14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14OCAK2005CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 lstaııbuVun yeni adı; Sis-tanbul! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr - Başbakanın karısına pırlanta gerdanlık hediye edilmiş... "Tavuk-kaz hikâvesi!" ÇocuklukIntihar girişimi üzerine Yahya Murat Demirel'in psikolojik tedavi göreceğini duyunca, tedavide çocukluk yıllarına dönüleceğini düşünen emekli Hava Albay Suat Özbilgi "Ben de kendi çocukluğuma döndüm ve asla intihara teşebbüs edemeyeceğime karar verdim" diyor: "Babam Kars'ın Göle ilçesinde PTT müdürüydü. 3-4 yaşlarındaydım. Postanedeki memur bir gün önündeki çekmeceden 5 kuruş çıkarıp benden kibrit almamı istemişti. Ben 'Alamam' demişim. Nedenini sorduğunda 'O devletin parası, cebinden verirsen alırım' demişim. Şimdi emekli maaşım ile geçiniyorum ve hortumu sadece arabamı yıkarken kullanıyorum." T ürkiye'de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz a- magenellikletamyapamıyoruz...Salıpaza- rı rıhtımında yeni açılan "modern" sergi ve müzeortamılstanbul Modern gibi... Hakan Akçaoğlu, 20 gün kadar önce yakınlarıyla birlikte Is- tanbul Modern'e gidiyor: "Kapıdan girişte hemen sol tarafta Burhan Uy- gur'un kapısına bakmaya koyulduk. Bir müddet sonra bir güvenlik görevlisi bize doğru yaklaştı ve herkesin duyacağı yükseklikte bir sesle 'Tablolara dokunmayacaksınız ama' dedi. Şaşkın şaşkın suratına bakıp önce 'Peki' dedim. Sonra bu azarlar gibi uyarının nedenini merak ettim. 'Dokunmuşsunuz, öyle dediler' yanıtını aldım. Ki- min söylediğini sordum 'Herhangi biri olabilir' dedi. Burasının bir sanat müzesi olduğunu, buşekilde azar- lar gibi uyarılarda bulunmaması gerektiğini söyledim. Ayrıca kendi gözüyle görmediği bir davranıştan do- layı ziyaretçileri bu şekilde yargısız infazla itham et- Istanbul Modern memesi gerektiğini belirttim. Konuşmamı bitirıp giderken beni şoke eden küs- tah ve alaycı ve yine yüksek ses tonuyla 'Peki, öyle olsun bakalım' dedi. Moralim bozuldu ve adını iste- dim, 'Ha ben ha başkası, burada herkesin adı aynı. Git nereye istersen şikâyet et' dedi. Alt kata indim, yetkili olduğunu söyleyen bir hanım bana olayla ilgi- leneceğini ve mutlaka haber vereceğini söyledi. Kalp çarpıntılarıyla müzeyi gezmeye devam ettik. Ziyaretimizi bitireceğimiz sırada yanımıza güvenlik şirketinin başı olduğunu söyleyen bir bey yaklaştı. Olayı anlatmamı istedi. Ona da anlattım. Elemanın- dan da dinlediğini ve elemanları yanlış bir şey yaptı- ğında özür dileyebileceklerini söyledi. Yani bu olay- da özür dilemeye gerek duymuyordu. Milyonlarca dolar harcanarak bir koleksiyon oluş- turulmuş; devletin yardımı ile atıl bir kompleks müze olarak düzenlenmiş ve sanatseverlere bir soluk ka- zandırılmış. Ancak diskoteklerde güvenlik görevi yap- maktan başka bir tecrübesi olmayan bir şirket, gü- venlikle görevlendirilmiş. Bu davranışın başka bir izah tarzını göremiyorum. Kendini diskotek kapısındaki 'bodyguard' gibi gö- ren, ziyaretçiye hem de kendi gözüyle görmediği, bir suçu isnat edip, bunu da son derece yakışıksız ve azarlama seviyesinde dile getirebilen bir görevli ve kendi elemanını koruma adına ziyaretçinin sözlerine inanmayan bir güvenlik şirketi sorumlusu, ancak ge- ce kulübü veya diskotek güvenliğinden sorumlu ol- manın alışkanlığı ile böyle davranabilir. Sanatseverler bu tür davranışları hak etmiyor. Olayla ilgilenip bana ulaşacağını söyleyen müze yetkilisi hanımın cevabını bekledim. Ama boşuna bekledim..." llım Anıl Ocal: "Türbana ılımlı yaklaşan Deniz Baykal ile türbana ılımlı yaklaşan Mustafa Sarıgül'e türbana ılımlı yaklaşan Zülfü Livaneli rakip oluyor. ABD'nin ılımlı Islamını, AKP değil, CHP kuracak bu gidişle!" SESSİZSEDASIZO) GAL/öA'MADlM HOCAM/. Dündar ile Topuz, Doğramacı ile Yazıcı Istanbul'da düzenlenen 2. Gazete- ciler Konferansı'nın sonuç bildirge- sinde, "Gazetecilerin, mesleğin etik kurallarının yeniden hayata geçiril- ^ mesi için çalışmaları gerekmektedir" deniyor. Bu kararı, lletişim Araştırmala- rı Derneği Başkanı Hıfzı Topuz açıklı- yor. Aynı Hıfzı Topuz, Yargıtay Hukuk Ge- nel Kurulu'nun oybirliği ile "intihal" yap- tığına karar verdiği Can Dündar için kesinleşmiş mahkeme kararından son- ra "Mesleki açıdan intihal yapmamıştır" yolunda yazılı görüş bildiriyor! Başkasının eserinden aşırma yapıl- masına mesleki açıdan onay veren dü- şünce ile mesleğin etik kurallarını yeni- den hayata nasıl geçireceğiz? Herhalde aşırmacılığı, mesleğin te- mel ilkelerinden biri sayarak. Neyse ki mahkemeler var! Biliyorsu- nuz Insan Doğramacı nın çocuk bakı- mı kitabı, BenjaminSpock'ın kitabın- dan intihaldi. Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Doğramacı'nın "aşırma" yaptığını söyleyince, Doğramacı kişilik hakla- rına saldırdığı gerekçesiyle Yazıcı'yı mahkemeye vermişti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bu davaya ilişkin kararını geçenlerde verdi: Başka- sının eserinden aşırma yapana aşırma- cı demek kişilik haklarına saldırı sayıl- maz! Acaba ben, Hıfzı Topuz için "aşırma- cının onaycısı" desem kişilik haklarına saldırmış mı olurum, yoksa durum sap- taması yapmış mı olurum? Yüksek Yerilim Hattı Yeni TL'den sonra sıra şimdi Yeni CHP'de mi? erdincutku(« yahoo.com Takıyye Sürüyor.., MERİÇ VELtDEDEOĞLU ABD'nin "demokrasi" getir- mek amacıyla(!) işgal ettiğini belirttiği Afganistan ile Irak'ta geçen yıl oluşturduğu hükü- metlerin, ne denli demokrasi yanhsı olduklarını göstermek için kadınları kullanması, dünya kamuoyuna renkli görüntülerle yansımıştı. Afganistan'ın Ulusal Meclisi olan Loya Jirga'nın 500 üyesin- den 125'i kadınlardan oluşmuş- tu; yalnız başına sokağa çıka- mayan, çadır benzeri "bur- ka "lar içinde dolaşımına izin ve- rilen kadınların yaşadığı ülkede, bu 125 kadının başlarının yarı- sını açıkta bırakan tesettürleriy- le Loya Jirga'da yer alması, Af- ganistan'a "ihraç" edilen de- mokrasinin bir göstergesi ola- rak sunuluyordu. Dahası bu kadın üyeler de durumu öyle algılamışlar ki iç- lerinden biri, bir oturumda mik- rofonu eline alıp önceki hükü- meti -dolayısıyla erkekleri- şöy- le kenarından köşesinden eleş- tirivermişti. Ne olduysa o an olmuş, kıya- met kopmuştu; ülkenin en bü- yük aşireti olan Peştun'un baş- kanı ve yardakçıları toplantıyı terk etmişler; bir daha böyle bir durum olursa katılmayacakları- nı bildirmişlerdi. Kadınlar; "Hanya'yı - Kon- ya'yı" anlamış olacaklar ki, anındasusmuşlar, ülkenin "şe- riaf'la yönetilmesini isteyen ya- sayı onaylayarak ülkelerinin, özellikle kadınların demokrasi- nin nimetlerine ulaşmalarını sağlamışlardı... ABD aynı düzenlemeyi I- rak'a da uyguladı; lyad Alla- vi'nin başkanlığındaki geçici hükümette yarı tesettürlü, ek- siksiz makyajlı kadın bakanla- ra da yer verildi, durum renkli görüntülerle dünya kamuoyu- na sunuldu. Ve yine hemen ardından, Is- lamın kurallarına, yani şeriata aykırı bir yasanın kabul edile- meyeceğini bildiren anayasa, bu kadın bakanların ve üyelerin onaylarıyla oluşturuldu. Böylece, Afganistan'da oldu- ğu gibi Irak'ta da kadınların kat- kısıyla demokrasi sağlanmış, kadın-erkek birlikte siyaseti bi- çimlendirmişler(!); kadınları ikin- ci sınıf yurttaş sayan şeriat yö- netimini özgürce kabul etmiş- lerdi... ABD, hatta AB, Irak'taki bu demokrasi görüntüsünden memnundurlar; öyle ki ABD, 30 Ocak'ta Irak'ta yapılacak se- çimlerin aynı görünüm içinde yapılmasının, yani kadınların da seçime katılmalarının, seçilme- lerinin sağlanması için kolları sı- vamış durumda.. Başkan Bush'un yardımcısı Dick Cheney'in eşi Lynn Che- ney'in başında bulunduğu ka- dın kuruluşu işi eline almış, ar- kasını da on milyon dolarlık büt- çeye dayamış... Basından öğrendiğimize gö- re işler bu noktaya gelince Irak- lı kadın yazar Hayfa Zangana isyan etmiş; Saddam döne- minde hapiste yatan yazarın, olup-bitenler üzerine The Gu- ardian'da yayımlanan yazısın- da yakındığı, incindiği konu, ABD'nin Iraklı kadınları, "erkek- lerin egemen olduğu bir top- lumda sessiz, güçsüz kurban- lar olarak görüp acilen kurtarıl- ması gerektiğini" düşünmesi- dir. H. Zagana'ya göre Iraklı ka- dınlar uyanıktır, haklarının ço- ğunu elde etmişlerdir ve onları korumasını bilirler; ne var ki ABD'nin Irak'a "demokrasi" adına getirdiği "dehşet" kadın- ları eve kapatmıştır; onlar şim- di çocuklarını: "Sus, yoksa de- mokrasiyi çağırırım!" diye kor- kutaraktepkilerini dilegetirme- ye çabalamaktadırlar... Iraklı kadın yazarın, seçimden sonra kurulacak hükümetin şe- riatı uygulayacağını, böylece Iraklı kadınların ikinci sınıf yurt- taş durumunadüşeceklerini di- le getirmeyip önceliği, ABD'nin ülkesini cehenneme dönüştür- düğünü anlatmaya vermesi doğaldır kuşkusuz. Ne var ki er veya geç yapıla- cak bir seçimle oluşacak hükü- met, Iraklı kadınların geçmişte kazandıkları hakların şeriata uy- gun olmayanlarını, yeni anaya- sa gereğince yadsımak zorun- da kalacaktır. Bütün şeriat yönetimlerinin, siyasette kadınların yer alması- na onların ancak "vitrin" olarak kullanılması koşuluyla izin ver- diği artık gün gibi ortadadır. Dahası dinsel gelenekten ge- len partilerin, laik düzende bile bu görüşü sürdürdükleri, AKP örgütünün kadın milletvekili Reyhan Balandı'ya karşı takın- dığı tutumla sergilenmedi mi? Burada altı çizilmesi gere- ken, ABD'nin bu "te/c/yye"yi tıpkı Islam ülkeleri gibi büyük birbeceriyle kullanıp, demok- rasi oyununu kadınlar üzerin- den yürütmesi, eşitlikten yana öteki ülkelerin de bunu rahat- ça izleyerek ikiyüzlülüklerini sürdürmesidir. KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behicak'n turk.net <ZfUckS^etl>aH ÇIZGILIK KÂMİL MASARACI .1 l -. kamilmasaraci ı mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMALURGENÇ kjurgencCayahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA ...CEŞIT .CE5İT TARİKAT LİDERLERİ MÖSLÜMAN ÜLKELER DURURKEN AMERtKAYA POSTU SERMİ5 DÎN BARONLARI, CENNET V-AATEDEN y ŞEYH'LER.. NE DİYOSUN BU tŞLERE HAClAtACA.7,. ı ı r T hayatepikı mynet.com DtN ELDEN SİDîyOR EVLATi . \ TÇ EYÜP 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DÜZELTME İLANI Sayı: 2004/571 T. Müdürlüğümiiz yukarıda numarası yazılı dosyası ile satışına ka- rar verilen Eyüp Üçşehitler Mah. 246DV4D pafta, 555 ada, 4 parsel sayılı 92.00 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazın borçlu hissesine te- kabül eden satış değeri: 17.000.000.-TL. (17.000.00 YTL) olarak ilan edilmiştir. Taşınmazın satışa konu muhammen değeri: 19.700.000.000.-TL. (19.700.00.-YTL.)'dir. Taşmmaza ait muhammen değerin 19.700.000.000.-TL. (19.700.00.-YTL.) olduğu tavzihen ilan olunur. 05.01.2005 Basm: 886 TAKİHTE BUGUN MÜMTAZAMKAN 14 Ocak wwtc.ınumtaz-ariktın. com GÖLCÜKTE KALPAZANLIK.. 1939'DA 8i/<SÛM, KOCAELİ'NİN ILÇBSI SÖLCÜK'rE:, SİR KALPAZAfiJ çerest YA&U-ANMIŞTI. isrAMguL, BUIZSA, İZMİK.,SÖLCLJK \/e izMir're PIYASAYA SÜ/ePÜKLB/e.İ SAHTŞ fKGAL^iet, GÖLCÜK'E U 77*&HSANty£ KÖYÜMOE SÖZ. KONUSU HÖyoe DE, BAKfCALA 8U LAROAU \S£-&MC£, YAP/O4N 4RAÇT7RMA £O- fiJUCU BL£ G£ÇllS.ltM/ŞLetSPİ. J-AUPARAAA'N/N TLtrUKLAPIıS/ SAN/tCLAGfA/ SAY/Sf 15'/ BUL - MAterKYDt. PİYASAYıf SÜRÜLMEIC üze&E HA- ZlfZC^NMIŞ, YENİ HAKFLERLB 37 T*NE İO Ll- RALK/ S? TAME 5 UeAUtcT VE ESKİ HARFLEIS- LE YU&URLÜKTE OLANLARPAN 2.O TANE SLİ- RALIIC sAnrE pmıeAy/ı EL KONMUŞTZJ. MlKTAR O ' GÖRÜŞ Dr. GURBUZ ÇAPAN Gecikmiş Yılbaşı Yazısı Yeni yıla iki bayrakla girdik; bir elimizde YTL, öbüründe din! YTL anlatılırken utanç verici argü- manlar kullanıldı. Sanki Türk halkında hiç zekâ kı- rıntısı yok gibi davrandılar. Yeni yürümeye çalışan bebeğe yürümetemrini gibiydi. Herkes basit he- saplar kurarak eski lira ve yeni lirayı kıyaslıyordu. Unutulan bir şey var, halkımız 1980 sonrası Özal ile birlikte dolar ile yaşamaya başladı; me- mur, işçi borcundan arta kalan kısıtlı ücretini en yakın döviz bürosundan dolara çevirir olmuştu. Her dolar yükseldiğinde garibanlarımız için için mutlu olurdu. 300 doları olan yurttaşımız kendi- ni iyi hissederdi. Son yıllarda dolardan başka bir deyim ya da para değeri kullanılmaz olmuştu. Netice itibarıyla YTL iyi oldu. Belki yeniden TL ko- nuşulur hale gelir. Türk halkı az para ile sihirbaz gibi hem evini yönetti hem de dünden bugüne ge- lebildi. Bu halka ebleh muamelesi yapmaktan vazgeçin. Biraz ayıp oluyor; sanki çanta dolu- su YTL'si var da eski para yerine onu kullanacak- mış gibi yapmanın âlemi yok. Din Din elden gidiyor; bu yıl kara yıl oldu, din elden gidiyor... Yılbaşı gecesi TÜRKSAV Başkanı diye kerliferli bir bey, bir ulusal kanalda din elden gi- diyor diye feryat figandı. TV görüntülerinde uzun boylu fesli birisi bir çanta dolusu Incil da- ğıtıyor, kimi yurttaşımız alıyor, kimisi de elinin ter- sı ile itiyordu. Bizim sayın başkanın feryadı ise efendim Almanya'da, Fransa'da onların dili ile basılmış Kuranıkerim dağıtılamazmış, burada ni- ye izin veriliyor gibisinden bir yığın feryat figan. Neyani, birinin evinde-elinde Incil olsa Hıristiyan mı olacak? Bu kadar kolay mı? Bir Almana Al- manca Kuranıkerim verilse Alman Müslüman mı olur? Toplumlar, toplu savrulmalar yaşarken za- man zaman din değiştirenler mutlaka çıkar, bun- lar da istisnai şeylerdir. Ama derin kuşku üretme- ye gerek yok. Ne yazık ki paranoyak sıkıntı hüc- relerine yayılmış! Rahşan Ecevit "Din elden gidiyor"; nereye annem! Hangi din? Sen de mi? Mevzu bitti galiba. Bizi biz eden ulu- sal değerlerimizdir. Biz bir din coğrafyası değiliz, bizim de dinimiz var; her ne kadar zaman zaman didişerek, zaman zaman kutsayarak yaşasak da biz de dinli bir toplumuz, ortak değerlerimiz- den biri de dinimizdir. Iktidardayken barışamadı- ğınız dininizle şimdi günah çıkarma ayinleri mi düzenlemek istiyorsunuz? Ne oluyor, hangi korku tüneline merdiven olmak istiyorsunuz? Ne olur biraz açın. Yaşlılarımıza hür- metimiz var, eskiden yaşlılarımız vasiyetlerini ya- zılı bırakırdı, şimdilerde bu gelenek de değişti. Bunları da mı görecektik! Tozu dumana katarak korku yaymak size mi düştü be annem! Başbakan'a açık mektup Geçen yazımla ilgili çeşitli tepkiler aldım. Baş- bakan'a yakınhğım sorgulandı. Yurttaşlık haricin- de hiçbir yakınlığım yoktur. O başbakan, ben ise düz yurttaşım. Istanbul için bir şeyler yapmanın zamanı geldi diye düşünmekteyim. Cumhuriye- timizin fazileti olarak halka güveniyorum. Halkı- mız da onlara güven verdi, tek başına iktidar ol- dular. Bunun gereği de Istanbul için yeni, yenileştiri- ci, koruyucu, restatör çalışma başlatmalarını is- tiyorum, söylüyorum. Yapacakları iyi şeylerin ya- nında olacağımı yineliyorum, öneride bulunuyo- rum. Yapmalarını bekleme hakkımı kullanacağım. Sonra da hesap sorma hakkımı kullanmayı düşünüyorum. Kısır tartışmalara girmek duru- munda değilim. Bir kabızlığı, kısırlığı gidermeye çalışıyorum. Üç ay içinde 'Istanbul Kanunu' ve arkasından uygulama bekliyorum. Hiçbir gerek- çeye sığınma hakları yoktur. Tuz, un, tencere, ta- va, mutfak ellerinde helva bekliyorum. Istanbul bunu hak ediyor. gurbuzcapanC" eksev.org.tr Faks: 0 212 672 73 79 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/ Ege Deni- zi'nin, ilkçağ- larda "Adalar Denizi" anla- mındaki adı. 2/ Asya'da bir ülkc.Kuşba- şı doğranmış et. 3/ Gele- neksel Türk evlerinde odalar arasın- da bulunan, bir yönü hayata, so- faya ya da avluya açılan mekân... Ge- leceği öğrenmek amacıyla çeşitli şey- lere bakarak anlam çıkarma. 4/Dağkeçi- 6 si...Birbağlaç.5/Ta- 7 raf, yön... Birçok üf- 8 lemeli çalgıda, göv- 9 denin son kısmındaki huniyi andıran genişlik. 6/ Çok sayıda alıcıya karşılık çok az sayıda satıcının bulunduğupiyasa. 7/Işve... Ilkel toplumlardatop- luluğun kendisinden türediği sanılarak kutsal sa- yılan hayvan, bitki ya da nesme. 8/Damıtıcı... Bo- ru sesi. 9/ En kısa zaman süresi... Öğütülmüş ta- hıl... Kırgızistan'ın para birimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Armalarda kullanılan ve zaferi simgeleyen, ka- natları açık biçimde betimlenmiş kartal resmi. 2/ Demiryolu... " — Delon": Fransız aktör. 3/De- ğişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratma- yı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı milliyetçilik akımı. 4/Ulaştırma.. Bir göster- me sıfatı. 5/ Tütün yapraklanndan çıkarılan çok zehirli alkaloit. 6/Bir gıda maddesi... Meyvele- rinde pamuğa benzer tüyler bulunan ve sıcak ül- kelerde yetişen bir ağaç. II Doku teli.. Borsada belli miktardaki hisse senedini belirtmekte kul- lanılan işlem birimi. 8/Derilerin iç yüzündeki et parçalannı kazıma, temizleme işlemi. 9/Kundak, çocuk bezi... Temeli taklide dayanan sözsüz oyun.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear