Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2005 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Sinop 9 Adana B 18
S 15 Samsun 7 Mersin B 18
Kocaeli
Çanakkale S
Izmir B~
13 Trabzon Y 6 Dıyarbakır PB 10
16 Gıresun Y _6 Şanlıurfa PB 13
PB 1017 Ankara S 10 Mardın
Manisa _B 15i Eskişehir S 12 Sıırt B 10
Aydın
Denizlı
B 19 Konya S 10 Hakkâri K
B 17 Sıvas 4 Van
Zonguldak B 8 Antalya B 19 Kars
Yurdun kuzey ve dogu
kesımlerı parçalı ve çok
bulutlu, Orta Karadenız
kıyıları ve Doğu Karade
nız ile Doğu Anadolu'nun
doğusu yağışlı, dığeryer
ler az bulutlu geçecek
Yağışlar Doğu Karade
nız'ın ıç kesımlerınde yer
yer etkılı olacak Hava sı
caklığı yurdun doğu ke
sımlennde değışmezken
batı kesımlerınde 1 ıla 3
derece artacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Parıs
Bonn
PB
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
9
4
11
17
9
17
16
19
Münıh Y 17
Beriın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürıh
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
B
Y
1b
14
20
14
18
18
19
18
?0
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahıre
PB
Y
PB
PB
Y
PB
K
A
0
19
5
22
6
17
-3
22
Şam B 18
t Açık Parçalı bulutlu t Çok bulutlu - Yağmurlu Karlı lurultulu
GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK
I Baştarafi 1. Sayfada
rupa Parlamentosu Başkanı Borrelli, AP'de
önemli yeri olan sosyal demokratlar aynı yargıla-
rı dile getirdi. Schröder ve bizimkinin dost geçin-
diği Yunanıstan Başbakanı da -sözcüsü de- Tür-
kiye'nin "üstüne düşen sorumlulukları" yerine ge-
tirmesini istedi.
AB Temsilcisi Kretschmer, -Adalet Bakanı Çi-
çek Cemil'in AB'den temsilcilerle- AB ölçeklerine
göre düzenledik dediği "yeni TCY'nin bazı hüküm-
lerinden duydukları endişeyi yasa hazırlanırken di-
le getirdiklerini" söyledi. Temsilci yineledi: "Ifade ve
basın özgürlüğü her demokraside hayati önem ta-
şıyan birkonu" ve... "Gerekirse Meclis'ten bu ko-
nuda değişiklik yapılmasını isteyebiliriz" dedi.
Bitmedi uyarılar. Türkiye-AB Karma Parlamen-
to Eşbaşkanı Lagendijk, Türkiye'nin 17 Aralık'tan
bu yana AB'nin yakın takibinde olduğunu söylü-
yor. "Üyeliğinize kadar bu böyle" diyor. Yani on-
on beş yıl!
Batı medyasının -RTE'nln önemsemediği- ya-
yınlarına resmi ağızların uyarılarını ekleyiniz; orta-
ya çıkan manzara Türkiye açısından kel.
Fakat bizimkinin yüreği geniş mi geniş, doğru-
ları yalanlamakta mahir, dünya yüzünde tek Doğ-
rucu Davut bizimki. Nedeni ortada; Brüksel'de -
sinirlerini birkaç günlüğüne tatile çıkarmış olsa ge-
rek- sakin bir üslupla "Türkiye'nin (oysa hüküme-
tin) reformları uygulamada hız yitirdiği söylentileri
(oysa resmi açıklamaları) ve tabii -yukarıda özetin
özeti olarak sıralanan eleştirileri- kapı arkasında-
ki dedikodular" diye niteledi.
Bilumum muhalifler; bu ferasete (anlayışa, sez-
giye, zekâya) kurban olun!
• ••
Brüksel'deki basın toplantısında gazeteci, "yo-
ğun eleştirilerin giderek dozunu arttırdığını" söy-
ledi. Bir başka gazeteci (Zaman'ın Avrupa muha-
biri) Başbakan'a "Sizolumlu hava var diyorsunuz.
Biz burada çalışanlar böyle bir hava solumuyoruz "
diye söze başladı. Şu yanıt RTE'nin dar çerçeve-
den sıyrılamadığını gösterdi: "Dedikodulara itimat
ediyorsak Türkiye'ye yazık olur."
Karamanlis'le özellikle Kıbrıs'ı görüşecekleri
yazıldı, söylendi. Hazret bu konuya tek sözcükle
değinmedi. Dışişleri Bakanı Gül'ün TCY'deki ba-
sınla ilgili tepkiyle karşılanan maddeleri değiştire-
ceğiz demesi... Çiçek Cemil'in Gazeteciler Cemi-
yeti'nin eleştirilerini bir komisyonda inceleyecek-
lerini söylemesi ile açılan umut kapısını RTE, -ne-
dense haber TV'lerde ve gazetelerde yer almadı-
Brüksel'de kapadı. Nuh diyor Peygamber demi-
yor; hele 1 Nisan'dayasayörürlüğegirsinmiş, uy-
gulamaları görsünlermiş. Arkası malûm. Gerekir-
se yasada düzeltme yapacaklarını kemal-i iftihar-
la açıkladı.
•••
Türkiye'de bir şeyler oluyor; örneğin bayrak ya-
kılıyor. RTE'ye göre bu olayı gerçekleştirenler on
beş yaşlarında "çocuklar". Peki ama bunları bu su-
ça azmettirenlerin kimler ve hangi örgütün işi ol-
duğu araştırılıyor mu acaba?
Şair ne demiş; "Uyuma bebeğim yumma kirpik-
lerini."
TÜFE FARKLARINIALACAKLAR
Yargıdan
emekliye müjde
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
7. tş Mahkemesi, Tüketıci Fiyat Endeksi (TÜ-
FE) farklannın SSK emekli aylıklarına 2 yıl
boyunca eksik yansıtıldığı iddiasıyla açılan
tespit davasını kabul etti. Böylece, SSK emek-
lilerine 20 günlük TÜFE farklannı alma yolu
açıldı. Emekli-Sen Başkanı Veli Beysülen,
"3.5 milyonu aşkın SSK emeklisinin, dava
konusu dönenıi kapsayan kişi başına orta-
lanıa alacağı 100-120 ınilyon lira olur" de-
di. SSK Başkan Vekili Sait Ersoy ise dava so-
nucunu temyiz edeceklerini açıkladı.
Ankara 7. Iş Mahkemesi'nde görülen davanın
duruşmasına, davacı Emekli-Sen'in avukatı
Süleyman Beysülen ile SSK avukatı katıldı-
lar. Beysülen'in verdiği dava dilekçesinde,
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nda
emekli gelir ve ayhklanyla telafi edici ödeme-
lerin her ayın başmda bir önceki ayda gerçek-
leşen TÜFE artış oranına göre arttırılarak üc-
retlere yansıtılmasının hüküm altına alındığı
belirtiliyordu. TÜFE oranının ayın 2 ya da
3 'ünde açıklanmasına karşın farkın SSK tara-
fından 19 ile 21 'i arasında ödendiği anımsa-
tılan dilekçede, 29 ay boyunca SSK emeklile-
rının hak kaybına uğradığı iddia ediliyordu ve
bu durumun tespitine karar verilmesi isteni-
yordu. Bilirkişi raporunda, 1 Haziran 2002'-
de yürürlüğe gıren yasal düzenlemeyle fark-
lann, aylıklann ödendiği tarihte yansıtılması-
nın hükme bağlandığı kaydedildi. Uygulama-
nın başladığı 1 Ocak 2000 ile 1 Haziran 2002
tarihleri arasında yasal boşluk oluştuğuna işa-
ret edilen raporda, Yargıtay kararlan doğrul-
tusunda bu tarihler arasındaki dönemde TÜ-
FE farklannın her ayın başından itibaren üc-
retlere yansıtılması gerektiği kaydedildi. Yar-
gıç Mümtaz Çal, bilirkişi raporu doğrultu-
sunda tespit davasının kabulüne karar verdi.
Baykal: AKP yine duvara çarptı
Kararın açıklanmasından sonra yazıh açıkla-
ma yapan CHP lideri Deniz Baykal ödeme-
lerin derhal yapılmasını istedi. Baykal, "Uya-
nlarınu/a karşın SSK enıeklilerine eksik
ödcme yapmada direnen hükümet yine
yargı duvanna çarptı. Mahkeme kararı bü-
tün SSK emeklileri için geçerli kabul edil-
meli ve eksik ödemeler zaman geçirilmeden
emeklilerin hesabına aktarılnıalıdır" dedi.
Özkök, Büyükanıt'ın Irak ve PKK'ye ilişkin açıklamalannı değerlendirdi
'Ne söylediğini bilir'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök, Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın Irak ve
PKK'ye ilişkin sözlerini değer-
lendırırken "Kendisi çok tecrü-
beli bir arkadaşımızdır. Genel-
kurmay'da hareket başkanlığı
yapmıştır, ikinci başkanlık
yapmıştır, ordu komutanlığı,
kuvvel komutanlığı yapmıştır.
Neyi söyleyeceğini, neyi söyle-
meyeceğini iyi bilir" dedi.
Genelkurmay Başkanı Özkök,
dün akşam Sheraton Oteli'nde
düzenlenen Pakistan Milli Günü
Resepsiyonu'na katıldı. Özkök,
Kara Kuvvetleri Komutanı Bü-
yükanıt'ın terör örgütü PKK ve
Irak politikasına ilişkin açıkla-
malannın anımsatılması üzeri-
ne, bunlann "algılanış biçimine
şaşırdığını" söyledi.
'Seçilmiş doğrularla
kurulmuş cümleler...'
Kuvvet komutanlarının kendi
konulannı konuşabileceklerini
söylediğini ifade eden Özkök,
şunları kaydetti: "lç güvenlik
harekâtı ve Kuzey Irak ile ilgi-
li bazı şeyler konuşmuştur. İki-
sinin de Kara Kuvvetleri ile ne
kadar ilgili olduğu aşikâr de-
ğil mi? Dolayısıyla kendi görev
sahası konusunda değerlendir-
me yapmıştır. Bu değerlendir-
me esasen, daha önce Genel-
kurmay'da verdiğimiz brifing-
de de aynen tekrar edilmiştir.
O sadece bu düşünceyi aktar-
mıştır. Çok normaldir. Söz ko-
nusu Kuzey Irak politikası ve-
saire konuşuldu. Bu böyle; ba-
zen gazetecilerle sohbet yapar-
ken bir şeyler konuşuluyor, bu
resmi beyanat gibi algılanıyor.
'HOCAM HİTABINI KABULLENMEM'
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, Çanakkale'deki tö-
renler sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi-
ne "hocam" diye hitap ettiği yönündeki haberler konusundaki
soru üzerine şu açıklamayı yaptı: "Beni üzen bir konu; açık-
Iıkla ifade etmek isterim. Ben, o gün, kalabalık içerisinde,
öyle bir hitabı duymadım. Böyle bir şey söylendiğini gazete-
ler iddia ediyor. Söylendiyse, bunu ne kabuüenmem ne de
bunu doğru bulnıam mümkün değil. Sayın Başbakan bana
hep "Sayın Paşam" veya "Genelkurmay Başkanım" diye hitap
eder. Benim bu konuda söyleyeceklerim bu kadardır."
Irak'ta seçimler yapüdı, hükü-
met kurma çalışmaları var.
Çok yoğıın bir değişim var. Bu
politikaların buna ayak uydur-
nıası lazım. Bu politikaların
sonucu kendisinin bilmediğini
söylemiş olabilir ki öyle anla-
şılıyor. Yoksa, doğrudan doğ-
ruya, gazetelerde yer aldığı gi-
bi, o iki kısa cümleyi söylemiş
değildir. O bakımdan bu nıese-
lenin daha fazla uzatılmasm-
da, hiçbir yarar görmüyorum.
Kendisi çok tecrübeli bir ar-
kadaşımızdır. Neyi söyleyece-
ğini, neyi söylemeyeceğini iyi
bilir. Ama bazen böyle bir ile-
tişim kopukluğu veya seçilmiş
doğrularla kurulmuş cümle-
lerde problemler çıkıyor. Bu-
nu olağan karşılamak lazım."
'Dışişleri Bakanlığı ile
çok yakın ilişkinıiz var'
Resepsiyonda, gazetecılerin
Orgeneral Özkök'e sorduğu so-
rular ve yanıtları şöyle:
- Sayın Abdullah Gül'den,
hükümetten size böyle bir ra-
hatsızlık iletildi mi?
- Hayır, böyle bir şey iletilme-
dı. Ama biz Dışişleri Bakanlı-
ğı'yla çok ıyı münasebetleri olan
bir kurumuz. Biz birçok şeyı £>e
nellikle yüz yüze konuşuruz. A-
ma bu, rahatsızlık ıfadesi şeklin-
de değildir. Devlet adamlığı, bi-
raz toleranslı olmayı gerektırir.
Hepımız bu anlayışla, bir devlet
politikası olarak Irak polıtıkası-
nı yürütmeye çalışıyoruz.Önce-
likle ikinci başkan devamlı te-
mas halındedir müsteşarla. Bu
konuda ortaya çıktığı kadar bü-
yük bir problem yok. Ama basın,
bazen daha fazla etkilenıyor, ne-
dendır onu bılemiyorum. O sızin
kendi dinamıklennız...
- Irak politikaları belirlenir-
ken Dışişleri Bakanlığı ile iş-
birliği yapılıyor mu?
- Çok iyi bir işbırliğımiz var.
Devamlı da bu ışbirliğini yapıyo-
ruz, ki bu çok normal. Ameri-
ka'ya gidin, Dışişleri Bakanlı-
ğı'nda bir sürü general görürsü-
nüz. Devamlı olarak orada gö-
rev yaparlar. Aynı şekilde, gü-
venlik politıkalanyla dış politika
çok ilişkilidir. O bakımdan Dı-
şişleri Bakanlığı ile Genelkur-
may bu konularda çok yakın iş-
birliğı içerisindedır.
Soğukkanhlık çağrısı
- Bayrak yakma girişimi ol-
du. Gerçi açıklama yaptınız.
PKK teröründe, Türkiye için-
Genelkurmay
Başkanı Hilmi
Özkök, Pakistan
Milli Günü
nedeniyle
verilen
resepsiyonda,
Milli Savunma
Bakanı Vccdi
Gönül, Ankara
Büyükşchir
Belediye
Başkanı Melih
Gökçek ve
Pakistan'ın
Ankara
Büyükelçiliği
Maslahatgüzarı
Amjad
Abbasi'yle
birükte
pasta kesti.
(Fotograf: AA)
de, genelde ciddi bir artış mı
var? Sayın Büyükanıt da çok
sayıda teröristin Türk toprak-
larına geçtiğini söyledi. PKK
terörü ne aşamada?
- PKK terörü, gerek Genelkur-
may'daki basın toplantısında
açıkladığımız gerekse Kara
Kuvvetleri Komutanı 'nın söyle-
diği gıbi devamlı değişiklik gös-
teren bir durumdadır. Kuzey I-
rak'ta PKK mevcuttur, bunu he-
pimiz bilıyoruz. Çeşitli yollarla
Türkiye'ye gelmektedir. Türki-
ye'deki miktarlan bazen artmak-
ta. Bölgede, TSK bütün gücüyle
görevinin başındadır, ki şu anda
gördüğünüz gıbi, bir olay da
yoktur. Ancak şehirlerdeki bu
bayrak olayına bağlıyorsunuz.
Bu tabiı çok üzücü brr şey. Bay-
rak, Türk devletini, dolayısıyla
egemenliğı temsil eder ve bütün
vatandaşlar bayrağm onurunu
korumakla görevlidirler. Bu gö-
revi, yalnız askeriyeye değil, bü-
tün Türk milletine vermiş. Bun-
dan çok büyük üzüntü duydum,
çok büyük reaksiyon gösterildi.
Tabıı bu durumu, bütün müesse-
seler çok soğukkanlı, derinleme-
sine incelemelidir, akıllıca ele al-
malıdır. Ama üzerine görev dü-
şen herkes, görevini yapmalıdır.
Ve yaptığını müşahede ediyoruz.
Ve bundan da memnunluk duyu-
yoruz. Umanm böyle bir şey bir
daha asla tekerrür etmeyecektir.
- Yeni açıklamalardan terö-
rist sayısının 1999 yılındakine
döndüğünü anlıyoruz. Bu yeni
güvenlik önlemlerinin alınma-
sını zorunlu kılıyor mu?
- Onu, Kara Kuvvetleri de, biz
de açıkladık. Nasrettin Hoca'ya
sormuşlar, "Kaç yaşındasın"
demişler, demiş ki "Bilemiyo-
rum, her sene değişiyor". Tabii
spesifik rakamlar vermek müm-
kün değildir. Ama biz bu konu-
da çok aktif politika izliyoruz.
Duruma göre, güçlerimiz artı-
yor, hazırlık seviyemiz yükseli-
yor, azalıyor ve bu işi en opti-
mum noktada tutarak veya en ve-
rimli noktada tutarak yürütmeye
çalışıyoruz. Hem vazifenin et-
kinliği hem de diğer konuları
dengelı olarak. Tabiı bir de uyum
olması lazım, bunu sağlıyoruz.
•Öcalan olayında tarafız'
- Öcalan ile ilgih",AİHM'nin,
yeniden yargılama kararı ve-
receğine ilişkin, haberler var.
Nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Öcalan ile ilgili, Türk yargısı
görevini yapmış, karannı ver-
miştir. Bu konuda biz tarafız.
Benden önceki Genelkurmay
Başkanımız da öyle söylerdı, ben
de söylüyorum. Bu konuda daha
fazla bir şey söylemiyorum. Biz
üzerimıze düşenı yaptık.
Atatürk yok sayıldı
Çanakkale Zaferi için düzenlenen töreni hazırlayan İmam Hatip Lisesi Müdürü
Ozkalender dini içerikli konuşmasında zaferin mimanna ilişkin tek söz etmedi
MİYASE tLKNUR
Istanbul'un Çatalça ilçesinde
yapılan Çanakkale Zaferi'nin
90. yıl kutlamaları, ızleyicilere
"Biz bu filmi görmüşrük" de-
dirtti. Çanakkale Zaferi'nin 90.
yılı nedeniyle tüm yurtta olduğu
gıbi Çatalca'da da kutlama prog-
ramı hazırlandı. Ancak programı
izleyenler, kutlamanın' amacını
anlamakta güçlük çektiler. Kut-
lama, 28 Şubat öncesinde Kay-
seri, Sincan ve Sultanbeyli'deki
10 Kasım ve Cumhuriyet Bayra-
mı programlarını anımsattı.
Çanakkale Zaferi'nin mimarı
Atatürk'ün yok sayıldığı, adı-
nın ağıza dahi alınmadığı, zafe-
rin tarihimizdeki yerinin ve dün-
yanın uzak ülkelerinden gelen
askerlerin Çanakkale Boğa-
zı'nda ne aradığma ilişkin tek sö-
zün edilmediği Çatalca'daki kut-
lamalarda, tam tersine Cumhuri-
yet değerleriyle ters düşen ne
varsa yapıldı. Çatalca Kayma-
kamlığı tarafmdan yapılan Ça-
nakkale Zaferi'nin kutlama
programını hazırlama görevi
ımam Hatip Lisesi Müdürü Ha-
lit Özkalender'e venldı.
Tesettürlü öğrenci sundu
Ozkalender de hazırladığı
programın sunuculuğunu teset-
türlü bir öğrenciye yaptırdı.
İmam Hatip Lisesi Müdürü Halit
Ozkalender'in programda yaptı-
ğı "Çanakkale Zaferi" konulu
konuşmanın ise Çanakkale Zafe-
ri ile en ufak ılgisi yok. Sadece ilk
cümlesinde Çanakkale Zafe-
ri'nden söz ediliyor. Atatürk'ten
birkez bile söz edilmeyen konuş-
manın bütünü dini içerikli.
Kültür merkezindeki törende
ilçe kaymakamı Mehmet Ersoy,
Garnizon Komutanı Kurmay Al-
bay Hacı Halil Ünal, Belediye
Başkanı tsmail Ip ve Cumhuri-
yet Savcısı Ercan Şafak'ın
önünde konuşan Ozkalender
şunları söyledi: "Çanakkale
Zaferi denince aklınıa Mehmet
Akif Ersoy'un 'Asım'ın nesli'
gelir. Ben de bu vesile ile araş-
tırdım ve tslanı Ansiklopedi-
si'nde Asımbin Sabit'i buldum.
İsterseniz Asını bin Sabit'in
hayatını birlikte öğrenelim.
Asım bin Sabit, Ömer bin Hat-
tat'ın dayısı olup, Medineü ilk
Müslümanlardandır. Hicret-
ten sonra Hz. Peygamber
onunla Abdullah bin Çahs ara-
sında kardeşlik bağı kurdu.
Bedir Savaşı'nda müşriklerin
elebaşlarından olan Ükbe bin
Ebu Muayd'ı öldüren Asım,
Uhud Savaşı'nda da Müslü-
manlar dağıldığında Hz. Pey-
gamber'in yanında kaldı. Bu
savaşta azılı müşrik kadınlar-
dan Sülafe'nin iki oğlunu öl-
dürdüğü için Sülafe başını ge-
tirene yüz deve vereceğini vaat
etmişti. Asım bin Sabit, Hz.
Peygamber'in okçusu olarak
ün yaptı. Onun kumandasın-
da bir heyet istek üzerine Hz.
Peygamber tarafından öğret-
men olarakAdal ve Kare kabi-
lelerini görevlendirdi. Bu he-
yet Kureyş'in Uhud'dan sonra
Müslümanlara saldırıp saldır-
mayacağını öğrenmekle görev-
liydi. Yolda adı geçen kabilele-
rin elçilerinden biri, Müslü-
manlarca öldürülmüş olan Ha-
lid bin Süfyan'ın intikamını al-
mak için kollayan Lihyan oğul-
larına haber gönderdi. Lihyan-
lılardan yüz okçu, Reci suyu
yakınlarında Müslünıaniarı
kuşatarak teslim olmalarını is-
tedi.AncakAsım bin Sabit 'Al-
lahım peygambenmi durumum-
dan haberdar et' diye dua ettik-
ten sonra savaşa girdi. Çetin
bir nıücadele sonunda 'Alla-
hım ben ilk günler senin dininı
korudum. Sen de bugün benim
cesedimı koru' dedi ve ardın-
dan şehit oldu. Asım'ın başını
Sülafe'ye götürüp yüz deveyi
alnıak isteyen Lihyanlılar
üzerlerine saldıran arılar yii-
zünden onun naaşına yaklaşa-
madılar. Bu hadise nedeniyle
Asım aııların koruduğu kişi
lakabıyla meşhur olmuştur."
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
dan Orta Asya'da dünya sahnesine çıkan bağımsız
Türk devletleri birinci on yıllarını tamamladılar, ba-
ğımsızlığın tadına vardılar. İkinci on yılda nasıl bir ge-
lecek kurulur, bunun yanıtını arıyorlar.
Türkiye'nin de Kurtuluş Savaşı'nın ardından giriş-
tiği kuruluş savaşı dikkate alındığında, bu süreç o ka-
dar da kolay değil. Üstelik bir de AB, ABD, Rusya,
Iran, Suudi Arabistan ve Çin'in "özel duygular" bes-
lediği bir bölgede iseniz, zorluk daha da artar.
Orta Asya cumhuriyetlerinin çoğunda Sovyetler'in
son Devlet Başkanı Gorbaçov la birlikte iktidara gel-
miş liderler var. Onlar bir yandan yeni döneme ayak
uydurmaya çalışırken bir yandan da iktidarlarını sağ-
lamlaştırmanın arayışına girdiler.
Türkmenistan Devlet Başkanı Türkmenbaşı ken-
disini ölünceye dek devlet başkanı ilan etti. Kazakis-
tan Devlet Başkanı Nazarbayev de benzer bir yak-
laşımın içinde. Bunu Kırgızistan Devlet Başkanı As-
kar Akayev izleyebilir.
•••
Kırgızistan'ın Orta Asya'da özel konumu var. Coğ-
rafyacılar, "Yeryüzü üç kutupludur" derler, devam
ederler:
"Kuzey Kutbu, Güney Kutbu ve Pamir Kutbu...."
Kırgızistan'ın dağlarından doğan binlerce ırmak
hem bu ülkenin hem de çevre ülkelerin temel su ge-
reksinimini karşılar. ABD bu ülkeyle güvenlikten eko-
nomiye hertürlü ilişkilerini geliştiriyor, daha da ileri gö-
türmek istiyor. Birkaç yıl önce Kırgızistan'ın dağlık ke-
siminde 10 kadar Japon turist kaçırılmıştı. Onları kur-
tarmak için yardıma gelen ABD, operasyon timini ge-
ri çekmedi. Şimdi bu ülkede 5 bine yakın askeri var!
Başkent Bişkek'te ise Rusya'nın genel etkinliği de-
vam ediyor. Birkaç ay önce, Bişkek-Moskova ilişki-
lerinin bir doz daha geliştirilmesi kararlaştırılmış, bu
durum ABD'nin hoşuna gitmemişti.
Kırgızistan, Çin'in lokomotifliğindeki Şanghay Işbir-
liği örgütü'nün de üyesi. Bu ülkedeki iç dengeler Or-
ta Asya'da etkinlik yarışı açısından da önemli.
•••
Seçimlerin ikinci turunda Oş ve Celalabad kentle-
rinde başlayan gösterilere "lale devrimi" adı verilmek
isteniyor. Ukrayna'da turuncu devrim, Gürcistan'da
kadife... Renkler, kumaşlar, çiçekler... Birdevrimdirgi-
diyor. Tümünün ortak özelliğine baktığımızda iktida-
ra Batı yanlılarının gelmesi için gerekli her şeyin ya-
pıldığını görüyoruz.
Orta Asya cumhuriyetlerinin tümünde ülkeyi kuran
ulustan sonraki en kalabalık nüfusu Ruslar oluşturu-
yor. Her ülkede komşu ülkenin azınlığı da var. Kırgı-
zistan'da eylemlerin başladığı güneydeki yüzde 30'a
varan özbeklergibi...
Ülkelerin sınırları Sovyetler döneminde "iç vilayet-
lerin sınırları" anlayışıyla özensiz olarak çizildiği için
şehirlerarası yollar sık sık komşu ülkenin toprakların-
dan geçiyor. Geçen yüzyıldaki etnik etkinlik sorunla-
rı Orta Asya halkiarının birbirini boğazlamasına kadar
varan olayları doğurmuştu.
Bunları kaşıyarak orada hâkimiyet kurmak isteyen
olursa işi ne yazık ki zor değil!
Ahh şu kardeşin kardeşe ettiği...
ankcumCocumhuriyet.com.tr
Fransız Le Monde'un yorumu:
AKP reform için
artık çabalamıyor
PARİS (ANKA) - Türk hükümetinin müza-
kere tarihini aldıktan sonra reform için çaba
göstermediği öne sürüldü. Türk hükümetinin
AB reformlarına yönelik tutumunu değerlen-
diren Fransız Le Monde gazetesinin haberinde,
"Kıbrıs müzakelerinin bloke olduğu, Türki-
ye'deki insan hakları durumunun arzu edi-
lebilir durumda bulunmadığı bu dönemde
Başbakan Erdoğan'ın ekibinin değişiklik yo-
lunda ilerleme iradesi giderek sorgulanıyor"
yorumu yapıldı. Henüz müzakerecinin tayin
edilmedığini belirten gazete, Avrupa Komisyo-
nu Temsilcisi Hansjörg Kretschmer'in Türki-
ye'nin reformlarda geciktiğini, Avrupa Komis-
yonu'nun Genişlemeden Sorumlu Uyesi Olli
Rehn'in ise işkencede "sıfır tolerans" bekle-
diklerini söylediğine dikkat çekti. Emine Erdo-
ğan'ı protesto eden kızlara farklı muamele ya-
pıldığı, başörtüsüzler saçlanndan çekilerek sa-
londan çıkarılırken polisin başörtülülere hiçbir
şey yapmadığını belirten gazete, insan haklan
örgütleri raporlanna göre Türkiye'de yapılacak
çok şey bulunduğunun anlaşıldığını kaydetti.
Gül, Ermeni iddialarına sert çıktı:
'Soykınm oldu' diyen
ispatlamak zorunda
ELÇİN POYRAZLAR
BRÜKSEL - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
sözde Ermeni soykınm iddiasında bulunan ül-
keleri "ispata zorlayacaklarını" belirtti.
Brüksel'de gerçekleştirilen AB ara doruğu
kapsamında aday ülkelerin bilgilendirildiği
toplantının ardından basına açıklamalarda bu-
lundu. Sözde Ermeni soykınmı iddialannayö-
nelik sorular yanıtlayan Gül, "Soykınmı id-
dia eden ülke varsa, gelir ispat eder" dedi.
tddia sahiplerinin ispata zorlanacağını belir-
ten Gül, bunun nasıl yapılacağı yönündeki bir
soruya, "Bunu yakında görürsünüz" yanı-
tını verdi. Kıbns konusuna değinen Gül, bü-
tün dünyanın Rumlar tarafından aldatılmanın
şokunu yaşadığını söyledi. Gül, "Mümkün
olanı ve olnıayanı iyi görmek lazım. Müm-
kün olan üzerinde biraz çalışılmış olsaydı
Rumlar AB'ye girmezdi. AB'ye girmemiş
olan Rumlarla herhalde KKTC çok daha
farklı konuşuyor olurdu" diye konuştu.