Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ 2005PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGUIV
ALt SİRMEN
Sahipsiz Kent
Sevgili,
Okuryazariığın pek muteber olmadığı Türkiye'de
ünlü bir çizer yazanmız var, Behiç Ak.
Gerçekten de Behiç yalnız enfes öykü ve oyun-
lanyla, parlak bir zekânın, bakış açısını ters yüz
ederek çalışmasının ürünü olan biçemiyle çok öz-
gün bir yazar olarak çıkmıyor karşımıza. O aynı za-
manda, Cumhuriyet'te izlediğimiz çizgileriyle, her
gün bir köşe yazısı yazıyor.
Mesleği gereği kent, meşrebi gereği doğa başta
gelen ilgi alanlan.
Onun çizgi köşe yazılannı izlerken, tıpkı Oktay
Ekinci'nin düzyazılanndaolduğu gibi, kentimizin sa-
hipsiz olmadığını görür, sevinirim.
Şimdilerde ayıptırsöytemesi ama, ben doğma bü-
yüme, hatta ailemin geçmişine bakılırsa, birkaç
yüzyıllık Istanbulluyum.
Kenti hoyratça talan eden insanlar içinde, küçük
bir azınlık olarak, kendi kentimize sahip çıkamama-
nın hüznünü duyarak yaşıyoruz.
LJse yıllarımda, 1 milyonluk bir kent olan Istan-
bul, şimdi nüfusu 13-15 milyona yaklaşan bir me-
gapol oldu.
Dışardan gelenler, dünyanın birkaç Ece kentin-
den biri olan Istanbul'u vandalizmi aratmayan bir
hoyratlıkla talan ettiler. Ece kenti deyimi Sevgili,
Enis Batur tarafından Paris için kullanılmıştır; Is-
tanbul'a da çok yakıştığını düşünerek, ondan izin-
siz olarak ödünç aldım.. sanınm hoşgörü ile karşı-
lar.
• • •
Niteliğin önceliğini yitirdiği, niceliğin egemenliği-
ne teslim olduğu demokrasilerde, nitelikli bir azın-
lığın, kentine ya da herhangi bir değere sahip çık-
masının niteliksiz niceliğin egemenliği karşısında
bir anlamı olmuyor.
Istanbul, kural dışı olanlann kurallan saptadığı bir
kenttir artık.
Böyle olunca da, angut çoğunluk, dilediği gibi ca-
nına okur bu kentin. Sahiplenenleri azınlıkta oldu-
ğu için, henüz yerleşik kentli kıvamına erişmemiş
göçebelerin egemenliğine karşı bir şey yapılamaz.
Yanlış anlaşılmak istemem. Hiçbir kentin, bizim
en güzel yıllanmızdaki anılanmızı, onu ilk gördüğü-
müz şekliyle banndıran bir müze gibi donup kalma-
sını bekleyemez, isteyemeyiz.
Istanbul da değişecek, günün gereksinimlerine
ayak uyduracak; eski dokunun yanında, yaşanan
her dönemin simgesi yapılarfa yeni dokularia zen-
ginleşecekti.
Ama gelişme öyle olmadı, çağın yapıları, gerek-
sinimlerinden çok, kural ve estetik dışı, kentin kent
olmasını sağlayan öğelerden yoksun, garip bir de-
ğişme sürecine girdi ve "Ece Kent", bir "UrKent"e
dönüştü. Bu gelişmede geniş kitlelerin hamervah-
lığı kadar, onlann temsiicilerinin hödüklükleri de rol
oynadı.
• • •
Benim favorim, çizer yazar Behiç, bir avuç tut-
kulu insanla birlikte son zamanlarda bu olgu üze-
rine eğilmiş durumda.. sahipsiz kenti sahiplenme-
ye çalışıyor.
Olumsuzluklann olumlu öğeleri geride bıraktığı bir
dönemde, şaşıtası bir şey olmakta ve kente sahip
çıkmaya çalışan azınlık sesini duyurmaya ve etkili
olmaya başlamakta...
Marmara'nın simgesi, vapurtanmıza karşı başla-
tılan saldında, kentin sahipleri "Vapurumu vermi-
yorum" kampanyasında şaşılacak bir etkinlik ser-
gilediler.
Olayın kendi boyutlannı aşan bir gelişmeydi bu.
Şimdi de Haydarpaşa Gan civannı ucubeye çevir-
meye çalışan girişimlere karşı gösteriliyor aynı di-
reniş.
"Bu tür tacizlerin kararını kim verir, nasıl uygula-
maya sokar, bu cesareti nereden alır" sorulan, hep
kurcalamıştır aklımı.
Gerçekte çağdaş bir kent; içinde yaşayanlann,
onun değerini bilenlerin ortak zenginliği olduğuna
göre bu tür girişimlerin kent halkına danışılarak,
uzun uzun tartışılarak yapılması gerekiyor.
Burada medyaya da büyük görevler düşüyor.
Ama bizim medyamız, ulusal yapısı dolayısıyla ye-
rel sorunlarafazla önem vermez olduğu için, bu ken-
te sahip çıkma işlevini yeterince yerine getiremiyor-
du.
Son zamanlarda kentin gönüllü savunuculannın
da etkisiyle, basınımızda olumlu bir kıpırdanma gö-
rülüyor.
"Galiba", diyorum kendi kendime, "bu gelişme
böyle sürerse, Istanbul sahipsiz kent olmaktan kur-
tulacak ve talan süreci de geride kalmaya başla-
yacak."
Tabii ki, birden olmayacak bu. Ama kimi gelişme-
ler, bu iyimseriiğimi pekiştiriyor.
Talandan ve hödük tacizden tümüyle kurtulmuş
bir Istanbul'u görmeye ömrüm yeter mi bilmiyorum,
ama böyle bir şeyin olabileceğini düşünmek bile be-
ni mutlu etmeye yetiyor.
asirmen(g cumhuriyet.com.tr
1994'TE PKK SALDIRMIŞTI
Uğrnkköyünde
öldürülenler unıldı
DlYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'ın Dicle ilçe-
sine bağlı Uğrak köyü
Diktepe mevkiinde 16
Temmuz 1994'te
PKK'liler tarafindan öl-
dürülen 7 kişi dün dü-
zenlenen birtörenle anıl-
dı.
Uğrak köyündeki tö-
rene Dicle Kaymakamı
ÜmitCanuJdakîl Jan-
darma Komutan Yar-
dımcısı Kunnay Albay
SuIhiTîryaki, Dicle Jan-
darma Komutanı Hacı
Özbek ve yakınlarını
kaybeden köylüler ka-
tıldı. Olayda yaşamını
yıtıren Mustafa Biçer
(63), Ensari Dinç (38),
MahmutKaya (35), Ra-
mazan Biçer (31K Hfi-
seyin Kaya (28), Orner
Dinç(16),ZahireKaya
(15) için bir dakıkalık
saygı duruşunda bulu-
nuldu, sonrasında Istik-
lal Marşı okundu. Duy-
gulu anlann yaşandığı
anma strasında konuşan
Kaymakam Canulak,
"BizferbinJerceyıkürbu
topraklarda aynı amaç
için biıükte kardeşçe ya-
şadık. Bu dönemde bir-
Uğimize yönelik çok
oyunlar oynandı, ancak
hiçbirindebaşanhohma-
madı ve ohınamayacak
da" dedi.
TEM Dairesi Emniyet Amiri Kasım Varol, terörün son dönemini ve kalkınmaya etkisini inceledi:
Dind ömütlertaşeronAIVKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Terörle Mücadele Dairesi Başkanh-
ğı'nda görevli emniyet amıri Kasun
Varol, Türkiye 'de yaşanan terörün dö-
nemlerini ve kalkınmaya etkisini in-
celedi. "Terör-Kalkmma ve Türki-
ye'' başlıklı çahşmada, terörün bir
kriz olgusu ve bunalımın üriinü oldu-
ğuna işaret edıldi. Çahşmada, terör-
le, siyasal ıhşkiler, bölgesel ve ülke
düzeymdeki siyasi, toplumsal sorun-
lararasında ilişki olduğuna işaret edil-
di. Varol, dinci terör örgütlerinin bir-
çoğunun zamanla yabancı ülkelerin
taşeronuna dönüştüğüne de dikkat
çekti.
Çahşmada, teronzmin çok yönlü,
çok boyutlu karmaşık bir sorunlar
yumağı olduğu vurgulanırken "En
basit ifadeyle terör bir kriz olgusu ve
bunahmm ürünüdür" denildi. "Tür-
Idye'nin kalkınmasını istemeyen güç-
ler, sürekli olarak onu siyasi, ekono-
nük, sosyaL pohtik ve küttürel yönler-
den baskı aranda tutmanın voDannı
• "Terör-Kalkınma ve Türkiye" başlıklı çalışmasında terörün bir kriz olgusu ve
bunalımın ürünü olduğuna dikkat çeken Varol, dinci terör örgütlerinin birçoğunun
zamanla yabancı ülkelerin taşeronuna dönüştüğüne dikkat çekti.
aramaktadırhr" yorumunun yapıldı-
ğı çalışmada, iç terör hareketlerinin
zamanla birçok ülkeyi kapsayacak
şekilde yaygınlaştığına işaret edildi.
Dünyadaki terör hareketlerinin peri-
yodik olarak ve dalgalar halinde or-
taya çıktığı belırtılen çahşmada, "Ba-
zen önemini vitirmis, gibi görünse de
bilahare yeniden hızkazandığı görül-
mektedir. Terörün hız kazandığı dö-
nemlerdeterorizmle uhıslararası siya-
sal itişkUer, bölgesel ve ülke düzeyin-
deki siyasive toplumsal sorunlar ara-
smda yakın bir iüşldnin buhınduğu-
nu söylemek mümkündür" denildi.
PKK'nın eylemlere başladığı 15
Ağustos 1984 yılından itibaren özel-
likle Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgesinde eylemlerini yoğunlaştırdı-
ğı anımsahlarak "Ulkede refah ve hu-
zurortamuuntesisedilmesi için PKK
terör örgütüne karşı yürütülen ka-
rarh mücadelenin Türkiye ekonomi-
sinemaliyeti 120-130 mflyar ABDdo-
lannı bulmuştur" değerlendırmesi
yapıldı.
Dini motifli terörün, 1990 'h yıllar-
dan itibaren insanlann dinı inançla-
nnı istismar ederek kamuoyu günde-
mine geldiği vurgulandı. 1980'li yıl-
lardan sonra çeşitli adlar alhnda fa-
aliyet gösteren Islami Hareket Örgü-
rü, Hizbullah, ÎBDA'C, Kudüs Or-
dusu gibi birçok örgütün kurulduğu
belirtilen çalışmada, "Kunılan bu ör-
gütJerin birçoğu zamanla yabancı ül-
kelerin destek veyönlendirmesi sonu-
cu bu ülkeler adma taşeron olarak çe-
şitli adam kaçınna, bombalama ve
sujkast eylemlerİDe kanşnuştır'' denil-
di. Çalışmada, 1980'li yıllann ikinci
yansmdan sonraözeUikle Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu bölgesindeki iller-
de taban bulan ve gelişen Hızbul-
lah'ın, 1990'hyıllarlabirliktebatıya
açılım yaparak Türkiye'nın birçok
iline yayıldığı kaydedildı.
Varol, EI Kaide bağlantıh uluslara-
rası terorizmin, 1990'h yıllann ikin-
ci yarısından itibaren Ortadoğu'da
Usame Bin Ladin gibi kontrolden
uzak kalanlar tarafindan oluşturuian
kamplarda eğıtim alan kişilerin dün-
yanın birçok yerinde gerçekleştirdik-
leri eylemlerle adını duyurduğunu di-
le getirdı. 1988 yılında Ladin tarafin-
dan kurulan El Kaide örgütünün, Af-
ganistan ve Pakistan'da açtığı kamp-
larda dünyanın birçok ülkesinden "ci-
hat" amacıyla gelen brnlerce insanın
ülkelere gönderildiğı anlatılan çalış-
mada, "Birbirinden bağnnsız bu hüc-
reler, dünyanın birçok ülkesinde ger-
çekteştirdikieri intiharsaktmsa türüey-
lemlerle El Kaide terör örgütünün
uhıslararası nitelik kazanmasuıı sağ-
lanuşlardır. El Kaide terör örgüfü ile
bağlannlı olarak gerçekleştirflenbuey-
lemlerden ne yaaJk ki Türkiye de et-
kUenmBtir. 15-20 Kasun 2003 tarih-
lerinde tstanbul'da gerçekkştirDen in-
tiharsaldınsında 58vatandaşımız ha-
yaünı kaybetnüş, 753 vatandaşımız
ise yaralannuşür'' denildi.
Türkiye'nin dünyadaki birçok ül-
kenin aksine terorizmle mücadelesi-
nı demokratik kurallar içerisinde yü-
rüttüğü belirtilen çalışmada, "Oysa te-
rörle mücadele eden ABD gibi dün-
yadaki birçok ülke terörolaylannı ba-
haneederek vegüvenlikendişesi Se Öz-
gü>tulderiktsrtlayabümekte,bazıvTirt-
taşhk haklannı askıya alabilmekte-
dir. Baa ülkeler ise terör olaylannın
önlenmesi için yabnmlan azaltarak,
işçi çıkararak savunma harcamalan-
na büyük çapta kavnak aktarmakta-
dırlar" değerlendirmesi yapıldı.
DYP GENEL BAŞKANI AGAR:
Hükümetterörü
yoksaytyor
• Teröre karşı çok yönlü ve eşzamanlı bir
mücadele gerektiğini vurgulayan Ağar,
"Bunun temelinde güçlü bir siyasi irade
gerekmektedir. Hükümet adeta gözünü
kapamış bir şekilde terörü yok
saymaktadır" dedi.
GtRESUN (Cumhuri-
yet) - DYP Genel Başka-
nı Mehmet Ağar, artan
terör olaylan karşısında
AKP hükümetinm tavn-
nı eleştirerek "Hükümet
adeta gözünü kapamış bir
şekfldeterörüyok saymak-
tadff" dedi.
Giresun Başar Otel'de
basm toplantısı düzenle-
yen Ağar, erken seçim
çağnsını yineledi. Seçun
talebinin yüksek sesle di-
le getirilmesinin ardından
parlamentonun da buna
karşı çıkamayacağını ifa-
de eden Ağar, "Bugünkü
şartiar Türkiye'yi o tara-
fa taşunaktadır. Ekono-
mik şardardan tutun, dış
pohtikalardaki dar alana
sıkışmalar ve siyaset aV
şmdakaimasmıarzuetme-
mize rağmen terördekige-
Bşmeler son derece rahat-
sız edici boyutta artnuş-
ür" diye konuştu.
Ağar, bir gazetecmm
artan terör olaylanyla ü-
gih sorusuna şu yanıü ver-
di:
"Teröre altyapı hazırb-
ğındaki tüm sosyo-ekono-
mik sorunlan çözecekted-
birier paketi olmah ve bu-
nu samimi olarak uygula-
mah«iint7- Dolayısıyla çok
yönlü ve eşzamanh olarak
yürütülecek mücadele bi-
çimi ohnah. Bunun teme-
Bnde güçlü bir siyasi ira-
de gerekmektedir. Hükü-
met adeta gözünü kapa-
mış bir şekilde terörü yok
saymaktadır.'
1
Ağar, toplanünın ardın-
dan Giresun Zıraat Oda-
sı'nca (GZO) Atapark'ta
kurulan "Fındığım 7 Mffl-
yon" çaduını ziyaret etti.
Ağar, burada yaptığı ko-
nuşmada, fındığa sahip
çıkmanın Karadeniz'e,
onun da Türkiye'ye sahip
çıkmak olduğunu ifade
ederek "Fındıkkonusun-
da bir an önce mifli poö-
tika ohıştunıhnah. Fındık
üreticisioe sahip çıkrima-
h. Bugünkü şaıilara göre
findık en az 7 YTL ohna-
h. Başlaülan bu kampan-
yanın findıktan başka ge-
çim alternatifi ohnayan
tüm Karadeniz'e yaydma-
smı diöyorum" dedi.
Ağar, GZO Başkanı
Özer Akbaşh'dan, sepet
içindeki yeni ürün findı-
ğ^ 7 YTIJden sarın aldı.
TZD Başkanı Yetküı, Istanbul'da tüketikn etin yüzde 60'uun kaçak olduğunu vurguladL (Fotoğraf: AA)
TZD Başkanı Yetkin, yarım milyar dolariık kayıp olduğunu açıkladı:
Türkiye kaçak cennefi
ANKARA(Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye Ziraatçılar Derne-
ği (TZD) Genel Başkanı Ibra-
him Yetkin, Türkiye'ye cıddi bo-
yutlarda kaçak tanm üriinü giri-
şi olduğunu belirterek "Türki-
ye, kaçak tanm ürünJeri cenneti
hatine geldi" dedi.
Yetkin, kaçak tanm ürünlerinin
girişini önleyecek mekanizma-
nın ve sistemin düzgün işleme-
diğini, bu konuda gereklı tedbir-
lerin bir an önce alınması gerek-
tiğini belirterek Türkiye'nin seb-
ze, meyve ve tanm ürünlerinde
neredeyse yanm milyar dolariık
bir net kaybı olduğuna dikkat
çekti.
Kaçak yollarla tanm ürünleri
girişini önlemek için öncelikle
tanm ürünleri mahyetlerini düşü-
rerek, çiftçinin rekabet edebüir ha-
le getirümesi gerektiği görüşünü
savunan Yetkin, "Kaçak girişler
konusunda da gümrük kapılan-
na ve sınniara sahip çıkmamız
lazun" dedi. Yetkin, Türkiye'ye
kaçak yolla sokulan bazı ürünle-
re de şu örnekleri verdi:
"Düm-a findık ihrjyacuun yüz-
de 75'ini karşılamasuıa rağmen
Türkhe'vç, Gürdstan'dan kaçak
findık giriyor. Suriye'den çay,
Çin'den sarmısak, İran'dan kar-
puz, muz, kivi, ehna, kuru üzüm,
yerfistğı, ceviz, Irak'tan ça>, pa-
muk, nohut ve karpuz gibi tanm-
sal ürünler girdi Istanbul'da tü-
ketikn etin yüzde 6O'ı kaçak."
ADD ve iP'nin öncülüğünde yapılacak eylemden bazı çevreler rahatsız oldu
Lozan'a karşı çıkanlar vatan haini
• Isviçre'de
düzenlenecek
"Lozan2005"
etkinliği
kapsamında
panellerin yanı sıra
24 Temmuz pazar
günü Lozan'da
geniş katılımlı
bir yürüyüş
gerçekleştirilecek.
Istanbul Haber Servisi - Atatürk-
çü Düşünce Derneğı Genel Başka-
nı Ertuğrul Kazana, Lozan Antlaş-
ması'nm Türkiye Cumhuriyeti'nin ta-
pu senedi olduğunu belirterek "Lo-
zanTaUgüiohunsuz sözsöyieyen, ka-
lem oynatan ve Lozan'a karşı çıkan
kim varsa vatan hainidir" dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD), İşçi Partisi Ulusal Strateji
Merkezi ve çeşitli sivil toplum örgüt-
lerince Lozan Antlaşması'nuı 82.
yıldönümü nedeniyle 22-24 Tem-
muz tarihleri arasmda tsviçre 'de dü-
zenlenecek olan "Lozan 2005" etltin-
liklerinin programı ve amacı konu-
lu bir basm toplantısı düzenlendi.
Tünel'deki Ulusal Strateji Merke-
zi'ndekı toplantıda konuşan "Lozan
2005" etkinliği düzenleme kurulu
üyesi Ulusal Kanal Yönetim kurulu
Başkanı Ferit İbever, etkinlik için
îsviçre makamlanndan tüm izinle-
rin alındığını söyledi. "Lozan
2005"ten rahatsız olan çe\Telerin
özeUikle internet ortamını kullana-
rak tehditler savurduğunu ve tedir-
ginlik yaratmaya çahştığmı anlatan
Ilse\er, "Ancak Cumhurbaşkanınuz
Ahmet Necdet Sezer'in desteği, Tür-
kiye'deki ve ynrtdışuıdaki vıırtsever-
ler ve dış temsflcttUderimizin çahş-
malanyla etkinliğimize karşı yapı-
lan tertibi engelledik. boşa çıkardık.
Emeği geçenlere teşekkür edh oruz"
diye konuştu.
llsever, "Lozan 2005" eyleminin,
Türk ulusunun özgüvenini pekişti-
receğini söyledi.
GAZETECt
Tarkan son
yolculuğuna
ıığurlandı
tstanbul Haber Servisi
- Ankara'daki e\inde ön-
ceki gün yaşamını yitiren
eski Basm Yayın ve En-
formasyon genel müdür-
lerinden gazeteci-yazar
ÖmerTarkan'ın cenaze-
si, dün Karacaahmet Ca-
mii'nde öğle vaktı kılı-
nan cenaze namazınnı ar-
dmdan götürüldüğü Bey-
lerbeyi Nakkaştepe'deki
aile mezarhğında defhe-
dildi.
Cenaze törenine, Tar-
kan'm ailesi ve yakınla-
nnın yanı sıra Devlet Ba-
kanı Kürşad Tüzmen, ts-
tanbul Valisi Muammer
Güler, Milliyet Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
Sedat Ergin ve sanatçı
Hale Soygazi'nm de ara-
lannda bulunduğu çok sa-
yıda kişi katıldı. Tüzmen
ve Güler, törende Tar-
kan'uı kızı Zeynep ve ai-
lesine başsağhğı dıleğın-
de bulundu.
Kürşad Tüzmen, tören-
de gazetecilere yaptığı
açıklamada, Ömer Tar-
kan'ın basın ve medya
için son derece değerli,
yüksek kaliteli, işini bilen,
ciddi bir şekilde çalışan
kişi olduğunu ifade ede-
rek Tarkan'm en verimli
çağında kaybedildiğini
söyledi.
Milliyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Sedat
Ergin de, Ömer Tarkan' ın
çok iyi eğitim almış, iyi
yetişmiş bir kişi olduğu-
nu ancak Türk basınının
Tarkan'dan gereğince ya-
rarlamp yararlanamadı-
ğmın tartışılır bir konu
olduğunu söyledi. Ergin,
Tarkan'ın yaşasaydı 2 gün
sonra Dışişleri Bakanlı-
ğı'nda göreve başlayaca-
ğmıanlattı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
PKK eytemlerinin en şiddetli olduğu
günlerde Yüksekova, Hakkâri ve Wan
gibi kritik yörelerdeydim. Ne olduğu-
nu, bölge halkının bu öldürme ve pu-
su kurma eylemlerine karşı nasıl bir
tepki gösterdiğini oğrenmeye çalıştım.
Bölgenin etkili isimlerine, sıradan yurt-
taşlara sorular sordum, cevaplar al-
dım.
Eski HADEP yöneticisi Hikmet R-
dan'ın öldürülmesi, er Coşkun Kı-
randi'nin kaçırılması ve daha da
önemlisi yollara mayın döşenerek on-
larca insanımızın ölümüne yol açılma-
sı; PKK'nin yeni bir eylem planı içinde
olduğunu gösteriyor. Bu eylemlerin
esası bölgeyi yeniden ölüm, çatışma
ve şiddet ortamına çekmektir. Şimdilik
hedefine doğru yürüdüğünü söyleye-
biliriz.
PKK bu eylemleri neden yapıyor?
Bu eylemlerin arkasında hangi güçler
bulunuyor? PKK'nin bu eylemlen' ne-
den yaptığını tam olarak çözebilmiş
değilim. Bölgedeki insanlarla konuş-
tuğumda PKK'nin eylemlerini tasvip
PKK Bu Eylemleri Neden Yapıyor?
etmediklerini gördüm. Ancak, bu öl-
dürme olaylanna karşı fazia tepkili de
değillerdi. Bu eylemlere kendilerine
göre gerekçe bulmaya çalışmalan öne
çıkıyordu.
• • •
PKK bu eylemleri neden yapıyor?
Birinçi ve önde gelen ihtimal; Abdul-
lah Öcalan. PKK üzerindeki etkisini
devlete göstermek istiyor. "Beni cid-
diye alacaksınız, benimle oturup ko-
nuşacaksınız" demeye çalışıyor. Hatır-
layalım, geçen eylül ayııida "Artık ben
eylemlere engel olamam" anlamına
gelecek sözler etmişti. Aynca PKK'nin
yeniden kurulmasını istemişti. Eylem-
ler onun istediği doğrultuda gelişiyor.
İkinci ihtimal; Kuzey Irak'ta Kürt ör-
gütlerinin Irak'ın yeniden kurulması
süreci içinde ciddi mevziler kazanma-
sı PKK'yi hevestendirmiş olabilir. "On-
lar çok haklara sahipler, biz neden
değiliz" diye düşünebilirler. Çünkü
Kuzey Irak'taki Kürtler kendi dillerinde
eğitim yapıyorlar, kendi meclislerine
sahipler ve şu anda Irak Devlet Baş-
kanı bir Kürt IkJeri olan Talabani.
• • •
Üçüncü ihtimal ise bölgede çözüle-
meyen sorunlann Kürtler üzennde ya-
rattığı umutsuzluğu tepkiye dönüştür-
mek. Son gezim sırasında bölge hal-
kının yaşadığı çaresizliğin tanığı ol-
dum. örneğin Yüksekova'da devlet-
ten gelecek bir ekmek için bekleyen
binlerce insan olduğunu gördüm. Bu
kadar yoksulluk ve çaresizlik ister is-
temez toplumda tepkiyi ve gerginliği
arttınyor.
Hakkâri Belediye Başkanı ile soh-
betimiz sırasında şunlan söyledi: "Tür-
kiye'de adam başına yıllık gelir 4500
dolar, Hakkâri'de 600 dolar. Aynca bu
600 dolar eşit olarak dağılmadığı için
toplumun önemli bir kesimi yılda
adam başına 100 dolaria geçinmek
zorunda kalıyor." Bu tabloyu bölgenin
birçok yerinde görebiliriz. Işte bu
umutsuzluk ve çaresizlik de şiddet
eğilimini körüklüyor.
• • •
PKK'nin bu eylemlerinin arkasında
başka ülkeler ne kadar olabilir? Türki-
ye'deki genel bir inanç PKK'nin ABD
tarafindan korunduğu yönünde. Bu
ne kadar gerçeği yansıtıyor? ABD,
Irak'ta içinden çıkılmaz bir belayla yüz
yüze. ÖzeUikle Sünni ve Şii bölgelerin-
de yıpratıcı bir direnişle karşı karşıya.
Kuzey Irak, yani Kürtlerin yaşadığı
bölge ise direnişin en az olduğu yer.
ABD, Kuzey Irak'taki göreli istikrar
durumunun bozulmasını istemiyor. Bu
nedenle Türkiye'nin Kuzey Irak'a yap-
mak istediği operasyonlara izin vermi-
yor. Çünkü böyle bir operasyon, Ku-
zey Irak'ta çatışmalara ve sonu gel-
meyen kargaşalıklara neden olabilir.
Böyle bir olasılık Amerika'yı korkutu-
yor.
PKK ise bu açmazdan yararlanıyor.
Şu koşullarda PKK kendisine karşı
Kuzey Irakta bir operasyonun olduk-
ça zoriu olduğunu biliyor.
• • •
Türkiye bu koşullarda ne yapabilir?
PKK'nin son eyiemleriyle askeri olarak
baş edebilmek o kadar da kolay değil.
Yollara mayın döşeyen PKK'lileri takip
edebilmek eskisinden daha zor.
Aynca bölgenin yoksulluğu, çare-
sizliği de PKK'ye psikolojik destek
sağlıyor. Işte bu psikolojik ve maddi
durumu değiştirmek için siyasetin ha-
rekete geçmesi gerekiyor. Bölge halkı-
nın gönlünü alacak, onlarda yeni
umutlar yaratacak adımlar atılması
gerekiyor. Sorun yalnızca bir asayiş
sorunu olarak görülürse, "Kuzey
Irak'a operasyon yapıp Kandil Dağı'nı
bombalayabilsek sorun çözülür" gibi
düşünülürse bir başan sağlanamaz.
• • •
Türkiye, yine önemli bir dönemeç-
ten geçiyor.