Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Özkök, uluslararası alanda fîkir birliği oluşturulamazsa mücadelenin işe yaramayacağını söyledi:
Ortakterörtanımı şartANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hilmi Özkök, terör örgütlerinin gü-
nümüzde her yerde eylem yapma
yeteneğine ulaştığına dikkat çekerek
"Şayet terorizmin ortak tanımı ko-
nusunda tam bir ortak fikir birliği-
ne erişemezsekbu mücadelede galip
gelemeyiz. Küresel banş ve güvennk
ya her yerde olduğunu ya da hiçbir
yerde olmadığını görürüz" uyansın-
da bulundu.
Özkök, NATO kapsamında kuru-
lan Terörle Mücadele Mükemmeli-
yet Merkezi'nin (TMMM) açılışın-
da yaptığı konuşmada çeşitli uyan-
larda bulundu. Clkelerin uluslara-
rası düzeyde terorizmin ortak tanı-
mı üzerinde uzlaşmaya varması ge-
rektiğini belirten Özkök, "Şayether-
KARAYILAN
'Aydınlar
araya
girsinler9
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
-PKK KONGRA GEL'ın yenı sıyasi
yapılanması Koma Komelen
K.urdistan/K.ürdistan Halklar Birliği
Kürdistan Yûrütme Konseyi Başkanı
Murat Karayılan. aydınlaruı ateşkes
çağnsına olumsuz yanıt
vermediklerini belirterek "Biz bu
konuda her şeye açığız. Gelsinler,
baksınlar, kontrol etsinler. Araya
girsinler" dedi. Örgüt yanlısı haber
yapan Mezopotamya Haber
Ajansı'na açıklamalarda bulunan
Murat Karayılan, AB büyükelçileri,
Türk aydınJan ve ardından da Kürt
aydınlannm ateşkes çağnlannı
değerlendirdi. Şiddetle sonuç alma
yanlısı olmadıklannı savunan
Karayılan, ateşkes çağnlanyla ilgili
şunlan söyledi: "Türkiye'deki
aydınlar sürecin ciddilestiğini
gördüler. Banş istemiyle yapılmış bir
girişimdir ve saygındır. Yîne Türk
basınından bazı yayınlar bizim bu
çağnlan reddettiğimizj iddia ettiler.
Bunlar doğru değiL Bu çağnlan
saygryia karşıbyonız. Her ne kadar
geç ve yetersiz olsa da iyi nrveti içeren
iyi bir girişim. Banşa dönük her şey
iyidir. Biz aydm çevreierinin
girişimlerini boşa düşürmemeye
çabşryoruz ve bunu yakın bir süreçte
değerlendirmeye alacağız. Biz bu rür
banş hareketkrinin daha da
gefiştirihnesini öneriyoruz."
Aydınlann "hakem" rolünü
üstlenmeleri konusunda da görüş
açıklayan Karayılan. "Biz bu konuda
her şeye açıgız. Gebinler, baksınlar,
kontrol etsinler. Araya girsinler. Teföş
yapsınlar, araşnrsınlar. kun. nasıl
başlatü görsünJer. Biz ashnda süreci
ürmandırmamak için çok yoğun bir
çaba sarf ediyoruz. Biz drvoruz ki
getin anlayıhm. Bir memurunuzu
gönderin, görüşetim" dıye konuştu.
Amerika'nın Irak'taki direnişçilerle
görüştüğünü öne süren Karayılan,
"Ne var yani, Amerika küçüİdü mü?
Yok, büyüklüğünü gösterrvor. Peki
Kürt halkı kendisiyk biıükte
yûzyıDardır yaşayan bir halkın bazı
temsilcileriyİe otursa dünya mı
yılalacak? Hayır" dedi.
• Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, NATO kapsamında ku-
rulan Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin açılışında yaptı-
ğı konuşmada herhangi bir ülkede terörist olarak adlandınlan bir kişi
diğer ülkelerde farklı şekilde tarunıp kabul görüyorsa o zaman terörle
mücadelenin başan şansınm olamayacağını vurguladı. Özkök, "küre-
sel banş ya hiçbir yerde ya da her yerde" uyansında bulundu.
hangi bir sebepten ötürü bir ülkede
terörist olarak adlandınlan bir kişi,
diğer ülkelerde farklı şekilde tanınıp
kabul görüyorsa o zaman bu müca-
delenin başanh olma şansı yoktur"
dedi. Terörü kendi amaçlanna ulaş-
mak için bir yöntem olarak kullanan
kişi ya da gruplann "terörist" ola-
rak adlandınlması gerektiğini belir-
ten Özkök, "Şayet terorizmin ortak
tanunı konusunda tam bir ortak fı-
kir birfiğmeerişemezsek bu mücade-
lede galip gelemeyiz" diye konuştu.
Terör örgütlerinin dünyanın her
bölgesinde saldın gerçekleştirebil-
me olanak ve yeteneğine ulaştığını
belirten Özkök, "Bu perspektiften ba-
kıküğmda küresel banş ve güvenü-
ğin ya her yerde olduğunu ya da hiç-
bir yerde olmadığuu görürüz" dedi.
11 Eylül'ün dünya tarihi açısından
dönüm noktası olduğunu belirten
Özkök, Türkiye'nin daha önce ya-
şadığı sıkmtılara diğer ülkelerden
gerekli desteği göremediğini şu ifa-
delerle dile getirdi:
Türkiye uyarmışt
"Sizin de bikiiginu gibi yalmzca
Türkiye'de 30 bin insan terörist sal-
dınlar sebebiyleöhnüşveya yaralan-
mışür ki bu sayıdünya tarihindeki en
büvükrakamlardan biridir. Biz ulus-
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇlN
Vekfl kira yarcbnıı istedi
Maaşlanna zamyapılmasının halkı rahatsız edeceğini söyleyen AKP'li
Tosun,parlamenterlere destek için İsveç modelV uygulanmasını önerdi
BÜLENTSARIOĞLU
ANKARA - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın memur maaşından
önce millervekili maaşının arttırıl-
mayacağını belirtmesine karşın mil-
letvekillerinin beklentisi sürüyor.
Millervekilleıinin "geçim sıkmtisı"
dün AKP grup toplantısında yeni-
den değerlendirildi.
Alınan bilgiye göre, grup toplan-
üsının basına kapalı bölümünde AKP
Tokat Millervekili Resul Tosun mil-
lervekili maaşlanyla ilgili konuştu.
Tosun'un "MiDetveküımaaşzammı
takbi çok ayıp. Kamu vicdanuıı ze-
deleyen bir durum. Bir taraftan 350
milyon lirahk asgari ücreöe geçinen
vatandaşbrvarken 7miyar frakkma-
aş alan milletvekiline zam yapıiması
kamu vicdanuıı sarsar. Maaş zammı
yaktşıksız olur, ahlaki değfldir, halka
anlatamavTzve sjyasetendoğru değfl"
dediği öğrenildi. Edinilen bilgiye gö-
re Tosun, ancak îsveç 'te parlamenter-
lere sağlanan mali desteğin Türki-
ye'de uygulanması yoluyla milletve-
killerinin "geçim sıkıntısuıa" çözüm
bulanabileceğini söyledi. Tosun'un
"İsveç modeü" olarak getirdiği öne-
ri şöyle: "MiDetveküi maaşı beUrti
birse\T\çdesabJtienir.araşrnernurrna-
aşıytaparalelolur.Maaşm üzerine,mfl-
lervekülerinin seyahaoerinde hara-
rah, konaklama gideri, ulaşnn gide-
ri, kn-a ve iktişim giderieri devlet ta-
rafindan karşılanır. Bunu uygular-
sak halkı da kunse>i de rahatsızetme-
mişohınız."
Tosun, însan Haklannı Araştırma
Komisyonu üyesi olarak tsveç'e yap-
tığı ziyaret kapsamında insan hakla-
rı ihlallerinin önlenmesine ilişkin
gözlemlerini de anlattı. İsveç'te ka-
mu ve özel sektörden sorumlu iki
ombudsmanlık bulunduğunu, kamu
ombudsmanının cumhunyet savcı-
suıın yetkileriyle donatıldığını belir-
ten Tosun, insan haklan ihlallerine kar-
şı çok ağır cezalar öngörüldüğünü
vurguladı. Tosun'un, milletvekili ge-
liri için öraek gösterdiği tsveç. 9 mil-
yonu bulmayan nüfusuna karşın 346
milyar dolarlık ulusal geliriyle dün-
yanın en büyük 19. ekonomik gücü-
nü oluşturuyor. Fransa ve Ispanya'dan
sonra Avrupa'nnı en büyük üçüncü
ülkesi olan İsveç'te işsizlik oranı
yüzde 4.5 ile sınırlı bulunurken ka-
mu ve özel sektörde çaüşanlann yüz-
de 81 'i sendikalı. Uluslararası çahş-
ma yaşamı literatüründe "tsveç mo-
defi" olarak büinen uygulama; ülke-
deki yüksek sendikalaşma oranı, mer-
kezi toplu pazarlık ve az sayıda iş
uyuşmazlığına dayah istihdam poli-
tikasını oluşturuyor. Milletveküi gelir-
leriyle ilgili önerinin bu modelle il-
gisi bulunmuyor.
lararası toplumu terorizmin kötü-
lüklerine karşı birikte hareket etme-
miz gerektiği konusunda daima uyar-
mışük. Ne yazık ki pek çok ülke bi-
zim işbüüği çağnlanmıza kulak as-
manuşü." 11 Eylül saldrnlarırun ar-
dından ortak bir tepki oluştuğunu, te-
rörün ülkelerin gündeminin birinci
sırasında yer almaya başladığını an-
Iatan Özkök, "Salduılann ortaya çı-
kardığı bir diğer sonuç ise bazı ülke-
lerin ilk defa olarak teröre karşı ne
kadar savunmasız olduklaruu anla-
malan ohnuştur" diye konuştu.
Özkök, Türkiye'nin uluslararası
pozitif girişim ve taahhütlenne pa-
ralel olarak terörü daha bilimsel bir
yolla araştırmaya karar verdiğini
belirterek, TMMM'nin oluşturul-
duğunu söyledi.
ERDOĞAN AYRICALIĞI
Jethıvyla
sabıka
açıklaması
ANKARA (ANKA) - Trabzon'da
gerçekleşen yumurtalı-sloganlı
protesto, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a yönelik her protesto
girişiminde polisin protestoculann
daha önceki suç kayıtlarını jet hızıyla
çıkararak açıkladıklannı gösterdi.
Başbakan Erdoğan'a karşı geçen
cuma günü Trabzon'da yol açılışında
konuşurken iki vatandaş tarafindan
protesto girişiminde bulunuldu.
Erdoğan'a konuşması sırasında
yumurta atmaya çalışan iki
protestocu, "Karadeniz uşağı
Amerikan uşağı olmayacak" sloganı
da ahnca, polis tarafindan çok kısa
sürede etkisiz hale geririlerek
gözaltına alındı. Ancak protestonun
üzerinden uzun zaman geçmeden
protestoculann kimlikleri. siyasal
görüşleri ve geçmiş suç kayıtlan bilgi
noru haline getirilerek basına iletildi.
Protestoda bulunan Murat
Bektaşoğhı \ e Ethem Kütük'ün
Trabzon Halkevi başkan \ e üyesı
olmalannın yanı sıra daha önce de,
"hırsızhk ve bölücü faalnetlerde
bulunmaktan" suç kayıtlannın
olduğu duyuruldu. Jet açıklama
olayının benzeri, AKP iktıdannda
karşılaşılan ilk ciddi protestolardan
birinde de yaşandı. 9 Haziran 2003'te
Erdoğan'ı İstanbul'da katıldığı
Yoksulluk Konferansı'ndaki
konuşması srrasında protesto eden iki
halkevi üyesi ve üniversite öğrencisi
Mehtap Vurthık ve AB Ergin önce
tuvalete kapatıldı. iki protestocu için
"Skilleri bozuk" diyerek ilk suç
kaydına dikkat çeken Erdoğan oldu.
Arduıdan da yine çok hızlı biçimde
polis tarafindan iki protestocunun,
"bölücü ve terörist eylemlere
kaüldıklanna" \e bu eylemlerin
sayısal bılançosuna ilişkin suç
kayıtlan basuıa iletildi. Erdoğan, 10
Mayıs 2005 tarihinde AKP grup
toplantısında konuşmasını yaparken
izleyaciler arasında bulunan bir
vatandaş tarafindan, "Açım
Başbakamm açun, işsizim" sözleriyle
protesto edildi. Aradan l saat
geçmeden protestocu vatandaşın
kimlik ve suç kaydına ilişkin polisin
hazırladığı bilgi noru dağıtıldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Idris Güllüce, eskı Istanbul Deniz
Otobüsleri Genel Müdürü ve şu anda
Istanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanvekili. Kendisine uzmanlık alanı
da olduğu için Istarbul Belediye-
si'nin vapurlarla ilgili projelerini sor-
dum. Bu konudaki endişelerimizi dile
getirdim.
Güllüce'nin söyledıklerini sizlerle
paylaşmak ve söylediklerini bir kena-
ra not etmek amacıya aktanyorum:
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
hızlı deniz otobüsleri diye bir tercihi
yok. Olamaz da. Çünkü deniz oto-
büsleri maliyetlen çok yüksek ulaşım
araçlan. Üstelik masraflan da oiduk-
ça fazla. Bu nedente bile tercih et-
memiz mümkün deği<
Güllüce'ye şöyle bı- soru sordum:
Eski Deniz Işletmeler vapurlanndan
yenisini yapmıyorsunuz. Bu vapurlar
da eskiyor ve giderek ulaşımdan kal-
kıyor. O zaman burların yerine ne
koyacaksınız? Eskiden bu vapurlar
ya bizim tersanelerimzde üretilirdi ya
da Italya gıbi güneşli Akdeniz ülkele-
Idris Güllüce ile Vapurlar Üzerine
rinden satın alınırdı. Şimdi ne yapa-
caksınız?
Güllüce'nin cevapları şöyle: Evet,
ben İDO Genel Mûdûrlüğü yaptım,
ancak konunun uzmanı değilim. Is-
tanbul Büyükşehir Belediyesi bünye-
sinde işin uzmanlanndan oluşan bir
ekip bu konularda nasıl bir seçim
yapacağımız üzerinde çalışıyor. Bir
grup uzmanımız da şu anda Porte-
kiz'de araştırma yapıyor.
Hangi tür vapurlan tercih edeceği-
miz konusunda titiz bir çalışma yürü-
tüyoruz. Hangi tür vapurlar daha ko-
lay ve hızlı iskeleye yanaşabilir? ön-
den yanaşan vapurlar mı yoksa yan-
dan yanaşanlan mı, bizim denizimize
ve iskelelehmize uygun olur, onu
saptamaya gayret ediyoruz. Merak
etmeyin hızlı vapurlar bizim tercihi-
miz olamaz çünkü zaten mesafeler
çok kısa olduğu için en fazla bir iki
dakika fark eder. Bu da onca masra-
fa değmez.
•••
Güllüce'ye, bu çalışmaları yapar-
ken halkı bilgilendirmeleri gerektiğini,
halkın tercihlerini de dikkate almaları
gerektiğini anlattım. Neden böyle bir
yola başvurmadıklarını sordum. Gül-
lüce şunlan söyledi: Konuyu uzman-
lara bıraktık. Ben bile yıllarca bu işte
çalıştığım halde konunun uzmanı
değilim. Bu nedenle halka danış-
makla bir çözüm bulabilmek müm-
kün değil.
Güllüce'nin bu açıklamasına karşı-
lık şunlan söyledim: Konuyu uzman-
lar araştırsınlar, ancak bu gemileri
kullananlar, bu gemilerin gündelik se-
ferlerine bağlı olarak yaşayanlan en
azından temsil eden sivil toplum ku-
ruluşlarına kulak vermelerinde yarar
olduğunu düşünüyorum.
• • •
Güllüce, bu konuda basında çıkan
haberlerin gerçeği yansıtmadığını,
vapurlann falan ortadan kaldınlmadı-
ğını söyleyince, ben de kendisine şu
karşılığı verdim: Gelişmeler konusun-
da kamuoyunu bilgilendirmelisiniz.
Eğer bilgilendirmezseniz, o zaman
insanlar haklı olarak kaygılara kapılı-
yorlar. Bu arada kendisine kapalı ve
karanlık deniz otobüslerini öven, kla-
sik vapurlan ise yeren afişleri hatırlat-
tım. "Amacımızı doğru anlatamamı-
şız" dedi.
Idris Güllüce ile konuşmamız özet-
le bu şekilde. Bu sözlerini bir teminat
olarak kabul ertiğimizi ve kendilerini
izlemeye devam edeceğimizi belirt-
tim.
• • •
Can Saydam'ı yrtirdik
1968'li arkadaşımız, gazeteci Can
Saydam'ı önceki sabah Isveç'in
Stockholm kentinde geçirdiği beyin
kanamasının ardından kaybettik. Can
benim çocukluk arkadaşımdı. Ameri-
kan Koleji'nde aynı sınıfta okuduk. O
Mardinliydi. Süryaniydi. Mardin o za-
man bana dünya kadar uzak bir yer
gibi görünürdü.
Araya yıllar girdi. 12 Eylül dönemi-
nin zor günlerinde İstanbul'da karşı-
laştık. Isveç'te Margarrta ile evlen-
mişti ve Kerem adlı bir de oğulları
olmuştu. Stockholm radyosunun
Türkçe bölümünde çalışıyordu. Mar-
maris'in Kumlubük koyunda ortak bir
ev tuttuk. Güzel bir yaz tatili geçirdik.
Sonra Türkiye'ye geldiğinde buluş-
tuk, eski arkadaşlarımızla bir araya
geldik. Ben Stockholm'e gittiğimde
ona uğrardım. Evlerini ziyaret eder-
dim.
Can, 68 kuşağının sempatik, di-
rençü ve dost canlısı temsilcilerin-
dendi. Hepimizi acı içinde bıraktı.
Cenazesi cuma günü Türkiye'ye geli-
yor. Taksim'deki Voskeperan Katolik
Kilisesi'nde saat 16.00'da yapılacak
törenden sonra toprağa verilecek.
Onu hep sevgiyle anacağız.
G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
••Yıie,'Şok', Deppent vs.
Yine Batılı yorumcular şok içinde. Bir yerterde
hepsinin kafasını karıştıran bir "siyasi deprem"
olmuş.
Kaplanlara, kurtlara ve kuzulara dair...
Mao, "Emperyalizm kâğıttan kaplandır" diyor-
du: Ihtışamlı ama kof. Humeyni de, VVaşhington
ile Tahran arasındaki ilişkiyi "kuttla kuzu arasın-
daki ilişkiye" benzetiyordu. Bence ikisi de haklıy-
dı. Bildiğiniz gibi, ABD-lngiltere ekseni (kaplanlar
ve kurtlar) kimi ülkeleri "şer ekseni" (kuzular)
olarak saptayarak saldırmaya başladılar. Afga-
nistan'a, diplomatik süreçlere hiçbir şans tanı-
madan girdiler. Irak'sa, bir sürü sahte gerekçeye
dayanılarak işgal edildi. Ancak Afganistan'da
kurulan sözde yönetimi Kâbil dışında takan yok,
feodaller her şeye egernen. Irak giderek Viet-
nam'a benziyor.
Bu arada, Latin Amerika'da bir "kuzu", Vene-
züella, onurunu koruyor. ABD, ilk kez, tüm çaba-
larına karşın Amerika Ülkeleri örgütü'nün basına
kendi adayını seçtiremedi, hiçbir Latin Amerika
ülkesini Venezüella'ya karşı kendisine destek
vermeye, "serbest piyasanın gelişme sürecinin
askeri yanına önem vermeye" ikna edemedi. Ni-
hayet geçen hafta Afrika Birliği ülkelerinin, ABD
ve Ingiltere'nin Zimbabvve ile ilgili taleplerine
"Daha önemli işlehmiz var" diyerek geri çevirme
cesaretini bulması kaplanın kâğıdının incelmekte
olduğunu gösterdi.
Kurtlann şaşkınlığı
Kaplanların/kurtların en büyük zaafı sanırım
kendi güçlerine duyduklan aşın güven. Bu yüz-
den, "gerçekliği yaratabileceklerine" inanabili-
yoriar. Durum böyle olunca da sık sık şaşkınlığa
düşmeleri kaçınılmaz.
11/09 trajedisiyle ilgili hâlâ çözülemeyen istih-
barat denklemlerini, Irak halkının işgalcileri bağ-
rına basacağına ilişkin tuhaf beklentileri bir ke-
nara bırakalım, "depremin" olduğu yere, Iran'a
bakalım. Şah devrildiğinde de ABD yönetimi, bir
şok yaşamıştı. Çünkü ABD, bölgedeki en önemli
müttefikinin ülkesindeki siyasi iklimden habersiz-
di. Iran hâlâ bölgede, ABD'nin, Irak'tan sonra, en
büyük baş ağnsı. Üstelik rivayete göre, nükleer
bomba ımal etmeye hazırlanıyor. İşte böyle bir
ülkede başkanlık seçimleri oluyor, seçimlerden
önce Batı medyasında sütunlarca, saatlerce yo-
rum yapılıyor, ancak Ahmedinecad'ın adı bile
geçmiyor.
Seçimlerden sonra Fox News, Rumsfeld'e,
Ahmedinecad'ı soruyor. Amerikan Savunma Ba-
kanı, "Ben bu adamı bilmiyorum" diye cevap
veriyor. Bush'un milli güvenlik danışmanı Had-
ley'e göre Iran (Taliban'a karşı ABD ile işbirliği
yapmış, Irak kukla hükümetini tanımış olmasına
karşın) "terörü destekleyen ülkelerin başında
geliyor".
Varlığından bile haberdar olunmayan bir
adam, iran'da seçimleri kazandı, devlet başkanı
oldu, kafalar iyice kanştı. örneğin bir yorumcu
"ultra-lslamcı" gibi anlamsız bir kavrama sığınır-
ken Ingiliz gizli servisinden bir uzmanın, Ahmedi-
necad için, "Bu adam kafadan çatlak" ifadesi,
bizi, "adamdan" daha çok bu uzmanın çaresizli-
ği hakkında bilgilendirmiş oluyor. Bir başka yo-
rumcu İran'da şimdi "katılık yanlısı" olanlarla
"daha çok katılık yanlısı" olanlar arasında çatış-
ma olacağını muştuluyor.
Parametrelerin dışına çıkınca...
Bu saçmalıklann üretilmesinde sanınm, 25 yıl-
dır egemen olan küreselleşmeci paradigmanın
büyük rolü var. Bu paradigmanın arkasındaki
"epistemik" sistem (ve "hakikat-rejimi"), sınıf
mücadelesi, ulusal bağımsızlık, eşitlik, halkçılık,
emperyalizm gibi kavramlan dışlıyor, insan yaşa-
mının düzenlenmesinde serbest piyasadan baş-
ka bir araç tanımıyor. Adeta dünyada yalnızca
küreselleşme yanlıları {"reformcular", "çağdaş-
lar") ve karşıtları var. Dünya ve siyaset bu kadar
basite indirgenince de, bizzat "küreselleşme-
nin", serbest piyasanın arkasındaki gerçekten
(kapitalizmden) kaynaklanan sorunları çözmek
bir yana görmek bile olanaksızlaşıyor.
Venezüella'da Chavez rejiminin dayanıklılığı,
Fransa ve Hollanda halkının anayasaya hayır de-
mesi, nihayet Iran seçimlerinde Rafsanjani (+
"reform" yanlıları) hezimete uğrarken Ahmedine-
cad'ın başkan seçilmesi gibi gelişmelerin arka-
sında, ulusal bilinç, antiemperyalizm, sınıf müca-
deleleri gibi etkenler var. Dolayısıyla bu olaylar,
verili "epistemik sistemin" parametrelerinin dı-
şında kalıyorlar, "hakikat rejimi" sarsılıyor, at
gözlüklü yorumcular da saçmalamaya başlıyor.
Halbuki oluşmaya başlayan tehlikeli konjonk-
türü çok iyi anlamak gerekiyor. örneğin, eğer
İran'da molla rejimi halkın desteğini, ulusalcılık
ve halkçılık zemininde yeniden elde ettiyse, bu-
nun siyasi ve jeopolitik etkileri çok yönlü olacak.
ABD patentli "ılımlı Islam" adaylarının sahtekârlı-
ğını gizlemek zorlaşacak, dinin temel ilkelerine
(hakikatine) sadık kalmaya kararlı, radikal akım-
lar güçlenmek için uygun bir iklime kavuşacak-
lar. Diğer taraftan, modern/laik ulusalcı akımla-
nn, eğer halkçı bir politik program geliştirmezler-
se, bu yeni siyasi iklimde ayakta kalmalan çok
zorlaşacak. Sosyalist solun ise dikkatini post-
modernizmin öne çıkardığı, "yaşam tarzı", "kim-
lik politikası" gibi alanlardan hızla antiemperya-
lizm, zenginler ve yoksullar, emek hareketinin
sorunları, egemen ideoloj/nin dinamikleri gibi ko-
nulara ve parçalanmış güçlerini bir araya getir-
menin araçlarını yaratmaya çevirmesi gereke-
cek. Bölgemizde zaman yeni bir etkenle biraz
daha hızlandı.
ergin.yildizoglu « gmail.com
TAŞINDIK
Cumhuriyet Gazetesi
Antalya Büro, yeni adresinde.
Lütfen not edin;
Deniz Mah. Güllük Cad.
Çelikbaş İş Merkezi
(Güllük Koçbank üstü) Kat: 6
Tel : 242 248 00 57
Faks : 242 248 75 17