23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURjYET 26EYLUL2004PAZAR 10 P A Z A R YAZELARI dishab@cumhuriyet.com.tr Metrodaintizammemurlany""^t- uarav Bhatia'nin, metro treninde uyuya i -m- kalması 50 dolarma mal oldu. Şikago V - / polis teşkilatından bir polis memuru, geçen hafta başında, sabah 07.00 seferiyle işıne giden Hint asıllı Şikagoluyu dürterek uyandırdı ve 50 dolarlık bir ceza makbuzunu elıne tutuşruruverdi. Doktora öğrencisi ve kimya mühendisi Bhatia, bir gece önce masa başında ckievlenyle sabahJamıştı. Üstelik aynı akşam uzakJardan gelen anne ve babasıyla da zaman geçirmişti. Çok yorgundu ve trende uyuya kalmıştı. Polis memurunun buna tahammül etmesi bekienemezdı elbette: Metroda kamu düzenini bozmak Bhatia'nin ayncalığı olamazdı. Kimya mühendisi Bhatia, en zor formüJleri bile kolayca çözecek kadar zekiydi ama, ona kesilen cezarun mantığıru anlayamadığından nedenini sormak istedi. ABD'de bir polısle tartışılamayacağını iyi bildiğinden sözcükJerini dikkatle seçerek suçunu sordu: İzin almadan uyumak! Polis, bir yolcunun uyuması durumunda cebindeki cüzdanıru çaldırabıleceğıni düşündüğünden, başkasmın işleyebileceği olası bir suçu henüz "cürmümeşhut" olmaksızın önlemeyi istemiş, o nedenle ceza kesmişti. Bhatia buna anlam veremedi, ama şaşkınlıgından daha fazlasını da soramadı. Zaten sorsaydı iki şey bir arada olurdu: Bir, yanıt alamazdı; iki, olasılıkJa görevli memura direnmekten bir ikinci ceza daha kesilirdi. Bilım adamı olmanın verdiğı mantık yürütmeyle Bhatia, şu sonu'ca varmış olmalıydı: Polis teşkilatı ve metro yönetimı beni, cebımdeki 50 dolann çalınmasından korumak ıçın bu parayı yasal olarak önceden istıyor. Bu yargısını destekleyen bir başka haberi ise iki gün önce gazetelerde okumamış mıvdı? Haber Norveç kaynakhydı: Londra polisi 350 sterlinlik bırpark cezasını, hayatında îngiltere'ye ayak bile basmamış olan Norveçliye postalamıştı. Üstelik, kar yüzü görmeyen Londra'daki park yerinde bir kar motosikleti olduğu da iddia ediliyordu. Bhatia böyle gariplikler olabileceğini düşünüp daha fazla üstelemeden, bir durak sonra indi. Peronda elindeki makbuza dikkatle bakınca bir de mahkeme tarihi gördü: Ekim ayının birinci günü mahkemeye çıkacaktı. Işyerinde arkadaşlanna o sabah başından geçenleri aktannca, Bhatia'ya olayı basına aktarması öğütlendi. 50 dolarlık cezaya ait haberle Chicago Tribune gazetesinin köşe yazan John Kass ilgilenecekti. Gazeteci mahkeme giderlerini ve 50 dolan ödemeyi üstleneceğini köşesinde yazarak herkese duyurdu: "Onun cezasını üstknmeye söz veriyorum, nasılsa çok fazla bir para değil ve bana en azından iki sütun haber çıkartacak kadar malzeme sağladı." Tribune'den Kass, *CIA" kısaltmasıyla bilinen Şikago Metro ŞİKAGO ıMAHMUTŞENOL ışletmesini aramış, olay üzerine bir şeyler öğrenmek istemışti. CIA sözcüsü bayan Robyn Ziegler, Bhatia'ya kesilen cezaya bir açıklama getirememiş, salt "Trenlerde şekerleme yapmanın yolculann güvenliği açısından sakıncaü olabilecegT riirü şeyler gevelemişti. Guarav Bhatia cezasını çekip şu dersi alarak ülkesine geri dönecek: ABD. tıpkı trenlerdeki polis memuru gıbi her zaman olmayana ergi yoluyla olabilecekleri önceden kestirip onlara uygun anlamlar verip gereken önlemkri almayı iyi bilir. Buna askerlikte "Durumdan vazife çıkartmak", diplomasi sanatında da "önJejici etkinlik" denıyor galiba... Bhatia "nın bu kentte karşılaştığı şey neyse, benzerlerinın uluslararası toplulukta, Amerikan yönetimlerince her koşul altında uygulandığını da bilmesi gerekiyordu. Beş ay süren bir aradan sonra, geçen hafta başında Amerika'ya döndüğümde birikmiş gazete ve dergileri kanşhnp didik didik ederken karşılaştığım Bhatia'nin bu haben beni bırden çok eskilere, çocukluğumun belediye otobüslerine kadar götürdü. Aile fotoğraflannın bulunduğu albümden bir siyah-beyaz fotoğraf canlandı belleğimde. Anne tarafımdan bir uzak akrabamızın Sirkeci-Cihangir hattında çalışan, Skoda marka, hafifçe önden göbeklı otobüslerde şoförlüğünü anımsaduıı. Cihangir'dekı yakınlanmıza gıderken o otobüslerden birine bindikçe, uzak akrabamız belediye sürücüsü İsa Bey'le karşılaşırdık. Saygılı ve sevecen biriydi. Yol boyu. arka sırasındaki yere annemi ve beni oturtur. onlar bir yandan söyleşirlerken ben merakJa çevremi izlerdim. Sonralan Isa Bey'i direksiyon başında değil, Cihangır'de şimdilerde olmayan kocaman bir alana yayılı son durakta, -intizam memuru" olarak görmüşrüm. Belli ki kıdem atlamış, onun hatırası olarak bize bir fotoğrafinı vermişti. Şimdi o fotoğrafta, 45 yıl öncesinin "intizaımnı" görmekteyım. Italyan yokuşunu oflaya puflaya çıkarak Cihangir'e ulaşan otobüslerde uyuyanlarla uğraşıp uğraşmadığını anımsayamazdım. Istanbul'da yaşayan anneme telefonJa bunu sordum. Kırk yıldu- benim garip sorulanma alışmış olması gereken annem yine de bir kısa şaşkınlık geçirip "Nereden çıkanyorsun bunlarT dedi. "Rahmetli İsa dayı bir kanncayı bile incitmezdi Belediye otobüsünde uvuvan garipiere ne yapsın?" Doğrusu ben de intizam memuru İsa Bey'in uyuyanları dürtükJeyip uyandırdığını anunsarruyorum. Çünkii o vakitler annemle Cihangir'e ev gezmesine giderken gar gar ses çıkanp çalışan eski otobüslerin Istanbul yağmuruyla ıslanmış pencerelerinden, o eski güzel kentimi seyrederdim. Uyuya kaldığımdaysa, sadece başımı okşayan sıcak bir dokunuşu şimdi anımsayabiliyorum. İsa kime oy verirdi?A BD'de 2 Kasım seçimleri /t yaklaştıkça giderek - Z A sertleşen sıyasi ortam, kimi adaylann dengesini bozuyor ve anlaşılması olanaksız sözler kamuoyunu günlerce meşgul ediyor. Bu garip sözlerden biri de bir süre önce Cumhuriyetçi Parîi Illinois eyaleti senatör adayı Alan Keyes tarafindan sarf edildi. Keyes, muhalif Demokrat aday Barack Obama'yı eleştinrken şöyle bir yorumda bulundu: "Hz. İsa, Obama'yaoy vermezdi Çünkii Obama, İsa tarafindan akla uygun bulunmayacak bir şekilde davrandı." Keyes 'ın sözünü ettığı —~~-~" bu davranış neydi? Barack Obama, Amerika'da muhafazakâr ve liberal kesimlerin taban tabana zıt görüşleri savundugu kürtaj meselesinde, karann, bir anne tarafindan alınması gereken etik ve dıni bir seçim olduğunu söyledi. Her ne koşulda olursa olsun, hatta tecavüz sonucunda oluşan gebelik durumunda bile NEW YORK ZÜLAL KALKANDELE.N dini nedenlerle kürtaja karşı çıkan Keyes, 2 Kasım'da iyi bir Hıristiyan olup olmadığının Tann tarafindan yargılanacağına ve Illinois eyaleti seçmenlerinin onun iyi bir senatör olup olmayacağına karar vereceklerine inanıyor. Işın garibi, Hıristiyanlık hakkında araştırmalar yapanlann belirttiğine göre İsa yaşadığı süre boyunca kürtaj ve eşcinsellık hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir görüş belırtmemiş. Fakat Amerika'daİci muhafazakârlar, ısrarla bu iki konu üzerınde durup Isa'yı kendılerine referans göstenyorlar. Aslında — - — Keyes'in söylediklen, din üzerinden politik fayda sağlamaya çalışan bir grup insanın dayandıgı noktadan hareket ediyor: "İsa tarafindan onaylanmış adayhk!" "İsa, X'e oy vermezdi" ya da "İsa, Y'ye oy verirdi" anİayışı bir şekılde Amerikan toplumunda. özellıkle tutucu kesim arasında kendisine taraftar toplamış gözüküyor. Bu anlayışın savunuculan. adaylan dini değerler balamından yargılamayı amaçlıyor. Yani yüzyıllardır değişmeyen din sömürücülüğü yine sahnede. Sömürü o boyutlarda ki, New York sokaldannda genç insanJann üzerinde "İsa, bir demokrat adaya oy vermezdi" yazan tişörtler görülebilıyor. Kabak tadı veren bu politik oyunlara karşı en güzel yanıtı yine Barack Obama verdi. İsa'nuı onu seçmeyeceğini söyleyen rakibıni dınsel spekülasyonlan ile baş başa bırakacağını söyleyip iş, sağlık sigortası ve eğitim gibi seçmenkri endışelendiren meseleler üzerinde yoğunlaşacağıru bildirdi. Aynca da ekledı. "Dİinois eyaleünin bakanı olmak için değil, Anıerika Birleşik Devletieri'nin senatörü olmak için seçinıe kanlıyorum". Merak ediyorum, eğer Obama seçimı kazanırsa, Keyes rakibinın "i>i Hıristiyan olduğu Tann tarafindan onaylanmış bir senatör" olduğunu mu düşünecek? Eğer öyleyse, Isa ile Tann anlaşmazhğa diişmüş mü olacak9 kzulal@yaboo.com Haitiyardım bekliyor Dış Haberler Servisi - Jeanne kasırgasının vurduğu Haiti dünyadan yardım istiyor. Selden etkilenen 250 bin kişi su ve yiyecek yardımlanyla ayakta kalmaya çalışıyor. Haitili yetkililer, kasırgada ölenlerin sayısının 1180'i geçtiğini, yaklaşık 1200 kişinin de kayıp olduğunu bildirdiler. Suyun çekilmesi ve tonlarca çamurun temizlenmesi sonucu yeni cesetlerin ortaya çıktığını belirten yetkililer, afet sonucu ölenlerin sayısının 2 bıni aşabileceğini kaydettiler. Binlerce evin oturulamaz hale geldiği bölgede, kasırganın 250 bin kişiyi etkilediği belirtilıyor. Jeanne kasırgası, Dominik Cumhuriyeti'nde 27, Bahamalar'da 9 ve Porto Riko'da da 2 kişinin ölümüne neden oldu. Jeanne'ın ABD kjyılanna yönelmesi üzerine yetkililer, Florida eyaletinin Atlas Okyanusu kıyısuıdaki Palm Beach, Martin ve St. Lucie bölgelerinde yaşayan 500 bin kışiye, evlerini terk etmeleri talimatı verildığını belirtti. Kuyumcu dükkânı vitrinlerinde Bergama düşleri... A/ünih'te Türk kuyumcusu sayısında hızlı bir artış var. Türk halkının altına olan geleneksel merak ve tutkusunun bir işareti olmalı bu artışm nedeni. Beşikten mezara kadar altını bir güvence olarak gÖrmeye şartlandınlan ülkemiz insanı. bu kutsal madenin ışıltısınm esiri olmuş gibıdır. Eh bir yerde varsıllığın da simgesi değil midir altın binlerce yıldır? Almanya'da 2 yıldır yaşanan ekonomik kriz. işsizlik ve pahalılık yıllardır Türklerin yastık altında yatan. gıdun gıdun biriktirilen altınlannın piyasaya çıkmasına neden oldu. Krizden etkilenip işi bozulan, dükkânınj ve arabasmı satan "gurbetçi"ler şimdilerde ise kötü günler için sakladıklan altınlan satma telaşında. İşte bu yüzden Münih'in Sirkecisi saydığım Geothe Caddesi'nde peş peşe kuyumcu dükkânlan açılıverdi... Ve kuyumculuk mesleğine ilgi arttı. Hafta sonları ben de kuyumcu dükkânlan önünden geçiyorum. Münih'in en eski sarrafi Enver'e uğrayıp son aylardaki kuyumcu dükkânı artışırun nedenlerini soruyorum. O da aynı cevabı veriyor: Kriz! Bugün 20 civannda kuyumcu dükkânı var Münih"te. Ve bu sayı giderek artıyor. Evet. 49 bin Türk'ün yaşadığı Münih ve civannda hâlâ daha doğru düriist bir Türk kitapçısı yok, ama her köşe başında dönerci ve kuyumculanmız sıra sıra ışımakta. Bizimkilerin giderek artan düğünleri ve yeni doğan bebeklere takılan nazarlık geleneğinin yarattığı altm gereksinimi de göz önünde turulursa çağlar boyunca insanlığı büyüleyen "altuı rutkusu" azalmıyor, aksine MÜNİH EROLOZKAN artıyor. Üstelik dünya altın gereksiniminin büyük kısmı da Anadolu'dan sağlanıyor. Münih'teki kuyumcu vitrinleri önünde dikilip düşlere dalıyorum. Vitrinler ışıl ışıl... AJdıma Bergama geliyor. Hani şu 15 yıldır çokuluslu altın şirketlerinin sömürdüğü altmımız ve Bergama köylülerini sokağa döken olaylar... Sonra Ovacık köylülerini anımsıyorum. Avukat Senih Özay'ı, Birsel Lemkeyi, OktayKonyar'ı, başkalannı ve bu davayı sonuna kadar götürenleri... Ve ülkenin en büyük mahkeme davası olarak Anadolu'yu savunanlan uzakJarda... Münih'teki eski bir Türk kuyumcusunun vitrinleri insana bunlan düşündürtüyor. Bir altın bilezik, beşibirlik ya da kolye için tonlarca atık, barajlarda biriken zehirli sulan, kirlenen doğa ve sağhğını kaybeden insanımızı... Bergama'dan tası tarağı toplayan Eldorado şirketinin admı değiştirip şimdi Uşak'ın yanı başuıdaki Kışladağı'nda çalıştığmı Deniz Som'un sütunlannı izleyenler, Hikmet Çetinkaya'yı ve Türkel Minibaş'ı okuyanlar anımsayacaklardır. Evet, bütün dünyanın hayran olduğu, çok güzel bir yurdumuz var. Ancak son iki yıl içinde yabancılara peşkeş çekilen kıyılanmız, betonlaşan doğamız ve ülke madenlerine göz dikenler var. Yağmurlu bir hafta sonunda eylül hüzünlerini, kuyumcu vitrinlerinde göz dolaştınrken hissediyorum. İnsanlar nedense hep düşler kurarlar. Kımileri tatlı, vitrinlerin ışıltısı önünde... erok>zkan66<§ hotmail.com ,. r >• «»• aı in m • , . « r « 22S 9 m m * • • • • KUŞADASI 01.09.2904 - 30.09.2004 tanhferi arası Hep Şey Daftil fiyatımız fkî Kîşifik Odada kîşî başı: 95.OOO.OOO.- TL 0-12 yaş 1, çocuk: Ücretsiz 13-16 yaş 1. çocuk: %50 indrrimlf • Denize sıfır • Özel plaj • Havuz • Hamam • Sauna • Su sporiarı • TV • Klima • Animasyon. P.O.B. 140 Yavansu 09402 KUŞADASI - TÛRKİYE • Tel: (256) 622 05 05 (12 ünesj Faks: (256) 622 07 27 £ KAŞ'IN MUKTEŞEM DOĞASININ KEYFİNE AtyMPARKOTEDEVARIN Odalanmızırı tûmü deniz manzaralı otmakla btrtikte, balkon. klima. TV. minibar, saç kuaıtma makinesi bulunmaktadır. Tesisimizde yûzme havuzu, çocuk havuzu. kaydırak, açık ve kapalı restaurant, öıd ptej hizmeti sunulmaktadır. Bu ilanla gelen misafirlenmize %15 indırim ya da Bonus Card'a 6 taksıt ımkânı KAŞAÛUAPARKHOTEL Çukurbağ Yanmadası 07580 Kaş-Antilya Tel: 0242-83619 02 (9 Unest Fax: 0242-83619 92 Websıte. www.aquapark.org E-mailintoriaquapark.org SUNGURLU ASLİYE HLTOJK MAHKEMESİ'M»EN 2002 387 Esas 2003 488 Karar Davacı Gülbahar Kaya vekıli tarafindan davalı Şe- rafettın Kaya aleyhine açılan boşanma davasmın mah- kememizce yapılan açık yargılamasi sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Adresi zabıtaca tespit edilemeyen davalı İdns oğlu Şerafettin Kaya'ya Sungurlu Asliye Hukuk Mahke- mesı 2002 387 E. 2003 488 K. ılamının teblığı yenne geçmek üzere jlanen teblığ oJunur. Basuı: 42477 HERKESE BİR RENK DÜŞTÜ, MAVİGÖKOVAYA TAMPASSİYON 25.000.000.-TL YARIMPAySİYON 20.000.000.-TL ODA-KAHVALTI 15.000.000.-TL 0-7 YAŞ ÜCRETStZ 7-12 YAŞ %50İ\DİRİMLİ HALUK OTEL YALIMAH. x\fİLAS/ÖREN Tel: 0 252 532 33 57 - 0 536 959 75 48 aliatila " hotmail.com ESKİŞEHİR ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004 156 Karar No: 2004 172 Davacı Talet Aygün tarafindan davalı nüfus müdürlûğü alevhıne açılan isım tashıhı davasmın vapılan vargılaması sonunda; Elazığ ılı. merkez Pırinceı kö\'ü 132 cılt 6 hanede nüfusa ka\ıtlı olan Nusret oglu 18.11.1969 dofumlu Talet Ajgün'ün ısmının Talat olarak düzeltilmesıne 2. 7 .2004 gü- nü karar verilmiştir. tlan olunur. Basın 427^0 O daima genç Türk kaldı / ngiliz edebiyat dünyası onu Moris Farhi olarak bilir ama biz ona Musa deriz. Musa Ağabey, yıllardır İngiltere'de yaşayan, romanlan Graham Green ile karşılaştınlan, Musevi bir ailenin Ankara doğumiu çocuğu. Birkaç yıl önce Türk okuru onun Yabanda Yolculuk adh romanıru Enis User çe\uisiyle okumuştu. Gittiği her yere görürdüğü o Türk kafası var ya, işte onunla yazdığı bir rornandır bu. Oyle der Musa Ağabey. "OzellikJe Yabanda YolcuJuk'u yazarken fark eftim Id, benim tarzun da metaforianm da İngiliz ya da Avrupa metaforian degiL Tamamıyla Türk metaforiandır" djyor. Musa Ağabey'ın Yabanda Yolculuk'unun proloğundaki öyküyü, romanı îngilizcesinden okuyan birçok insan gibi Larin Amerika kökenli bir söylence sanabilirsiniz. Böyle olmadığuıı, o söylencenin aslında, "korku bilmeven >^it bir Türk'ün" anlatıldığı gerçek bir Anadolu destanı olduğunu, benden duyun. Bunu öğrenen ılk gazeteci bendim çünkü. Gördüğünüzde ıçınızde boynuna sanlma duygusu uyandıran bu sevimli adam, coğrafyamızın başanya susamış bireyleri olarak buradaki gururumuz bizun. OzellikJe şu sıralar üzerinde çahştığım bir konuda kendisiyle uzun uzun görüşüp konuşmam gereken Musa Ağabey'i Londra'da yakalamak pek kolay değil. Uzunca bir süre Ingilız PEN Cİub'da, Tutuklu Yazarlar Uluslararası Komitesinin başkanhğını yürüten Musa Ağabey, dünyada yazarlar açısından en sorunlu olan bölgelere o kadar çok gidip geldi ki, uzunca bir süre göremedik onu. Şimdi yeni romanı Young Turk'ü bitirir bitirmez. Britanya Türk Kadınlar Derneğı, bir toplantı düzenledi de Musa Ağabey, memleketlileriyle buluşabildi. Derneğin Kitap Kulübü Koordinatörü Semra Eren-Nijar'ın yönettiği bir panelde, Musa Ağabey hem sorulan yanıtladı hem son kitabı Young Turk'den söz ertı. Yanında, yakın arkadaşı ve Yabanda Yolculuk'un Türkçe çev irmenı Dr. Enıs User de vardı. Konuklar. User'den Musa Ağabeyın bilinmeyen yanlanna ilişkin aynntılar duydular. Young Turk de herhalde Türkceye çevTİlecektir. Okurken Musa Ağabey "in şu cümJelerinı akJınızda tutmanızı isterdim sizden. "Kitabım bir bakuna bir aşk bikâyesidir. Bu ülkeve gddikten sonra uzun Mİlar TürkiyeHe gidemedim. Kendimi kumda kalan bir balığa benzetiyorum. Büyük bir hasret ve aşk kaldL İşte Young Turk, bu aşkı herkese ilan ediyor." Musa Ağabey, yanında olduğunuzda alçakgönüllüğünden örürü asla fark edilemeyecek kadar çok önemli bir edebiyat adamı. Young Turk, ingiliz edebiyat çe\ relerinden çok olumlu tepkiler aldı. ikinci Dünya Savaşı'nda Nazilerden kaçan Muse\ilere kucak açan Türkiye'de geçen olaylan konu alıyor \e 13 öyküden oluşuyor. Young Turk, yaban ellerde pek de pirim yapmayan bir kimliği, Türk kimJiğinı ısrarla vurgulayan ve "ben bir Türk yazanyım" diyen Musa Ağabey'in kitabınm adı değildir sadece, Musa Ağabey'in bizzat kendisidir. O, uzun süre genç kalabilmiş bir Türk olarak hepimizden hızlı koşuyor. Türkiye'ye hepimizden çabuk vanşının nedeni budur. LONDRA MUSTAFA K. ERDEMOL Oü$ledlğiniz tatlı gercek oluyorl.. AgahanMimarlık Ödüllü Akvaka voresmde... GÖKON'A. dünva güzelı bir belde .. Bıryanda çam agaçları, birşanda masmavi birdenız. Buz gibi kaynak sulan arasında doüa ile başbaşa bir dinlence Bu diiılence yennm adi VL'CELEN HOTEL • Denize sıfır • Deniz ve orman manzaralı • Özel plajh • 250 yatajclı • Tüm odalarda Klima, Minibar, Televizyon, Telefon, Saç kurutma makinesi. Banyo ve Balkon mevcuttur. • 3 açık ( 2'si yetışkinler, 1 'ı çocuklar için) yüzme havuzu. 1 kapah ısıtmalı yüzme havuzu. • Su sporları (Wind surf. kiteboard.. ) Rezervasyon ve daha fazla bilgi için: Tel: 0.252 243 51 08 - 243 54 34 Faks: 0.252 243 5435 e-nıail: gokova'« yucelen.com.tr www.yucelen.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear