14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2005 SALI HABERLER DUN^ADABUGUN \Lİ SİRMEN Herkes Aklını Başına Devşipsini haberi okurken, hayvan sever dostlanmı, özel- ikle her konuda yüreğindeki engin sevgiyi sütun- anra yansıtmakta çok başanlı olup hepimizi gö- nülden saran Bekir Coşkun'u düşündüm. Şemdinli olaylannı soruşturmakta olan TBMM Insan Hakları inceleme Komisyonu üyelerinin îüy>erinj diken diken eden olaylan haberteştirmiş Saygı Öztürk. haberde, polis ve askerierin kullandıkları köpek ve gıivercinlere yapılan işkenceler anlatılıyordu. Canlı canlı kanatlanndan duvarlara çivilenmiş posta güvercinleri ve eritilmiş naylon ile gözteri kör edilmiş veya üzerine benzin dökülerek yakıl- mış polis köpekleri... Insan ruhunun sefaletinın varabileceği son nok- tadtr bilinci olmayan hayvana yapılan işkence... Bu davranış biçimini bir kavmin geleneksel ya- banıllığına, ilkelliğine bağlamaya kalkmak yanlış olduğu kadar, ırkçı bir tavırdır. Insanın içini bulandıran, ömeğinin hiçbir yara- tıkta görülmesine olanak bulunmayan bu davra- nış biçimi ile geleneksel töre cinayeti arasında haklı olarak bir bağlantı kurabilirsiniz, ama bunla- ra etnik bir kılrf giydiremezsiniz. Bugün içinde yaşadığımız sorunun püf noktası da zaten, olaylann etnik nedenlerie açıklanması- na çalışılmasıdır. Olay etnik değil, sosyolojiktir. Bu akıl almaz vahşetin ve ilkelliği de aşan çöküntünün nedenini etnisitede değil; geri kalmış, cahil, feodal, tanm toplumunun yapısında aramak gerekir. • • • Kökenine doğru tanı koymamız, olayın önemi açısından da zorunludur. Böylesine bir kinin tut- sağı olan insanlar, bir değişime uğramadan, han- gi özgürlüğü, hangi demokrasiyi sağlayabilirler kendilerine veya kardeşlerine?... Onlar ki, kör gelenekleri ve çağın gerisinde kal- mış değer yargılan yüzünden bizzat kardeşlerine ve evlatlanna kıymaktan bile çekinmemektedirier. Ve bu yapı değişmeden, onun eseri olan insanlar nasıl bir değişime uğratılabilirier? Demokrasiden, demokratik çözümden, banş- tan söz eden, programlar öneren bölge önde ge- lenlerinin kaç tanesi sorunun özü olan bu nokta- ya dokunuyoriar? Bunlann önemli bir bölümünün feodal düzenin egemenleri olduklarını bilmiyor muyuz? Onderi baskının simgesi olan tıareketler, nasıl bir özgürtük ve demokrasi doğurabilirler ki? Herkes aklını başına devşirsin! Sorun etnik olmanın çok ötesindedir. Böylesine bir kini doğuran düzen değişmedik- çe, hiçbir çözüm olamaz. Kimse halklann bahtsızlığtnı ve mutsuzluğunu daha da arttıracak, halklan karşıt taraflar haline getirip etnik saflaşmayı kışkırtıp egemen kılacak davranışlarda, önerilerde bulunmasın! Toplumlan, gerçekleşmesi teorik olarak müm- kün görülse bile fiilen mümkün olmayan çözümle- rin peşine takarak, halkın bir bölümüne üîkenin en gelişmiş bölgelerinin kapanması sonucunu doğu- racak öneriler, programlar peşinde koşturmak kimseye ama kimseye yarar sağlamayacaktır. Feodal düzenin bu geri kalmışlıktaki birincil et- kisini gözden kaçırmak amacıyla etnik çelişkiyi, çatışmayı kaşımak kendi insanına ihanettir. • • • Ülkedeki sorunu, kendi amaçlan doğrultusun- da kaşımak, ilk bakışta masum gibi görünen saptamalarla, tehlikeli önerilere yol açmak kim- seye yarar sağlamaz. Çağdaş laik toplumda, bir başbakan eğer, bizi birleştiren öğenin din oldu- ğunu söylüyorsa, bunun ne gibi tehlikeli sonuçla- ra yol açabileceğini görmek zorundayız. Açın yakın tarihimizi bir bakın! Anadolu'da masum insanların kanının dökül- mesine yol açan Şeyh Sait de bizi birleştiren öğenin din olduğunu söylüyor; ama buradan yola çıkarak, hilafetin kaldırılmastnın bu birleştirici öğeyi ortadan yok ettiğini ileri sürüp, hilafetin kal- dınlmasının üstünden bir yıl bile geçmeden isyan bayrağını açarak Türkiye'yi parçalamaya çalışı- yordu. Şeyh Sait'in girişiminin kimlere neler kaybettir- diği, hangi yabancı güçlere neler kazandırdığını, olayın nasıl geliştiğini bilmeyenler, Uğur Mum- cu'nun "Kûrt - Istam Ayaklanması" kitabını oku- yabilirler. Uğur, aramızdan ayrılmasından yıllar sonra da eserleriyle yolumuza ışık tutuyor. Başbakan'ın, uçakta kimi medya mensuplanna söyledikleri üzerinde uzun uzun düşünmek ve bu mantığın hangi tehlikeli sonuçlara varabileceğini görmek zorundayız. Evet herkes aklını başına toplasın! Kimse, insanlan daha da mutsuz edecek çık- mazlara sokmaya çalışrnasın toplumu! asirmenfg cumhuriyet.com.tr SAVCILIKLARA TALÎMAT UYARISI tçişleri'nden 'odli kolluk'genelgesi ANKARA (Cuınhuriyet Bürosu) - îçişleri Bakaıu Abdülkadir Aksu, adİi kolluk sisteminin nasıl iş- leyeceği konusunda valiliklere bir genelge gön- derdi. Bazı cumhuriyet başsavcüıklannca "adü hjzmetlerin yürûtühnesine flişkin usul ve esaslann düzenlenmesi" gerekçesiyle emniyet ve jandanna birimlerine talimatlar verildiği kaydedilen genel- gede, bu talimatlarda, yazışmalarda "adü koOuk komutanhğı veya adKkolluk amuiiğT başlıklan- nın kuUanılmasırun istendiği belirtildi. Genelge- de, cumhuriyet başsavcılıklarının emnıyet ve jan- darma birimlerine verdiği söz konusu talimatla- rın anayasa, kanunlar ve kanun hükmünde karar- name hükümleri ile yönetmeliklere açıkça aykın bulunduğu kaydedildi. Genelgede. "Hukuld da- yanağı olmayan söz konusu talinıaüann herhangi bir geçertiüği ve uygulama kabüiyeti bulunma- maktadır* denildı. Genelgede, cumhuriyet baş- savcılıklannın önleyici kolluk hususlannda her- hangi bir karar ve önlem ahna yetkilerinin bulun- n»adığı için emniyet ve jandarmaya talimat ver- melerinin mümkün olmadığı kaydedildi. Eğitim-Sen'in eyleminde öğretmenlere cop ve gazla müdahale edilmesine tepkiler sürüyor 'Meydarûar şeriatçıyaserbest'• DİSK Genel Sekreteri Musa Çam: AKP, Konya'da şeriat isteyenlerin düzenlediği mitinge izin verirken öğretmenlere cop ve biber gazını reva gördü. İSTANBUUANKARA (Cumhuri- yet) Eğitim-Sen'in "Büyük Eğitimci Yürüyüşü''nde, öğretmenlere cop ve gaz bombalanyla müdahale edilmesi- ne tepkiler surerken yaralanan öğret- menlerigörüntülemek isteyen gazete- ciler, Numune Hastanesi'nin güven- ük görevlileri tarafından dövüldü. DÎSK Genel Sekreten Musa Çam, îstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Gcnçay Gürsoy, îstanbul Eczacılar Odası Genel Sekreteri SemihGüngör ve MMO îstanbul Şubesi Başkanı Fa- rukSevim'in katıhmıyla DİSK Genel Merkezi'nde düzenlenen toplanuda, öğretmenlere uygulanan poüs şiddeti protesto edildi. Çam, masumane ta- leplerle eylemekaûlanöğreönerüere ya- püansaldınnınAKP'ninemekçilereba- kış açısını ortaya koyduğunu söyledi. Ankara'da fıili olarak olağanüstü hal uygulandığını söyleyenÇam şöyle ko- nuştu: "AKP iktidan, Konya'da kara Yine öğretmene dayak! Sakhnya uğrayan oğretaeo- lerden Yusuf Yatçın, Kocaefi Devlet Hastanesi'ne kakürüdı. İZMİT(Cumhuriyrt)-Öğretmenlere yönelik şiddet olaylanna bir yenisi da- ha eklendi. Şemdinh'deAdnan Çelikad- lı öğretmenin silahla NTirularaköldürül- mesinin ardından şimdi de Izmit Lise- si*nde ders sırasında sınıflara giren 2ki- şi, felsefe öğretmeni Vusuf Yalçın ile edebiyat öğretmeni Mustafa îbiş'e sal- dırdı.'HLD. (17) ile SJL (18) adlı zanlı- lann Ülkü Ocaklan'na kayıtlı olduğu iddiaedilirken, öğretmenlerin Eğitim-Sen üyesiolduğubelirtildi. Aldıklan darbe- lerle yaralanan Yalçın ile îbiş, Kocaeli De\letHastanesi'nekaldınldı. Zanlılar, diğer öğretmenlertarafindan yakalanarak polise teslim edildi. Egitim-Sen Başkanı AlaaddinDinçer. *Eli sopah de>1eti örnek alan v~urttaşla- nn gücü de öğretmene yetiyor. Olayın kışkırma sonucu ortaya çıknuş, organi- zebir e\1emolduğu kamsında\ız" dedi. Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi Başkanı Os- man Bahçeci de "Bizegöre okula nokta operasyonu \apunuşnr" diye konuştu. KURULTAY BÎLDtRGESÎ 'Eğitirn çarşafh insanlarm'Yaşasın tslam, ba- şörtüsüz asla' pankarüamia miting düzenlemesuıeizinverdi.Sanvsun'da da 20 bin kişhe yağmurluk dağıtn. Bun- lara karşin.hakkım ara\-anöğretmen- lere ise tazvikn su, cop ve biber gaanı reva gördü.' Prof. Gürsoy, öğretmen- lere yönelik saldmnın "Türldye'nin yüzkaras»" olduğunu söyledi. Gürsoy, Erdoğan'ın, polis şiddetinimazur gös- terme çabasma dıkkat çekerek "Şeri- at isteyen insanlara karşı hoşgörü gös- terirken hak takbinde bulunan öğret- menlerekarşı bu tavn,iktidann niteli- ğini gösteriyor* diye konuştu. Sevim de eğjrimcilere koşulsuz destek vere- ceklerini belirtti. Güngör ise sağhk meslek örgütleri olarak kararlı bir du- ruşu sergileyeceklerini vurguladı. Gazeteciler de tartaklandı Öte yandan Eğitim-Sen Başkanı Alaaddin Dinçer ve sendika yönetim kurulu üyelerinin yaralı öğretmenleri ziyaretini görüntülemek isteyen gaze- teciler, NumuneHastanesi1 nin güven- lik görevlileri taranndandövüldü. Ka- meramanve foto muhabirleri, çok sa- yıda güvenlik elemanmca darp edile- rek dışan atıldı. Başhekim Mahmut Koç, "arkadaşlan adınaözûr dilediğj- ni.bir >anhşanlaşıima oiduğunu" söy- ledi. Hastanede yatan öğretmen Erkan Baritanın topuğunun gaz bombası patlaması sonucuparçalandığı ve beş ay yürüyemeyeceği öğrenildı. KOMİSYON ÜYESİ, CHPXİAHMET ERStN: Şeındiııli olayı çok büinıneyenli denkleın AYŞESAYIN ANKARA - TBMM Insan Hak- lannı inceleme Komisyonu'nun CHP'liüyesiAhmetErsin, Şemdin- liolaylannı "çokbffinmeyenKdenk- lem" olarak nitelendirirken "Bu olay biryeniSusurhık olarakadlan- duilamaz. Ama eğer yargıdan tat- min edki bir sonuç çıkmazsa. Su- surhıkü'piörgüttenmekr ortaya çı- kabiBr" uyansında bulundu. Şemdinliolaylannı yerindeince- lemek için bölgeye giden TBMM Insan Haklan İnceleme Komisyo- nu heyetindeyer alanCHP'hErsin, bölgedeki izlenim ve değerlendir- melerini Cumhuri- yet'e anlattı. Yurttaş- lardan askeri yetki- ülere, Hakkâri Vali- si ve olayı soruştu- ran Cumhuriyet Sav- cısı'na kadar geniş birkesimle görüşme olanağı bulduklannı belirten Ersin, sade- ce bombalama ola- yma adı kanşan 3 isimden tek turuklu sanık olan PKK iti- rafçısı VeysdAteşile başka bir cezaevine nakledildiği için gö- rüşemediklerini bil- dirdi. Ersin'insapta- ma ve değerlendir- meleri özetle şöyle: # 9 Kasım'da UmutKitabevi' nde- ki patlamaya kadar, halkta bu olaylann arkasmda PKK'nin olduğu düşüncesi • Ahmet Ersin: Halkta Susurluk sendvomu var. Yargıdan tatmin edici sonuç çıkmazsa, Susurluk örgütlenmeleri yaşanabilir. ağırhktaşvyormuş. Ancak 2 astsu- bay, 1 PKK itirafçısının adının ka- nştığı 9 Kasım'daki UmutKitabe- vi'ndeki patlamadan sonra olayın içinde "devietin parmağı'' olduğu görüşü ağırlıkkazanmış durumda. • Askeriyetküiler, buolayı PKK ile Barzaniarasındaki "nünızeyle- mi" olarak değerlendiriyor. Çünkü o bölgede diğerlerinden farkh ola- rak PKK fazla etkin değil ancak küçümsenemeyecek bir Barzani sempatizanlığı var. Aynca eylemin son derece "acemice" yapıldığına dikkat çekiyorlar. # Olayda yargırun rolü çok önemli. Olaya adı kanştığı belirti- len 3 isimden sadece PKK itirafçı- smın tutuklanıp iki astsubayın, "2 güngüvenliyerdetutulduktan son- ra" sorguya alınması da kafalan kanştınyor. Savcüık, astsubayın tu- tuklanmamasını "yeterBdelübula- numaya" bağlıyor. Oysa sorguya ahnanastsubaylar, sürekli 3'lü ola- rak dolaştıklannı ve birbirlerinden hiç aynhnadıklanru söylüyor, Bu durumda "ya 3'ünün detutuklu ya da 3'ünün de serbest kalması gerekmez miydi" sorusu akla geliyor. Bu temel bir çelişki. •Kitabevinebom- balann ilki camdan, üdncisi tam pencere- nin karşısmdaki ka- pıdanbırakümış. Ben bombalann patlama süresi bakımındanbir kişının iki farklı yön- den bomba atıp ata- mayacağını araştır- dım. Bu çok zor gö- rünüyor. Kaldı ki ki- tabevinin sahibi Sefer Yıhnaz, "Ben cam- dan bombagdmcehe- pen kapıdan fırta- dnn" diyor. 0 zaman Sefer Yümaz' ın kapı- da, ikinci bombayı atankişiylekarşı kar- şıya gelmesi gerek- mezmiydi? Bu daka- falara takılan bir başka soru. • Olay, iki bilinmeyenli denk- lem gibi. Ama bu olayda Susurluk tipi bir örgütlenme görünmüyor. Dahaçok "durumdanvazife çıkar- ma" anlayışı olabüir. Ama eğerso- ruşturma sonucundan tatmin edici bir sonuç çıkmazsa, Susurluk tipi örgütlenmeler hızla yaygınlaşabi- ür. 0 nedenle sonışturma süreci çok iyi götürülmeü. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN özele teslim' İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Izmır'de hafta sonu gerçekleştirüen Ulusal Eğitım Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde, kamu bizmeti olması gereken eğitimin giderek holdinglerin ve çokuluslu şirketlerin ehne bırakıldığı vurgulandı. Ulusal Eğitim Derneği îzmir Şubesi, Dokuz Eylül Üniversitesı Atarürk tlke ve Inkılap Tarihi Enstitüsü, Balçova ve Bomova ADD şubeleri tarafindan düzenlenen kurultay sona erdi. Kurultayın sonuç bildirgesinde, müfredat programlan ve ders kitaplannın ulusal, laik, halkçı ve ınsancıl niteliklerden uzaklaşüğı vurgulandı. Bildirgede, Sözleşmeü Personel Yasası ve benzeri düzenlemelerle, öğretmenlerin iş güvencesinin yok edildiği belirtilerek "Öğretmenkrin pedagojik kimnği aşuıdırumakta, böylece işverenlerin boNiınduruğu altnia alınmak istenmektedir" denildi. Bildirgede şu görüşlere yer verildi. "Eğitiminher aknında 'Öğretim Birliği Yasası' işlemez hak getirümektedir. Vlusal düde eğitim,yerini hızla yabancı dilde eğitime bırakmaktacUr. EğitinL, soru soran, merak eden, oğrenmekten coşku duyan, doğani. ve insam sömürmekten uzak duran yiırttaş yetiştirecek şekflde düzenlenmelidir. Türkçe derslerin saat sayısı azaltümamahdır. Din dersleri ile ttgüi her türlü çalışma ulusal dil Türkçeyie yapdmahdır. Sorunlann çözülebümesi Başöğretmen Mustafa Kemal'in tam bağunsızuk ilkesinden besknen, ulusal, aydınlanmacı. halkçı, eğitime dönühnesine bağhdırT İki astsubay cezaevinde Şemdinli'deki olaylann ardmdan tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Başçavuş Kaya ve Astsubay Ildeniz, 'tedbiren' tutuklandı VAN (Qımhuriy«t)-HakkânninŞem- dinli üçesinde kitapçıya bomba atılma- sı olayma kanştıklan gerekçesiyle hak- lannda soruşturma açılan Başçavuş Ali Kaya ve Astsubay Ozcan bdeniz, "ted- biren" tutuklandî. Şemdinli'de 9 Kasım tarihinde Sefe- ri Yıhnaz' a aitUmut Kitabevi' ne bom- ba atüması olayı ile ilgiligözalnna ahn- dıktansonratutuksuz yargılanmak üze- re serbest bıraknan Başçavuş Kaya ile Astsubay tldeniz, dün sabah saatlerin- de soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısmm daveti üzerine ifade vermek için Van Adliyesi'ne geldiler. Kaya ve Üdeniz, avııkatlan emekli albay Mehmet Göçmen'le birlikte, savcı Ferhat San- kayu'ya ifade verdi. iki astsubay, daha sonratutuklamaistemiyle nöbetçi mah- kemeye sevk edildi. Yaklaşds 5 saat sü- ren duruşma sonucundamahkeme baş- kam, olayın "infiafc" yol açtığına işaret ederek Ali Kaya ile Özcan Ildeniz'in "tedbiren" tutuklanmasuıa karar verdi. 50 kjşinin ifadesine başvunüdu Bu arada, Van'da görevli savcılarSez- gm Kanmaz, İhrahim Özdemir ve Fer- hat Sankaya'run, geçen günlerde Şem- dinli'ye giderek, 50 kişinin ifadesine başvurduğu öğrenildi. Hakkâri'nin Şemdinliüçesinde 9 Ka- sun'da meydana gelen olayda Umut Ki- tabevi bombalanmıştı. Kitapçıya, bom- bayı koyduğu öne sürülen PKK itiraf- çısı VeyseiAteş. astsubaylann bulundu- ğu aracabinerkenhaüctarafindan yaka- lanmıştı. Polisetesum edilen astsubay- lann aracmda da bombalanan kitapçı- rıın krokisi, silahlar ve isim listesi çık- mıştı. Astsubaylar, ifadeleri aluıdıktan sonra serbest bıraküırken, PKK itiraf- çısı Veysel Ateş ile keşif sırasında ka- labahğa ateş açtığı ileri sürülen uzman çavuşTanjuÇavuş tutuklanmıştı. Şem- dinli olaylan ile ilgili savcının hazula- dığjfezleke, çete suçlamasıyla Van Cum- huriyet Başsavclığı'na gönderihnişti. Dosya ile ilgili yargı süreci, cumhuri- yet başsavcısının değerlendirmesine göre şekillenecek. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR orglcalislar@cumhuriyet.com.tr Vakit gazetesinin dünkü manşeti şöyleydi: "Batı'da içki kâbusu." Ha- berin spotunda ise şunlar yazıyordu: . "Tûrk toplumuna ömek olarak gös- terilen ve hatta 'dayatılan' Batıh ya- şam tarzı, tam bir çtkmazda... 'Alko- lün pençesinde' kıvranan Avrupa'da her yıl 600 bin kişi içkiden öiüyor." Haber uzayıp gidiyor. Sonuç olarak içki içenlerin zavallılığı üzerine geliş- tirilmiş bilgiler Vakit'çileri çok mem- nun etmişti. Bir de başı açık sarhoş görünüşlü bir kadın fotoğrafıyla ha- beri tamamlamışlar. Ben içki meraklısı birisi değilim. Zaten kimin neye meraklı olduğu kimseyi ilgilendirmez. Vakit gazetesi, Islamcı kesimin en hızlı AB karşıtı bölümünü temsil ediyor. Onlar, AB'ye karşı olduklan gibi "içki yasa- ğı" konusunda da en önde gidiyor- lar. Onların temel sloganlannı şöyle özetleyebiliriz: "Türbana özgürlük, içkiye yasak!" ••• AKP çevresı Vakit gazetesinin çiz- İçki Yasağı ve Islamcıların Açmazı gisine sıcak bakmaz. Onlan "fanatik" olarak değerlendirirler. Buraya kadar zaten bildiğimiz şeylerden söz ettim. Bildiğimiz bir şeyi daha ekleyeyim, AKP yönetimindeki çeşitli devlet te- sislerinde "içki yasağ/"nın kapsamı giderek genişl'ıyor. Dünkü Milliyet ga- zetesindeki habere göre 52 ilde bir- çok öğretmenevinde içki servisi ya- pılmıyor. Istanbul'da da Bahçelievler ve Cankurtaran öğretmenevlerinde içki yasağı uygulanıyor. İçki sağlığa zarartı mı? Uzmanlara göre her şeyin fazlası zararlı. Çok tatlı yerseniz de şişmanlarsınız, ko- lesterolünüz yükselir, kalp damarta- nnız tıkanır vb... Akşamlan bir bar- dak kırmızı şarabın da kolesterol da- hil birçok hastalığa iyi geldiğini dok- torlar söylüyoriar. Sigaranın içkiden daha zararlı olduğu da ayn bir ger- çek. Obezite, yani aşırı şişmanlık da çok yemekten ve hareketsizlikten kaynaklanan bir hastahk. Bütün bunlar sağlığa zararlı şeyler. Sağlığa zararlı o kadar çok şey var ki! ••• Hazır, içkiyi yasaklarruşken, siga- rayı, çok yemek yemeyi, tatlı yemeyi vb. yasaklayalım, olsun bitsin. Öme- ğin tuvaletten sonra temizlenmek için tuvalet kâğıdı kullanmamak da çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. "Türban" tartışması, Islamcı çev- reler tarafindan, çok önemli bir öz- gürlük konusu olarak ele alınıyor. Bir insanın demokratlığını "türban" ko- nusundaki tutumuyta değerlendıren- ler olduğunu biliyoruz. Aynı "de- mokrat"\\W ölçüsü, konu "içki yasa- ğf'na gelince inişe geçiyor. • • • Geçenlerde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şe- ner, "içki yasa^/"nın anlamsızlığını tfade eden değerlendirmelerde bu- lunmuştu. Makul şeyler söytemişti. Ancak AKP yönetimindeki resmi te- sislerde giderek artan "içki yasa- ğı"na bakınca, AKP'li görevlilerin, yasağa karşı çıkan bakanlannın söz- lerine değil, Vakit gazetesine itibar ettikleri anlaşılıyor. Burada birkaç söz de Vakitçilere söytenebilir. O çok "zavaliı" gördü- ğünüz ve içkiyte beyninin uyuştuğu- nu söylediğiniz Batı dünyasını, içki içmeyen islam dünyasıyla bir karşı- laştırsanız iyi olur. Bilim ve teknoloji alanında, ortalama insan yaşamı alanında, insanlanna rahat ve refah sağlamada İslam dünyası mı daha başanlı, "içkici" Batı dünyası mı? Islamcı kesimde zaman zaman Batı'nın ahlak ölçüleri üzerine de kendilerince onlara "acıyan" değer- lendirmeler yapılır. Aile sisteminin çöktüğünden, insan ilişkilennin do- nukluğundan söz edilir. Bunlarde doğruluk payı var. Batı uygarlığının kapitalist dünyanın, birçok zaafı ol duğunu, insan ilişkilerinde sıkıntıla yaşandığını söyleyebiliriz. Ancak bütün bunlar, İslam dünya sındaki zaafları, gerilıkleri, ilkellikler baskıcı kültürü haklı çıkarmaz ki! B tür yazılan yazarken kendi dünyam zın nerede durduğunu görüp or göre de konuşmak gerekiyor. ••• "Yasakçı zihniyet" sözcükleri 1 lamcı kesimin en beğendiği sözcü lerdendir. Yasakçı zihniyet, iyi bir ş değildir, ama ülkemizde çok yayg dır. Hemen herkes, kendisi dışınc kilerin yasaklarının yanında, kend ne uygulanan yasakların ise kaı sındadır. "Türban yasağına" kc çıkarken "içki yasağı" durağır beklemek de ülkemize özgü bir mokratlıktürü. "Batı'nın içki kâbuslan"n\ bıral1 sen kendi kâbuslarına bak. K merhemi olsa...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear