Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2005 CUMARTESİ
8 HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
stanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızli
Y
PB
Y
PB
B
PB
B
S
14
14
14
14
18
17
20
18
Sinop Y 13 Adana B 23
Samsun Y 14 Mersin B 22
Trabzon Y 13 Diyarbakır B 16
Giresun Y 13 Şanlıurfa B 19
B 15Ankara Y 13 Mardın
Eskişehır Y 11 Sıırt B 17
Konya PB 12 Hakkân
Sıvas PB 9 Van
Zonguldak Y 11 Ântalya B 22 Kars
Yurdun kuzey ve tç ke-
ssmlen parçah bulutlu
Mannara'nın doÇusu Ba-
tı Karadenız, Orta ve Dcrfju
Karadenız kıyılan, Iç Ara-
dolu'nun kuzeybatıs, Do-
ğu Aradolu'nun doğusu
ıteArtvınçevreayağ'Şİı.dı-
Jer yertef az bulutlu geçe-
cek Batı Karacenız ın ıç
kesımten ıte Doğu Anado-
Vnun do§usurxla Karta
\arşık yağmur ve kar şek-
ınae otacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
9
10
12
12
11
10
9
10
Münih PB 15
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürıh
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PR
11
9
15
9
13
11
19
17
10
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
HB
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
4
14
3
13
11
10
10
23
Şam B 19
Parçalı bulutlu ^ Çok bulutlu , Vağnurtu Kartı Gok gunjltulü
GUNCELCUNEYT ARCAYUREK
I Baştarafı 1. Sayfada
büyükler" dışındakiler mi? Hayır!
Türbanın Türkiye'de siyasal simge olarak
kullanıldığını kim ifade etti, kim? Iç hukukla
bağlayıcı özelüği olan Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi.
Meclis Başkanı'nın, Başbakan'ın, Dışişleri
Bakanı'nın bugünlere kadar "din kurallanndan
biri olduğu için" savuna geldikleri türbanı "ön-
celik din değil devletin kurallandır" diye yanıt-
lıyor, yasağı savunuyor.
Üstelik birkaç açıdan bu hükümetin, bu ikti-
dann savunularının ne denli yanlış, çağdışı ol-
duğunu saptayan vurgulamalaryapıyor. Bizim
üçlünün aksine türbanı siyasal simge diye ni-
telediği gibi, türban yasağını demokrasiye, in-
san haklarına aykın bulmuyor.
• • •
AİHM'nin kararı açıklanmadan önce hükü-
met öğrenmiş olabilir. Bu olasılık geçerli bir ne-
denle desteklenebilir. Dışişleri Bakanı'nın eşi
Hayrünnisa Hanım türbanlı başı nedeniyle üni-
versiteye alınmayınca -kocası o sırada iktidar-
da değildi- AlHM'ye başvurdu. Fakat ya Stras-
bourg'daki Dışişleri ekibinden bakanları Gül'e
gelen uyarıcı bilgiden sonra ya da Hayrünnisa
Hanım kararın aleyhine olacağını müthiş sez-
gi gücüyle önceden sezince açtığı davadan
vazgeçti.
Iktidarın üst düzeyinde kararın tepkiler uyan-
dırması elbette normal. Hemen yorumlamak-
tansa gerekçeli kararı görmediğini söyleyerek
zaman kazanmakevladırdiyen RTE, açıklama
yapmaktan kaçındı. Gül mü? Kararın laik Tür-
kiye gerçeklerini yansıttığına inananların söy-
lemlerini, yorumlarını, açıklamalarını "yasakla-
n savunma" düzeyinde görüyor.
Ne gerekçeyi görmüş -görmüşse bile gör-
mezlikten geliyor- ne de içeriğinde yatan öğe-
lerin farkında. Tek başına iktidar ya; kendin pi-
şir kendin ye mantığı ile hareket ediyor; "Ken-
disorunlarımızı kendimizçözeceğiz" diyor. Efe-
leniyor da... "Kimse çıkıp yasaklarla övünme-
sin! "miş. Emrin olur!
Oysa kararın arkasında durarak sonuç çıka-
ranlar var örneğin CHP'den Ali Topuz, ya tür-
ban ya Avrupa Birliği. Ikisinden birini yeğleyin
diye sesteniyor hükümete.
AB'den vazgeçebilirler mi? Olanaksız! Tür-
ban kararını sineye çekebilirler mi? Olanaksız!
Iki arada bir deredeler. Ne yapacaklar? Türban
konusunu (namus borcu ya) çözeceklerini sü-
rekli yineleyip duracaklar. "Birsüre var. Bunla-
rın hepsini (AİHM kararını, türban yasağını)
'kendi inisiyatifleri' /7e temizleyecekler"m\ş.
Gül'ün yalancısıyız. Böyle söylüyor.
• • •
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç -anayasa hu-
kuk profesörü- kararın sadece YÖK'ü değil,
Türkiye'yi bağladığını" söyledi. -Özal zama-
nından beri- iktidar yalakası kimi profesörler
ise kararın Türkiye'yi bağlamadığını öne sürü-
yorlar TV ekranlarında. Amaçları Çankaya'nın
kamusal alanlarda türban yasağının geçerli ol-
duğuna dayanan uygulamalarını çürütmek,
özetlersek hükümete (tabii başına) yağ çek-
mek!
Gerçekçi olanlar AİHM'nin aynı konuda al-
dığı diğer kimi kararlarla son kararın birlikte
değerlendirilmesi gereğine işaret ediyor... ve:
Ey türban sevdalılan! AİHM kararından son-
ra -şimdilik- unutulan bir şiirin bir dizesini anım-
satmakla yetinelim:
Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye!
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, yeni brövede bayrak olduğunu söyledi
'Tepki Atatürk'e sevginin işareti'
B Baştarafı 1. Sayfada
lama yaptıklannı anımsatarak,
"Her şeyden önce Atatürk bi-
zim kalbimizde ve aklımızda-
dır. Bröve nedir? Karargâhta
takılır, kuvveti simgeler.
KKK'nin brÖvesinde bir deği-
şiklik yapıldı. Bakın brövenin
takıldığı yer burası, sol cebin
üzeri. Onun hemen üstünde ne
var? Atatürk ve bayrak rozeti
var. Bunun aitında başka şey
aramayın."
Kara Kuvvetleri Komutanı Or-
general Yaşar Büyükanıt da tak-
tığı yeni bröveyi işaret ederek,
"Bakın sade bir şey yaptık.
Önceki brövedeki figürleri bi-
len var mı? Kılıç, silah, ok ne
varsa doluydu. Bunların orta-
sında biraz geride küçük bir
Atatürk görüntüsü vardı. Bel-
li belirsiz. Onun yerine öteki
kuvvet komutanlıklarında ol-
duğu gibi daha sade bir bröve
yaptık. Ama sevindirici tarafı
şu ki, halkımız Atatürk'ü, ye-
rine göre bize kızacak kadar
seviyor. Tartışmanın güzel ta-
rafı bu" dedi. Genelkurmay
Başkanlığı da dün öğle saatle-
rinde yaptığı açıklamayla eleştı-
rileri değerlendirdi. Açıklama-
da, Kara KuvvetlerTnin değişti-
rilen birlık sembolüne ilişkin
"üzücü yonınıların yapıldığı"
dile getırildi.
Açıklamada. "Yeni sembol-
de Kara Kuvvetleri Komutan-
hğı'nı Genelkurmay Başkanlı-
ğı sembolünde de aynen yer
alan çapraz kılıç ve miğfer
temsil etmektedir. Diğer kuv-
vet komutanlıkları sembolle-
rinde de kuvvet özelliklerini
yansıtan simgeler yer almak-
tadır. Ancak gözlerden kaçan
husus TSK personelinin esa-
sen beyninde ve davranışlann-
da yer alan Atamızın simgesel
resminin,Türk Bayrağı ile bü-
tünleşik olarak her rütbedeki
personelin kalbinin üstünde
taşıdığı ayrı ve özel bir rozette
yer aldığı ve üniformanın ay-
rılmaz bir parçası olarak bü-
tün personelce taşındığıdır. Bu
gerçekieri bilmeden yapılan
haksız eleştirileri, Atamıza
milletçe duyduğumuz sevginin
tezahürü olarak gördüğümü-
zü kamuoyuna saygıyla duyu-
ruruz" denildi.
Ulu önder Atatürk'ünfotoğrafının çıkarılmasına tepkiler sürüyor
Değişen bröveye iptal davası
Batı'nın Dayatmalan...
• Baştarafı 2. Sayfada
liği resmi belge ve kararlanna bakıruz:
1- Türkiye Kıbns'ta işgalcidir. Türk Ordusu
Kıbns'tan çıkanlacaktır. Avrupa Birliği'ne alınan
Rum Yönetimi bütün Kıbns'ı temsil edecektir.
2- Ege meselesi Avrupa Birliği iiyesi olan Yu-
nanistan'ın taleplerine uygun olarak çözüle-
cektir.
3- Türkiye'nin güneydoğusu "özerlik, federas-
yon vs." adı aitında Kürdistan yapdacak ve Tiir-
kiye'den aynlacaktır.
- ~A- İstanbuJ'daki FfenerPatrikhanesi "Eküme-
nik" olacak, Dünya Ortodoksluğunun merkezi ha-
line getirilecektir.
5- Türkiye, 1915-1923 yılları arasında Erme-
ni soykınmj yaptığını ve böylece Ulusal Kurtu-
luş Savaşımızın asbnda bir soykırım olduğunu,
bu nedenleTürkiye Cumhuriyeti'nin soykırun-
la kurulduğunu kabul edecektir.
6- Lozan Antlaşması geçersizdir.
7- Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklan-
nın dışında, Kürt ve Alevi gibi çeşitli etnik azın-
lıklar ve dinsel cemaatler olduğu kabul edile-
cektir.
8- Azınlıklar ve cemaatler etnik ve dinsel kim-
likleriyle parlamentoda temsil edilecektir.
9- Türkiye'de azınlıklar kendi derneklerini,
kendi partilerini. kendi okullannı kurabilecek-
tir.
10- Fırat ve Dicle suları uluslararası deneti-
nıe teslim edilecektir.
Bu talepler ne yazık ki "uyum yasaları" adı ai-
tında TBMM'den geçınlmek ıstenmektedir.
Yabancılaratoprak satışından ikiz sözleşmele-
re kadar, Cumhuriyetımizi, ülkemızi, ulusumu-
zu felaketlere sürükleyecek bu gelişmeler karşı-
sında İzmir Barosu olarak Avrupa Komisyonu ile
imzalanmış olan sözleşmenin uygulanmasım
durdurmuş bulunuyoruz. Avrupa Birliği fonla-
nndan yararlanmak, yukanda saydığımız dayat-
malan kabul etmek, sessiz kalmak sonucunu do-
ğuracaktır. Bütün meslek örgütlerinin, sendika-
lann, demokratik kitle örgütlerinin bu konuda
duyarlı olması gerekir.
ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) -
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın, üzeruıde U-
lu önder Atarürkün Kocatepe'dekı fotoğrafı-
nın olduğu brövesinin, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hilmi Özkök'ün isteğiyle değişti-
nlmesine tepkiler artarak sürüyor. Ankara'da
yaşayan Mahir Akkar adlı bir yurttaş, bröve-
den Atatürk figurünün çıkanlması işlemınin
ıptal edilmesı istemiyle Yüksek Asken Idare
Mahkemesf ne dava açtı.
CHP Mersin Milletvekilı Şefik Zengin,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Kara
Kuvvetleri Komutanlığı'nın brövesinden Ata-
türk'ün resminin kaldmlmasının gerekçesini
sordu. Şefık Zengin, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'dan karan onaylayan komutanın ismi-
nı ıstedı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe-
li de, Kocatepe'nin Kara KuvTetleri brövesin-
de kalması gerektiğini vurguladı. Yurttaşlar,
"çağdaşbk adına" gündeme gelen bu değişi-
mın, A\Tupa Birliği'nin istekleri ve hüküme-
tin pek çok uygulamasıyla aynı döneme denk
gelmesinın, "dikkat çekici" olduğunu belir-
tıyorlar. Avnıpa Atatürkçü Düşünce Dernekle-
ri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atıl-
gan, Orgeneral Özkök'ün bu tavnnın, ulusal
bayramlann alanlarda kutlanmasını eleştiren,
10. Yıl Nutku'nu tarih kitaplanndan çıkaran,
Şeyh Sait îsyanı'nın adını "Doğu Isyanı" ola-
rak değiştiren, karnelerden Atatürk siluetini
kaldıran, okullarda şeriatçı anketler düzenle-
yen bir hükümetle, "Kemalizmle AB'ye gire-
mezsiniz. Atatürk fotoğrafiannı devlet da-
irelerinden kaldınnız" diyen AB ilen gelen-
lerini çok sevındıreceğine işaret etti.
CHP Mersin Milletvekıli Şefık Zengin ise
konuyu Meclis'e getirdi. Başbakan Erdo-
ğan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Baş-
kanlığı'na soru önergesı veren Zengin, brö-
vedeki değişikliğın, A\Tupa Parlamento-
su'ndan bir tngıliz millervekılinin, "Devlet
dairelerinden Atatürk'ün resminin kal-
dınlması zamanı geldi.Türkiye bunu yap-
mahdır" şeklindeki açıklamasıyla aynı za-
mana rastladığını belirtti.
KARTAL
llhan Selçuk, Şükran Soner, Deniz Som, Yurt Haberieri şefimiz Mehmet Faraç ve Adana tcinsii-
cimiz Çetin Vlğenoğlu'ndan oluşan Cumhuriyet ekibinin ilk durağı Tarsus oldu. (ABlDtN YAĞMUR)
'Kuşatmayı yardık
y
MERSt\/TARSUS (Cum-
huriyet) - Cumhuriyet gazete-
sınin "Anadolu BölgeToplan-
tıları"nın ilki dün Mersin'de
gerçekleştirildi. Gazetemiz im-
tiyaz sahibi tlhan Selçuk
Cumhuriyet gazetesinin "laik-
lik" ve "Cumhuriyetin bü-
tünlüğü" olmak üzere iki kır-
mızı çizgisi olduğunu \-urgula-
dı.
tlhan Selçuk ile yazarlarımız
Şükran Soner, De-
niz Som, Yurt Ha-
berieri şefimiz
Mehmet Faraç ve
Adana temsilcimiz
na Cumhuriyet gazetesinin ta-
rihsel misyonu hakkında bilgi
vererek başladı. Hangi yaştan,
hangi gelir grubundan olursa
olsun Atatürkçülerin, laik dü-
şünceyi savunan insanlann bir-
leşmesi çağnsında bulunan Sel-
çuk, "Sovyetler Birliği yıkıl-
dıktan sonra ABD güdümün-
de Yeni Dünya Düzeni ortaya
çıktı, y^kselen değerler değiş-
ti. 1991 vılında avnı zamanda
Sanayi Odası'nda
düzenlenen panelde konuşan gazetemiz imtiyaz
sahibi İlhan Selçuk, hangi yaştan, hangi gelir
"Cumhuriyetin bütünlüğü"
olmak üzere iki kırmızı çizgisi
olduğunu vurgulayan Selçuk
"Cumhuriyet gazetesi diyor
ki laik cumhuriyete sahip çı-
kacağız. Cumhuriyeti böldür-
meyeceğiz. Biz Atatürk'ün ve
Yunus Nadi'nin misyonunu
sürdürüyoruz" dedi. Deniz
Som da Yunus Nadi'nin "Bu
gazete ne parti, ne hükümet
gazetesidir, Cumhuriyet gaze-
tesidir" sözlerini
anımsattı. Şükran
Soner ise konuşma-
sını aydınlanma dev-
rimleri, küreselleş-
Çetin Yiğenoğ- gnıbundan olursa olsun Ataturkçulenn bırleşmesı m e
sürecı ve banker
lu'ndan oluşan
Cumhuriyet ekibi-
nin ilk durağı Tarsus oldu.
Gnıp, Tarsus Belediyesi'nce
restore edilerek müze haline
getirilen Nusrat Mayın Gemi-
si'nde Tarsus Belediye Başka-
nı Burhanettin Kocamaz.
kentteki sivil toplum örgütleri
temsilcileri ve sanayicilerle bir
araya geldi. Yazarlanmız daha
sonra Mersin' e geçti. Ticaret ve
Sanayi Odası'nda yapılan pa-
nelde tlhan Selçuk, konuşması-
çağnsında bulundu.
Nadir Nadi de aramızdan ay-
nldı. Biz 1992 yıhnda gazete-
ye yeniden geldiğimizde Yeni
Dünya Düzeni'nin yükselen
değerlerine direndik. Bu
okurlarvn sayesinde oldu.
Şimdi kuşatmayı yardık, yük-
selişe geçtik. Bugün tekelci
medya,takıyyeci iktidara mu-
halefet edemiyor.Ama biz edi-
yoruz" diye konuştu. Cumhuri-
yet gazetesinin "laiklik" ve
George Soros'un
projelerine ayırdı.
Mehmet Faraç ise Hizbullah, El
Kaide ve PKK hakkında bilgi
verdikten sonra Şemdinli'de ya-
şanan olaylara değındi. P-
KK'nin Kuzey Irak'ta bir Kürt
devleti kurulması sürecinin ol-
gunlaşmasını beklediğini belir-
ten Faraç, bu süreçten sonra
PKK militanlannın Barza-
ni'den siyasi sığınma isteyecek-
lerini ve faaliyetlerine devam
edeceklerüıi söyledi.
Otoyolda
yanmış
kadın
cesedi
tstanbul Haber Servisi -
Kartal'da otoyol kenannda
vücudu tamamen yanmış
bir genç kadın cesedi bu-
lundu. Geçen ay da aynı
yerde yine vücudu tama-
men yanmış bir kadın cese-
di bulunmuştu. Iki kadının
da baş kısmına, kenarlan
iple bağlı poşet geçirilmesi
dikkat çekti.
Bir ihban değerlendiren
polis ekipleri, Uğur Mum-
cu Mahallesi O-2 Otoyolu
kenannda, baş kısmına ke-
narlan iple bağlı poşet ge-
çirilmiş ve tamamen yan-
mış bir ceset buldu. Olayla
ilgili soruşturma başlatan
Kartal Cumhuriyet Savcısı
Gökçen Tuncer, cesedin,
16-17 yaşlarındaki bir kıza
ait olduğunun belirlendiği-
ni söyledi. tncelemelerin
ardından ceset, genç kadı-
nın kimliği ve kesin ölüm
nedeninin belirlenmesi
amacıyla Adli Ttp Kuru-
mu'na gönderildi. Aynı
yerde 5 Ekim'de de yine
vücudu tamamen yanmış
bir kadın cesedi bulun-
muştu. Kadının kimliği
tespit edilememiştı. Polis
yetkilileri, cinayetin başka
yerde işlendikten sonra ce-
sedin yol kenaruıa getirilip
üzerine yanıcı madde dö-
külerek yakılmış olabile-
ceğini belirtti.
Bu arada, Mecidiveköv
Dereboyu Caddesi Ozgür
Çıkmazı Sokak'ta yer alan
14 numarah binanın 4. ka-
tına giren iki kişi, Güner Fi-
dan'ı (63) öldürerek kaçtı.
Yine
kapkaç
dehşeti
tstanbul Haber Servisi - Kartal
Cevızli Tekel Fabrikası Müdürü İc-
lal Ülker, çantasını almak isteyen
kapkaççılann kullandığı otomobi-
lin aitında sürüklenerek hayatını
kaybetti. Kaçan kapkaççılar ise ya-
kalanamadı. Petrol-tş Caddesi'nde
34 AB 7385 plakalı aracını park e-
den 58 yaşındaki tclal Ülker'in ya-
nına bir otomobil yaklaştı. tçınde 2
ya da 3 kişinin bulunduğu otomobil-
den inen bir kapkaççı, kadının çan-
tasına asılarak otomobıle bindi ve
kaçmak istedi. Bu sırada Ülker, ha-
reket eden kapkaççılann otomobili-
nin yanında sürüklenmeye başladı.
Yaklaşık 10 metre sonra E-5 Kara-
yolu'na doğru gıtmek isteyen kap-
kaççılann otomobilı, Kızılay Cad-
desi ile Petrol-tş Caddesi'nın kavşa-
ğında 34 TEL 04 plakalı bir taksiye
çarptı. Kazadan sonra bu yöne git-
mekten vazgeçen kapkaççılar, yön
değiştirmek ve minibüs yoluna git-
mek için geri manevra yaptı. Ülker,
geri manevra yapıldığı sırada oto-
mobilin tekerleklerinin aitında kal-
dı ve aracın altuıda uzun süre sürük-
lendi. Yaralanan tclal Ülker, kaldı-
nldığı hastanede hayatmı yitirdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
AKP iktidannın iki belgeye yaklaşımı bizim uzun
zamandır anlatmaya çalıştığımız çelişkiyi net bi-
çimde ortaya koydu.
KOB ve llerleme Raporu, Türkiye'den daha ön-
ce istenenlerin bir doz daha ilerisi. Tümceler da-
ha dikkatli kurulmuş, bütün değişiklik bu. Hükü-
met temsilcileri de buna sarıldılar, "AB, Türki-
ye'den isteyeceklerini çok dikkatli bir üslupla dile
getirmiştir" dediler.
Bunun Türkçesi şu:
Eyy AB, bizden her şeyi isteyebilirsin, yeter ki
isteyiş biçimine biraz dikkat et. Bizı zor durumda
bırakacak sert ifadeler kullanma...
Bu yaklaşıma ilişkin bir dizi benzetme akla ge-
liyor ama, biz benzetmeyelim!
Kıbrıs Rum Kesimı'nin bütün adayı temsil ede-
cek biçimde tanınmast ve limanlarla havaalanla-
rının Rum taşıma araçlarına açılması... Güneydo-
ğu'daki gelişmelerin bütünden ayn olarak öne çı-
kanlması... Azınlıklar tanımının yine kafa bulandı-
racak ifadelerle yapılması...
Bunlar belgelerde ilk dıkkatimizi çeken istemler.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül her iki belgeyi de
değeriendirirken şunu söyledi:
"Bazı kabul edilemez unsurlar var ama, biz bü-
yük fotoğrafa bakalım. Aynntıya takılmayalım..."
• • •
AKP, AB'nin istemlerini öteden beri "kabul edi-
Iebilir" buluyor. Başbakan Erdoğan, 6 Ekim'de
açıklanan 2004 llerleme Raporu'nu daha görme-
den şu açıklamayı yapmıştı:
"Bize makul geldi."
Aynı Erdoğan, AİHM'nin önceki gün açıkladığı
türban karanna ilişkin olarak şunu söyledi:
"Henüz gerekçeyi görmedık. Görelim, ondan
sonra konuşuruz."
Oysa, Erdoğan'ın bu açıklamayı yaptığı saatler-
de türban kararının gerekçesi de ilgili yerlere du-
yurulmuş, kamuoyunun yararlanabileceği kaynak-
lara aktanlmıştı.
AİHM, gazetelerin çoğundaki başlık gibi huku-
ken "son noktayı koydu". Ancak hükümetin bu
noktanın yanına iki nokta daha koyup, arkasını
getirmeye çahşacağı anlaşılıyor.
Gül, önceki günkü ıncilerini dün de sürdürdü.
Gül'ün yaklaşımı şu:
"Yasaklarla bir yere vanlmaz. Yasaklarla övün-
mek kimseye şeref getirmez. Hükümetimiz bütün
yasaklan kaldırmaya kararlıdır."
AB'nin her şeyine evet diyen, büyük fotoğrafa
bakalım diyen Gül, AB'nin hukukunu tanımıyor.
• • •
Kökten AB'cileri ve kökten dincileri bir kenara
koyuyoruz... Türkiye'nin 21. yüzyılda dünya sah-
nesinde çağdaş bir ülke olarak yer almasını iste-
yenlere sesleniyoruz:
Şu iki fotoğrafa bakın... AB'nin Türkiye'ye yö-
nelik bütün dayatmalan AKP'ye makul geliyor a-
ma, AB hukukunun türbanla ilgili kararı arkadaş-
ların işine gelmiyor!
Oyunun rumuzu ortada:
Kıbrıs dersem çık, türban dersem çıkmaJ
ankcum >' cumhuriyet.com.tr
AİLEİÇİŞİDDET SEMPOZYUMU
Kodınlarınyüzde
657şiddet görüyor
tstanbul Haber Ser-
visi - Birleşmiş Milletler
(BM) tnsan Haklan Ko-
misyonu Kadına Karşı
Şiddet Özel Raportörü
Prof Dr. Yakın Ertürk
dünyada kadınlann yüz-
de 65 'inin şıddete maruz
kaldığmı ve şiddetin
yüzde 95'ının aile içinde
yaşandığını belirtti. Er-
türk, kadınlara yönelik
şiddetin önlenmesinin
devietlenn görevi oldu-
ğunu vurguladı.
tstanbul Valihği ve
Çağdaş Eğitim Vakfi'nın
bazı medya kuruluşlan-
nın katkılanvla düzenle-
diği "Aile İçi Şiddete
Son" sempozyumu dün
tstanbul Teknik Üniver-
sitesi (tTÜ) Maçka Yer-
leşkesi'nde başladı.
Sempozyumda konu-
şan Prof. Yakın Ertürk,
kadına yönelik şiddetin
önlenebilmesi için güçlü
bir siyasi irade gerekti-
ğini söyledi. Kadına kar-
şı şiddetin önlenmesinin
devletin göre\i olduğu-
nu anlatan Ertürk,
"Dünyamn her yerinde
kadınlara yönelik şid-
det var. Türkiye'de Gül-
dünyaTören devlet has-
tanesinde öldürülüyor.
Adana'da bir kadın,
sokak ortasında bıçak-
lanıyor. Bu manzara-
larla ne AB'ye, ne de
cennete girilir. İngilte-
re'de 4 kadından l'i
şiddet görüyor. Rus-
ya'da yılda 1400 kadın
eşleri veya aile yakınla-
n tarafından öldürülü-
yor" diye konuştu BM
Nüfus Fonu Enformas-
yon, Medya ve Kaynak
Oluşturma Birimi Di-
rektörü Safiye Çağar da
Türkiye'de her 3 kadın-
dan 1 'inin şiddet gördü-
ğünü ifade etti. Hacette-
pe Üniversitesi'nce ya-
pılan bir ankete göre, ka-
dınlann şiddeti mazur
gördüğünü belirten Ça-
ğar. " llginç olan kadın-
lann şiddetin gerekçe-
si olabileceğini düşün-
meleri. LHkemizde ka-
dınlann yüzde 4O'ı eş-
lerinin kendilerini döv-
mesini kabulleniyor.
Yüzde 63'ü de şiddetin
gerekçesi olabileceğini
düşünüyor" dedi.
Safiye Çağar, Türki-
ye'de 550 milletvekilin-
den yalnızca yüzde
4.4'ünün kadın olduğu-
nu, bu oranın da Suriye
ve Ürdün'den bile daha
düşük olduğunu söyledi.
tstanbul Kadın Kuruluş-
lan Birliği Başkanı Na-
zan Moroğlu ise şidde-
tin önlenmesi amacıyla
yasalann çıkartılması-
ndan önemlisi yaşama
geçirilmesınin ataerkil
toplumlarda çok zor ol-
duğunu vurguladı.
Viyana Müdahale
Merkezi'de görevli ,
Sosyal Danışman Ta-
mar Çıtak da, Viya-
na'da 4, Avusturya'da
350 tane çocuk ve kaduı
sığınma evinin olduğu
ifade ederek, "Bu
oranlar yetersiz kalı-
yor" diye konuştu.