Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2005 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
Sahte rakı ölümlerinden hükümeti sorumlu tutan Baykal, SEKA konusunda da uyanda bulundu:
îşçilerinüzerine gitmeyin
Baykal, hükümeti eleştirdi. (AA)
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP lideri Dcııiz Bay-
kal, SEKA konusunda hükü-
meti uyararak, "Hiçbirşey ora-
datekbir işçinin burnunun ka-
namasına değmez" dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal,
dünkü grup konuşmasında SE-
KA işçilerinin durumuna dik-
kat çekti. Son günlerde işçile-
rin yaşadıklan olumsuz geliş-
meler karşısında tepkilerini
Türkiye'nin her yerinde ey-
lemler yaparak ortaya koydu-
ğunu belirten Baykal, hükü-
metin "dediğim dedik" bir an-
layışla çatışmayı göze almış
bir durunıda fabrikaya müda-
haleye hazırlandiğına işaret et-
ti. "Hiçbir şey orada tek bir
• CHP lideri Deniz Baykal, sahte rakı nedeniyle çok sayıda kişinin
yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek bu sonuca AKJP hükümetinin "vur
abalıya" anlayışıyla yaptığı zamlann yol açtığını söyledi. Baykal,
hükümetin SEKA konusunda sağduyuyla hareket etmesini istedi.
SEKA işçisinin burnunun ka-
naıııasına değmez" dıyen Bay-
kal, iktidardan bu konuda sağ-
duyuyla hareket etmesini iste-
di. Baykal, hükümete, "İşçile-
rin üzerine gitmeyin, huzur-
suzluğu anlamaya çalışın, de-
mokratik saygı gösterin" uya-
rısında bulundu.
'Eroinden daha kâriı'
Sahte rakı olayına da değinen
Baykal, çok sayıda kişinin ha-
yatını kaybettiği olayla ilgili
olarak iktidarın "Bana ne" de-
me hakkı olmadığını söyledi.
AKP hükümetinin işbaşına gel-
dikten hemen sonra her kay-
nak ihtiyacı duyduğunda içki ve
sigaraya zam yaptığını, birile-
rinin de buradaki ranta göz dik-
tiğini belirten Baykal, bu neden-
le de "merdiven aln" üretimle-
ri döneminin başladığını ifade
etti. Bütün bu gelişmelerin Te-
kel'ın özelleştirilmesine para-
lel yaşandığına işaret eden Bay-
kal, "Kaçak rakı imalatı eroin-
den daha kârlı hale gelmeye
başlamıştır. Bu iktidarın izledi-
ği politika toplumun her ala-
nında kiıienmeye, yozlaşmaya
yol açıyor. Bu da onlardan bi-
risidir" görüşünü dile getirdi.
AKP hükümetinin Teşvık Ya-
sası'nın kapsamının genişleti-
leceği açıklamalanna da deği-
nen Baykal, IMF'nin müdaha-
lesinden sonra hükümetteki he-
yecanın yerini "sükuta" bırak-
tığına işaret etti. Kamuoyuna bu
konuda sözler verildiğini be-
lirten Baykal, "İlleriayağakal-
dınp sözlervereceksiniz, kanun
hazırlayacaksınız, sonra Mec-
lis'te tıkanıp kalacak. Niye ora-
da kaldı. Teşvik birdenbire bu-
har olup uçtu gitti. Teşvik an-
layışınızı mı degiştirdiniz, tevşik
kapsamııulaki illeri nıi degiş-
tirdiniz? Teşvikin uygun olnıa-
dığına mı karar verdiniz? Teş-
vik meselesi aydınlığa kavuştu-
rulmalı" dedi. Siyasetin verilen
sözlerin arkasında durularak
yapılacağını kaydeden Baykal,
"Sizin sözünüze kinı, niyeinan-
sın? Sö/Jeıinizin vaatlerinizin
geçerli olup olmadığma inan-
mak için arkasında bir IMF
damgası mı arayacağız" görü-
şünü dile getirdi.
Hükümet, ortak bir yol bulunabilmesi için Ulaştırma Bakanı'nı Türk-Iş yönetimine gönderdi
SEKA için çözüm arayışı• Türk-tş yetkilileriyle bir araya gelen Ulaştırma Bakanı
Yıldırım, SEKA Izmit Tesisleri konusunda atılabilecek adımları
değerlendirdi. Yıldınm, "birinci önceliklerinin işçilcri mağdur
ctmcmck" olduğunu açıklarken Türk-Iş Başkanı Salih Kılıç,
fabrikanın üretime devam etmcsinden yana olduklarmı söyledi.
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-
SEKA Izmit Tesisleri için Türk-lş
ile hükümet arasında "diyalogile çö-
züm bıılıınmasr için temaslar hızlan-
dı. Bir gün öncesine kadar SEKA Iz-
mit Tesisleri'nin kapatılması kara-
rından geri adım atılmayacağını söy-
leyen hükümet, dün akşam saatle-
rinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldı-
nm'ı aracı olarak görevlendirdi. Yıl-
dınm 4 saat süren görüşmenin ar-
dından "Birinci önceliğimi/ işçileri
mağdur etmemek" dedi.
Ulaştırma Bakanı dün sürpriz bir
şekilde Türk-lş'i ziyaret etti. 4 saat
süren görüşmenin ardından taraflar,
"Çözüm diyalogla bulunabilir" me-
sajı verdiler. Ulaştırma Bakanı Yıl-
dınm, görüşme sonrası yaptığı açık-
lanıada "Birinci önceliğimiz işçileri
mağdur etmemek, bunu görüşüyo-
ruz" diye konuştu.
Türk-tş Başkanı Salih Kılıç da ba-
kan ile her türlü alternatifi görüştük-
lerini açıkladı. Türk-lş olarak birinci
önceliklerinin fabrikanın üretime de-
vam etmesi olduğunu belirten Kılıç,
"Yıldırım önerileri taraflara aktara-
cak. Sonratekrargörüşeceğiz'' diye ko-
nuştu. Öte yandan Yıldınm ile Türk-
lş arasında gelişen görüşmenin, Ulaş-
tırma Bakanı'nın bir yakınının ölüm
haberinin gelmesi nedeniyle öngörü-
lenden önce bitirildiği öğrenildi.
Tesislerin kapatılmasına ilişkin ka-
rar; sendika, sivil toplum örgütleri ve
çalışanların tepkisıne neden oluyor.
Kapatma kararını protesto için SEKA
Izmit Tesisi çalışanlan günlerdir fab-
rikalarını terk ctmiyor. Son olarak ka-
patma kararıyla ilgili olarak olağanüs-
tü toplanan Emek Platformu Başkan-
lar Kurulu, SEKA Izmit Tesisleri'nde
çalışanlara dönük olarak yapılacak bir
müdahalenin tüm platform bileşenle-
rine yapılmış sayılacağını açıkladı.
İŞÇÎLERDEN CEMÎL ÇİÇEK'E TEPKİ
'Bizim buradan
ölümüz çıkar'
AHIVIET KURT
İZMÎT - SEKA Izmit lşletmesi'nde
48 gündür işyerini terk etmeme eyle-
mi yapan işçiler, Hükümet Sözcüsü
CemilÇiçek'in "Uzunsürebuişigötür-
mek niyetiıule değiliz. Sabrın sınııının
zorlandığı anlar oluyor" şeklindeki
açıklamasına serttepki göstererek "SE-
KA'yı kapatma kararı kaldırılmadık-
ça bizim buradan ölümüz çıkar" dedi.
Hükümet yetkililerinin SEKA'ya mü-
dahale olabileceği yönündeki açıklama-
lan üzerine fabrikayı terk etmeyen iş-
çilerin temkinli bekleyişi sürüyor. tş-
çilere destek veren Haklar ve Özgür-
lükler Cephesi (HÖC) ile Ezilenlerin
Sosyalist Platformu (ESP) üyelerine
önceki gün müdahale eden polis dün gü-
venlik önlemlerini arttırdı. Fabrika
önünde barikat oluşturan polis, demok-
ratik kitle örgütlerinin destek amacıy-
la bekleyişlerini de engelledi. Hükümet
Sözcüsü Cemil Çiçek'in önceki gün-
kü "Bütün tekliflere rağmen bu direniş
devam ederse korkanm ki bugün ken-
dilerini desteklcmeye gelenler kenara
çekilir, oıadaki işçilerimiz yasalarla,
yargıyla, devletin güvenlik güçleriyle
karşı karşıya kalabilirler" açıklamala-
rı gerginliğin artmasına yol açtı.
Açıklamalara tepki gösteren SEKA
işçileri, "Bu gibi açıklamalar bizi bir-
birimize daha çok bağhyor. SEKA fab-
rikası hakkında üretime devam karan
çıkana kadar burayı terk etmeyeceğiz.
Buradan ancakölümüzçıkar" diye ko-
nuştu. Selüloz-lş Sendikası Izmit Şu-
be Başkanı Adnan llyar da, "SEKA'yı
çalışanlardeğil,sürcMolarakgereklitek-
nolojiyi getirmeyenler, yaürım yapıııa-
yanlar zarar ettirmiştir" dedi.
Kanadoğlu ödülünüîstanbulBarosu BaşkanıKolcuoğlu'ndanaIdı.(TARKANTEMUR)
'Bozkurt, laik hukuk devletinin simgesidir'
Hukuk ödülü Kanadoğlu
J
na
İstanbul Ilaber Servisi - Istanbul Ba-
rosu'nun verdiği "Mahmut Esat Boz-
kurt Hukuk Ödülü"nü alan, eski Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Ka-
nadoğlu, Mahmut Esat Bozkurt' un bü-
yük bir devrimci ve laik hukuk devle-
tinin simgesi olduğunu vurguladı.
The Marmara Oteli'nde gerçekleşti-
rılen "Laik Hukuk ve Kadın Haklan"
konulu panel öncesi konuşan tstanbul
Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Ba-
ro Yönetinı Kurulu'nun, hukukun üs-
tünlüğünü, cumhuriyetin kazanımlan-
nı, çağdaşlaşmayı savunan, bu alanda
önemli çalışmalar yapan hukukçulara
ödül vermeyi kararlaştırdığını söyledi.
Kolcuoğlu, "MahmutEsat Bozkurt Hu-
kuk Ödülü"nün, görevde bulunduğu
dönemde bu alanda yaptığı çalışmala-
n nedeniyle eski Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Kanadoğlu'na layık görül-
düğünü belirterek Kanadoğlu'na plake-
tini sundu. Mahmut Esat Bozkurt'un
büyük bir devrimci ve laik hukuk dev-
letinin simgesi olduğunu vurgulayan
Kanadoğlu da Bozkurt'un laik hukuk
devletinin simgesi olma sürecinin, ya-
şamıyla sınırlı olmadığının altını çizdi.
Kanadoğlu şöyle konuştu:
"Hiç kuşkum yok ki, Bozkurt'un adı
ve yapmış oldukları, bundan sonra da
Türk yargısımn önünü, her türlü kar-
şıt görüş ve çabalara rağmen aydınlat-
maya devam edecektir."
ERDOĞAN
Erken
seçim
söylentisini
yalanladı
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA-Başbakan
TayyipErdoğan, gruplar
halinde yemekte bir ara-
ya geldiği AKP milletve-
killerine "Meclis'te 5 yılı
tamamlayacağız, bu fir-
satı niyeçarçuredelim?"
diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, dün
grup toplantısının ardın-
dan 20 milletvekiliyle bir
araya geldi. Milletvekil-
lerinin şikâyetlerini din-
leyerek istemlerini yanıt-
layan Erdoğan, erken se-
çim söylentisinin kasıth
çıkanldığını söyledi. Edi-
nilen bilgiye göre Başba-
kan, "Seçim söylentileriy-
le bazı kesimler rant elde
etmeye çalışıyor. Spekü-
lasyon yapıyorlar. Şimdi-
ye kadar en fazla millet-
vekiliyle Meclis'e gelen
partiyiz. Bufirsatıçarçur
etmeye hiç niyetimiz yok.
Bu Meclis'te 5 yılıtamam-
layacağız. Zamanında da
seçim yapılacağını göste-
recegB" diye konuştu.
Toplantıda bir millet-
vekili, istifa eden partili-
leri eleştirirken "Torba-
dan çıkan, emek vermc-
den milletvekili seçilenler
gktiyor" görüşünü dile ge-
tirdi. Erdoğan'ın bu yo-
rum karşısında gülümse-
meklc yetindiği öğrenildi.
Bir milletvekili de
ABD ile ilişkilerin ger-
gin olup olmadığını sor-
du. Bunun üzerine Erdo-
ğan'ın, "Kesin olarak söy-
lüyorum, ABD ile ilişkile-
rimizde bir sorun yok.
Ama AJBD'de Türkiye
karşıtlığı için bazı lobi ça-
lışmalan yapıldığını bili-
yoraz. Ilatta aynı lobide
bir grup bize yandaş gö-
rünüyor, bir grup aleyhi-
mize çalışıyor. Bunu poli-
tik olarak mı yapıyorlar,
yoksa altında başka bir
şey mi var,onu da bilemi-
yoruz" dediği belirtildi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Avrupalılar, Türkiye konusunda ön-
yargılı mı? Tabii ki Avrupa Birliği ül-
keleri içindeTürkiye'ye karşı peşin hü-
kümlü siyasi partiler, iktidarlar bulu-
nuyor. Bunları gazetelerde, TV'lerde
izliyor ve biliyoruz. Türkiye'nin Avru-
pa Birliği üyeliğinin oldukça zorlu bir
maraton gerektirdiği de bir gerçek.
Bütün bunlar gerçek de, Türkiye
AB'ye hazır mı? AKP hükümeti işba-
şına geldiğinden bu yana "demokra-
tikleşme " sayılabilecek bir dizi yasa-
nın çıkarılmasını sağladı. Bu çabalar
da AB ülkelerinde olumlu sinyallere
neden oldu. Bu yasalarçıkarılırken bi-
le birçok direnişin gerçekleşeceği,
bu yasalara uyum konusunda, dev-
let kurumları içinde olumsuz sesler çı-
kacağı belliydi.
Buraya kadar hepsi anlaşılabilir. Mar-
din Kızıltepe'de bir baba ile ilkokul öğ-
rencisi oğlunun öldürülmesi de, Tür-
kiye'nin yakın tarihi açısından sürpriz
sayılmayacak bircinayetti. 8 Mart Ka-
Avrupa Birliği ve AKP Hükümeti
dınlar Günü vesilesiyle gösteri yapan
kadınların, İstanbul polisincetekme, to-
kat ve coplarla dövülmesi de güven-
lik güçlerimizin davranışı olarak bek-
lenmedik bir şey değil.
•••
Bunların hiçbirisi sürpriz değil. Bu
olaylarda sorunlu olan siyasi irade-
nin tutumu. Kızıltepe cinayetinde hü-
kümet, başından beri güven veren
bir tutum sergilemedi. Şu anda yar-
gı aşamasındaki olayda, sorumlu ola-
rak yargılanan güvenlik güçleri hâlâ
görevlerinin başındalar. İfade vermek
için bile mahkemeyegelmediler. Adam
öldürmek suçlamasıyla yargılanan
bir güvenlik görevlisi, nasıl görevini sür-
dürebilir? Hükümet böyle davranarak
nasıl bir mesaj vermiş oluyor?
Son olaylarda da Başbakan Tay-
yip Erdoğan'ın, Adalet Bakanı Ce-
mil Çiçek'in ve Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül'ün tutumları, bu tür man-
zaraların ortaya çıkmasını engelleye-
cek duyarlıkta değil. Adalet Bakanı,
"Hırsızın hiç mi suçu yok" diye so-
rarak polisin yaptıklarını mazur gös-
termeye çalışıyor. Başbakan Tayyip
Erdoğan da "Gösteriler sırasında 6
polis de yaralandı" diyerek polisin
sebep olduğu görüntülere hoşgörüy-
le bakmamızı istiyor.
Iktidar partisinin önde gelen yetki-
lileri böyle konuşursa, polisin kendi-
sini düzeltmesi mümkün değil. Bura-
da asıl sorun siyasilerin tutumu. On-
lar, bu şekilde açıklamalar yaparak
yanlış davranan polise cesaret veri-
yorlar. Adalet Bakanı Cemil Çiçek,
"Avrupa'da polis böyle gösterilehn
üzerine şiddetle gidiyor" diyerek yi-
ne mazeret arıyor.
Italya'da bir kişinin öldürülmesiyle
sonuçlanan olaylar sırasında yer ye-
rinden oynadı. Kimse kalkıp da "Tür-
kiye'de bakın polisler göstehcilere
saldırıyor, biz de saldırınz" demedi.
Ancak tartışmalar sırasında şunların
söylendiğini biliyorum: "Burası Tür-
kiye mi, göstericilere nasıl böyle dav-
ranıyorsunuz?"
Avrupa Birliği'ne yönelik çıkarılan
uyum yasalarını emniyet güçlerinin
içlerine sindirmediklerini biliyoruz.
Geçenlerde Adalet Bakanı ile Içişle-
ri Bakanı arasında bu konuda birtar-
tışma da yaşanmıştı. Adalet Bakanı
Çiçek, "Avrupa'da da yapıyorlar ba-
kın" diyerek nasıl bir mesaj verdiği-
ne inanıyor? Sanki polisin Avrupa'da-
ki örneklere ihtiyacı varmış gibi!
* * *
AKP hükümetinin AB konusunda
son zamanlarda isteksiz davrandığı-
na ilişkin eleştiriler yapıldı. Bu eleşti-
rilere AKP yetkilileri çok kızdılar. Dı-
şişleri Bakanı Gül, AB Türkiye Tem-
silcisi'ne, geleneksel bir cevap da
verdi: "Kim oluyormuş o" dedi. Bu
tür açıklamaları eskiden çok yaşa-
dık.
Film yeniden mi başlıyor?
AKP, aslında ciddi bir dönüm nok-
tasında. Demokrasi, insan hakları ve
örgütlenme özgürlügü keyfe göre oy-
nanacak bir oyun değil. Türkiye'nin
önünde Kürt sorunu gibi kritik bir so-
run duruyor. Alevilerin kimlik sorunu
duruyor. Azınlıklarla ilgili ırkçı yakla-
şımlar devam ediyor. Bunları aşabi-
lecek bir cesaret ve kavrayışa sahip-
ler mi?
Istanbul'da kalkan polis copu, Tür-
kiye'nin demokrasi yolculuğuna indi-
rildi. AKP bunu görmüyor ve göremi-
yorsa, kendi bilecekleri bir şey. Za-
man onların aleyhine işliyor.
GLOBALpOLİTtKİILTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Yine Tananoya'...
Benim paranoya düzeyim biraz yüksektir; ba-
zen, patoiojik hale de gelebiliyor. örneğin önceki
hafta The New York Times'da çıkan, Türkiye'deki
medya piyasasıyla ilgili bir haberden hareketle, pa-
niğe kapılıp uluslararası medya tekelleri Türki-
ye'nin TV kanallarını, gazetelerini ele geçirme-
ye hazırlanıyor diye düşünmüştüm. Yani, ne ala-
kası var; hükümetimiz böyle stratejik bir riskin oluş-
masına hiç izin verir mi? Hafta sonunda, bir fırsat
bulunca okumak için biriktirdiğim bazı malzemeyi
elden geçirirken paranoya düzeyim yine yükselme-
ye başladı.
ABD yönetimi hem, 11 Eylül trajedisinin ortaya
koyduğu istihbarat, istihbarat eksıklığini hem de "Ka-
mu diplomasisiyle" (uluslararası propaganda me-
kanizması) ilgili, Irak'ın işgalinden sonra özellikle Or-
tadoğu'da aniden yükselen ABD düşmanlığı soru-
nunu aşmaya çalışıyor.
Rumsfeld'in yeni gizli örgütü
Birincisi, Kongre komisyonlarında araştırıldı, bir
seri öneri oluşturuldu. Bush yönetiminin önde ge-
len "akılları" dabirsüredirCIA'ninyetersizliğinden,
Vietnam'daki Phoenix Projesi (siyasi muhaliflerin li-
kidasyonu) fiyaskosundan sonra, "gizli harekâtla-
ra" getirilen yasaklamalardan, yasal denetlemeler-
den yakınıyor, bunları aşacak bir yol arıyorlardı.
2003 sonunda, The New Yorker'da yayımlanan
Seymur Hersh'ün "Moving Targets" (Hareketli
Hedefler) yazısı Pentagon'un bu engeli, Ârmy Del-
ta Force, Navy Seals ve CIA'dan alınan personel-
le kurulan Task Force 121 adlı bir örgütle aşmaya
başladığını açıkladı. Bu, "yüksek değerli hedefle-
rin" ele geçirilmesi ve/veya imha edilmesiyle yü-
kümlü, Israil'ın Mist'aravim adlı, "seçilmiş öldürme-
leri" gerçekleştiren gizli örgütünden esinlenmiş bir
yapıydı.
23 Ocak'ta VVashington Post, Pentagon bünye-
sinde kurulan Stratejik Destek Dalı (Strategic
Support Branch/SDD) adlı bir örgütün varlığını açık-
ladı. Savunma Bakanı Rumsfeld'e bağlı olarak oluş-
turulan bu yeni örgüt Pentagon'un istihbarat açı-
sından CIA'ya bağımlılığını ortadan kaldırmayı amaç-
lıyor, halen "yükselen hedef ülkeler" adı verilen
dost, düşman 12 ülkede etkinlik gösteriyordu. En
önemlisi SDD, Pentagon bünyesınde olduğu için
birçok yasal denetlemenin, Kongre gözetiminin dı-
şında kalabiliyordu; başına da fanatik dini görüş-
leriyle bilinen, Müslümanlığı "iblis dini" olarak ni-
teleyen General Boykin getirilmiştı. SDD harekât-
ları yalnızca askeri değil, siyasi hedefleri de kapsı-
yordu. Seymur Hersh, 24 Ocak tarihli "Yaklaşan Sa-
vaşlar" (Coming Wars) başlıklı yazısında, SDD'nin
yereldüzeydegerekirse "enkaranlıkunsurlarla" iş-
birliği yapmaktan çekinmeyeceğini, bir üst düzey
istihbarat görevlisinin kendisine, "El Salvador'da-
kisağcı, cinayetörgütlerinianımsıyormusun" di-
ye sorduğunu aktarıyordu. "ölüm mangalan" adı
verilen bu örgütler, salt komünist militanları değil
hükümete, ABD'ye muhalif, birçok aydını, sendi-
kacıyı, gazeteciyideöldürmüşlerdi. Bir ay sonra yi-
ne VVashington Post, SDD'nin operasyonlarını, he-
def ülkedeki ABD büyükelçisine bildirmeden ger-
çekleştirdiğini yazıyordu (24/02). Pazartesi günü
de VVashington Times, ABD karşı-istihbarat örgü-
tünün, artık faaliyetlerini yabancı ülkelerın toprak-
larına taşıyarak onların ve olası terörıst örgütlerin
istihbarat etkinliklerini (yeni üye kazanmak da da-
hil, dolayısıyla 'teröristlerin' yararına 'propaganda'
faaliyetlerini de) doğrudan hedef alacağını yazıyor-
du (07/03)
Stratejik iletişim
Baker Institute 2003 Ekimi'nde, "Akılları Değiş-
tirmek, Barışı Kazanmak" (Changing minds, Win-
ning peace) başlıklı bir raporda, ABD yandaşlığı-
nın Müslüman ve Arap dünyasında tarihte hiç gö-
rülmemiş düzeye gerilediğinden yakındı. Penta-
gon için Savunma Bilim Masası (Defence Scien-
ce Board) tarafından hazırlanarak geçen aralıkta ya-
yımlanan "Çatışmalara Geçiş ve Çatışmalardan
Çıkış" (Transition to and from the hostilities) baş-
lıklı kapsamlı bir rapor, El Kaide ve Radikal İslam
yanlılarının progandasavaşını kazanmakta olduğu-
nu saptadı, Stratejik lletişimin ABD ulusal güven-
liğinin yaşamsal öneme sahip bir bileşeni oldu-
ğunun altını çizdi, "yükselmekte olan hedef ülke-
lere" ilişkin medya ve eğitim alanlarına yönelik bir
seri yeni projeyi (diziler, belgeseller, Susam Soka-
ğı gibi çocuk programları, ABD görüşlehni savu-
nan yerel yazarlar vb..) ve finansal desteği içeren
öneride bulundu.
Iste paranoya düzeyim, "stratejik iletişimin"
ABD ulusal güvenliğinin yaşamsal öneme sa-
hip bir bileşeni olduğu saptamasını, yukarıdaki
SDDörgütünün bilgisiyle, "yükselen hedef ülkeler"
kavramıyla birleştirmeye, bunlara "ölüm mangala-
rının" kurulmasına adı karışmış John Negropon-
te'nın Genel İstihbarat Direktörlüğü'ne getiril-
mesini eklemeye başlayınca hızla yükseldi. Çün-
kü, geçen haftalarda, işte bu arka plan üzerinde,
ABD ve Israil'deki militaristçevrelereyakınlığıyla bi-
linen Wall Street Journal, Middle East Quarterly,
MEMRI gibi yayın organlarında Türkiye'deki ABD
düşmanlığından sert, abartılı bir dille söz ediliyor,
kimi köşe yazarlarının adları, adeta hedef gösterir-
cesine öne çıkarılıyordu...
TOKAT SÎGARA FABRİKASI
Bakan Unahtan
işçiyegüvence verdi
TOKAT (Cumhuriyet)
- AKP Tokat II Başkanı
MustafaBoyraz, Malıye
Bakanı Kemal Unakı-
tan'dan Tokat Sigara Fab-
rikası özelleştirildiğinde
hiçbir işçinin çıkanlma-
yacağı sözünü aldıklan-
nı belirtti.
Boyraz, fabrikanın
özelleştirildikten sonra
kapatılacağı iddialanyla
ilgili olarak Ankara'da
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile görüştüğünü
söyledi. Erdoğan'ın Una-
kıtan'a fabrikada çalışan
hiçbir işçinin işine son
verilmemesi talimatı ver-
diğini anlatan Boyraz,
"Bakan Unakıtan da
'Fabrikanın kapatılma-
yacağı ve işçi çıkanlma-
yacağının altını çiziyo-
rum' dedi. Sayuı l nakı-
tan konııyu Meclis gün-
demine taşıyacağuu söy-
ledi. Fabrika özeüeştir-
mekapsamından çıkma-
dı ancak özel bir statüye
kavuşturulacak. Bu du-
rum özelleştirme şartna-
mesine yansıyacak. tşçi
çıkarılmamasıvckapaol-
maması şartnameye ek-
lenecek" dedi.