25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMB HABERLER Başbakan Erdoğan'ın 'gâvur İzmir' imasına CHP Genel Başkanı sert tepki gösterdi Baykal:Zihniyetibozuk^\K4RA(CumhuriyetBürosu)-CHP liden Deniz Baykal, Başbakan Tayyip Erdoğan ın partisının ıJ toplantısında Iz- mix'le ilgdı "gâvur" imasında bulunma- sınu "iğrenç bir iftinr olarak nitelendir- di. Erdoğan'ın üslubunun bozuk olduğu- na işaret eden Baykal. "Aucak bu, üslu- bun da ötesüıde Başbakan'ın zihniyeti bozuk" dedi. Baykal, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz veberabenndeki be- lediye meclıs üyelerini kabulünde, gaze- teciJerin gündeme ılışkin sorulannı ya- nıtladı. Erdoğan'ın Izmir'e yönelik yap- tığı yakıştırmayı "iğrenç* olarak nıte- lendiren Baykal, bu tavn şiddetle kına- dığuıı bildirdi. Türkiye tarihinde ilk kez bir başbakanın Türkiye'nin saygın bir kentini hedef alan açıklamalar yaptığı- na işaret eden Baykal, Erdoğan'ı Izmır- liJerden özür dilemeye çağırdı. CHP lideri, DYP Genel Başkanı Meh- met Ağar'ın terörle mücadele için "ge- nel a f istemini ima eden açıklamalan- nı da değerlendirdi. Türkiye'nin uzun soluklu bır terör mücadelesi yürüttüğü- ne ve 30 bın ınsaruru şehitverdiğine dik- kat çeken Baykal, bundan 3 temel sonuç çıkarmak gerekriğini ifade etti. Terörle mücadelenin "hukuka saygıh, devtetin meşrv güçieri euyie yüriitulmesinin*" en önemlı unsur olduğunu kaydeden Bay- kal, Terörle mücadeleyi Susurluk ben- zeri çetefeşmelerin eüyie yürütulen, Ye- şU diye biiioen kişileri şunartarak yöne- temeyeceğimiz ortaya çıkmışür. Bizim geçmiş mücadeleden almamız gereken öncetikh'ders bu" dedı. Terörle mücade- le sırasında afsözcüğünün çok dikkatlı kullanılması gerektiğinı kaydeden Bay- kal, "fkinci olarak verli yersiz af sözünü kullanmaktan, af sözüyie siyasi itibar, destek arayışına yönelmekten. kaçmma- mızgerekriğini öğrenmemiz lazım" diye konuştu. Aiîin "çok tehükeü bir sflah" olduğunu kaydeden BaykaJ, "Afbirmü- cadeie yöntemideğil,sonuçtur,sonuç ahn- madan konuşulmamaiı" dedi. Baykal, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ve belediye mecKs üyelerini kabul etti. (AA) CHP miHetvekilleri, Erdoöan'ın sözlerinl TBMM gündemfne taşıdı 'îynirgâvur değil,şanlıdır 9 HAKANDİRİK tZ^ÖR-BaşbakanTa>yipErdoğan'ın,Izmir'e yakışnnlan ıfadelen sÛeceklennı ıddıa etme- sıyle başlayan "gâvur Izmir" tartışması gide- rek alevleniyor. Benzer söylemlerin, Erdoğan'ın da geçmiş- te siyasetyaptığı, Anayasa Mahkemesi tarafi n- dan kapahlan Fazılet Partisi üst yönerimı tara- findan dile getirildığı ortaya çıktı. Fazılet Par- tisi'nin 2000 yıiında Fzmır'dedüzenlediği "Cum- huriyetve Demokrasi ŞenfiğTnde Fazılet Par- tısı yönetıcılen "Izmir'e gâvur İzmir, diyoriar. Ama arok bizgeliyonız, bundan sonra Fazılet- li İzmir dıyecekler" ıfadelerinı kullanmıştı. Erdoğan'ın sözleri nedeniyle CHP'li millet- vekilleri TBMM'ye soru önergesi verdi. CHP İzmir Milletvekilı Türkan MiçooğuDan, Dev- rim Şehıdı Kubüay'ın da "gâvur" dıye katle- dildiğini anımsatarak Erdoğan'a "Sizdelzmir'i veİzmirtfleri gâvurolaraknıı görüyrjrsunuz?Si- zegöre İzmirveIzmirtilernasılohnabdır" diye sordu. DığerbirCHPİzmirMiiletvekili Ahmet Ersin de soru önergesinde, Izmir'ın, Kurtuluş Savaşı sonunda ışgal güçlennin denıze dökül- dügü yer olduğunu anımsatarak "İzmir'e vaktş- bnlacak tek ifade şanlı İzmir' olabilir. İzmir, çağdaşbğın \e demokrasinin beşiğkn'r. İzmir'e tepkiniz ne zaman bitecek"1 dedı. İzmir Buyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaogtuıse Erdoğan'ın açıklamalan hakkında yorum yapmak ıstemedığmı dılegenrerek "Yerd seçünlerde tzmir'i alacağız" yönündekı açık- lamayı "doğal" bulduğunu söyledi. DÜZELTME BEKİ'DEN 'Solun kalesVni imaetmiş ANKARA (Cumlıuriyet Bü- rosu) - Başbakanlık Sözcüsü AkifBeki. Başbakan RecepTay- yipErdoğan'ın, 18 Aralık Pazar günü AKP İzmir ll Teşkilatı'nın yemekli toplantısında yaptığı bazı değerlendırmelerin farklı anlamlara çekildiğini bildırdı. Beki yaptığı yazılı açıklama- da, Başbakan'ın hiç kullanma- dığı ıfadelenn kendisı tarafin- dan söylenmış gibı göstenlerek tartışma konusu yapılmasını "siyasibir acziyet" olarak değer- lendirdiğıni belirtri. Bekı, şunlan kaydettı. "Sayın Başbakan, toplantryı izJeven ka- meralann ve basın mensuplan- nuı Kayıt cihazlannın da tespit ettiği gibi 'gâvur İzmir' ifadesini ne kuflannuş, ne de ima etmiştir. Sadece sivasi hedeflerini işaret ederken tzmir ile ilgüi "O. zaman zaman bazı ifadeler vardır ya, bu ıfadelenn olmadığı görüle- cektır. Çünkü, İzmir'in aslı bu değıldır. O yakıştırmalar değil- dir. Inşallah bu yakıştırmalan da ilk seçımde silip atacaktır üze- nnden' demiştir. Saym Başba- kan'm bu sozJerhie, İzmir için kullanılan 'Solun Kalesi' gibi bazı siyasi nitelendirmeleri kas- tettiği açıknr. Sayui Başbakan'm sözleri dinleyiciler tarafindan da böyle anlaşıinuşar." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr 19 Aralık 20O0 tarihinde siyasi tutuklu ve hükümlülerin bulundu- ğu 20 cezaevine "Hayata Dönüş" adlı bir operasyon gerçekleştiril- mişti. Bu operasyon sırasında 30 genç insan yaşamını yitirmişti. Dö- nemin Adalet Bakanı, bu operas- yon sonrası şunlan söylemişti: "Biz 200kişinin öleceğinidüşünüyor- duk." Bir ülkenin adalet bakanı 200 kişiyi öldürecek bir operasyona onay verebilmişti. Ne demek 200 insanın ölmesi? Neyin karşılığın- da? Bu operasyonun hedefi siya- si tutuklu ve hükümlüleri Ftipi ce- zaevlerine nakletmekti. Bunu da böylece gerçekle$tirmiş oldular. Ftipi cezaevlerinde insanlartec- rit düzeni içinde yaşıyoıiar. Bun- lann arasında hüküm giymediği için "masum" sayılması gereken yüzlerce genç yer alıyor. Bir kısmı zaten daha sonra beraat ediyor. Ancak hücre tipi cezaevinde, in- sani koşullara uygun olmayan bir Bir Annenin Feryadı şekilde ceza çekmiş oluyorlar. • • • 19 Aralık 2000 operasyonunda ne yazık ki medyamız da iyi bir sı- nav vermemişti. Birçok kere ol- duğu gibi operasyonu yapan gü- venlik güçlerinin her söylediğini gerçek gibi yansrtmış ve yapılan birçok hukuksuz uygulamaya da destek olmuştu. Daha sonra bilir- kişi raporlanyla, savcılık incele- meleriyle bu operasyonda insan- lann üzerine öldürmekamacıyla si- lah sıkıldığı, öldürücü ve yanıcı gaz bombası atıldığı ortaya çıktı. Fakat artık olan olmuştu. Bu operasyon sırasında ölenler- den birisi deAfpAta Akçayöz'dü. Alp Ata'nın emekli öğretmen olan annesi Günay Akçayöz, ölüm orucuyla hiçbir ılgisi olmayan, uy- durma bir gerekçeyle tutuklanan evli ve çocuklu oğlunun tahliyesi- nı beklerken ölüm haberini almış- tı. Onujandarma kurşunlan öldür- müştü. öldürenleri davaetti, dev- leti bu operasyon nedeniyle mah- kûm ettirdi. Ancak artık oğlu ya- şamıyordu. Hiçbir şey onun bu acısını dindiremezdi. _ ı. _ • • • Günay Akçayöz, bu operasyo- nun ve oğlunun ölümünün 5. yı- lında yine bir mektup gönderdi. Bir annenin acısını ifade etmesj- nin çok ötesinde bir anlam taşı- yan bu mektubu sizlerie paylaş- mak istiyorum. "Aralık, kanlıaralıkgeldiyine... • Heryılaralıkayıyaklaştığındaken- di kendime diyorum ki; gözümü kapatsam, tekraraçtığımda ara- lık ayı bitmiş olsa... Geçenlerde, gazetenizin birsayısında saygınbir yazarveyayıncınınyıtlaröncegü- venlik güçieri tarafindan katledi- len kardeşiiçin vermiş olduğu an- ma ilanında: "Yaprağa gel, güle gel/Söyleye gele, güle gel,/Bin yıl oldu gelmedin/Söylemedin, gül- medin'dekj gibi gelmedi oğlum. Gelmiyor. Altıyıl oldu... Yaşlanma- dan, saçlan ağarmadan, gence- cik bedeni çürüdü toprakta. Be- nim ise yürek acım daha da kat- merieşerek büyüdü, büyüyor. Acımasızlığın ve ölümün adını 'Hayata Dönüş' olarak koyanlar; 30genç insanı üç gün içinde yok edenleriseyüreklenve vicdanla- n varsa rahat bir şekilde dolaşı- yoriar aramızda. 'Biz ölü sayısmı daha fazla bekliyorduk, sayı um- duğumuzun daha altında oldu' deme vicdansızlığını bile göster- diler. Dahasonra da üstûnhızmet başan belgesiile ödüllendirildiler. Dün cezaevlerinde onlarca ki- şiyi yakarak, bombalayarak ve kurşunlayarakyokedenlerbugün de en demokratik, enyasal, en in- sani haklarını kullanarak yaptık- lan mezarziyaretinden dönenle- ri linç etmeye çalışıyor, kendisi gibi düşünenlere bir copu bile esirgeyenler, diğer taraftan öğ- rencileri, özlük haklan için soka- ğa çıkan öğretmenleri kıyasıya dövüp üzerine gaz bombası atı- yorlar. Hernekadarhukuk(ıdare) mah- kemesinde haklılığımızı kanıtla- yabildik ise de ceza davasmda suçu işleyenler hakkında kovuş- turma açılması konusunda aciz kaldık. Operasyona karar veren üçlü (Ecevit, Türk, TantarV siya- si sorumsuzluk arkasına sığındı- lar. Cezai sorumluluklannı tarihe havale ediyonım." 19 Aralık 2000 yılının ûzerinden tam 5 yıl geçti. Uzaklara gitmeye gerek yok, yak/n dönemde bile ne büyük acılara tanık olduk. Yenilerinı yaşamamak dilegiyle... G L O B A L P O L İ T İ K Ü L T Ü R ERGİN YILDIZOĞLU Büyüklere Masallar... Irak seçimleri ertesinde Türkiye'deki 'ABD'nin se- s/'yazarlar kolları sıvadılar: 'Ulusalcılar', 'Islamcılar', 'la- ikçiler', 'anti - küreselciler' yine fena halde yanılmış. Irak'ta demokrasi kuruluyor- muş. Sünnilenn katılması re- jimle ilgili meşruiyet tartışma- lanna, hem de dünya çapın- da son veriyormuş. önemli olan "demokrasi mi kazandı? Demokrasi düşmanları mı" sorularıymış. Tabii ki "de- mokrasi yanlıları kazanmış". Akşamları uyumakta zorlanı- yorsanız, bu yorumları oku- mayı öneririm, "büyüklere masallar" olarak... Seçim ve meşruiyet Bir seçimin meşruiyeti ve demokratikliği üzerine kafa yorarken katılma oranına bakmak yetmez; katılma ko- şulları, seçimin yapıldığı or- tam, adayların kimlikleri ve nihayet, seçim sonuçlarının siyasi yapıyı belirleme kapa- sitesine de bakmak gerekir. Ama önce şu teorik/tarihsel gerçeği anımsamakta yarar var: Ulusal egemenlik, de- mokrasinin olmazsa olmaz önkoşuludur. Demokrasi "halk iradesini özgürce kulla- nabiliyor" varsayımına daya- nır. Bu varsayımın geçerlı ola- bilmesi için ise, öncelikle, bu iradenin kullanılacağı ulusal mekân, "ötekinin" (emperyal bir gücün) iktidanndan anndı- nlmış olmalıdır. Bu önkoşul varsa, demokrasinin diğer öl- çütlerine, örneğin, oy veren- lerin "vatandaş" kimliğıne sa- hip olup olmadığına, bilgilen- me düzeylerine vb... bakma- ya başlayabiliriz. Amerikan işgali, Irak'ta demokrasinin olmazsa olmaz koşulunu ortadan kaldırdı. Aslında gerisini tartışmaya gerek bile yok. Ama ek olarak, seçimle- re katılanlann, Irak "vatan- daşları" olarak değil, etnik, aşiret ve dini kimlikleriyle sandık başın gittiklerini de anımsayabiliriz. Diğer taraftan, Times'ın vurguladığı gibi, seçimlerden sonra da iktidar, ABD'nin elinde kalmaya devam ede- cek: Irak hükümetinin oluş- masında, iradesinin sınırlan- nın çizilmesinde, karar ABD'nin Irak temsilcisine ve kuvvet komutanlarına ait ol- maya devam edecek.. "ABD demokratik bir ülke, bu yüzden Irak'taki egemen- liği de kolayhkla demokratik bir rejime açılabilir" diye dü- şünen "akredıte" yazarlar olabilir. Ama, önce Guanta- namo'yu, Ebu Garib'ı, CIA'nın işkence uçaklannı, 'yabancı ülkelere dağılmış zindanlarını' anımsamakta, sonra da, tam Irak'ta seçım- ler olurken ABD medyasını dolduran kimi haberlere göz atmakta yarar var. Bush, 2002 yıiında, istihbarat örgüt- lerinin, ABD vatandaşlarının telefon konuşmalarını ve e- maillerini izlemelerine izin ve- ren, gizli ve anayasaya aykırı bir kararname yayımlamış. Bush yönetımi, Irak'ta, halkın işgali algılama biçimini etkile- mek amacıyla, bazı şirketlere mifyonlarca dolar ödemiş. Bu şirketler, "büyüklere masal- lar" üretip, sonra bunları ya- yımlatmak için "bağımsız" Irak medyasını ve saygın ya- zarlarını satın almışlar. Aslın- da bu ABD medyasında de. yaygın bir uygulamaymış. Prof. Krugman, New York Ti- mes'daki köşesinde, "Kim para aldı diye değil almayan var mı dıye sormak daha doğru olur" diye yazıyordu. Irak'ta seçimlere katılanlar da bir garip. örneğin adaylar, öldürülme korkusuyla açık kampanya yapamadıklan için halk kime oy verdiğinin far- kında değil. Ama şu kadarı kesin: Kürtler otonom bölge- deki iktidarlarmı gelecekte bağımsızlığa dönüştürmek amacıyla, Şıiler, teokratık bir Şii yönetimi kurmak için san- dık başına gittiler. Bu dini ve etnik ayrımlara uymayan iki aday, AJIavi ve Çelebi ise, si- yasi yaşamlarınm büyük bir kısmını ABD maşası, CIA personeli olarak geçirmiş, biri katil zanlısı diğeri banka hor- tumcusu iki adam. Ya seçimden sonra... Sünnilere gelince, onlar, anayasayı değiştirme umu- duyla, ama dinci partilerın önderliğinde sandık başına gittiler. Bu umudun, aslında nasıl bir sorun yaratacağını, kısa sürede göreceğiz. Çün- kü bu katılım önemli bir "fan- tezinin" (katılın iktidarı payla- şın, anayasayı değiştirin) gerçekleşmesine ve ger- çekleşen her fantezi gibi müstehcenleşmesine yol açacak. Sünnilerin gücü ana- yasayı, Irak'ın bütünlüğünü koruyacak yönde değiştirme- ye yetmeyecek. Ya bu hemen ortaya çıkacak ya da siyasi "partilerin" içindeki grupların aralarındaki pazarlıklar uza- dıkça, devlet başkanı ve baş- bakanın seçilmesi süreci, Şıi, Kürt ve Sünniler arasında bir "at pazahığına" dönüştükçe, ABD kendi adaylarını dayat- mak için onun bunun kolu ,j büktükçe ve nihayet bu "en- geller aşılarak", bakanlıklar feodal, etnik, dini klan liderle- rinin arasında paylaşıldığın- da, hükümet felç oldukça, aslında hiçbir şeyin değişme- miş olduğu anlaşılacak. Ama, bu kez, Sünniler askeri dire- nişi sürdürürken siyasi arena- da da direniş adına konuşan etkin bir sese kavuşmuş ola- caklar. Kürtler ve Şiiler de ar- tık "iç rahatlığıyla" kendi yol- larına gidecekler... "Demok- rasi" mi demıştiniz? Size, iyi uykular dilerim. ergin.yildizoglu'' gmail.com 'm Şoğuk Ayga2 Hizmct Hnttı: 444 4 999 wwwaygaz< om.tr Kış aylarına özel, propan oranı arttr\\rr»^ Aygaz Euro LPC ile arabdnızın performan-ii soğuktan hiç etkilenınt?yerek Kontağı çevirettğinude kolayca calışacak Benzinden gaza çabucak gecec^l' Çt>Vfc piici'ı artacak, titrefne ve vuruntu yapmayacak,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear