Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2005 SALI
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Şiddetileoynamak...tki yıl önce bir oyun gördüm. Tiyat-
ro 'dcv'i MehmetTJIusoy'un son çalış-
malanndan "Şeytanlar'ı...
JohnYVhiting ın buyapıtı, siyasal erk
sahiplerinin, ideolojilerini sağlamlaş-
tırmak adına, ortaçağ alacakaranlığın-
dan sıynlamamış bir küçük kentin ki-
şilikli papazını, bile isteye, küçük ra-
hibelerin ve halkın isterisine nasıl kur-
ban ettiklerini anlatırken, bir toplu-
mun çeşitli katmanlannda beslenen
ikiyüzlülülüğün sözel-sessel- bedensel
'şiddet'e dönüşme dınamiğini sergili-
yordu. trfan Şahinbaş Atölye Sahne-
si'ninyüz akı biryapımı... Ne ki, kent-
ten ulaşması zor olan bir tiyatroda, üç
buçuk saat süren bir oyunu izlemek
seyircinin işine gelmemişti. Bu Ulusoy
başyapıü, belki yalnızca on kez, her se-
ferinde de ancak kırk kişi tarafindan iz-
lendi... Yazıkoldu...
Altı ay önce bir tiyatro kitabı oku-
dum. Esen Çamurdan ın Mitos Bo-
yut'tan çıkan 'Şiddet ile Oynamak'
(Ekim 2004) adını taşıyan çahşması-
nı. Bu yazının başhğı olarak da kita-
bın adını kullandım.
Çamurdan kitabında on çağdaş Türk
oyununu ele alıyor ve bu oyunlarda
toplum yaşamımızı kuşatan 'görü-
nür/göhinmez' şiddet edimini inceli-
yor. Kitabın en başına Sebastiao Sal-
gado'dan çarpıcı bir alıntı koymuş:
"Fotoğraflanıuzı aitolduğunuzkültür-
k birtikte çekersüıiz."
Tlyatroda dolaylı şlddet
Sevim Burak' ın 'Sahibinin Sesi', 'lş-
te Baş Işte Gövde İşte Kanadar', Saba-
hattin Kudret AksaJ ın 'Kahvede Şen-
lik Var', 'Önemh Adam', MeHh Cev-
det Anday'ın 'Otöler Konuşmak Ister-
ler", 'Müfettişler',Adalet Ağaoğlunun
'Kozalar',MurathanMııngan" ın "Mah-
mud ile Yezida\ 'Taziye' ve Turgay
Nar'ın 'Çöptük' oyunlanndaki farklı
türdeki 'şiddet görünümleri'ni ustaca
bir kurgulamayla on bir ayn bölümde
iç içe irdeliyor Çamurdan.
Bu oyunlarda 'dolaysız ve açık şid-
dettençok.örtükvedolayuolan'ıru çö-
zûmlüyor yazar. On oyunda yansıyan
en belirgin özelliğin ise 'şiddetin ana
5 SANATÇI KATILIYOR
'5İz'sergisi
Gcderi
Binyû'da
• Temmuzun ilk haftasında
gerçekleştirilecek sergiye
Devabil Kara, Ferhat Özgür,
Hakan Onur, Kemal Gürbüz
ve Mehmet Kavukçu katılıyor.
Kiiltür ServisJ - Galeri Binyıl,
temmuzun ilk haftasına dek
Devabil Kara, Ferhat Ozgûr,
Hakan Onur, Kemal Gürbüz,
Mehmet Kavukçu'nun yapıtlannın
yer aldığı. '5 İz' adlı bir karma
sergiyi ağırlıyor. Farklı
disiplinlerden, farklı eğilimlerden
bu sanatçılann yapıtlan, belli bir
içerik ya da başlık altında
buluşmuyorbu sergide. '5 Iz'de,
tuval, yerleştirme, video gibi
değişik türlerden örnekler veren
sanatçılar da tuval üzerine
çalışmalanyla yer alıyor. Son
yıllarda izleyiciye sıkça sunulan
bir konu çevresinde yoğunlaşma,
bu sergi için bir ölçüt
oluşturmuyor. Sergide sunulan
iddia, "her bir sanatçının, önce
birey, sonra sanatçı olarak
yaşadığına dair bu dünyaya
bıraküklan birer iz" olduğu bu
çalışmalann. Sergi için kaleme
aldığı yazısında Esra Afiçavuşoğhı,
şöyle değerlendiriyor bu
yaklaşımı: ".Jîurada bir araya
gelen sanatçüan ve yapıdannı aym
mekân içinde soluk alan bağımsız
odalara benzetmek mümkün.
