Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2005 SALI
HABERLER
DUN^ADABUGUN
\Lİ SİRMEN
Herkes Aklını Başına
Devşipsini
haberi okurken, hayvan sever dostlanmı, özel-
ikle her konuda yüreğindeki engin sevgiyi sütun-
anra yansıtmakta çok başanlı olup hepimizi gö-
nülden saran Bekir Coşkun'u düşündüm.
Şemdinli olaylannı soruşturmakta olan TBMM
Insan Hakları inceleme Komisyonu üyelerinin
îüy>erinj diken diken eden olaylan haberteştirmiş
Saygı Öztürk.
haberde, polis ve askerierin kullandıkları köpek
ve gıivercinlere yapılan işkenceler anlatılıyordu.
Canlı canlı kanatlanndan duvarlara çivilenmiş
posta güvercinleri ve eritilmiş naylon ile gözteri
kör edilmiş veya üzerine benzin dökülerek yakıl-
mış polis köpekleri...
Insan ruhunun sefaletinın varabileceği son nok-
tadtr bilinci olmayan hayvana yapılan işkence...
Bu davranış biçimini bir kavmin geleneksel ya-
banıllığına, ilkelliğine bağlamaya kalkmak yanlış
olduğu kadar, ırkçı bir tavırdır.
Insanın içini bulandıran, ömeğinin hiçbir yara-
tıkta görülmesine olanak bulunmayan bu davra-
nış biçimi ile geleneksel töre cinayeti arasında
haklı olarak bir bağlantı kurabilirsiniz, ama bunla-
ra etnik bir kılrf giydiremezsiniz.
Bugün içinde yaşadığımız sorunun püf noktası
da zaten, olaylann etnik nedenlerie açıklanması-
na çalışılmasıdır.
Olay etnik değil, sosyolojiktir. Bu akıl almaz
vahşetin ve ilkelliği de aşan çöküntünün nedenini
etnisitede değil; geri kalmış, cahil, feodal, tanm
toplumunun yapısında aramak gerekir.
• • •
Kökenine doğru tanı koymamız, olayın önemi
açısından da zorunludur. Böylesine bir kinin tut-
sağı olan insanlar, bir değişime uğramadan, han-
gi özgürlüğü, hangi demokrasiyi sağlayabilirler
kendilerine veya kardeşlerine?...
Onlar ki, kör gelenekleri ve çağın gerisinde kal-
mış değer yargılan yüzünden bizzat kardeşlerine
ve evlatlanna kıymaktan bile çekinmemektedirier.
Ve bu yapı değişmeden, onun eseri olan insanlar
nasıl bir değişime uğratılabilirier?
Demokrasiden, demokratik çözümden, banş-
tan söz eden, programlar öneren bölge önde ge-
lenlerinin kaç tanesi sorunun özü olan bu nokta-
ya dokunuyoriar? Bunlann önemli bir bölümünün
feodal düzenin egemenleri olduklarını bilmiyor
muyuz?
Onderi baskının simgesi olan tıareketler, nasıl
bir özgürtük ve demokrasi doğurabilirler ki?
Herkes aklını başına devşirsin!
Sorun etnik olmanın çok ötesindedir.
Böylesine bir kini doğuran düzen değişmedik-
çe, hiçbir çözüm olamaz.
Kimse halklann bahtsızlığtnı ve mutsuzluğunu
daha da arttıracak, halklan karşıt taraflar haline
getirip etnik saflaşmayı kışkırtıp egemen kılacak
davranışlarda, önerilerde bulunmasın!
Toplumlan, gerçekleşmesi teorik olarak müm-
kün görülse bile fiilen mümkün olmayan çözümle-
rin peşine takarak, halkın bir bölümüne üîkenin en
gelişmiş bölgelerinin kapanması sonucunu doğu-
racak öneriler, programlar peşinde koşturmak
kimseye ama kimseye yarar sağlamayacaktır.
Feodal düzenin bu geri kalmışlıktaki birincil et-
kisini gözden kaçırmak amacıyla etnik çelişkiyi,
çatışmayı kaşımak kendi insanına ihanettir.
• • •
Ülkedeki sorunu, kendi amaçlan doğrultusun-
da kaşımak, ilk bakışta masum gibi görünen
saptamalarla, tehlikeli önerilere yol açmak kim-
seye yarar sağlamaz. Çağdaş laik toplumda, bir
başbakan eğer, bizi birleştiren öğenin din oldu-
ğunu söylüyorsa, bunun ne gibi tehlikeli sonuçla-
ra yol açabileceğini görmek zorundayız.
Açın yakın tarihimizi bir bakın!
Anadolu'da masum insanların kanının dökül-
mesine yol açan Şeyh Sait de bizi birleştiren
öğenin din olduğunu söylüyor; ama buradan yola
çıkarak, hilafetin kaldırılmastnın bu birleştirici
öğeyi ortadan yok ettiğini ileri sürüp, hilafetin kal-
dınlmasının üstünden bir yıl bile geçmeden isyan
bayrağını açarak Türkiye'yi parçalamaya çalışı-
yordu.
Şeyh Sait'in girişiminin kimlere neler kaybettir-
diği, hangi yabancı güçlere neler kazandırdığını,
olayın nasıl geliştiğini bilmeyenler, Uğur Mum-
cu'nun "Kûrt - Istam Ayaklanması" kitabını oku-
yabilirler.
Uğur, aramızdan ayrılmasından yıllar sonra da
eserleriyle yolumuza ışık tutuyor.
Başbakan'ın, uçakta kimi medya mensuplanna
söyledikleri üzerinde uzun uzun düşünmek ve bu
mantığın hangi tehlikeli sonuçlara varabileceğini
görmek zorundayız.
Evet herkes aklını başına toplasın!
Kimse, insanlan daha da mutsuz edecek çık-
mazlara sokmaya çalışrnasın toplumu!
asirmenfg cumhuriyet.com.tr
SAVCILIKLARA TALÎMAT UYARISI
tçişleri'nden 'odli
kolluk'genelgesi
ANKARA (Cuınhuriyet Bürosu) - îçişleri Bakaıu
Abdülkadir Aksu, adİi kolluk sisteminin nasıl iş-
leyeceği konusunda valiliklere bir genelge gön-
derdi. Bazı cumhuriyet başsavcüıklannca "adü
hjzmetlerin yürûtühnesine flişkin usul ve esaslann
düzenlenmesi" gerekçesiyle emniyet ve jandanna
birimlerine talimatlar verildiği kaydedilen genel-
gede, bu talimatlarda, yazışmalarda "adü koOuk
komutanhğı veya adKkolluk amuiiğT başlıklan-
nın kuUanılmasırun istendiği belirtildi. Genelge-
de, cumhuriyet başsavcılıklarının emnıyet ve jan-
darma birimlerine verdiği söz konusu talimatla-
rın anayasa, kanunlar ve kanun hükmünde karar-
name hükümleri ile yönetmeliklere açıkça aykın
bulunduğu kaydedildi. Genelgede. "Hukuld da-
yanağı olmayan söz konusu talinıaüann herhangi
bir geçertiüği ve uygulama kabüiyeti bulunma-
maktadır* denildı. Genelgede, cumhuriyet baş-
savcılıklannın önleyici kolluk hususlannda her-
hangi bir karar ve önlem ahna yetkilerinin bulun-
n»adığı için emniyet ve jandarmaya talimat ver-
melerinin mümkün olmadığı kaydedildi.
Eğitim-Sen'in eyleminde öğretmenlere cop ve gazla müdahale edilmesine tepkiler sürüyor
'Meydarûar şeriatçıyaserbest'• DİSK Genel Sekreteri Musa
Çam: AKP, Konya'da şeriat
isteyenlerin düzenlediği mitinge
izin verirken öğretmenlere cop
ve biber gazını reva gördü.
İSTANBUUANKARA (Cumhuri-
yet) Eğitim-Sen'in "Büyük Eğitimci
Yürüyüşü''nde, öğretmenlere cop ve
gaz bombalanyla müdahale edilmesi-
ne tepkiler surerken yaralanan öğret-
menlerigörüntülemek isteyen gazete-
ciler, Numune Hastanesi'nin güven-
ük görevlileri tarafından dövüldü.
DÎSK Genel Sekreten Musa Çam,
îstanbul Tabip Odası Başkanı Prof.
Gcnçay Gürsoy, îstanbul Eczacılar
Odası Genel Sekreteri SemihGüngör
ve MMO îstanbul Şubesi Başkanı Fa-
rukSevim'in katıhmıyla DİSK Genel
Merkezi'nde düzenlenen toplanuda,
öğretmenlere uygulanan poüs şiddeti
protesto edildi. Çam, masumane ta-
leplerle eylemekaûlanöğreönerüere ya-
püansaldınnınAKP'ninemekçilereba-
kış açısını ortaya koyduğunu söyledi.
Ankara'da fıili olarak olağanüstü hal
uygulandığını söyleyenÇam şöyle ko-
nuştu: "AKP iktidan, Konya'da kara
Yine öğretmene dayak!
Sakhnya uğrayan oğretaeo-
lerden Yusuf Yatçın, Kocaefi
Devlet Hastanesi'ne kakürüdı.
İZMİT(Cumhuriyrt)-Öğretmenlere
yönelik şiddet olaylanna bir yenisi da-
ha eklendi. Şemdinh'deAdnan Çelikad-
lı öğretmenin silahla NTirularaköldürül-
mesinin ardından şimdi de Izmit Lise-
si*nde ders sırasında sınıflara giren 2ki-
şi, felsefe öğretmeni Vusuf Yalçın ile
edebiyat öğretmeni Mustafa îbiş'e sal-
dırdı.'HLD. (17) ile SJL (18) adlı zanlı-
lann Ülkü Ocaklan'na kayıtlı olduğu
iddiaedilirken, öğretmenlerin Eğitim-Sen
üyesiolduğubelirtildi. Aldıklan darbe-
lerle yaralanan Yalçın ile îbiş, Kocaeli
De\letHastanesi'nekaldınldı. Zanlılar,
diğer öğretmenlertarafindan yakalanarak
polise teslim edildi.
Egitim-Sen Başkanı AlaaddinDinçer.
*Eli sopah de>1eti örnek alan v~urttaşla-
nn gücü de öğretmene yetiyor. Olayın
kışkırma sonucu ortaya çıknuş, organi-
zebir e\1emolduğu kamsında\ız" dedi.
Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi Başkanı Os-
man Bahçeci de "Bizegöre okula nokta
operasyonu \apunuşnr" diye konuştu.
KURULTAY BÎLDtRGESÎ
'Eğitirn
çarşafh insanlarm'Yaşasın tslam, ba-
şörtüsüz asla' pankarüamia miting
düzenlemesuıeizinverdi.Sanvsun'da da
20 bin kişhe yağmurluk dağıtn. Bun-
lara karşin.hakkım ara\-anöğretmen-
lere ise tazvikn su, cop ve biber gaanı
reva gördü.' Prof. Gürsoy, öğretmen-
lere yönelik saldmnın "Türldye'nin
yüzkaras»" olduğunu söyledi. Gürsoy,
Erdoğan'ın, polis şiddetinimazur gös-
terme çabasma dıkkat çekerek "Şeri-
at isteyen insanlara karşı hoşgörü gös-
terirken hak takbinde bulunan öğret-
menlerekarşı bu tavn,iktidann niteli-
ğini gösteriyor* diye konuştu. Sevim
de eğjrimcilere koşulsuz destek vere-
ceklerini belirtti. Güngör ise sağhk
meslek örgütleri olarak kararlı bir du-
ruşu sergileyeceklerini vurguladı.
Gazeteciler de tartaklandı
Öte yandan Eğitim-Sen Başkanı
Alaaddin Dinçer ve sendika yönetim
kurulu üyelerinin yaralı öğretmenleri
ziyaretini görüntülemek isteyen gaze-
teciler, NumuneHastanesi1
nin güven-
lik görevlileri taranndandövüldü. Ka-
meramanve foto muhabirleri, çok sa-
yıda güvenlik elemanmca darp edile-
rek dışan atıldı. Başhekim Mahmut
Koç, "arkadaşlan adınaözûr dilediğj-
ni.bir >anhşanlaşıima oiduğunu" söy-
ledi. Hastanede yatan öğretmen Erkan
Baritanın topuğunun gaz bombası
patlaması sonucuparçalandığı ve beş
ay yürüyemeyeceği öğrenildı.
KOMİSYON ÜYESİ, CHPXİAHMET ERStN:
Şeındiııli olayı çok
büinıneyenli denkleın
AYŞESAYIN
ANKARA - TBMM Insan Hak-
lannı inceleme Komisyonu'nun
CHP'liüyesiAhmetErsin, Şemdin-
liolaylannı "çokbffinmeyenKdenk-
lem" olarak nitelendirirken "Bu
olay biryeniSusurhık olarakadlan-
duilamaz. Ama eğer yargıdan tat-
min edki bir sonuç çıkmazsa. Su-
surhıkü'piörgüttenmekr ortaya çı-
kabiBr" uyansında bulundu.
Şemdinliolaylannı yerindeince-
lemek için bölgeye giden TBMM
Insan Haklan İnceleme Komisyo-
nu heyetindeyer alanCHP'hErsin,
bölgedeki izlenim ve değerlendir-
melerini Cumhuri-
yet'e anlattı. Yurttaş-
lardan askeri yetki-
ülere, Hakkâri Vali-
si ve olayı soruştu-
ran Cumhuriyet Sav-
cısı'na kadar geniş
birkesimle görüşme
olanağı bulduklannı
belirten Ersin, sade-
ce bombalama ola-
yma adı kanşan 3
isimden tek turuklu
sanık olan PKK iti-
rafçısı VeysdAteşile
başka bir cezaevine
nakledildiği için gö-
rüşemediklerini bil-
dirdi. Ersin'insapta-
ma ve değerlendir-
meleri özetle şöyle:
# 9 Kasım'da
UmutKitabevi' nde-
ki patlamaya kadar,
halkta bu olaylann
arkasmda PKK'nin
olduğu düşüncesi
• Ahmet
Ersin: Halkta
Susurluk sendvomu
var. Yargıdan
tatmin edici sonuç
çıkmazsa, Susurluk
örgütlenmeleri
yaşanabilir.
ağırhktaşvyormuş. Ancak 2 astsu-
bay, 1 PKK itirafçısının adının ka-
nştığı 9 Kasım'daki UmutKitabe-
vi'ndeki patlamadan sonra olayın
içinde "devietin parmağı'' olduğu
görüşü ağırlıkkazanmış durumda.
• Askeriyetküiler, buolayı PKK
ile Barzaniarasındaki "nünızeyle-
mi" olarak değerlendiriyor. Çünkü
o bölgede diğerlerinden farkh ola-
rak PKK fazla etkin değil ancak
küçümsenemeyecek bir Barzani
sempatizanlığı var. Aynca eylemin
son derece "acemice" yapıldığına
dikkat çekiyorlar.
# Olayda yargırun rolü çok
önemli. Olaya adı kanştığı belirti-
len 3 isimden sadece PKK itirafçı-
smın tutuklanıp iki astsubayın, "2
güngüvenliyerdetutulduktan son-
ra" sorguya alınması da kafalan
kanştınyor. Savcüık, astsubayın tu-
tuklanmamasını "yeterBdelübula-
numaya" bağlıyor. Oysa sorguya
ahnanastsubaylar, sürekli 3'lü ola-
rak dolaştıklannı ve birbirlerinden
hiç aynhnadıklanru söylüyor, Bu
durumda "ya 3'ünün detutuklu ya
da 3'ünün de serbest
kalması gerekmez
miydi" sorusu akla
geliyor. Bu temel bir
çelişki.
•Kitabevinebom-
balann ilki camdan,
üdncisi tam pencere-
nin karşısmdaki ka-
pıdanbırakümış. Ben
bombalann patlama
süresi bakımındanbir
kişının iki farklı yön-
den bomba atıp ata-
mayacağını araştır-
dım. Bu çok zor gö-
rünüyor. Kaldı ki ki-
tabevinin sahibi Sefer
Yıhnaz, "Ben cam-
dan bombagdmcehe-
pen kapıdan fırta-
dnn" diyor. 0 zaman
Sefer Yümaz' ın kapı-
da, ikinci bombayı
atankişiylekarşı kar-
şıya gelmesi gerek-
mezmiydi? Bu daka-
falara takılan bir başka soru.
• Olay, iki bilinmeyenli denk-
lem gibi. Ama bu olayda Susurluk
tipi bir örgütlenme görünmüyor.
Dahaçok "durumdanvazife çıkar-
ma" anlayışı olabüir. Ama eğerso-
ruşturma sonucundan tatmin edici
bir sonuç çıkmazsa, Susurluk tipi
örgütlenmeler hızla yaygınlaşabi-
ür. 0 nedenle sonışturma süreci
çok iyi götürülmeü.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
özele
teslim'
İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
Izmır'de hafta sonu gerçekleştirüen
Ulusal Eğitım Kurultayı'nın sonuç
bildirgesinde, kamu bizmeti olması
gereken eğitimin giderek
holdinglerin ve çokuluslu şirketlerin
ehne bırakıldığı vurgulandı.
Ulusal Eğitim Derneği îzmir Şubesi,
Dokuz Eylül Üniversitesı Atarürk
tlke ve Inkılap Tarihi Enstitüsü,
Balçova ve Bomova ADD şubeleri
tarafindan düzenlenen kurultay sona
erdi. Kurultayın sonuç bildirgesinde,
müfredat programlan ve ders
kitaplannın ulusal, laik, halkçı ve
ınsancıl niteliklerden uzaklaşüğı
vurgulandı. Bildirgede, Sözleşmeü
Personel Yasası ve benzeri
düzenlemelerle, öğretmenlerin iş
güvencesinin yok edildiği belirtilerek
"Öğretmenkrin pedagojik kimnği
aşuıdırumakta, böylece işverenlerin
boNiınduruğu altnia alınmak
istenmektedir" denildi. Bildirgede şu
görüşlere yer verildi. "Eğitiminher
aknında 'Öğretim Birliği Yasası'
işlemez hak getirümektedir. Vlusal
düde eğitim,yerini hızla yabancı dilde
eğitime bırakmaktacUr. EğitinL, soru
soran, merak eden, oğrenmekten
coşku duyan, doğani. ve insam
sömürmekten uzak duran yiırttaş
yetiştirecek şekflde düzenlenmelidir.
Türkçe derslerin saat sayısı
azaltümamahdır. Din dersleri ile ttgüi
her türlü çalışma ulusal dil Türkçeyie
yapdmahdır. Sorunlann
çözülebümesi Başöğretmen Mustafa
Kemal'in tam bağunsızuk ilkesinden
besknen, ulusal, aydınlanmacı. halkçı,
eğitime dönühnesine bağhdırT
İki astsubay cezaevinde
Şemdinli'deki olaylann ardmdan tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakılan Başçavuş Kaya ve Astsubay Ildeniz, 'tedbiren' tutuklandı
VAN (Qımhuriy«t)-HakkânninŞem-
dinli üçesinde kitapçıya bomba atılma-
sı olayma kanştıklan gerekçesiyle hak-
lannda soruşturma açılan Başçavuş Ali
Kaya ve Astsubay Ozcan bdeniz, "ted-
biren" tutuklandî.
Şemdinli'de 9 Kasım tarihinde Sefe-
ri Yıhnaz' a aitUmut Kitabevi' ne bom-
ba atüması olayı ile ilgiligözalnna ahn-
dıktansonratutuksuz yargılanmak üze-
re serbest bıraknan Başçavuş Kaya ile
Astsubay tldeniz, dün sabah saatlerin-
de soruşturmayı yürüten cumhuriyet
savcısmm daveti üzerine ifade vermek
için Van Adliyesi'ne geldiler. Kaya ve
Üdeniz, avııkatlan emekli albay Mehmet
Göçmen'le birlikte, savcı Ferhat San-
kayu'ya ifade verdi. iki astsubay, daha
sonratutuklamaistemiyle nöbetçi mah-
kemeye sevk edildi. Yaklaşds 5 saat sü-
ren duruşma sonucundamahkeme baş-
kam, olayın "infiafc" yol açtığına işaret
ederek Ali Kaya ile Özcan Ildeniz'in
"tedbiren" tutuklanmasuıa karar verdi.
50 kjşinin ifadesine başvunüdu
Bu arada, Van'da görevli savcılarSez-
gm Kanmaz, İhrahim Özdemir ve Fer-
hat Sankaya'run, geçen günlerde Şem-
dinli'ye giderek, 50 kişinin ifadesine
başvurduğu öğrenildi.
Hakkâri'nin Şemdinliüçesinde 9 Ka-
sun'da meydana gelen olayda Umut Ki-
tabevi bombalanmıştı. Kitapçıya, bom-
bayı koyduğu öne sürülen PKK itiraf-
çısı VeyseiAteş. astsubaylann bulundu-
ğu aracabinerkenhaüctarafindan yaka-
lanmıştı. Polisetesum edilen astsubay-
lann aracmda da bombalanan kitapçı-
rıın krokisi, silahlar ve isim listesi çık-
mıştı. Astsubaylar, ifadeleri aluıdıktan
sonra serbest bıraküırken, PKK itiraf-
çısı Veysel Ateş ile keşif sırasında ka-
labahğa ateş açtığı ileri sürülen uzman
çavuşTanjuÇavuş tutuklanmıştı. Şem-
dinli olaylan ile ilgili savcının hazula-
dığjfezleke, çete suçlamasıyla Van Cum-
huriyet Başsavclığı'na gönderihnişti.
Dosya ile ilgili yargı süreci, cumhuri-
yet başsavcısının değerlendirmesine
göre şekillenecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR orglcalislar@cumhuriyet.com.tr
Vakit gazetesinin dünkü manşeti
şöyleydi: "Batı'da içki kâbusu." Ha-
berin spotunda ise şunlar yazıyordu: .
"Tûrk toplumuna ömek olarak gös-
terilen ve hatta 'dayatılan' Batıh ya-
şam tarzı, tam bir çtkmazda... 'Alko-
lün pençesinde' kıvranan Avrupa'da
her yıl 600 bin kişi içkiden öiüyor."
Haber uzayıp gidiyor. Sonuç olarak
içki içenlerin zavallılığı üzerine geliş-
tirilmiş bilgiler Vakit'çileri çok mem-
nun etmişti. Bir de başı açık sarhoş
görünüşlü bir kadın fotoğrafıyla ha-
beri tamamlamışlar.
Ben içki meraklısı birisi değilim.
Zaten kimin neye meraklı olduğu
kimseyi ilgilendirmez. Vakit gazetesi,
Islamcı kesimin en hızlı AB karşıtı
bölümünü temsil ediyor. Onlar,
AB'ye karşı olduklan gibi "içki yasa-
ğı" konusunda da en önde gidiyor-
lar. Onların temel sloganlannı şöyle
özetleyebiliriz: "Türbana özgürlük,
içkiye yasak!"
•••
AKP çevresı Vakit gazetesinin çiz-
İçki Yasağı ve Islamcıların Açmazı
gisine sıcak bakmaz. Onlan "fanatik"
olarak değerlendirirler. Buraya kadar
zaten bildiğimiz şeylerden söz ettim.
Bildiğimiz bir şeyi daha ekleyeyim,
AKP yönetimindeki çeşitli devlet te-
sislerinde "içki yasağ/"nın kapsamı
giderek genişl'ıyor. Dünkü Milliyet ga-
zetesindeki habere göre 52 ilde bir-
çok öğretmenevinde içki servisi ya-
pılmıyor. Istanbul'da da Bahçelievler
ve Cankurtaran öğretmenevlerinde
içki yasağı uygulanıyor.
İçki sağlığa zarartı mı? Uzmanlara
göre her şeyin fazlası zararlı. Çok
tatlı yerseniz de şişmanlarsınız, ko-
lesterolünüz yükselir, kalp damarta-
nnız tıkanır vb... Akşamlan bir bar-
dak kırmızı şarabın da kolesterol da-
hil birçok hastalığa iyi geldiğini dok-
torlar söylüyoriar. Sigaranın içkiden
daha zararlı olduğu da ayn bir ger-
çek. Obezite, yani aşırı şişmanlık da
çok yemekten ve hareketsizlikten
kaynaklanan bir hastahk. Bütün
bunlar sağlığa zararlı şeyler. Sağlığa
zararlı o kadar çok şey var ki!
•••
Hazır, içkiyi yasaklarruşken, siga-
rayı, çok yemek yemeyi, tatlı yemeyi
vb. yasaklayalım, olsun bitsin. Öme-
ğin tuvaletten sonra temizlenmek
için tuvalet kâğıdı kullanmamak da
çok çeşitli sağlık sorunlarına yol
açabiliyor.
"Türban" tartışması, Islamcı çev-
reler tarafindan, çok önemli bir öz-
gürlük konusu olarak ele alınıyor. Bir
insanın demokratlığını "türban" ko-
nusundaki tutumuyta değerlendıren-
ler olduğunu biliyoruz. Aynı "de-
mokrat"\\W ölçüsü, konu "içki yasa-
ğf'na gelince inişe geçiyor.
• • •
Geçenlerde Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şe-
ner, "içki yasa^/"nın anlamsızlığını
tfade eden değerlendirmelerde bu-
lunmuştu. Makul şeyler söytemişti.
Ancak AKP yönetimindeki resmi te-
sislerde giderek artan "içki yasa-
ğı"na bakınca, AKP'li görevlilerin,
yasağa karşı çıkan bakanlannın söz-
lerine değil, Vakit gazetesine itibar
ettikleri anlaşılıyor.
Burada birkaç söz de Vakitçilere
söytenebilir. O çok "zavaliı" gördü-
ğünüz ve içkiyte beyninin uyuştuğu-
nu söylediğiniz Batı dünyasını, içki
içmeyen islam dünyasıyla bir karşı-
laştırsanız iyi olur. Bilim ve teknoloji
alanında, ortalama insan yaşamı
alanında, insanlanna rahat ve refah
sağlamada İslam dünyası mı daha
başanlı, "içkici" Batı dünyası mı?
Islamcı kesimde zaman zaman
Batı'nın ahlak ölçüleri üzerine de
kendilerince onlara "acıyan" değer-
lendirmeler yapılır. Aile sisteminin
çöktüğünden, insan ilişkilennin do-
nukluğundan söz edilir. Bunlarde
doğruluk payı var. Batı uygarlığının
kapitalist dünyanın, birçok zaafı ol
duğunu, insan ilişkilerinde sıkıntıla
yaşandığını söyleyebiliriz.
Ancak bütün bunlar, İslam dünya
sındaki zaafları, gerilıkleri, ilkellikler
baskıcı kültürü haklı çıkarmaz ki! B
tür yazılan yazarken kendi dünyam
zın nerede durduğunu görüp or
göre de konuşmak gerekiyor.
•••
"Yasakçı zihniyet" sözcükleri 1
lamcı kesimin en beğendiği sözcü
lerdendir. Yasakçı zihniyet, iyi bir ş
değildir, ama ülkemizde çok yayg
dır. Hemen herkes, kendisi dışınc
kilerin yasaklarının yanında, kend
ne uygulanan yasakların ise kaı
sındadır. "Türban yasağına" kc
çıkarken "içki yasağı" durağır
beklemek de ülkemize özgü bir
mokratlıktürü.
"Batı'nın içki kâbuslan"n\ bıral1
sen kendi kâbuslarına bak. K
merhemi olsa...