22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2005 PERŞEMBE 14 JV U I . J J . I J İA. kultur(o)cıımhuriyet.com.tr Alecos Faösianos'ım boyaresimleri ve baskıresimleri Tem Sanat Galerisi'nde sel bir'epope'nin peşindeKAYA ÖZSEZGİN "Mademki tragedya, bjzden üs- tün insanların taklididir, iyi port- recileri taklit etmek gerekir öyley- se. Onlar modele özgü biçimi yan- sıtırken hem aslına benzetir, hem de güzelleştirirler portreyi. Demek ki hoyrat, korkak ya da buna benzer bir özelliği olan kişileri taklit eden ozan, bu kusurlarla bile, iistün bir nitelik vermelidir onlara. Agathon ya da Homeros'un, acıma sızlık ör- neği Akhilleus için yaptığı gibi." Arınma aracı olarak sanat Aristoteles, şiir sanatı üzerine gö~ rüşlerini belirttiği ünlü yapıtı "Poeti- ka"da, tragedyamn dayanması gere- ken olgular bütününden söt ederken (Samih Rifat çevirisi) böyle bir vur- gu yapmayı ihmal etmiyor. ldeal es- tetik değerlere varmak için "üstün" insanların yansıtılmasında başarılı olan "iyi portrecileri" takjit etmek gerektiğını öne sürerken, genel an- lamda sanatın temel kavrarttlarından birine de işaret etmiş oluyordu. Bir arınma ("katharsis") aracl olan sa- nat, ondan etkilenecek olanlara iyi örnekler sunmalı ve işlevlerinden bi- rini de bu yolda kullanmalıyjdı. Yakın çağda yeniden güncelleşen Ve dikkat- leri üzerinde toplayan bultmtulara, örneğin heykel türündeki Vapıtlara bakıldığında, geçmişın karanlıklann- dan sıynlarakmüzelerdeki saygın yer- lerini bulan bu ürünlerin, günümüz in- sanı üzerinde bıraktığı sihntnez etki, antik estetiğin mükemmel bjr teknik- le birleşmesinden kaynaklar(an klasik güzellik tutkusudur. Daha ilk bakışta, Yunanlı sanatçı Alecos Fassianos'un resimierini ku- şatan insancıl mutluluk ve bu mutlu- luğun taşıyıcısı profilden çizilmiş Grek figürü, bizi Antikitenin derin- lerine götürecek ve Avrupa kültürü- nün kökensel değerlerinin oluşumun- da pay sahibi olan bu büyük gelene- ğin özünü yeniden düşünmeye yönel- tecektir bizi. Atina Güzel |Sanatlar Okulu'nu bitirdikten sonra, fassianos da kurala uyarak 1960'h yı lann ba- Kea Atı, 35x50 cm, akrilik. şında uzmanlık eğitimini Paris'te gra- vür üzerinde yoğunlaştırmış. Ancak görünen odur ki, sanatçı kuşaklarını kavrayıp peşınden sürükleyen çağdaş Fransız sanatı ve ona bağlı akımlar, Fassianos üzerinde fazla bir etki ya- ratmamış. Ya da şöyle dıyelim: Çalış- malarını bugün de Atina ve Parıs ara- sında sürdürmekte olan bu Yunanlı sa- natçı, öğrendiklennın ötesine geçmek ve Fransızlaşma modasına uymak gı- bi bir endişenin peşinde olmamış. Kendi ülkesinin zengin geleneğinden beslenmeyi tercih etmiş; eski Yunan tanrılarını ve destan kahramanlarını boyaresimlere ve serıgrafilere aktar- dığı çalışmalarında, günümüz yaşa- mı açısından düşsel birer imge ol- maktan öte bir anlam taşımıyor gorün- se de; bu figürleri, M. Lambraki- Plaka'nınyerinde ifadesiyle "popü- ler bir paganizm" çevresinde odak- landırarak işlevini tamamlamış bir kültüre yeniden yeşil ışık yakmak gi- bi, başka örneklerıne zaman zaman ya- bancı fuarlarda da tanık olduğumuz bir eğılımi akla getirıyor. Ama Fassi- anos buııu yaparken, günümüzün bu- nalımlı ınsanına, onu yüreklendıre- cek bir mesaj da ıletmış olmuyor mu? Eskı sımgeci ressamların yaptıkları- na benzer bir tutumla, eski devirleri tahayyül ederek, günümüz ınsanını düş ve mutluluk evrenine çağırmak, nasıl bir duygunun ürünü olabılir? Eğer böyle bir duyumsallık, kuralla- rı ve yerleşik alışkanlıkları zorlayan bugünün sanatı yönünde düşünüldü- ğünde, fantezı olarak kalmayacaksa, hangi ışlevlerle donanımlı olmalıdır? Böyle bir ışlevsellik, bugün için söz konusu olabilır mi? Yıpranmış yü- reklere su serpmenin dışında, ne öl- çüde katkı getırebilir Fasianos'un re- simleri? Gagalanndabanşın simgesi zeytin dallanyla uçuşup duruyor kuşlar bu resımlerde, mavi sigarayı dudaklann- da taşıyan atletik yapılı figürler kimı yerde bisiklete ya da yelkenliye bin- miş özgürlük türküleri söylüyorlar, doludizgin koşan atın üzerinde, bir Apollon figürüne göndermede bulu- nuyorlar, rüzgârın yaladığı gür saçla- rıyla bilinmeyen bir geleceğe ya da geçmişte kalan mutluluğa doğru ko- şuyorlar... Bir karışı önerme Özetle söylemek gerekirse, yerı ve zamanı belli olmayan, düşsel bir "epope"nin peşindeler bu figürler. Eskı tragedya kahramanlannı anım- satacak biçimde, kendilerini kanıt- lamanın ve var etmenin mutluluk unanlı sanatçı Alecos Fassianos'un resimierini kuşatan insancıl mutluluk ve bu mutluluğun taşıyıcısı profilden çizilmiş Grek figürü, bizi Antikitenin derinlerine götürecek ve Avrupa kültürünün kökensel değerlerinin oluşumunda pay sahibi olan bu büyük geleneğin özünü yeniden düşünmeye yöneltecektir. arayışı içindeler. Mutlu olmak iste- yip de olamarmş, ama onun takipçi- si olmaktan da vazgeçememiş bir insan ımgesi, destanlara özgü bir or- tamda, yeni olanaklarla yeni bir do- ğuşun mümkün olabileceği gerçe- ğine, hemcinslerini inandırma sava- şı içindedir Fassianos'un resimle- rinde. Arkeolojik bir kazı ortamında, top- raktan çıkanlmış Antik insan heykel- lerinin ortasında, dünle bugün- ara- sında yaşam ilişkıleri kurmaya çalı- şan umutsuz arkeoloji işçilerinin ruh hallerine benzer bir durumla karşı karşıyadır Fassianos'un resimierini izleyenler. Bir "karşı önerme" ("an- tithesis") de diyebilirsiniz onun re- sımlerine. Bu önerme dün de vardı, bugün de olacaktır kuşkusuz. (Alecos Fassianos'un sergisi 8 Ni- san'a kadar görülebilir. Valikonağı Cad., Prof. Orhan Ersek sokağı, 44/2 Nişantaşı) Tel: 0212 247 08 99 Tunus Filmleri Haftası KUltür Servisi - TC Kültür ve Turizm Bakan- lığı, Tunus Büyükelçiliği ve Ankara Sinema Kül- türü Derneği'nin işbırliğiyle düzenlenen 'Tunus Filmleri Haftası' bugün (24 Mart) başlıyor. An- kara, Izmir ve Konya'da gerçekleştirilecek olan etkinlik, 1 Mayıs'a kadar sürecek. Etkinlik kapsa- mında Tunus sinemasının son yirmi yıldakı en iyi örneklerinden 7 uzun ve 5 kısa olmak üzere top- lam 12 film gösterilecek. Ferid Boughedir, No- uri Bouzid ve Moufida Tlatli gibi dünyaca tanın- mış yönetmenlerin en önemli filmlerinin yer aldı- ğı etkinlik 30 Mart'a kadar Ankara'da Ankapol Si- neması'nda, 22-25 Nisan tarihleri arasında Iz- mir'de DESEM Sıneması'nda ve 29 Nisan-1 Ma- yıs tarihleri arasında da Konya'da Tüze Kulesite Sınemaları'nda yer alacak. Abdellatif Ben Am- mar'ın 1980 yapımlı 'Azize'; yazar, şair, ressam veyönetmenNacerKhemir'ın 1991 yapımı'Gü- vercinin Kaybolan Kolyesi', Moufida Tlatli 'nın 1995 yılında tstanbul Fılm Festivali'nde en ıyı film ödülünü alan 'Sarayın Sessizliği' adlı film- lerinin yanı sıra Nouri Bouzid ın son fılmı 'Kil Bebekler' ile Naceur Ktari'nin 'Gönül Çelen' adlı yapıtı izlenebılecek. Aynca 'Halfaouine: Ça- tıların Çocuğu' adlı filmın yönetmeni Ferid Bo- ughedir ve sinema eleştirmeni eşi, Ankara'daki gös- terim boyunca, 26 Mart Cumartesi ve 27 Mart Pa- zar günleri saat 16.00'da Ankapol Sineması'nda dü- zenlenecek olan iki söyleşıyle sinemaseverlerle buluşacak. Yunanlı yaz^r ve tiyatro sanatçısı geçen hafta 'Hapishane' adlı oyunuyla Istanbul'daydı Dosttuğun yolu kültürden geçiyor NENA ÇALİDİS Yunanistan'da Cunta dönemi. Üniversıte öğ- rencisı Lia Karavia'nın y^şamı, üstünde taşı- dığı ve içinde Yunanistan'ın dört bir yanında ya- şayan yazar ve şairlerin nufnaralarının olduğu telefon rehbenyle bir anda değişiyor ve 7 yıl sü- ren Cunta dönetninden kıSaca nasibini alyor. Karavia'nın hücreye atılma nedeni "örgütün ba- şındaki önemli bir kişi sanılması". Karadeniz kökenli bir baba ile Izmırli bir an- nenın çocuğu olan Karavia'nın ilk hapishane de- neyimi çok daha eskiye, çocukluğuna dayanı- yor. Soğuk savaş döneminde direnişçiler arasın- da yer alan babası yüzündeh annesiyle birlikte hapse girmiş. Ancak babaslının yakın bir avu- kat dostu: "Çocuklar fahişe ve Yahova Şahit- leri'yle aynı hapiste kalamaz" diye başvu- runca serbest bırakılmış. Dışarda ona bakacak kimse olmadığı için de annbsi, "Eşimin inan- dığı değerlerin hiçbirine inanmıyorum" ya- zılı bir kâğıdı imzalamak zbrunda kalmış. Hapishaneden tlyatroya "Üniversite yıllarımda birkaç gün hücre- de kaldım" derken gözleri o birkaç günün na- sıl geçtiğini bir de bana sor der gibi. Türk Eği- tim Vakfı tnanç Türkeş Özql Lisesi'nin (TEVÎ- TÖL) çağrılısı olarak geçen hafta îstanbul'a gelen Uluslararası Tiyatro Çnstıtüsü Dünya Ti- yatro Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Lia Karavia Schneidertempel Kültür Mşrkezi'nde, hücrede geçirdiği günleri anlattığı 'Hapishane' (Pri- son) oyununu oynadı. Karavia hücrede beynini berrak tutabilmek için sürekli oyunlar oynamış ve bu deneyimin ürü- nü 'Hapishane' oyunu olntuş. "Eşimle, kızımla, annenıle konuşuyor- dıım... Kimi zaman âşık olduğum, kimi za- man bana âşık olan bir adamla... Bazen de en sevdiğim kız arkadaşlarımla... Sürekli ko- nuşuyordum... Kendimi yalnız hissetmemek için..." "Kadın olarak hapiste kalmak çok zor... Eşim, kızım ve annem vardı. En kötüsü be- • "Üniversite yıllarımda birkaç gün hücrede kaldım" derken gözleri o birkaç günün nasıl geçtiğini bir de bana sor der gibi. Türk Eğitim Vakfı Inanç Türkeş Özel Lisesi'nin (TEVİTÖL) çağrılısı olarak geçen hafta îstanbul'a gelen Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Dünya Tiyatro Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Lia Karavia, Schneidertempel Kültür Merkezi'nde, hücrede geçirdiği günleri anlattığı 'Hapishane' (Prison) oyununu oynadı. lirsizlikti, çünkü aklanana kadar hücrede kalacağım söylenfyordu... Diktatörlük beni korkutan, nıantık dışı bir şey. Hücreden çık- tıktan sonra da her gün gidip kaçmadığımı kanıtlamak zorundaydım. Beni sorgulayan savcı bir cinsel sapıktı. Ona özel İngilizce der- si vermemi istiyor, beni farklı yerlere götür- mek istiyordu. Ben oyuncuyum ve kendimi tacizlerinden korumak için oynadım. Ben anneyim, hem de çok iyi bir anne, iyi bir eş. Hapisaneye hep elinıde ahşveriş torbalarıy- la gittim. Her sorguda eşinin ve çocuğunun halini hatırmı sordum. Kısa sürede çizdi- ğim bu portreden sıkıldı. Tabii ki bu duru- mu kolay kolay atlatamayan kadınlar da ol- du. Kadınları taciz eden bu adam 1974 - .-L 1975 yılları arasında bir cinayete kurban gittî." Daha önce Katmandu, Nepal ve Manila'da sah- nelenen 'Hapishane'nin Istanbul'da oynanışı- nın en ilginç yanı, oynandığı yerin bir zaman- lar havra olarak kullanılan Schneidertemple Kültür Merkezi olması. Museviler için söylen- mesi 'yasak' olan, hatta İngilizce 'g-d' olarak yazdıklan bu sözcük, oyunda geçtiğı için eski bir havrada söyleniyordu. Köprü Olan Denlz' Fener Rum Patriği I. Bartholomeos'un yanı sıra hahambaşı Isak Haleva'nın da izlediği gös- terimde "Açıkça Tanrı sözcüğünü kullanır- ken nasıl bir tepki alacağımı bilmiyordum" diyor Karavia. "Hıristiyan, Müslüman ve Musevi toplum- ların o etkinlikte bir araya gelmiş olması ben- ce birlcştirici bir şey. Keşke bütün insanlara söyleyebilsem, bizi tek bir yaradan yarattı, onun adının ne olduğunun hiç önemi yok ve dünyamız başka savaşlara dayanamaz ve üs- telik büyük bir ekolojik tehlike içinde diye." Lia Karavia'nın 'Hapishane' oyunu 2006 yı- lının sonlanna doğru Türkçeye çevrilecek. Bu oyunun genç bir Türk oyuncu tarafından sah- nelenmesini çok istiyor yazar. 53 kitabı olan Ka- ravia'nın 'Köprü Olan Deniz' adlı kitabı ise Türkıye ve Batı Trakya'daki okullarda okutu- luyor. Dostluğun kültüryoluyla daha kolay olu- şabileceğine inanan Karavia gittiği tüm ülkeler- de Buca'da bir öğretmenin anlattığı öyküyü ak- tarmadan edemiyor: "Buca'daki Yöneliş Ko- leji'ne davet edilmiştik. 'Köprü Olan Deniz' kitahımı sahneye uyarlamışlardı. Oyunu Sa- mos adasından gelen öğrenciler de izlemiş. Öğretmenin, Yunanistan ile Türkiye arasın- daki savaşı yaşayan annesi bunu duyunca, oğ- luna: 'A! Yunanlılarla neler yapıyorsun böyle, babanın kemikleri mezannda dönecek' denıiş. O da, 'Ölülerin kemikleri savaşlarla döner, kül- türel etkinliklerle değil' diye yamtlamış anne- sini. Bu beninı için çok önemli ve gittiğim her yerde hep bunu anlatıyorum." YURTIÇİ VE DISINDAN 153 FtLM Diyarbakır'da sinema günleri DİYARBAK1R (Cumhuriyet Bürosu) - 5. Diyarbakır Kültür Sanat Festivali kapsamında bu yıl ilki düzenlenecek sinema günleri yarın başlıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Belediye Cep Sineması'nda düzenlenen basın toplantısında Sinema Günleri'nin programını açıkladı. Baydemir, 25- 31 Mart tarihleri arasında yapılacak etkinlikte, aralarında Türkiye, Ortadoğu, Iran ve Avrupa sinemalanndan uzun ve kısa metrajlı filmlerin yanı sıra çeşitli belgesellerin bulunduğu 153 filmin gösterileceğini belirtti. Yarın başlıyor Diyarbakır'ı Ortadoğu'nun kültür ve sanat merkezi haline getırmek istediklerinı vurgulayan Baydemir, "Amacımız önünıüzdeki yıllarda gerçekleştirmeyi düşündüğümüz Ortadoğu Film Festivali'nin ve kentimizde geleceğin sinema kültür ortamının zeminini oluşturmaktır" dedi. Sinema Günleri programında 6. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde ödül alan filmler, 4. AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde gösterime giren Ortadoğu filmlerinden örnekler, Akbank Kültür Sanat Merkezi kısa film seçkisi ve Barış İçin 1 Dakika Sinema Projesi'nin 100 filmı yer alıyor. Etkinlik boyunca, film gösterimlerinin yanı sıra Iranlı yönetmenlerle Coşkun Aral, Reis Çelik, Ezel Akay, Umit Elçi, Nur Sürer ve Olgun Şimşek gibi oyuncu ve yönetmenlerin katılacağı panel ve söyleşiler düzenlenecek. Sinema eleştirmenleri Atilla Dorsay, Sevin Okyay, Ali Hakan ve Mchnıet Açar da etkinliğe katılacak. Avrupa, Galeria ve Mega Center Cinemall sinema salonlarındaki film gösterimlerinin bilet fiyatları 1 YTL olarak belirlenirken Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Cep Sineması'ndaki gösterimler ücretsiz olacak. Kardelen Kadın Evi ile Çamaşır ve Tandır Evleri'nde de ücretsiz film gösterımleri yapıhrken çocuklara da Kürtçe çizgi film gösterilecek. Sophia Loren İstanbul'a geliyor • Kültür Servisi - ltalyan sinemasının efsanevi yıldızı Sophia Loren Istanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 24. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin onur konuğu olarak 1 Nisan Cuma günü îstanbul'a gelecek. Sanatçı, aynı akşam Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki festivalın açılış töreninde tstanbul Film Festivali'nin 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü alacak. Sophia Loren daha önce festivalin açılış konuğu olan Emmanuelle Beart'ın îstanbul'a gelişini iptal etmesi üzenne Istanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından özel olarak Îstanbul'a davet edildi. Arda Kanpolat adına ödül • ANKARA (AA) - Geçen yıl genç yaşta yaşamını yitiren tiyatro sanatçısı Arda Kanpolat anısına ailesinın kurduğu 'Kanpolat Oyunculuk Ödülü' gelecek yıldan başlayarak her yıl doğum günü olan 21 Mart'ta verilecek. Adaylann, katılmak için 1 Mart 2006 tarihine kadar ödül düzenleme kuruluna başvurmalan gerekiyor. Adaylar konservatuvan bitirdikten sonraki 5 yıl içinde ödül için başvurabilecekler. Başvurular, Cüneyt Gökçer, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Lemı Bılgin, Sevda Şener, Ayşegül Yüksel, M. Akif Yeşilkaya, Ayfer Kanpolat ve Yücel Kanpolat'tan oluşan seçıci kurul tarafından değerlendirilecek. Seçicı kurulun adaylann yer aldıkları oyunlan izleyerek ödüle değer gördükleri oyuncuya 5.000 dolar para ödülü verilecek. Ödülü kazanan sanatçı 21 Mart 2006 tarihinde açıklanacak. Seçilecek oyuncu, aynca, Londra'da Royal Academy Of Dramatic Art, London Academy Of Dramatic Art veya London School Of Speech and Drama okullanna, eğitim programına katılabilmesi için önerilecek. Japon geleneksel no tiyatrosu • Kültür Servisi- Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve TEV Özel Inanç Lisesı (TEVİTÖL) öğrencileri yararına gösteri yaapmak ve öğrencilerle çalışmak için îstanbul'a gelen Japonya'nın dünyaca ünlü dansçısı Doç Dr. Kitao Hiroyo'nun son gösterisi yarın akşam ltalyan Kültür Merkezi'nde. Sanatçının sesbilimci Yuji Sagae eşliğinde Japon geleneksel No tiyatrosunun ana kadın karakterlerinden Hanjo'yu oynayacağı gösteri saat 20.30'da başlayacak ve ücretsiz izlenebilecek. Gösteriden sonra, Türk Japon Derneği'nin katılımıyla düzenlenen geleneksel Japon çay töreniyle konuklara çay sunulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear