02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 OCAK 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 I 29 Orak'ta CHP ^ olağanüstü kuruhayı ta- w mamlanmca ne 3 olacak? Olağan S kurultfiy İKizırhğı n) haşlayacakl Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Enerjide ulusal çıkarlar korunmuyormuş... "Koruvacak enerii kalmadı!" Poster 24 Ocak'ta verdiğimiz Uğur Mumcu posterinin altında CHP Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün adının olmasına birçok okur tepki gösteriyor. Bazı okurlar, o gün gazetenin 500 bin yerine 600 bin liraya satılabileceğini ve böylece kimsenin desteğine gerek kalmayacağını söylüyor. Okurlar haklı. Ancak kesin çözüm sanırım; Cumhuriyet'in tirajını önce 75 bine sonra da 100 bine ulaştırmakta. Öteyandan poster için Sarıgül'den başka birinin neden destek olmadığını da sorgulamak gerekiyor. Madalyalı Savaş Ünlü: "Vergi iadesinde sahte fiş kullanan emekli ve ücretlilere hapisten işten atmaya kadar cezalar verilecekmiş. Oysa yıllardır ülkeyi milyonlarca dolarlık vergi iadeleriyle hortumlayanlara madalya verilmişti. Çok dolandırınca ödül, az dolandırınca ceza, olur mu yani!" umhuriyet Halk Partisi'nin tepesindeki kol- tuk kavgasına bir bakın, sonra halkın sorun- larını, kamuoyunun beklentilerini düşünün. CHP'nin tepesine AN ya da Veli oturmuş, ne değişecek? CHP'nin sorunu da burada galiba. Neyse ki gençler var... CHP Istanbul ll Gençlik Kolu yönetim kurulundan Ahmet Akkaya, üzerine düşen görevi yerine getir- miş; AKP'nin "gençlere kucak açan" politikalarını masaya yatırmış: "Gençlere kucak açmaktan çok, kucağına düşü- ren AKP hükümetinin ne kadar doğru söylediğini i- ki yıllık ekonomi politikaları göstermektedir. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün araştırmalarına gö- re 15-24 yaş arasını kapsayan genç nüfusun yüzde 18.6 gibi yüksek bir kesimi işsizlikle boğuşmaktadır. Türkiye geneline baktığımızda ise işsizlik 2 milyon 390 bin gibi ürkütücü bir sayıya ulaşmıştır. llk kez iş arayanların yüzde 23.9'u 2003 yılında iş Gençler bulamazken bu oran 2004 yılında yüzde 29.4'e çık- mıştır. öte yandan adaletsiz vergi dağılımı ile ezilen halkımıza 350 yeni lira gibi asgari ücret reva görül- mektedir. Açlık sınırı denilen, dört kişilik ailenin zo- runlu gıda harcamaları 514 yeni liradır. Tarım dışı istihdam edilen 10 milyon kişinin büyük bir kısmı ile kayıt dışı çalışan 5 milyon işçinin büyük bir kısmının ücreti, asgari ücretle belirlenmektedir. AKP hükümeti pembe tablolar çizerken, umudu tükenen halk, şansını şans oyunlarında aramakta- dır, İstihdam yaratmada ve adil gelir dağılımını sağ- lamada beceriksiz olan hükümetin, bu durumu ile soruna çözüm bulma ihtimali, sayısal lotoda altıyı bulma ihtimalinden bile düşük görünmektedir. Ancak, işini şansa bırakmayanlar için çözüm ga- yet basittir. Çözüm; ülkemizde yoksulluk, işsizlik ve eşitsizliklerin kalıcı olarak kaldırılabilmesi için sos- yal devlet ayağa kaldırılmalıdır. Bu da, CHP'nin eko- nomik politikaları olan, hızlı, istikrarlı büyüme, den- geli bölgesel kalkınma, herkese iş, sosyal adalet, hakça paylaşım, herkese sosyal güvenlik, gücü yet- meyen herkese bedelsiz eğitim ve sağlık politikala- rıyla olabilir. Çünkü bizler sosyal demokratız. Biz politikaları- mızda; insana, onun emeğine, onuruna ve kimliği- ne saygıyı temel alırız." Çokgüzel... Ancak bu ilkeler sanırım gençlerin ilkeleri. Tepede koltuk kavgasına tutuşanların böyle bir düşüncesi olduğunu sanmıyorum. Inanmıyorsanız; Deniz Baykal'ın eski, Zülfü Livaneli'nin kadim, Mustafa Sarıgül'ün potansiyel kurmaylarından Ke- mal Derviş'e sorabilirsiniz! CHP'de gençlere çok iş düşüyor, çok... SESSİZ SEDASIZ (!) Turizm potansiyeli ve AB üyeliği Muğla Üniversitesi öğretim üyelerin- den Doç. Dr. Metin Kozak ve araştır- ma görevlisi Ozan Bahar, ağustos ayı içinde Bodrum Havaalanı'na gelen AB üyesi yabancı turistlerle yüz yüze gö- rüşme yaparak ortak para birimi Euro'- nun tatil seçimi üzerindeki olası etkile- rini araştırıyor. Sonuç: "Araştırma sonuçlan, AB üyeliğinin ve dolayısıyla euroya geçilmesinin üye ülkelerdeki turistin; tatil yeri se- çimini doğrudan etkilemedigi, stan- dart para birimi kullanımı ile seyahat ko- laylığı gibi yararlarının yanı sıra hayat pahalılığı yaratması gibi de olumsuz yönlerinin bulunduğunu göstermekte- dir. Türkiye'nin AB dışında olmasının ve Euro'yu kullanmamasının ülkeyeyöne- lik seyahat kararlarında olumlu bir etki yaptığı ve gidilen tatil yerinin AB ülkesi olmasının önemli olmadığı da elde edi- len diğer sonuçlar arasında yer almak- tadır. Türkiye'nin Euro, dolayısıyla AB dışında kalmasının ülkeye yönelik seya- hat kararları için teşvik edici olup olma- dığı konusunda da, katıhmcıların görü- şü alınmaya çalışılmış; katıhmcıların yüzde 71 'lik büyük bir kısmı, Türkiye'nin AB dışında kalmasının, özellikle üye ül- kelerden Türkiye'ye yönelik seyahat ko- nusunda itici bir güç oluşturacağını di- le getirmişlerdir. Bunun nedeni, Tür- kiye'nin diğer AB üyesi ülkelere oran- la, daha ucuz bir ülke görünümünde olmasından kaynaklanmaktadır. Ek ola- rak; bu grup, Avrupa turizm hareketle- rinde çekici bir ülke konumunda bulun- duğu için Türkiye'yi ziyaret ettiklerini, düşünülenin aksine, Türkiye'nin AB üyeliğinin kendi kararlarında etkili olma- dığını belirtmişlerdir." Sonucun sonucu: "Türkiye, AB üye- si olsa da olmasa da turizm açısından çekiciliğini sürdürmektedir." ÇED KÖŞESI OKTAY EKİNCt Rektör 'Mimar' Olunca... Son zamanlardarektörlerin ka- muoyundaki yerleri, "yükseköğ- reninı yasası"nda öngörülen ye- ni düzenlemelere karşı "direniş- lerPyle öne çıktı. Hükümetin siyasal amaçlı ta- sanlanna karşı bilimsel gelişme- yi "üniversiteözerkliği"yle savu- nan rektörlerimiz, hukuk tarihi- mize geçebilecek bir "parlamen- todışıctkiııliği" gerçekleştirdiler. Ne var ki aynı tartışmalar sıra- sında, hemen hiç konuşulmayan konu ise "rektörlerin neişyapük- lan"ydı... Yakın geçmişte, "rek- tör" denilince sadece "akademik sayguıhğın temsilcisi" akla gelir- ken, son yıllarda "inşaat, emlak, boya-badana" vb. gibi hizmetler- le anılmaya başlamaları acaba ne anlama geliyor? O kadar ki, kimi yeni üniversi- telerimizin rektörleri, aday olur- larken bile verdikleri "söz"lere bakıldığında, adeta birer "bele- diye başkanı", hatta bazılan da "şantiye şefı" gibiler. Za- manlannın çoğunu eğiti- min ve bilimin gelişmesi yerine, üniversitenin "i- mar" edilmesine ayı- nyorlar; günleri hep ihalelerle, satın al- malarla, teklif '*•' toplamaklage- çiyor... Oysa şu "YOK düzenPnden önce üniversiteler- deki bu işlerle "inşaat daireleri" ilgilenirdi; rektörler ise sadece "akademik" yöneticilik yapar- lardı. Halk arasında da adlan anı- hrken ülkenin herhangi bir soru- nu karşısında "fîkri ahnacak" bilge insanlar olarak saygı görür- lerdi... Şimdi ise rektörleri en fazla arayanlar, örneğin "akıl daıuş- mak" ya da "görüş almak" iste- yen gazeteciler değil, üniversite için gerekİi her türlü malın pazar- lamacıları ile inşaat, imalat, tica- retfirmalan... Bu ortama inat... lşte, bir bilim insanı için böy- lesine "köreltici" bir "çabşmaor- tamı"na rağmen, yine de hem üniversitenin tüm gereksinmele- riyle ilgilenen, hem de "asıl gö- rev'' olarak akademik eğitim dü- zeyini yükseltici çalışmalan yü- rüten rektörlerimiz, belki de ge- celeri en az uyuyan yöneticiler olmalan pahasına "başarıh" ol- manın da zorlu koşullarını yeri- ne getirmiş oluyorlar... Bu özverili ve üretken hocala- nmız arasında, geçen yıl "görev süresini doldurarak" ayrılan Prof. Dr. Gülsüıı Sağlamer ise 8 yıl üstlendiği Istanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlü- ğü'ndeki çalışmalannı kapsamlı bir kitapta derleyerek örnek ve öncü bir "hizmeti'' daha akade- mik ortama armağan etti. Aynı zamanda "mimar" olan Gülsün Sağlamer'in "ÎTÜ'de 1996-2004 Dönemi" başhğıyla hazırladığı kitapta, 2001 yılı için "Atüım", 2005 için de "Yeni Ufiıklar" tanımlamalannı kul- lanması da geride kalan tüm ça- balann aslmda "geleceğin'' gü- venceleri arasında da yer aldığı- nı simgeliyor. Kitabı incelerken, bu güvenceyi sadece yapılan ça- lışmaların niteliğinde ve sonuç- larmda değil, hangi hizmetin "hangi gerekçeyle" ve "ne gibi özelliklerle" yerine getirildiğine yönelik açıklamalarda da göre- biliyorsunuz... 'Cumhuriyet'iıı eseri Hazırlanması bir yana, "taşı- masT bile ciddi emek gerektiren yaklaşık400 sayfalık kitabın gra- fiğinden anlatım düzenine kadar her sayfasında "mimarca" bir özen var. Ancak bu özenin aslında 8 yıllık rektörlük yaşamında da yine hemen her güne yansıdığı, kitapta sergilenen çalışmalar- da açıkça görülmek- te... 1773'tenbuyana iilkemizin bilim, teknik ve sanat birikimlerine kesintisiz katkı- larda bulunan İTÜ'nün ilk "kadın" rektörü de olan ve bu nedenle görev süresin- deki başanlanmn önemi daha da artan Gülsün Sağlamer, kitabın sunumunda diyor ki; "Hiçbir ay- rımcılıkla karşılaşmadan ulaştı- ğım bu nokta, Aziz Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti- nin ve sevgili öğVetim üyelerinin eseridir.." Bu anlamlı sözün "uygulama- da" neyi tanımladığını görmek için kitabı aynntılı olarak incele- diğinizde ise karşınıza; önce "eğitimde reform"la başlanan; aynı süreçte "altyapı donaıunu- nınörgüdenme$i''ni de içeren; ar- dından "araşürma'' alanındaki gelişmeleri ve "üniversite yöne- linıinin yeniden yapdanmasrm hedefleyen; derken sosyal ola- naklann geliştirilmesiyle birlik- te üniversiteye kazandınlan yeni arazilerle, tesislerle ve "zengin- leştirilen fakülteler"le süren; tüm bunlar için de "mimari bir du- yarhhk" içinde tasarlanan ve ger- çekleştirilen "İTÜ projeleri" çı- kıyor... Gülsün Sağlamer, neresinden bakılırsa bakılsın, sadece İTÜ için değil, tüm yükseköğrenim dünyamız için "rektörlüğünsim- ge isimleri" arasında yer alacak. Kitabı da aynı simgenin "bel- geseli" olarak kuşaktan kuşağa yol gösterecek... Oekinci((7)cumhuriyet.com.tr ÇlZGlLlK KÂMIL MASARACI kamilmasarachpmynet.com HARBİ SEMİHPOROY [email protected] HAYAT EPtK TİYATROSU IHUSTAFA BILGI hayatepîk(t»mynetcom SEREK tNANMIYORUM KARDEŞtM TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Ocak tvtvtc.mumtaz-arikan. com JOHN WARDİNVALID CHAIR MANUHACTURF.R TOTHIQUEIİNAKDROYAL FAM1LV. 247, T O T T E N H A M COURT ROAD, Leicester Square, London. Priced Cata logues Post Free. ÖZEL MOBİLYALAR.. 1873 'OA BUGÜN, İNGİLİZ YAYIMLAMAN geSiMLİ SİH İL4NDA HASTALAl?. l/e SAKATLAR /ÇİN YAP(L- MIŞ ÖZEL MOSİLYALAR.LA rfgABA- LAK TANITIL/YO/SOü. 1SO Y(LUK BİR 6EÇMİŞİ OLDUĞU BELİG.TİL£N 3TŞHH WARC> ŞİRKETt', İSTENBN BİÇİMİ ALABİL.EM HA&EICETiLİ İ S MEZDİl/eNDE e&l'LMEYBN LAK., g/İA/YO SANOALYELERİ SAKAT A/eASALAIS.1 İMAL E T&YPİ. KBSİMLİ f'LAAJ, I//CTO&/A &EVR.İ fNGİLTEfZS'SİMİH LÜK.SÜNU YAMSITMAS/ AÇtStMPAN İLGİMÇTİ. ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2004/281 Esas Davacı Müzeyyen Erdem tarafından Regaıp Nurgün Hodaman aley- hine açılan gaiplik davasında: Gaipliğine karar verilmesi istenilen ve dava dilekçesindeki bilgilere göre 25 seneden beri kayıp olduğunu, Üsküdar ilçesi, (1708) lhsaniye Mah. cilt no: 22, hane no: 1605'te nüfusa kayıtlı bulunan Ali Şemsettin ve Aliye Şadiye'den olma 07.08.1940 d.lu Regaip Nurgün Hodaman'ın kaybolmadan önce Harem lskele Caddesı Harem Palas No: 88 Daıre: 18 Üsküdar adresinde ıkâmet ettiğı anlaşılımakla gaipliğine karar veril- mesi istenilen Regaip Nurgün Hodaman'm nerede olduğunun bılen ve kendisini tanıyan kişilerin gazete ilanından itibaren 1 yıl içinde mahke- memize bizzat bilgi vermelerı belirtilen sürede haber alınamadığı tak- dirde adı geçen kişinin gaipliğine karar verileceğı teblıgat yerine kaım olmak üzere ilan olunur. 13.07.2004 Basın: 2470 KAD1KÖY İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN (AHKÂMIŞAHSİYE) 2004/1340 Vas. Tayini Mahkememizce verilen 7.12.2004 tarih ve 2004/1340 E. 1319 K. sa- yılı karar ile Hasan ve Mükerrem oğlu, 11.8.1982 doğumlu Nihat Yacel TMK. 405. maddesı gereğince vesayet altına alınarak kendisine babası 1950 d.'lu Hasan Yacel vasi olarak tayin edilmiştır. 7.12.2004 Basın: 2389 ESKİŞEHİR2.AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003/144 Karar No: 2004/1675 Davacı Sebahattin Er vekili tarafından davalı Leyla Er aleyhine açılan boşanma davasında 30.12.2004 ta- rihli duruşmada; Ankara ıli, Polatlı ilçesi, Beşköprü köyü nüfusa ka- yıtlı, Vahit ve Döndü'den olma 1975 dğ. Sebahattin Er ile aynı yerde nüfusa kayıtlı, Halit ve Zeynep'teıı olma, 1979 dğ. Leyla Er'in boşanmalanna, peşin har- cın mahsubu ile eksik 5.140.000.-TL. harem davalı- dan tahsili ile Hazine'ye irad kaydına, 350.000.000 - TL. ücreti vekâletin davalıdan tahsili ile davacıya ve- rilmesine, davacı tarafından yapılan toplam 383.920.000.-TL. yargılama giderinin davalıdan tah- sili ile davacıya verilmesine, dair davacı vekilinin yü- zünde davalının yokluğunda yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiş olup, işbu karann davalı Leyla Er'e ilan tarihinden 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayı- lacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 06.01.2005 Basın: 2342 Nüfus cüzdanımı ve SSK kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. BELDEMKRAL GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Prens ve Nazizm Sıradan Britanya yurttaşının dikkati sıkça sarayın üstündedir. Margeret'ln evlenmesi, Leydi Di'nin ayrılması, Prens Harry'nin Nazi elbisesi giymesi gi- bi. Eskilerden Sekizinci Henry'nin kısa sürede bık- tığı kimi eşlerinin kafalarını uçurtması örneği skan- dallar, Kraliçe Viktorya'nın getirdiği yeni hava sa- yesinde, geride kalmıştır. Ancak günümüz soylula- rı çağdaş kılıklı yenilerini gündeme getiriyor. Oysa lkinciElizabethdaha26'sındatahtaoturuncaKa- nuni'nin çağdaşı Birinci Elizabeth'i anımsattığı için sarayı sevilgen yapmıştı. Amerika'da halkın dungun yaşantısına dolayiı "renk" katan Hollyvvood yıldız- ları neyse, Britanya'da sarayın bireyleri de öyle, kral- lığı ortadan kaldırma istekleri zaman zaman başgös- terse de. Yazılı olmayan Britanya Anayasası'na göre önem- li bir yönetim ilkesi kral/kraliçenin kişiliği ile 'taç' bir kurum olarak farkıdır. Taç ülke kurumlarının istikra- rıyla sürekliliğini simgeler. Biçime bakarsak, tacın yetkileri geniştir ve her şey hukuken onun adına ya- pılırama, siyasal güç parlamentodadır, Kraliçe (es- ki Britanya) Uluslar Topluluğu'nun da başıdır. Cin- nah kendi kurduğu Pakistan'da "Genel Vali"yken Altıncı George adına yönetiyordu. Ne yapılacağı- nı saraya başbakan söyler. Kraliçenin yalnız "bilgi- lendirilme ve danışılma hakkı" vardır. VValter Bage- hot'ın sözcükleriyle "önerir ve uyarır". Sekizinci Edvvard tahttayken sevdiğiyle bile evlenememişti. Türkiye'de ya da Fransa'da cumhurbaşkanı dilerse Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder; tahtın 200 kü- sur yıldır böyle bir hakkı yok. Gelelim Britanya toplumu ile Nazizmin kesişme- sine: Hitler Almanyası'nda Yahudilerin kolunazorla takılan, sarı taban üstüne altı köşeli Davud Yıldızı var ya! Onun ilk belirdiği yer, yüzyıllarönce Ingiltere'ydi. Çok sonra istifayla ayrılan Sekizinci Edvvard, Hit- ler'le yakın ilişkileröneriyordu. Ayrılışıgenelde baş- ka mezhepten ve boşanmış Bayan Simpson'la aş- kına bağlanır. Bence, bir nedeni daha vardı: Yoksul bölgeleri gezerken "Birşeyyapmakgerek!" deme- siydi. Hem Taç adına siyasal biröneriyapması, hem de aşağı sınıf yararına konuştuğu için. Britanya, Nazi Almanyası'yla altı yıl bir ölüm-ka- lım savaşı yaptı. Bunun uzun biranlatımı Başbakan W. Churchill'in altı ciltlik ilginç anılarındadır. Bu se- riyi ben okudum. Prens Harry kapağını kaldıracak vakti bile daha bulamamıştır. Sonraki yirmi yıl için- de okursa, gene iyi. Aslında, zamanı var. Anası dün- yanın belki en varlıklı kişisi. Hiçbiri yoksulluk bilmez. Kanımca, tümü aşırı ölçüde tutucudur. Londra'yı başlarına yıkan Nazizmin ne olduğunu, o yıllarda halkın sevgilisi ve şimdi kraliçe olan anası anlatma- mış. Nazizme karşı Londra hava savaşında görev alan askerTürk pilotlardan ölenlerde oldu. Churc- hill'in anıları, yakında gireceği söylenen Sandhurst KurmayAkademisi'nin kütüphanesindede var. Ben gördüm. Okulu bitirmeden alıp bakmalı. Ne var ki, Nazizmi yalnız o hafife almadı. örne- ğin, öldürülen eski ABD Başkanı J. F. Kennedy'nin babası milyarder J. P. Kennedy, 1937-40 yılların- da Londra'da ABD Büyükelçisi'yken (biraz da Irlan- da kökenli olduğundan) VVashington'a Hitler'le çok yakın ilişkiler önermişti. Yıllar sonra, bu tavrıyla oğ- lunun başını ağrıttı. Daha önemlisi, çok az bilinen bir gerçek de şu: Başkan G.W. Bush'un hem baba, hem ana yönün- den dedeleri Nazileri silahla beslediler. Samuel Bush ile George H. VValker boğazlarına değin Hit- ler'e silah sağlama işindeydiler. Bush'ların adların- daki "W" (VValker) dedelerin birinden gelir. Ama iki- si de Senato'da 1934'te kurulup "ölüm Tüccarla- n"n\ incelemeklegörevlendirilen Nye Komitesi'nde sorgulanmadılar. "Hitler'eParayıBen Verdim"baş- lıklı kitabın yazarı F. Thyssen'le içli-dışlıydılar. Sa- muel'in oğlu Prescott da aynı silah işindeydi. Amerikan halkı ve dünya için çok zararlı bu ilişki- ler örtbasedildi. Amerika'da silah işinekarışan Har- riman, Mallon, Lovett, VVoolley, James gibileri Yale'den ve özellikle oradaki gizli 'Kurukafa ve Ke- mikler' örgütündendi. Sonra CIA Başkanı, Re- agan'ın yardımcısı ve Beyaz Saray'da Başkan olan baba Bush da... Prens Harry bunlara göre amatör ve sadece bilgisiz. Gün gelir o da öğrenir. Tony Bla- ir'in "eğitim" gördüğü, yaptıklarından belli değil mi? B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Aba terlik. 2/ Dönümün dörtte biri ka- dar olan alan 3 ölçüsü... Yur- dumuzun bir bölgesi. 3/Es- 5 ki Mısır'da 6 güneş tanrı- -. sı... Gagasın- daki 360 de- 8 likten rüzgâr 9 estikçe güzel sesler çıkardığına inanılan mitolojik kuş. 4/ Oylumlu... Bir geminin alabil- 3 diği yük miktan. 5/ 4 Yaklaşık beş kilo- metrelikbiruzunluk 6 ölçüsü... Duman le- 7 kesi. 6/Katkatçakıl 8| ve kumdan oluşmuş 9 | yer kıvrımı... Dolma yapmak için hazrrlanan ka- rışım. 7/Avrupa'da bir ırmak... Uzlaştıran, anlaş- ma sağlayan kimse. 8/ Uşak ilinde, "Karun Ha- zineleri"nin bulunduğu höyük. 9/Ham keten ren- gi... Dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli ve telli büyük bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Dış yüzey ya da kenar, çevre. 2/ "Silkin ve sa- kin ol dedim — gönlüme / Artık kederli hisleri birbiriçindenat" (YahyaKemal)... Kurnaz, açık- göz. 3/Hollanda'nınplakaişareti... Incedenince- ye alay eden, cinaslı. 4/Sessiz, uslu... Nazi parti- sinin askeri polis örgütü... Zirkonyum elementi- nin simgesi. 5/Bilecen... Iskambil'de koz. 6/Bir Afrika ülkesinin başkenti. 7/Göze takılan bir tür mercek... Toprağı işlemekte kullanılan bir tanm aracı. 8/Güney Amerika'da yaşayan kemirgen bir hayvan... Üç aylarda medrese öğrencilerinin köy- leri dolaşarak imamlık edip para ve erzak topla- maları. 9/Köklü, etkili.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear