23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Kadınlar U Mart'ta dayak yenıi-ş. Bari o gün dövmeselerdi! Elektrorıik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - AB, Ankara'ya yeni ev ödevleri verrniş... "Ya elektrikler kesilirse!" YeşîlayAhmet Önen: "Heryıl 1-7 Mart arası kutlanan Yeşilay Hafta- sı için bu yıl sahte rakı ölümleri dışında bir et- kinlik yapılmadı!" SarıyerSarıyer'den Kilyos'a gi- derken Çiftebakkallar mevkiinde yani Boğazi- çi'nin öngörünüm ^, bölgesinde büyük jb'ır Kuran kursu in- şaatı sürüyor. Tabe- lası olmayan bu inşa- ata Boğaziçi Imar Mü- dürlüğü'nün nasıl ruhsat verdiği ya da inşaat ka- çaksa nasıl göz yumdu- ğu merak ediliyor. U lusal eğitime destek için eski parayla 40 mil- yar liralık ya da yeni parayla 40 bin liralık bir ba- ğışın, eğitime sağlayacağı katkı nedir? Devle- 1 tin okulları meteliğe kurşun atsa da 40 bin lira, tebeşir parasına bile yetmez! Ote yandan "damlaya damlaya göl olur" hesabıyla bağışın azı çoğu olmaz di- yebilirsiniz ama 40 bin liralık bağış üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın kılı bile kıpırdamaz Gelin şimdi 40 bin lira verip hem Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nı harekete geçirelim, hem 40 milyon dolarlık reklam yapalım, hem de iktidarın çizgisine uygun bir siyasi pro- paganda ortamı yaratalım. Bildiğiniz gibi kedigillerfamilyasından kedi, günümüz- de hakaret unsuru sayılıyor olsa da aynı familyadan as- lan gurur kaynağı olmaya devam ediyor. Örneğin, bazı tüccarlar kendilerini "aslan" olarak tanımlayıp Anadolu Aslanları Işadamları Derneği'ni kuruyor. Bu dernek Istanbul'daki bütün ilköğretim ve ortaöğ- retim okullarını kapsayacak şekilde bir kompozisyon ya- Aslanlar rışması düzenliyor. Fakat, okullara girmek kolay değil... Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayı gerekiyor. Dernek, Mil- li Eğitim Bakanlığı'ndan onay almakla kalmıyor; Istan- bul Milli Eğitim Müdürlüğü'nü de organizasyonun içine katıyor. Böylece, Istanbul'daki resmi ve özel bütün okul- larda yarışma duyurulabiliyor. Yarışmada birincilere 3 milyar lira, ikincilere 2 milyar lira, üçüncülere 1 milyar lira, dördüncüden onuncuya ka- dar dereceyegirenlerede birer cumhuriyet altınıödülko- nuyor. İlköğretim okulları iki kademeye ayrılıyor; birinci kademede "mektup"; ikinci kademede "kompozisyon" ve "şiir" yarışması yapıhyor. üse ve dengi okullarla mes- lek eğitimi merkezlerinde "makale", "şiir", "animasyon" dallarında yarışma açılıyor. Sonuçta altı dalda toplam 71 öğrenciye ödül verilme- si planlanıyor. ödüllerin toplamı 40 milyar lirayı buluyor. Binlerce okulda, 100 binlerce öğrenciye yönelik bir "rek- lam"ın faturası yeni parayla 40 bin lira tutuyor. Ancak, öğretmenler de ihmal edilmiyor. llk üç dere- ceye giren öğrencilerin okul müdürlerine ve öğretmen- lerine birer cep telefonu ile okullarına birer bilgisayar ve- riliyor. 36 cep telefonu ile 18 bilgisayar 30 bin yeni lira tutsa, Anadolu Aslanları Işadamları Derneği'nin düzen- lediği yarışmanın faturası 70 bin yeni lirayı ancak bulu- yor. Şimdi bir de birkaç ay boyunca Istanbul'un bütün okullarında öğrencilere Mili Eğitim Bakanlığı'nın deste- ği ile duyurulan bu organizasyonun getirisini düşünün! Anadolu Aslanları Işadamları Derneği'nin "Kutlu Do- ğum Haftası" münasebetiyle düzenlediği yarışmasının konusuna gelince: ömek fnsan Hazreti Muhammed. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın etkinlik alanına bu yıl "as- lan" işadamları sayesinde Milli Eğitim Bakanlığı da giri- yor! TestAydoğan Yavaşlı: "Başbakanlık Ata- türk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlı Atatürk Araştırma Merke- zi birdergi çıkartarak 'Ata- türkçülük Test Merkezi' kuracakmış. Işe, Ameri- ka'dan 'test makinesi' ge- tirerek başlasınlar!" Kapmaca , _ AkifKökçe:"Ame- f $) rika'nın kapkaççı- "" dan farkı ne? Kaptıktan sonra kaçmaz, yerleşir." SESSİZ SEDASIZ (!) Acemi sarrafın bakışı ve fikir insanı Fikir insanının, herhangi bir düşünce alanında fikir üreten, görüşlerine değer verilen kimse olduğunu belirtiyor Kamil Acar ve Türkiye'de kendisini fikir insanı yerine koyan pek çok akademisyen, yazar, çizer, sanatkâr ve politikacı olduğunu belirtiyor: "Bunlan sınıflandırdığımızda karşımıza; zamana ve mekâna göre değişim gösteren ve buna gelişim diyen döneklere, bir bedel karşılığı egemen güçlerin çıkarlarını görüş ve düşünce adı altında pazarlayanlara, salça üretir gibi düşünce üretip satanlara, gündeme oturma pahasına gerçeklere sırt çeviren sivri akıllılara, demagoji yapanlara, iktidara yaranmak için maval okuyan dalkavuklara, çıkar karşılığı dış güçleri destekleyen papağan beyinlilere, hedef seçtiği kitleleri kendi amacına hizmet için çeşitli akıl oyunlarıyla kandıranlara, kişisel hırs ve kinini topluma şırınga edenlere ve daha nicelerine rastlıyoruz. Bugün bu türlerin pirim yapması ve çoğalması nedeniyle gerçek fikir insanları yetişmediği gibi mevcutları ya öldürülüyor ya da çeşitli yöntemlerle tecrit edilip halkla bağlantısı koparılıyor. Ülkemizin aydınlığa kavuşması için gerçek fikir insanlarının önünün açılması, halkla buluşturulması ve gerçek fikirlerin çarpışmasından elde edilecek sonuçların hayata geçirilmesine ihtiyaç var. Bunu bu ortamda kim gerçekleştirecek bilemiyorum ama bildiğim bir deyiş var: Acemi sarrafın yanlış bakışı/ Mücevheri elmas görmez taş görür/ Şekli kıyafeti düzgün cahiller/ Kendini bilginlere eş görür." ÇED KÖŞESt OKTAY EKINCI IÜ Tıp Fakültesi'nde... 2 Mart 2005... Yani geçen çar- şamba... Gazetelerde bazı başlıklar şöy- leydi; "Sahte Rakıdan Ölümler Artı- yor..." Henüz "resmi rakamlar" açıklanamıyor; ama, "rakının anavatanı"nda insanlar rakıdan ölüyorlar! Acaba tngiltere'de viskiden, Türkistan'da kımızdan ölen var mıdır? Türk Rakısı'nı içmeyen Tür- kiye Başbakam'nın Afrika'dan açıklaması ise sadece şu kadar: "Bunun, fiyatı arttıran yüksek vergiyle alakası yok..." O halde rakının anavatanında- ki bu "zehirlenme"lerin "başka nedenlerle" alakası var!... • •• "Okul MüdürüneTürban Da- yağı..." Beykoz'daki Karlıtepe İlköğ- retim Okulu Müdürü, kız çocuk- larını türbanla göndermekte ıs- rar eden ailenin "erkekleri" tara- fından "makamında" dövülü- yor... Dişleri kı- rılan müdü- riin suçu, "yürürlük- teki"(!) kı- yafet yönet- meliğini gö- zetmek. Müdürü dö- venlerin ge- rekçesi ise hem "mu- hafazakâr demokraüann'' hem de "özgürlükçü denıokratların" ortak hedefi olan "başörtmeöz- gürlüğü"nü sağlamak!... Cumhuriyet gazetesinde bu haber, Başbakan'ın tam 80 yazı- ya kendi görüşlerine karşı diye "tazminat davası" açtığı habe- riyle aynı sayfada yer alıyor... Er- doğan "dövmüyor" ama para is- tiyor. Demek ki Başbakan'ı eleş- tirmek için, cüzdanın dolu olma- sı gerekiyor... • •• "Kalıcı Konutlarda Yolsuz- luk..." 1999 depremindeki felaketin en önemli nedeni "kurallara ay- kırı" yapılan binaların çökme- siydi. Meğer, sağ kalanlar için in- şa edilen "kaücı konutlar"da da benzer yolsuzluklar dizboyu i- miş. Kocaeli Cumhuriyet Savcı- sı'nın iddianamesine göre, İller Bankası'nca yaptırılan inşaatla- nn yüklenicileri "yapmadıkları işlerin" parasını da almışlar. Ya bu binalar da çökerse?... ••• "Arnavutköylüler Ata Binsin- ler..." Bu söz de Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Müsteşarı Sabri Erba- kan'aait... Boğaziçi'nde 3. köprüye karşı çıkanlara "Onlar yüzerek de ge- çebilirler..." diyen bu "mimar" müsteşara neyse ki gereken yanı- tı ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Tür- kan Saylan veriyor. Bir "Arna- vutköylü" olarak diyor ki; "Halkla alayeden bir yönetim an- layışının çağdaş dünyada yeri ol- madığını birileri bu müsteşara öğretmeli..." Pekı, kim öğretecek? Aynı köprüyü savunan "mimar" ba- kanı mı?.. • •• O gün işte böyle bir çarşam- baydı... Aylardır bana "haydi artık.." diyen fıtığımın o sabah doruğa çıkan isyanı karşısında soluğu Çapa'daki Istanbul Üniversitesi Tıp Faküllesi Hastaııesi'nde alır- ken Cerrahi Özel Servis doktor- larının, tüm bu haberlerin orta- mında "Sizi acilen anıeliyatetme- liyiz" sözü ne kadar umut vere- bilirdi? Buna rağmen "tam bir güven" içinde hemen ameliyata hazırlan- mamın tek nedeni ise yine Tür- kan Say- lan' ın dost- ları olarak da tanıştı- ğım doktor- ların "düze- ne inat ay- dınlık ba- kışla- n"ydı... Ulkede olan biten- ler, bir ba- kıma bu bakışlardaki aydınlığı yok etmek isteyenlerin marifetle- ri değıl miydi? Beni "ftükeden" ne varsa, onlara karşı da adeta bir yazgı birliği içindeydik... ••• Sabahları altı buçukta hastane- dehastalannınbaşındalar. Bu, ls- tanbul için beşte uyanmak de- mektir. Ameliyatlara her gün sa- bahın sekizinde başlıyorlar; ak- şama kadar sürüyor... O gün de aynı çahşkanlık ve insan sevgisi içinde "haberlerin tam tersi" bir dünyayı bana da yaşattılar; Prof.Dr. Veşim Erbil, Prof.Dr. Selçuk Özarmağan, Prof.Dr. AipBozbora, Op.Dr. U- mut Barbaros, Op.Dr. İsmail Bo- rucu, Op.Dr. Ahmet CemDurak ile bu ekibin tüm yardımcıları, Aynur (Çıtırçiftçi) Hemşire ve hastabakıcılar... Onlara en anlamlı teşekkür, yi- ne onlar gibilerin yarattıklan de- ğerleri ülkenin asıl gündemi kıl- mak için "daha fazla çahşmak" değil mi? Onlar gibi, aklın ve bilimin rehberliğinde, sabahları erken- den, akşamın geç saatlerine ka- dar... Artık fıtığım da engel olama- yacağınagöre!... oekinci rcumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicaki'i turk.net ÇİZGILİK KÂMİL MASARACI I i kamilmasaraciı mynet.com H A R B t SEMİII POROY semihporoyı yahoo.com Bi YARIAİ nrnrjl OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ 9îtffl$et( k_ m _urgenc(a yahoo.com i TARİHTE BUGÜN MÎIMTAZ ARIKAN 9 Mart www.mumtaa-arikan.com TOKTO'YA BOMBA YAĞDI! 134S'7E 8U6ÜN, S. DÜNYA SAVAŞI İÇİUPE,AME- RİKAN HAl/A KüVl/eTLERi'NE BA6U YÛZL&2CS B-29 BOMBARDtMANÜÇAGItTDKYO'YU Y£2~ LE BİR ETTİ. JAPOM BAÇKENri, O ANA DE- ĞİN GÖfiUİlMEPiK BÛYÜKlÜKrE BİR. HAl/A SALPMJStYLA KARŞILAŞMIçn. 2ZOO BEY- GİR. GÜCÛNDE OĞ2T BOEING MOTORU OLAM S-23'LA/S,ir.PüMyA SAMf/'MA/ EN BÜYÜK- BOMBARPIMAN UÇAK-LA£.iyPt. "UÇMI KALE " OiYB APlÂNPIfîlMN BU UÇAt- LARsHDNLAGCA BO/UgA rAŞtYABrUYORPU. SÖZ KONUSU SAU>/K.I SOMUCUMPA, •VOKYO'NUN BÛYÜKL SİR kJSMl YlKILMIÇ, YÛZ BİNİM ÜSnJMPE INSAM yAÇAM/HI yjTİ/ZMİÇT/'/. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Erkektir Ne Yapsa Yeridir Dün, "Dünya Kadınlar Günü" kutlandı. Başta kadın örgütleri olmak üzere çeşitli sivil toplum ku- ruluşları vesiyasalpartilerbildirileryayımladılar, tö- renlerdüzenlediler. 1 Mayıs Dünya Emek Günü gi- bi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün de insanlığın toplumsal savaşım tarihinden gelen özel bir yeri var. Ama ne var ki, bizimki gibi yaşamın sulandı- rıldığı toplumlarda insanlar bu tür önemli günlerin içerdiği anlamı kavramakta zorlanıyorlar. Böyle özel günlerde toplumun ezici çoğunluğunun ken- di çıkarlarına ne değin yabancılaştığı/yabancılaş- tırıldığı orta çıkıyor. Toplumun kendi çıkarlarına yabancılaşmasında hiç kuşkusuz geri kalmışlık kadar bu geri kalmış- lıkta belirleyici rol oynayan Islamın da önemli pa- yı var. öbür Müslüman toplumlarda olduğu gibi nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan top- lumumuzda da Islamdan kaynaklanan kadercilik egemen. Emekçilerin sınıfsal savaşımının karşısı- na "Beş parmağın beşi de bir olmaz" anlayışıyla çıkan kadercilik, kadınların karşısına da "Allah ka- dını erkeğine hizmet etsin diye yaratmış" anlayı- şıyla çıkıyor. ••• LaikTürkiyeCumhuriyeti'ninyasaları kadın hak- larını büyük ölçüde güvence altına almış, fakat bu hakların kadınlarımızın çoğunluğu tarafından içsel- leştirildiğini, kullanıldığını söylemek olası değil. Ka- derciliğin egemen olduğu toplumda devletin ya- saları değil, inançlar, gelenekler, töreler belirliyor kadınların yazgısını. Salt Anadolu'nun ücra köylerinde değil, büyük kentlerimizin "modern" semtleri de dahil ülkemi- zin her yerinde her gün on binlerce, yüz binlerce kadın erkek dayağı yerken, milyonlarca kadın bas- kı altında tutulurken, Dünya Kadınlar Günü kutla- maları ne yazık ki "törensel hoşluklar" olarak ka- lıyor. ••• Televizyonlarda onlarca dizi gösteriliyor, bu di- zilerin çoğunda kadın onurunu ayaklar altına alan dayak sahnelerine tanık oluyoruz. Yapımcılar, yö- netmenler bu tür sahnelerin yer almadığı bir filmin "hayatın gerçeklerini" yansıtmadığını düşünüyor- lar. "Gelinim olur musun?", "Size anne diyebilir miyim?" türünden evlilik yarışmalarında katılımcı genç kızların yaşamları didik didik edilip eski er- kek ilişkileri ortaya çıkartılıyor, metalaştırılıyor, gün- lerce reyting malzemesi olarak kullanılıyor. Gazetelerin magazin sayfalarını erkeklerden da- yak yiyen ünlü kadınların serüvenleri dolduruyor. Okurlar bu tür haberlere büyük ilgi gösteriyorlar. Röportajlar yapılıyor, sorular yöneltiliyor, yanıtlar üst üste konduğunda ortaya, "Erkektir ne yapsa yeridir!" diye özetleyebileceğimiz bir ortak sonuç çıkıyor. ••• Geçen cumartesi gününden beri Kitap Fuarı ne- deniyle Bursa'dayım. Bursa, hızlasanayileşmesi- ne karşın aynı hızla da muhafazakârlaşan bir kent. Fuarziyaretçileri arasındadatürbanlı, çarşaflı genç kızların sayıları her yıl biraz daha artıyor. Bu genç kızlar kitap satın alıyorlar, okuyorlar, bilgileniyor- lar, fakat aydınlanma süzgecinden geçmeyen bil- gi onların bireysel yaşamlarını özgürleştirmiyor. özgürleşemeyen bireylerse çıkarlarının farkına varamıyorlar, tam tersine karşı çıkmaları gereken siyasal güçlerin aracı durumuna geliyorlar. Bu, bir kısırdöngü ve bu döngüyü AKP şimdilik çok iyi kul- lanıyor. Ama nereye kadar? Bunu zaman göste- recek. Kısırdöngüyü kırmak ise bu ülkenin aydın- lık insanlarına düşüyor. Yılmayarak, susmayarak, örneğin 8 Mart Kadınlar Günü'nü yılın 365 günü- ne yayarak... (e-posta: dkavukcuogluCusuperonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Kolayca alevlenen renksiz ve sarmısak ko- kulu bir gaz. 2/ Istanbul'da 4 Bizans döne- minden kal- 6 ma ünlü sar- nıç. 3/ lyiden iyiye. 4/ " — deryasın boy- 9 layalım/Um- mana dalmağa gel- dim" (Pir Sultan Abdal)...Tathbirbe- sin maddesi. 5/Nazi partisinin hücum kı- tasını simgeleyen 5 harfler... İlgi çekici 6 ve değişik kimse... 7 Güzel sanat. 6/ Bü- 8 yük akarsu... Yün- 9 den dövülerek yapılan kahn ve kaba kumaş. 7/Is- tenç zayıflığı... Serbest bırakma. 8/ Güçlü esen yel. 9/Büyük zoka... Borudan kol almakta kulla- nılan bağlantı parçası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Uygun gitmeyen, ters, düzensiz" anlamında argo sözcük. 2/Tavlada " ü ç " sayısı... "Meselabir akşam üstüdür — / Bahçeler ve dağlar üzre hü- kümran" (Ahmed Arif). 3/Maksat... "Akaju" da denilen büyük bir ağaç. 4/ "Ölür ise — ölür / Can- lar ölesi değil" (Yunus Emre)... Kendisini oldu- ğundan büyük gösterip böbürlenme. 5/ "Çavuş- kuşu" da denilen, güvercinden küçük bir kuş... Yüz metrekare tutarında yüzey ölçüsü birimi. 6/ Takılmış ad... Kırkpınar güreşlerini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad. 7/Uzun omuz atkısı... Üye. 8/Eski dilde ekmek... Bolu ilinde turistik bir göl. 9/ Çanakkale Savaşları sırasında, döktüğü mayınlarla üç düşman zırhlısının batmasını sağ- lamış gemimiz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı gynlük sivil toplum gazetesi BİZİM GAZETE tarafsız haberleri, ilginç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 02125119494- Abone: 0 212 513 83 00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear