25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29MART2005SAU 10 dishab(5)cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR Sokakta Kazanılan Iktidarlar Eski Sovyet cumhuriyetlerinde de- ğişik bir demokrasi uygularrtası dikka- ti çekmeye başladı. Bazı cumhuriyet- ler, bağımsızlıklarını almal$rından 15 yıl sonra, Batılı demokratikanlayışı ge- liştirme yerine; eskinin alışkanlıkları ile "mutlak iktidarı" mutlaka kûruma sev- dasına düşmeleri sonucunda yeni bir demokratik yöntemi yaratır oldular. Son 18 ay içinde önce Gürcistan'da, sonra Ukrayna'da, şimdi de Kırgızis- tan'da benzerı gelişmeler gözleniyor. Önce seçim yapılıyor. Muhalefet, "mut- lak iktidann" seçime hile karıştırdığını mutlaka öne sürüyor. Sonra insanlar so- kağa dökülüyor. Yer yer sokak çatış- maları, yağmalama olaylari yaşanıyor. Ardından muhalefet, "sanpık" yerine "sokaktan" gelerek iktidar oluyor. Gür- cistan'dakine "Gül Devrimı" denildi. Ukrayna'daki "Turuncu DGvrim" diye adlandırıldı. Şimdi Kırgızıs- tan'dakinekimilerı "kadi- fe", kimileri "lale" devri- mi diyorlar. Askar Akayev (61), Kı- zıl Bayrak ilinde bir köylü ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Liseden üniversiteye; doktoradan profesörlüğe hep olağa- nüstü derecelerie ulaştı. Mekanik mühendisi ol- makla kalmadı, 80 kadar bilimsel yayınından ötürü New York, Kaliforniya, Moskova Bilim Akademi- lerine üye olarak da seçil- Kurmanbey Bakiyev di. Akademik yaşamdan 1990'da Kır- gız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Baş- kanlığı'na siyasal geçiş yaptı. Bir yıl sonra Bağımsız Kırgızistan Cumhur- başkanı oldu. 1995'te yeniden seçildi. Sovyetler'in en küçük, en yoksul 5 milyon nüfuslu bu cumhuriyetinin yıl— da 250 milyon dolarlık dış ticareti ka- rın doyurmaz olurıca, yakınmalar tırman- dı. Tarım ülkesi Kırgızistan'ın pamuk, tütün, tahıl üretiminin yetmezliği, dışa bağımhlığı arttırdı. Altın, pötrol, doğal- gaz, cıva üretiminin verimll yatırımlara dönüştürülemeyişi de halkın beklenti- lerineyanıtvermezoldu. Kırgızistan'ın 200 ülke ile iletişiminin Ankara üzerin- den sağlandığını da anımşamakta ya- rar var. Akayev'in bu oluşumları antidemok- ratik davranışlarla önlemeye çalışma- sı, kendinebaşbakanlık, bakanlıkyap- mış kişiler arasında dahi şiddetli mu- halefet yarattı. Bazı bakanlar hapsedil- di. Kırgızistan çeşitli siyasal ve ekono- mik çıkar çatışmalarına sahne oldu. ABD, erken uyarı uçakları AVVACS'la- rı ülkede konuşlandırmak isterken, So- ros Vakfı da Gürcistan ile Ukrayna'da yaptığı gibi ekonomik kaldıraçlarını, sokak muhalefetini destekleme yolun- da kullanmaya başladı. Aşırı dinci "Hiz- bül Tahrir" örgütü de Orta Asya ülke- leri içinde en çok burada yoğunlaş- maya çalıştı. Bu ortamda şubat-mart aylarında yapılan iki turlu seçimlerde muhalefet başarı gösteremeyince sokağa dökül- dü. Akayev'in eski başbakanı Kur- manbey Bakiyev, sokaktaki muhale- feti "şimdilik" toparladı, hileli seçim sonuçlarını tanımadan başbakanlık kol- tuğunaoturdu. Akayev, "siyasal göçmen" olarak değil, geri dönmek umuduyla "konuk" olarak soluğu Moskova'da aldı. Bu du- rumda "muhaliflerbirliğinin" desteği ile Bakiyev, başbakanlık koltuğu ile ye- tinmedi, "cumhurbaşkanlığı" koltuğu- na da "vekil" olarak oturdu. Bakiyev "Bana güveniyorsanız, ki güvendiğiniz anlaşılıyor, bırakın da 3 ay sonraki se- çime kadar iş yapacak bir hükümet oluşturayım" diyerek kol- ları sıvadı. llk bakanları- nı atamaya, siyasal suç- lulardan bazılarını serbest bırakmaya başladı. Akayev yönetimi ile ya~ kın ilişkıler içinde olan Moskova; Gürcistan'dan, Ukrayna'dan sonra arka bahçesindeki satranç masasında bir kalesini daha yitırdi. Rusya Baş- kanı Vladimir Putin, ye- ni yönetime dostluk ile- tisi gönderip göz kırpmak zorunda kaldı. Yoksulluğun ve siyasal tepkinin doğal sonucu olarak başlangıç- ta başkent Bişkek sokaklarında ortaya çıkan yağmanın, vandalizmin yatıştığı gözleniyor. Bu arada bu ülkedeki Türk yatırımcılarının da 20 milyon dolarlık bir zarara uğradığı öne sürüldü. Akayev'in destekçisi olan, kendi kentınden 700 ki- şının Bişkek yolunu kapatma girişimi ise etkin bir sonuç vermedi. Bakiyev, 26 Haziran için özgür se- çim vaadinde bulundu. Ancak Kırgız parlamentosunda eski-yeni seçilmiş- ler arasında istikrar henüz sağlana- madı. Yabancı gözlemciler, bu karma- şık ortamda 3 ay sonra yapılacak se- çimlerın de huzur getiremeyeceği, ta- rihin ertelenmesı gerektiğini öne sürü- yorlar. Şimdi gözler Özbekistan, Tacıkis- tan, Kazakistan'a çevrildi. Ekonomik açıdan daha zengin olan bu ülkelerin komşu Kırgızistan'daki gelişmelere kar- şı tarafsız davranmaya çalıştıkları, sı- nır kapılarını denetlemekle yetindikle- ri gelen haberler arasında. Bu ülkeler- deki muhalefetlerin Kırgızistan'dan ders alacakları da bir başka yorum. Kesin olan nokta, VVashington'un "petrolku- şağını" oluşturmada "yeşil kuşak" bağ- lamında önemli bir sıçrama tahtası el- de ettiğidir. Bern-Ankara İlişkileri Tatlanacak mı? İki yıllık bir ertelemeden sonra Is- viçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, "paskalya tatilinden"de yararlanarak bugün Ankara'ya geliyor. Ev sahibi Abdullah Gül ve heyetleri ara- sında yapılacak görüşmelerden baş- ka konuk bakanı Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer de kabul edecek. Bayan Rey, 2003 Eylülü'nde Anka- ra'ya gelecekti. Ancak 26 kantondan biri olan VVaadtland Kantoh Meclisi'nin "Ermeni soykmmı tasarısını" kabul et- mesi üzerine Ankara bu ziyareti tek yanlı iptal et- mek zorunda kalmıştı. "Avrupa'nın kalbi" ola- rak tanımlanan Isviçre ile Türkiye arasındaki so- ğukluk 28 Ocak'ta Da- vos'ta giderildi. Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan, Isviçre Federal Cumhurbaşkanı Samu- al Schmid ile görüşerek Rey'in Ankara ziyaretine vize verdi. "Lozan Anlaşması", "Montrö Sözleşmesi" gi- bi Türkiye'nin bağımsız- lığınadamgasını basmış tarihsel görüşmelerin ya- Isviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey pıldığı Isviçre'den "Medeni Yasa"nın alınmasında bu ülkede eğitım görmüş Türk hukukçularının önemli etkılerı ol- duğu da bir başka tarihsel gerçek. Is- viçre'nin 20 katı toprak, 10 katı nüfu- sasahipTürkiye'ye karşılık; Isviçre'nin toplam ulusal geliri 309, Türkiye'nin ise 238 milyar dolardır. Bu rakamlar de- ğerlendirildiğinde, Isviçre'de kişi başı- na düşen geliri 42.500, Türkiye'de 3.400 dolar olduğu da asla unutulamaz. Yabancılar ıçin "yatırım cenneti" ola- rak tanımlanan Isviçre'deki 153 milyar dolara karşılık, Türkiye'de bu rakam 17 milyar dolarda kalıyor. Isviçre'nin Tür- kiye'de önemli bir yatırım yapılanma- sı dikkati çekiyor. Türkiye'de yatırım ya- pan yabancılar arasında Isviçre 6. ge- liyor. Son 1.5 yılda Türkiye'de 42 ye- ni Isviçre şirketi kurulurken, Isviçre ağırlıklı şirket sayısı da 304'e yüksel- di. örneğin Nestle, 2009'da Türkiye'de kuruluşunun 100. yıldönümünü kutla- yacak. Şirketin planlama hedefinegö- re bugün 160 milyon dolar olan ürün satışı, o tarihte yanm mil- yar dolar çizgisini zorla- yacak. Nestle'nin Ülker ile önemli bir ortaklık kur- duğu da biliniyor. Isviç- re, Türkiye'nin dışalım- larında 8. ülke konumun- da. Ankara, Bern karşı- sında 1.4 milyar SF'lık açık veriyor. Geçen yıl Türkiye'ye gelen Isviçre- li turist sayısı yüzde 47'lik artışla 270 bine çıkarak, bu açığın az bölümünü kapatma eğilimine girdi. Isviçre Türkiye'ye özel- likle ileri teknoloji satma- yı hedefliyor. Isviçre'de yaşayan 80 bin Türk'ün yarısı Kürt vatandaşımız. Bu nedenle olacak, Rey de öteki Ba- tılı meslektaşları gibi, Diyarbakır'ı ya- rın zıyaret etmekten kendısini alamı- yor. Türkiye'de 1500 kadar Isviçreli yaşıyor. Bunların bazıları işadamı, ço- ğunluğu ise güney kıyılarımıza yerle- şen emekliler. Konuk bakan perşem- be günü Istanbul'da Türk-lsvıçre işa- damları toplantısına katıldıktan sonra ülkesıne dönecek. Rey'in bu zıyareti- ni yıl içinde karşılıklı ekonomik heyet- ler ızleyecek. Karikatüristler Hakaret Ettiler! Anlamadığımız bir nok- ta var! Musa Kart'ın "ke* di", birgrupçizerin "Pen^ guen" dergisi kapağım daki "hayvan" karikatür- leri konusunda elbette tazminat davası açılma- lıydı. Olacak iş mi? Bu kadar sempatik hayvan* lar, nasıl böyle bir duruj- ma düşürülebilirdi ki? Tür- kiye'deki Hayvanları Ko- ruma derneklerinin yöne- ticileri uyuyor olmalılar. Bu dernekler, bu sempatik "hayvan- ların haklarını koruma" ömacıyla as- lında çoktan davalaraç- malıydılar. Zavallı hay- vanlar şimdiye değin hiç böyle bir durumla karşı- laşmamışlardı. Büyük La- rousseAnsiklopedisi "ka- rikatür" kavramını çeşit- li biçimlerde tanımlıyor. Biri şöyle: "Karikatürgi- bi, dış görünüşü ya da davranışlan gülünç olan kimse için kullanılır." Biz de pek sayın kişinin TV'deki, basındaki söy- lediklerine bakınca acı acı düşünüp acı acı gülmüyor muyuz? Elmek: oacar(o)superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Güney Kıbrıs ek protokolle birlikte yeni hukuksal kazanımlar elde ediyor RumlarahediyeAYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Hükümetin im- zalamaya hazırlandığı "ekpro- tokol", Kıbns konusunda Türki- ye'nin elini zayıflatacak. Ek pro- tokol ile, Türkiye'nin AB ile iliş- kilerinin temelini oluşturan An- kara Anlaşması'na "taraf" ola- cak olan Rum yönetimi, yeni hukuksal kazanımlar elde ediyor. Ankara, yapacağı deklaras- yonile "Kıbns Cumhuriyeti'ni" tanımadığını aciklasa da ek pro- tokol Türkiye'yi "Rum yöneti- mi ile AB'nin öteki üyeleri ara- sında aynmyapmama" yüküm- lülüğü altına sokuyor. Bu du- rumda Türkiye'nin Rum yöne- timine uyguladığı birçok sınır- lama, deniz ve hava lımanlarım kullandırmaması tartışmalı ha- le geliyor. Güney Kıbns, proto- kolle Gümrük Birliği çercevesin- de anlaşmazlıklannı AB kurum- ları, Adalet Divanı ve diğer yar- gı organlanna taşıma hakkı el- de ediyor. Ek protokolün onay- lanması durumunda Kıbns Rum yönetiminin de taraf olacağı An- kara Anlaşması'nın 7. maddesi, anlaşmaya tarafülkelerin, "Güm- rük Birliği hedefleı iniıı gerçek- leşmesini tehlikeye düşürebile- cek her türlü tedbirden sakııı- malan" hükmünü getiriyor. Her türlü ayrım yasak Anlaşmanın 9. maddesi de Gümrük Birliği çerçevesinde "uyrukluk dolayısıyla uygula- nan her türlü aynmın yasak ol- duğunu" ifade ediyor. Ek pro- tokolün "anlaşmazlıklara'' iliş- kin 25. maddesi de şu hüküm- leri içeriyor: kivetarafindan tanınmışür,bu de- vanı edecektir. Oradaki büyü- kelçimiz devam edecektir, her- hangi bir değişiklik söz konusu değüdir. Kalıcı bir çözüm orta- ya çıkmadan tanımazaten söz ko- nusu değil. Bununla ilgili hertür- lü hukuki tcdbirler ahnmıştır.'" Tanımadığuııızı kayda alacağız' • Her Akit Taraf, anlaşmanın uygulama ve yorumu ile ilgili ve Türkiye'yi veya topluluğu, topluluk üyesi bir devleti ilgi- lendiren her anlaşmazhğı Or- taklık Konseyi'ne getirebilir. • Ortaklık Konseyi anlaş- mazhğı karar yolu ile çözebilir; keza, anlaşmazhğı Avrupa Top- luluklan Adalet Divanı'na ve mevcut herhangi bir başka yar- gı merciine götürmeyi kararlaş- tırabilir. ^ Taraflardan her biri, kara- nn veya hükmün yerine getiril- mesinin gerektirdiği tedbirleri almakla yükümlüdür. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken AB Komisyonu'nun Ankara ile Brüksel arasında mu- tabakata vanlan metni hafta so- nunda kendilerine gönderdıği- ni, metni inceleyeceklerini ve ellerindeki metinle aynı olup ol- madığına bakacaklarını söyle- di. Yılın ikinci yarısında Gül, değerlendirmenin olum- lu olması durumunda buna evet diyeceklerini ve sürecin başla- yacağını belirtirken imzanın atıl- masının bu yılın ikinci yansına sarkabileceğini kaydetti. Dışişleri Bakam, şunlan söy- ledi: "AB'nin Türkiye ile Güm- rük Birliği vardır, bunun yeni üyelerle yürürlüğe girmesi gere- kir. Aslında flilen 1 Mayıs 2004 tarihinde bu yürürlüğe girmiştir ve uygulanmaktadır, yani bütün AB üyesi ülkelerle Türkiye ara- smda mal hareketleri serbesttir. Kıbns Rum yönetiminin kendi hâkûn olduklan alanlar, kendi ka- nunlannın geçtiği alanlarda da bu geçerlidir. Rum kesiminin ta- nınması söz konusu değîldiı; bu kalıcı çözüm ortaya çıkınca ola- cakür. Şu anda Kıbns Rum yö- netimi halkı havaalanlanndan vize ahp Türkiye'ye gelebilir. Do- layısıyla insan hareketi serbest- se, mal hareketi de bir şekilde serbest olacakür; ancak Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Tür- Hükümet Sözcüsü Cemil Çi- çek, Bakanlar Kurulu'nda Güm- rük Birliği'ne uyum protokolü- nü Güney Kıbns Rum Yöneti- mi'ni (GKRY) kapsayacak şekil- de imzalama müzakerelerinde gelinen süreci de anlattı. AB Komisyonu ile bu konu- da yapılan görüşmelerin Türki- ye açısından tamamlandığını vurgulayan Çiçek, "Sağlanan mutabakat, mektup teatisi yo- luyla bu hafta içerisindeteyit edi- lecektir" dedi.Çiçek, Türkiye'nin GKRY'yi tanımadığını da uyum protokolünün imzası sırasında deklarasyonla kayda alacağını açıkladı. Ek protokolün bağla- mı dışuıa taşmlarak GKRY'yi ta- nıma sonucuna ulaşılamayaca- ğını söyleyen Çiçek, "Türkiye kendi yönünden demiıı söyledi- ğim rezervlerini kayıtlara geçir- nıek, konuyla ilgili düzenlemele- ri yapmak kaydıyla protokolü imzalamaya hazıı olduğunu ifa- de etmiştir" diye konuştu.Proto- kolün sadece mallann serbest dolaşımını icerdiğini, liman ve havaalanlarının kullanımı gibi hiznıet sektörünü kapsamadığı- nı anlatan Çiçek, "Hizmet sek- törii bu işin dışuıdadır. Bu işiıı AB açısından bir prosedürü var. Bu tamamlandıktan sonra gerekli inı/alar aûlacaktır" dedi. L KAİDE 'YE FÜZE SATMAYA ÇALIŞTILAR' ÎDDİASI Ermenilere ağır suçlamaDış Haberler Servisi - Bazı Ermenilerin, Er- menistan'ın elindeki Sovyet tuzeleri ve diğer silahları, ABD'ye karşı kullanılmak üzere El Ka- ide'ye satmaya çalıştıkları öne sürüldü. NVashington Times gazetesinde yayımlanan bir makalede Karabağ'ın Azerbaycan'a iade- si istenirken ABD Başkanı George Bush Ka- rabağ sorununu çözmeye çağnldı. Caspian Energy Çonsulting (Hazar Enerji Danışmanhğı) adlı müsavirlik şirketi başka- nı Rob Sobhani, Washington Times gazetesinde yazdığı ma- kalede Ermenistan ile ilgili uyarılarda bulundu. Kısa bir süre önce ABD'ye Sovyet silahlarını sokmak is- teyen, aralarında üürcü ve Er- menilerin de bulunduğu be- lirtilen 18 kişinin yakalandı- JLM. azar'la ilgili enerji danışmanhğı şirketinin başkanı, bazı Ermenilerin girişimine karşm ABD'nin desteğini sürdürmesini eleştirdi. ğına dikkat çekilen makalede "Ermenistan'ın Azerbaycan'ın toprağuıı işgal etmeyi sürdüme- si Washington'ı ciddi bir biçimde kaygılandır- malı. Kontrolsüz bıı akılırsa, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorun, Amerika'nın enerji ve iç güvenliği için yakın bir tehdit oluş- turur" denildi. 1994 yılındaki ateşkese karşın Rusya'nın ya- sadışı bir biçimde Ermenistan'a silah aktardı- ğı belirtilen makalede, bazı Ermenilerin Sov- yet füzelerini ve başka silahlan, ABD'ye kar- şı kullanıhnak üzere El Kaide teröristlerine sat- maya çalıştıklan öne sürüldü. Buna karşın Amerikan Kongresi'nin Erme- nistan'a büyük destek sağladığına, 1992-2003 döneminde 1.33 milyar dolarlık yardım yaptı- - ^ — — — — ğına, aynı süre içinde Azerbay- can'ayönelik yardımınsa 335 milyor dolarda kaldığına da işaret edildi. Kongre'nin hak- sız tutumuna rağmen Azer- baycan'ın ABD'nin yakın bir müttefiği olmayı sürdürdüğü, Azeri askerlerin Kosova, Af- ganistan ve Irak'ta ABD'li as- kerlerle yan yana çalıştığı be- lirtıldi. Karabağ sorununun ABD'nin ulusal güvenliğini etkilediği için çö- zümünün Başkan Bush için büyük önem taşı- ması gerektiği savunulan makalede, Başkan Bush'un bu amaçla daha aktif bir tutum takın- ması istendi. Makalede, bir NATO banş gücünün bölge- de konuşlandınlmasının kalıcı çözüme yöne- lik ilk adım oluşturacağı da savunuldu. AKP'NÎN TANIMAM TEZÎ GÜLÜNÇ7 Rumlar veto edecek Haber Merkezi - Rum Yöne- timi Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, "Türkiye, Gümrük Birliği protokolünü imzahyo- runı, ancak uygulamayaca- ğun diye gövde gösterisi yap- nıaya devam ederse, Güney Kıbrıs'ın veto kartıyla karşı- laşacak" dedi. Yakovu, mü- zakerelerin başlayacağı 3 Ekim'e kadar Avrupa Birli- ği'ne üye ülkelerin oybirliği- ni gerektirecek 3 farklı durak bulunduğunu ve bunlardan en önemlisinin 26 Nisan'daki Ortaklık Konseyi toplantısı olduğunu hatırlattı. Rum Ba- kan, bir tek ülkenin bile hemfikir olmadığını ifade et- mesi halinde, oybirliği sağla- namayacağını ve Türki- ye'nin katılım sürecinin ke- sileceğini söyledi. Yakovu, "Türkiye'nin 'Gümrük birli- ği protokolünü imzalıyorum, ancak Rumlara uygulamaya- cağım' yönündeki tezi gü- lünç. Ankara bunu böbür- lenerek ifade etmeye de- vam ederse, konunun Or- taklık Konseyi'ne ve Avru- pa Birliği'ndeki oı takları- ııı/ııı değerlendirmesine sunulacağını anlaması ge- rekir" ifadesini kullandı. AB'den uyarı AB Komisyonu, Türkiye'yi, "reform çabalaruu yavaşlat- maması" konusunda bir kez daha uyardı. Alman "Bild am Sonntag" gazetesi- ne bir demeç veren AB Ko- misyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Olli Rehn, Ankara hükümetinin, gerek 3 Ekim'de başlayacak müzakerelerden önce, gerekse müzakereler başladıktan sonraki süreçte, reform hızmı koruması gerektiğini vurguladı. Rehn, özellikle insan hakları ve hukuk devleti ilkelerinin yaşamın tüm alanlannda ve Türkiye'nin her bölgesinde geçerli olması gerektiğinin altını çizdi. T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞPNDAN DUYURU 2005 Yabancı Dil Sınavına Başvurmak İsteyen Adayların Dikkatine 2005 Yabancı Dil Smavı (YDS), 26 Haziran 2005 tarihinde devlet üniversi- tesi rektörlüklerinin bulunduğu 40 merkez ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri- yeti'nde (KKTC) Lefkoşa'da yapılacaktır. 2005-YDS ücretinin TC Ziraat Bankası şubelerine yatınlmasınm ilk günü 4 Nisan 2005, son günü 15 Nisan 2005 tarihidir. 2005-YDS ücreti 40 YTL (40.000.000 TL)'dir. 2005-YDS'ye girmek isteyen adayların, YDS ücretini yatırabilmeleri için bankadaki görevliye TC kimlik numaralarını vermeleri ve yatırdıkları ücre- tin karşılığında bir dekont almalan yeterli olacaktır. 2005-YDS'ye girecek adaylara fotoğraflı sınava giriş ve kimlik belgeleri 2005 Mayıs ayı içerisinde posta ile gönderilecektir. 2005-YDS sınav ücretini yatırmayan adaylann sınava girmeleri mümkün değildir. 2005-YDS sonuçlan da adaylara 2005-ÖSS Smav Sonuç Belgesi ile duyu- rulacaktır. ÖSYM Başkanhğı Basın: 11910 DİYARBAK1R 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2002/148 Esas 2004/516 Karar Hüküm özeti: Davanın kabulüne, Davalı Opçinler Ltd. Şirketi'nin Organize Sanayi Bölgesı 109 ada, 2 nolu parsel üzerindeki davacıya yaptığı satış konusunda satış ışlemını noterde yapması konusunda ıcbarına, Peşın harcın mahsubu ile eksik 162.000.000.-TL.'sı harcın davalıdan tahsılıne, Davacının yaptığı 405.870. 000 lırası yargılama gi- derinin davalıdan alınarak davacıya venlnıesıne, Davacr vekıli için takdir olunan 480.000.000.-TL.'sı ücreti vekâletın davalıdan alınarak davacıya verilme- sine, Daır, karar davacı vekilınin yüzüne karşı, davalının yokluğunda yasa yolları açık olmak üzere açıkça oku- nup usulen anlatıldı. 3.6.2004 Basın: 52776 MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2003/210 E. 2004/804 K. Mahkememızden verilen 23.12.2004 tarih ve 2003/210 Esas 2004/804 sayılı karar gereğince; Konya ili Doğanşehır ılçesi Deşdiğin cilt no: 12, hane no: 93'de nüfusa kayıtlı Mustafa ve Rukiye'den olma 1956 d.lu Talat Duman ile aynı yerde nüfusa ka- yıtlı llüseyin ve Meryem'den olma 1964 d.lu Fatma Dunıan'ın boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı Fatma Duman'a tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 07.02.2005 Basın: 12113
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear