14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 NİSAN 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Osmanlı'da el üstünde tutulan Ermeniler 19. yy'dan itibaren Batı'nın desteğiyle aynlıkçı hareketlere yöneldi Ermenimeselesinindoğuşu E rmeniler, Ağn Dağı merkez olmak üzere, Kafkasya, Iran ve Anadolu coğ- rafyasında dağınık halde yaşayan ve MS 300 tarihınde Hıristiyanlığin Gre- goriyan mezhebini kabul eden bir kavimdir. Ta- rih boyunca, Roma. Bizans, Pers, Arap. Selçuk- lu, Safevi, Rus ve Osmanlı Imparatorluklannın egemenJiği altında varlıklannı sürdüren Erme- niler, o dönemJenn olağan sıyasi ve toplumsal düzeni olan derebeylik sistemi dışında, hiçbir zaman bağımsız, birleşik ve sürekli bir devlete sahip olamamışlardır. Bu bakımdan, Ermeni ta- rihçilerin Ermeni kırallıklan olarak niteledikle- ri Ermeni beylikleri veya prenslikJeri, gerçekte, bölgeye hâkim devletlenn nüfuzu altında yaşa- yan ve onlann egemenlığine tabi olan derebey- liklerdir. Nitekim. Alpaslan komutasındaki Sei- çuk Türfcleri 1071'de Malazgirtte Bizans İ mpa- ratoruRornanosIV'üyenerekDoğıı Anadolu 'ya yerieşmeye başladıklan zaman. Ermenüerin top- İu olarak oturduklan bölgeler bir Bizans vüaye- tiidi. 0 dönemde de Ermenilerle Bizanshlar ara- sındaki - kökleri 451 yılında Ermenilenn Bizans kilısesinden aynlmalanna yol açan krize uza- nan- dinsel husumet şiddetinden hiçbir şey kay- betmemiştı. 0 kadar ki, bu nedenle Malazgirt sa- vaşında Bizans ordusundaki Ermeni askerleri savaş alanuıı terk etmiş ve bu gelişme tabiatıy- la Romanos ıV'ün yenilgisine katkıda bulun- muştu. Dinselçetişkûıin nedeni,Ermenüerin "mo- nofizif olmalanndan, yani Hazreti tsa'run be- şeri doğasından çok ilahi doğasuıa ağırlık verme- lerinden kaynaklamyordu. Buna karşıhk, Orto- doks Bizans'ın gözünde Hazreti İsa bem beşeri hem deilahi doğayı birteştirmişti. Bizans, bu din- sel husumet nedenjyle bir taraftan Ermenileri ezip eritmeye çalışır ve bu maksatla onlan ya- bancı güçlere karşı piyon olarak kullanırken. öte yandan da ihanetlennden kuşkulandığından Er- meni beylikJeri denetim altında tutabilmek ama- cıyla sık sık yenıden iskâna tabi tutuyordu. ERMENILERIN OSMANLI YONETİMINE GİRMESI Selçuk Türkleri Anadolu'ya girdiklerinde bu- rada Rumlar, Ermeniler. Süryaniler ve Araplar yaşıyorlardı. Ancak, Bizans, Anadolu 'nuntekhâ- kimi konumundaydı. Bu bakımdan, Şelçuklular zaptettikleri topraklan Ermenilerden değil Bizans- lılardan aldılar. Örneğin, Selçuklu Hakanı Alpas- lan eski Ermeni Prensliği Ani'nin topraklannı 1064'te ele geçirdiği zaman, bu prensliğin var- lığına 1045'te, yani Türklerin gelişinden 19 yıl önce Bizans tarafindan son verilmış bulunuyor- du. Ermeniler, gerek Büyük Selçuklu Devleti idaresinde, gerekse Anadolu'da kurulan Türk beyliklerinde hiçbir zulme ve baskıya maruz kal- mamışlardır. Osmanlı Devleri'nin kurulup ya- yümasıyla birlikte bu beylüderle birlikte hima- yelerinde yaşayan Ermeniler de Osmanlı idare- sine geçtıler. Daha sonra. Ermeni topluluklann dığer kavimlerle birlikte yaşadıklan Doğu Ana- dolu, Fatih Sultan Mehmet ile Yavuz Sultan Se- Kmdönemlerinde Akkoyunlular ile Safaviler'den zaptedıldi. Kılikya Ermeni Prensliği'nin bulun- duğu Güney Anadolu ise Yavuz Sultan Selim dö- neminde Mısu" Memluklulanndan alındı. TOPRAK CASPI OLMADI Söz konusu Kilıkya Ermeni Prensliği, Anado- lu"daki son Ermeni prensliklerinin Bizans tara- findan yıkılması nedeniyle ortaya çıkan Erme- ni göçü sonucunda 1080 yılında kurulmuştu. Haçlı Seferlen sırasında Haçhlara yaptığı yar- dımlar ve Bizans ın giderek zayıflaması nedeniy- le varlığını sürdürebilmiş olan bu prenslik, Bi- zans'tan sonra, peş peşe, Haçlılann, Moğollann ve Kıbns'ta yerleşik Katolik Lusignan ailesinin hâküniyerine girmiş, nihayet 13 75 'te de Mısır Memluk Türk yönetimi tarafindan ortadan kal- dmlmıştır. Yukarda behrttiğimiz üzere, Yavuz Sul- tan Selim Güney Anadolu"yu Memluklulardan alınca bolgedekı ErmenilerOsmanlı idaresine gir- dıler. Buaçıklanıalannorta>akmdugubirgerçek\ar- dır. Bu da. önce Selçuklulaıin Anadolu'ya yayı- hp verleşmeleri sırasında, sonra da OsmanMann. Anadolu"da bir uç bevüğinden dünya devleti oi- ma sürednde,Ermeoflerin üzerindedoğrudan ege- meo olduklantopraklan onlardangasp etmiş ol- nudıklandır. Torîhsel Gerçekler Işığmda Ermeni Soykırımı Savı smanlı Devleti'nde bakanlık gibi üst görevlerde yer alan bürokraside 'millet-i sadıka' unvanı verilen Ermeniler ile Müslümanlar arasında hiç bir sorun yoktu. Ancak Osmanlı Devleti'nin çöküş döneminin ivme kazandığı, "Şark MeselesF'nin alevlendiği ve devletin zaafa uğradığı 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, Ermeni toplumu içinde Osmanlı Devleti'ne ve Müslüman ahaliye karşı düşmanlık duyguları giderek yayıldı. Şark Meselesi, Avrupa devletlerinin Ermeni cemaatini tahrik etmeye yönelik olarak sürdürdükleri yoğun faaliyetlerdi. Müslümanlara uyguladıkları zulümleriyle ünlü Muş ve Bitlis civanndaki Ermeni çeteleri Beyazıt ile Van sınıriarını Ruslara açık tutmak için görevlendirildi. Batı, gayrimüsümleri kışkuitı 0 smanlı Devleti'nin çöküş döneminin ivme kazandığı, "Sark MeselesP'nin alevlendiği ve devletin zaafa uğradığı 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, Ermeni toplumu içinde Osmanlı devletine ve Müslüman ahaliye karşı düşmanlık duygulannın gıderek yayıldığını görüyoruz. O dönemde Avrupa'da yayılan milliyetçılık fikırlerinın bu gelişmede bır ölçüde etkilı olduğu yadsuıamaz. Bu husumettn doğmasına yol açan esas neden. Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı sürdürdükleri ve "Şark Meselesi" olarak tanımlanan politıkalan çerçevesınde Ermeni cemaatini tahrik etmeye yönelik olarak sürdürdükleri yoğun faaliyetlerdır. "Şark MeselesT, "Düvel-ı muazzama" denilen Avrupah büyük güçlerin. çöküş dönemindeki Osmanlı Imparatorluğu üstünde bir yandan iktisadi \e siyasi açıdan nünız ve hâküniyet kurmak, diğer yandan da Osmanlı idaresinde yaşayan müîedere bagunsdık vaat ederek onlan isyana teşvik etmek suretiyle parçalanma sürecini ludandırdıklan imparatorluğun topraklannın kendi aralannda paylaşümasını hedefleyen srratejileridir. BATI NIN SILAHI, MILLIYETÇILIK Bu stratejinın uygulanmasında Avrupalı güçlerin yararlandıklan temel yaklaşun veya müdahale unsuru, Osmanlı Devleti'nin Hıristiyan uyruklannın hak ve hukukunu koruma bahanesıyle Hıristiyan cemaatlere çeşitli ayncahkların sağlanmasmı ve bu amaçla da kendilerine denetim hakkı verilmesıni öngören talepleriydi. Rusya'nın 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı ortodokslannın hamiüği sıfabnı eMe etmesi söz konusu stratejinin başlangıç noktasını oluşturur. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin içerden dağıülması süreci başlanlmış ve Rusya'nın Kınnı Savaşı'na kadar varacak olan müdahalelerine zemin hazınanmışnr. 1789 Fransız ıhtılalınden sonra ıse yayılan mıllıyetçıük fıkirlen bazı Avrupa devletleri tarafindan Osmanlı Devleti'nm Hınstiyan tebaasına aşılanmaya çalışıldı. Bunun etkılen kısa sürede görüldü. Osmanlı topraklarmda ılk milliyetçi ayaklanmayı başlatan Suplar, Rusya'nın müdahalesi ile Babıâlı'den ayncalıklar kopardı. Bunu, Yunanlılann 1821 'de başlattıklan Mora ısyanını Rusya ile Ingiltere ve Fransa'nın da desteklemesi sonucunda Yunanıstan'ın 1829 Edirne Antlaşması ile bağunsızlığmı elde etmesi izledi. Ermeniler, Türklere karşı savaşmak için çocukları da silahlandırdılar. (Fotoğraf: Rus Armenskja Isvvestia Gazetesi) Ermeniler Osmanlı'da en üst görevde E rmenilenn Osmanlı Devleti içinde yaşamlanna gefince, Fatih'in İstanbul'u fethinden sonra Bizansın zulnıünden kurtanlan Ermeniler için taribJerinin bk-bir döneminde yaşamadıldan bir güven, özgürtük ve refah çağı başlamışör. Ermeniler mıllet adı altında örgütlenmiş, patnklen onlann ruhani ve cismani lideri konumunu kazanmışür. Anadolu'nun birçok şehrinde yaşayan Ermeniler kısun kısım tstanbul'a getirilerek çeşitli semtlere yerleştirilmiş, Anadolu'da kalanlann bir bölümü ise kale bekçiliği ile göre\lendirilmişlerdir. 19'uncuyüzyıla kadar Osmanlı Devleti ile Ermeniler arasında herhangi ciddi birprobleme rastlanmamış, Ermeni toplumu, millet sistemınin bahşettıği muhtariyet çerçevesinde yaşamnıı hosgörülü bir ortamda rahat bir şekilde surdürmüştür. Yunanistan'm bafımsızlık ilan etmesinden sonra, Osmanlı Daieti'nin Ermenilere karşı gösterdiği hoşgörü ve gü\en daha da güçlenmiştir. Osmanlı'nnı itimadını kaybeden Rumlann yermi, bürokraside Osmanlı'mn kendilerine "miDet-i sadıka" umamnı verdiği Ermeniler doldurmuşru. 19. v'üzvılda. Osmanh Ermenileri zengin bankerler, rüccarlar ve sanayiciler olarak öne çıknuşlarsa da. bu topluluğun kendini gösterdiği esas alan devlet hizmeti olmuştur. Nitekim 19'uocu yüzvıl Osmanh Devlet vılhklanna bakthrsa (Salname-i Devlet-i Alhe-i Osmaniye) yüzlerce Ermeni'nin devlet hizmetinde vitksek mevkilere atandıgı görülür. OSMANLI'DA 27 ERMENİ BAKAN Bunlar arasmda, 29 Ermeni'nin kamu hizmetinde en yüksek rütbe olan paşa rütbesiyle taltif edildiği, 27 Ermeni'nin çeşitli bakanlıklara atandıgı, yedi Ermeni büyükelçi ile 11 başkonsolosun Osmanlı diplomasisinde görev yaptığı; müsteşar. vali, yargıç, genel müdür. daire başkanı olarak bürokraside yüzden fazla Ermeni'nin görev aldığı, il yönetim örgütünde her düzeyde yüzlerce Ermeninin görevlendirimıiş olduğu, akademık toplulukta da 11 Ermeni öğretim görevlisi bulunduğu görülür. Bunlara ilaveten. 1876 Meclis-i Mebusam'nda (parlamento) 33 Ermeni milletvekilı bulunmaktaydı. Nihayet, Osmanlı Devleti'nin son döneminde Gabriel Noradungyan Efendü Dışişleri Bakanlığı, Agop Paşa da Hazine Bakanlığı yapıv-orlardı. Beürttiğimiz bu hususlar, Ermeni propagandacılann Osmanlı Devleti'nin Ermenilere karşı aynmcı davrandığı volunda üeri sürdükieri iddialann ne denli valan olduğunu ortaya koymaktadır. Gerçekte Ermeniler 19. yüzyılda devletin en yüksek makamlanna atanma imkânına sahip olmak şöyle dursun, Osmanlı Devleti'ni oluşturan toplumlar arasmda devlet hizmetlerinde özel bir kayınma tabi tufulmuşlardır. Ayrıcalıklar savaş getirdi Kınm Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti'nin galip devlet statüsü ile oturduğu 1856 Paris Konferansı sonucunda imzalanan Paris Ant- laşması da Balkan Huistiyanlannın aynca- lıklannıngenişletümesıni içenyordu. Ayn- ca, antlaşma, Osmanlı Devleti'nin, savaşı ye- mk olarak bitıren Rusya'ya gayrimüslim uyruklan için ıslahat yapacağı taahhüdün- de bulunmasını öngörüyordu. Osmanlı Dev- leti'nin parçalanma sürecını hızlandıran bu hükümler, Avrupa devletlerinin, Osmanlı Devleti'nin içişlerine daha kolay kanşma- lanna ve özellikle Balkanlarda Hınstıyan- lan kışkırtarak ayaklanmalanna ımkân sağ- ladı. Buayaklanmalar sonucunda çıkan 1877 Osmanlı-Rus Savaşı Kafkaslar ve Tuna'da olmak üzere iki cephede sürdü ve Osmanlı ordulannın ağır yenilgisi ile sonuçlandı. Rus ordulan batıda Yeşilköy'ekadargelerekts- tanbul'un kapılanna dayandılar. Doğu'da ise Rus ordulan Erzurum'a kadar ilerledi- ler. Savaş sonrasında imzalanan Ayastafa- nos ve Berlin antlaşmalan ile Balkan Hıris- tiyan topluluklanndan Romanya, Sırbistan ve Karadağ bağımsızlıklanm kazandılar. Bulgaristan ise özerk ve sınırlan gemş bir prenslik olarak bağımsızhğa çok yaklaştı. Bu şekilde Balkan HırisnŞanlannın bağunsızfak- lannı elde etmeleri sağlanmış. sıra Anadolu Hnistiyanlanna geünişti. Ermenilerleügfliıs- lahat maddeJeri Ayastafanos ve Berlin ant- laşmalanna bu amaçla konuldu ve böylece Ermeni konusu "•Şark Meselesi'"nin yeni bır boyutunu oluşturdu. Ermeni sorunu dünyaya açıldı Doğu Anadolu'da v^aşavan Ermeniler 1877 Os- manb- Rus Savaşı sırasında Rus ordusunades- tek sağlanuşlardL Rusya'ya yaptıklan bu hizmetın karşılığını alma sabırsızlığı içinde olan Patrik Nerses başkanlığında toplanan Ermeni cemaatinin ileri gelenleri Çar Alek- sandr'a ulaştırdıklan muhtıra ile şu talepler- de bulundular: (1) Fırat'a kadar işgal altm- da olan bölge Ararat ili ile birleştirilerek Rusya'ya ilhak edilsin ve burada Rusya'ya bağlı bir Ermenistan kurulsun. (2) Rusya arazi ilhakına gitmeyecekse, Bulgaristan'a %e Bulgar milletine verilen ayncalıklar ay- nen Ermenı milletine de venlsin. (3) Eğer Rusya işgal ettıği topraklardan geri çekıle- cekse, Ermenilere yapılacak ıslahat için Ba- bıâlı'den maddi teminat alsın ve ıslahatın uygulanmasına kadar Rus ordusu işgal etti- ği topraklardan geri çekilmesin. Ermeni ta- lepleri, PatnkNerses Efendi tarafindan Ayas- lafanos'ta ziyaret edılen Rus Başkumanda- nı Grandük Nikola'ya da intikal ettırildi. Bu ortamda imzalanan (3 Mart 1878) Ayasta- fanos Antlaşmasf nın 16. maddesine göre Os- manlı Devleti, Ermenilenn yerleşik olduğu Doğu Anadolu vilayetlerinde ıslahat yapı- lacak ve buralardaki Hıristıyanlar, Kürt ve Çerkeslere karşı korunacaktı. İngilizlerin Berlin başansı Rusva'mn Anadolu'nun doğusu ve Mezopo- taıma üzerinde hâkimiyet kurarak Hindis- tan yolunu tehdit edeceğinden endişelenen ve mevdanı tek başına Rusva'va bırakmak istemeyen Ingiltere bu gelismevi ona\ lama- dıvç.Vloskova'nınAvastafenosAnrJaşması'via sağladığı kazanunlan azaltmak amacrvla Berlin Kongresi'nin toplanmasını sağladL Alman Şansölyesi Bismark'ın başkanlık et- tiği ve Rusya, Osmanlı Devleti. Fransa, Avusturya-Macaristan, Ingiltere ve Alman- ya'nın katıldığı kongre sonucunda imzala- nan (13 Temmuz 1878) Berlin Andaşma- a'nda.Ayastafanos Anüaşması'nm Ermeni- lerleflgih'16. maddesi değiştirüerek61. mad- de olarak yer aldL Bu maddeye göre Babt- âll Doğu Anadolu'da ıslahat yapacak, asa- vişi saglavacakve bu konularda aidığıönlem- leri andaşmaya taraf devledere bildirecekti. tlgili devleder de önlemlerin uygulanmast- nı deneüeyecelderdi. Ingiltere açısından bu değişikliğin önemi, Rusya'ya karşı Osman- lı Devleti'ni yalnız bırakmamak ve bu su- retle Rusya'nın Balkanlarda Osmanlı Dev- leti aleyhine gerçekleştirdiği parçalanmayı 16. madde ile Anadolu'da yapmasını önle- mekti. Berlin Antlaşması'mn 61. maddesi tngiltere'ye de Doğu Anadolu'da yapılacak ıslahat sürecine müdahale etme ve Rus- ya'nnı bölgede yayılarak Ingiltere Impara- torluğu'nun stratejik çıkarlanm tehdit et- mesine yol açacak girişimlerini önleme ım- kânını veriyordu. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear