Catalog

1V7RÎYET SAYFA 11 RGLJIN Hasan Cemalin Kitabı TTasan Cemal, Cumhuriyet'tegeçirdiğidönemiyıllarson- M.M. ra kitap halindeyayımladu 600sayfayayaklaşan kita- â bın her satırı, Cemal'in o dönemde ne kadar sıkıntı çekip ne kadar öfke biriktirdiğinin birgöstergesi. Kitap aynı zaman- da Cemal'in giinlük her olayı vakanüvis titizliğiyle nottut- tuğunun bir belgesL Cemal, sevdiklerine övgüyii, kızdıkla- rına eleştiriyi esirgememiş. Kendisine cevap veremeyecek olan ıVadir Nadi ve Berin Nadi hakkmda da ağır değerlen- dirmeterde bulunmuş. Kitap, Cumhuriyetyıllarındaki ö'fke- nin hMâdinmediğinigö'steriyor. Öfkesibirgün bilesürmeyen birin- san olarak banapek uymayan bir durum bu. Değil10-lSyıl öncesi- nin olaylannı, diin olanı bile hemen unutmayayatkınımdır. Belkide benimkisi bir zafiyet bilemiyorum. Umarım, Sabah 'ta birlikte çalış- ağtmızytilarda Hasan Cemal'içokkızdırmamışımdır. Çiinküsırada Sabahyılları kitabı var herhalde... (Sabah - 7 Aralık2005) EMtN KARACA Hasan Cemal Bunu Hep Yapıyor aha kitapçı vitrinlerinibilesüslemeden Milliyet, Hürriyet, Radikal ve Vatan gazetelerinde ve hafta sonu eklerinde Hasan Cemal'in bu kitabı kampanya halindesunuldu. Hasan Cemal, 1999'dageneDoğan Kitap'tan çıkan "KimseKızmasın, Kendimi Yazdım " kitabında Yön ve Devrim gazete-dergilerin- degeçengazetecilikyıllarım, DoğanAvcıoğlu 'nu, çevresiniele almıştu Birlikte iken hiçbir itirazda bulunmadığı, deyimyerin- deyse karşısında hazırol'da durduğu kişiyi yıilar sonra en kii- çük insani zaaflarma kadar sergileyivermiştL Galiba 1983'te ölen Doğan Avcıoğlu ise Hasan Cemal'e hiçbir cevap verememiştL tl- han Selçukbayağı şanslı imiş... Hasan Cemal'in Cumhuriyet'le ilgiliki- tabında kendisivegazetesihakkındayazdıklarınageçen salıdan buyana cevap verebiliyor. HeleDoğanMedya Center'dayanındakiodada dö'rtbu- çukyılgeçirenMehmetY. Yılmaz "ürktüğü'nüitirafetmekte"haklu Çün- kü Hasan Cemal bunu hepyapıyor... (Bizim Gazete -10 Aralık 2005) Cumhuriyeti Severken... ŞAKtR SÜTER i asan Cemal'in "kitap reklamına" hiç ihtiyacı kalmadu Okuyuculan çok ilgilendirmese de bazı gazeteler manşet, TV kanallan da bol bolprogram yaptılar. Gazete yazarlan da "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim " kitabı üzerineyazmaktayan- şıyorlar. Denilebilir kL. Bir gazetenin iç çatışmalannı konu -,—' alan... Kin ve nefret duygulannın ağır bastığı anlaşılan bir ki- tabm, medyayı bu kadar meşgul etmesi anormal değil mi? Hâ- lâ anlaşılmadı mı efendim? Kitabın satması gerekiyor! Cumhu- riyet, Türkiye'ningeçmişindeönemlibiryeresahip, etkinliğihâ- lâdasiirengazetedir. Ama bunarağmen kitaba konu olan Cumhuriyet'in "hikâyesinin " gazete okurunu ügilendirdiğini sanmıyorum. Lafi çok uzattım; ö'zürdilerinu Amaşunu da, değerlimeslekdaşım Hasan Cemal'e sormadan edemeyeceğim: - Hasan, iyi ki Cumhuriyet'i çok sevmissin. Ya bir de sevmeseydin, neyazacaktın be dostum? (Akşam-15 Aralık 2005) lasan Cemal, kitabında iddia ettiğigibi Cumhuriyeften atılmadı, bir başkagazeteye transfer olduğu için ayrıl Gül cemalin hatımVHMETTAN S S Şekerabflerin"in ilhamıyla ya dakor- WW kusuyla büınmez, yukandaAllahvar, bıze karşı da şeker gibıydın Zaman zaman yapıtında da belırttiğın "ana Kinahmlarut" yüzünden cemalin ve ruhun ;ir< ,e satardı Ama yine de tatlı tatü gazetecilik derslen ver- neyi bizden esirgemezdin- Yapıtında yaptığın gıbı, "kafandaki'' Cum- ıunyet'le ılgıli hedeflerinı sıralardın "Saryfalardan oluınsuziult aianasın...Eğlen- :eK- hafif- renkli, seviyeli ve tek günlük röpor- ajbryapılsm.~" (Sayfa: 72) der dururdun. Eğer okuyorsan, "Hasan'ın cemali" yazıla- inı lütfen bu gözle oku. Senin bu dıleğinı yerine getirmeye çabaü- /orum. Ne de olsa senin hayattakı son Ankara tem- îilcınım. Eğlenceli - hafif- renkli olmaya çabahyo- rum. Kendini damardan böylesıne kamuoyuna sununca bunun için fazla zorlanmaya gerek ol- madığını da takdir edersin. ••• Ser^n de uyardığın gibi, Cumhunyet'te yal- nıza yapıtuıdan özetler sunarsak, "sayfalar- dan oiumsuzluk akacak!". O nedenle, şahsuıa son derece özel, ama ka- rnuya da oiabildığınce açık, "Eğlenceli - hafif -renkli -seviyeli -tek günlük röportajlar" sun- rnaya çabahyorum. (Bu arada ıkimiz için de üzücü bırhaber: Ya- ptının korsan baskısı çıkmış. 5 YTL. Sudan vcuz Hayır, içeriğinikastetmiyomm!..) Kendı yazılannda renk ve eğlenceye verdi- Jtn onemi bıliyorum. Dun, muhabirlik iştabını genel müdürlük ve yazarük dönemıne sakladığını söylemiştım. Haksızlık etmeyeyım. Arada habere çıktığı- n, dıplomatik yernekleri ve dış gezi olursa iz- lfdiğuıi, "Ekoseeteklilevrek" habennle rakip- brineparmak ısırttığını da yeri gelmışken be- lrtmeliyim. Cumhunyet'in ve elbette "Hasan'ın cema- 1" yaalannın korsannıın çıkma olasılığı çok şiküryok. O >Tİzden yapıtının ve naçiz şahsının üze- tr en sürdüğüm yayına devam.. Bu^azılarda tavsıye ettığin renk ve eğlen- e kocusunu bilemem. Ama "seviye" konusunda sana yüzde 99.5 ^ranu verebılırun. AraJa yüzde 0.5'lık bir tekleme olacaktır. B'jnu da Aydın Doğan' ın tlhan Selçuk üze- ındenmektubunda verdıği "gazeteciler araa jolanğin çerçeve izni" ile 1970 'h Anka gün- mteızananhukukumuza bağışlayıverlütfen... ••• Sende çok farkındasm kı.. Bu '•azılannın "seviyesini w kesinlikle sana e vaptına göre ayarlamıyorum. Y)ka satır aralanna, okurlar bendenızi lüt- ;n oaiışlasın, senin gibi "çiş", "hJi", "faşfct", zorta", "geçirmek'' "şÜTet"rüründen laflar ıkı^ınrdım. A»Ttabuyazılarda dikizcilik, teşhircilik, rönt- ertılk, muhbırlik, ekmek yediği kaba pisle- ıe. ehıden tutanlann elini ısırma, gammaz- k,nKİanet, habasetten eser olmayacak... Eaişene de mahal yok; yazılar bırkaç gün aha şârecek. Kıta) falan da olmayacak. Bu yazılann bir tek amacı var. Buanaç, senin 600 sayfa boyuncayerine ge- rtneje ve günlerdir çıktığın televizyonlarda, ırr >»fa röportajlarda gerçekleştirmeye ça- tşıı amaçla bıre bır örtüşüyor Ferîrsatta "Bu kitabı, her şeyin yerli yeri- ertmnasıiçm" yazdığını açıklıyorsun. Imkı, bu yazılann oturtmak türünden bir 1- ilhan Selçuk, 2- Oktay Akbal, 3- Berin Nadi, 4- Hasan Cemal, 5- Uğur Mumcu, 6- Deniz Testel, 7- Ali Sirmen, 8- Nadir Nadi, 9- Mine Sirmen, 10- Melih Sezen, 11- Özer Derbil, 12- Okay Gönensin, 13- Emine Uşaklıgil, 14- Sami Karaören. amacı yok. Elde olmadan oturduğu yerler olursa, buna da yapacak bır şey yok. ••• , Amacıma gelince.. Senin gıbı elı kalem tutan, senin kadar üst baş yirtacak biçimde olmasa da AB sürecinin heyecanuu taşıyan ve kendısini AB vatandaş- lığının sorumluluğu içinde görmeye çabalayan bir yurttaş olarak, kannca karannca bır so- rumluluğum bulunduğunu düşünüyorum Yapıtında okurlannı ve kamuoyunda sanaku- lak verenleri, hadı kısmen diyelim, çok afFe- dersın, açıkça eşek yerine koyuyorsun. Benim ha da beteri son derece ruhsal nedenlerle ka- ralamana seyirci kalmayı içime süıdireme- dim. "Hasan'm cemali n nın arkasında başka şey arama. Intikam, Öç, öfke besleyecek kadar bir re- kabetimiz olmadı. Aksine yazarhğunda da, habermüdürlüğümde de, temsilcüiliğimde de şeker diye şimdi kafa yaptığın abilerim gibi çok yüreklendinci oldun. ••• Hasan, hadi gül cemalinı diyelim, eski okur- lannayansıtabilmeoJanağı benim için yeterince büyük bir ödül. "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim "i okuyup bitirenler, senin gazeteden atüdığını sanıyorlar. Daha dikkatli okuyanlar ise "terk etmek zorunda kaldığım" düşünüyorlar. OysakL. Sabah'ın 1. sayfa yazarı Muammer Yaşar Bostancı bir kalp krizigeçirip aniden ölmû'ştü. Transferin tam zamantydu Dilersen, çok kızdıklarınayaptığın gibi seni taklit edeyim: "Dinle Hasan Cemal Efendi, sen ne yazdığın gibi, ne de izlenim vermeye çalıştığın gibi ne Cumhuriyet'ten atıidın ne degazeteyi terk etmek zorunda kaldın. Sen Sabah 'ta 1. sayfadan yazmafırsatı çıkınca başka gazeteye transfer oldun! Nokta." tek amacım bunu önlemeye çabalamak. Ayrıca... Hasan Kaya Cemal'in kendinden söz etine- ye bayıldığını ve makama, mertebeye çok önem verdiğıni de biliyoruz. Izninle ben de bu cümleden olarak, hısset- tiğim sorumluluğu ammsatayım. Iki dönem TBMM kürsüsünden devlete, millete bağlılık ve sorumluluk yemini etmiş binsi olarak, (kı artık Türkiye nüfusunun yüz- de 79'unun bıldıği "Cumhurnet'in on biryıl genel yayın müdüıiüğünü vapnuş biri" diye tescil ettirdiğım patentinden aldığım ilham- la anımsatıyorum) sırf elinde kalem, arkanda rüzgâr var diye Cumhunyet'ı ve Cumhuri- yet'i Cumhuriyet yapanlan yalan yanlış, da- Evet ödül. Dün de belırtmıştim, yırmi beş yaşında gı- rip lark yaşında saçlanm ağanrken senin yü- zünden kopfuğum, Cumhuriyet okuruyla ye- nıden buluşmuş oluyorum. Bu senin 32 yıl boyunca değerini pek bile- medığuı ve yazdıklanndan, konuştuklanndan, dahası yaşuı da benim gibi geçtiği için hiçbir zaman kıymetini fark edemeyeceğin bir ödül. Belkı sana bu saatten sonra pek mandıncı gehneyecektır. Ama ışuı ucunda para pul da yok. ••• Düzeltmeye, hadı "seviye" vaadimız nede- niyle "esekyerine koymak" demeyelım ve ya- pıtının kuyruğundan yanı en sonundan başla- yalun: "Cumhuriyet'i Çok Sevmişnm''i okuyup bitirenler, senin gazeteden atıldığuu sanıyor- lar. Daha dıkkath okuyanlar ise "terketmek zo- runda kaldığmı" düşünüyorlar. Oysakı... Sabah'ın 1. sayfa yazan Muammer Yaşar Bostancı bir kalp krizi geçinp aniden ölmüş- tü. Transferin tam zamanıydı. Dilersen, çok kızdıklanna yaptığın gibi se- ni taklit edeyınr "DinleHasan CemalEfendi,sen ne yazdığın gibi, ne de izlenim vermeye çalışüğın gibi, ne Cumhuri> ı et'ten anldm ne de gazete\i terk et- mekzorundakaldın. Sen Sabah'ta 1. sayfadan yazma firsao çıkmca başka gazete>e transfer oldun! Nokta." Şımdi Cumhuriyet'i, Ilhan Selçuk'u ve ölüp gıtmış başyazaruıı, eşini ve o gazeteyı gazete yapanlann başında gelen Uğur Mumcu'yu yargılamak için, eluıde kendı beraat karannın olması lazım. Evet beraat karan. Bölünen Cumhuriyet'in senin elinde kalan parçasuıa bile sahip çıkmadığının hesabını keşke ve hiç değilse yapıtında verebılseydın. Cumhuriyet'ten aldığının en az on katı ma- aşla transfer olduğunu hadı açıklamak yerin- de ohnazdı, ama keşke aynlış bıçimıni müp- hem bırakmasaydın... Keşke "darbe>e karşı darbe yapmana çahş- nğmı ama başaramadıgmı" ıtıraf ettığin gibi, gerruyı ılk terk eden olduğunu da açıklasay- dın. Sana yemin edenm kı, "Hasan'm cemaB'' yazılanru yazmak aklımdan bile geçmezdi... Dün de dedim ya, rahmetlı Uğur Mumcu se- ni, adli sicildeki adınla anmaya bayılırdı: - Hasan Kaya Cemal! Hasan'ın cemali yazılan sürecek: Yarın: Al bir kaya nereye dayarsan daya! (Seviye yüzde 99.5 garantili!) HasanCemal'in 1 kaleminden i > 1980'lerin sonlanydı. Çe- \ i koslovakya 'da Kadife Devrim 'in lideri Vaclav Havelyüzünden bir ak- şam tlhan Selçuk 'la kav- ga etmiştik. Bana bir ara o kadar çok kızmıştı ki, işaret- parmağım neredeyse gözümün içine sokarak "Çerkezler aptal olur!" demişti. Masada Okay Gönensin, Hikmet Çetinkaya, Yalçın Ba- yer de vardL Hayata bakışımız- daki uçurum apaçık ortaya çık- mıştı o akşam. Kati Popper'den sonra Vaclav Havel'i de "karşı- devrimci" ilan etmiştL Ben de HaveVe olan sempa- timi ve onun Marksizmi "laik din" olarak tanımladığı görüş- lerini savunmuştum. O da ba- na, yiizü kireç gibi bembeyaz kesilerek tıslamıştı: "Marksiz- me laik din diyenler karşıdevrimcUerdir.* 1976 ya da 1977 yûı ol- malu İlhan Selçuk'un Etiler'deki evinde bir kavgayaşamıştıL Yazı- işleri Müdürü Bülent Dikmener, bana ve Şük- ran Ketend'ye kızardu tlhan Selçuk 'tan da son yülardafaz- la hazzetmiyor ama pek belli etmiyordu. Bana hem tlhan Selçuk'un hem de Genel Yayın Müdürü Oktay Kurtböke'nin adamı diye kızıyordu. Ogece Dikmener, Keten- ci'yle bana lafatınca Kurtböke sinirlendu Bir anda birbirleri- ne girdiler, yerde alt alta üst üste, yumruk yumruğa yuvar- lanmaya başladılar. Hepimiz şaşırdık. Allah 'tan güçlü kuv- vetliAli Sirmen vardı, arayagi- rip yönetmeni ile yazıişleri mü- dürünü ayırabildl Bu arada tl- han Selçuk'un eşiHan- dan Hanım 'ın çok sevdi- ği koltuklardan biri kırû- mıştu X Nadir Bey uluslarara- sı bir kongrenin açüı- şında bir konuşma ya- pacağımı öğrenince, yü- züne ve sesine bazen ge- lip oturan o alaycı titreşimler ve küçümseyici mimiklerle sor- du: "Pekj sen nece konuşacak- sm?.. n "tngilizce efendim " demekle yetindim, başka bir şey söyle- meden kalktım gittim. Kırılmış- tım Nadir Bey 'e... Berin Hanım da kaç kez, "Ayol, sen nasıl lngilizce ko- nuşma yapacaksın ? " dedi. Va- sat Fransızcasıyüzünden İlhan Selçuk'un da benzer muameleyie karşılaştı- ğını kendisinden dinle- miştinu