Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2005 PAZARTESİ
8 HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne PB
Kocaeli K
_4 Sinop
_4 Samsun
4 Trabzon Y 15
Çanakkale PB 8 Giresun Y 12
Izmir PB
Manisa PB
_8 Ankara
7 Eskişehir K -1
Aydın PB
Denizli PB
_8 Konya
7 Sıvas
K 1
K
Zonguldak Y 6 Antalya PB 15 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siırt
Hakkân
Van
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
18
18
9
12
9
9
5
8
Butun bolgelenmız
parçalı ve çok bulut-
lu. Marmara'nınbatı- Oslo
sı, Kıyı Ege ıle Batı Helsinkı
Akdenız kıyılan dışın-
da kalan tum bölge-
lenmiz yağışlı geçe-,
cek. Hava sıcaklığı, ıç
kesımlerde olmak
üzerehıssedıhrdere- Paris
cede yurt genelınde Bonn
azalacak. Münıh
DIS MERKEZLER
PB 2 Beriin PB 4 Moskova K
_B 0 Budapeşte K 4 Aşkabat B 20
Stockholm B -1 Madrid
Londra PB 6 Viyana
Y 16 Astana B
_K 4 Taşkent B 16
Amsterdam PB 13 Belgrad K 2 Bakû
Brüksel PB 11 Sofya
PB 12
PB 3 Roma
_K 0 Bışkek
Y 12 Tiflis
B
PB 13
PB 5 Atina PB 11 Kahıre Y 21
K Zürih Y 5 Şam
Parçalı bcı utlu ! Ss -\ Buiutlu t Çok buiutlu . Yağmurtu Karl > Gok gurultLlu
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Anarşi
İSTANBUL'U bilenlerbilin Dolmabahçe'den Tak-
sim'e çıkmanın iki yolu vardır: Biri Taşkışla yanın-
dan tek yönlü olarak Pangaltı'ya; öbürü de
Gümüşsuyu yoluyla meydanın yukan kısmına.
Aslında daha kısa olan ikincisinin tek sakıncası, bir
noktada Taşkışla'dan inen ters yönlü yolla kesişme-
sidir. Ama, trafik ışıklanna uyulursa, o kesişme de
önemsizleşir.
Günlerden cumartesi, trafiğin en yoğun olduğu
akşamüstü saatlerinden biri. Kesişme noktasına
aşağıdan gelen otobüs ve otomobil akımı durmuş
durumda; öndeki arabalar yerlerinden kımıl-
dayamıyor. Çünkü, yukandan gelen akış, trafik ışık-
lanna aldırış etmeden ve tampon tampona hiç ara
vermeden sürüp gidiyor. Oysa yeşil-kırmızı iam-
balar düzenli çalışmakta; üstelik, kalan saniyeleri
rakamlarla göstererek.
Ama, uyan kim?
Aşağıdan gelen trafiğin kuyruğu stadyumun ön-
lerine kadar uzamakta.
Insanlan lambalara uymaya zorlayacak polis de
yok ortada.
On dakika, on beş dakika, nihayet tam yirmi daki-
ka sonunda her şeyi göze alan öndeki otobüs
şoförünün cesurca gaza basışıyla açılan bir trafik.
Tam bir anarşi görüntüsü.
Klasik Yunancada "olumsuzluk, yokluk" ifade e-
den "a" veya "an" öneki ile yine aynı dilin
"yönetmek" anlamına gelen "arkhein" fiilinden
oluşan "anarşi" sözcüğü "yönetimsizlik" demek.
Siyasal düşünceler tarihinde uzun süre olumlu bir
yaklaşımı anlatmak için kullanılırdı: İnsanlann in-
sanca yaşamalan için ille de devletin zohayıcılığına
gerek yok; pekâlâ yönetimsiz ve devletsiz de olur"
diyen bir. yaklaşım. Gerçekten, trafik ışıklarının
düzenli çalıştığı ve insanlann bunlara uyduğu
kentlerde her köşebaşına bir polis mi dikmek
gerekir?
Anarşi kavramının olumsuzlaşması sonradandır.
örneğin, artık zorbaca köşe dönmenin, "Altta
kalanın canı çıksın" ya da "Gemisinikurtaran kap-
tandır" anlayışının kol gezdiği Istanbul'da, hertür-
lü yönetim etkisizleşip silinmekte, anarşi en olum-
suz anlamıyla yerleşmektedir.
Istanbul'da böyle de ülkenin öbür ucunda, Güney-
doğu'da başka türiü mü?
Eli kolu bağlanmış askerin ve güvenlik güçlerinin
denetiminden çıkmış yurt köşelerinde artık üç
renkli bayraklar dalgalanmakta, isyancının poster-
leri gururla dolaştırılmaktadır. Oy almak uğruna
sosyo-ekonomik sorunlara etnik etiket yapıştıran,
IMF'den "aferin" almak uğruna devletin ulusal
kalkınmadaki öncü rolünden vazgeçen ve AB'ye
hoş görünmek uğruna her konuyu alttan almayı
marifet sayan politikalarta vanlan nokta budur.
Cumhuriyet budanmış, devlet buhariaşmıştır.
Anarşik Istanbul trafiği tıkanınca randevunuza
saatinde varamazsınız; belki önemsemeyebilirsiniz.
Ama yurt topraklarına yönetimsizlik egemen ol-
maya başlarsa hep birtikte nereye varacağınız bile
beili olmaz.
Ecevit: Derin
devlet var
• Baştarafı 1. Sayfada
Ecevit, yaptığı açıkla-
mada, DSP heyetinin de
Şemdinli'deki olaylan
incelediğini ve bir rapor
hazırladığını belirtti.
Ecevit, "Olaylar, çok
ciddi boyutlara vardı.
Bu olaylan devletin de
izleyemediği görülü-
yor" dedi. Raporda,
bombalama eyleminin
JİTEM tarafından plan-
lanan ve gerçekleştirilen
bir provokasyon olduğu
kanısının eylemlerin
başhca nedeni olduğu
vurgulanırken, şu göriiş-
lere yer verildi:
# Bir bölge milletve-
kilininjandarma aracına
yönelik eylemler sıra-
sında orada olması, sü-
rece nezaret etmesi, ola-
yı değerlendirme, yo-
rumlama biçimi, açıkla-
malan ve tüm bunlann
anında medyadan ka-
muoyuna yansıtılması,
derin dev'et-JlTEM
operasyonu sanısının
oluşmasında önemli et-
ken olmuştur.
# Olaylann sürdüğü
sıcak anlarda bir güven-
lik görevlisinin, bir par-
tinin genel başkanını
arayarak yardım iste-
mesi ve bu siyasi kişi-
nin geçmişte güvenlik
kurumlan içindeki hu-
kuk dışı yapılanmalar
ve eylemlerle Ugili ola-
rak adının neredeyse
özdeşleştirilerek anıl-
ması da bombalama ey-
leminin devletin işi ol-
duğu iddiacılanna
önemli bir dayanak
oluşturabilmektedir.
(# Tüm bu grfişmeler,
eylemin JİTEM adlı ya- •
pılanma tarafından ya-
püdığı iddiasını güçlen-
dirmekte ve bu iddia
doğrultusunda kamu-
oyunda yaygın bir kanı
oluşmasına yoJ açmak-
tadn-. Bu olgu, protesto
eylemlerinin giderek
yaygınlaşmasında ey-
lemcilere haklılık ve ce-
saret zemini oluşturul-
masında önemli rol oy-
namaktadır.
# Şemdinli'de başla-
yan ve yaygınlaşan
olaylar, Türkiye üzerin-
de oynanmaya çalışılan
bölücülük oyununun bir
parçasıdır. ABD'nin
Irak'ı işgalini izleyen
süreçte terör örgütü ha-
reketlenmiş, silahlı güç-
lerini, Türkiye'ye sok-
muştur.
# Güvenlik güçleri-
nin her türlü faaliyetınin
hukuk içinde yürütül-
mesi sağlanmalıdır. Var-
sa devlet içindeki hukuk
dışı tüm yapılanmalar,
tasfiye edilmelidir.
Ecevit, bir soru üzeri-
ne, 57. hükümet döne-
minde terörün Türki-
ye'den kaldınldığını
bugün ise bir boşluk ve
düzensizlik yaşandığını
kaydetti. Ecevit, şöyle
konuşru: "Türkiye'de
bir derin devlet olayı
var.Yıllardan beri olu-
şan ama bugünkü hü-
kümet döneminde ar-
tık ertelenemez hale
gelen bir olay. Bunun
üzerinde mutlaka dur-
mak gerekir. Ama bu-
günkü hükümet döne-
minde bu ne kadar
olur, olabilir, bunu bi-
lemiyorum."
4
Sanldı din bilguılerF
Erdoğan'ın açıklamabnnınahine TDKsözlüğünde 'ulema'sözcüğü için 'sanklıdinbüginleri'
tanımıyapılıyor. CHP'HMustafa Gazalcı, Erdoğan 'ın açıldamayaptıkça battığını söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tayyip Erdo-
ğan, "ulema" sözcüğü konu-
sunda kendi kendisiyle çelişti.
Kopenhag'da "din uleması" di-
yen Erdoğan, kamuoyunun tep-
kisi üzerine Denizli'de "ulema"
ifadesinin sözlükteki anlamını
açıklayarak durumu düzeltmeye
çalıştı. CHP Denizli Millerveki-
li Mustafa Gazalcı, Erdoğan'ın
anayasa ve yasalarla çeliştiğini
belirterek "Ozrü kabaharinden
büyüktür" dedi.
Erdoğan, "ulema" sözcüğü
ile ilgili olarak kendisiyle çeliş-
ti. Erdoğan, Kopenhag'da AİH-
M'nin türban karannı değerlen-
dirirken "Mahkemenin bu ko-
nuda söz söyleme hakkı yok-
rur. Söz söyleme hakkı din ule-
masınındır" dedi. Erdoğan, ön-
ceki gün Denizli'de yaptığı açık-
lamada ise şunlan söyledi:
"Bakınız günlerdir gündem-
de maalesef zorla tutulmak is-
tenen bir kelime var. Ulema ke-
limesi. Denizli'den şimdi ceha-
let içinde kıvranan bazılanna
duyurmak istiyorum. Açsınlar
Türk Dil Kurumu'nun lügatı-
nı, açsınlar Milli Eğitim Ba-
kanlığTnın lügatını, açsınlar
diğer lügat ve ansiklopedUeri
ulema kelimesinin anlamına
baksınlar. Bunlar şecaat arz
ederken sirkatin söylüyorlar.
Bunlar kendilerini överken
açıklannı ortaya koyuyoıiar.
Ulema, âlim kelimesinin çoğu-
ludur. Âlim kelimesi, bugünkü
ifadeyle bilgindir. Ulema ise
bilginler anlamına gelmekte-
dir."
CHP Denizli Milletvekili Ga-
zalcı, dün yaptığı yazılı açıkla-
mada, Erdoğan'uı türban karan-
nın din ulemasına soruhnası ge-
rektiği yönündeki sözlerinin ka-
muoyunda büyük tepki çekmesi
üzerine düzeltme yapmaya çalış-
tığını söyledi. Erdoğan'ın, "Ule-
ma, bilginler demektir" açık-
lamasının hiç inandıncı olmadı-
ğını, Erdoğan'uı açıklama yap-
tıkça battığuıı vurgulayan Gazal-
cı, "Anayasa ve yasalarla çeliş-
mişrir. Ozrü kabaharinden bü-
yüktür" dedi.
Türk Dil Kurumu'nun sözlü-
ğünde ulemanın " 1) Bilginler, 2)
Sarıklı din bilginleri"' olarak
açıklandığrna dikkat çeken Ga-
zalcı, Erdoğan'ın ulema sözüyle
sanklı din bilginlerini amaçladı-
ğınm apaçık ortada olduğunu
kaydetti. Erdoğan'ın, bir sorunun
çözümünü yasalarda yen olma-
yan sanklı din ulemasında aradı-
ğına dikkat çeken Gazalcı, şu gö-
rüşlendılegetirdı: "Laik hukuk
devletinde din kurallannın ye-
ri yokrur. Laik devlette akıl. bi-
lim ve hukuk geçerlidir.Türki-
ye Cumhuriyeri başından beri
'şeyhler. dervişler. ulemalar dev-
leti
1
değildir, bundan sonra da
olmayacaktır. Tarihten gerekli
dersi almayanlara hukuk ve
halkımız gerekli dersi verecek-
tir." Türkiye devletinin uluslara-
rası bir mahkemede kazandığı
bir davaya se\inmeyen, üstelik
karşı çıkan ilk başbakarun Tayyip
Erdoğan olduğunu vurgulayan
Gazalcı, "Bir başbakanın gö-
revi anayasa ve yasalar içeri-
sinde ülkenin, yurttaşların gü-
venini, banşını sağlamak ol-
mahdır. Ülkenin çok büyük so-
runlan varken mahkeme ka-
raıiarına karşı türbanı gün-
demde tutması. laikliğe aykın
tutumdan dolayı özür dileye-
ceğine inat etmesi vahim bir
durumdur" dedi.
SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU
'Dinitoplantıya
katılmayınca
kaydı silindi'
SABİT HORASAN
KONYA - Konya'da bir veli, oğlunu dini
toplantıya katılmadığı gerekçesiyle ders-
haneden attığı iddiasıyla özel bir dersha-
ne hakkında savcılığa suç duyurusunda
bulundu. Türkiye genelinde son yıllarda
sayılan hızla artan dini cemaatlere bağh
özel okul ve dershanelerin verdiği eği-
tim, Konya"da yaşanan bir olayla yeniden
gündeme geldi. Konya'nın Çeltik ilçesin-
de yaşayan AM thsan A, oğlu N.A'yı
(17) yaşadıklan ilçede üniversiteye ha-
zırlık kurslan olmadığı için yaklaşık 30
kilometre uzaklıktaki Yunak ilçesinde
özel bir dershaneye yatılı olarak gönder-
diğini kaydetti. Çocuğunun kendilerini
özlediği için izin alarak ziyarete geldiği-
ni belirten Ali îhsan A, oğlunun dersha-
neden atılmasıyla sonuçlanan gelişmeleri
şöyle anlattı: "Ancak aynı gün akşam
döneceği otobüse yetişemeyince, Çel-
tik'te kaldı. Bir gün sonra tatil günü
olmasına karşın gitmek zorundayım
diye ısrar etmesi üzerine, taksi kirala-
yarak çocuğumu Vunaktaki dershane-
sine gönderdim. Ancak çocuğumu, oto-
büsü kaçırdığı gün akşam dershanede
yapılacak dini içerikli özel bir toplan-
tıya bilerek katılmadığı yönünde suç-
layıp, başka hiçbir gerekçe gösterme-
den dershaneden atmışlar. 'Eşyalannı
topla, artık bizim dershanemizle ilişiğin
kesildi' demişler." Ali îhsan A, oğlunun
atılmasına kadar dershanede dini eğitim
verildiğinden haberi olmadığını kaydetti.
Dershane yöneticileri ise. iddialan yalan-
layarak N.A'nın hırsızlık yaptığı gerek-
çesiyle ahldığını öne sürdüler.
HSBC Bank'a yönelik saldırıda yaşamını yitiren tiyatro, sinema ve seslendirme sa-
natçısı KeremY'ılmazer, Zincirtikuyu'daki mezan başında anıldı.(TARKAN TEMUR)
Terörkurbanları anıldı
Istanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda
bulunan Ingiltere'nin Istanbul Başkonso-
losluğu ile Levent'teki HSBC Bank'a yö-
nelik 20 Kasım 2003 'te düzenlenen bom-
balı saldınlarda yaşamnıı yitirenler tören-
lerle anıldı. Levent'teki HSBC Bank'a
yönelik saldında yaşamını yitiren tiyatro,
sinema ve seslendirme sanatçısı Kerem
Yılmazer, Zincirlikuyu'daki mezan ba-
şında anıldı. Saldrnlann düzenlendiği Le-
vent'teki HSBC Bank önüne banka yöne-
timi, Ingiltere'nin Istanbul Başkonsolos-
luğu önüne de başkonsolosluk adına çe-
lenk bırakıldı.
Zincirlikuyu'da KeremYılmazer'in eşi
tiyatro sanatçısı Göksel Kortay'uı yanı
sıra, Haldun Dormen,SunaKesldn,Er-
dal Özyağcüar ve Levent Üzümcü'nün
de aralannda bulunduğu dostlannnı katıl-
dığı törende Yılmazer için dua okundu.
Burada gazetecilere duygulannı anlatan
Kortay, medyanın, özellikle de köşe ya-
zarlannın "terör olaylannı çabuk unut-
tuğunu" söyledi.
Anma törenine katılanlara, IBB Şehir
Tiyatrolan tarafından "Kerem Yılmazer
anısına" başlıklı broşür dağıtıldı. Kor-
tay, "730 gün geçti hunhar. vahşi bir
bomba saldırısı sonucu beni terk etti-
ğinden beri... Sen bensiz... Ben sensiz...
730 gün ve gece..." cümleleriyle başlayan
yazısında, eşi Yıhnazer'i anlattı.
Son 5 yılda yurtdışına 4.3 milyar dolarlık sermaye çıkışı oldu
AKP'nin yatırımı kendîne
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Abdüllatif Şe-
ner, Türkiye'den son 5 yılda yurt-
dışına doğrudan yatınm olarak
4.27 milyar dolar sermaye çıkışı-
nın olduğunu bildirdi. Şener
"Burada ilk anda akla gelebi-
lecek husus, Türkiye gibi ser-
mayenin kıt olduğu bir ülkeden
dışanya çıkan sermay enin ülke
ekonomisine verebileceği za-
rarlardır" değerlendirmesinde
bulundu.
Hükümetin gösterdiği tüm ça-
balara karşın aynı dönemde Tür-
kiye'ye gelen doğrudan sermaye
yatınmı 7 milyar 469 milyon do-
larda kalırkenANAP'lı Emin Şi-
rin "Bunun önemli kısmı yeni
değil, mevcut y atırımlara yöne-
lik hisse senedi alımları. Üstü-
ne aynı dönemde dışanya 40-
50 milyar dolaruk faiz ödeme-
si unuruluyor. Ne sermaye giri-
şi! Gelen sermaye, AKP'nin
kendi çevresi için, şahsi ilişki-
lerle gelen 'serseri sermaye'" di-
ye konuştu. •
Şener, DYP Denizli Milletveki-
li Ummet Kandoğan'rn yazılı
soru önergesine verdiği yanıtta,
sermaye çıkışlannın, 2000'de 1
milyar 188 milyon dolar, 2001 'de
1 milyar 460 milyon dolar,
2002"de 413 milyon dolar,
2003'te 398 milyon dolar ve
2004'te 810 milyon dolar olarak
gerçekleştiğini kaydetti.
Şener, son 5 yıl itibanyla 1.6
milyar dolarla en çok çıkışın Hol-
landa'ya olduğunu, bunu 1.5 mil-
yar dolarla Azerbaycan'ın izledi-
ğini bildirdi. Şener, bu iki ülkeye
giden sermayenin, toplam çıkış-
lann yüzde 72.1 'ini oluşturduğu-
nu ifade etti.
Bu ülkeleri 322 milyon dolarla
Kazakistan, 156 milyon dolarla
da Almanya'nın takip ettiğini be-
lirten Şener, diğer ülkelere olan
çıkışlann 100 milyon dolann al-
tında olduğunu bildirdi. Yurtdışı-
na çıkan yatınmlann tamamını
"sermaye kaçışı" olarak algıla-
manın hata olacağını savunan Şe-
ner, bu durumu, "Türk firmala-
nnın dünya düzeyinde rekabet
koşullanna uyum sağlaması"
olarak niteledi.
Şener'in "Perakendecilik
sektörü başta olmak üzere bir-
çok sektörde VTirtdışında yapı-
lan yatırımlar Türk ürünleri-
nin yurtdışına ihracında önem-
li bir rol üstlenmekte" değer-
lendirmesine karşın Türkiye 'nin
yatmmlann yansuıa yakınrnı
karşılayan Hollanda ve Alman-
ya'da ne gibi perakendecilik faali-
yetleri olduğu anlaşılamadı.
'Ortadoğu'dan serseri
sermaye geliyor'
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı Emin Şirin de yurtdışına çı-
kan sermayenin yeni pazarlar aç-
mak için olmadığını belirterek
"Giden sermaye, Türkiye'nin
yiiksek enerji, yüksek vergiler
gibi maliyetleri dolayısıy la kaç-
mak zorunda olan sermaye.
Dram orada. Giden 4.3 milyar
dolayısıy la kaybedilen istih-
dam, gelen 7.5'in y arattığından
daha fazladır" diye konuştu
Türkiye'deki yatınm ortamının
iki açıdan değerlendirilmesi ge-
rektiğini savunan Şirin şöyle ko-
nuştu: "AKP'nin kendi düzeni
içinde yatınm ortamı iyileşti.
AKP'nin kendi yandaşları için,
kendi kafaları. görüşleri için
şahane bir ortam var. Kemal
Unakıtan'ın, Binali Yıldınm'ın
oğlu, Tayyip Erdoğan'ın karde-
şi için çok iyi bir ortam var.
Türkiye'ye son yapılan ciddi
sermaye yatırımı İzmit'teki
Ford fabrikasıdır. Ondan son-
ra hiçbir sermaye gelmemiştir,
gelen de mevcudu satın almış-
tır. O isrihdam yaratmıyor ki!.."
Ortadoğu sermayesini "serse-
ri sermaye" diye niteleyen Şirin,
"Ciddi sermaye Türkiye ile iş
yapmak ister. Serseri sermaye
de şahsi ilişkilerle Unakıtan'la
Erdoğan'la iş yapmak istiyor.
Yür kaç. Çünkü bu adamlar üç
beş yıl sonra yoklar... Niye Av-
rupa'dan, Japonya'dan, Çin'-
den gelen sermaye yok. Ofer,
Maktum geliyor. Dubai kulele-
rini, Telekom'u bana verseler
ben de yapanm" diye konuştu.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
acı bir dönemi tetikledi. 80'li yıllar boyunca terör
için genellikle şu tür demeçler verildi:
"Bunlar 3-5 çapulcu..."
- Eşkıyanın belini kırdık!
"Bu kış terör biter."
9O'lı yılların ilk yarısında ise işin şekli değişti.
1991 Körfez Savaşı'ndan sonra Kuzey Irak, dev-
let kontrolünün olmadığı bir bölge olarak terör ör-
gütünün güçlenmesini sağladı. Saddam yöneti-
mi 36. paralelden yukarısını kontrol edemiyordu.
Türkiye, terör örgütünün azdığı dönemlerde sık
sık Kuzey Irak'a operasyonlar düzenliyor, duruma
göre günlerce bölgede kalıyordu.
9O'lı yılların ortasından itibaren terörle mücade-
le birimleri de gıdişin ciddiyetine uygun olarak ye-
niden yapılandı. Şubat 1999'da terör örgütü başı
Öcalan'ın paketlenip Türkiye'ye teslim edilmesiy-
le birlikte 1984'te başlayan süreç sona ermişti.
• • •
Türkiye, dünyaya "PKK terörörgütüdür" dedirt-
mek için çok uğraştı. Bir ölçüde başardı. öca-
lan'ın da terör örgütü başı olarak yargılanmasını
sağladı.
1999'da başlayan yeni dönemın özeti şuydu:
Terör sindirildi. Terör örgütü mevcufryöntemler-
le başanya ulaşamayacağını anladı. Terör örgütü-
ne destek veren ülkeler yeni arayışlann içine gir-
di.
Ankara, bir yandan AB sürecinin devamı için
çaba harcarken bir yandan da AB'nin terör örgü-
tüne cesaret veren istemlerini dengelemeye ça-
lıştı. 2000'li yılların başları Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde yaşayan insanlarımız açısından ola-
ğan halle tanışma dönemi oldu.
Bu dönem bölgedeki yaraların sanlması için bü-
yük bir fırsattı. Bölge insanı barışın tadına varıyor,
arada terör örgütü bir eylem yaparsa, ilk o karşı
çıkıyordu. Geçen birkaç yıl içinde bölgede PKK te-
rörünü de kınayan yürüyüşler yapıldı.
• • •
Daha ikinci evrede yapılması gerekenler tam
olarak yaşama geçırilememişken Ağustos 2005'te
Başbakan Erdoğan, olayın kökenini etnik sorun
olarak niteledi. Diyarbakır'da insandan çok bina-
nın olduğu bir meydanda, yaşanan durumun adı-
nı, "Kürt sorunu" olarak koydu.
Erdoğan'ın bu açıklaması terörün üçüncü evre-
sinin ateşleyicisi oldu.
Son aylarda yaşadığımız olayların özeti budur.
Terör örgütünün siyasallaşma çabalannın önünü
açan bu açıklamadan sonra örgütle dolaylı-dolay-
sız bağlantıları olan kişiler daha ileri adımlar atma
cesaretini buldular.
Başbakan olayın adını koymuştu, onlar soyadı-
nı koyacaklardı. Bfr bakıma işin yansı bitirilmişti.
Şemdinli-Yüksekova-Hakkâri olaylanna, işin ay-
rıntılannda boğulmadan bu pencereden bakmak
gerekiyor. Görünüm şu:
9O'lı yıllarda Türkiye, terör örgütünü etkisiz ha-
le getirmek için Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon
düzenliyordu. Şimdi Kuzey Irak'tan Türkiye'ye te-
rör örgütü maskeli, Barzani destekli, ABD kurma-
lı operasyon düzenleniyor! Bölgesel kalkışma ha-
zırlığı yapılıyor. AKP de Güneydoğu'da bölge hal-
kının terör örgütünün etkisi altındaki bölümüyle
devlet arasında hakemliğe soyunuyor!
Ne ha-kem ama!
ankcumo cumhuriyet.com.tr
'Atatüpk'ün glzJi vasiyeti yok'
• ANKARA (ANK.4) - ANAP Istanbul Milletve-
kili Emin Şirin, Bilgi Edinme Yasası kapsamında
Adalet Bakanlığı'na, Ziraat Bankası Merkez Mü-
dürlügü'nde bır kasada saklanan ve 1964'te Genel-
kurmay'a teslim edilen belgeler arasında Atatürk'ün
gizli vasiyetınin bulunup bulunmadığını sordu. Ada-
let Bakanı Cemil ÇiçeL başvuruyu Genelkurmay
Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve
Maliye Bakanlığı'na iletti. Şinn"e ayn ayn yanıt ve-
ren MSB Genel Sekreten, Muhabere Kurmay Albay
Mustafa Küçükayan ve Genelkurmay Başkanuğı
adına Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Baş-
kanhğı Arşrv Şube Müdürü Dr. Öğretmen Albay
Ahmet Tetik, Genelkurmay'a teslim edilen belgeler
arasında Atatürk'ün vasiyeti rüteliği taşıyacak bir
belgenin yer almadıgını bildirdiler.
Fransa'da Türk gencme ödül
• PARİS (AA) - Fransa'nın Bordeaux kenti yakın-
lanndaki Cenon banliyösünde yaşayan 25 yaşındaki
Mustafa Yıldız isimli türk genci, "özel yaratıcüık"
ödülünü kazandı.Yıldız ile birlikte, Loisa Benzaid
isimli 33 yaşındaki bir kişi de Çalışma Bakanlığı ta-
rafından organize edilen ye senato tarafından veri-
len ödüle layık görüldü.Ödül. banliyölerde, girişim-
ci, yaratıcı ve kabiliyetli gençlen teşvik etmek ama-
cıyla ilk defa 2002 yılında verilmışti. Kendisine ait
bir elektrik şirketi olan Türk gencine toplam 10 bin
A\TO ödül verildi. Gençlerin, Cumhurbaşkanı Jac-
ques Chirac tarafindan da kabul edildiği bildirildi.
Askeri araç devrildi: 1 şehit
• K3RKLARELİ (AA) - Kırklareli'nin Pınarhisar
ilçesinde tatbikata giden askeri aracın devrilmesi
sonucu 1 er şehit oldu. 1 çavuş yaralandı. Edinilen
bilgiye göre, tatbikat için Kaynarca beldesine giden
55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı
Tank Taburu Karargâh Bölüğü'nde görevli er
Murat Evlikoğlu (22) idaresindeki zırhlı havan
aracı, Kızılcıkdere Köyü Köprüsü'nde aracın
paletinin atması sonucu şarampole devrildi.
Evlikoğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan
Çavuş Murat Avcı ise Trakya Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı.
'Gazete matbaasına saldırı
• AFYONKARAHİSAR (AA) -
Afyonkarahısar'da yayın yapan Odak gazetesine ait
olan ve aynı zamanda 10 yerel gazetenin basunnun
yapıldığı matbaada, saat 23.30 sıralannda bir
patlama meydana geldi. Patlama sonucu matbaanın
kapı ve pencereleri parçalanırken, çıkan yangın
çevre sakinleri tarafından kısa sürede söndürüldü.