Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 KASIM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
JjjJV\_/I ı UIVJJ. ekonomi@cumhuriyetcom.tr
AITO'ya göre, faiz düşük, vade uzun olduğu için tüccar anlaşmalı olarak emlak satm alıp kredi çekiyor
Konutkredisiböyle patladı
TOKİBAŞKANIBAYRAKTAR:
Gecekondu
büyüksorun
İSTÂNBUL (AA) - Toplu Konut
Idaresı (TOKİ) Başkanı Erdoğan
Bayraktar. Türkiye'de dış borç ve
terörden sonra en büyük problemi
gecekondu sorununun oluşturduğunu
bildırdi.
Bayraktar. 1950'degöçlerlebaşlayan
hızlı kentleşme sürecinin çarpık
yapılaşmayı beraberinde getirdiğini,
büyük şehırlerde görülen
gecekondulaşmanın imar aflanyla 50
vilayete kadar yaygınlaştığını belirtti.
tmarsız, ruhsatsız konut sayısına
dikkat çeken Bayraktar, "Şehhierdeki
mevcut konutlann yandan fazlasını
yenilemek gerekiyorsa, oturup
düşünmemiz gerekir" dedi.
Bayraktar, kentsel dönüşüm için 66
beledıye ile ön anlaşma yaptıklarını,
Erzıncan'da 2 bin gecekonduyu yıkıp
modern bir yerleşim yeri kurduklannı
da söyledi.
FATURA 48 KATRİLYON LtRA
Hazine dava
yorgunu
ANKARA (AA) - Devletle vatandaşı
karşı karşıya getiren 365 bin 463 dava,
mahkemelerde sonuçlandınlmayı
bekliyor. Devletin resmi
verilerine göre Hazine ile vatandaşı
mahkemelerde karşı karşıya getiren
davalann yüzde 7O'ini Hazine
arazılenndeki işgal ile
kadastro tespiti, tapu iptali ve tescil
gibı taşınmazlara ilişkın diğer
ihtilaflar oluşturuyor. Söz konusu
davalann parasal büyüklüğü, 48
katrilyon lirayı aşarken
Hazine avukatlannın önüne her hafta
ortalama 3 bin dava geliyor. Yıl içinde
bunlann ancak beşte biri
sonuçlandırılabiliyor.
TtED'NÎN ARAŞTIRMASI
Emekli
aylıldarında
makas açılıyor
Ekonomi Servisi - Türkiye Işçi
Emeklileri Derneğı (TtED), Emekli
Sandığı'ndan aylık alan emeklilerle
SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin
aylıklan arasındaki makasın giderek
açıldığını belirledi.
TÎED araştırmasına göre, bu yılın
temmuz ayı itibanyla en düşük memur
ve işçi emeklisi aylığı arasındaki fark
161.8 YTL'ye çıktı. 2006 yılında ise
memur emeklilerinin aylığı kümülatif
olarak yüzde 5.1 oranında
zamlanacak. Buna göre 2006 yılı
temmuz ayında memur ve işçi
emeklisi aylığı arasındaki fark 170.1
YTL olarak gerçekleşecek.
Ekononıi Senisi - Faız oranla-
n düşerken vadenın uzadığı ko-
nut kredısı tüccara yaradı.
Ankara Ticaret Odası (ATO)
Başkanı SinanAygün, konut kre-
dısinın tican krediden daha ucuz
ve sabıt faızh olmasınm, tüccar-
lan, bırbirlennden anlaşmalı ola-
rak emlak satm alıp konut kredi-
si çekmeye yönelttiğini belirtti.
Aygün, yaptığı yazılı açıkla-
mada, 2001 krizinde kredi faiz-
lerinin yüzde 50'lerden yüzde
1500'lere fırlaması nedeniyle
büyük darbe yiyen tüccann, ken-
di arasmda emlak alım-satımı
yapıp konut kredisi çektiğıni ve
bu krediyi ticari amaçlı kuüandı-
ğını belirttı.
Tüccarlar arasmdakı ev alım-
satımının ciddi boyutlara ulaştı-
ğını ifade eden Aygün, şunlan
kaydettı:
"Soyadı tutmayan yakm akra-
balar, kuzenler, komşular ve şir-
ket ortaklan kâğıt üzerinde bir-
• Günde 1200 kişinin kredi çektiğine, uzun vadenin
ekonomi ve bankalar için tehlike yarattığına dikkati çeken
Aygün, bu krediler geri dönmezse bankalann elinde on
binlerce hacizli konut olacağını dile getirdi.
birlerine ev satmış gibi yaparak
konut kredisi çekiyor. Alım-saü-
mı yapılan evlerin sahipleri de-
ğjşmiyor, sadece tapu değişiyor.
Krizde ticari krediden ağzı yanan
tüccar. bu tür yöntemlere başvu-
rarak konut kredisine yöndhor."
Aygün, 2005 yılımn 9 ayında
toplam 140 bin kışinın konut kre-
disi kullandığına dikkat çekti.
ATO Başkanı, 2005 yılı başın-
da 2 katnlyon 790 trilyon lira
olan konut kredisi ırüktannın
ekim ayı ortasında 9 katrilyon
494 trilyon liraya ulaştığını hatır-
lattı.
2003 yılmda yüzde 14 olan ko-
nut kredilerinın tüketıcı kredile-
ri içindeki payuıın, Eylül 2005
itıbanyla yüzde 36'ya yükseldi-
ğine işaret eden Aygün, konut
kredılerindeki patlamada, tüc-
carlar arasmdaki anlaşmalı em-
lak alun-satunuım da payı oldu-
ğunu bildırdi.
Ticari krediler pahah
Ticari kredilerin konut kredile-
rinden üç kat daha pahalı olması
nedeniyle tüccann bu yola baş-
vurduğunu ifade eden Aygün,
açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de ticaretin önünde-
ki en büyük engellerden birisi, ti-
cari kredi faiz oranlannm yûk-
sek olması. Konut kredilerinin fa-
iz oram ortalama yüzde 12 iken,
ticari kredilerin faiz oram yüzde
300 daha fazla. ÖzeDikle son dö-
nemde bankalar tüccan unutup
konut kredisine ağırlık vermiş
durumda."
Uzun vade tehlikesi
Konut kredisi alımındaki artı-
şın tehlıke sinyalleri verdiğini
ifade eden Aygün, günde ortala-
ma 1200 kişinin konut kredisi
kullandığını kaydetti.
Uzun vadeli konut kredilerinin
ekonomi ve bankacüık sektörü için
tehlike yarattığına dikkati çeken
Aygün, bazı bankalann 25 yıla ka-
dar vade yaptığını, bu krediler ge-
n dönmezse bankalann elinde on
binlerce hacizli konut olacağını,
bu durumun, Türkiye ekonomisı-
ni derinden saısacak bir krize yol
açabileceğini dile getirdi.
Aygün, vatandaşlann ev sahı-
bi olma hayaliyle ödeme güçle-
rini aşan miktarlarda kredilenn
altma imza attıklannı ifade ede-
rek hükümetten konut kredilen-
ni kontrol altmda tutacak önlem-
ler abnasını ıstedi.
Yine iş un
• !i.jMii"""«llll
udu myruğu
EgeSerbest
Bölgesi'nde faaliyet
gösteren Amerikan
kökenli Delphi
Packart
fabrikasuun işçi
alacağmın
duyulması üzerine,
çok sayıda insan
fabrika önünde
toplancü. Fabrika
yetkilileri, 2006'da
genişlemeyi ve buna
paralel işçi alımı
planladıklannı
belirterek yoğun
takp olmaması için
gazeteilanı
vermediklerini ifade
ettL Yetkililer,
kulaktan kulağa
duyulması üzerine
de binkrce kişinin
başvuru yapüğmı
belirtti. (AA)
Bütçeye göre vergiler yüzde 22 artarken, çalışan yüzde 5 zamla yetinmek zorunda
Işsizliğe 2006'da da çözüm yok
• Gelecek yılın dar va orta
gelirli için zor geçeceğini
vurgulayan Kamu-Sen, yeni
mezun olan yüz binlerce gencin
de 2006 yılında işsizlikle
tanışmak zorunda kalacağı
uyansında bulundu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türkiye Kamu-Sen, "2006 yüının
kamu çahşanlan, dar ve orta gelirfi
kesim için zor geçeceğinin anlaşıkh-
ğuu" kaydetti. Türkiye Kamu-
Sen'den yapılan yazüı açıklamada,
2006 yılında vergi gelirlerinde artış
öngörüldügünü, bunun da yapılacak
zamlarla sağlanabileceği dile getiril-
di. Açıklamada şu görüşlere yer ve-
rildi: "Bir yü içinde vergi mükellefi
sayısı yüzde 22 oranında artmaya-
cağına göre, bu aruşın vergUere ya-
Tarım bütçesini eleştlren TZOB Başkanı:
Çifiçimesleğinibırakacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Zıraat
Odalan Birlığı'(TOBB)
Başkanı Şemsi Bayraktar, 2006
yılı bütçesinde tarım desteği
olarak aynlan kaynağın yetersiz
olduğunu belirterek, "Bu çiftçi
için 'mesleğini bırak'
demektir" dedi. Bayraktar,
tanm destekleri 3.4 milyar
YTEden 4.7 milyar YTL'ye
çıkmasına karşın, bu bütçe ile
tanmın desteklenmesi mümkün
olmadığına dikkat çekti.
pdacak zamlarla sağlanacağı gerçe-
ği ortaya çıkıyor. Bunun yanında
2006'da başta telefon ounak üzere
KTT ürünlerine, ortalama yüzde
16.4 zam yapılmasınuı öngörülmesi,
2006 yılında bütçeyi yine orta gelir
grubunun sırtia>acağuu gösteriyor."
Hedeflenen 130 milyar YTL'lik
vergi gelirinin eşit paylaşüması du-
rumunda, 2006 yıhnda Türkiye'de
kişi başına 1810 YTL vergi düşece-
ği belirtilen açıklamada, bu rakamın
geçen yıl 1480 YTL olduğu anım-
satıldı.
Açıklamada, yıllık enflasyon he-
defınin yüzde 5 olduğu dile getiri-
lerek "Buna karşın devletin topladv-
ğı \ergüere yüzde 22, ürettiği mal ve
hizmedere yüzde 16 oranında zam
yapmasL ancakçalışanlaraveemek-
lilere yapmayı planladığı ücret arüş-
lannda enflasyon hedefi olan yüzde
5 orannu temel kabul etmesi, yetki-
lilerin anlaşıhnaz bir tutum içinde
olduğununbir kamüolarakkarşunı-
za çıîayor" denildi.
Açıklamada, ortaya konan prog-
ramda işsizlik öngörüsünün yüzde
10'da kalması ve 38.5 milyar dolar-
lık dış ticaret açığının hedeflenme-
sinin, programın sosyal ayağının ek-
sik kalacağını gösterdiği dile getiril-
di. Yeni mezun olan yüz binlerce
gencin 2006 yıhnda işsizlikle tanı-
şacağı vurgulandı.
ADRENALIN
TEM
Yeni
Mitsubishi
Colt CZT
.5TURB0
150 PS
www.temsa.com.tr
AINKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Kurultay Sonrasının
Sorumluluğu
CHP kurultayı, parti içinde "sessizliğin sağlandığı",
buna karşılık ülke siyasetinin olağanüstü "sesli" sayıla-
bilecek çalkantılı bir döneminde gerçekleştı.
Yalnızca "tarih düşmek" ve "bundan sonra hiç olma-
ması" amacıyla sessizliğe gıden yolun başlıca döne-
meçlerini anımsatalım. Parti içi demokrasiyi öngören
tüzük istemlerimizin Anayasa Mahkemesi uyanlanna
karşın parti yönetimi tarafından göz ardı edilmesi; çoğu
başanlı 25 dolayında il ve bunun bırkaç katı ilçe örgütü-
nün görevden alınması; yerel seçimlerde aday saptan-
ması sürecinde merkez yönetıminde yaşanan iç çekiş-
meler kimi milletvekillerinin tümüyle tüzük kurallan için-
de kalmalanna karşın yalnızca Genel Başkan Deniz
Baykal'ı desteklemedikleri için cezalandınlmalan; ma-
hallelerdeki delege seçimlennde üyelerin delegeleri seç-
me haklannın kullanımında yaşanan kimi hukuksuzluk-
lar; il ve ilçe kongrelennde blok lıste yapılarak çoğu par-
tililerin dışlanması ve örgütlerin büyük çoğunluğuyla iç
çekişmeler yaşaması sayılabilir.
Kurultay sona erdi. Sorun, bundan sonrasıdır.
• • •
Genel Başkan Deniz Baykal, 30 Haziran 2005'ten bu
yana, "halkı, AKP ıktidanna karşı laikliği, Cumhuriyetin
değerierini, özetle, var olan anayasal rejimi sahiplen-
meye" çağtnyor ve 2006 Ekımı'nde seçim istiyor.
Çağn, hükümetin, yargıdan universiteye kadar ana ku-
rumlara yönelik saldınlanna ve yönetimde kadrolaşma
ısranna uzanan yıkıcı politıkalannın; yeniden yükselişe
geçen terörün ve giderek ağırlaşan dış politika sorun-
lannın her gün yeniden kanıtlandığı gibi, doğrudur.
Ancak, halka çağnnın, "açılımcı" politıkalârla "içidol-
durvlmazsa" ya da yalnızca "şeriat geliyor" korkusuna
dayanır kalırsa, hem ülkeyı hem de CHP'yi yeni açmaz-
laria karşı karşıya bırakır ve gerçekten yazık olur.
• • •
Bir grup milletvekili arkadaşımızla Mayıs 2004'te öner-
diğımiz "Iktidara Yürûyüş Hareketi"n\n, yalnızca "adı-
nın kullanılması" yeterli olmaz. Genel Başkan'ın çağn-
sının, somut projelerle tamamlanan "bütüncül" bir ikti-
dara yürüyüş hareketine dönüştürulmesi başanlmalıdır.
Geçmişte ilerici açılımların öncüsü olan CHP, tıpkı
1950'lerin ikinci yansında "llk Hedefler" ve 1970'larda
"Ak Günler" açılımlanyla yaptığı gibi, ülkenin, ilericileri-
ni, demokratlannı ve solculannı, "günümüzün küresel
koşullannda" güvenilir ve gerçekçi çözümler üretmek
üzere göreve çağırmalıdır. Başta gençler ve kadınlar ol-
mak üzere, sendikalann, meslek oda ve birliklerinin bu
sürece katıltmı sağlanmalı ve "çağnnın içeriği" somut
önermelerie doldurulmalıdır.
Ancak bu çağnnın da ınandıncı olması için parti yö-
netimi, öncelikJe parti içinde dışlayıcı uygulamalardan
kaçınmalı; hukuku işletmeli; dostluğu, banşı ve katılımı
sağlayacak bir onarım ışine girişmelidir. Çağn, önce
"CHP düşüncesine gönül veren tüm kişi ve kesimleri
kapsayacakyaklaşımlaria" parti içinde geçerlilik kazan-
malıdır.
CHP'nin ilerici öncülüğü, "sol gözlükle" bakılan ve iç
içe geçmiş iki konuda, demokratikleşme ve ekonomik
gelişme alanlannda olmalıdır.
Demokratikleşme alanında yapılması gereken çok
şey vardır. Başta 12 Eylül Anayasası; Siyasal Partiler ve
Seçim Yasası olmak üzere, temel yasalann çağdaş de-
mokratik ve özgürlükçü ilkelere göre yenilenmesi, ku-
rumlann güçlendirilmesi gerekiyor. Bunlan, ömeğin, yar-
gı bağımsızlığı; çalışma, eğitim ve sağlık gibi sosyal hak-
lann yasal çerçevesinin belirlenmesi; medya-siyaset-ti-
caret ilişkilerinin düzenlenmesi; YÖK; çevre sağlığı ve
sendikal haklann güçlendirilmesi gibı alanlardademok-
ratikleşmenin önünün açılması izlemelidir.
Ekonomik gelişme daha az önemli değildir. Üretim
olanaklannın geliştirilmesini ilke edinen CHP, başta iş-
sizlik olmak üzere, temel ekonomik sorunlara sosyal
demokrat çözümler üretmelidir. Ekonomide kayrt dışılı-
ğın olabildiğince azaltılması; ulusal bir programla bilim-
sel ve teknolojik yeniliğe öncelik verilmesi; bölgesel kal-
kınma projeleri hazırlanarak gelişmişlik farklılıklannın gi-
derilmesi öncelıkli alanlarsayılmalıdır. Ekonomi politika-
lan, sosyal demokrasinin, eşitlik, özgüriük ve dayanış-
ma öğelenni, "sosyal haklan" toplumun tüm hücrelerin-
de egemen kılacak bir yaklaşımı esas almalıdır. Bu ge-
nel noktalara ek olarak, dış ilişkiler, özellikle AB adaylı-
ğı görüşmelerinde sergilenecek tutum; enerji politikala-
n; tanm ve sanayinin yeniden yapılanması; hakça bir ver-
gi düzeni; yerel yönetimler ile merkez yönetiminin ilişki-
lerinin düzenlenmesi gerekiyor.
• • •
CHP yönetiminin görevi CHP'yi yeniden toplumun
umudu yapmaktır. Yeter ki Genel Başkan büyük "yöne-
timyanlışlanndan" kurtulsun; "kazandığının" yalnız ken-
disi için değil, tüm toplum ve CHP için önemli olduğu-
nun bilinciyle davranmayı başarsın; yeni yönetim, tarih-
sel ve toplumsal sorumluluğunun farkına varsın.
yakupkepenek06@hotmail.com
DÜNYA EKONOMlStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
ergin.yildizoglu S gmail.com
ABD, geçen hafta Tunus'ta toplanan
Dünya Bilişim Toplumu Zirvesi'nde, in-
temetin yönetiminin Birieşmiş Milletler'e
devredilerek uluslararasılaştınlması talep-
tenne "başanyla" direndi. Ancak bu talep-
ler, "Teknoloji alanında da lidehiğı aşınma-
ya başlayan ABD, çağın en önemli tekno-
lojik aracının denetimini daha ne kadar te-
kelinde tutabilir" sorusunu da gündeme
getirdi.
Teknolojik liderlik aşındı
Hollyvvood, dijital oyunlaria gözlerimizi
kamaştırmaya çalışıyor ama, gerçek şu ki,
ABD bilim ve teknolojide giderek Asya ül-
kelerinin gerisinde kalıyor. ABD'nin Ulusal
Bilimler Akademisi tarafından geçen ay ya-
yımlanan bir rapora göre, ABD'de "ekono-
mik lidertiğin birçok bilimsel ve teknolojik
temel taşlan, diğer ülkelerde gelişmenin
hızlandığı bir dönemde giderek aşını-
yor"(sf.2). "Yaklaşan fırtınamn üzerine
nasıl çıkılır" başlıklı rapor, "Birçok insan,
ABD'nin, bilim ve teknolojide dünya lider-
liğiniherzaman elinde tutacağına inanıyor
ama tutamayabilir" diyor, bilimsel ve tek-
nolojik alanlarda lideriiğin nasıl hızla kay-
bedilebileceğine bir kez kayıp edildikten
sonra da bir daha kolay kolay ele geçirile-
meyeceğine dikkat çekiyor. (www.
nap.edu/books/ 0309100399/html)
International Herald Tribune'e göre ra-
por, ABD seçkinleri arasmda gittikçe yo-
ğunlaşan bir kaygıyı dile getirdi. Kimi yo-
rumculara, örneğin ABD'nin en etkili dış
politika kurumlanndan, Council on Foreign
Relations'ın dergisi Foreign Affaires'de
(Mayıs/Haziran 2005) yayımlanan Thomas
Bleha imzalı yazıya göre de, bu gerileme-
nin sorumluluğu Bush yönetimine ait. Ça-
ğın iletişim, ticaret ve askeri alanlanndaki
etkileri açısından en önemli teknolojik olu-
şumu internetin kullanımı üzerinde yoğun-
laşan yazısında, Bleha "Bush yönetiminin
ilk üç yılında, ABD, dünya hızlı internet
(Boradband) kullanımı klasmanında 4. sı-
radan 13 sıraya düştü" diyor ve yazı bo-
yunca "ABD'de intemet olan evlerin ço-
ğu, ancak en temel Boradband hizmetin-
den faydalanabıliyor. Bu dünyadaki en ya-
vaş, en pahalı, enaz güvenilirhizmetlerin-
den biri" saptamasını verilerie destekliyor.
örneğin, ABD yönetimi, ülkedeki Borad-
band yayılma hızını 200 kilobit gibi bir dü-
zeyle ölçerken Japonya bundan 16 kez
yüksek bir hızı ölçü alıyor, halkına benzer
bir maliyetle sunabiliyor. Bugün, ABD'de ti-
pik bağlantı hızı 1.5 megabit iken Japon-
ya'da 12 ile 40 megabit arasmda değişiyor,
Japonya 22 megabitlik hızı, 22 dolara su-
nabiliyor. Bush yönetimi, nalkının yüzde
75'ini yüksek hızlı Boradband'a bağlama-
yı, ancak 2010 yılına kadar gerçekleştire-
Hegemonya, Teknoloji, İnternet
bileceğini düşünüyor, o da 30-35 dolar bir
maliyetle. Bleha yazısında, ABD'nin cep
telefonu kullanımı yoluyla internete bağ-
lanma kapasitesinde de çok geride kaldı-
ğını söylüyor. Dünyada Boradband kulla-
nımına ilişkin, gecenlerde The Econo-
mist'de verilen birtabloda, ABD'nin 100 ki-
şiye 12-13 hatla, Gü-
ney Kore (25), Hong-
Kong(23),Tayvan(17-
18), Japonya (16), Sin-
gapur (13/14) gibi Asya
ülkelerinin gerisinde
kaldığı görülüyordu
(30/07/05).
İnternet ve ABD
Aslında intemet,
ABD'nin "bebeğı",
onun elinde doğdu, ile-
tişimde, ticarette vemali işlemlerde, "inter-
net devrimi" 1990'larda orada başladı. Bu
"devrim" ABD'nin teknolojik üstünlüğünün
ve liderliğinin simgesiydi. Ama, sonra bir
şeyler değişti. 2000 başında Japon yöne-
timi, Teknoloji Stratejisi Konseyi kurarak
ülkesindeki bilimsel gelişmelere büyük
kaynak ayırmaya ve yönlendirmeye başlar-
ken ABD'de, Bush yönetimi, elindeki kay-
naklan savaşa ayınyor, Clinton-Gore yö-
netiminin aksine, silah teknolojisi dışında-
ki bilimsel gelişmelerie intemetle ilgilenmi-
yordu. Şimdi, iktidarda, "evrim teorisinin"
yanı sıra "akıllı tasanm" tezinin de bilim-
sel bir statüyle okullarda okutulması gerek-
tiğine inanan bir
başkan vardı (Time,
22/08/05). ABD,
böyle bir ortamda
3-4 yıl içinde inter-
net kullanımında
öndertiği kaybet-
meye başladı.
Bugün interneti
bir milyar insan kul-
lanıyor, adres sayısı
iki milyara, e-ticaret
hacmi de dünya ti-
caretinin yüzde
9'una ulaştı (Der Spiegel, 14/11). ABD ile
diğer ülkeler arasmda ekonomik, siyasi çe-
lişkilerin giderek arttığı bir ortamda, bu ka-
dar kritik bir önem kazanmış olan bir ara-
cın denetimi üzerindeki ABD tekelinin kay-
gı yaratması kaçınılmaz. Bu ülkelerin başın-
da, kendilerini ABD'nin hedefi olarak gören,
Çin ve Iran'ın geliyor olması olağan. Ancak
yakın zaman kadar, internetin ABD dene-
timinde kalmasını kabul eder görünen Av-
rupa Biriiği'nin de, şimdi denetımin Birieş-
miş Milletler'e devredilmesini isteyen bu
koroya katılmış olması anlamlı. Tüm bu is-
teklerin arkasında, ABD dış politikasına
olan güvensizlik yatıyor.
Tunus Zirvesi" sırasında yayımlanan bir
Le Monde başyazısı bu güvensizliği şöyle
dile getiriyordu: "ABD intemet üzerinde
neredeyse kesin bir denetim hakkını elin-
de tutuyor; isterse bir ülkeyi ağ dışı bıra-
kabilir, ömeğin '.fr
1
(Fransa) ile biten tüm
noktalan ulaşılmaz kılabilir. Bunun için de
(interneti yöneten -E. Y)12 kök bilgisayan
denetleyen ana bilgisayan kullanması ye-
terli. Yeri gizli tûtulan bu bilgisayar, ICANN
adlı, kâr amacı gütmeyen, özel, ancak Ti-
caret Bakanlığf na bağlı bir şirkettarafından
yönetiliyor" (16/11).
"Tunus Zirvesi'nöe ABD bu taleplere di-
rendi, internetin denetimi üzerindeki teke-
lini korudu. Ancak, ABD, diğer ülkelerin
temsilcilerinin katılacağı bir üst, danış-
ma/tartışma kurulu oluşturulmasını da ka-
bul etmek zorunda kaldı. 2006'da toplana-
cak olan bu kurulun hiçbir hukuki yetkisi
yok ama, internetin geleceğine ilişkin tar-
tjşmalan ve eleştirileri canlı tutacak bir ulus-
lararası platform sunmuş olacak. Bu yüz-
den de bu oluşum, ABD'nin intemet yöne-
timi tekeli açısından, sonun başlangıcı ola-
rak görülebilir. ABD, intemet politikası ko-
ordinatörü David Gross, "güvenilirtikveis-
tikrar konusunda ABD yönetiminin biricik
rolünü korumuş" olduğunu söylüyor ama,
ABD Kongresi, verilen tavizlerden hoşnut-
suz olduğunu göstermek için hemen,
"ABD'nin internetin günlük denetiminias-
la bırakmayacağına" ilişkin bir karar çıkar-
dı (InformationVVeek 16/11). AB ise sonuç-
tan memnun. AB Bilişim Temsilcisi Vıvi-
ane Reding "AB'nin Tunus'ta tekbirses-
le konuşması, davasının arkasında durma-
sı, bu olumlu sonucun elde edilmesine
yardımcı oldu" diyor (EuObserver, 18/11).
Bundan sonrası için, şimdi iki mesele var
diyebiliriz, malum fıkrayı anımsayarak. Bi-
rincisi, ABD genelde dış politikada, özelde
de bu alanda dayatmacılıktan vazgeçerek
internetin bir uluslararası yönetim altına
alınmasını kabul eder. O zaman mesele
yok. Yok, ABD, ekonomik, siyasi ve tekno-
lojik liderliğinin geriliyor olmasına rağmen
internetin denetimini elinde tutmaya de-
vam etmekte ısrar ederse, Ignacio Ramo-
net'in de işaret ettiği gibi, Dünya Çapında
Ağ'ın (www) parçalanarak, ulusal düzeyde
denetlenen yerel ağlann toplamına dönüş-
mesi olasılığı gündeme gelebilir (Le Mon-
de Diplomatique, Kasım, 2005). Böytece,
"küreselleşmeden çözülmeye" geçiş sü-
recine, çözülme yönünde bir dinamik da-
ha eklenmiş olur. «