22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMB DKI Aziz -Nesin, vakıfçocuklarına görkemli bir ortamdayaşama olanağı sunmuş ÇocukCennetineadımadımYaşamını halkına borç ödemekle ge- ;iren AzizNesin'in çocukluğuna, dünü- ne, karşılaştıgı güçlüklere düşürmeye çahştık sahne ışıklanmızı; özeilikJe de Nesin Vakfi'na... Armut ağacının göl- gesinde Aziz rvfesin'i ve kurduğu vak- fi konuşurken vakit bır haylı ilerlemış. Vakıflı gençlerden, Yıldız Teknik Ünı- versitesi Iktisat Bölümü öğrencisi Ser- darKandU'lesozleştiğimizgibi, Çocuk Cenneti'nı adım adım dolaşacağız. E-5 karayolunda, İstanbul-Sarayyo- Ju iizerinde Ne-sin Vakfi. Biiyük İcapı- run üzerindeki panelde 'ÇocukCenne- tf yazısı uzaktan görülebilecek büyük- lükte. 'Nesin Vakfi' yazan yandaki kü- çük binanjn yanındayız. "Üzerinde Nesin Vakfi' yazan bina, vakfin tamamlajuıuş ük binasLAzizDe- de'nin çocuklaria yaşadığı ilkyerbura- SL Tam karşunızdaki kırmızı tuğladan yapdnuş bina, ikincisi. Sonra da yeni bina vapılmış. Ben 1994'tegeldiğimde yeni bina inşaar haündeydi. Aziz Dede ne yazık ki o binaya çocuklann yerieş- tiğini göremedi— Beş büyük yapı, bir seramik atölyesi, ifd otobüsgarajımız var. Eriklerden kış- hkmarmeladunızyapılıyor. elmalan da soğuk hava deposunda tutupkışmyiro- ruz. Aynca bostanımız da var. Doma- tes, biber, patlıcan, tazefasuryegjbi seb- zekri dekendiınizyetiştiriyoruz. Üerde- kiçjfüiğimizde ahır vehayvanlannuzvar. Mısır, domates. salatalık ve kavun yetiş- tiriyoruz." •avdınların yicdanı Nesin' Bahçedeki Don Kışot heykelinı, Ça- yan'ın yaptığı mozaik masayı, horoz ötüşlerini, tavuk gıdaklamalannı. kuş cıvıltılannı ve keyifle oynayan çocuk- lann seslennı arkada bırakarak "ayduı- lann vicdanı Aziz Nesin"in, emeğiyle, aluı teriyle oluşturdugu binaya giriyo- ruz. "Cirişteki ilk yapılan binadan sonra ikincisi olan biiyük binadavrc. Girişka- tı Nesin Vakfi MiLzesi, müzedeki hemen ber şey Aziz Dede tarafindan yeriesti- rildi Müzede .Aziz Dede'nin kitaplan- nm birernüshasından, kendi özel kolek- siyonlan. ulusal ve uiuslararası aJdjğı ödüilerie kendisi hakkında yaalmış ki- taplara varıncaya kadar pek çok şey var.Örneğinşurada 1990'dân önce Tob- toyVakfi'nın Aziz Nesin'everdiği barış madahasınıgörüyorsunuz.Hemenonun amnda Srvas katiîamında .Aziz Nesin'in giydiği tişört ve daha sonra hastanede kendisine giydirilen yelek ve önlük var. Bu fotoğrafta da Alman yazar Gün- ter vVallraff aracılığıyla Salman Riişdi ile yapnğı göröşme belgelenmiş... Aziz Dede. Salman Rüşdi'yi biryazar olarak çok beğendiğinıdcn değü, ülkemdeböy- ie bir>asağın olnıaunasıiçin uğraş veri- yorum, derdi." Nesnelerin dili olsa da konuşsa... Mekân, nesne ve koleksiyoncu yanı- nnz... Ölümlülüğümüze inat, nesne ta- nıkJıklan. Burada gördüğüm tespihle- rin. kalemlerin. gaz: lambalannın, kısa- cası nesnelenn dili olsa da söylese; han- gi anı, zamanı, ruhsal durumu temsil et- tiklenni bir bir anlatsalar.. Aziz Bey, paradan pula, içkiden semavere, sema- verden tespihe hiçbir şeyi atmamış... Daha pek çok şeyi geride bırakarak kütüphaneye geçiyoruz. Kayda geçi- rilmış kitap sayısı 31 binin üzerindey- miş. Kitaplann düzenlenmesi işi hâlâ sürüyor. flerdeki yıllarda halka açılma- sı düşünülüyormuş. "Bütün khaplıkJar, hepsi vakfimız- da 1993'ten beri gönüllü olarak çalışan Theo Hasselo tarafindan yapıldı; ar- kadaşlanmızdan Çayan, Hüseyin ve Deniz de Theo'ya yardını ettiler. Ait katta kitaplar. üst katta Aziz Dede'nin 1940'h yıllardan beri düzenli olarakal- dığıgazetevedergilerin arşivivar: Cum- hurrvet,MilJi>'et,Demokratlzmir, Mar- ko Paşa_^Aziz Nesin ve Çağ- daşlan>lüzesi_. İsminden de anlaşılacağı gibi burada Aziz Nesin'in edebiyat, sanat dün- yasından ve yakın çevTesin- den kişiJerieilgili belgeler,ncs- neler yer alıyor. Sağ taraftan başlarsak 1946-4TIİ villarda Sabahattin Ah ile birlikte çı- kardıklan Marko Paşa, Ma- iûm Paşa gibi dergiler. Aziz Dede'nin yaşamının dcğişik dönemlerinden, birlikte çal>- şıpyargılandjğı arkadaflam- la çekilnıiş fotoğraflan™ Üçüncü katta da erüt oda- sı, bügisavar odası ve teras var. Bu fo- toğrafta da Aziz Dede ve vakıf çocuk- laru.Atatürk Köşesi, dinlenmesalonu- muz burası. Yeni bina 1996*da tanıanı- landj. Yukarıdaki dört katta da çocuk- lann odalan var. Küçiik çocuklarunız hariçher çocuğun kendisineaitbir oda- sı var. Duvarda Racın'inyapüğı AzizNesin portresini görüyorsunuz. Sol taraftaki duvardaAvTU .Ajbaş vçNuri tyem'intab- loları» Bu salonda klasik müzik dinle- Doğumunun 90. yHında AZİZ NESİN Münevver Oğan Klaus Uebe-Harkort nir; çünkii Aziz Dede genel yerlerde klasik miiağin,özelodalarda iseçocuk- lann kendi seçtikleri müziğin dinlcnil- nıesiniistiyordu. Burada birde satranç köşemiz\ar. CumhuriyetRadikalw Bir- gün sürekli alıııan gazeteler... Aziz De- de zamanında daha çok gazete alıyor- duk. Tlyatrosalonuntuzun baikon kısmın- daviz.Arkada dört önde beş kulis oda- sı var. Gördüğünüz gazeteleri tarih sı- rasma göre düzenleyip ciltlemeye hazır durumagetiriyoruz. Burada birmeka- nik piyanomuz var. \akıfta şu anda üç tane mekanik. üç fanedeeiektronikpiyanovar. Tayfun ve Hasan piyano çab- yor. Tiyatro salonumuz yak- İaşık 300 kişilik. Portatifsan- dahelerseçrik; çünküçocuk- lanınız. kışmhavalarsoğuko<- duğu zaman burayı spor sa- ionu olarak kullanıvor. Yemeksalonundavız.Salo- nun duvariannda bizinı ço- cuklann yaptıklan resimleri göriiyorsunuz. Burada birso- rumJulukpanosu var. Genel- Ukle yazın, düzenli olarak ki- min nerede çalışacağı burada yazılır. Birkaç \ıldan beri Almanya'dan ge- len arkadaşlannuz var; Klaus, sağ ol- sun bizeher konudayardımcıoluyor. İlk gelen Moritz'ti. Sonra Kris ve Philıp geldi Onlar Türkçe bilmiyor; ama ki- sa süredeöğrenivoriar. HoOandabbir çift de bizimle beraber; Theo veAnrv „ Ay- nca lasa sürelerledeolsayerli veyaban- cı konuklanmız geliyor. Hem gönüllü- lerin hem dekonuJdann gelmesi, bizler için çokiyi oluyor. Farklı kiiltürden bir arkadaşla çalışmak keyifvericL Karşı- uklı çok şey öğrenebilivonız. Bence va- kıf onlan hayata hazjrfayor; onlar da bizedil, kültürelzenginlik. buradakiiş- Jeri birlikte paylaştna zevki veriyor." Kristal avizeli, mermer masalı sa- lonlan, ayna kapılı odalan geçıp bah- çeye çıkıyoruz. Aziz Nesin. vakıf ço- cuklarına görkemli bir ortamda yaşa- ma olanağı sunmuş. "Haflanaolanbor- cunu böyleyerinegetiren bir başka ay- dm daha var mı?" dıye sorrrlak geçi- yor akiımızdan. Bır yandan da Aziz Bey'ın sözlen kulağımızda: "Efendim. ben yoksul bir ailenin bir çocuğu idim. Hep parasız yatıh okullarda okudum. Bana bu olanağı, bu şansı tanıdı Türk halla Ben okuma olanağmı elde cfme- miş olsaydım, bugün Türkiye'de böyle birAzizNesin obnazdı.Köndi benioku- tanJar? Kendileri okuvamayan.çocuk- lannı okutamayan yoksul insanlardı. Onlann ödediği vergUerleyedim, içrim, giydim ve okudum... Bu bir borçtur. Bunu ödemem gerekiyor. Namuslu bir insan borcunu öder.Bu borç ödenemez' bir borçtur. Ama ödemeyeçalışmakge- Nesfn, çocuklann eğitimiyle ilgili şunları söylüyordu • Çocuklar, üretmen olarak yetişmeli. eleştırel yaklaşımlı olmahdır. • Çocuklar cezalandınlamaz, maddi ödüller verilemez. • Nesin Vakfi 'nda yasak yoktur. • Çocuklann şımarma hakkı olmahdır. • Nesin Vakfi çocuklan, topJumsal borçlannın ne olduğunu öğren- meli, özsevgi ve özdeğer bilinciyle yetişmelidir. • Nesin Vakfi çocuklan. aşagılık duygulannı tanımah, ondan itici güç olarak yararlanmahdır. • Nesin Vakfi çocuklan değişme ve değiştirme yeteneği kazanmalı- dır. • Nesin Vakfi çocukJan korkudan ya da "korkudan korku" denilen sinirsel korkudan kurtulmalıdır. AM Hançer (Öğrenci) Ben ıkı yıl îstanbul'da, iki yıl da Izmir'de olmak üzere ilkokulun dört yılını Erzurum dışında oku- dum, çünkü bizün köyde okul yoktu Na yazık ki hâlâ yok.. Beşınci sınıfta her gün aşağı >nikan 10 km. yürüyerek komşu köydeki okulagidiyordum. Ögrermenim Talat Çelik beni okutmak istiyordu, bunun için çeşitli alternatifler aradı. Arkadaşlanndan Aziz Nesin'in adresını ıste- yınce arkadaşlan, "Boşuna uğraşma, Nesin \akfi çocuk aiımında çok seçici davTanıyor" demişler. Talat Bey. "Olsun, ben yinede şansımı denemek istiyorum 1 " demış ve Nesin Vakfı'na mektup yaz- mış. Neticede Nesin Vakfı'na kabul edildiğıme daırmektup geldi ve 1991 yılımayısayında vak- fa geldim. Emine Özaçar (Öğrenci) Bir gün bir toplantıya girdik; toplantı yaptığımız odada henüz olgunlaşmamış bır salkim üzüm asıhydı. Aziz Amca "Birşeydik- katiniaçekiyor mu?" dıye sordu. Çocuklardan biri olgunlaşmamış bir salkımı koparmıştı, burada olgunlaşan meyve hep birlikte yenır, olgunlaşmayanlar da kopa- nlmazdı Sonra bizlere dönerek "O saJkım orada duracak, çün- kii durması gereken yerde durmadı'" dedi Tabıi haklıydı... Böyle küçük şeylerle toplantı- nın gündemine başlardı. O küçük şeylerden başka konulara geçerdi. Hüscyin Özkan (Vakıf işçisi) Aziz Nesin, Müslümanlığı luç kötülemezdi. Va- kıf inşaatında çahşırken pazar günleri dinleniyor- duk. Kendisi "Hüseyin 1'sta.cumagünüizinliolun. hem cumamzı kılarsınız, hem de dinknirsiniz" der- dı. Bunu önyargılı insanlara anlatamazsınız; onlar yıne "Aziz Nesin şöyleydi, böyteydi" demeyi sür- dürür. Oysa gerçekleri onun yanında yaşayanlar- dan sorup öğrenmek lazım. Onun bütün servetı çocuklar için... Nereye ka- dar okuyabilirlerse vakıf, oraya dek çocuğu, gen- ci yalnız bırakmıyor. Buna rağmen pek çok densiz insan, "Onun ken- di istifadesi olmasa bunJan yapmazdı!" diyerek Aziz Bey"e dıl uzatıyor. Yanlış ve ayıplanacak şey- ler bunlar. 'Ellerin dert gözlerin yaş görmesin' Vaşamını halkına borç ödemekle ge- çiren yazar Aziz Nesin'in oğlu AB Ne- sin ile babasırun ölümünden sonra dev- raldığı Nesin Vakfi'ru ve bir türlü bit- meyen borçlan nasıl ödeyeceğini ko- nuşîuk. - Aziz Nesin'in halkına olan borcu, ona Nesin \akfi'nı kurdurdu. Babanı- zm ölümünden sonra bu borç, size dev- redihniş görünüvor... Bu birmcz rüken- mezborç nasıl ödenecek? - Kolay bir iş devralmadım tabii ki... Babam mı bana bıraktı, ben mi devral- dım bilmiyorum; ama bu benim tarih- sel sorumluluğum, tarihsel görevim. Nesin Vakfi ru yaşatmahyım. Eğer Ne- sin\akfi"ru yaşatamazsam "Babasıkur- du,oğtu batirdı" derler. Babamın batır- ması o kadar önemli olmazdı; çünkü kendisi kurdu. Ben yapamazsam olmaz. Mutlaka bir şeyler yapıp vakfi yaşat- mahyım, bu benim tarihsel sorumlulu- ğum. -Biröncekigeüşinıizdegeflçarkadaş- lar vakfi gezdirdi. Aziz Nesin fjköğre- tim Okulu'nun maketinigösterdiler. Bu, vakıftan sonra en görkemli projelerden biri. Buprojey leilgili birgelişmevarmı? - İşte; başansızhğa uğramamak için bu projeyi bıraktık. Hesapiadım kitap- ladun eldekı olanaklarla buprojeyi ger- çekleştireme\ız. bunu anladım. Kurduk diyelim. daha sonra bu okulun kendi kendini dondürebılmesi olanaksız. - Bildiğim kadanyla Aziz Btr'in. bir matematikenstirüsü kurmadüşii vardı. Bu da erteJcdiğinizprojelerden biri mi? - Bu da hâlâ aklımda, okul da aklım- databukı. .Zamanlagerçekleştireceğiz, belJeğimin bırköşesinde canlı bır şekil- de duruyor. College de France gibi bır şey düşünüyorum. Akademık eğıtım ve diplomavermeyen, özgün, hocalan da- vet eden, ders verdirten, isteyentn girip çıkabileceği bir enstırü... - .Aziz Bey'in Idtaplannın saüşmdan elde edilen geür vakfin giderlerine yeti- yor mu? - \akfin gideri a\da 30 milyar; >ani her gün 1 milyar Babamın kıtaplann- dan gelen gelir ıse aylık 4-5 milyar Ya- ni gıderlerimizin altıda bin Baba- mın ölümünden sonra vakfa geldı- ğim zaman "Ne yapayım. ne ede- yim" dıye uzun uzun düşündüm. Ben yaşarken ne olacak. benden sonra neolacaktı? AJi Nesin Bu gıderlen kar- şJamak, kitapla. sanatla olacak bir şey değildi. Gaynmenkul almaya başladım. Yirminin üzerinde gayrimenkulümüz var. Onlann getirdiği gehrde beş altı mil- yar. Yani babamın ellı yıllık yazarlıkla kazandığıpara\ı ben onyılda gajTİmen- kulle elde ettim. - \akfa karkı konusunda shil toplum örgürlerinden ve kamuoyundan neler bekfiyorsunuz? - Biz de bir sivıl toplum örgütüyüz. Öteki sivil toplum örgütlennden katkı beklemiyorum. Bunu önerenleroldu; ama her zaman reddernm. Kamuoyundan bekliyorum ta- bıı kı... Para beklijorum. Bu ışlerparay- la oluyor. Biz 41 çocuğa bakıyoruz. Üstelikiyi eğitim görmerruş. i>i beslenmemış ço- ruklarabakıyoruz. Yanı; en şanssız ço- cuklara, en fazla şans tanımak gereki- yor Bu da tabii ki parasız olmaz. - \akıfta kaç çocuk var? Nasıl ahm- jor ve nasü bir süreçten geçİTOrlar? - Çeşitli yaş gruplanndan. beş yaşın- dan \irmi beş yaşına kadar 41 çocuğu- muz var. Bunlardaha çokilkokul çağın- da: yakınlan, öğretmenleri ya da muh- tarlan aracılığıyla vakfa getirilivor. - Babanınn da saptadığı gibi ülkemiz- de iki tür vakrfvar. Ancak bu iki für va- ktfda V'akıflarGenel ^lüdürfüğü 'ne ka- ühm payını aynı derecede ödüjor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? - Biz, devletin işini \apıyoruz. dev- letın yapması gereken ama yapamadı- ğı bır işi yapıyoruz. Devletin bize yar- dun etmesi gerekirken biz devlete para ödüyoruz. Olacak şey değil. saçmasa- pan bir şey. B T T I AVRUPA'DAN GURAY OZ CIA'nın 'ffiban' Avrupa ülkelerinde, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA'nın olmayan itibarı yerlerde sürünüyor. Yalnız CIA'nın değil, onun kurduğu hapishanelere ve gök- yüzünü işkencehaneye çevirmiş uçaklanna dolaş- ma, inme, kalkma izni vermiş Avrupalı hükümetferin saygınlıkları da epeyce sarsıldı. CIA nedir? Dünyanın ensesinde boza pişiren ABD'nin, faaliyetleri gizli istihbarat örgütüdür. MİT gibi, MOSSAD gibi bir örgüt. Görevı ABD'nin çıkar- lannı korumak. ABD'nin çıkarlan ise biliyorsunuz; kü- resel! CIA'nın sondan bir önceki marifeti, ABD'nin değer- li başkanının açıklamalarına güvenerek söyleyelim, Irak'ta kimyasal, nükleer silahlar bulunduğuna dair yalanlar üreterek, pek değerli ve ber türlü günahtan annmış başkanı yanıltmak! Birkere yanılınca artık du- ramıyorsunuz, işi sonuna kadar götürmek gerekiyor! Yalan dolanla on binlerce sivil ve askerin ölümüne ka- rar veren başkan ve onu yanıltan CIA'nın olmayan iti- ban yükseklerde uçmaya devam edebilir mi? Hayır, yükseklerden uçan ve uygun yerlere tutuk- lu transferi için inen CIA'nın uçaklarıdır. • • • İşte bu, elemanlan adam öldürme "yetkisine" sa- hip CIA'nın görevden alınan eskisinin yerinegetirilmiş yeni başkanı, geçen günlerde Türkiye'ye geldi. istihbarat örgütlerı casusluk işleriyle uğraşırfar. ör- neğin bir CIA elemanını Türkiye'de işbaşında yaka- larsanız, yapılacak ış, onu tutuklamak ve suç sabit- se mahkûm etmektir. Geçmişte örnekleri vardır. Ya- bancı istihbarat örgütleri sizin ülkenizin çıkarlannı ko- rumak için kurulmazlar. Birtarihlerde Ihsan Sabri Çağ- layangil e sormuşlardı ve yanıt pek vecizdı: "CIA al- tımı oymuş, ben ne yapabilirim ki" Şimdı alttan oy- mayla yetinmiyorlar. üstten de geliyorfar. • • • CIA'nın yerlerde sürünen itibannı kurtarmak Türki- ye'nin siyasilerine düşmüş görunüyor. Avrupa ülke- lerinde CIA denilince akla işkence, yasalara aykın hapishaneler ve yalanla savaş başlatılmasına hizmet • etmiş bir örgüt geliyor. Türkiye'de ise CIA "muteber" birörgüttür Başkanı, Başbakan tarafindan kabul edi- liyor. Milliyet gazetesinden Derya Sazak eski Milli İstih- barat Teşkilatı Müsteşarı Sönmez Köksal'a sordu: "CIA gibi gizli servıs başkanının öyle elini kolunu sallaya sallaya Emniyet'e Başbakanhk'agitmesiusul- den midir?" Eski MİT Musteşan'nın cevabi ilginç, açık- layıcı ve bu nedenle güzeldir: "Ben de merak ediyorum niye basına sızdınldı." Şimdi altmıçizelim: "CIA Başkanı'nayüksekprofilve- hlmesini ABD istemiş olabilir." • • • "Yalanla dolanla birülkenin üzerine bombalaryağ- dırdık, istihbarat doğru değilmiş, ama ne yapalım, yine de Saddam'm devrilmesi iyi oldu, bu arada da 30 bin kadar sivil öldû, olur böyle şeyler" diyen bir devlet başkanının saygınlığından söz edilebilirmi? Pe- ki, ya uçakları gökyüzünde dolaşan, "terör" zanlıla- rını ordan oraya uçuran, işkence yapan ve işkence yaptığı, yine o "büyük" devletin yetkilileri tarafindan itirafedilen istihbarat örgütünün itibanna ne dersiniz? Avrupa'da hükümetleri sarsan skandallann sahibine itibar kazandırmak, Türkiye'ye mi düştü. CIA Başkanı'nın Başbakanlık'ta ne işi var? Sönmez Köksal "Bilmiyorum niye basına sızdınl- dı" diyor. Siz biliyor musunuz? e-posta: guray.oz ' cumhuriyet.com.tr Promosyon bütçesi okullara İstanbulHaberServisi-Ankanlı Holding, Is- tanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün işbirliğiy- le "tnci değerindeki gençlerimize hepimizden bir hediye" söylemiyle "Promosyon Bütçesi Okullara" kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında holdingin 2006 promosyon bütçe- siyle 1080 öğrencinm eğitim gördüğü Seyran- tepe ılköğretım Okulu'na fen laboratuvan, kü- tüphane, konferans salonu, öğretmenler odası, müdür odası, arşiv* odası ve anaokulu oyun bah- çesi yapıldı. Kampanyanın tanıtımı nedeniyle Seyrantepe îlkokulu 'nda dün düzenlenen törende bir konuş- ma yapan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürii Ömer Balıbev " Yılbaşına daha 10 gün var. Promosj'on yapmak isteven bütün şirketiere sesleniyorum. Kafacı olmavan hediyeleıie boşa para harcama- sınlar" dıye konuştu. Ankanlı Holding Eğitim, Sağlık Turizm Grup Başkanı Ebnı Ankan ise diğer kurumJara yıl- başı tanıtım bütçelerinın topJum için daha ve- rimli kullanılması çağnsında bulundu. TEŞEKKUR Israrlı takibı ve gerçekleştirdiği anjiyo ile tanıyı koyan Prof. Dr. DERVİŞ ORAL ve ekibıne. acıl koroner bv-pass amelıvatımı başarıvla gerçekleştıren Ankara Cnnersıtesı Tıp Fakültesı Dekanı Prof. Dr. TÜMER ÇORAPÇIOĞLU ıle \ardimcisi Doç. Dr. SADIK ERYBLMAZ ve ALJ Tıp Fakültesı Kardıyovasküler Cerrahı Ana Bılun Dalı doktorlan. hemşırelen \e >oğun bakun personelıne, yakın ılgısmı esırgemeyen .Ankara Cnnersıtesı Rektöru Prof. Dr. NUSRET ARAS \edeeerlıdostum Prof. Dr. ŞİNÂSİ YAVUZER'e, amelnatım nedeniyle geçmış olsun dıleklennı ileten tüm dostlanma teşekkürii borç bılınm. ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear