25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
\ Türkiye'nin ilk kapağı bilyeli rakısı Efe için, taklide karşı ileri teknolojiyi kullanıp, bir önlem daha aldık. Efe'nin şişesi ve kapağı ayrı ayrı lazerle yazîî3ı. Tüm ürün bilgileri hem kajpağa, hem şişeye kodlanarak işlendfi Döayada buntı rakıda ilk Efe yaptı. ^^^Tinnıesi imkânsız olan bu lazer kod sayesinde //tüm Efeler ekstra güV%nlik altında! kı sofrasında yalnızca Efe'nin lezzeti, muhabbeti ve çmniy^ti olsun. İçiniz rahat olsun, afîyet olsun. I>!AZERLE^KORUN AN /; DÜNYANIN ÎLK VE TEK RAKISI! C Û I I l «A«l MİÇ IÇMfMİfTlI DIMfVİMİZ KARACIND* K C A P A l A f t > . A M A f C A R E T ^ Ş m u ı m M f i i m t n m i i i m ı t f u ı ı t m m J m m m ı ı t i t n u ı m ı ı r 5 HAZİRAN 2005 PAZAF EVET / HAYIR OKTAY AKBAL AB'nin Bir Geleceği Var mı? lleriyi görmek kâhinlik midir? Daha işin başında "Avnıpa Birliği Türkiye 'yi ıçine al- maz" dıyenler, hatta daha ötesını bile gö- rerek "Bu Avrupa Birliği kolay kolay oluş- turulamaz" diye düşünenler haksız mı çı- kıyor? 20 milyon insanımız yoksulluk sınınnın attında; bir milyona yakını da açlık sınınn- da.. Böyle bir ülke zengın Batılılann ara- sma alınabilir miydi? Yirmi beş AB uyesı ara- sında bizim durumumuzda bir ülke var mı? "Ulus Devlet" yok artık, insanlık bütün- leşiyor, küreselleşıyoruz, dünya sonunda doğru yolu buldu; bundan böyle Türk, Rum, Ingiliz, Fransız, Rus, Alman, Itafyan vb. kal- mayacak.. herkes bütünleşmiş dünyanın bıryurttaşı olacak!.. Yıllardır bu konulan yazanlan anımsıyo- ruz. Kimi çok iyi niyetli, çok insanca duy- gularia; kimı de böyle bir anlayışı kendine, çıkanna uygun bulduğu içın övdü, destek- ledi... Güzel bir düştü, ama çok düş gibi, dayanaksızdı, oyalayıcıydı, aldatıcıydı... ışte Fransa ve Hollanda!. Ikısı de AB Anayasası'nı önemli sayıda bir çoğunluk- la geri çevırdi. Sıra Ingittere'de, daha baş- kaJannda!.. Uluslar, yüzyıllardıroluşturduk- lan kimliklerini, nıteliklenni değıştıımek ıs- temiyorlar. AB Anayasası yürürlüğe girdı- ğinde bir anlamsızlığa, bir yalnızlığa düş- mekten nv korkuyoriar? Niye Brüksel'den yönetilelim? Neden Chirac'lann özledık- leri bir düzende yaşayalım? Neden işimizi gücümüzü başkalanyla payfaşalım? llkel düşünceler mi? Yirmi birinci yüzyı- lın insanlannayakışmayan birbencilliktut- kusu mu? Hem, ne zaman kurtuldu kapi- talist, sömurgen benben'ci Avrupa eski alışkanlıklanndan, çıkarlanndan, kendin- den başkasını düşunmemektutkusundan? Savaşlarolmasın, kıyımlaryaşanmasın! Dünya unutsun, silıp atsın geçmişinı!.. lyı- litder, güzellikler.. sanatın, kültürün, edebi- yatın egemenliği kurulsun... Bıreylerin, ger- çek anlamda insanlaşmasıdır yüz yıllardan bu yana özlenen, beklenen, istenen... Ama kimdir isteyen, özleyen? Birkaç felsefeci, şair, yazar, peygamber sayılan büyük dü- şünce öncülen... Hepsı, insanın degışece- ğini, daha üstün özelliklere ulaşabileceği- ni düşünmuşler! "İnsanlık kötüye gıtmez" dıyenleri suç- lamak istemiyorum. İyi nıyet her zaman bir umut kapısı açar. Ama kendıni aldatmak, başkalannı sonuçsuz düşlere itmek ve in- sanoğlunun yaşama direncıni boş hayal- leıie kınp parçalamak da bir yanlışlık değil midir!.. AB ıle goruşmelerimiz Ekim'de başiaya- cakmış!.. Hangı AB ıle, dıye sormak gere- ğını duymaz mısınız? Kendilerinı ulusal he- saplanndan bir türtü anndıramayan Batılı- larla neyı, nasıl. kımın yaranna, kimin za- ranna göruşüp tartışacağız? Tarikatlara Bel Bağlamak... A. Gani AŞIK H z. Kuran bu ulusun kutsal kıtabı, îslam da, dayana- ğını o kıtapta bulan, hal- kımızın mübarek dınidır. Anadolu'nun IslamJa ta- nıştığı ve bütünleştığı 1000 yıl boyun- ca halkın, dinine latabına ve örtünme bi- çimine ilışkın hıçbir sorunu olmamıştır. bugün de yoktur tçtenlikli olanlar bir ya- na, türban olayı yapay ve dayatmadır. Tanhimızın her dönemınde sosyal ve sıyasaJ ıidımı türbülansa sokan gergın- likler, halkın kutsallannın, dünyalık he- saplara alet edılegelmesınden kaynak- lannuştır. Ulusal geçmışimız ve din ha- yatımız, ulema ıle tankat önderlerinin, devlete ve topluma egemen olma he- saplanna v e tarikatlann kendi aralann- da boğazlaşmalara kadar v aran etkınlık mücadelelenne tanıktır Din bılginlen ıle tarikat şeyhlennın, farklı ıki kutup ha- line gelmelerinin, nüfiız alanlannı ge- nişletme çabalannın ötesinde de anlaşı- labilır nedenleri vardır. Tarikatlar, -mezhepler gıbı- sonradan ortaya çıkmışlardır ve Islamın "otanaz- sa olmazlan" değıllerdır. Bundan da önemlisı bılgınler (ulema), Kuran"ı ve sağlam hadisleriesas aldığı halde, şeyh- ler, sufüer ve mıskınler, ilhamlannı da- ha çok "gE"ler dünyasından alırlar ve mesajlannı mana ve gönül bağlamında verirler. Dınj otoriteler, bu ıletışım ve et- kileşim sısteminin kimı yansımalannı, akıl dini olan îslamın mantık süzgecın- den geçirme ve tarikatlar ıle kendı ara- lannda bellı bir mesafe koyma eğılımı- ni yeğlemişlerdir. Bir süreden ben ülke- mizde, Kuran kurslarının ıstısman ıle, türban ve tarikatlann devleti kuşatma projeleri üzerinde yoğunlaşan ve "reji- mi tehdit eder bovutiara ulaşügT, dev- let organlannda ve kimı duyarlı çevre- lerde kaygı ile değerlendınlen sorunla- nn, hem karmasık hale gelmesınde, hem de güç kazanmasında bırtakım temel et- kenler vardır. Bunlar: a) Cumhunyetı yıkma çabalannın, cumhuriyetın ilanı ıle başlayan uzun bir geçmişı olması, b) Günümüz din adamlanrun önem- lice bir bölümünün -tanhımizde yaşa- nanlann tersine-, tarikatlann şemsiyesi alnna gırmesı, ya da tarikatlann gücü kar- şısında sınmesı. Dev bir kurum olan Atarürk'ün Dıyaneti'nın bıle, son 25 yıl içinde tarikatlara karşı bir çıkış yaptığı- nı, "Peygamberivaazverdiğicaıniyege- tiren'! Türkıye"nınHumeyru'sine, "buob- maz" dediğinı duyamadık. göremedık. Ondan da öteye, özel günler ıçin düzen- lenen hutbelerde Atatürii'ün "yok" sa- yılması üzüntüsünü ulusça yaşadık. c) 12 Eylül'le bırlıkte siyası, tıcari ve sosyal düzenlemeler (organızasyon) açı- lanndan erişılmez güce ulaşan tarikat- lann, silahl) ku\"vetier dahü, devktin be- men her kademesine sızmış ohnaktan da öteye, kuni kurumlarda stratejık kö- şe başlannı tutmuş olmalan, biçıminde özetlenebılir. AKP'nin kleolojik temeüeri: Atatürk ve cumhunyet karşıtı akımlann ve antı laık düşüncelerin doyasıya beslendiği belli başlı üç kaynak vardır: a) Kuvayı mılliyecılen "kâfir" ilan eden Vahdeddinın Şeyhülislamı Mus- tafa Sabri'nin Mısır'da yazdığı 4 cıltlik kitap. Hoca efendı, bu esennde, ulusal kurtuluşu, rejimı ve açılan yeni dönemi kötüler, ıftıralar yağdınr, cumhuriyetin öncüsü ve yönericisi kadrolann tümii- nü "inadına kâfîrler" diye niteler. b) Nâzun'ın antitezı olan Necip FazıL c) Çeşitlı versıyonlan ile tarikatlar. Merkez sağ ve solun, dramatık biçun- de gündemden düşmesi ıle ıktıdar olan AKP'nin öncü kadrolannın neredeyse tamamına yakınının dıne ve cumhunye- te bakışını bıçımlendıren manevı ıklım ve ideolojik köklerine su verenpınar, bu üç düşünce biçiminden beslenmekte, devlettekı tasfıye ve yeniden yapılanma sistematığı de, bu ortamda oluşan fel- sefı tercıhler dogrultusunda realize edil- mektedır "Kaçak Kuran kurslan" kavgasımn, Sn. Başbakan tarafindan topluma fark- lı sunulmasının nedenı, herkesın bıldı- ği, özgün geçmışidır. Sn Baykal'ın, "Mescid'i Aksa'da el bağlamasr, ka- nunsuz Kuran kursuna karşı çıkmasuu engellemez ve bunda birçelişki yoktur. Çelışkı ve endışe, bınlerce resmi Kuran kursu varken, kaçağının mçın teşvık ve himaye edıldığındedır. Bunu, dokuz ya- şında Kuran kursunu bıtıren ve o yıllar- da "büyûk camikrin küçük bülbülû" dıye anılan bınsı olarak ıfade edıyorum. Sözün burasında, Sn Başbakan" a ızin venrler ve hoş görürlerse, "Sn. meskk- taşım" diye seslenerek, birkaç hatırlat- ma yapmak ve bir küçük temennıde bu- lunmak ıstenm. çok da ıçtenlıkh ola- rak. "Meslektaşhğınıız''a açıklık getır- mek gerekırse. Sn. Erdoğan. bazen "imam olduğunu" söylüyor. Bu görevı ben de fulen yapnm, bu bir. CHP'nin ba- şındaki zat, sıyasal yaşamımı bıhrmek ıstıyorsa da, Kaysenlı hemşehnlerimin güven ve sevgısı ıle Sn. Başbakan'ın konumunda elbette değilse de müteva- zı ölçülerde aktıf polıtıkanın ıçindeyım, bu ıla Sn. Erdoğan'a anımsatmak ıste- dıklenme ve dıleğıme gelince: Kendisinın yennde olsam, a) Imamkktan gelen değer ölçülerimin, laik cumhunyetin temel direkleriyle ça- hştığı yerde, cumhuriyetten yana tavir alınm ve Islamın çağdaş yorumu ile cumhunyetin bir bütün olduğunu de- ğerlendınnm Islamla cumhunyetin, Hz. Muhammedle Atarürk'ün ruhlannın ve ıdeallerinin banşıklığını inanarak sa- vunurum b) n. Murat, çok sevıp saydığı Hacı Ba>Tam Vtü'nın müritlerini askerlikten muaf tutunca, münt sayısı hızla yükse- lir ve şikâyet konusu olur Padışahın, Hacı Bayram'dan "buna bir çözûm ge- tirmesini" istemesı üzenne, münadiler (tellallar) yöntemı ıle şe\ r hın çadın önün- de toplanması sağlanan müntlere, "Şe>- himiz,her birinizi Allah için kurban ede- cek, ona gönülverenlerçadıragelsinler'' du>Tirusu yapıhnca, şeyhe hayranlık, yennı dalgalanmaya, korkuya ve pani- ğe buakır, çadıra sadece bir kan-koca gi- rer. Içerde saklanan koç. kan- kocanın kurban olduğu ızlenımıni vermek için kesılip, kanı dışanya akıtılınca, tüm mü- ritler, tabanlan yağlar ve II. Murat'ın huzuruna çıkan Hacı Bayram Velı, -ka- dınm mirasta yanm sayılmasını da dik- kate alarak- "Sııhannn, benim müridnn, sadece bir buçuktur" der. Sn. Başba- kan, bugün etrafinda dönenlere ve "es- ki''lerini antika pahasına kapışanlara inanmamalıdır. Aynca Sn Erdoğan, de- mokrası ıle de taçlandınlan cumhuriye- te başbakan olmanın, rejimın hassasiyet- leri ve krrmızı çızgıleri konusunda, ken- disme nasıl bir pozısyon çizdiğini, geç- mişinı aşarak çok net biçimde belirle- meüdır. Cumhurbaşkanı da olmayı plan- ladığına v e buna görünürde bir engel de bulunmadığına bakıp her şeyi toz pem- be görme yerine, "gönJündeki hıçkmk- lan", Atatürk"ün koltuğunun hem ıl- ham etrığı, hem de zorunlu kıldığı temel kabullerle tasfıye etmelıdir. Zira, cum- hunyetin. ters akıntılan tolere etme gü- cü sınırsız değıldır ve bu yazı. önemli mevkilerinde dini ve devleti iyi tanıyan dost ve sınıfarkadaşlannın da bulundu- ğu AKP'ye çok ıyı niyetli bır mesajdır. PENCERE Atatürkçülüğü Bırak, Dinci Devlet Kur... Kimi zaman yalnız tek insanın aklı başından git- mez, koskoca bir toplum kafayı üşütür... Hitler AJmanyası kafayı üşütmemış mıydı?.. Ya Bush Amerikası şımdi ne halt edıyor?.. Dünya çapında şöhret sahibi, Harvard Üniver- sitesi Profesörü Samuel P. Huntington Türki- ye'ye geliyor, kendısıni dinlemeye koşanlann önün- de kürsüye çıkjp diyor ki: "- Atatürkçülüğü bırakın!.." - Ne yapalım?.. - Islamcı olun!.. Herif mı zıvanadan çıkmış.. Biz mi kafayı yemişiz?.. • Amerika şu dönemde Türkiye'yi "llımlı Islam Devleti" yapmak ıçin kollannı sıvamasa, Hunting- ton'ın çıkışına ve önensine Amerikan profesörü- nün zıpırlığı deyıp geçmek gerekirdi; ama, ış öyle değil... ABD, Ortadoğu petrollenne el koyabılmek ama- cıyta Müslümanlan kafakola almak ıstiyor. Türki- ye'yi bu yolda 'ılen karakol', 'asken üs' ve 'ömek ülke' olarak kullanabilmek ıçin bıze "llımlı Islam Dev- leti Modeli'ni öngörüyor... Bu tasanmı gerçekleştırmekyolunda AKP'yi ık- tidaraoturttu... Peki, nereye gidiyoruz?.. • Dınci devlet ortaçağdır.. Faşist devletten bın beterdır.. Neden?.. Çünkü insan haklanndan uzakta yaşayan dinci devlette kadın ıkincı sınıf yaratıktır... Faşizm 20'nci yüzyıl marifetidir.. Amerika'nın -ve Huntıngton'ın- Türkıye'ye öner- diklen rejim, düzen ve yaşayış bıçımi ıse ortaçağ karanlığıdır... Ama bır Amerikalı profesör, bunu Türkıye'de dü- zenlenen bır toplantıda açıkça dile getirebiliyor... Ne diyor: - Atatürk devriminibırakın!.. Ekliyor: - Islamcılığı benimseyin!.. Biz de bılim adına dinlıyoruz.. Neresı bılım bunun?.. Türkıye'ye "llımlı Islam Devleti Modeli"n\ öngö- ren sıyasetı dışarda içerde tezgâhlayanlar, tarihte eşine rastfanmayan bır uygarlık ve insanlık cına-* yetinı ışliyorlar... Petrol çıkarlan uğruna gözünü karartmış olan- lar, 1.5 mılyar nüfuslu Islam dünyasında Aydınlan- ma devnmını gerçekleştırmış tek Müslüman top- lumunu yeniden ortaçağ karanlığına gömmek is- tıyorlar... ^ * •; Tarihte 'Petrol Savaşlan'nm ayn bir yeri var.. , Ama, boylesi görülmedı.. Emperyalıstler vaktjyle dünyanın çoğu yerinde,, eski çağlann nıce uygaıiıklannı yağmalamışlar- dır... Bu kez Anadolu'daki 'Aydınlanma Devn'm/'nf yıkmak istiyorlar... Apaçık bastınyorlar "Atatürkçülüğü bırakın.. Dınci devlet kurun!.." ' l Her şeyo kadar açık ve seçık kı.. •' İnsan şaşıyor.. Emperyalızm, Anadolu Kurtuluş Savaşı'nda Is-' tanbul'dakı dınci hükümeti tutmuştu.. ı Ve kazanamamıştı.. v Bu kez ne olacak?.. ItJEZUilmVEPlUVGÜNÜraE BULUŞAIJM Tarih: 8 Haziran Çarşamba Saat 11.00, Yen Okul Bahçesi IDAKÖY ÇtFTLtK E\l "Meriç" bebek de aramıza katıldu Se\gılı kızımız Suzan ıle oglumuz Denız'ın oğullan "Menç". Oç Mavıs gunü sağlıkla dunyamıza "merhaba. ben geldım" de- dı Venesı ıle dedesı olarak çocuklanmızı kutlujor, dun>a ü\e- lığıne katılan tum bebeklere olduğu gıbı. tonmumuza da esenlık ıci)i şanslardılıyoruz Çocuğunuz olduğunda anne babanızı. torununuz olduğunda ıse nene ve dedenızı anlamaya başlıvorsunuz Özetle altmışlı yaşlara ulaştığınızda ancak "eskıler" ıle barışma şansınız olmak- ta ve "kuşak farkı'nın ne olduğunu duv-umsamaktasınız Bunun ıse salt sıze has bır olgu değil. evTensel olduğunu v e bınlerce yıl- dır sûrüp gıttığını duşundüğunuzde ancaX rahat edı> orsunuz Ye- nı kuşaklann da biz denlı şanslı olması dıleğı ıle Sevgıvle Sema-İskender Azatoğlu HOTE MAVİDBUİZ nİU, MDZk, THB«H n, MÇ KURUTMIL ezvKfüGffntzf JHM OOADA ÜÇWW) KtŞl % 50 IHMffJ Yanm Pansyon Mayıs-Etom Haaran-Eylûl Temmuz-Ağusfos BungakJY 30^)0 YTl+KDV «.MYTL+KDV 50.00 YTL+KDV Otelodası 40.00 YTl+KDV 55.00 YTl+KDV 7aO0m+XDV KAMPMNYH(01-16TBVMUZ) 7 gece kal 6 gece öde REZERVASYON 1 * 0 251478 71 80-81 Faks: 0 252 478 70 07 WWW.IUt8fcil8VttMiZ.C0ni Mo(a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear