Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29MART2005SAU
10 dishab(5)cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Sokakta Kazanılan Iktidarlar
Eski Sovyet cumhuriyetlerinde de-
ğişik bir demokrasi uygularrtası dikka-
ti çekmeye başladı. Bazı cumhuriyet-
ler, bağımsızlıklarını almal$rından 15
yıl sonra, Batılı demokratikanlayışı ge-
liştirme yerine; eskinin alışkanlıkları ile
"mutlak iktidarı" mutlaka kûruma sev-
dasına düşmeleri sonucunda yeni bir
demokratik yöntemi yaratır oldular.
Son 18 ay içinde önce Gürcistan'da,
sonra Ukrayna'da, şimdi de Kırgızis-
tan'da benzerı gelişmeler gözleniyor.
Önce seçim yapılıyor. Muhalefet, "mut-
lak iktidann" seçime hile karıştırdığını
mutlaka öne sürüyor. Sonra insanlar so-
kağa dökülüyor. Yer yer sokak çatış-
maları, yağmalama olaylari yaşanıyor.
Ardından muhalefet, "sanpık" yerine
"sokaktan" gelerek iktidar oluyor. Gür-
cistan'dakine "Gül Devrimı" denildi.
Ukrayna'daki "Turuncu DGvrim" diye
adlandırıldı. Şimdi Kırgızıs-
tan'dakinekimilerı "kadi-
fe", kimileri "lale" devri-
mi diyorlar.
Askar Akayev (61), Kı-
zıl Bayrak ilinde bir köylü
ailenin çocuğu olarak
dünyaya geldi. Liseden
üniversiteye; doktoradan
profesörlüğe hep olağa-
nüstü derecelerie ulaştı.
Mekanik mühendisi ol-
makla kalmadı, 80 kadar
bilimsel yayınından ötürü
New York, Kaliforniya,
Moskova Bilim Akademi-
lerine üye olarak da seçil- Kurmanbey Bakiyev
di. Akademik yaşamdan 1990'da Kır-
gız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Baş-
kanlığı'na siyasal geçiş yaptı. Bir yıl
sonra Bağımsız Kırgızistan Cumhur-
başkanı oldu. 1995'te yeniden seçildi.
Sovyetler'in en küçük, en yoksul 5
milyon nüfuslu bu cumhuriyetinin yıl—
da 250 milyon dolarlık dış ticareti ka-
rın doyurmaz olurıca, yakınmalar tırman-
dı. Tarım ülkesi Kırgızistan'ın pamuk,
tütün, tahıl üretiminin yetmezliği, dışa
bağımhlığı arttırdı. Altın, pötrol, doğal-
gaz, cıva üretiminin verimll yatırımlara
dönüştürülemeyişi de halkın beklenti-
lerineyanıtvermezoldu. Kırgızistan'ın
200 ülke ile iletişiminin Ankara üzerin-
den sağlandığını da anımşamakta ya-
rar var.
Akayev'in bu oluşumları antidemok-
ratik davranışlarla önlemeye çalışma-
sı, kendinebaşbakanlık, bakanlıkyap-
mış kişiler arasında dahi şiddetli mu-
halefet yarattı. Bazı bakanlar hapsedil-
di. Kırgızistan çeşitli siyasal ve ekono-
mik çıkar çatışmalarına sahne oldu.
ABD, erken uyarı uçakları AVVACS'la-
rı ülkede konuşlandırmak isterken, So-
ros Vakfı da Gürcistan ile Ukrayna'da
yaptığı gibi ekonomik kaldıraçlarını,
sokak muhalefetini destekleme yolun-
da kullanmaya başladı. Aşırı dinci "Hiz-
bül Tahrir" örgütü de Orta Asya ülke-
leri içinde en çok burada yoğunlaş-
maya çalıştı.
Bu ortamda şubat-mart aylarında
yapılan iki turlu seçimlerde muhalefet
başarı gösteremeyince sokağa dökül-
dü. Akayev'in eski başbakanı Kur-
manbey Bakiyev, sokaktaki muhale-
feti "şimdilik" toparladı, hileli seçim
sonuçlarını tanımadan başbakanlık kol-
tuğunaoturdu.
Akayev, "siyasal göçmen" olarak
değil, geri dönmek umuduyla "konuk"
olarak soluğu Moskova'da aldı. Bu du-
rumda "muhaliflerbirliğinin" desteği ile
Bakiyev, başbakanlık koltuğu ile ye-
tinmedi, "cumhurbaşkanlığı" koltuğu-
na da "vekil" olarak oturdu. Bakiyev
"Bana güveniyorsanız, ki güvendiğiniz
anlaşılıyor, bırakın da 3 ay sonraki se-
çime kadar iş yapacak bir hükümet
oluşturayım" diyerek kol-
ları sıvadı. llk bakanları-
nı atamaya, siyasal suç-
lulardan bazılarını serbest
bırakmaya başladı.
Akayev yönetimi ile ya~
kın ilişkıler içinde olan
Moskova; Gürcistan'dan,
Ukrayna'dan sonra arka
bahçesindeki satranç
masasında bir kalesini
daha yitırdi. Rusya Baş-
kanı Vladimir Putin, ye-
ni yönetime dostluk ile-
tisi gönderip göz kırpmak
zorunda kaldı.
Yoksulluğun ve siyasal
tepkinin doğal sonucu olarak başlangıç-
ta başkent Bişkek sokaklarında ortaya
çıkan yağmanın, vandalizmin yatıştığı
gözleniyor. Bu arada bu ülkedeki Türk
yatırımcılarının da 20 milyon dolarlık bir
zarara uğradığı öne sürüldü. Akayev'in
destekçisi olan, kendi kentınden 700 ki-
şının Bişkek yolunu kapatma girişimi
ise etkin bir sonuç vermedi.
Bakiyev, 26 Haziran için özgür se-
çim vaadinde bulundu. Ancak Kırgız
parlamentosunda eski-yeni seçilmiş-
ler arasında istikrar henüz sağlana-
madı. Yabancı gözlemciler, bu karma-
şık ortamda 3 ay sonra yapılacak se-
çimlerın de huzur getiremeyeceği, ta-
rihin ertelenmesı gerektiğini öne sürü-
yorlar.
Şimdi gözler Özbekistan, Tacıkis-
tan, Kazakistan'a çevrildi. Ekonomik
açıdan daha zengin olan bu ülkelerin
komşu Kırgızistan'daki gelişmelere kar-
şı tarafsız davranmaya çalıştıkları, sı-
nır kapılarını denetlemekle yetindikle-
ri gelen haberler arasında. Bu ülkeler-
deki muhalefetlerin Kırgızistan'dan ders
alacakları da bir başka yorum. Kesin
olan nokta, VVashington'un "petrolku-
şağını" oluşturmada "yeşil kuşak" bağ-
lamında önemli bir sıçrama tahtası el-
de ettiğidir.
Bern-Ankara İlişkileri Tatlanacak mı?
İki yıllık bir ertelemeden sonra Is-
viçre Dışişleri Bakanı Micheline
Calmy-Rey, "paskalya tatilinden"de
yararlanarak bugün Ankara'ya geliyor.
Ev sahibi Abdullah Gül ve heyetleri ara-
sında yapılacak görüşmelerden baş-
ka konuk bakanı Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer de kabul edecek.
Bayan Rey, 2003 Eylülü'nde Anka-
ra'ya gelecekti. Ancak 26 kantondan
biri olan VVaadtland Kantoh Meclisi'nin
"Ermeni soykmmı tasarısını" kabul et-
mesi üzerine Ankara bu
ziyareti tek yanlı iptal et-
mek zorunda kalmıştı.
"Avrupa'nın kalbi" ola-
rak tanımlanan Isviçre ile
Türkiye arasındaki so-
ğukluk 28 Ocak'ta Da-
vos'ta giderildi. Başba-
kan Recep Tayyip Er-
doğan, Isviçre Federal
Cumhurbaşkanı Samu-
al Schmid ile görüşerek
Rey'in Ankara ziyaretine
vize verdi.
"Lozan Anlaşması",
"Montrö Sözleşmesi" gi-
bi Türkiye'nin bağımsız-
lığınadamgasını basmış
tarihsel görüşmelerin ya-
Isviçre Dışişleri Bakanı
Micheline Calmy-Rey
pıldığı Isviçre'den "Medeni Yasa"nın
alınmasında bu ülkede eğitım görmüş
Türk hukukçularının önemli etkılerı ol-
duğu da bir başka tarihsel gerçek. Is-
viçre'nin 20 katı toprak, 10 katı nüfu-
sasahipTürkiye'ye karşılık; Isviçre'nin
toplam ulusal geliri 309, Türkiye'nin
ise 238 milyar dolardır. Bu rakamlar de-
ğerlendirildiğinde, Isviçre'de kişi başı-
na düşen geliri 42.500, Türkiye'de
3.400 dolar olduğu da asla unutulamaz.
Yabancılar ıçin "yatırım cenneti" ola-
rak tanımlanan Isviçre'deki 153 milyar
dolara karşılık, Türkiye'de bu rakam 17
milyar dolarda kalıyor. Isviçre'nin Tür-
kiye'de önemli bir yatırım yapılanma-
sı dikkati çekiyor. Türkiye'de yatırım ya-
pan yabancılar arasında Isviçre 6. ge-
liyor. Son 1.5 yılda Türkiye'de 42 ye-
ni Isviçre şirketi kurulurken, Isviçre
ağırlıklı şirket sayısı da 304'e yüksel-
di. örneğin Nestle, 2009'da Türkiye'de
kuruluşunun 100. yıldönümünü kutla-
yacak. Şirketin planlama hedefinegö-
re bugün 160 milyon dolar olan ürün
satışı, o tarihte yanm mil-
yar dolar çizgisini zorla-
yacak. Nestle'nin Ülker ile
önemli bir ortaklık kur-
duğu da biliniyor. Isviç-
re, Türkiye'nin dışalım-
larında 8. ülke konumun-
da. Ankara, Bern karşı-
sında 1.4 milyar SF'lık
açık veriyor. Geçen yıl
Türkiye'ye gelen Isviçre-
li turist sayısı yüzde 47'lik
artışla 270 bine çıkarak,
bu açığın az bölümünü
kapatma eğilimine girdi.
Isviçre Türkiye'ye özel-
likle ileri teknoloji satma-
yı hedefliyor.
Isviçre'de yaşayan 80
bin Türk'ün yarısı Kürt vatandaşımız.
Bu nedenle olacak, Rey de öteki Ba-
tılı meslektaşları gibi, Diyarbakır'ı ya-
rın zıyaret etmekten kendısini alamı-
yor. Türkiye'de 1500 kadar Isviçreli
yaşıyor. Bunların bazıları işadamı, ço-
ğunluğu ise güney kıyılarımıza yerle-
şen emekliler. Konuk bakan perşem-
be günü Istanbul'da Türk-lsvıçre işa-
damları toplantısına katıldıktan sonra
ülkesıne dönecek. Rey'in bu zıyareti-
ni yıl içinde karşılıklı ekonomik heyet-
ler ızleyecek.
Karikatüristler Hakaret Ettiler!
Anlamadığımız bir nok-
ta var! Musa Kart'ın "ke*
di", birgrupçizerin "Pen^
guen" dergisi kapağım
daki "hayvan" karikatür-
leri konusunda elbette
tazminat davası açılma-
lıydı. Olacak iş mi? Bu
kadar sempatik hayvan*
lar, nasıl böyle bir duruj-
ma düşürülebilirdi ki? Tür-
kiye'deki Hayvanları Ko-
ruma derneklerinin yöne-
ticileri uyuyor olmalılar.
Bu dernekler, bu sempatik "hayvan-
ların haklarını koruma" ömacıyla as-
lında çoktan davalaraç-
malıydılar. Zavallı hay-
vanlar şimdiye değin hiç
böyle bir durumla karşı-
laşmamışlardı. Büyük La-
rousseAnsiklopedisi "ka-
rikatür" kavramını çeşit-
li biçimlerde tanımlıyor.
Biri şöyle: "Karikatürgi-
bi, dış görünüşü ya da
davranışlan gülünç olan
kimse için kullanılır." Biz
de pek sayın kişinin
TV'deki, basındaki söy-
lediklerine bakınca acı acı düşünüp acı
acı gülmüyor muyuz?
Elmek: oacar(o)superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Güney Kıbrıs ek protokolle birlikte yeni hukuksal kazanımlar elde ediyor
RumlarahediyeAYHAN ŞİMŞEK
ANKARA - Hükümetin im-
zalamaya hazırlandığı "ekpro-
tokol", Kıbns konusunda Türki-
ye'nin elini zayıflatacak. Ek pro-
tokol ile, Türkiye'nin AB ile iliş-
kilerinin temelini oluşturan An-
kara Anlaşması'na "taraf" ola-
cak olan Rum yönetimi, yeni
hukuksal kazanımlar elde ediyor.
Ankara, yapacağı deklaras-
yonile "Kıbns Cumhuriyeti'ni"
tanımadığını aciklasa da ek pro-
tokol Türkiye'yi "Rum yöneti-
mi ile AB'nin öteki üyeleri ara-
sında aynmyapmama" yüküm-
lülüğü altına sokuyor. Bu du-
rumda Türkiye'nin Rum yöne-
timine uyguladığı birçok sınır-
lama, deniz ve hava lımanlarım
kullandırmaması tartışmalı ha-
le geliyor. Güney Kıbns, proto-
kolle Gümrük Birliği çercevesin-
de anlaşmazlıklannı AB kurum-
ları, Adalet Divanı ve diğer yar-
gı organlanna taşıma hakkı el-
de ediyor. Ek protokolün onay-
lanması durumunda Kıbns Rum
yönetiminin de taraf olacağı An-
kara Anlaşması'nın 7. maddesi,
anlaşmaya tarafülkelerin, "Güm-
rük Birliği hedefleı iniıı gerçek-
leşmesini tehlikeye düşürebile-
cek her türlü tedbirden sakııı-
malan" hükmünü getiriyor.
Her türlü ayrım yasak
Anlaşmanın 9. maddesi de
Gümrük Birliği çerçevesinde
"uyrukluk dolayısıyla uygula-
nan her türlü aynmın yasak ol-
duğunu" ifade ediyor. Ek pro-
tokolün "anlaşmazlıklara'' iliş-
kin 25. maddesi de şu hüküm-
leri içeriyor:
kivetarafindan tanınmışür,bu de-
vanı edecektir. Oradaki büyü-
kelçimiz devam edecektir, her-
hangi bir değişiklik söz konusu
değüdir. Kalıcı bir çözüm orta-
ya çıkmadan tanımazaten söz ko-
nusu değil. Bununla ilgili hertür-
lü hukuki tcdbirler ahnmıştır.'"
Tanımadığuııızı
kayda alacağız'
• Her Akit Taraf, anlaşmanın
uygulama ve yorumu ile ilgili
ve Türkiye'yi veya topluluğu,
topluluk üyesi bir devleti ilgi-
lendiren her anlaşmazhğı Or-
taklık Konseyi'ne getirebilir.
• Ortaklık Konseyi anlaş-
mazhğı karar yolu ile çözebilir;
keza, anlaşmazhğı Avrupa Top-
luluklan Adalet Divanı'na ve
mevcut herhangi bir başka yar-
gı merciine götürmeyi kararlaş-
tırabilir.
^ Taraflardan her biri, kara-
nn veya hükmün yerine getiril-
mesinin gerektirdiği tedbirleri
almakla yükümlüdür.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
dün gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlarken AB Komisyonu'nun
Ankara ile Brüksel arasında mu-
tabakata vanlan metni hafta so-
nunda kendilerine gönderdıği-
ni, metni inceleyeceklerini ve
ellerindeki metinle aynı olup ol-
madığına bakacaklarını söyle-
di.
Yılın ikinci yarısında
Gül, değerlendirmenin olum-
lu olması durumunda buna evet
diyeceklerini ve sürecin başla-
yacağını belirtirken imzanın atıl-
masının bu yılın ikinci yansına
sarkabileceğini kaydetti.
Dışişleri Bakam, şunlan söy-
ledi: "AB'nin Türkiye ile Güm-
rük Birliği vardır, bunun yeni
üyelerle yürürlüğe girmesi gere-
kir. Aslında flilen 1 Mayıs 2004
tarihinde bu yürürlüğe girmiştir
ve uygulanmaktadır, yani bütün
AB üyesi ülkelerle Türkiye ara-
smda mal hareketleri serbesttir.
Kıbns Rum yönetiminin kendi
hâkûn olduklan alanlar, kendi ka-
nunlannın geçtiği alanlarda da
bu geçerlidir. Rum kesiminin ta-
nınması söz konusu değîldiı; bu
kalıcı çözüm ortaya çıkınca ola-
cakür. Şu anda Kıbns Rum yö-
netimi halkı havaalanlanndan
vize ahp Türkiye'ye gelebilir. Do-
layısıyla insan hareketi serbest-
se, mal hareketi de bir şekilde
serbest olacakür; ancak Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti Tür-
Hükümet Sözcüsü Cemil Çi-
çek, Bakanlar Kurulu'nda Güm-
rük Birliği'ne uyum protokolü-
nü Güney Kıbns Rum Yöneti-
mi'ni (GKRY) kapsayacak şekil-
de imzalama müzakerelerinde
gelinen süreci de anlattı.
AB Komisyonu ile bu konu-
da yapılan görüşmelerin Türki-
ye açısından tamamlandığını
vurgulayan Çiçek, "Sağlanan
mutabakat, mektup teatisi yo-
luyla bu hafta içerisindeteyit edi-
lecektir" dedi.Çiçek, Türkiye'nin
GKRY'yi tanımadığını da uyum
protokolünün imzası sırasında
deklarasyonla kayda alacağını
açıkladı. Ek protokolün bağla-
mı dışuıa taşmlarak GKRY'yi ta-
nıma sonucuna ulaşılamayaca-
ğını söyleyen Çiçek, "Türkiye
kendi yönünden demiıı söyledi-
ğim rezervlerini kayıtlara geçir-
nıek, konuyla ilgili düzenlemele-
ri yapmak kaydıyla protokolü
imzalamaya hazıı olduğunu ifa-
de etmiştir" diye konuştu.Proto-
kolün sadece mallann serbest
dolaşımını icerdiğini, liman ve
havaalanlarının kullanımı gibi
hiznıet sektörünü kapsamadığı-
nı anlatan Çiçek, "Hizmet sek-
törii bu işin dışuıdadır. Bu işiıı AB
açısından bir prosedürü var. Bu
tamamlandıktan sonra gerekli
inı/alar aûlacaktır" dedi.
L KAİDE 'YE FÜZE SATMAYA ÇALIŞTILAR' ÎDDİASI
Ermenilere
ağır suçlamaDış Haberler Servisi - Bazı Ermenilerin, Er-
menistan'ın elindeki Sovyet tuzeleri ve diğer
silahları, ABD'ye karşı kullanılmak üzere El Ka-
ide'ye satmaya çalıştıkları öne sürüldü.
NVashington Times gazetesinde yayımlanan
bir makalede Karabağ'ın Azerbaycan'a iade-
si istenirken ABD Başkanı George Bush Ka-
rabağ sorununu çözmeye çağnldı.
Caspian Energy Çonsulting
(Hazar Enerji Danışmanhğı)
adlı müsavirlik şirketi başka-
nı Rob Sobhani, Washington
Times gazetesinde yazdığı ma-
kalede Ermenistan ile ilgili
uyarılarda bulundu.
Kısa bir süre önce ABD'ye
Sovyet silahlarını sokmak is-
teyen, aralarında üürcü ve Er-
menilerin de bulunduğu be-
lirtilen 18 kişinin yakalandı-
JLM. azar'la ilgili enerji
danışmanhğı şirketinin
başkanı, bazı
Ermenilerin girişimine
karşm ABD'nin
desteğini sürdürmesini
eleştirdi.
ğına dikkat çekilen makalede "Ermenistan'ın
Azerbaycan'ın toprağuıı işgal etmeyi sürdüme-
si Washington'ı ciddi bir biçimde kaygılandır-
malı. Kontrolsüz bıı akılırsa, Ermenistan ile
Azerbaycan arasındaki sorun, Amerika'nın
enerji ve iç güvenliği için yakın bir tehdit oluş-
turur" denildi.
1994 yılındaki ateşkese karşın Rusya'nın ya-
sadışı bir biçimde Ermenistan'a silah aktardı-
ğı belirtilen makalede, bazı Ermenilerin Sov-
yet füzelerini ve başka silahlan, ABD'ye kar-
şı kullanıhnak üzere El Kaide teröristlerine sat-
maya çalıştıklan öne sürüldü.
Buna karşın Amerikan Kongresi'nin Erme-
nistan'a büyük destek sağladığına, 1992-2003
döneminde 1.33 milyar dolarlık yardım yaptı-
- ^ — — — — ğına, aynı süre içinde Azerbay-
can'ayönelik yardımınsa 335
milyor dolarda kaldığına da
işaret edildi. Kongre'nin hak-
sız tutumuna rağmen Azer-
baycan'ın ABD'nin yakın bir
müttefiği olmayı sürdürdüğü,
Azeri askerlerin Kosova, Af-
ganistan ve Irak'ta ABD'li as-
kerlerle yan yana çalıştığı be-
lirtıldi.
Karabağ sorununun
ABD'nin ulusal güvenliğini etkilediği için çö-
zümünün Başkan Bush için büyük önem taşı-
ması gerektiği savunulan makalede, Başkan
Bush'un bu amaçla daha aktif bir tutum takın-
ması istendi.
Makalede, bir NATO banş gücünün bölge-
de konuşlandınlmasının kalıcı çözüme yöne-
lik ilk adım oluşturacağı da savunuldu.
AKP'NÎN TANIMAM TEZÎ GÜLÜNÇ7
Rumlar veto
edecek
Haber Merkezi - Rum Yöne-
timi Dışişleri Bakanı Yorgo
Yakovu, "Türkiye, Gümrük
Birliği protokolünü imzahyo-
runı, ancak uygulamayaca-
ğun diye gövde gösterisi yap-
nıaya devam ederse, Güney
Kıbrıs'ın veto kartıyla karşı-
laşacak" dedi. Yakovu, mü-
zakerelerin başlayacağı 3
Ekim'e kadar Avrupa Birli-
ği'ne üye ülkelerin oybirliği-
ni gerektirecek 3 farklı durak
bulunduğunu ve bunlardan
en önemlisinin 26 Nisan'daki
Ortaklık Konseyi toplantısı
olduğunu hatırlattı. Rum Ba-
kan, bir tek ülkenin bile
hemfikir olmadığını ifade et-
mesi halinde, oybirliği sağla-
namayacağını ve Türki-
ye'nin katılım sürecinin ke-
sileceğini söyledi. Yakovu,
"Türkiye'nin 'Gümrük birli-
ği protokolünü imzalıyorum,
ancak Rumlara uygulamaya-
cağım' yönündeki tezi gü-
lünç. Ankara bunu böbür-
lenerek ifade etmeye de-
vam ederse, konunun Or-
taklık Konseyi'ne ve Avru-
pa Birliği'ndeki oı takları-
ııı/ııı değerlendirmesine
sunulacağını anlaması ge-
rekir" ifadesini kullandı.
AB'den uyarı
AB Komisyonu, Türkiye'yi,
"reform çabalaruu yavaşlat-
maması" konusunda bir
kez daha uyardı. Alman
"Bild am Sonntag" gazetesi-
ne bir demeç veren AB Ko-
misyonu'nun genişlemeden
sorumlu yetkilisi Olli Rehn,
Ankara hükümetinin, gerek
3 Ekim'de başlayacak
müzakerelerden önce,
gerekse müzakereler
başladıktan sonraki süreçte,
reform hızmı koruması
gerektiğini vurguladı.
Rehn, özellikle insan hakları
ve hukuk devleti ilkelerinin
yaşamın tüm alanlannda ve
Türkiye'nin her
bölgesinde geçerli olması
gerektiğinin altını çizdi.
T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ
BAŞKANLIĞPNDAN DUYURU
2005 Yabancı Dil Sınavına Başvurmak İsteyen Adayların Dikkatine
2005 Yabancı Dil Smavı (YDS), 26 Haziran 2005 tarihinde devlet üniversi-
tesi rektörlüklerinin bulunduğu 40 merkez ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri-
yeti'nde (KKTC) Lefkoşa'da yapılacaktır.
2005-YDS ücretinin TC Ziraat Bankası şubelerine yatınlmasınm ilk günü 4
Nisan 2005, son günü 15 Nisan 2005 tarihidir. 2005-YDS ücreti 40 YTL
(40.000.000 TL)'dir.
2005-YDS'ye girmek isteyen adayların, YDS ücretini yatırabilmeleri için
bankadaki görevliye TC kimlik numaralarını vermeleri ve yatırdıkları ücre-
tin karşılığında bir dekont almalan yeterli olacaktır.
2005-YDS'ye girecek adaylara fotoğraflı sınava giriş ve kimlik belgeleri
2005 Mayıs ayı içerisinde posta ile gönderilecektir. 2005-YDS sınav ücretini
yatırmayan adaylann sınava girmeleri mümkün değildir.
2005-YDS sonuçlan da adaylara 2005-ÖSS Smav Sonuç Belgesi ile duyu-
rulacaktır.
ÖSYM Başkanhğı
Basın: 11910
DİYARBAK1R 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2002/148 Esas 2004/516 Karar
Hüküm özeti:
Davanın kabulüne,
Davalı Opçinler Ltd. Şirketi'nin Organize Sanayi
Bölgesı 109 ada, 2 nolu parsel üzerindeki davacıya
yaptığı satış konusunda satış ışlemını noterde yapması
konusunda ıcbarına,
Peşın harcın mahsubu ile eksik 162.000.000.-TL.'sı
harcın davalıdan tahsılıne,
Davacının yaptığı 405.870. 000 lırası yargılama gi-
derinin davalıdan alınarak davacıya venlnıesıne,
Davacr vekıli için takdir olunan 480.000.000.-TL.'sı
ücreti vekâletın davalıdan alınarak davacıya verilme-
sine,
Daır, karar davacı vekilınin yüzüne karşı, davalının
yokluğunda yasa yolları açık olmak üzere açıkça oku-
nup usulen anlatıldı. 3.6.2004 Basın: 52776
MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2003/210 E. 2004/804 K.
Mahkememızden verilen 23.12.2004 tarih ve
2003/210 Esas 2004/804 sayılı karar gereğince;
Konya ili Doğanşehır ılçesi Deşdiğin cilt no: 12,
hane no: 93'de nüfusa kayıtlı Mustafa ve Rukiye'den
olma 1956 d.lu Talat Duman ile aynı yerde nüfusa ka-
yıtlı llüseyin ve Meryem'den olma 1964 d.lu Fatma
Dunıan'ın boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı
Fatma Duman'a tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilan
olunur. 07.02.2005 Basın: 12113