Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
»0 EYLÜL 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Lzarüar keruü
şaraplannı keruülvri
abruş.
Hem şarapia, hem
miUetle kafa buhıyoriar! EüektronHc posta: denjzsom@cumhuriyet.com.tr www.demzsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97,
- ÇöplerAB standardına
uydunılacakmış...
"Çöplükten
beslenenler vasadı!"
Benzetme
Anıl Öçal: "Mütareke
medyası, RTE için,
ikinci Atatürk ve erkeksi
benzetmesi yaptı.
Atatürk benzetmesini
tabanına, 'erkek gibi'
mevzuunu Kasımpaşa
delikanlılanna nasıl
anlatacak?"
Çıplak
rJamza Saykan:
"Son günlerde kara
çarşaflılar ne kadar da
çoğaldı. Ama yine de
herkes giysilerinin
içinde çınlçıplaktır!"
Alışkanlık
Mete Neptun:
"Takunyacı takunyadan,
takıyyeci takıyyeden
vazgeçmez."
ntalya'da bir şeyler oluyor. Akdenız'in en
gözde kıyılanndan Lara'da 30 bin dekarlık
alan belediyeden alınıp, Bakanlar Kuaılu ka-
rarıyla turizm alanı ilan ediliyor. Ardından
bölgenin Fettah Tamince adında, henüz 32 yaşın-
da bir turizmciye tahsis edileceği konuşuluyor.
Genç yaşta yıldızı pariayıp, otel zinciri kuran Fet-
tah Tamince, kendisini "Fethullahçı" ve "Atatürkçü"
olarak tanımlıyor; Lara'da bir "Disneyland" kurma
projesi üzerinde çalışıyor...
Antalya'daki meslek ve sivil toplum örgütleri aynı
zamanda tanm bölgesi de olan Lara için hop oturup
hop kalkıyor, Bakanlar Kurulu kararının iptali için da-
va üstüne dava açıyor.
Tam bu sırada Fettah Tamince, Antalya'daki ga-
zetecilerden Hürriyet'in temsilcisi Dursun Gündoğ-
du'yu, Milliyet'in temsilcisi Oktay Pirim'ı, AkşamVı
temsilcisi Mevlüt Yeni'yi ve Sabah'ın temsilcisi Ü-
nal Ersözlü'yü özel yatına davet ediyor. Yat, Akde-
Antalya'da
niz'in mavi sulannda seyrederken yemekler yeniyor,
sohbetlerediliyoriar... Dört gazeteci, Fettah Tamince
ile yatın güvertesinde yaptıklan ortak sohbeti "özel
görüşme", "özel röportaj" diye okuriara aktanyor.
Dursun Gündoğdu, Oktay Pirim, Mevlüt Yeni, Ü-
nal Ersözlü adındaki dört gazeteci de "özel" yazıla-
nnda özetle Fettah Tamince'yi son derece zeki, ka-
ranlık ilişkileri olmayan iyi bir yatırımcı olarak niteli-
yor ve hakkında yargısız infaz yapılmaması gerekti-
ğini vurguluyor.
Fettah Tamince de "Disneyland" projesi için sivil
toplum örgütlerinin önerdiği, Antalya'nın kuzeyinde-
ki, Kepez bölgesi için "Ben Kepez'e arabamı yıkat-
mak için bile çıkmam" diyor...
Neyse ki Antalya'da yerel gazeteler de yayımlanı-
yor, Yerel gazeteler, seçilmiş dört gazetecinin Fet-
tah Tamince hakkında yazdıklannı eleştiri konusu ya-
pıyor.
Bunun üzerine bu dört seçilmiş gazeteci, savun-
maya geçiyor ve kendilerini eleştiren meslektaşlan-
nı yata davet edilmedikleri için kıskançlıkla suçluyor.
Aynı tür savunmalar, geçmiş ytllarda özel yatlara,
özel uçaklara ve köşklere özel olarak davet edilen ba-
zı gazetelerin genel yayın müdürieri tarafından da ya-
pıldığı için "medya klasikleri" arasında yer alıyor...
Ancak, müdürlerini örnek alan gazeteciler bu konu-
daki deneyimsizliklerinden olsa gerek, yatta kurulan
sofra için "yemeyip de denize mi atsaydık" gibisin-
den cümleler kurmak durumunda kalıyor.
Tabii ki denize atmasınlar...
Ama hiç olmazsa, sofradan artanlan "Fettah Bey"in
paket yapıp "sonra yersiniz" diyerek ellerine tutuş-
turmasına izin vermeselerdi!
Antalya'da önemli şeyler oluyor!
Tespit
Dr. Halil Fınncı:
"Maaş zammı
isteyen memur
sendikalan, hükümetle
değil IMF Türkiye
masası şefı ile
görüşmelidir!"
Başlangıç §
Nur Bilimer "Dikkat *-
ettinizse bunlar da
Samsun'dan
başlatıyortar. Neyi mi?
Uygartıktan kurtuluşu!"
Holding medyasım okuma teknikleri
Holding medyası nasıl okunur sorusu-
nun yanıtını Ayşe Meral şoyle veriyor:
"Böyyük medyada, başlıklan büyük
puntoiaıia yazılmış , büyük sütunlar ay-
nlmış yazılan değil, iç sayfalarda kıyıda
köşede, küçük bir yere sıkıştırılmış, kü-
çücük haberleri okumak, çoğunlukla
gerçek bilgılen almanıza yarar.
Başlıklarda ve büyük yazılmış haber-
lerde yazılanların tam tersini okumanız
gerekir.
Köşe yazarlarında ise, dışardan hazır-
lanıp, kalemtıraşlarca sivriltilen tertip ve
komploları öğrenebilirsiniz.
Böylece ihanetin sefaletini görebilir,
ilerde tarihin yazacağı belgelere şimdi-
den tanık olabilirsiniz.
örneğin 24 Eylül'de holding medyası-
nın iki satırla değerlendirdiği küçük bir
haber:
New York'ta Gül'le buluşan Powell,
'Telefarsorununubirtikteçözdük, Kerkük
masamızda, bu konuda da en kı-
sa zamanda harekete geçeceğiz'
dıyor. Gül ise, Türk işçilerinin gü- "~
venliğini anımsatıp, 'Bazı koalisyon güç-
lerinden daha fazla kayıp verdik' diyor.
Bu küçük haber bile Telefar'da, Ker-
kük'te olanları ve olacakları, Türkmen
katliamında ABD ile yapılan işbirliğini
açıkça ortaya koyuyor.
Gül, Telefar bombalandıktan bir hafta
sonra işbirliğini bozanzgibi birçıkışyap-
tıysa da bunun iç politikaya yönelik oldu-
ğunu ABD sözcülen açıklamıştı. Zaten I-
rak'ta savaş başlarken, Gül, boşuna 'Ko-
alisyonun içindeyiz' dememişti!"
Yüksek Yerilim Hatb
Erkekli|inyüzde90'ı,
kadmlar hakkında konuşmaktır!
erdincutku i yahoo.com
Ölümünün 25. Yılmda Cevat Yurdakul'dan Mektup Var
»»
Ulkesîne ve Ulıısuna
Adanmış Bir Yaşam..•
NECİPYURDAKUL
28 Eylül 2004. Tam 25 yıl geç-
ti Adana Emniyet Müdürü Cevat
Yurdakul'un öldürülmesinin ar-
dından. Neden kıyıldı o güzel in-
sana? Ne elde ettik ülke olarak,
ulus olarak? Cevat Yurdakul'un
suçu neydi? Yoksa ülkemize de-
mokrasi mi geldi? Neden, ne-
den, neden?.. Bu acıyı çekme-
miz zorunlu muydu? Şimdi ge-
riye doğru baktığımızda Ada-
na'da, Ankara'da ve Ordu'da
düzenlenen cenaze törenlerine
onlarca insan katıldığını anımsı-
yorum. Hep bırlikte üzüldük, ağ-
ladık, gözyaşı döktük ve unut-
tuk. Bir yaşam bu kadar ucuz
muydu?
Sevgili dostlar; Cevat Yurda-
kul'un, çoksevdiği polislikmes-
leğinin üst eğitımini görmek için
Fransa'ya gitmesinden sonra
çocuklanna yazdığı mektuplar-
dan alıntılar vereceğim:
Şubat19€9/Paris
"...Burası uygar bir kent. Asil
ve medeniinsanlann oluşturdu-
ğu bir toplum. Va bizim ülke-
miz? 0nun için, inanç dolu fikir
adamlan olmalı arzusuyla dolup
taşıyorum..."
12Şubat1969/Paris
"...Fransızlardoğayı çok sevi-
yortar. Toplum olarak gülümse-
meyi önemsiyortar. Büyüdükçe
çocuklaşan, çocuk gibi davra-
nan bir toplum yaratmışlar.
Bunlar çok çalışıyor. Biz ise az
çalışıyoruz..."
5Mart1969/Paris
"...Top/umca önemli günleri-
ni unutmuyoriar. İyi insan olmak;
kendi milletine ve tüm insanlığa
en büyük kazançtır..."
12Mart1969/Paris
"...Çok büyük bir grev var.
Toplum olarak haklanna sahip
çıkıyoıiar..."
22MarM969/Paris
"...Fransızlara verdiğimiz
ödünler (kapitülasyonlar) saye-
sinde bizi çok güzel sömürmûş-
ler. Onlann durumu belli. Ulusu-
muz bu nedenle aç ve sefil ya-
şarken onlar ülkelehni bayındır
hale getirmişler. 0nun İçin ne
olursa olsun bireylerimizi sev-
meliyiz. Türkçemize özen gös-
termeliyiz. Bunun için eğitime
çok önem vermeliyiz. Topluma
karşı görevimiz var. Bunu yeri-
ne getirmeliyiz..."
28Nisan1969/Paris
"...Içimde bir millet kavramı
var. Bu millet hepimizi meyda-
na getirdiği Türk milletidir. Mil-
letimi düşünmek; milli düsün-
celerimin en başıdır. Bu neden-
le çalışmalanma devam ederek
milletime karşı görevimi yerine
getirmeliyim. Bunun için hep
doğrulan söyleyeceğim. Mem-
leketimin tüm gerçeklerini orta-
ya koymalıyım. Gelecek bizim-
dir. 0nun için çocuklardan aynı
duyarithğı istiyorum. Bunun için
yeniden Türkiye'yi kurulmuş
görmeliyiz. Büyük ve kahraman
ama talihsiz milletimi düşünû-
yorum. Bazen üniversiteli, akıllı
gençlerie beraber yürüyorum
Hürriyet Meydan'ından Tak-
sim'e, Kızılay'dan Ulus'a doğru.
Onlara vurulan coplann acısını
birpolis olarak ben de hissedi-
yorum. Sanki onlara saplanan
kurşunlar benim kalbimde yer
buluyor. Yüzleri kara sakallı,
başlan takkeli ve bereli canile-
rin kışkırtılarak kardeşlerine kar-
şı saldırmalan için organize edi-
lerekaldatılan birmilletin topye-
kûn halkına acıyor ve sızlanıyo-
rum...
17Mayıs1969/Lyon
"...Zorluklardan asla yılma-
malıyız. Sebat ve mukavemet
başanyayardım edecek. Müca-
delede korkaklık affedemeye-
ceğim bir husustur..."
31 Mayıs1969/Lyon
"...Benım anavatanımda kara
bulutlar var. Güneş hiç doğmu-
yororaya. '19 Mayıs 1919'dabir
güneş doğmuştur' Fakat kara-
bulutlararasında çabukkaybol-
du. Yaşamak mühim değil. Ama
insan olarak yaşamak çok mü-
him. Hiçbir şahsı kırmayacak-
sın. Sayacak ve seveceksin. //-
min ve mantığın kabul ettiğiger-
çeklere evet diyeceksin.
Sevgili Çocuklanm,
Size son olarak söyleyeceğim
söz şudur Cehalet içinde bulu-
nan insan veya millet hiçbir za-
man başanlı o/amaz..."
16.01.1979
"...İçinde bulunduğumuz
günlerde ülkemizin ve halkımı-
zın başına gelen olaylar üzücü.
Ben bunlan gerek duygu, ge-
rekse gözlemlehmle içinde bu-
lunduğumuz sıkıntılardan kur-
tuluşun sancıları olarak değer-
lendiriyorum.
Gerek sağda gerekse so/da
kafayı bulandırmış insanlann bi-
zi sürûklediği ortamdan akıllı ve
çalışkan insanlaha kurtulacak-
tır. Zaman; ülkesini ve ülkesinin
insanını sevenlerden yanadır..."
Sevgili dostlar;
Cevat Yurdakul yaşamı boyu
hep "Banş içinde esenlik ve ba-
şan önce halkımın (toplumun)
sonra benim olsun" ilkesinden
hiç aynlmadı.
Birkaç sözüm de siyaset sah-
nesinden aynlan Bülent Ece-
vrt'evar: Cevat Yurdakul'un kim
tarafından öldürüldüğünü artık
açıklama zamanı geldi sayılır.
Dönemin Başbakanı olarak bu
sizinsongörevinizolmalıdır. Bu-
nu da sizden istemek hakkımız-
dır diye düşünüyorum.
Şimdi yapılacak tek iş var; o
da 12 Eylül 1980 faşist darbesi-
ni yapanların yargı önüne çıka-
rılmasıdır. Ülkemiz, bu karanlık
dönemin öncesi ve sonrasıyla
mutlaka hesaplaşmalıdır.
Sen hiç oğul emzirdin mi kör
kurşun?
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK bebicak(« turk.net
ÇİZGÎLÎK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com
( ^
H A R B t SEMİH POROY
ü
semihporoy(a yahoo. com
HAYAT EPtK TÎYATROSU MVSTAFA BÎLGİN hayatepika mynet.com
BEN DE ONU "XV5UHA
BENZETiyORUM.
BAK Bİ KÖ5E YAZARI
. BAŞBAKANJ
ATATVMCE BEhOZEnYORMUŞ !.. OLARAK YANİ !..
r^rri
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 30 Eylül tcwtcmunuas-arikan.com
DÜZ ÇÎZGt
ÜMÎT ZtLELİ
Yazı/Tura
Onlar hep vardılar...
Yanı başımızda, arka sokağımızda, önünden geçip
gittiğimiz bir köy kahvesinde, bir büfe tezgâhının ar-
kasında, bir fabrikanın gece vardiyasında hep onlar
vardı...
Genellikle yoksuldular, en kabadayısı orta halliydi,
memur çocuğuydu... Onlann da hayalleri, kavgalan,
yüreklerinde taşıdıklan aşklan vardı...
Ve bir gün gittiler... Hayallerini, kavgalannı, aşklan-
nı, yavuklulannı, henüzyüzünü görmeye bile fırsat bu-
lamadıklan çocuklanm artlarında bırakarak gittiler...
Düşünmeden, hesapyapmadan, "Ölörmüyüm, ka-
lırmıyım" diye kahırlanmadan gittiler...
Gidenlerin bir kısmı hiç dönmedi... Onlargüneşe yü-
rüdü... Dönenlerin bir kısmı, bir parçalannı oralarda bı-
rakarak döndü... Kimi bir bacagını, kimi iki gözünü, ki-
mi iki kolunu, kimi ise ruhunun bir parçasını oralara gö-
müp döndü... Dönenlerin tümünün ruhlanna kazınan
acı ise iç silinmedi...
Hiçbiriniz, hiçbirimiz, bizim için yaşamlannı veren-
lerin, bir parçalarını kaybedenlerin, ruhu sonsuza ka-
dar sakat kalan, hayallerini ve aşkını yitirenlerin, biz-
ler uğruna yazık olmuş hayatlann farkına bile varma-
dık. Hep yoklarmış gibi, hiç olmamışlar gibi...
- Oysa onlar hep vardılar...
• • •
Tıpkı. Hayalet Cevher gibi...
Tıpkı, Şeytan Rıdvan gibi...
Onlar, yok saydığımız binlerce "onlardan" yalnızca
ikisiydi... Istanbullu Cevher, dönünce çiçekçi dükkâ-
nı açacak, etraf mis gibi kokacaktı... Rıdvan, dönün-
ce Denizlispor'da top koşturacak, kim bilir belki o çok
benzediğini söyledikleri "şeytan" gibi Fenerbahçe'ye
transfer olacak, yavuklusunu sazlı sözlü düğünle ala-
caktı...
Olmadı, olamadı... Anadolu'nun bir garip, fakir kö-
yünden garip Rıdvan, topaşeytancasına vurduğu sağ
bacagını bir mayına kaptırdı... Artık hem köyüne, hem
yavuklusuna hem de kendisine yabancıydı... Bir de o
anlaşılamamak vardı ya, o sanki hiçbir şey olmamış-
çasına yok sayılmak, eksik insan muamelesi görmek
vardı ya, işte en kahredici olanı da oydu...
Cevher de o çiçekçi dükkânını hiç açamadı. Bir ku-
lağının duyma hissini bıraktığı topraklann, çatışmala-
nn, yitirdiği arkadaşlannın hayali, yok sayılmanın da-
yanılmaz ağırlığı ile gökten kayan bir yıldız gibi kay-
boldu, gitti...
Sevgili Uğur Yücel, bizler uğruna "yaztk olmuş"
iki gencecik hayatı anlattığı "Yan/Tura "filminde, as-
lında hiç utanç duymadan yok saydığımız binlerce
Güneydoğu gazisinin trajedisini anlatıyor... Aslında
şöyle demeliydim:
- Çok ama çok uzun zamandır unuttuğumuz bir
"insanlık dersi" veriyor...
Mutlaka gıdın "Yazı/Tura" ya, gidin ve gözyaşları-
nızı yüreğinize akıtarak, unutulmuş, yok sayılmış ha-
yatlann o tokat gibi çarpan öykülerini izleyin...
- Utanacaksınız...
Bakan eşine hediye kaftan!
Sormak için yazı günümü bekliyordum, Sevgili Ne-
cati Doğru Vatan gazetesindeki köşesinde soruver-
di, bana da tekrariamak düştü:
- Birsanayici, birbakanın eşine niçin giysi he-
diye eder?
Kutahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Gü-
rol Sürmeli, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın eşi
Ahsen Hanım'a, çok şık, pek pahalı, Osmanlı sultan-
lannın giysilerine benzer bir kaftan hediye etmiş. 0 da
alıp giymiş, iyi mi?! Şimdi soralım:
- Kütahya Porselen bir sıkıntı, bir daralma içinde mi-
dir?
- Kemal Unakıtan'ın başkanı olduğu Merkezi Uz-
laşma Kom/syonu'nun, bir şirketin ya da kişinin ver-
gisini ve de cezasını yüzde 99'a kadar indirebilme yet-
kisi var. Bu komisyon iki yıl içinde hangi fırmalann, han-
gi kişilerin kaçar trilyon vergi borcunu affetti? Bu fır-
malar arasında Kütahya Porselen var mı?
Gördüğünüz gibi son derece basit sorular, bakalım
yanıt gelecek mi?
Gelmez! Ben iki hafta yazdım, CHP Izmir Milletve-
kili Erdal Karademir, Başbakanın yanıtlaması istemiy-
le soru önergesi verdi, ama Dışişleri Bakanlığı tebliği
ile ABD silahlanna açılan havaalanlan ve limanlar ko-
nusunda da hâlâ tık yok... O nedenle hiç mi hiç umu-
dum yok. Ama bilinsin ki, bu sorulann yanıtı mutlaka
verilecek...
- Bir gün mutlaka!
E-posta: umitzileli(a ttnetnet.tr
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4 5 6 7 8
8 9
SOLDANSAĞA:
1/ Ispanağa
benzer otsu bir
bitkı. 2/ Ka-
dastro haritala-
nnda parseller
topluluğu...
Davut Pey-
gamber'e gön-
derilen kutsal
kitap. 3/ Parke
ve kaldınm
taşlanm yont-
makiçinkulla-
nılan büyük
Eski dilde yüz, çehre.
4/ Akım şiddeti birimi
kiloamperin kısa yazı-
lışı... Uyuşturucumad-
denin etkisinde olma,
keyif hali. 5/ Hasan-
keyf ilçesini sular al-
tında bırakacak olan 7
baraj... Istenilen nite- 8
likleri taşıyan. 6/ Kal- 9
siyum elementinin
simgesi... Tespihlerinbaş tarafina geçirilen uzunca par-
ça. II Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflı-
ğı. 8/ Kesintilerden sonra kalan miktar.. " — ki Degüs-
tasyon'a gelmez / Bahkpazanna hiç gelmez" (Orhan
Veli). 9/Küf ve çürük gibi kokan... Kaz Dağı'nın an-
tik dönemlerdeki adı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Köksaplan baharat olarak kullanılan ıtırlı bir bitki.
2/ Yeniçeri kışlası... "Uzayacağa benzer / Tutuştuğu-
muz —" (B. Necatigil). 3/ '"Gitti gelmez bahar yeli / -
—"lar yanda kaldı" (C.S Tarancı)... Verave, ödeme. 4/
Kuran'da bir sure. 5/ Yunan rakısı... Küçük çocuklan
korkutmak için uydurulmuş yaratık. 6/ Pokerde, bir
o>oıncunun önündeki paranın tümü... Gözleri görme-
yen. 7/Avrupa Topluluğu'nun kısa yazılışı... ttalya'da
bir kent. 8/Diyarbakıryöresine özgü,birtürhamurtat-
lısı... Şöhret. 9/Hindistan'ın para birimi . Temel. esas.