Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
«ASIM 20O5 CUMHURİYET
JjjJvlJi!M \_JİVJ_l ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr
KİGEM Bct^azı Prof. Mümtaz Soysal, Telekom 'un 'eninde sonunda geri alınacağını'. söyledi
^angındanmal mı kaçınlıyor?
jtü-osu) - Kamu İşle-trr»«e i-
jirL Geliştirme
ıKKGEM) Vakfı
?*cf. Dr. Mötntaz
^ürk Telekom
in^ karşı açılmış çolc
ca^a olduğunu b*elii""t>=k
• Ba davalann
lifeeklemeden hiss«e
jeıçekleştinnek, y
•al kaçınr gibi h u k u A n
naL kacırmaktan
K
S
amu Işletmecıliğini Geliştirme Merkezi Vakfı Başkanı Prof. Soysal,
Türk Telekom ile ilgıli açılmış davalar sonuçlandınlmadan hısse
devrinin gerçekleştirilmesinı 'hukuktan mal kaçırmak' olarak niteledı.
oysal, yargı iptal karan verse de hükümetin. "Uygulanmasına başlanmış
sözleşmelerden dönüş olmaz" şeklindeki Bakanlar Kurulu ilke karanna
dayanarak özelleştirmeyi durdurmayacağını belirtti.
Prof Dr. Soysal, ICatı-
veı Gend Nlerlkezi le
vec dıka Başkanı BircaD *.-
*nhtazile birlikte.öncelci
hükümet ile Oger Telecom
arasmda devır sözleşmesi
imzalanan Türk Telekom ile
ilgili bir basın toplantısı dü-
zenledi.
Soysal, bu davalardan Te-
lekom'un satışının iptaline
yönelik bir karar çıkması ha-
linde hükümetin benzer sa-
tışlarda olduğu gibi "Resmi
sözleşme jürürlüğe girmiş-
tir, geri dönülmesi imkânsız-
dır. Yargı karannı uygulamı-
yoruz" dıyeceğini belirterek
"Bunu, Bakanlar Kuru-
hı'nun 'Uygulanmasına baş-
lanmış sözleşmelerden dö-
nüş olmaz' şeklindeki ilke
karanna dayandınyorlar. Bu
yöntemi daha önce de En-
ka'ıun doğalgazsantraDarm-
da ve Fransızlara satümış ba-
zı çimento şirketlerinde uy-
guladılar. Bu ilke karan ana-
yasaya da, hukuk devleti an-
layışına da aykmdır." Yargı-
dan bir ıptal karan çıksa da-
hi, Telekom'u alanlann tah-
kime gideceklerini ve mas-
raflannı isteyeceklerini ifa-
de eden Soysal, şunlan söy-
ledi: "İş anayasa değişikhgi-
ne kadar gidebiür. Tahkinıde
kaybederseniz, bunun cere-
mesini çekersiniz. Bu ülkede
yanm asır önceçokdaha kü-
çük yolsuzluklardan 3 kişi
asıldı. Asılsınlar demiyorum.
ama bundan sorumlu olan-
lar ceremesini hem tazminat,
hem de ceza olarak ödeye-
cekler."
Türk Telekom'un deger
tespitinin de tartışmalı oldu-
ğunu belirten Prof. Soysal,
"Telekom'un tamamı 131
miKardolarhkpeşinatileim-
zadan itibaren devredilmiş
oluyor. Bundan sonra her yd
edecekleri kânn bir bölü-
müyle 1 mih ar 50 milyon do-
larhk taksitleri ödeyecekler.
Bu, aklın manbğm alabilece-
ği bir şey değil" dedi.
Türk Telekom ve "7PR.İŞ özelleştirmelen,
çalışanlar larafinam br kez daha protesto
edddi. Türik Telekmt öz?lleştirmesine tepkiler
htanbul \e Adamia yoğunlaşırken TVPR.4Ş
s>atışt da İzanir'de jtndtme getirildi. Protesto
amacıvla srûresiz lyıraana eylemiyapan
Türkzve Hat>er-/ş, laber-Sen, Türk Haber-
Sen ve BirEik Habr-Sen 'e üye çahşanların.
polis müdahalesiyle Gayrettepe deki Türk
Telekom Avrupa Yakası Müdürlüğü
bahçesinin dışına çıkarüması üzerine
gerginleşen oîaylar, olayyerine gelen Türk-lş
Istanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk
Bûyükkucak ve diğer sendika temsilcilerinin
polis yetkililerivle vaptıkları görüsmeler
sonucu normaİe döndü. Görüşmelerde,
gözaltına ahnan 9 sendika temsilcisinin dün
savcılığa çıkanlması ve çahşanların
eylemlerini bahçede sürdürmeleri konusunda
anlaşma sağlandı. Telekom 'un satışı,
Adana da da KESK'e bağlı sendikalarm
Merkez PTT önünde "ABD 'nin imamı. kaça
sattın vatanı? " sloganı ileprotesto edildi
Öte vandan, Cumhurivet tzmir Bürosu 'nun
habenne göre. özelleştirme sonucu Koç
Grubu 'na satılan TÜPRAŞ 'ın Aliağa daki
çahşanlan, Koç Grubu yetkililerinin
fabnkada inceleme yapacağı duyumlan
üzerine dün işbaşı yapmadı. Yöneticileri
fahrikaya sokrnak istemeyen işçiler, tesise
gizlice giren yönetıcilerın bulunduğu salonun
etrafmı sararak çesitli sloganlar attı.
TEKNOLOJİÖPÜ-LERİ
Finalistler
belli oldu
EkonomiServisi - TÜBlT.JC, Türki-
ye Teknoloji Gelışturme Vaıfi ile TU-
SlADın dûzenlediği "6. Tekaoloji
Ödüllerrnde finalistler belrfcndı.
"Büyült ÖdüT kategorisııde. "Eko-
tojisTadlı hulaşık rnakinesirrojesiyle
Arçelik, ""PRC- 9651 Yazıhn Tafoanh
Telsz" projesiyle Aselsan •'Kemik
ErJroesiTedgvisiııde Kullanian Alend-
ronat tçn Getiştirilen Üredn SürecT
projesiyle Eczacıbaşı. "NiTma'" adlı
kesintisız sûç kavn.ağı proı 51 ile în-
form Elekcfronik ve -DS10 Ikişiın Su-
mıcusu'"iIeiCarel fijıale kalu. "Başa-
n Ödülleıi' kateeoTİsinde şe BYM,
Eümko. Himtaş. Hit BUgisa>r, Inter-
farma. K»nan. Örn ekMakba. Sfctem
Teknik STS Tetek(wn ve T^»aş oldu.
Ödüller.SAralık'ta dağıtılaak.
EĞlTtM-SEK
Öğretmen ek
işle geçiniyor
A$¥ASLk (Cumlıuriyet teörosu) -
Eğitim-Sen'ın araştzrması, cğıetmen-
lenn \-Qzde 42'sinir ek ış vaptığını,
yüzde*53'ünün de kendısıne »t evı ol-
madığını onaya çıkaıdı. Eğıti-a-Sen'in
30 ilde şeAır merkezlennde gorev ya-
pan 11 bir 500 öğretmene yönelik
araşnnnasma göre. öîretmenı^rin yüz-
de
7
9"u kredi kartı kullanıysr ve bu
kartlaratakat yaptımayı tercıiı edıyor.
HP \"E BÎLGE ADAM_
Bilgisayar
alana eğitim
İstaı*mlHaberSer\isi-HP ve Bilge
Adam. biksayar kıilanıcılarına yöne-
lik eğıtırn kampaı^ası ıçin ışbırliği
yaptı^!5 Mart 200o'ya kadsr devam
edecekk-acpanya lapsanundj. HP'den
dizüstü y-a ia masaüstü bılgısayar alan
kullanıcuk-. Bilge Aiam'ın şnibelerin-
de üaetsizeğitimler alabilecelleT. Bu
eğitimlerr. srcihe bağlı olar^ Temel
Bılgisayar Eğitimi veya Wefc Sitesi
Tasanmı Ejitimi ol acak.
Doany 'Telekom 'a, elimizde işten çıkarmaplanlarıyla gelmedik' dedi ve ekledi:
Hiç kimseyi işten çıkarmayacağız
Mohammed Hariri bankacüıkla da UgOeniyor.
Ekonomi Servisi - Türk Tele-
kom"un yeni Yönetim Kurulu
Başkanı Paul Doany, önceki
gün tamamlanan Türk Tele-
kom'un özelleştirme sürecinin
ardından kimsenin işten çıka-
nlmayacağı, 6 yıl içinde yapa-
caklan 3.5 milyar dolarlık yatı-
nmla binlerce kişiye istihdam
yaratacaklan sözünü verdi.
Türk Telekom çalışanlannın
kaygılanmaması gerektiğinin
altını çizen Doany, "TürkTele-
kom'un daha önce uyguladığı
gönülhı işten annhna planlanm
dikkate alacağız. Şirketin yöne-
ticileri ve çalışanlanyla görüş-
tüktensonra birdeğişjkökolur-
sa bildireceğiz. Biz Türk Tele-
kom"a elimizde işten çıkarma
planlanyla gelmedik" diye ko-
nuştu.
Türk Telekom'un yüzde 55
hissesinin blok satışına ilişkin
özelleştirme sürecini tamamla-
yan Oger Telecom tarafından,
Türk Telekom'la ilgili gelecek
stratejilerini açıklamak amacıy-
la birbasın toplantısı düzenlen-
• Doany, "Türk
Telekom'da işten çıkarma
olmayacak" derken, Hariri,
Türk bankalanyla da
ilgilendiklerini söyledi.
di. Türk Telekom'un yönetim
kurulu başkanlığına getirilen
Doany, "Önümüzdeki 6 yıl için-
de 3.5 milyar dolarük bir vah-
nmöngörüyoruz" dedi. Doany,
bu yatınmlan erişim, iletim. hat
bağlama, paralı telefonlar, bil-
gi teknolojileri ve data network
kanallan olarak sıraladı. Doany,
"Hedefimiz S yıl içerisinde geniş
bant yaygınlığını AB düzeyine
çıkarmak" dedi
8. veya 9. yılda Türk Tele-
kom'a yatırdıklan parayı gen
alabileceklenni düşündüklerini
bildiren Doany, imtiyaz sözleş-
mesinin vakti gelince yenilene-
ceği beklentisi içinde oldukla-
nnı, yenilenmezse bunun o za-
man değerlendirilecek bir ko-
nu olduğunu vurgulayarak "Ye-
nilenme tarihinde ben 72 yaşın-
da olacağun ve emekli olmayı
ümit edjyorum" dıye yanıtladı.
Türk Telekom'un iştiraki
olan Avea'da şu anda genel mü-
dür pozisyonunda bir değışıklik
yapılmayacağını belirten Do-
any, "Avea, Telecom ItaKa ve
TürkTelekom'un destegi ile pa-
zarda büyük bir operatör ola-
cak" dedi.
Toplantıda konuşan Telecom
Italia Grubu Başkan Yardımcı-
sı ve Oger Telecom Yönetim
Kurulu üyesi Giampaolo Zam-
bek'tti de "Telecom Italia olarak
Avea'nın yakın bir gelecekte
TürkTelckom'a kanbnasınıön-
görüyoruz. Oger Telecom'la bu
konuda işbirüği yaparak çahş>-
yonız" dedi. Oger Grubu ola-
rak Türkıye'de yatınm yapmak
ıçın "ohımhı" bir dönem oldu-
ğunu söyleyen Oger Telecom
Başkan Yardımcısı Mohammed
Hariri "Bankacıhk sektörü
Türkıye'de çok paıiak bir ko-
numda. Biz yaünmcıiar olarak
bu sektörleilgileniyoruz,ama şu
anda kesin bir şey yok"* dedi.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
70 milyon nüfuslu dev bir pazar...
Hızla gelişen bir tüketici toplumu...
Genç, dinamik, fazla düşünmeyi, sor-
gulamayı sevmeyen, dış etkilere, kitle-
sel yönlendirmelere açık... Buna karşın
yenılik, değışim, modemlık, zengınlik
gibi kavramlara da duyarlı...
Şekıl vermeye hazır bir hamur gibi...
"lyi" de yaratılabilır, "kötü" de...
Her yıl cep telefonu modelini yenile-
meyi "statû" olarak gören, jölelı saçlı,
düşük bellı kot giyen, amaçsız, işsiz,
küfür etmeyı "güç olarak algılayan",
kendi değerteri ile özgün bir kımlik ya-
ratamadığı için "Türk'üm" ve "Müslü-
manım" sözcüklerine sıkı sıkıya sanlan
gençlerin önüne ne koyalım ki, sürekli
dilımize persenk olan "gelişim ve dö-
nüşüm" sözcüklenne gerçek hakkını
verebilelım?
Işte Türkıye'nın sorunu burada:
"Toplumun, gençlerin, yeniyetişen ço-
cuklann önüne ne koyalım ki gerçek
dönüşüm oluşabılsin?" sorusuna so-
mut bıryanıtın hâlâ belirlenememış ol-
ması. Planı çızılmemış, taşlan döşen-
memiş bir yolda savrula savrula koşuş-
turan kitlelerız biz. Başa bıri geçiyor,
e-dönüşîim, Bireyr
Toplum..
"Haydi şuradan gidelim" diyor, bir grup
orayayöneliyor, bırdiğeri "Bakınbura-
ya" diyor, kimılen oraya gidiyor...
Her kafadan bir ses çıkıyor. Ve tabiı
onca kakafoni arasmda hiçbir şey ol-
muyor. Son günlenn en moda kavram-
lanndan biri "e-dönüşûm". Önemli bir
çıkış noktası. Ama burada da ne kadar
doğru yoldayız?
Ya da belirlenen nıhai hedef ne?
"Herokula, hereve, herköşebaşına
bilgisayar yerieştirilecek, öğretmenler
bılgisayarokuryazan haline getirilecek,
düşük kredili bilgisayariar verilecek..."
"GüzelU! Eeee sonra?"
"Sonra e-dönüşüm yaşanacak."
"Nasıl?"
"!!!!!"
Şunu bilelim ki, sadece bılgisayar
okuryazarlığı sayısını arttırarak bilişim-
de, bilgi toplumu olmada kalıteyi yaka-
lamak mümkün değil. Bunun ıçin daha
somut ve nihai hedeflerin belırlenmesi
gerekıyor. Irlanda'nın, Hindistan'ın,
Brezilya'nın yaptığı gibi.
Peki hedef belırlenmezse ne olur?
Başta da dediğimiz gibi, Türkiye dev
bir pazar, büyük bir tüketici toplumu...
Çokuluslu devlerin iştahlannı kabartı-
yor. Haklılarda. En büyükalıcının, müş-
terinin devlet olması ışlen daha da ko-
laylaştınyor. Satılacak bilgısayarlar, dö-
şenecek ağlar, ufak tefek değişiklıkler-
le piyasaya sürülecekyeni modeller...
Mecbur muyuz? Evet mecburuz.
Ancak her iki tarafın da kazançlı çıka-
cağı birdurumunyaratılması mümkün.
Bilişim sektöründe dev şirketlerın
CEÖ'lan son yıllarda peş peşe Türkı-
ye'yı ziyaret ediyorlar. Turkıye'nin e-dö-
nüşümüne katkıda bulunmak ıçın çe-
şıtli projeler açıklıyorlar. Geçenyıl Mıc-
rosoft'un yaratıcısı Bill Gates gelmış-
tı, önceki gün Intel'in CEO'su Craig
Barrett geldı, çok yakında ıse Oracle'ın
CEO'su teşnf edecek. Hepsinin deTür-
kıye'nin kalkınmasmayardımcı olacak
güzel projelen var. Bilgısayarlar bağış-
lanıyor, okullarda laboratuvarlar açılı-
yor, öğretmenler eğitilıyor, ünıversıteler-
de merkezler kuruluyor...
Işın açıkçası gerçekten önemli ve de-
ğeriendirilmesi gereken projeler.
Ancak bu bağış ve yatınmlann boşu-
na olmadığını, kara gözümüz kara ka-
şımız için hıç olmadığını bilelim.
Ikı noktaya bakmalıyız:
- Kendimizteknoloji üretemediğimiz
için teknoloji satın almak zorunda olan
bir ülke olarak, 70 milyon nüfusluk pa-
zarlık gücümüzü iyi kullanmak. Ben, bu
pazarlık gücünün, AKP hükümetinin
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ın,
pazarcı üslubuyla herkesin ortasında,
"Bize ucuz bilgisayar vermeyecek mi-
siniz?" söylemiyleyapılmasının sakın-
calı olduğunu düşünüyorum.
-Doğru ve nihaı hedef belirleyerek,
bilişim planlamasım ona göre yapmak.
Yoksa şımdiden başladığımız gibi, tek-
noloji çöplüğü olmamız işten bıle de-
ğil. Doğrudan yabancı yatınmlarda tek-
noloji transfennin koşul olarak ılen sü-
rülmesi, çocuklann eğitim planlannda
yapısal değişıklıkler, ünıversitelerin sa-
nayı ışbırlıklen, özel sektörün Ar-Ge için
özendınlmesı, teşvik edilmesi gibi ko-
nularda bütünün ötekı parçalan...
EMNİYET
KEMERİ
HAYAT
STANDARDIDIR
TEMİ
1 epkiler büyüyor
EKONOMİ POLtTİK
ERİNÇ YELDAN
Küresel Yoksullar, Küresel
Bitler: Fransa Bdmi'nden
Cumhuriyet Okurlarına
Dünya medyası 28 Ekim gecesi Paris'in yok-
sul varoşlannda yaşayan iki genç insanın polis-
lerden kaçarken hayatını kaybetmesinin ardın-
dan patlak veren olaylan izliyor. Fransa'nın sınır-
larını da aşarak diğer Avrupa şehirierine sıçra-
yan yoksullann ve dışlanmışlann öfkesini her ke-
sim kendince bir pay -ve deyim yerindeyse bir
siyasi rant- çıkartarak değerlendirmeye çalış-
makta. Fransa olaylan, kimilerine göre "Islami
değerlere yapılan saygısızlığa karşı birdireniş",
kimilerine göre ise küreselleşmenin fırsatlannı
değerlendiremeyen ve küreselleşmeyi iyiyöne-
temeyen uluslann çıkmazı" olarak göriilmekte.
Gene kimilerince, "lümpen serserilerve ayakta-
kımı" olarak adlandınlan bu grup, küresel elitle-
rin bir yapay fanus içindeki steril dünyalannı kir-
leten unsurlar olarak nitelendirilmekte.
Oysa Fransa'da bir ekim gecesi patlak veren
olaylar ne tek başına Fransa Içişleri Bakanı Ni-
colas Sarkozy'nın kişısel despotluğunun veya
Fransız sivıl faşizminin ne de göçmen nüfusun
kendi anavatanlarında "küreselleşmenin nimet-
lerinden yararianabilecekyeterli reformlann ya-
pılmamasının" bir sonucudur. 2005 Fransa Eki-
mi her şeyden öte, doğrudan doğruya küresel-
leşme olgusunun ta kendisidir!
İçinde bulunduğumuz (neoliberal) küreselleş-
me dalgası, spekülatif rantlaıia büyüyen ulusla-
rarası finans sermayesi ile ulusötesi şirketlerin
tekelci kârlannı ve yatınmlannı güvenceye alan
bir dünya görüşünü sergilemektedir. Söz konu-
su neoliberal küreselleşme, gezegenimizi alınıp
satılacak bir ticari meta olarak değertendirmek-
te ve bir yanda teknolojik atılımlar ve refah, di-
ğer yanda da yoksulluk ve eşitsizlik üretmekte-
dir.
Zira küreselleşmenin "nimetlerinden " fayda-
lanan Avrupa'nın elit azınlıklarının tükettikleri
"markalann" üretilmesi, ancak Avrupa'nın kayıt
dışı nakit ekonomisi içinde asgari geçimlik dü-
zeyde ücretlerie ayakta kalmaya çalışan dışlan-
mış bir rezerv emek ordusunun variığı ile müm-
kün olabilmektedir. Ulusötesi şirketlerin tekelci
kârian ile reel üretimden kopartılmış spekülatif fi-
nansal rantlar başka türiü nasıl yaratılabilecek-
tir?
• • •
Dünyamız son 20 yıldır neoliberal küreselleş-
me altında hızla bir kutuplaşma içindedir. örne-
ğin Dünya Bankası ekonomistlerinden Branko
Milanovic tarafından yapılan bir araştırmaya(*)
göre, 1980-2002 arasmda dünya ekonomilerinin
nüfusla ağırlıklandırılmamış büyüme hızı ortala-
ması sadece yüzde 0.7 olmuştur. Bu ise bir ön-
ceki 20 senelik döneme göre (1960-80) görece
yüzde 2'lik bir yavaşlamayı göstermektedir. öte
yandan Çin ve Hindistan gibi "kalabalık" ekono-
milerin 1980-sonrasında çok hızlı büyümekte ol-
duğu düşünülürse, yüzde 0.7'lik ortalamayı sağ-
lamak için söz konusu dönemde birçok ülkenin
negatif büyüdüğü, yani daha da yoksullaştığı
anlaşılmaktadır. Nitekim, Milanovic'in hesapla-
nna göre son yirmi yılda toplam 1 milyar insan,
gerileyen (negatif büyüyen) ekonomilerde yaşa-
maktadır. Bu rakamın 400 milyonu Afrika ülke-
lerinde (Afrika nüfusunun yarısı); 140 milyonu
Latin Amerika'da (kıtanın üçte bıri); 100 milyonu
daAsya ülkelerindedir. Dünyanın en yoksul coğ-
rafyasını veren söz konusu gerileyen ekonomi-
lerde fert başına gelir 272 dolar düzeyine ancak
ulaşmaktadır. Bu rakam ise ortalama bir Ameri-
kan vatandaşının yıllık gelirinin sadece 120'de
1 'idir.
Milanovic, söz konusu çalışmasında bu olgu-
nun temellerini açıklayabilmek için bir dizi kan-
titatif analiz yapmakta ve yoksul ülkelerin daha
da küçülmesinin nedenlerinin "küreselleşmenin
gecikmesine" bağlanamayacağı sonucuna
ulaşmaktadır. Milanovic'in bulgulanna göre, yok-
sul ülkeler, bugünün göreceli olarak gelişmiş or-
ta-dereceli gelir düzeyine sahip ülkelerin yaptık-
ları reformlan 10 sene evvel yapmış olsalar idi,
büyüme hızlan yılda sadece yüzde 0.01 daha
fazla olabilirdi. Dolayısıyla. Milanovic'e göre yok-
sulluk ve dışlanmışlık küreselleşmenin "gecikti-
hlmesinden" değil, bizzat kendisinden kaynak-
lanan bir olgu olarak görülmelidir.
• • •
Tekrar tekrar hatırlayalım: Paris'in (ve diğer
metropollerin) ileri teknoloji ve teknik eğitim ile
donatılmış olan küresel elitlerinin tüketmekte ol-
duğu küresel markalar, kapitalizmin kendisine
uygun bulduğu yörelerde, kendi dayattığı ücret
ve çalışma koşullarında üretilmektedir. Dünya-
nın birçok bölgesinde marjınalleşme, dışlanmış-
lık ve yoksulluk anlamına gelen bu süreç, neoli-
beral küreselleşmenin zıtlık ve çelişkilerini de
gözler önüne seriyor. Söz konusu çelişkiler yu-
mağı ile o kadar iç içeyiz ki bunun çoğu zaman
farkında olmadığımızı düşünüyorum.
Yoksa örneğin gazetemiz Cumhuriyet'\n 13
Kasım Pazar ekinin ön sayfasındaki "Hayalet
Çocuklann Ateşi" ve ikinci sayfasındaki "Şimdi
öteki Fransa Konuşuyor" başlıkları altında dün-
yanın yoksullannın sorunlannı bize aktaran ince-
lemelerile, 14. ve 15. sayfalardaki "ErkeklerBu
Kış da Şık" ya da "Yüzyılın Şıklığı Dolabınızda"
başlıklı gizli reklamlarladolu "şirkethaberierinin"
sunulduğu küresel markalann bir arada olması
başka nasıl açıklanabilir?
Cumhuriyet okurtarı söz konusu çelişki dün-
yasının gazeteleri aracılığıyla evlerine kadar gir-
mekte olduğunun farkında mı?
* Branko Milanovic "Why Did the Poorest Co-
untries Fail to Catch Up?" Carnegie Endovv-
ment for Peace, Kasım 2005. {www.Carnegi-
eEndovvment. org/pubs