Aynca bu birbirinden bağımsız '5
İz' bağlatmnda günümüz çağdaş
Türk sanaünın hangi alanlarda
konakiayıp yapıt ürettiğine dair bir
ipucu bulnıak da olası. Bu sergide
izJediğjmiz sanatlann bir bölümü
fotograf, yerleştirme ve video gibi
çok çeşitli ifade biçimlerinden
yaraıianryor. Ancak onlan bu
sergide tuvaDeri ile izleme olanağı
buhıyoruz. Her sanatçının iki yapıt
ile temsil edildiği bu serginin önemli
bir yanının her birinin üshıp
özelliklerini göstermesinin yanı sıra
bugün ne üzerine yoğunlaşüklannı
örneklemesi olduğu sövienebiür.'*
iddet' olgusuna karşı uyarı niteliği taşıyan sanat ve edebiyat ürünleri, tiyatro sahnelerinde
ve kitapçı raflannda izleyicilerini ve okurlanm bekliyor. Esen Çamurdan 'ın 'Şiddet ile Oynamak'
başlıklı tiyatro kitabı, Kenter Tıyatrosu 'nun sunduğu 'Inishmore 'lu Yüzbaşı 'yapımı gibi...
kaynağmın, ayak uydurulamayan ve-
ya beceriksizce uydunıbnaya çahşılan
dayatmacı toplumsal düzen/otorite/ik-
tidar' olduğu sonucuna vanyor.
Çamurdan'ın değerli incelemesi,
umanm ve dilerim okunuyordur. Bin
okura ulaşmış mıdır?
Oç hafta önce bir oyun izledim. tr-
landa tiyatrosunun yeni 'harika' çocu-
ğu, Martin McDonagh'ın İnishmo-
re'hı YüzbaşTsının iki yıldır sahnele-
nen -sanatçılanna bir dolu ödül kazan-
dırmış- başarılı Kenter Tiyatrosu ya-
pımını...
Yazar McDonagh, Irlanda'da Ingiliz
sömürgeciliğine karşı başlatlan 'bağnn-
sıznk savaşı'nrn, zaman içinde Ingiliz
Kraliyeti yanlısı Protestanlar ile ba-
ğımsız Irlanda yanlısı Katolikler ara-
sındaki çatışmaya dönüştüğü şiddet ve
kanşıklık ortamından yola çıkarak, Ir-
landa'nın kuzeybatısında yer alan, ül-
kenin en geri bırakılmış, dolayısıyla in-
sanlarrnın işsizlik ve yoksullukla bo-
ğuşmaya itildiği Aran Adalan'nda ge-
çen oyununda, bölüne bölüne üç beş
kişiye indirgenmiş 'örgüt'lerin, ilk
amaçlanndan uzaklaşmış, ama 'şid-
det' uygulamasını her koşulda devre-
ye sokan, kimlik açlığı çeken, kafası
kanşık insanlarında bir hastalığa dö-
nüşen 'şiddet kullanımrnın 'karagül-
mece'sini kotarmış.
'Şiddet'in en somut görsel- işitsel
boyutlanyla sahneye aktanldığı, sah-
nede yaratılan 'dehşet' görüntülerinin,
'kedi sevgisi' odaklı olay örgüsüne ve
'Hoş geldiniz™ Buyrun buyrun,girin._
Ben de babamı vurmak üzereydim'
benzeri repliklerle gülünçleştinldıği
oyunda. 'şiddet'in çığnndan çıkmışlı-
ğının uç noktasıru ızliyorsunuz. McDo-
nagh'ın, Irlanda tiyatrosunun babayi-
ğitleri Synge ve O'Casey'nin mirası
olan 'aa alay'ı, Tarantino filmlerinın
'şiddetgühnecesT ile buluşturduğu özel
bıçemın vuruculuğu, 'gerçeğin gro-
teskleştirilmesi'yle oluşuyor.
Mehmet Ergen'in dinamik bir yak-
laşunla sahnelediği, genç yetenek En-
gin Hepileri"nın, Baba rolünü son de-
Resim Sanatımızın
Büyük Ustası
7. Tüyap îstanbul Sanat Fuan (1997)
Onur Sanatçısı
Sevgılı Buyügümuz
NURI İYEM' i
yitirdik.
Tüm sevenlerinin acısını paylaşınz.
Nur içinde yatsm.
rece krvammda biryorumla sunarak şid-
detin yol açtığı gülmecenin altını çi-
zen Mehmet Birkiye'nin, örgütbaşı
Yüzbaşı'da kazandığı başanyla geçen
yıl Afife En Başanlı Komedi Erkek
Oyuncusu ödülünü alan Hakan Ger-
çek'ın. Yeşim Koçak'ın. Bütent Şak-
rak'ın, CengizBozkurt'un, BartuKü-
çükçağla\-an ın, Okan Yalabık'ın kat-
kılanyla baştan sona özenli bir çalış-
ma niteliği taşıyan 'Mshmore'lu Yüz-
başı' ne yazık ki üç günlük Ankara
turnesinde salonu dolduramadı.
$tddet'lntakendlsl
Bir hafta önce, dönemin son dersle-
nnden birinde, Ingiliz yazar John Ar-
den'ın ünlü 'Musgrave'in Dana' oyu-
nunu işlıyordum. Ingiliz kapitalizminin
ve emperyalizminin ülke içinde de dı-
şında da benzer biçimde işleyen meka-
nizmalann öğüttüğü, kafası kanşarak
'banş hav^arisi' olma adına 'şjddet'e
başvuran ÇaMiş Musgrave'in yamlgı-
sını dillendirmeye çalışıyorum. Oyun
metnınde açık seçık yazıyor: 'Şiddeti
şiddede yok edemezsin.' Tam o sırada
dışardan korkunç bir şangırtı kopuyor.
Dil ve Tarih-Çoğrafya Fakültesi'nin
orta avluya ginşındeki, metrelerce yük-
seklikteki camlar taşlarla aşağıya indi-
riliyor. Görsel ve işitsel şiddet...
Gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Önce taşlarla sopalarla başlayan saldı-
n, sonra satırve bıçak darbeleriyle ya-
ralamalar, savaş alanına dönen bir yük-
seköğretim kurumu... 'Şiddet'in 'be-
den'e, 'can'a yönelik görünümlen...
Bu kaçıncı?
Ulusoy'un 'Şe\1anlar'ını, Kenter Ti-
yatrosu'nun 'Inishmorelu Yüzbaşı'sı-
nı izlemeye, Esen Çamurdan'ın 'Şid-
det DeO>namak' kıtabını, şiddete kar-
şı dünyayı ve toplumlan uyaran bir
dolu değerli yapıtı okumaya üşenen, kı-
sacası kendilerine sanat, edebiyat, kül-
tür adına sunulanlan görmezden gelen
milyonlar, 'şiddet'in -en olmaması ge-
reken bir kurumda ortaya çıkan- gö-
rüntülerine televizyona 'bakarken'
rastladı.
'Bakmak', görmeye yetmiyor ne ya-
zık ki...
ANKARA'DA SEMÎNER
Dramada
yeni
arayışlar...
• 7. Drama Liderleri Buluşması
ve Ulusal Drama Semineri
kapsamında atölye çalışmaları,
bildiri sunumlan, tartışmalar
ve paneller gerçekleştirilecek.
Kültür Servisi - 'Türkiye 7. Drama Ii-
deıieri Buluşması ve Ulusal Drama
Semineri- 2005' 24 Haziran'da An-
kara'da başlayacak. 26 Haziran'a
kadar süreceİc olan etkinlik kapsa-
mında atölye çahşmalan, bildiri su-
numu otunımlan, tartışma oturum-
lan ve paneller yer alacak. Ankara
Üniversitesi DTGF Tiyatro Bölümü
Öğretim Üyesi Dr. KadirÇevik'in
vereceği 'Augusto Boal ve Forum
Tiyatro' konulu Atölye 1 'de Augus-
to Boalın tiyatro teknikleri ve te-
mel alıştnmalan konusunda uygu-
lamah olarak çalışdacak.
Erken çocukluk eğitiminde drama ile
ilgili bilgilere drama yaşantılan ara-
cılığıyla ulaşmanın çalışılacağı ve
çocuİdann gelişimlerini destekleme
üzerinde dramanın etkisi üzerinde
durulacak. 'Erken Çocukluk Eğiti-
minde Drama' konulu Atölye 2'de
ise AÜ EEYO Çocuk Gelişimi ve
Eğitimi Bölümü Öğretim Ûyesi
Doç. Dr. Aysel Köksal Akyol katılım-
cılara yardımcı olacak. Müzik peda-
goğu, oyun ve tiyatro pedagoğu San.
Yet. Sevda Çevik bedenin ritim ve
sesle buluşmasının bir anlatım biçe-
mine dönüştürülmesi üzerine olan
'Ritim- Müzik-Devinim Doğaçlama-
lan' konulu Atölye 3'ü sunarken
Oluşum Drama Enstitüsü Drama li-
deri Bil. Uzm. Meryem Akm Temiz
de bedensel devinimin çalışılacağı
'Hareketten Dansa' konulu Atölye 4
ile katılımcılara eğitim verecek.
Etkinlik kapsamında, Ankara Üniver-
sitesi'nden Dr. Kadir Çevik'in vere-
ceği 'Sınırlandırünuş Doğaçlama ve
Doğaçlamada Sözün KuDammı' ko-
nulu Özel Atölye 1, Oluşum
Drama Enstitüsü'nden Naci As-
lan'ın vereceği 'Dramada Drama-
tik Olan' konulu Özel Atölye 2 de
yer alacak. (0 312 417 84 56)
YAZIODASI
SELtM İLERİ
İstanbul Sinemalarında...
Beyoğlu'nda Lüks, Lale, Pangaltı'da Inci, Kurtu-
luş'ta Yeni Atlas, 1960'lann Istanbul'unda hep yerli
film oynatan sinemalardı. Şerırin başka semtlerinde
de Türk fılmleriyle donanmış sinemalar vardı. Ama
ben en çok bu dördüne giderdim.
Şimdi Lüks'te, Yeni Atlas'ta, hele Inci'de bol bol
seyrettiğim fılmleri hatıriarken, Türk sinemasının 'ka-
rakter oyunculan' da birer ikişer gözümün önüne
geliyor.
Onlara öyle denirdi: Karakter oyuncuları. Her biri-
nin emeği nasıl da ziyan olup gitti...
Nedense hemen Küçükhanımefendi filmleri aklı-
ma gelir. Bu dizi fılmleri o kadar sıcak, sevimli kılan,
onların her birine bir 'salon komedisi' havası sağla-
yan karakter oyunculanndan hangi birini saymalıyım?
Şaziye Moral'ı mı, Suna Pekuysal'ı mı, NubarTer-
ziyanlar, DursuneŞirin'ler...
Şaziye Moral'ı birçok filmde, ya anne, ya yaşlı bir
akraba ya da yaşlı bir emektar rolünde hatırlıyorum.
Türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en güçlü aktris-
lerinden olan Şaziye Moral, nasıl bir kavrayışsa, tiyat-
roda hiçbir zaman hak ettiği yerde görülmemiş, si-
nemadaysa hiç görülmemişti. Onun, adeta Bre<rfTt'in
tiyatro anlayışma yatkın, yepyeni, taptaze bir oyun-
culuğu vardı. Oktay Rrfat'ın güzel eseri KadınlarAra-
s/nda'daki kompozisyonu hâlâ gözümün önündedir.
Bir geçrt törenine çıkartmaya çalışıyorum karak-
ter oyunculanmızı. İstanbul sinemalarında-ve elbet-
te yurdun sinemalannda- onlan kim bilir kaç kez iz-
ledik! Beş aşağı beş yukan hep aynı kompozisyon-
lara, nasıl oluyordu da, her defasında yeni bir rolün
tadını katıyorlardı?..
Senaryosunu yazdığım Bir Demet Menekşe gö-
zümün önüne geliyor. Zeki Ökten'in yönettiği Bir De-
met Menekşe, hele senaryoyu yazarken, beni ne
çok heyecanlandıımıştı!
Bu filmde kısacıktı rolü Mualla Sürer'in: Bir iki kez
pencereden baktı, mahallenin genç kızı kaçta eve gi-
riyor diye gözetledi, sonra dasezdirili, dokundurma-
lı bir kahve falı baktı.
Hepsi bu kadar. Ama Bir Demet Menekşe onun
gönJndüğü sahnelerle anlam kazanmıştır.
Mualla Sürer'i anınca, Vahi Öz'ü anmamak ol-
maz. Ikisi, yıllarca biriikte oynadılar, bir çift oluştur-
dular. Filmler, film öyküleri değişir, bu çift degişmez-
di. Sinema tarihinde eşine pek rastlanılamayacak
bir durum.
Zaten bu çift, bir zamanlar o kadar çok sevilmiş,
romantik Belgin Doruk-Göksel Arsoy çrfti kadar se-
vilmiş, benimsenmişti. Seyircı, Mualla Sürer'le Vahi
öz beyazperdede görünür görünmez basıyordu kah-
kahayı.
Vahi ûz, ilk örneği taa Cemal Nadir Güler'in ka-
rikatürlerinde işlenmiş 'yenizengin' tipinin tam kar-
şılığıydı.
Mualla Sürer'e gelince, birfilmyazıhanesindeki soy-
leşimizi hatırlıyorum. Sinema yaşamını büyük usta
Akad'a borçlu olduğunu anlatmıştı. Hep aynı rolle-
ri canlandırmaktan biraz bıkkındı.
Onun, başrolünü Türkan Şoray'ın oynadığı Bir
Dağ Masa//'ndaki müfettiş- öğretmen kompozisyo-
nu harikuladedir. Bu göz kamaştıncı oyun, pelikülde
solup duruyor...
Memduft Ün'ün yönettiği, sinemamızın klasikle-
rinden Üç Arkadaş'\ Beyoğlu'ndaki Saray Sinema-
sı'nda seyretmiştim. Diyebilirim ki, hiçbir yabancı
filmden bu kadar derin bir haz duymamıştım. Çün-
kü o güne kadar seyrettiğim yabancı filmler, bizim
hayatımıza dair doğrudan doğruya bir şey söylemi-
yordu. Üç Arkadaş ise gerçekten 'yerli' bir filmdi.
Üç Arkadaş elbette Muhterem Nur'la Fikret Ha-
kan'ın aşklaarkadaşlığıydı. Bununla birtikte filmin unu-
tulmazlıgında Salih Tozan'la Semih Sezerli'nin hiç
mi payı yok?
Salih Tozan'a hep, eski Istanbul'un kıyı köşe semt-
lerine sığınmış, yoksul hayatına bir gurur sebebi gi-
bi bakabilen o görgülü yaşlı büyüklerimizden biri gi-
bi bakıyorum, şaşakalıyorum...
Öneri/er
Kitap/Topfcap/ Sarayı, Reşad Ekrem Koçu, Doğan
Kitap, 2004. (Büyük halk tarihçisinin inanılmaz reh-
beriiğinde bir gezinti...)
Ariza Benin'in şan resitaf
• Kültür Servisi - Lirik-koloratur soprano Ariza
Benin 29 Haziran günü saat 20.00'de İTÜ
Maçka Kampusu Mustafa Kemal Amfisi'nde
şan resitali verecek. tTÜ Vakfi Sosyal Hizmetler
Komitesi ve tTÜ Mezunlan Derneği işbirliğiyle
düzenlenecek olan konserde Benin'e piyanoda
Sergey Gavrilov eşuk edecek. Teknik açıdan zor
ve zengin bir repertuvara sahip olan Ariza
Benin, birçok uluslararası yanşmada ödül
kazandı. Halen Moskova'da yaşayan ve ders
veren Benin, ABD. Kanada ve Avrupa
ülkelerinin farklı şehirlerinde birçok konser
verdi. Moldovya Kişinov ve Krasnoyarsk
Operaları Orkestralan Korrepetitörü olarak
çalışan Sergey Gavrilov halen Atatürk Kültür
Merkezi'nde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi
Korrepetitörü ve Şef Yardımcısı olarak çalışıyor.
Sinemaya destek
• ANKARA(ANKA) - Kültür ve Turizm
Bakanı Atilla Koç, sinema sektöriinün
desteklenmesi amacıyla bu yıl içinde 6 milyon
YTL destek sağlandığını dile getirirken,
bakanlığma gelen başvurulardan toplam 85
adet projenin desteklendiğini bildirdi. Atilla-
Koç, GHP Antalya Milletvekili Feridun
Baloğlu'nun sinema sektörünün
desteklenmesine ilişkin soru önergesini
yanıtladı. Sinema sektörünün desteklenmesi
amacıyla bu yıl içinde 6 milyon YTL destek
sağlandığım ifade eden Koç, destekleme
kurulunun, 6 milyon YTL'lik tutann 4 milyon
475 bin YTL'sinin uzun metrajlı kurgu
fılmlerin yaprm ve yapım sonrası desteklerine,
1 milyon 495 bin YTL'sinin proje desteği,
belgesel yapım, kısa film yapım, çizgi film
yapım ile amatör proje desteklerine
aynlmasuıa, 30 bin YTL'sinin ise daha sonra
kullanılmasına karar verildiğini kaydetti.
Bakan Koç, bakanlığına destek başvurusunda
bulunan projelerden. 28 adet uzun metrajh
film yapım, bir adet yapım sonrası, 27 adet
belgesel yapım, 3 adet belgesel yapım-
geliştirme, 21 adet senaryo ve diyalog yazımı
geliştirme, bir adet kurgu film geliştirme, bir
adet animasyon yaprm ile bir adet amatör
yapım projesi olmak üzere toplam 85 projeye
destek verilmesi karan aldıklannı bildirdi.