda ülke- mizde büyük seyirci topla- 6 yan, Raj Ka- -, poor'un hem oynayıp hem de yönettiği Hint fikni... Parlak kırmızı renk- te bir süs taşı. 3/ "Uydurma söz, ya- lan" anlamında argo sözcük. 4/ Asya'da bir ülke... Eski Mı- sn-'da güneş tannsı. 5/ Izmir'in Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür bilye oyunu... Anadolu halklarınm en eski ana tannça- sı... Bir renk. 6/ Toprağı kazıp siper yapnıak. II Akdeniz yöresinde kendiliğinden yetişen ve do- kumacılıkta kullamlan bir bitki... 1954'te Metin Toker tarafindan yaymılanan haftahk haber der- gisi. 8/ Tabaka... Bir şeye inanarak bağlanış. 9/ Atın eşkin yürüyüşü... Üzerinde fılm çevrilen stüdyo düzlüğü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Koyun, keçi gibi hayvanlann kuyruklan altuı- daki kıllara takılıp kuruyan pislik. 2/ Işsiz, ay- lak... "Samıt" de denilen ve sözsüz oynanan köy seyirlik oyunlanna verilen genel ad. 3/ Türk mü- ziğinde 8/8'lik bir usul. 4/Uzak... Radyum ele- mentinin simgesi. 5/ Arnavutluk'unparabirimi... Eski dilde su... Halk dilinde ayrana verilen ad. 6/ Ölçüp biçmek. II Yunan abecesinin ilk harfi... Yankı. 8/ Yemen ve Etiyopya'da yetişen, yaprak- lan uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren bir ağaç... Ağızda güç eriyen bir cins şeker. 9/Ileti- şim dizgesi birliği... Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıknıtı bölümü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear