25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 22 KASIM 2005 SALI HABERLER DUNYADABUGUTV ALİ SİRMEN Fırafın Meşrtıiyet Anlayışı Eksik AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, demokrasiyi bilenlerin kabul et- meleri güç olan bir açıklama yaparak "Kimileri gayri meşru yollarla yönetimi ele geçirmeye kalkıyor" diyor. Böylesi bir açıklama, son kırk beş yılının önemli bir bölümünü darbeler ülkesi olarak geçirmiş olan Türkiye'de hemen şu so- ruyu getirir akla: - Ne oluyor? Türkiye yeni bir darbeye mi, gebe? Oysa Fırat'ın da konuşmasında belirttiği gibi, Türkiye'de darbeler dönemi artık geride kalmış- tır. Darbeler döneminin geride kalmış olması, artık Türkiye'deki iktidarlann demokrasiye tam olarak uymalanndan, oyunun kurallan ve ana- yasanın ilkeleri dışına taşmaktan özenle kaçın- malarından kaynaklanmıyor. Darbe döneminin artık bitmiş olması, halkın geçmiş darbelerden edindiği deneyimlerle bu tür girişimlerden bir sonuç alınmayacağını anlamasının ve darbe gi- rişimlerine destek vermemesinin sonucudur. Saptama ilk bakışta yadırgatıcı görünebilir. Ama Türkiye'nin yaşadığı üç klasik, bir postmodern darbenin hepsinin halkın zımni desteğini sağla- dığını unutmayalım. Bugün böyle bir ortam yok. Zaten olsa bile, ABD'nin sonuna dek desteklediği bir iktidara karşı darbe yapacak bir güç yok Türkiye'de. Bu yüzdendir ki, budala olmayan hiç kimse, Türkiye'de darbeye bel bağlamaz, bağlayamaz. Demek ki, Fırat'ın suçlaması dayanaksızdır. • • • Fırat'ın darbe konusundaki suçlamaları daya- naksız olduğu gibi, iktidann meşruiyetini yalnız- ca halkoyuna dayandıran görüşü de çağdaş demokrasi açısından mesnetten yoksundur. Rejimi ve onun sınırlannı çizen anayasasının il- keleri ile savaş halinde olan bir iktidann salt hal- koyunun önemli bir bölümünü arkasına almasına bakarak meşru olduğunu söylemek mümkün mü- dür? Ülkesinde birden fazla çok vahim sorunla karşı karşıya olduğu halde, yapay gündemlerie dikkatleri başka yöne çekmeye çalışırken yeni gerginlikler yaratan bir iktidar, kendi meşruiyeti- ni tartışma konusu haline getirmek gibi akılla bağdaşmayan bir davranış içinde değil midir? Belirti siyasal hedefleri ilan ederek alınmış olan oylar, Cumhunyetin laik niteliğini çiğneyip değiş- tirmek hakkını verir mi herhangi bir iktidara? Hele hele o iktidar, laikliğe saygılı olacağını vaat ede- rek işbaşına gelmiş olursa... Hoş, önceden laiklik karşrtlığını afişe ederek, kayıtlı seçmenin yüzde 33'ünün oyunu almış olmak da sonucu degiştir- meyecektirya... Rejimin temellerinden olan ve anayasa ilkeleri arasında yer alan laiklikle çatışarak meşru olmak mümkün değildir. Bu noktada, anayasanın laik- likle ilgili maddelerini, halkın tümünün ya da tü- müne yakınının oylanyla değiştirilmesi halinde meşruiyetin sağlanabilip sağlanamayacağı konu- su çıkıyor ortaya. Bugünkü anayasa çerçevesin- de, böyle bir degişikliğin önerilmesi bile yasak ol- duğuna göre, bu tartışmanın da bir anlamı olma- yacaktır. • • • Yürüriükte olan anayasanın tümüyle ortadan kaldırılması, bir kurucu meclis ile yepyeni bir anayasa hazırianarak, laik Cumhuriyetin Islam cumhuriyetine çevrilmesi halinde, milli iradeye dayanma koşulu yerine getirilmiş olacak, ama milli iradeye dayanan bu rejimin demokratik meşruiyeti olup olmadığı sorusu yine açıkta kalmayı sürdürecektir. Elli bin kez söyledik, yaz- dık. Çağdaş demokrasiler, milli iradenin her di- lediğini dilediği gibi yaşama geçirebileceği re- jimler değildir. Bugün, velev ki seçmenin oyunun çoğunlu- ğuna dayanarak Almanya'yı bir Protestan, Fransa'yı bir Katolik cumhuriyeti haline getir- meyi değil denemek, düşünmek bile mümkün müdür? Değildir, çünkü bu ülkeler çağdaş birer demokrasidirler. Kavramlan çarpıtarak demokrasilerin özüyle bağdaşmayan meşruiyet teorileri geliştirmenin kimseye sağlayacağı bir yarar yoktur. Tıpkı, de- mokraside, milletin temsilcilerinin yasama ve iktidan denetleme görevini yerine getirirlerken herhangi bir baskıyla karşı karşıya kalmamalan- nı sağlamak üzere getirilmiş olan dokunulmaz- lık kurumunun çarprtılarak, lüpçülüğü, dızdızcılı- ğı, yolsuzluğu, hırsızlığı, dokunulmazlık zırhı al- tına saklamayı amaçlayan davranışlar gibi... En büyük yanılgı da meşruiyetin özünü saptır- manın, yakın görünürde bir yaptınm olasılığı gö- rünmediği için bir zarar vermeyeceğini düşün- mektir. Demokratik meşruiyetin dışına düşmüş olan iktidarlann sonlan er veya geç hüsran olacaktır. Bu hüsranın ise illa bir darbeyle oluşması hiç de zorunlu değildir. Bilmem anlatabiliyor muyum? asirmen@cumhuriyet.com.tr 15 Ocak'a kadar seyahate gıden yol Âkess'ten geçer! • 9000 YTL'lik harcamanıza ücretsiz gidiş-dönüş atlasjet bileti! • 5000 YTL'lik harcamanıza ücretsiz gidiş-dönüş varan bileti! • Kampan» '5 EylJ 2005 -15 Ocak 200» Urlhlcfi arasmda harcaınalann toptamı İÇIP geçertıdir Baykal tek aday olarak girdiği seçimde güven tazeledi, fakat ekibi içindeki çekişmeyi engelleyemedi CHP'nin seçimvitrinihazırAMC4RA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nı DenEBaykaL 31. olaganku- rultayda güven tazeleıken eki- bi içindeki güvensızliğin giz- lenemez boyutlara ulaştığı da ortaya çıktı. Baykal'ın kurul- tay öncesinde "Sakınyapma- ym" diye uyarmasına karşın Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Eş- ref Erdem ekiplerinin kunıl- tayda liste çizme yanşına gir- mesi dikkati çekti. CHP'nin 31. olağan kurul- tayında partinin seçim vitrini ortaya çıktı. 80 kişilik PM'de sadece 8 üye değişirken kong- relerde genel merkez adayla- nna karşı çıkanlann liste dışı bırakılması dikkati çekti. Ba- zı isimlerin belediye meclisi üyelerinin PM'ye alınmama- sı ilkesi doğrultusunda liste dışı bırakıldığı kaydedilirken 2 tzmır milletvekılının liste- ye alınmaması "Izmirflkong- resmdeki tavufennm bedeti" olarak yorumlandı. Kulislerde, "Belediye mec- fis üyelerini çıkanrsak sadece 2 Izmiriüyeyideğiştinnekiçin kurultay toplanmış görünü- yor" yorumlan yapıldı. Liste dışı bırakılanlardan Izmirmil- letvekili BülentBaratah, *Ge- nei başkanın takdiridir. Biz, tzmir için doğru olanı yapnk. Bu,onunsonucudur" demek- le yetindi. CHP PM'nin bu hafta sonu Önder Sav • Deniz Baykal'ın kurultay öncesinde "Sakın yapmayın" diye uyarmasına karşın Genel Sekreter Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem ekiplerinin kurultayda liste çizme yanşına girmesi dikkati çekti. Baykal'ın en yakın çalışma arkadaşlannın listede en çok "çizik" yiyerek en alt sıralardan yönetime girmesi dikkati çekerken bunun MYK'ye yansıyıp , yansunayacağı da merak konusu oldu. DELEGASYON KIRGIN Izmir örgütü devre dışı HAKANDtRİK Eşref Erdem toplanarak görev bölümü yap- ması bekleniyor. Baykal'ın en yakın çalışma arkadaşlannın listede en çok "çjnk" yiyerek en alt sıralardan yönetime gir- mesi dikkati çekerken bunun MYK"ye yansıyıp yansımaya- cağı da merak konusu oldu. Kulislerde, Baykal'ın "çtdk" yanşına tepki gösterdiği, an- cak MYK'de kapsamlı bir de- ğişiklik yapmasının beklen- mediği dile getinldi. BaykaTın MYK'de Genel Sekreter Önder Sav ve Genel Başkan Yardımcısı Eşref Er- dem arasındaki dengeyi koru- ması bekleniyor. MYK üye- lerinden îzmirmilletvekili Se- dat Uzunbay il kongresinde yönetimin adayuıı destekle- mediği için liste dışı kaldı. Uzunbay'ın yerine en yüksek oyla PM'ye seçilen Manisa milletvekili Ufuk Ozkan ya da Burdur Milletvekili Ra- mazan Kerim Özkan'ın MYK'ye alınabileceği kulis- lerde dile getinldi. Mardin Milletvekili Mahmut Du- yan'ın da MYK'ye alınabile- ceği kaydedildı. Seçim hanrüğı için düğmeye basılacak Baykal'ın kurultayda ver- diği mesajlara uygun olarak ilk MYK toplantısında "seçime hazıriuV için düğmeye bası- lacak. Yeni yönetım erken se- çim stratejisini belirleyecek. Komısyonlar oluşturulacak. CHP lıderi Baykal da yurt ge- zilenne başlayacak. Kurultay- da seçilen PM listesi de mil- letvekili adaylıklan açısından mesaj verdi. Baykal'ın parti içi dengeleri koruyacağı ve mil- letveküi adaylannın da bu den- gelere uygun olarak belirlene- ceği kaydedıldi. Kurultayda oybirliğiyle ka- bul edilen sorunlar ve temel çözümler 12 başlık altında toplandı. Baykal'uı "Cunıhu- rijete, demokrasiyeveTürki- ye'yesahip çık" çağnsının al- tı çizilirken çözüm önerilen şu başlıklarla özetlendı: "Yargı bağunsızbğı sağla- nacaknr.Kapsamhbir yargıre- formu yapılacakür. Her türiü aynmc*köıılenecek,teröriee4- küi mücadeleyapdacakbr. Do- kunulma/Jıklar kakünlacak, yokuzhıklarm kökii kunıtula- cakür. Tüm üretim güçleri ha- rekete geçirikcek ve rant eko- nomisine son verilecektir. Ta- nm ve hayvancıhkta büyük atibm yapdacakür. tkinci tu- riznı hamlesi başlaülacakür. Esnaf ve KOBİ'ler ekonomi- nin iticigücü halinegetirflecek- tir. Işsiztikle mücadele önce- Bkfihedefsayılacaknr. Yeni bir sosyaldayaıuşmamodeliyara- ülacakür. Sos>al güvenlik ku- ruhışlanyenidenyapılandın- lacak,kadınıneşhiiğisağlana- caknr.Kapsamhhir cgitim an- bmı gerceldeştirflecektir. Dış poiMkada uhısal çıkarlar ko- runacakör." İZMİR-Son seçünlerde CHP'nin itıbannı kurtaran Ege Bölgesı, partının yeni yönetimınde büyük ölçüde de\Te dı- şı kaldı. CHP Îzmir yönetımının oluşmasında etkilı olan ıkı ısım. Sedat Uzunbay ve Bülent Baratahnın partı mec- lısıne alınmaması örgütte hoşnutsuzluk yarartı. Bazı par- tılıler, Baykal ın "kendisine rağmen" seçilen yönetimi ce- zalandırdığını öne sürdü. Kurultayda, PM lıstesuıde ıstedikleri ısımleri göreme- yen îzmir delegasyonu kente huzursuz döndü. Baykal'ın listesıni sa\'unma görevi ise Izmır îl Başkanı Sdçuk Ay- han'a kaldı. Izmır delegasyonunun, Baykal'ın kararını say- gıylakaışıladığım.anc^kinldığınıdılegetırenAyhan, "Hİç- bir kirgınhgımız yok diyemeyiz. Îzmir örgütü seçim kaza- narakburay-agelmiştir. Elbetteki kendidelegasyonumuzun eğüunkrini listede göraıek isterdik. Bu noktada burkulan arkadaşlanmız çoğunluktadır. Ama bu insani bir tepkidir. sonuçta liste)e de oy vermişierdir. Seçilen >^apınuı da arka- smda duracakkrdır* dedi Izmır delegasyonunun kırgınlığı, genel merkezdekı Ön- der Sav-EşrefErdem dengesuıın Sav lehıne gözetılmesın- den de kaynaklanıyor. CHP mılletvekılı Bülent Baratalı, durumu, "Bu,lznıir'de\apüğırnız\erelterohlersonucurrıey- dana gelmiş bir olaj'dır'' derken Sedat Uzunbay, bu duru- mu öngörerek Izmır kongresinde çalıştıklanru dile getır- dı. Uzunbay. "hmir'de. genel başkan, atadığı arkadaşuı arkasmda durulmasmı istemişti. Bizim yapnğımıyçauşma- lar bilgisi dahiHnde değfldi, son bölümde irrJbanmız kop- muşru. Benim bir kırgınlığun yok. Bunlan öngörerek siya- set yaptım. Apolet beklentisi ohn bir insan değflim. tzmir'e sahipçıkmaya,doğruolanı_vapnıa\adevam edeceğjz" dedı. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Kürtlere Düşen Görev Yün Kasmir Kısa Palto Lambswool Triko Yüh PantolOı • VHdsn başkıyan HyuKaria OSMANBEYfMERKEZ TOPIAN) Samanyolu 18 Osmanbey Tel:(O212) 225 62 00 İKITEUI OUTLET(Fabtıka Altı): (0212) 549 40 54 PENDIK OUTLET (0216) 473 52 55 6EYLIKDUZU SAATLI BINA (0212) 876 50 26 IZMII OUTIET CENTER: (0262) 335 57 35 KONYA Mİ ÎEPE REAL (0332) 265 19 80 ADANA Mİ IEPE REAL AVM (0322) 271 06 36 CORIU ORION (0282) 673 26 64 SOKE - PRIENE COUNTRY AVM (0256) 521 23 93 ERZURUM YAKUIIYE AVM (0442)233 22 23 ZONGUIDAK (0372)252)7 98 SIIRT (0484) 224 00 43 EIAZIG (0424) 238 99 00 BAÎMAN (0488)213 38 07 MARDIN (0422)324 99 31 KDZ EREGLI (0372) 323 79 61 BURSA (0224)271 63 41 URFA (0414) 215 54 44 TRABZON (0462)322 32 92 DİYARBAKIR (0412) 224 76 74 ANTALYA:(0242) 244 24 23 MOSKOVA ARKADIA AVM: +7(095) 775 30 24 Şemdinli'de ortaya çıkan "derin devlet" izi, demokratikleşme çabası içindeki Türkiye için tarihi bir şans. Çünkü demokrasiye, huzura ve banşa düşman oldukları bilinen bir gücün üzerine gitmek ve temizlemek için ba- zı ıpuçlan ele geçirildi. Olayın ortaya çıkrnasından itibaren hükümet, CHP, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı ortak bir duyarlılık gösterdi- ler. Başbakan'ın dün Içişleri Bakanı ve Adaiet Bakanı'nı da yanına alarak bölgeye gitmesi, geç de olsa çok an- lamlı. Bir irade ifadesi. "Geç de olsa" durumu, aynı zamanda bir zaafı ifade ediyor. İlk günden Başbakan, körfez ülkeleri yerine bölgeye gitse ve "su- çüstü" haline tanık olsaydı, olaylar daha hızlı gelişebilirdi. • • * Zaman yitirildi. Sanıklar geç sorgu- landılar. Belge ve bilgilere karşı sa- vunma yapmalan için kendilerine za- man kazandırıldı. Bu sırada daha üst sorumlular kendilerini koruyabilmek için muhtemelen gereken önlemleri aldılar. Bu kez farklı olan, devletin tepesin- deki birtik ve kararlılık. Eğer hükümet bundan sonra kararlı davranır, çözü- mü yalnızca yargının uzayıp giden sü- reçlerine terk etmezse, idari soruştur- mayı dinamik ve yetkili kişiler eliyle sürdürebilirse bazı adımlar atılabilir. Bu imkân halen var. • • • Işin diğer cephesi ise bölge halkı. PKK'nin en fazla eylem yaptığı bölge burası. Bazen bombalamalan PKK mi yapıyor, derin devlet mi, anlamakta güçlük çekiyoruz. Çünkü eylem bi- çimleri birbirine benziyor. Daha doğ- rusu, "derin devlet", PKK'nin eylem- lerine bakarak kendine bir strateji çizi- yor. Şemdinli'deki kitabevi bombalama- sını "derin devlet"\r\ elemanlarının yaptığı anlaşılıyor. Peki, öncekileri kim yaptı, kimler yaptı? Hangisini PKK, hangisini derin devlet yapıyor, bunu anlamak giderek zorlaşıyor. ••• PKK, bölgedeki kargaşadan, Kuzey Irak'taki gelişmelerden, Türkiye'nin bölgeye yönelik siyasetinin belirsizli- ğinden yararianıyor. Bölgedeki güven- lik güçlerinin halka kötü muamele yapması da onları güçlendiriyor. Bun- lann yakın tanığıyım. Işin bir başka boyutu ise şiddeti tır- mandıran PKK'nin bölgede halen et- kin olması. PKK'nin hâlâ bölgedeki gücünü koruması. Bölgede bir destek bulabilmesi. Bunun nedenlerini anlat- mak uzun sürer. Çaresızlik, yoksulluk, devlet baskısı, kimlığe yönelik redde- dici siyasetler, bölge halkını bazen öf- keye, bazen isyana, bazen de milli- yetçiliğe itiyor. Bundan PKK yararianı- yor. ••• Şemdinli olayında da halkın üzerine ateş açılması, sivil göstericilerin gü- venlık güçlerinin açtığı ateşle yaşamı- nı yitirmeleri öfkeyi arttırdı, adaiet duygusunu zedeledi. Ancak her öfke yeni acılara ve yeni gerginliklere ne- den oluyor. Yeni bir sayfa açmaya ihtiyaç var. Şemdinli olayının üzerine gidilmesi ve "derin dev/ef"ın çözülebilmesi için bölge halkının, ikı taraftan gelen şid- dete karşı çıkması önem kazanıyor. Çünkü şiddet birbirini güçlendiriyor. • • • Bizler ağustos ayında 150 imzalı bildiriyi çıkarırken PKK'nin kayıtsız şartsız silah bırakmasını istediğimiz- de, bazı çevreler bize "Terör örgütün- den böyle şey istenir mi" diyerek bi- zim çağnmıza dudak büktüler. Bir yö- nüyle haklıydılar. Ancak PKK'nin böl- gede desteği olduğu bir gerçektı. Bu desteğin, şiddetin durdurulması yö- nünde bir pozitif güce dönüştürülrnesi gerekiyordu. Hükümete, devlete de bu nedenle "demokratik sürecin" devamı çağrı- sında bulunduk. Bölge halkının şidde- te karşı çıkması, demokratik süreçle birteşmesi önemliydi. PKK'nin uzerin- de de bu yönde baskı uygulanması gerekiyordu. ••• Şimdi yeni bir noktadayız. Kürt so- rununu şiddetten annmış bir noktaya çekmek için yeni bir süreç başlayabi- lir. Şemdinli olayı sonrası yaşananlar, ne kadar kritik bir noktada durduğu- muzu gösteriyor. Şiddet en çok Kürt- lere zarar veriyor. O zaman başta bölge halkı olmak üzere "derin devlet"\ ortaya çıkarma mücadelesini, "Her türlü şiddete son" çağnsıyla birleştirmeliyiz. Çünkü şiddet "derin devlef'e zemin hazırlı- yor. Gelin, şapkaları önümüze koyup yenkden düşünelim... İ81İCİ 11. ıwöpa filmleri festivali tm »iTS ttt*, «1 ?***U*S> 'Trt*Tniıı ıftHm'lıı ~~TT- md^mum hotemoglu Maximum Kart'a özely taksi 1» 15 20.30 ««}•*"' gr»g zgünsfcı m«cha«4 h»neke ttetuo prepuu mouctMttt rpftert bresson mvttn iut* p«olo w* vittono tavı»nı cocuh&arictn heıkta pr«pyU haftwwnu jean-'tjc godartf erth cUlu&en poruUn b«b*k p*t»r g*rrtû» pârzet«f*a çocukUrlçin htikta pr«puU ktsafflmtvr avrup* MtiMfn birnrmt bfryokmu» lederıco feltır» eocuktarkln usu fno)'- trzssk*lrt( liftds»y anferson RMttvioUyı çoeuUartoin te>K*4* 1imttn amrşiznı monchrtf retertbrasson umuda yolcutuk nsv^er holtcr saccevf VHUVttl 9 montattto ConfcUfidn •DMfflMUr SMMVf vmMa S rnonutds yrt* antonıonı ratütkt pf»puU knafitmter fcakumf IMC*"»» •n»r*izın AKBAIMK hiiMUr Urafından utıbnaktMİır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear