02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 2005 CUMARTESİ CHP KURULTAYINA DOGRU DimADABUGUN ALİ SİRMEN Canım Sıkılıyor... Ingiliz Edebiyatı'nın başı dertten kurtulmayan haylaz çocuğu Oscar VVilde'ı mahkemeye çıkar- mışlar. Müstehcenlikle suçluyorlarmış kendisini, yargıç sormuş: - Kitabınızın müstehcen olduğu iddiaediliyor, siz ne diyorsunuz?.. - Daha kötüsü Sayın Yargıç, demiş Oscar Wil- de, kitabım yeterince iyi değil. Kimi suçlamalar geçer, suçlardeğişir, amakitap kalır, kalitesi de... RecepTayyipErdoğan'ın Rusyagezisi sırasın- da eşine hediye edilen, kimine göre otuz, kimine göre kırk beş bin dolarlık mücevher konusu, med- yanın baş konusu haline geldi. Ben bu satırları yazarken henüz Emine Hanım'ın neye karar verdiği, hediyeyi iade edip etmeyece- ği belli olmamıştı. Doğrusu beni çok da ilgilendirmiyor. Hediye iade edilse de edilmese de, yaşananlar olmuştur ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ola- rak doğrusu utanıyorum. Her ne kadar, her vatandaş kendi ülkesinin yö- neticilerinin görgü ve bilgi düzeyinden sorumlu değilse de böyle bir şeyin bizim yöneticilerimizin başına gelmemiş olmasını tercih ederdim. Bu yüzdendir ki, canım sıkılıyor, hem de çok... • •• Doğrusu olaya demokrasinin bir cilvesi olarak bak- mak, bu tür tesahüp duygularını yeni yükselen sı- nıfların iktidara kadar tırmanmalarının doğal sonu- cu olarak yorumlamak, hatta buradan hareketle şu- nu söylemek de mümkün: - Görüyorsunuz, ne kadar demokratik bir ülke- yiz; öyle asalet duyguları ve davranışları bile aran- mıyor yönetime yükselmede... Böylelikle demokrasinin erdemini de vurgula- mış oluruz. Olur muyuz acaba? Bu duyguları ilk kez, özal Iktidarı sırasında duy- muştum. Başlangıçta, hem utanmıştım hem de canım sıkılmıştı. Rahmetli Özal, hem politikaları, hem davranışı, hem ailesinin tavrıyla Türkiye'ye damga vurmuş bir adamdı. Devlet büyüklerine değerli hediyelerin alenen verilmesi geleneği kızı Zeynep'in bir Jaguar'ı ka- bul etmesiyle başlamıştı. Bir gün Turgut özal'ın ve çevresinin tavırlarından çok rahatsız olan birarkadaşım kendi kendinena- fileteselli ararken, - Bu da geçer yahu, demişti... - Geçer geçmesine de, demiştim, iz bırakır, yol açar, yol artık açıldı bir kere. Ne yazık ki, gerçekten öyle oldu. * • • Ben Emine Hanım'ın, hediyeyi iade edip etme- mesiyle ilgili değilim, çünkü etmese de etse de bir şey değişmeyecek; yaşanan yaşanmıştır. Olayda- ki çirkinlik, yasaya aykırılığın da üstündedir. Daha önce zevcinin kahramanı olduğu hediye otobüs, Airbus'taki hediye ve mahdum beye ge- len hediye olayları da unutulmuş değil. Doğrusunu isterseniz, beni en fazla hayıflandı- ran, geleneksel Türk ahlakının o kanaatkârlık ve gö- zü tokluk niteliklerinin yok olmuş olmasıdır. Eskiden Türk halkı bugünkünden daha yoksul- du. Ama tokgözlüydü, aç olsa açlığını belirtmez, hiçbir şeye tenezzül etmezdi. Muhafazakâr olduğunu söyleyen çevrelerin dav- ranışlarına baktıkça, geleneksel ahlaki değerleri- mizin bu yönlerinin yok olmakta olduğunu görü- yor ve çok üzülüyorum. Geleneksel ahlaki değerlerimizde, yoksulluğun kendi asil görgüsüydü egemen olan. Şimdi onlar değişti. Bitirirken, kırkyıl önceki biröyküyü anımsadım. 1964 yılında Istanbul Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiyken yıllık komitesinde görev almıştım. Reklam almak için Eczacıbaşı'na gittik. Şakir Ec- zacıbaşı, büyük kibarlık gösterdi, bizleri kabul et- ti. Talebimizi dile getirdik. Cevabı açık ve netti: - Sizin güzel mezuniyet resimleriniz çıkacak di- ye bu parayı niye vereyim? Yoksul çocuklara okul yapılmasına harcarım dahi iyi, dedi. Canım sıkılmıştı. - Bakın beyefendi, dedim, benim mezun oldu- ğum okul dolayısıyla böyle heveslerim yok, onla- rın çoğunu tattım. Ama yarın öbiir gün Türkiye'de yargıç, savcı, Yargıtay üyesi, vali olacak olan ve bu- güne dek bu olanaklardan mahrum kalmış bulu- nan gençlerin bu heveslerini tatmin etmekte san- dığınızdan daha büyük bir toplumsal yarar vardır. Derdimi Şakir Bey'e anlatabilmiş olmalıyım ki, rek- lam vermeyi kabul etti. Bilmem nereden geldi aklıma bu anı?.. [email protected] CAFER DURSUN'A YANIT HalukKoç: JİTEM'i bilmem, tanımam Haber Merkezi - CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Yüksek Disiplin Kurulu üyesi CaferDursun'un, "Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen hakkuıda Jİ- TEM'den (Jandarma Jstihbarat Terörle Mücadele) sakıncalı olduğu konusunda Haluk Koç'aevrak geldi" şeklindeki açık- lamasına tepki gösterdi. "JİTEM'i bil- mem, bana da böyle bir evrak gelmedi, gel- mesi için de bir neden yok" diyen Haluk Koç, şu açıklamayı yaptı: "Ben CHP'nin içişleri ile ilgili çalışma yapacak konumda değilim. Partinin grup başkanvekiliyim, görev alanlannı belli. Benim görevim par- timizin politikalarını savunmak ve parla- mentoda muhalefet görevimizi en iyi şekil- de yerine getirmek için çalışmaktu*. Aday- lan CHP Genel Merkez yönetimi belirler. Adaylarla ilgisi olmayan birine JİTEM'den evrak gelmesi için hiçbir neden yok." CHP Disiplin Kurulu Üyesi Engin Baba, Deniz Baykal'ı servetini açıklamaya çağırdı: 'Bizi noter gibikullandılar'MÎYASE İLKNUR Rüşvet iddialan nede- tıiyle CHP Parti Meclisi tarafından ihraç istemiyle tedbirli olarak disipline sev- k edilen CHP Yüksek Di- siplin Kurulu Üyesi Engin Baba, hakkındaki iddiala- n yalanlayarak Genel Başkan Deniz Bay- kal'ı suçladı. Engin Baba, hakkındaki iddi- alara ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Sayın Genel Başkan beni ne- den ihraç istemiy- le disiplin kuruluna gönderdi nıe- rak ediyorum. 'Cafer Dursun'dan paketi aldım diyen arkadaş, Engin Baba' nın işin içinde olmadığını de- falarca söylemesine karşılık beni neden bu söylentiyleilişkilendiriyor. Amaç DisiplinKurulu'ndaniki mu- halif üyenin düşürülmesi mi?" 'Sizden rüşvet mi aldık?' Engin Baba, Disiplin Kurulu'nda daha önce genel merkezin talimat- lan doğrultusunda birçok partili- yi ihraç ettiklerini anımsatarak "Bizi yıllarca Beyoğlu noteri gibi kullandılar. O zaman biz genel merkezden ve Deniz Baykal'dan rüşvet mi almışnk da birçok par- tiliye kryıp ihraç karan verdik" de- di. Genel Başkan Baykal'ı ve ge- nel merkez yöneticilerini mal var- hklarını açıklamaya davet eden Baba sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Deniz BaykaL, önce siz ve ge- nel merkez yöneticileri servetlerini açıklasuüar. Ben üç dönemdir ge- nel başkanın listesinden seçiliyo- runı. (jç dönemdir namuslu idinı de şimdi mi namussuz oldum? De- niz Baykal'ın bir tane eserinin, ic- raatının söylenemeyeceği iddia edi- liyor. Haksızlık yapıyorîar. Genel Başkan'ın en öııemli icraatları hi- zipleşme, ihraçlar ve her kurultay öncesi komplo teorileri üreterek ku- rultay kazanmasıdır. Partide ınil- letvekili ve belediye başkanhklan- nın sanldığını bütün Türkiye biliyor artık. Genel Başkan önce bunun hesabını versin. Bir de kendisinden para alınan, kapan> alınan beledi- ye başkanı, miDetvekili ve aday aday- lannı itirafa davet ediyorum. 'Bizim cebimizde dolar yok' Kapalı kapılar ardında söyleme- yin, çıkın konuşun. tl başkanunız bi- zim dolarlarla dolaşnğımızı söylii- yor. Bizim cebimizde dolaryok. Ken- dicebiile kanşbrmış. Ben Öktem' e şunu soruyorum: Bir belde beledi- ye başkanımız size geliyor; 'Bel- demde asfalt yok, tretuvar yok, na- sıl iş yapayım' diye dertyanryor. Siz de o belde belediye başkanına' Yav bırak bunları sen, bölgende Hazi- ne arazileri var mı, ondan haber ver. Gel biz ona bakalım' demedi- niz mi? Sayın il başkanının beledi- yelerden ihale almak dışmda bir işi var mı? Sayın Genel Başkan paket işine kafayı taknuş. Biz paket işin- den anlamayız, paket alıp verenler genel başkanın yanıbaşında. Bun- dan üç beş yıl önce bana olan 7 mil- yon borcunu ödeyemeyen genel baş- kanııı yanındaki yönetici 400 bin dolarlık villadaoturuyor. Genel Baş- kan da bu eve sık sık konuk oluyor. Milletvekili maaşıyla o malikhane- ye nasıl sahip olduğunu merak et- miyor mu? Genel Başkan da dahil genel merkez yöneticileri servetle- rini açıklasm, herkes öğrensin. Ben şahsen çok merak ediyorum. Bir açıklayın ne olur?" MUHARREM İNCE: *Otuz vekil LivanelVyi destekleyecek' • CHP'lilerin Baykal ve Sangül seçeneğine mahkûm edilmek istendiğini iddia eden CHP Milletvekili Muharrem Ince, 30 milletvekili arkadaşı ile birlikte Zülfti Livaneli'yi destekleme karan aldıklannı açıkladı. VîC/£ j y "" ... »- V,, FARUKK1RTAY YALOVA-CHPYalova Milletvekili Muharrem İn- ce, 30 milletvekiliyle birlik- te Zülfîi Livaneli'yi destek- leme karan aldıklannı söy- ledi. 29 Ocak'ta gerçekleştiri- lecek 13. Olağanüstü Ku- rultay öncesinde genel baş- kan adaylannın kulis çalış- maları sürerken, Yalova Milletvekili Muharrem tn- ce, partinin içinde bulundu- ğu kötü durumdan Genel Başkan Deniz Baykal'ı so- rumlu tuttu. Ince, "Sayın BaykaHa kişisel hiçbir so- run yaşamıyorum. Ancak Baykal parti açısından kö- tü bir yönetim sergihyor. Partide daha niteliklive bi- rikimlikadrolarvarkenon- larla çalışmayı, onların bi- rikunlerinden yararlanma- yı düşünmüyor. Bu lavırda partiyi nkryor" dedi. Baykal ile birlikte Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'ün seviyesi gide- rek düşen bir tartışmanın içinde olduğunu savunan Ince, bu nedenle 30 millet- vekiliyle birlikte Livane- li'yi destekleme karan al- dıklannı açıkladı. CHP'li- lerin Baykal ve Sangül se- çeneğine mahkûm edilmek istendiğini iddia eden înce, Livaneli'yi destekleme ge- rekçelerini şöyle açıkladı: " Ljvaneli'nin adayhğı ku- rultay ı kuşatan bu tavra karşı bir seçenektir. Livane- li'yle birlikte parti, ortak aklın egemenliğuıegirecek- tir. Solun dagınıklığı gide- rilebilir. Livaneli, ülkemiz- de olduğu kadar yurtdışuı- da da sayguüığı olan bir si- yasi kariyere sahipüı. Ken- disi değişinıe açıktır. Onun- la birlikte, unutıılan,göz ar- dı edilen gençlik yeniden CHP'ye kazandınlabilir. livaneli,bugünekadarpar- ti içi kavgalann tarafı ol- nıadı. Onun liderliğindeki CHP, parti içi demokrasiyi istenilen biçimdeyaşayabi- lir. Parti içi demokrasinin egemen olduğu bir partide yeni kadrolar, yeni liderler yetişebilir ki bugün CHP'- niııen önemlisorunlanndan biri budur. Çağdaş vehalk- la bütünleşen birCHP,onun liderliğinde iktidara yürii- yebilir." ^ l >^. Baykal 'a mektup Hurşit Güneş, Açılıın dergisinin Esentepe'deki büıvsunda düzcnlcdiği basın toplantısında, olağanüstü kurultayın gündemindc, Baykarın konuşmasının ardından doğrudan seçimlere gidilcccğini anımsattı. Kurultayın sorıınlaıın tartışılacağı bir zemin ounası gerektiğini belirten Güneş, bu nedenle Baykal'a kurultayın gündeminin değiştirilmcsi gerektiğini belirten bir mektup göndcrdiğini belirtti. (Fotoğraf:AA) Giineş: Kurultay gündemi değişmeli İstanbul Haber Servisi - CHP genel başkan adayı Hurşit Güneş, CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'a yazdığı mektupla, kurultay gündemini değiştırmesini istedi. Belirlenen kurultay gündemine göre delegelerin ve hatta adayla- nn konuşma yapamayacağını ifa- de eden Güneş, politikaların tar- tışıhnası açısından kurultaylann çok önemli olduğuna dikkat çek- ti. Güneş, Açılım dergisinin Esen- tepe'deki bürosunda düzenlediği basın toplantısında, 29-30 Ocak ta- rihleri arasında yapılacak kurulta- yın gündeminde, Baykal'ın ko- nuşmasının ardından doğrudan seçimlere gıdileceğini anımsattı. Bu gündemle kurultayın, partinin en üst demokratik tartışma ve ka- rar organı olmaktan çıkacağını ve gelecekte tartışmalı hale gelece- ğini dile getiren Güneş, "Bu ku- rultay, CHP'nin Yüksek Disiplin Kurulu'nda çıkan yolsuzluk iddi- alanna dayanarak yapılmak isten- di. Biz kurultay günü bu sorunla- n tarnşamayacaksak, kurultay ve- rimliolmayacakbr" diye konuştu. Baykal ile Mustafa Sangül'ün bir- birleriyle kavga ettiklerini dile ge- tiren Güneş, seçmen tabanının bu durumdan rahatsız olduğunu be- lirtti. 'Sorun isim değil, politika' CHPpolitikalannın belirlenme- sinin, tüzük ve genel başkan de- gişikliğinden daha önemli olduğu- na vurgu yapan Güneş, partinin ge- niş halk kesimleriyle buluşması gerektiğini ifade etti. CHP'de kim- senin, kendisinin "olağanüstübir yetenek" olduğunu düşünmeme- si gerektiğini kaydeden Güneş, "Kimse tek başma CHP'yi kurta- racak yeteneğe sahip degildir. Ne- den genel başkanlık için isimler konuşuluyor? Problem, Baykal ya da bir başkası değil. Sorunlan ki- şiselleştirrnemek gerek. CHP'nin arükisimlerden kurtulup politika- lannı gözden geçirmesinin zama- nıgelmiştir"dedi. CHP'nin düzen partisi olmadı- ğını dile getiren Güneş, "Yeniden CHP Hareketi" olarak, politika- lan tartışan tek hareketin kendileri olduğunu da sözlerine ekledi. ÜLFÜ LÎVANELt'DEN CHP DELEGELERİNE MEKTUPLU ÇAĞR1: 'Temiz bir sayfa açmalıyız' Zültü Livaneli YALOVA (Cumhuriyet) - CHP genel başkan adayhğı için nabız yoklayan îstanbul Milletvekili Zülfîi Livaneli delegelere mektup, e-posta ve telefonla ulaşarak destek istiyor. Delegelere gönderdiği e-posta ile partinin geldiği durumdan herkes gibi rahatsızlık ve üzüntü duyduğunu, Ulusal Kurtuluş mücadelesinin öncülüğünü yapmış olan CHP'nin içine sürüklendiği durum ve şu andaki tartışma üslubunun hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu belirten Livaneli şöyle devam ediyor: "Bir grup milletvekili ve il başkanı arkadaşımız mevcut durumda gidilecek bir kurultayın partiyi böleceğini ve kırgınhklann daha fazla kökleşeceğini tespit ederek üzerinde geniş bir grubun uzlaşacağı ve partinin tünı kesimlerini kucaklayacak bir üçüncü adaym ortaya çıkması için bir çalışma başlatmış ve beni göreve davet etmişlerdir. İçine sürüklendiğimiz ve hepimize ıstırap veren bu durumdan çıkabilmek e/ilen kitlelerin tekrar umudu haline gelecek CHP'yi ayağa kaldırmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazınm." 'Küskünlükler uıuıtıılmair Türkiye'nin içerisinden geçtiği zorlu süreçte CHP'nin yaşadığı tıkanıklığa artık son verilmesi gerektiğini belirten Livaneli mesajında şu görüşlere yer veriyor: "Bugüne kadarki küskünliikleıinıi/i bir kcnara bırakıp temiz bir sayfa açarak davaınızı daha geniş kitlelcre taşımalıyız. Insanlanmızın yoksulluktan kınlchğı bir dönemde CHP umudunu dağlara taşlara yeniden yazdırmahyız. Ancak, bunları yapabilmek için önce birlik olabilmeliyiz. Beraber olabilmeyi, birbirimizi sevebilmeyi, birbirimizi sayabilmeyi hanrlamahyız. ' Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir' diyen Mustafa Kenıal Atatürk'ün eseri olan ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğumuz CHP'nin hepimizin yııvası olduğunu ve kimsenin diğerinden daha fazla hak iddia etmemesi gerektiğini kabullenmeliyiz. Birbirimize sol ve yurtsever kültürümüzün gereği olan eh" uzatabilmeliyiz. Bu değişimi ancak böyle gerçekleştirebüiriz." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Emine Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan'la 4 Temmuz 1978 yılında evlendiğinde Siirtli sıradan bir aile- nin kızıydı. Tayyip Erdoğan da öyle. Profesyonel birgenç parti militanıy- dı. Emine Erdoğan, ağabeyinin bas- kısıyla örtünmüştü. Günlerce bu zo- raki örtünme nedeniyle bunalımlarya- şamıştı. Fakat yine de o dönemde- ki Islamcı kadın militanlardan fark- lıydı, çarşaf giymiyordu. Emine ile Tayyip Erdoğan'ın ev- lenmelerinde önemli rolü olan Şule Yüksel Şenler, gençTayyip'e, Emi- ne'yi önerirken şu telkinde bulun- muştu: Sen ileride önemli bir siya- setçi olacaksın, annen Tenzile'nin önerdiği Karadenizli kız çarşaflı, Emi- ne ise yalnızca türbanlı, çarşaflı bir kızla evlenirsen siyasi yükselişinin önüne engeller çıkabilir. Gel Emi- ne'yle evlen. Şule Yüksel Şenler'in öngörüleri doğru çıktı. Recep Tayyip Erdoğan, önündeki çeşitli engelleri aşarak si- 30 Bin Dolarlık Gerdanlık yasette önemli başarılar elde etti. Genç yaşta Istanbul Belediye Baş- kanı oldu, birçok tecrübeli siyaset- çiyi geride bırakarak da Başbakan- lık koltuğuna oturdu. Siirtli mütevazı bir ailenin kızı olan Emine Erdoğan, eşi Başbakan olun- caya kadar pek de öne çıkmadı. Başbakanlıkla birlikte Emine Erdo- ğan da doğal olarak siyasi yaşamı- mızın önemli bir figürü haline geldi. Her ne kadar türbanlı olduğu için Türkiye'deki kamusal alanlarda gö- rünmese de birçok alanda etkin ol- duğu da bir gerçek. Yabancı liderler geldiğinde, yurt- dışı gezilerinde öne çıkıyor. Dünya- nın önde gelen birçok liderinin eşi onun artık dostu sayılacak kadar ya- kınında. Emine Erdoğan'ın yaşamı bir peri masalı olarak da kabul edilebi- lir. Yoksul, sıradan bir yaşam sürer- ken ülkenin en önemli kadını haline gelmek az bir şey değil. Rusya gezisinde Emine Erdoğan'a armağan edilen gerdanlık gazetele- rin manşetlerinetırmandı. Rusya'da mağazaları olan Stork-s Kuyumcu- luk'unsahibiMuammerAlkım, Emi- ne Hanım'a pırlanta ve mercan ka- rışımı bir gerdanlık hediye etti. Ga- zetelerin yazdığına göre gerdanlık 30 bin dolar değerindeymiş. 30 bin dolarlık bir gerdanlık, biz sı- radan vatandaşlar için çok fazla sa- yılabilir. Türk parasına çevrildiğinde 45 bin YTL (eski parayla 45 milyar TL) bir Başbakan eşi için normal ka- bul edilebilir? Hele Tayyip Erdoğan gibi ticaretle uğraşan ve bu uğra- şında önemli başarılar kazanan bir Başbakan için bu para bir hiç bile sa- yılabilir. Ancak işe bir de Emine Erdoğan'ın içinden çıktığı gelenek açısından ba- karsak bu gösteriş ve şatafat aca- ba fazla değil mi diye de sorabiliriz. Unutmayalım ki AKP yoksul kitlele- rin oyunu aldı. Milyonlarca fakir ve çaresiz insan Tayyip Erdoğan'ı içinden birisi ola- rak gördüğü için, kendileri gibi yok- sulluğu yaşayan birisi olarak gördü- ğü için destekledi. Onun Kasımpa- şa'nın yoksul mahallesinden çıkıp yükselişinde, bir kaderin değişimini gördüğü için onu sahiplendi. 30 bin dolarlık gerdanlık belki de hiçbir şey değil. Belki de ben abar- tıyorum. Ancak, sanki bu gerdanlık Erdoğan ailesinin, daha geniş bakar- sak AKP liderlik kadrosunun için- den çıktıkları yoksul kesimlerden ko- puşunu simgeliyor gibi... Türkiye, gelir dengesinin en çok bo- zulduğu ülkelerden birisi. Türkiye'nin belki de önündeki en temel sorun, zengin kesimlerle yoksul kesimler arasında açılan makas. Türkiye, alt gelir gruplarıyla üst gelir gurupları arasındaki uçurumun dünyada en çok açıldığı ülkelerden birisi. örne- ğin bu oran Avrupa'da bire üç ya da dört iken Türkiye'de bire 10-11 dü- zeyinde. Dünyanın en yoksul ülke- lerinden olan Bangladeş'e yakın bir oran bu. Türkiye'de AKP'yi alt sınıflann yol- suzluğa, yoksulluğa tepkisi iktidara getirdi. AKP yönetim kadrolarının çoğu da alt sınıflann çocuklarıydılar. Şimdi bir değişim yaşanıyor. Bir ke- sim zenginleşiyor ve kendi geldikle- ri çevrelerden kopuyor. Bunu birsol- cunun yoksulluk edebiyatı diye al- gılamayın. Bir iktidarın kendi gelene- ğinden kopuşu diye anlayın. İşin bir de hediyeyi veren tarafı ol- duğunu unutmayın. Gerdanlık sanki bu kopuşu simge- liyor gibi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear