Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
ı
CUMHURİYET 18MART2005CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Medyamız Özgürlüğü
Hak Ediyor mu?
Hemen bir vurgulamayla başlayalım. Basın
özgürlüğü, aslında salt basın organlarının ya da
mensuplarının özgürlüğü değildir. Onlargerçekte,
halkın olan haber alma ve haber verme
özgürlüğünün araçlarıdırlar.
Başka bir deyişle basın özgürlüğünün asli
sahibi halktır.
1 Nisan tarihinden itibaren bu özgürlük ciddi
biçimde kısıtlanacaktır.
"Hükmet, es, küfret, frfref/"ilkesidoğrultusunda
hükümet eden Recep Tayyip Erdoğan rejimi
mukadder sonuna doğru ilerlerken, çok
gazetecinin canını yakacak, etrafa gözyaşı ve eza
saçacaktır.
Menderes de öyle yapmıştı.
Iflah olmaz, uyarıya aldırmaz iktidar kanadını
bırakalım şimdi bir yana.
Özgürlüğün sahibi ve aracısına dönelim. Halkın
adına basın özgürlüğünden yararlanan medyamız,
o özgürlüğü hak ediyor mu?
Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'e bakarsanız
etmiyor. Çünkü yeni Ceza Yasası görüşmeleri
sırasında yeterli tepkiyi göstermemiş ve tepkisinde
geç kalmıştır.
Oysa Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Orhan Erinç, kurum olarak, zamanındagereken
tepkiyi gösterdiklerini, hükümeti uyardıklarını
kamuoyuna açıklayarak Bakan'ın doğru
söylemediğini ortaya koyuyor.
•••
Evet Bakan, zamanındatepki gösterilmediğini
ileri sürerken de, kanımca "eğer bir yanlışlık
varsa düzeltilir" derken de doğruyu söylemiyor.
Gerekli uyarılara kulağını tıkayan iktidar, basın
özgürlüğü konusunda iyi niyetli değildir. Bunu hem
son yasa ile kanıtlamıştır hem de Başbakan'ının
sürekli gazeteci suçlaması, muhabir aşağılaması,
karikatürlere takıp ceza davası açmasıyla.
Ama biz iktidarı bir yana bırakalım. Çünkü bu
iktidar düzelmez, ancak değiştirilebilir.
Gelelim medyamıza.. acaba o, çağdaş bir
basının sahip olması gereken özgürlüğü hak
ediyor mu?
Geçmişe bakarsak hayır.
Evet gerçi Gazeteciler Cemiyeti, yasanın
görüşülmesi sırasında iktidarı uyarmıştır.
Ama Orhan Erinç'in başında bulunduğu
Cemiyet'in yönetim kurulu üyeleri, kendi çalıştıkları
gazeteleri, bu konuda incelemeler yapmaları,
diziler yayımlamaları konusunda yeterince
uyarmışlar mıdır?
Yasanın görüşmeleri sırasında, bu konuda
medyada çıkan yazıların azlığına, uyarıların
cılızlığına bakınca, bu konuda kuşkuya düşüyor
insan. TGS'nin yöneticileri ya çalıştıkları organları
yeterince uyarmamışlar.. ya da uyarılarında etkili
olamamışlardır.
•••
Ama bırakalım bunları bir yana ve geleceğe
bakalım.
Çoğu kişi, her şeyi olduğu gibi bunu da AB'ye
endekslemiş, "Nasıl olsa AB uyarır, nasıl olsa
AB'nin tepkisinden korkup buyasayı değiştiriıier"
diyerek işi oluruna değilse bile AB'sine bırakmış
durumda.
Oysa Türkiye'deki basın özgürlüğünü AB
sağlamaz; AB'den gelen özgürlük, özgürlük değil,
olsa olsa başıboşluk olabilir.
Kaldı ki, Tayyip Erdoğan'ın başında bulunduğu
iktidar ile Türkiye AB'ye giremez ve Tayyip Bey
Türkiye ile AB'nin yollarını her gün daha da artan
bir hızla ayırmaktadır.
Eğer basın özgürlüğü istiyorsak, iş başa
düşmektedir.
Türk medyası, yeni Ceza Yasası'nın yürürlüğe
gireceği 1 Nisan'dan sonra herhangi bir gün
belirleyip, muhabirlerinin ve köşe yazarlarının
çoğunluğuyla, demokrasi dışı suçlar yaratan
yeni yasayı elbirliğiyle ihlal ederek, buna karşı
çıkabiliyor mu?
O zaman buyursun bakalım baskıcı yönetim,
sıkıysa onlarca gazeteciyi aynı anda tıksın içeri!
Türk medyası bunu yapabilir mi?
Yapamazsa, zaten o özgürlüğü de hak etmiyor
demektir.
Şimdi, kimi açıkgözlerin, sorumluluktan
kurtulmak için "özgürlüğün asıl sahibi ona
aldırmazken, vekile ne halt etmek düşer?"
dediğini işitiyor gibiyim.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
TAHRİK UNSURU BULUNMADI
Kürtlerin ilanına
takipsizlik kararı
Haber Merkezi - An-
kara Cumhuriyet Baş-
savcıhğı, Avrupa'daki
bazı gazetelerde yayım-
lanan, eski DEP millet-
vekillerinden Leyla Za-
na'nın da aralannda bu-
lunduğu 203 kişinin im-
zasını taşıyan "Türki-
ye'de KürflerNeİstiyor"
ilanı ile ilgili soruştur-
mada takipsizlik karan
verdi.
17 Aralık zirvesi önce-
sinde Herald Tribune, Le
Monde gibi Avrupa'nın
tanınmış gazetelerinde
yayımlanan ilanla ilgili
Ankara Cumlıuriyet Baş-
savcıhğı Basın Savcılı-
ğı'nca başlatılan soruş-
turma tamamlandı. tlanı
inceleyen savcılık, Türk
Ceza Kanunu^nun 312.
maddesinde düzenlenen
sosyal sınıf, ırk, din, mez-
hep veya bölge farklılı-
ğına dayanarak düşman-
lığa tahrik suçunun un-
surlannın oluşmadığına
karar verdi. Savcılık, ila-
nın "düşünce ve ifade sı-
nuiarı içindeolduğunu"
belirtti.
Kapatılan DEP'in es-
ki milletvekilleri Leyla
Zana, Orhan Doğan, Se-
lim Sadak, Hatip Dic-
le'nin yanı sıra DEHAP
Genel Başkanı T\ıncer
Bakırhan'ın da aralann-
da bulunduğu 203 kişi-
nin imzasını taşıyan ilan-
da, "Türkiye, Kıbrıslı
Türkler için ne istiyorsa
biz de aynı haklan talep
ediyoruz" ifadelerine yer
verilmişti.
Gece yarısı yapılan düzenlemeyle belediyeler üzerindeki hacizler kaldınldı, borçlan ertelendi
AKP'den 'torba' operasyonuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu'nda görüşü-
len "torba yasa tasansı" üzerinde
AKP'nin yaptığı "gece yarısı operas-
yonuyla", belediyelerin hacizleri kal-
dınlıp borç ödeme süresi uzatılırken
borçlannı takas yoluyla ödeme ola-
nağı getirildi.
Çok sayıda yasada değişiklik yap-
tığı için "torba yasa tasarısı" olarak
adlandırılan tasarınrn önceki akşam
TBMM Genel Kurulu'ndaki görüş-
melerinde AKP hükümeti, büyükşe-
hir ve diğer belediyelere "katmerli kı-
yak" niteliğinde düzenlemeye imza
attı. Geçen yıl çıkarılan belediyeler ve
büyükşehir belediyeleri yasalan ile 30
Haziran 2004'e kadar olan borçlan-
nı 31 Aralık 2004'e kadar ödemele-
• Genel kurulda kabul edilen bir düzenleme ile tersane işletmecilerinin, 49 yıllık
sözleşmelerinin sonunda tesisteki bütün makine, vinç ve o yerin bütün donanımını beraberinde
götürmesinin yolu açıldı. CHP'li Akif Hamzaçebi, "Bunun adı yap-işlet- götürdür" dedi.
ri ve mahsuplaşmaları kararlaştırılan
belediyelerin bu süre içinde borç öde-
mesini tamamlamaması üzerine, öde-
me süresini uzatan ve kolaylaştıran ye-
ni bir düzenleme getirildi. Buna gö-
re AKP'lilerin verdiği ve genel kurul-
da kabul edilen önergeyle büyükşe-
hir belediyeleri, belediyeler ve bağlı
şirketlerin kamu kurum ve kuruluş-
lanna olan borçlan konusunda "takas"
olanağı sağlanırken mahsuplaşma sü-
resi 6 ay uzatıldı. Böylece belediye-
ler, 31 Aralık 2004 taıihine kadar olan
borçları konusunda, ilgili kamu ku-
rumuyla mahsuplaşmaya gidebilece-
ği gibi, ödemesini para yerine mal ve
hizmet ödemesi şeklınde de yapabi-
lecek. Takas ve mahsup ışlemleri 30
Haziran 2005 tarihine kadar tamam-
lanacak. Ancak Bakanlar Kurulu bu
süreyi 6 aya kadar uzatmaya yetkili
olacak. Aynca borçlu belediyelerin
üzerindeki hacizler de kaldınlacak.
Tasan üzerinde yapılan bir başka de-
ğişiklikle belediye komisyonlan "inıar
yasalan" dışındaki karar ve uygula-
malarda devre dışı bırakıldı. Yapılan
değişiklikle "imar yasalan" dışında-
ki konularda belediye meclisi, gün-
demindeki konuyu ilgili komisyona
havale etmeksizin "toplanüya kaü-
lanların salt çoğunluğuyla" karara
bağlayabilecek. Komisyonlar devre
dışı bırakılarak belediye meclisinde
çoğunluğu bulunduran partinin üye-
lerine istedikleri karan "denetimsiz"
alabilme yolu açıldı.
Yapılan bir başka düzenlemeyle de
anayasa gereği mülkiyeti devlete ait
olan ancak 49 yıllığına kiraya verile-
bilen tersanelerin, işletmeci tarafından
tamamen "işlevsiz" hale getirilmesi-
nin yolu açıldı. Kabul edilen maddey-
le, tersane işletmecileri, 49 yıllık söz-
leşmenin bitmesinden sonra, tesiste-
ki bütün makine, vinç ve o yerin ter-
sane olmasını sağlayan bütün dona-
nımı beraberinde götürebilecek, Ha-
zine'ye sadece "betondolgu"nun bu-
lunduğu tersane arazisi teslim edile-
cek. CHP Trabzon Milletvekili Akif
Hamzaçebi, bu uygulamanın hem ana-
yasaya hem de "yap-işlet devret" an-
layışına aykın olduğunu belirterek
"Bunun adı 'yap-işlet götür' olur"
dedi. Hamzaçebi, Hazine'ye ait ta-
şınmazlann turizmcilere, tersane iş-
letmecilerine 49 yıllığına verilebildi-
ğini, ancak sürenin bitiminde bu ya-
tırımların Hazine'ye teslim etme zo-
runluluğu bulunduğuna dikkat çekti.
CHP: UTANÇ BELGESt
Sosyal ve
ekonomik
haklara çekince
AYŞE SAYEV
ANKARA - AKP hükümetinin 17 Aralık 2004'te
imzaladığı Avrupa Konseyi'nin sosyal alandaki
temel belgesi niteliğini taşıyan "Avrupa Sosyal
ŞartTnın "çalışanların örgütlenme ve toplusözleşme,
sosyal refah" ile "istihdam ve nıcslck konulannda
cinsiyctc dayalı aynın yapılınaması"nı da ıçeren en
temel hükümlerine çekince koyduğu ortaya çıktı.
TBMM Dışişleri Komisyonu'nda görüşülen Avrupa
Sosyal Şartı'nın Uygun Bulunduğu'na tlişkin Yasa
Tasansı, CHP'lilerin "en temel sosyal ve ekonomik
haklara çekince konulamayacağı" yönündeki tepkisi
ve bazı AKP'lilerin de destek vermesi üzerine ait
komisyona havale edildi. Türkiye'nin, Avrupa
Konseyi'nin "ekonomik ve sosyal haklar" alanında
temel belgesi niteliğindeki "Avrupa Sosyal Şarü"nın
en can alıcı ve bir devletin yurttaşlanna sağîaması
gereken "asgari haklar"ı içeren hükümlerine
çekince koyduğu ortaya çıktı. TBMM Dışişleri
Komisyonu'nun dünkü toplantısında ele alınan
"AvrupaSosyalîşaılı'nınOnaylanmasımn Uygun
Bulunduğuna üair Yasa Tasansı"nın
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ görüşmelerinde CHP'li
üyeler sözleşmenin en
temel hükümlerine çekince
konulmasına tepki gösterdi.
CHPTı üyelerden Şükrü
Elekdağ, Avrupa Sosyal
Şartı'nın "çağdaş devletin
yol haritası" olduğunu
belirterek Türkiye'nin
evrensel insan hakkı
niteliğindeki düzenlemeleri
yapmaktan kaçınmasının
kabul edilemez olduğunu
belirtti. Sözleşmenin bu
biçimiyle TBMM'den
geçirilmesi durumunda
Türkiye'nin bir'
• Türkiye'nin,
Avrupa Sosyal
Şartı'nın
"çağdaş bir
devletin
yurttaşma
sağîaması
gereken temel
haklar'Ma ilgili
bölümlerine
çekince koyduğu
ortaya çıktı.
NEVRUZ SANATÇISITATLISES
TalabaniveBarzani
şenliğe davetedildi
Çukurova Üniversitesi öğrencileri Nevruz ateşini erken yaktı. (Fotoğraf: AA)
Bush, Nevruz'u kutladı
WASHINGTON (AA) - ABD Başkanı George W.
Bush, yayımladığı yazılı bir bildiriyle Nevruz'u
kutladı. "Nevruz'unyeniyılıngeHşineveyaşamınkut-
lanmasınaişaretettiğinr belirten Bush, "Nevruz'la
birUkte insanlann aileleri ve arkadaşlanyla daha
çok zaman geçirme ve doğanın güzelliğinden fayda-
lanma olanağı bulabildiklerini" kaydetti.
DİYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu)- Diyarba-
kır'da bu yılki Nevruz kut-
lamalarına IKYB lideri
Celal Talabani ile IKDP
lideri Mesud Barzani de
davet edildi. Bu yılki et-
kinliklere sanatçı İbrahim
Tathses ile Suriyeli Kürt
rock sanatçısı Civvan Ha-
co'nun da katılacağı açık-
landı.
DEHAP II Başkanı Me-
sut Bektaş, 21 Mart'taki
Nevruz kutlamalanyla il-
gili olarak dün Demir
Otel'de bir basın toplantı-
sı düzenledi. Büyükşehir
Belediye Başkanvekili \fa-
suf Akgün ve sivil toplum
örgütleri temsilcilerinin
de katıldığı toplantıda
Bektaş, kutlamalar için
valiliğe başvurduklarını
ve bugüne kadar olumsuz
bir yanıt almadıklannı söy-
ledi. Kutlama için aralann-
da Cumhurbaşkanı Ah-
metNecdet Sezer, Başba-
kan Recep Tayyip Erdo-
ğan, TBMM Başkanı Bü-
lent Arınç, Kuzey Irak
Kürt gruplan liderleri Ce-
lal Talabani ve MesudBar-
zani ile 52 ülkenin büyü-
kelçilerinin de bulundu-
ğu yaklaşık bin kişiye da-
vetiye gönderdiklerini an-
latan Bektaş, "Birçoğun-
dan olumlu cevap almaya
başladık. Nevruz Bayra-
nıı bizim için ne kadar
önem taşıyorsa Barzanive
Talabani için de o kadar
önemlidir" dedi.
Nevruz programı için 9
komisyon oluşturduklan-
nı belirten Bektaş, "Bu
komisyona bağlı 300 ait
çahşma grubu faaliyetyü-
rütecek. Çalışmalar için 4
bin kişiseferberolmuştur.
Fuar Alanı'ndaki kutla-
manın bir şenlik havasın-
da geçmesini istiyoruz.
Nevruz, zulme karşı dire-
niş, esarete karşı özgürlük
mücadelesidir. Kutlama-
lardaİbrahim I atlıses, Su-
riyeli Kürt sanatçı Ciwan
Haco ve yerel şarkıcılann
yanısırasürprizbazısanat-
çdar da sahneye çıkacak"
diye konuştu.
Üst kurullarla ilgili yasa tasarısı AKP'li vekillerle bakanı karşı karşıya getirdi
Hükümette tasarı çatlağı
•'utanç
belgesini" onaylamış olacağını belirten Elekdağ,
tasannın geri çekilmesini istedi. Tartışmalann
ardından sözleşme, tasannın yeniden gözden
geçirilmesi için "ait komisyona" gönderildi. AKP
hükümetinin 17 Aralık 2004 tarihinde imzaladığı
Avrupa Sosyal Şartı'nın yerine getirmekten
"çekindiği'' koşullanndan bazılan şöyle:
• Verimlilik artışı ve ilgili diğer etkenler izin
verdiği ölçüde haftalık çahşma süresinin aşamalı
olarak azaltılması.
• Calışanlann kendilerine ve ailelerine iyi bir
yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip
olmalarının sağlanması.
V* Çalışanlann ve işverenlerin ekonomik ve sosyal
çıkarlannı korumak için yerel, ulusal ve uluslararası
örgütler kurma ve bu örgütlere üye olma
özgürlüğünün sağlanması.
• Toplu pazarlık hakkının etkili bir biçimde
kullanılmasınnı sağlanması.
• Çahşma koşullannın ve çahşma ortamının
düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkı,
yaşlılara sosyal korunma hakkı tanınması.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda, Düzenleyici ve De-
netleyici Kurumlar Yasa Tasarı-
sı'nın görüşmeleri sırasında
AKP'li bazı milletvekilleri tasa-
nya sert eleştiriler yöneltti. AKP'li
Ali Osman Saü'nin "RTÜKkap-
samdan çıkanlmahdır. Başkanve
üyelerin maaşlanna sınır konul-
mamalıdır" sözleri üzerine Baş-
bakan Yardımcısı MehmetAB Şa-
hin, "Bir iktidar milletvekilinin
hükümelin gerekçelerine güven-
mesigerekir. Eğergerekçeokunur-
sa maaşlar yüzünden getirilme-
diği iyi anlaşıhr" diyerek çıkıştı.
TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda, dün Düzenleyici ve
Denetleyici Kurumlar Yasa Ta-
sansı görüşüldü. CHP'li Akif
Hamzaçebi, tasannın hukuki ola-
rak acınacak durumda olduğunu
bel irterek kurul başkan ve üyele-
• RTÜK'ün kapsam dışına çıkarılmasını ve kurul
başkanlarmın maaşının sınırlandınlmamasını isteyen
AKP'li milletvekillerine Başbakan Yardımcısı Şahin,
"Hükümetin gerekçelerine güvenin" diye çıkıştı.
rinin ücret kıskançlığı anlayışıy-
la maaşlannın sınırlandınlması-
nı eleştirdi. AKP'li Sali, tasannın
ömrünün kısa olacağını ve kısa sü-
re içinde bazı istisna düzenleme-
lerinin TBMM'ye getirileceğini
söyledi. "Kurul başkan ve üyele-
rinin maaşlan gündeme gelme-
seydi bu tasan da gelmezdT diyen
Sali, Kamu thale Kurulu'nun ta-
san kapsamından çıkanlarak ka-
patılması gerektiğini söyledi.
RTÜK ve SPK'nrn iyi çalışan ku-
rumlar olduğunu anlatan Sali,
RTÜK'ün üyelerinin Bakanlar
Kurulu tarafindan belirlenmesin-
de herhangi bir sakınca görmedi-
ğini, bazı görevlerdeki insanla-
nn başbakandan bile fazla maaş
alabileceklerini söyledi. Sali,
"Bunlar piyasayı düzenleyen ku-
rumlar ve bütçeden bir şey akta-
nlmıyor. Eğer maü durumlannı
dengeleyebUiyorlarsa bırakııı is-
tedikleri maaşı alsınlar" dedi.
CHP'merden sert eleştiri
CHP'li KemalKıhçdaroğlu, hü-
kümetin, üst kunıllann uyanlann-
dan rahatsız olduğunu ve bunun
için tasanyı getirdiğini belirterek
ücretlerle ilgili yapılan düzenle-
menin "Yoksulhıkta buluşahm"
mantığıyla hazırlandığını söyle-
di. Hamzaçebi, hükümetin
u
Buüst
kurullarda fazla oldu,şunlan zap-
turapt allına alayun" anlayışıyla
hareket ettiğini belirtirken Os-
man Kaptan da hükümetin, üst ku-
rullan kendisine bağımlı hale ge-
tinneye çalıştığını bildirdi.
Haklannda ceza davası açılan
kurul başkan ve üyelerinin Ba-
kanlar Kurulu tarafindan görevden
uzaklaştınlmasına ilişkin düzen-
leme, tartışmalara neden oldu.
AKP'li HasanFehmiKınay, bu ko-
nuda yargıya yetki verilmesinin
doğru olacağını söyledi. Kılıçda-
roğlu'nun ceza davası olan bir-
çok bürokrat için düzenleme ya-
pılıp yapılmayacağını sorması
üzerine Şahin "İhtiyaç duyarsak
yapanz" dedi. Şahin, "Öküzün
altında buzağı anyorsunuz" diye
CHP'lilere tepki gösterince Ham-
zaçebi, "Öküzün altına buzağıyı
koyan sizsiniz" diye karşılık ver-
di. CHP'lilerin kurul başkan ve
üyelerinin Danıştay tarafindan gö-
revden uzaklaştınlmasına ilişkin
önergesi kabul edilmedi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Armağan Anar'la ilgili bu köşede
yılbaşından bir gün sonra onu anla-
tan bir yazı kaleme almıştım. Onun
devrimci kişiliğini sizinle paylaşmak is-
temiştim. Armağan Anar'ı iki gün ön-
ce Istanbul'da yitirdik. O zamanki ya-
zımdan bazı bölümleri sizlerle pay-
laşmak istiyorum: Armağan Anar, es-
ki bir gazeteci. Son olarak Anadolu
Ajansı'nın dış haberlerinden emekli
olmuştu. Onunla 1978/1980 döne-
minde Aydınlık gazetesinde birlikte
çalışmıştık. Armağan Abla'yla, 12 Mart
askeri darbesi döneminde de aynı da-
vadan birlikte yargılanmış ve hapis
yatmıştık.
Armağan Abla, Aydınlık'ta çalışma-
ya başladığında kaç yaşındaydı? 1923
doğumlu olduğuna göre 55 yaşınday-
dı. O yaşında araştırmacı gazetecilik
yapan militan bir muhabir olarak he-
pimizi etkilerdi. Mücadeleci tutumu-
na ve yaratıcı yorumlanna hayranlık du-
yardım. 12 Mart askeri darbesi döne-
minde aynı zamanda Cemal Madanoğ-
Armağan Abla'yı Uğurluyoruz
lu davasında da yargılanmıştı. Arma-
ğan Abla'nın başı 12 Eylül 1980 dö-
neminde de dertten kurtulmadı. Kızı
Leyla Güz ve damadı Doğan Yurda-
kul, Aydınlık yayınları nedeniyle mah-
kûm oldular ve yurtdışına kaçmak zo-
runda kaldılar. Tek kızının yurtdışına git-
mesi onun buralarda yalnız kalması-
na neden oldu. Kısıtlı olanaklarıylafır-
sat buldukça onları ziyarete giderdi.
Torunu Reyhan da bu arada onun ya-
nına yazları tatile geliyordu.
Armağan Anar, Arnavutköy Kız Ko-
leji'ni ve Istanbul Üniversitesi Edebi-
yat Fakültesi'ni bitirmişti. O yıllardaki
hocası Halide Edib Adıvar ona asis-
taniık önermişti. Rahşan ve Bülent
Ecevit, okul arkadaşlarıydılar. Sertel-
lerailedostlarıydı. Babası 1930'luyıl-
ların ünlü bir avukatıydı. Armağan
Anar, Ingilizceyi çok iyi bilen, iyi oku-
yan, yetişkin ve cesur entelektüel ka-
dınlarımızdandı.
Üç yıl önce felç geçirinceye kadar
durmaksızın çalıştı. İyi bir gazeteciy-
di. Entelektüel birikiminden gelen gü-
zel bir Türkçesi vardı. Sayısız kitap
çevirmişti. Ankara'da iki yıl felçli şe-
kilde yaşadıktan sonra, onun Istanbul'a
bir huzurevine gelmesinin daha yarar-
lı olacağını düşündük. Çünkü ona ba-
kan kadınlar bir şekilde zarar verip
kaçıyorlardı. Kimisi parasını alıyor, ki-
misi eşyalarını çalıyordu.
Yılbaşında kızı Leyla Paris'ten gel-
mişti. Yeğeni Gülseli de onu bir haf-
talığına huzurevinden çıkarmıştı. Yıl-
başını Gülseli ve Mahmut'un evinde
Armağan Abla, kızı Leyla ve Ipek'le bir-
likte karşıladık. Gecenin sürprizi Arma-
ğan Abla'nın kaldığı huzurevini anla-
tan öyküleriydi. Huzurevinde kalan in-
sanları öylesine güzel anlatmıştı ki...
Tek eli kalem tutabiliyordu ve tek eliy-
le gazeteciliği ve yazma aşkını sürdür-
müştü. Onun bazı satırlarını sizlerle
de paylaşmak istiyorum.
"Felç olduğumdan beri yaşantıma
bir bakıcı girdi. Bu işi yaptığı söyle-
nen kaç Moldovyalı kadın ve genç
kız çalıştı yanımda. Üç yıl önce ilk ge-
len orta yaşlı kadınlar mükemmeldi.
Sonradan gelenler ise iflahımı kesti.
Şefkatsiz, paragöz çıktı. Paramı ve
giyim eşyalarımı, saç fırçama kadar
yürütüp beni soydular. Yeğenim ve kı-
zım bu kadınlar elinde iyi bakılmaya-
cağımı ileri sürerek beni bir huzure-
vine yatınp bakımımı profesyonel el-
lere bırakmayı düşündüler.
...Benim tek kişilik odamın karşı du-
varı baştan aşağı pencere. Manzara
şahane. Duvar kâğıdı uçuk sarı üze-
rine minik papatya desenli. Ahşap
dolap ve yatakla güzel bir ahenk ya-
pıyor. Burada kalanlar kadınlı erkekli
beraberoturupyiyohar. Ben henüz on-
lara katılmadım. ...Evde o ilgisiz ka-
dınlarla daha zordu hayatım. Anka-
ra 'daki arkadaşlarımı özlüyorum. Ama
şimdi de Istanbul'daki arkadaşlarımı
buldum. Hepsi de sıra sıra geliyorlar.
...Benpsikolog değilimama, S. Ha-
nım'ın tuvalet kâğıdı takıntısı biriya-
nına gelsin de konuşsundan kaynak-
lanıyor. M. Hanım'ın cinleriisekadın-
cağızın aşk ve seks isteğinin bitme-
diğini gösteriyor. H'nin askere gitme
saplantısı da sağlam ve güçlü olma
isteği. Ben ise rüyamda Ercüment'/
görüyorum. Onu gerçekten çok öz-
ledim. Acaba öbür dünya var mı, ve
ben ölünce, ona kavuşmam müm-
kün mü?"
•*•
Armağan Abla'nın cenazesi bugün
Erenköy Galip Paşa Camisi'nden öğ-
le namazının ardından Karacaahmet
Mezarlığı'nda toprağa verilecek. O
önemli bir kadındı. Onu hep saygı ve
sevgiyle anacağız.