22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
LÜL 2004 PAZARTESİ CUMHURlYET SAYFA 17 Komisyonkararıyla... Fransızca öğretmeni Gülay Yüce, yurtdışı egitim müşaviriiğive eği- tım ataşeliğı sınavına girdi. Mesleki yeteriilik sınavından 70, hizmeti- çi eğrtım ve değerten- dirme sınavından 82, yurtdışı yönetim görevi sınavından da 89 puan alarak başanlı oldu. Gülay Yüce, daha sonra "yurtdışı temsil yeteneği mülakat sına- vı "nakatıldı. MülakatSH navı komısyonu; Milli Eğ'ıtim Bakanlığı Müs- teşarı Necat Birinci, Personel Genel Müdü- rü Remzi Kaya ve Dış llişkıler Genel MüdürVe- kili tbrahim Kapaklıka- ya'dan oluşuyordu. Ko- misyon, mülakat sına- vındaGülay Yüce'ye 44 puan vererek kendisini başansız saydı. Yüce, idare mahke- mesinebaşvurarak mü- lakat sınavının iptali ve yürütmenin durdurul- masını ıstedi. Ankaraö. İdare Mahkemesi de Gülay Yüce ile ilgili da- vada şu karara vardı: "...UyıldanberiMil- li Eğitim Bakanlığı kad- rosunda Fransuca öğ- retmeni olarak görev yapan davacının ilgiliy\l içerisindeki tutum, dav- ranış, hizmete ilişkin biL gi ve becerilehnin ve yurtdışı temsil yetene- ğinin sicilamirierince iyi ve çok iyi olarakdeğer- lendirildiği göz önüne alındığında, temsilyete- neği mülakatında de- ğenendirilec&ko/an hu- suslann sicilde beliıie- nen ilkelecie parallellik an etmesi nedeniyle düşük puan verilmek suretiyie başansız ola- rakdeğeriendihlmesin- de; sınavın objektif ve nesnel ölçütlere göre yapıldığına ilişkin somut birbilgi, belgeye daya- lı kanıtortaya konulma- dığmdan sebep ve mak- satunsuru bakımından hukuka uyariık görül- memistir.'Yüce'nin mü- lakat sınavında "nes- nel' davranmadığı mah- keme karanyla somut- lanmış olan komisyon, geçen aylarda bir kez daha toplandı. Bu kez, Yüce'nin sınavına ko- misyon üyesi olarak ka- tılmış. Ibrahim Kapaklı- kaya'yı mülakattasına- dı ve kendisini başanlı saydı. Milli Eğrtım Ba- kanı Hüseyin Çelik'e sorumuz şudur Mah- keme karanyla 'nesnel" davranmadığı belirtenen komisyonun başansız kıkJığı öğretmen Gülay Yüceyurtdışında görev yapamazken mahkeme karanyla "nesnel" dav- ranmadığı belirtenen ko- misyonun üyesı Dış llvş- kiler Genel MüdürVeki- li Ibrahim Kapaklıkaya aynı komisyon taratin- dan başanlı sayıldtğı ıç'ın yurtdışına gönderilecek mıdir? IŞIKKANSU Ulke satılırkenAdım adım da değil, doludizgin vatan toprakla- n elden çıkıyor. Önce tanm desteklerini kaldırdılar, köylüyü yoksullaştırdılar, toprağını yok pahasına satmanoktasınagettrdiler. Ardından DoğrudanYa- bancı YatınmlarYasası ıleyabancılarataşınmazal- ma hakkı getirdiler. AKP iktidan da bunlann üstü- ne tüy dikti, Temmuz 2003'te Köy Kanunu ve Ta- pu Kanunu'nu değiştirdı, yabancılann taşınmaz el- de etmelerinin önürvdeki engelteri kaldırdı. Sonuç: Yurt topraklan, metre ne kelime, dö- nüm dönüm satılryor. Tek bır örnek: AKP'nin tüy dikişine, yani 19Temmuz 2003tarihinedeğinTür- kiye'de 3 bin 31 Ingiliz vatandaşı 2 bın 474 taşın- maz mal edinmiş. AKP'nin tüy dikışinden sonra geçen yalnızca bir yıllık süre ıçınde ise (19 Tem- muz 2003 ile 26 Ağustos 2004 arası) 3 bin 210 In- giliz uyruklu kışi ülkemızde 2 bin 402 taşınmaza sahipolmuş. Cumhunyettarihiboyuncagörülme- miş bir sıçramadır bu. Ingilızlenn, yalnızca Muğ- la'da edindikleritaşınmazlann toplam aianı ne ka- dardır biliyor musunuz? Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilennegöre, tam 1 mityon 56 bin 14 metrekare! AKP tüy diyerken 3Temmuz2003'te CHP Muğ- la Milletvekili Gûrol Ergîn'ın soyledıği sözler ha- mmm len TBMM arşivinde, tutanaklarda duruyor. "Köy Kanunu, Cumhuriyet'in kunıluşundan yalnızca dört buçukaysonragkanlmtştr. Kanunun 87. mad- desiyle de yabancılann köylerde mülk edinmesi yasaklanmıştır. Buyasak, Cumhuriyetikuranlann, egemenlik, bağımsızlık ve köylüyü efendiyapma anlayışını ifade etmektedir. Bu maddenin kaldı- nlması, yabancılara, köylerde istedikleriyerde ve istedikleri miktarda toprakedinmehakkını da ver- mektedir. Bu maddenin kabuledilmesi, Türkköy- lüsûnü, kendi toprağında yabancı yapacak, ırgat durumuna düşürecekya da topraklanndan çıka- racaktr. Tasanyla Tapu Kanunu'nun 36. madde- si iptal edilmektedir. Bu madde, yabancı kişilerin bir köye bağlı olmayan müstakil çiitliklere ve köy sınırian dışında kalan arazinin otuz hektardan ço- ğuna hükümetin izniyle sah/p olabileceğini ifade etmektedir. Bu maddenin kanundan çıkanlmasıy- la, yabancılann Türkiye'de sınırsız ve izinsiz top- rak edinmesine o/anak tanınmaktadır. Bu çerçe- vede, mütekabiliyetesası bilearanmamaktadır. Bu maddeleri kabuletmekle Türkiye Cumhuriyeti'nin çok büyük veonanlmazyara alacağını, cennet va- tanın bağnnı yabancı sermaye sahiplerinin doy- maz iştahlanna sınırsız açacağımızı bilelim ve böyle bir yanlışa düşmeyelim." Irak'taTürk yurttaşlan öldürülüyor, yurttoprak- lan satılryor. Iktidar, gözünde teslimiyetçıliğin, üm- metçiliğin kara bağı; kör... AKPTı MeramBelediyesi'nce, Kon- yaDutkın'ndagerçekleştirilenve top- lu ibadetterie geçen "Müslüman ız- ciler Kampı'n CHP Konya Milletve- kili Atilta Kart gündeme getirmişti. Emekli Izcilik Genel Müdürü ve uluslararası izci lideri eğitimcisi Se- lahattin Soysal, konuyayeni boyut- lar kazandırdı. Soysal; Konya'daki kamptn adınınTürkiye IzcilikFederas- yonu'nun 2004 resmi faaliyet prog- ramına "Uluslararası Banş ızd Kam- Konya kampının m pı" olarak geçtiğini saptamış. Oysa, Suudi Arabistan merkezli "Uluslara- rası Müslüman IzcilerBiriiği"mr\ res- mi internet sitesinde, aynı kamp "4. Müslüman Izciler Kampı" olarakilan edilmiş... Selahattin Soysal, Kon- ya'daki karnpın adının, Türkiye'ye ve dünyayatarMıyansıtılmasındaki ama- cın, düşündürücü vetehlikeli bir yak- laşjmınizterinitaşıdığını söylüyor. Çün- kü: "Kampın gizli organ'ızatörü olan Müslümanfec/terBirliği, Suudi Ara- bistan merkezli birorganizasyon olup ütkemizin bağlı olduğu Ulus/ararası Izcilik Teskilatı olan Worid Organiza- tion of Scouting Movement'in (W0SM) bölgesel resmi biratt kurv- luşu değildır. Türkiye'de, Izcilik Fede- rasyonu dahil hiçbir teşekkül Suudi Arabistan'dakibu kunjluşun birüye- si değildir." Soysal'a göre, kamp, iz- ci ruhu açısından da kusurlu: "Ülke- mizde Müslüman ülke tzcilerinin kamp yapmasında elbette hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Ancak, sadece Müslüman ülkelerin ızcilerineaçıkbir izci kampı düzenlemekve Müslüman olmayanlan 'göztemci' sıfatı ile kam- pa davet etmek izciliğin evrensellik ilkesine de gölge düşûrmektedir." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK ! tuhi.net YILMAZŞtPAL SSK'de Tedavi Yardunları ve Süresi (2) 506 sayıh Sosyal Sigortalar Yasası'nın 34. maddesinde, sağlık yar- dımlan ~teda\T.edevamedüirse malulhikhalininönlenebikceği ve- \^önemlibirorandaa2altılabikceği,kıırumsağhktes»slerisapkku- rulu raporian üt anlaşüırsa bu süre 18(on sekiz) aya kadar uzaülır" denilerek sağlık yardımlan süresi 18 ayla sınırlandınlrruştı. On sekiz ayla suurlandınlan *Hedavi sürea" Anayasa Mahkeme- si'nin 19 Ağustos 1991 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan, 17 Ocak 1991 tarih, 1990/27 esas ve 1991/2 sayıh karan vle geçersiz sayılmıştır. tt 506 sayıh \-asaiun 31. maddesinde öngorükn' ...18 aya kadar...' sınırlamasusa^k>anhmısonundahenüzryikşmeaüş\ıeteda\isisür- tnekte olan kişinin gerekyaşama hakknun gerekse maddi ve mane- vi varhğuu koruma hakkuun özünü zedeler bir nitelik taşıdığından ana>asanın 17. tnaddesine aykın görülmüştür. (._) tnsanlannyann- lanndaneminoimadüşüncesisos\Tilgüvenlikkuruhışlannaolange- reksuümi doğurmuştur. Çağdaş hukuksistemkri'sosyal güvenlik' de\imini'sosyal risk 1 olarakbetirtikn kiınitehlikelere karş» kişikri güvence.^ almakgörevinitaşn-ankunüuşlar olaraktanımlamakta- dır.AvTica,kîşaerin'ekorıornikgüvencelerini' sag^ayanönkmlerola- rak da düşünükbiHr. Sosyal güvenlik. uhıslararashukukbelgelerindeve çağdaş anaya- salarda temel bir hak niteuğinde görülerek 'ekonomik ve sosyal haklar' bölümünde düzenknmiştir. Toplumun tüm bireylerini kap- sanunaalmaçabalaruunrjffsonucu olaraksos>-algüvenlik,temel bir insanhk hakkı görünümü kazannuşür. UluslararasıkuraDar aqsmdanda inceJendigizamansosyalgüven- lik hakkuun temel bir insanhkhakkı olduğu görülmektedir. Birleş- miş MukÜer GenelKuruhı tarafindan 10 Arahk 1948'de kabul edi- k^tnsanHaklanE\TensdBfldirgesi'nin21maddesiherkişırürı top- lumun üyesi olarak sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu' ilkesini koyduktan sonra, bu hakkmgetiştminin uhısal ve uluslararası işbir- ligi3e sağUnabikceğini vurgulamıştır. (~) 34. maddenin'... 18 ayakadar...' olan sözcükleri,temelolarak ana- yasada yerini ahnış'sosyal güvenlik hakkını' bir süre sonra kulla- ruhna2durumagetirmekte,sos>^güwnlikhakkuunöğelerindenbi- ri olan saghk yardımı bu surenin sonunda etkisiz kahuaktadır. (_) 506 sayıhyasanın31.maddesindekiitirazkonusu'... 18 ayakadar...' sözcükkrine uygulama olanağ» yoktur. ttiraz konusu'... 18 aya ka- dar. ..' sözcükleri anavasanın 60. maddesine aykın olduğundan ipta- tigereldr.W Böylece, "tedaviyardHnı" süresinin 18 ayla sımrlandınlması uy- gulaması da bu kararla son bulmuştur. Anayasa Mahkemesi'nin 15 Ocak 2003 günlü Resmi Gazete'de yayunlanan 17.11.1998 tarih, 1998/35 ve 1998/70 sayıh karan ile *Geçkaiş.göremezfik" süresinin 18 (on sekiz) ayla sınırlandınlma- sı uygulamasına da son verilmiştir. W U) Sigortah ister meslek hastahğu ister meskkhastahğı dışında bir sebeple hastalansm,çahsamamaktave getir eldeedememektedir. Sebebine olursa olsun, sigortahnınhastave çahşamaz durumda bu- lunması açısuıdan geçidiş göremezfiködenegi, iş kazası geçurnlere, meslekhastahğmatutulanlara, hastahkve anahkdurumunda bulu- nanlara verihnektedir. (-) Sigortahistermestekhastahğı,istermeslekhastahğıdışındabir se- beple hastalansm, çahsamamakta ve gebr elde edememektedir. Se- bebineolursaolsun,sigortahmn 'hasta' ve'çalışamaz' durumda bu- lunması açısından her iki grup arasuıdabir farkyoktur. Güçlülerkarşjsında güçsüzlerikoruyacakolandevlet,gerçekeşit- Bği sağlayacak, toplumsal dengeyikoruyacakve böylece sosyalnite- oğineulâşacakar, A nayasanın 2. maddesinde betirtikn sosyalhukukdevteti, vatan- daşlann sos\'al durumlan ve refahlanyla ugüenen, onlara asgari ve msancav^aşamadüzcyisapamaklakendinigörcv1isay^nde\\ettir.(_) Hastahknedenhleçahşamazdurumdaolanagortahvakurumcage- çki iş göremeanîk ödenegi verihnekte, ancakbu ödenekiş göremez- tiğin veya sigortahnın çahşamamasının 18 ayı geçmesi durumunda kesihnektedir. Böylece, haşt^hgı devamedensigortahsağhkyardım- lanndany^rarianmakta, fakathayatmısürdürmesiiçin gerekti olan parasal destekten yoksun btrakumaktaâu; Bu durumun sosyal gü- venlikhakkuukesmtiye uğratüğ»ve bireyigüvencesiz bırakbğı açık- H A R B t SEMİH POROY semihporoyin yahoo.com VDİKIÜ HAYAT EPÎK TtYATROSU MLSTAFA BtwtN hayatepikf mynet.com SU ANDA ALDlSlMIZ HABERE 6ORE ^ . tCUSURLU ^UtDUeu KURUMUKI yÖNETICILERt BtUE A, BANA DÜ6EN tŞTtFA ETİftEICJtR" DİVEN AfslLAMINDAN J^TFA ETTtttNİ AÇIÖ-ADI SAYTN SEVIRCtLEft.. OTOBÜSTEKİLER KEMAL ı RGENÇ k_u/penc<ayahoo.com TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAIS Bu nedenlerk, sigortahya, hastahğı nedeniyle geçid iş görmezngi durumunda, tedavisiboyunca kurumca geçki iş göremeznk ödene- gi verflmesiniengeBeyen506sayüıyasanuı37. maddesuunbirinei fik- raandayer alan'.. ve 18 ayı geçmemek üzere...' sözcükleri, anaya- sanın 2^ 10^ 13^ 17. ve 60. maddelerine aytandır, iptali gerekir. {Jf 18 ayla sınırlandınlmış "Geçici iş göremeatik ödenegi'' süresi Anayasa Mahkemesi'nin bu karan ile yürürlükten kaldınlmıştır. 6EyM vncic.mumtas-arikan.com 6ÜLBRİZ AĞLANACAK HALIMİZEl laSZ'OB SU&ÜN, NADİR NAOİ, CUMHURİrBT GAZETŞ- Sİ'HOEtf BAŞYAZf£lNOA,O2AN TEVKK F'KGEr't .. KONU ALMIŞTI. 19 AĞUSrOSTA 3?. Öt-ÜM YILOONU- MÜ NEDGNİYLE AUO.MASI GEREK&M O2ANIM UNUTULOUĞUNOAN SÖZ BDEN NAOİ& MACHr YA2I- StUt SÖYL9 SÜGDÜ/ZUEKTErOt "FİKKET'İ TÖ- RBNLEHLE ANMAYf,BİIHZAMANtAR FLOKİNAU NÂZlM ADET EDİNMlŞTl'.* ,,,*FLOGLt<VALI ÖLPÛK- SOUfZA FİK&eT rÖ&EMLE&i CİPOT ADAMLA - AKL.INA HİÇ SELMEOİ. SİS ŞAİG.İNİN SAHTStZ AbeRıUl ÖNÛMÛZE ŞERMESİ SAKIMMDAN, SU HAOİSEDE SlR. 7KAJEDİ HAfASTI S£Z<HLİyEM.Efii BULUNABİUG- BEN, OAHA ZiyADe, &İZİM BAHTStZUĞttotZ j BİZIM TKAtEO/MİZO/ SAGNAK NİLGÜN CERRAHOGLU Parîs'in 'YumuşakGüciL/ ROMA - Irak'ta rehin alınan Fransız gazeteciler Christian Chesnot ile Georges Malbrunot'nun ka- derierimeçhui.amaChirac'ınaçtığıyol, "HEyiüldün- yasında" deprem yarattı. "Fanatizmi dışlayan", Islam dünyasını yanına alan Fransız Cumhurbaşkanı, dünyayı "biz ve onlar* diye ikiye bölen Bin Ladin'ci ve Bush'çu kampı kontrpi- yede bıraktı. "Uygarlık çatışması" tuzağına düşme- yen Chirac, "türbanyasası" üzerinden dayatılan şan- tajı reddeden Fransa'nın Müslüman cemaati ile Orta- doğu'nun tüm etkili başkentlerini yanına almayı ba- şardı. Paris'in başdöndürücü bir d'ıplomasi trafiği ile yarattığı bu toplu seferberlik havasında: "Hamas"tan "Hizbullah"a\ "Islami Cihad"6ar\ "Müslüman Kar- deşler"e kadar radikal Islamcı örgütler dahi "Fransız rehineleri bırakın!" çağnsı yapmak zorunda kaldılar. Teşhir oldular... Kontrpiyede kalan ilk kesim, gazetecileri rehin alan El Kaide'ye bağlı "Irak Islam Ordusu" oldu. tslam dün- yasının dört bir yanından gelen bu toplu baskı karşı- smda şaşkına dönen teröristler -Mısır'da çıkan "El Hayat" gazetesinin yazdıklannabakılırsa- şeyhleri Bin Ladin'den "Ne yapalım? Bize yol gösteri" diye "fet- va bekliyor" şimdi. Pusulayı şaşıran tek hedef "El Kaide" ve uzantıla- nyla sınıriı kalmadı. VVashington ve VVashington'ın or- takları da Fransa'nın beklenmedik manevrası karşı- sında neye uğradıklarını şaşırdılar. Tüm taşlan yerin- den oynatan Paris'in diplomasi operasyonu karşısın- da VVashington'ın ilktepkisi lyad AHavi'nin "ağzından" yükseldi. ABD'nin BağdatBüyükelçisiJohn Negroponte'nin "sözcüsü" olarak anılan Allavi; Fransız ve Irak yayın organlanna verdiği demeçlerde "Rehineleri bırakın!" çağnsı yapmak şöyle dursun, Paris'i açıkça tehdit et- ti... "Terötie mücadelede yanımızda yer almayanla- nn başına getecek budur!" diye kazan kaldıran Alla- vi, teröristleri gaza getiren bir söylemle "Bu gidişle te- rör Fransız kentlerine de sıçraf" dedi... Allavi'nin demeçleriyle Fransa'nın diplomasi hanv lesine taş koymaya çalışan ABD, rehinelerin serbest bırakılması önündeki en büyük engel. Rehinelerin tu- tulduğu "Fe/luce"de yoğun bir askeri harekât başla- tan ve birden tüm iletişim kanallarını kesen ABD güç- leri, Fransız gazetecilerin Bağdathavaalanına sağ sa- lim teslim edilmesini engelliyor. "Fransız rehine krizi- ni" yakından izleyen herkes bunu söylüyor... VVashington, Bush'un kovboy politikasını temelin- den sarsan "Paris diplomasisinin" başanya ulaşma- sını ıstemiyor. "Neo-con°lar, Hungtington ideolojisi üze- rine inşa ettikleri "Irak savası" ve" 11 Eylül politikaia- nnın", "konsensus yanlısı" Paris diplomasisi ile yer- le bir edilmesinden korkuyor. Chirac'ın yolu... VVashington'la Paris arasmdaki bu bilek güreşi, re- hinelerin yaşamı üzerinde ne yazık ki bir "Demokles kılıcı" gibi sallanıyor. Amaaynı zamanda "uygariık ça- tışması mimariannı" da teşhir ediyor. Başlı başına bu, Fransa adına küçümsenmeyecek başan. Chirac'ın elde ettiğı zafere bu yüzderı "soft power" (yumuşak güç) diyortar... "Askeri güç ve sertlik" yerine; "siya- set"ve "diplomasiye" dayanan Fransa'nın "yumuşak gücü", bugün Putin Rusyası ve Çeçenistan'dan Gu- antanamo'ya dek dünyayı teslim alan "biz ve onlar" söyleminin tek alternatifi... "Çeçenistan'dan Guantanamo'ya... bu söylemi so- nuna dek götürecek o/ursak" diyor dün Italyan solu- nun referans gazetesi "Manifesto"da çıkan bir baş- yazı: "Artık her gün karstlastığımız mezbaha görün- lülerini, savunmada kalan 'biziyiler' -yani Batı ile-, bi- ze saldıran 'onlar' -yani 'kötüler'- Islamın çatışması olarak yorumlamamız gerekiyor. 'Onlar' oysa Bush, Usame, Putin ve teröristlerden olusan bir meczup- iar koaiisyonu, 'biz' ise 'Batı' değil, bu meczuplann savaşı ortasında sıkışan, yeryüzündeki 6 milyar 'ılım- W insanız... Minik bir perspektif değişikliğiyle 'biz ve onlar'dan bahsetmek mümkün, evet. Birmağara ya da Beyaz Saray'da; tilki gibi kurnaz strateiistler, ide- ologlar ve para canlısı danışmanlarla çevrelenmiş 'onlar', 'biz kurbanlara' ates ediyor. Aynı amaç, aynı güç ve iktidar peşinde koşan 'onların' ne olduklannı anlamak için, internette 'New American Century' ya da 'cihad' sitelehne girmek yeter. 'Onlar' aynı şahin- lerin elinde, aynı ideolojik saplanttlan paylaşıyoriar... 'Biz' 6 milyar, çaresiz ve şaşkınız." Chirac'ın açtığı 'diplomasi yolu', '6 milyar' için tek umut yolu. Christian Chesnot ile Georges Malbru- not'nun evlerine dönmeleri bu yüzden çok önemli... B U L M A C A SEDATYAŞAYAH 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA.; 1/Halkdılinde agaçkakanave- rilen ad. 11 En kısa zaman sü- resi... "Sayıfar- kı" anlamında kullanılanspor terimi. 3/Yasa- ma meclislen- nin birleşimle- rinden her bi- ri...Birnota.4/ Biryeregönde- rilen eşyanın listesi. 5/ Bir sıvıyı şınnga ile verme... "'Trabzonhur- ması" da denilen bir meyve. 67 Tavır. dav- ranış... Mikroskop ca- mı. 7/ Bir makn cinsi- ni ve fiyatını gösteren küçükkâğıt.8/Bagış- lama... Güzel kokulu bir tür kavun. 9/ "Cep delik cepken delik/ — delik kaftan deük/ Don delik mintandelik/ Kevgir mi- sin be kardeşlik" (Orhan Veli)... Bir spor aracı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çin'de yaygın olan bir din... "Geceyse — hemen tazeler minareleri" (Cemal Süreya). 2/Bir yapırun giriş bölümü... Kabadayı. 3/ Zorluk, güçlük, sıkın- tı. 4/ Göl ve ırmaklarda yaşayan bir ördek cinsi. 5/ Kimi göçebe Türk boylannda birkaç aileye ait ça- dırdan oluşan topluluk... Kiraya verilerek gelir ge- tiren mülk. 6/BedriBaykam'ınbir romanı... Eski dil- de bağırsaklar. II Şarkı, türkü... Yaltaklanmayı hu^ edinmiş olan kimse. 8/Zeytine benzer meyvesi olaı ve Güneydoğu Asya'da yetişen bir cins pakniye. Kuzu sesi. 9/ Tırnak boyası... Ege kıyılarvnda, özei lıkle tzmir kentinde yerel deniz meltemi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear