23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLÜL 2004 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızlı PB PB PB PB B PB B PB 25 23 2T 2S 3O 33 33 35 Sınop PB 24 Adana A 35 Zonguldak PB 23 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB B PB 25 24 24 30 29 30 27 A 33 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkâri Van A A A A A B B 32 35 35 34 33 25 23 PB 21 Yurdun kuzey ve ba- tı kesımlerı parçalı bu- lutlu, dığer yerier az bu- lutlu ve açık geçecek Hava sıcaklığı ıç kesım- lerde bıraz artacak dı- ğer yerlerde onemlı bır değışıklık olmayacak Ruzgâr kuzey ve batı, yurdun doğu kesımle- nnde guney ve batı yonlerden hafıf, ara sıra orta kuvvettte esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y PB Y Y PB PB 14 14 15 18 16 17 19 18 Münih PB 20 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürıh Y PB A PB PB PB PB PB PB 1/ 25 33 23 27 25 27 29 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre PB B PB Y A Y B B 21 28 16 27 28 22 27 32 Şam A 36 Moskova Taşkent •Tahran Açık Parçalı Dulutlu S'Slı Bulütlu ^ Çok bulırtlu > Yagmurtu Sulu kar > Gök gunjltjiü CÜNEYT ARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada "AB ile münasebetlenmiz gayet iyi gidiyor. Herhangi birsıkıntı söz konusej değil" diye yanıtlamaz mı? Dışişleri Bakanı G»ül, muhalefetle anlaşmasını red- deden Başbakanı tarafından "tuhaf bir durumda" bı- rakıldıktan sonra bir iki gün sustu. Zinanın partiyi ve Bakanlar Kurulu'nu ikiye böldüğü haberleri yoğunluk kazanınca; Gül'ün -gerek duyduğu veya RTE'den çe- kindiği için mi, şimdilik anlaşılmıyor- taa New YorV- tan, başbakanıylaanlaşmazlığadüşmediğini, Bakan- lar Kurulu'nda da ikilik olmadığını açıklamak zorunda bırakıldığı gün... ... Tarım Bakanı Sami Güçlü, Başbakanı da Bakan'ı da yalanlayan bir demeç vererek "zinanın yasakla or- tadan kaldmlmasının mümkün olmadığını" söyledi. • • • RTE, takıyye ile gerçek arasında gidip geliyor. Kafalar öylesine lcanşık ki, bizimkinin AB üyelerini zina konusunda ikna etmek için Brüksel'e gideceği haberlerinin yaygınlaştığı sırada, Belçika Başbakanı Guy Verrtofstad'ın, Avrupa Parlamentosu'ndaki siya- si partı gruplarının önder ve üyelerinın karşısına çık- madan önce, tasarı/ı bir an önce yasalaştırmasını is- temek, zinadan vazgeçmeye ikna etmek için RTE'yi kahvaltıya çağırdığı öğreniliyor. AB kaynaklarına gö- re, "durum acilen görüşülecek kadar kritik". RTE, Verheugen'irı sözcüsü Filori'yi yanıtlarken söylediği gibi, Belçika Başbakanı'na, AP önder ve üyelerine, bizTürküz:, iç işlerimize karışamazsınız, di- yebilecek mi? Kadıköy'den başlca köy görmemiş, maddi manevi bolluk içinde yaşayan yazar çizerler; günlerdir şöyle- sine nasihat çekiyortar bizimkine: Boş ver tarikatlan, cemaatleri, yut önceden söylediklerini. Zaten Türk si- yasal sözlüğü siyasette erkekliğin on koşulundan do- kuzunun tükürdüğünü yalamak olduğunu yazmıyor mu? • • • Kimin yalan söylediği, içinden çıkılmaz bir soruna dönüşüyor. RTE, verheugen son ziyaretinde zinanın TCY'de y- er almasının AB içinde sorun yaratmayacağını söyle- di, diyor AB'nin Genişlemeden Sorumlu üyesi ise ge- çen haziranda yapılrnası gerekenleri içeren bir liste verdik hükümete, onun içinde TCY de vardı, diye kar- şılık veriyor. Başbakan Beyefendi'ye bak/lırsa zinanın TCY'ye girmesini halkın yüzde 9O'ı dayatıyor, istiyor. Ama AKP Meclis Grup Başkanvekili Faruk Çelik'e göre, yasa- nın birçok maddesi "bütün muhafazakâr kesimler- den" gelen yoğun baskı üzerine değiştirildi. Zina da değişikliklerin bir parçası. Ustelik bir başka yalanla halk uyutulmak isteniliyor. Başbakan TCY'nin komisyona çekilmesini anlaşılır bir gerekçeye bağlamaya çalışırken bu yasanın C- MUK ve Infaz Yasası'yla birlikte Meclis'ten geçirile- ceğini söytedi. Buyasaların "öncelikle görüşülmesin- deki zorunluluğu" geri çekmeye nedenmiş gibi gös- terdi. Oysa, bir yıl sonra yürürlüğe girecek olan TCY'nin uygulanmasında olası aksaklıkları kaldıracak olan C- MUK ile Infaz Yasası'nın bir yıl içinde Meclis'ten ge- çirilmesi olanağı ortada. Bir başka: RTE'nin TCY'yi Kopenhag koşullan ara- sında saymayan savunmasını Verheugen iki kural söy- leyerek karaladı. Birinci kural, Türkiye'de hukukun üs- tünfüğünün tanınarak Avrupa standartlanna getiril- mesi; ikinci kural, ternel hak ve hürriyetlerin gerektiği ölçüde korunup uygulanması. Bu saptamalar gösteriyor ki; RTE'nin zina girişimi- ni örtmek için kullandığı gerekçelerin hiçbirinin kıy- met-i harbiyesi yok. Hepsi Doğu kafalı siyasetçilere özgü palavralardan ibaret! AL GOZUJVI SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK HoybeyeHayal Kunılur • Baştarafı Arka Sayfada anadan zengin değilse, ya hâlâ kirada oturu- yordur ya da her şey- den kısarak nohut oda bakla salon bir küçük ev almayı başarmıştır. Parayı ilk aldığında hiç kuşkusuz çektiği sıkın- tılar aklına gelip en bü- yük harcamayı yeni bir ev için yapacaktır. Eger çoluk çocuk sahibiyse, çocuklannın kendi gibi eziyet çekmemesi için ev sayısını, çocuk hat- ta torun sayısına kadar çıkarabilir. Bir Türk yurttaşı için ikinci har- cama kalemi hiç kuş- kusuz arabadır. Burada hayal gücü ne kadar ileri gitmeli bilmiyo- rum. Bir Hammer mı desem, bir Ferrari mi? Ferrari deyince aklıma geldi, fıkra gibi bir o- lay. Efendim, Alman- ya'da yaşayan bir yurt- taşımız kendine kırmı- zı son model bir Ferra- ri almış ve ertesi gün servise gidip Ferra- ri 'nin motorunu LPG'ye çevirtmek is- temiş. Tabii servis he- men fabrikayı ve yetki- li kişiyi arayıp Ferrari sahibinin bu isteğini bildirmiş. Ferrari, bu- nu markasına bir haka- ret kabul ettiğinden, satış sözleşmesini iptal etmiş. Bu tür ihtimal- ler söz konusu olduğu için Ferrari ya da Ham- mer'dan vazgeçip, standart bir cipte karar kılmak en iyisi. Devam edelim, eh varsa hanı- ma da çocukJara da bi- rer araba almak gerek- li. Hanıma hemen ehli- yet almak gerekiyor. Tamam o öğrenedur- sun, hanım için bir Mercedes, oğlan için s- por bir Amerikan ara- bası acilen alınıp kapı- nın önüne konulmalı. Sonra ne olacak? Ta- bii Dubai'ye tatile gidi- lecek. Altınoluk ya da Ayvalık'ta yazlık bir ev alınacak. Gerisi... Şöyle bir söz vardır: "Para erkekleri azdı- nr." Yurttaşunız erkek- se bir süre parasını ka- dınlara, kızlara harca- yacak. Belki biraz ku- mar oynayabilir. E.. sonra, hay Allah aklı- ma hiçbir harcama ka- lemi gelmiyor. Hanım için her gün bir kuyum- cu ziyareti koyabili- rim.. çocuklara marka dükkânlan gün aşırı zi- yaret etmelerini önere- bilirim. Sonrası bende yok. Ben bu işten para kazanamam. Baksanı- za, gerisini getiremiyo- rum ama an para bana çıksaydı, ben yapaca- ğımı bilirdim. isilozgenturkCa superonune.com Erdoğan'ın ardından Çiçek de 'Tarih vermezlerse ağlayacak halimiz yok' dedi Hükümetten AB çarkıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Erdo- ğan, Bakanlar Kurulu'nda zina- ya iiişkin düzenlemeyi savun- maya devam ederek bu konunun Kopenhag siyasi kriterlen için- de yer almadığını kaydetti. Hü- kümet Sözcüsü Cemil Çiçek, TCY Tasarısfnın komisyona çe- kilmesinın Türkiye'ye AB yolu- nu kapatacağı yönündeki açıkla- malara tepki göstererek "AB ta- rih vermezse dizlerimizi dö- vüp ağlayacak halimiz yok" diye meydan okudu. Bakanlar Kurulu, dün Erdo- ğan başkanlığında toplandı. Toplantıda, TCY'ye iiişkin du- rum ele alındı. AB yetkililerinin TCY'nin kabul edilmemesi ha- linde Türkiye'ye müzakere tari- hinin verilmeyeceği yönündeki uyanlannın gölgesinde toplanan kurul, bundan sonra ne yapılaca- ğını tartıştı. AB üzerlnden baskı Erdoğan, zinaya iiişkin tartış- malan "suni gündem" olarak niteledi. Ciçek ise toplantı son- rasında yaptığı açıklamada, da- ha önce AB'ye uyum için yapı- lan çahşmalara vurgu yaptığı konuşmalannın aksine, "AB'nin her şey olmadığını" anlatan bir tutum sergıledi. C'- çek, zina tartışmalanndan CHP \e medyayı sorumlu tuttu. Eko- nomik krizlerin bile gündemde bu kadar uzun süre kalmadığını savunan Çiçek, AB Komiseri Günter Verheugen'in "Türki- ye için yeni şart yok" sözlerini ammsatarak "Zamanı şahit gösteriyoruz. Zanıan her şeyi aydınlatacaktır. AB'yi önenı- siyoruz. Ama tek konu da AB değil. Türkiye'nin kendi için- de de dışında da başkaca ko- nular var" dedı Çiçek, "Bir süreden beriTürkive'nin önü- Solda birtikiçinyenikampanya Sosyal demokrat partilerin "Aydınhk Bir Türkiye İçin Güçbirliği" oluştnrarak tek bir parti çafısı altında toplanması için yola çıkan Izmir Deklarasyonu, Konak Alanı girişinde kurduğu masa ile yurttaşlardan imza topiuyor. Toplanan imzaları, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda, kendini "sosyal demokrat" olarak tanımlayan bütün parrilere göndereceklerini belirten tzmir Deklarasyon Hareketi Başkanı Ulvi Puğ, bunun bir halk hareketi olacağına inandığını bildirdi. Öncelikle Izmir'in metropol ilçelerinde ve daha sonra diğer ilçelerde bu kampanyayı sürdüreceklerini kaydeden Puğ, "Demokrasinin beşiği Izmir yine bu harekete öncülük edecektir. Arîtık kimse genel başkanı istemediği halde bir partiye oy vermeyecek" dedi. (EMRE DÖKER) ne konulan konulann, dışarı- dan talep yerine, içeriden tale- bin AB üzerinden Türkiye'nin önüne getirilmesidir" yorumu- nu yaptı. Bunu yanlış buldukla- rını söyleyen Cemıl Çiçek, "O zaman, kendi ülkeniz üzerine, başka bir taraftan baskı yap- tırma gayreti, çabası vardır. Meselenin yanlış olan tarafı budur" diye konuştu. 'Oyun oynanıyordu' Çiçek, konunun hukuki ze- minde kalması halinde çok daha sağlıklı bır sonuca vanlacağını savunarak "Hukuki bir konu, bir siyaset malzemesi yapıl- maya, bunun üzerinden bir oyun oynanmaya çalışıldı" dedi. Çiçek, TBMM'nın TCY için olağanüstü toplanıp top- lanmayacağının sorulması üzerine ise net bir açıklama yapmadı. Yasanın geri çekiliş gerekçesine, anayasadaki il- gili maddeye ve TBMM'nin içtüzüğüne bakılmasını iste- yen Çiçek, "Bunun ne ölçü- de mümkün olup olmadığı- nı oradan görürsünüz. Önü- müzdeki zaman dilimine bakın. Sorduğunuz cevap burada" dedi. Yola devam ederiz' Çiçek, Türkiye "nın AB he- definde bir değişiklik olup ol- madığının sorulması üzerine ise "Diyelim ki 17 Aralık'ta bir tarih vermediler. Böyle bir konu olmasaydı dahi ta- rih vermediler. Ne yapacak- tık o zaman yani! Dizlerimi- zi dövüp ağlayacak halimiz yok. Türkiye yoluna devam eder, etmesi de gerekir" de- ğerlendirmesıni yaptı. CHP ile yapılan anlaşmada zina ile ilgili bir konu olmadığını sa- vunan Çiçek, konunun kamu- oyuna eksik bilgiyle taşuıdığı- nı iddia etti. Çiçek, zinaya iiiş- kin düzenlemeyi kendilerinin de getirmediğini savundu Italya çarşafi tartışıyor APparlamenteri, çarşafin 'ölüm sembolü 'olduğunu savımarakeyinin dışında başını veyüzünü örterekdolaşan bir kadınapara cezası verilmesini destekledi. îtalyan halkı ise ikiye bölündü Dış Haberler Servisi - AP 'nin îtalyan parlamenterlerinden Ma- rio Borghezio, çarşafin "ölüm sembolü" olduğunu söyleyerek Italya'daki Müslüman kadınlann başını örtmesiyle ilgili bir tarhş- ma başlattı. Kuzey Birliği parti- sinden Borghezio, Kuzey Ital- ya'da polisin, evinin dışında çar- şafla dolaşan bir Müslüman ka- dına para ceza vermesini destek- leyerek başı ve yüzü örtülü bir biçimde dolaşmanın îtalyan ya- salanna aykın olduğunu söyledi. Borghezio, çarşafin, "İslami köktendinciUğin, kadınlara dayattığı en cahilce semboller- den biri olduğunu" söyledi. îtalyan parlamenter, Kuzey Oset- ya'daki rehin alma eylemindeki kadnı teröristlerden bazılannın "bu tip giysiler" giydiğini öne sürerek çarşafin "ölüm sembo- lü" olduğunu savunduğu açıkla- masında, "Maalesef, çarşaflı kadınlar bu vahşi katliamın so- rumlusu siyah çarşaf giyen 'ca- dılann' ölüm görüntülerini ak- la getiriyor" ıfadesını kullandı. 40 Euro para cezasuıa çarptı- nlan 34 yaşındakı 4 çocuk anne- si Sabrina Varroni'nin annesi ise kızına yapılan da\Tanışın Is- lamı hedef aldığını söyledi \ e "Bu, faşistlerin 60 \il önce yap- tıklarından daha kötü" diye konuştu. Reuter'e açıklama ya- pan anne, "Mussolini dönemi- ni yaşadım. Bu şehrin yöneti- minde faşistler var" dedi. îtalyan haikı ise tartışmalarda ikiye bölündü. Birkesim, îtalyan yasalannda Fransa'da olduğu gi- bi türbaru yasaklayan hüküm bu- lunmadığuıı öne sürerek serbest bırakılmasını sa\xınurken diğer- leri buna karşı çıkıyor. Komünist Parti üyesi, Senatör Gianfranco Pagüarulo, çarşaflı kadına para cezası verilmesini "bölünmüş kültürler arasındaki mesafeyi daha da açacak bir adını" ola- rak nitelerken kentteki yetkilile- rin tüm vatandaşlann haklannı gözeterek görevlerini yapmalan- nı istedi. Dilin yanlış kullanımı kaygı veriyor' Sezer: Türkçe için seferberlikbaşlatılsın AB'den Türkiye'ye bir önkoşul daha ProdVden 'üyelikiçin sınıtiar açılsın'mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet IVecdet Sezer, dilin doğru kullanıhnası ve Türkçe kullanımının özendirilmesi için Türk Dil Kurumu (TDK) öncülüğünde ve basınm da desteğiyle bir seferberlik baş- latüması gerektiğini söyîedi. 5. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, 94'ü yabancı 272 bilim adamınm katılımıyla Başkent Öğretmenevi Salo- nu'nda başladı. Sezer, kurul- tayın açıhşuıda yaptığı konuş- mada, Türkçenin dünyada ko- nuşulan en eski ve köklü dil- ler arasında yer aldığına dik- kat çekerek şöyle dedi: "Di- line önem vermeyen top- lumlann, başka külrürierin etkisine girmeleri ve kültür yozlaşması yaşamalan kaçı- DJİmazdır. ülusallaşma sü- recinin çok önemli yapı taş- lanndan olan dil devrimi, Atatürk'fin ileri görüşlülü- ğünfi ortaya koyan büyük bir devrimdir. Dilimizdeld yabancı sözcüklerin sayısı hızla artmakta. dilin yanlış kullanımını özendirir nite- likteki yayınların izlenme oranlan bizleri kaygılandır- maktadır." Sezer, dildeki ya- bancılaşmaya, görsel ve işit- sel basın-yayın organlannın da sorumlu yaklaşması gerek- tiğini vurguladı. Başbakan Tayyip Erdoğan da, "Bizi millet yapan un- suriann en önemülerinden biri diümizdir. Türkçe kül- tûrümüzün önemli bir par- çası, asli unsurudur. Külrü- rümüzü diğer kuşaklara ak- taracak yegâne kaynak da anadüimizTürkçedir" dedi. Dış Haberler Servisi - AB Komisyonu Başkanı Roma- no Prodi, "Türk-Ermeni sı- nınnın hâlâ kapalı olmasın- dan hoşlannııyorum" dedı. Güney Kafkasya ülkelerini zi- yareti çerçevesinde Erivan'da temaslarda bulunan Prodi, Er- menistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan ile birlik- te düzenlediği basın toplantı- sında. "kapalı sınırlar konu- sunun, Türkiye'nin AB üye- liği için gerekli önkoşullar- dan biri olabileceğini göz ardı etmediğim" de söyledi. Medimax ajansının habe- rinde, "Kişisel olarak, Türk- Ermeni sımrının kapalı ol- ma$ından ve Türkiye ile Er- menistan arasında diploma- tik Uişki bulunmamasından hoşlanmıyorum" ifadesini kullanan Prodi'nin, sınırlann açılması yönündeki çabalan desteklemeye hazır olduğunu dile getirdiği belirtildi. Pro- di, AB Komisyonu tarafindan hazırlanan ilerleme aporunun 6 Ekim'de açıklanacağını anımsatarak "Bu rapor,Tür- Idye'ye 'evet' dedik anlamı- na gelmiyor" dedi. Güney Kafkasya ülkeleri- nin AB'ye üyeliği konusuna da değinen Prodi, "bu konu- da bugünden konuşmanın imkânsız olduğunu" belır- terek "bölge ülkelerinin Av- rupa ile yalanlaşmayı çok istediğini" kaydetti. Bölgede tarihsel zıthklann çok güçlü olduğuna işaret eden Prodi, bu güçlüklerin aşılması ge- rektiğini söyledi. Prodi, Er- menistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan tarafın- dan da kabul edildi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Tek tümcelik açıklamaya felaket senaryoları ya da komplo teorileri bağlamında yaklaşmıyoruz. Edelman'ın açıklaması bize sanki "niyet beyanı" gibi geldi! önce Kosova'yı kısaca anımsatalım... 20. yüzyıl tarihinin kanlı bölümü, Balkanlar'la başladı, Balkanlar'la birti. 1980'lerin sonunda Yu- goslavya usul usul gevşerken ABD, öncelikle Ko- sova'nın karışacağına yönelik bir planlama yaptı. Hazırlıkları da bu yöndeydi. Ancak Almanya pla- nı bozdu. Daha doğmadan Hırvatistan'ın adını koydu: "Eğer Hırvatistan bağımsızlığını ilan ederse ben hemen tanınm." Zagreb bunu duyar da durur mu? Hırvatistan'ın bağımsızlığı ilk Bosna-Hersek'i etkiledi. Etnik te- tik, hedefte bir şey bırakmadı. Kanlı süreç Saray- bosna'da başladı. Ancak Kosova'daki yapı da her şeye uygundu. 3 milyon nüfuslu bölgenin yüzde 80'i Arnavutlardan kalanı Türk ve Sırplardan olu- şuyordu. 1999'a dek süren kanlı çatışmaların ar- dından NATO ve BM bölgeye girdi. Geçen aylar- da NATO'nun Kosova'ya girişinin 5. yılı kutlandı ama, bölgeye hâlâ barış gelmedi. Kosova'daseçimlerde iç banş olsun ve demok- rasi gelsin diye değil, hangi etnik grup ne kadar- mış ortaya çıksın ve birbirieri arasında bağ kalma- sın diye yapılıyor. Zira seçimlere her etnik grubun ayn parti kurarak girmesi sağlandı. Sapını ABD'nin tuttuğu NATO şemsiyesi, yeri- ni adım adım Avrupa Ordusuna bırakıyorama, dı- şarıdan gelen kimse bölgeyi bölge insanlarına bı- rakmayı düşünmüyor. Kamyonetten ambulans! Gelelim Kerkük'e... Geçen cumartesi günü Kerkük'te meydana ge- len, 20'yi aşkın Iraklının ölümüyle sonuçlanan olaylar sırasında bu şehirde bulunan bir kişinin gözlemlerinden kesit: "Ortalık birden ana baba gününe döndü. Insan çığlıkları araç gürültülerine kanştı. ölüleri birkam- yona doldurdular. Kollar bacaklar birbirinden ay- n. Bakamadım... Yaralı insanlar için 15-20 ambu- lans gerekiyordu. Sadece 3 tane geldi. Kalan ya- ralılan bir kamyonete yan yana koyup götürdü- ler..." Direnişin ilk aylarında Bağdat ve güneyindeki birkaç kentte meydana gelen bu ve benzeri olay- lar artık Irak'ın dört bir yanında her gün yaşanıyor. Dikkati çeken başlıca durum şu: Direnişçiler Irak'taki yabancılardan çok, yaban- cılarla işbirliği yapan Iraklılan öldürüyor. Bu durum, bir süredir sözü edilen iç savaşın başladığmın en önemli göstergesi. Kerkük'te ya- şananlarsa öteki bölgelerden daha değişik özel- liklere sahip. Kerkük, ABD'nin de bilgisi dahilinde Kürtleştiriliyor. Kürtler de, "Yaşasın Kerkük bizim oluyor" naralarıyla bu kentte çoğunluğu sağla- maya çalışıyor. Her gün üç haneli rakamlarla ifa- de edilen Kürt, Kerkük'ün etrafında kurulan çadır kentlere yerieşiyor. Araplarla Türkmenler de bu gidişe karşı dayanışma halindeler. Bu durum pi- mi çekilmiş, her an patlatılabilecek bir etnik bom- badan başka bir şey değil. Görünen o ki, ABD şu politikayı benimsemiş durumda: Kontrol edemiyorsan darmadağın et! Işin içine Türkiye'yi sokmak için yapılan hesap- lar da bu çerçevede değerlendirilebilir. ABD'nin en kolay kulîandığı gruplarsa ortada: Barzani ve Talabani! Her iki lider de yeri geldikçe Irak'taki bütün et- nik gruplarla kardeş olduklarını söylüyorlar ama, ABD'nin dediğinden de çıkmıyorlar. Yazıya Koso- va'yla girdik. Onlara bir Balkan atasözünü anım- satalım: Kardeşe kardeş gibi davranmayan, bir yaban- cıya efendi demek zorunda kalır! ankcum(a cumhuriyet.com.tr Ihalede isim benzerliği tstanbul Haber Ser- visi- Milli Eğitim Ba- kanlığı 'ndan 9.8 trilyon- luk ihalenin Koza Dave- tiyeleri değil, Koza Ya- yın Dağıtım Şirketi tara- findan alındığı belirtil- di. Koza Yayın Dağıtım Yönetim Kurulu Başka- nı Özgür Karaca, Koza Davetiyeleri'yle ilgileri- nin bulunmadığını belir- terek "Milli Eğitim Ba- kanlığfndan ihaleyi alan biziz ve eğitim ya- yıncıhğı yapıyoruz. Zarf ve davetiye üreten Koza Daverjeleri-îpek Matbaacılık'la isim benzerliği dışında bir ilişkimiz joktur" dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de yaptı- ğı yazılı açıklamada, Koza Davetiyeleri'nin Bakanlığın açtığı her- hangi bir ihaleye girme- diğini ifade ederek, şöy- le devam etti: "Gazete- deki 'Dostluktan ihale ilişkisine' başlıklı ha- berde yer alan Koza Davetiyeleri'nin Ba- kanlık'tan 9.8 trilyon liralık ihale aldığı iddi- ası gerçek değildir. Ba- kanüktan ihale alan KozaYayın Dağıtım ile Koza Davetiyeleri ara- sında doğrudan veya dolaylı hiçbir Uişki yoktur. Olay isim ben- zerliğinden kaynak- lanmaktadır." On Numara devretti • ANKARA (AA) - On Numara cekilişinde 10 bi- len çıkmadı. 121 milyar 379 milyon 465 bin lira haftaya devretti. Şanslı numaralann 13.14.15,16, 17, 20, 28, 29, 36, 42, 44. 50, 54, 59, 61, 62, 67, 71, 72, 75, 79 ve 80 olarak belirlendiği bu haftaki çeki- lişte, 9 bilenler 991 milyon 850 biner, 8 bilenler 51 milyon 150 biner, 7 bilenler 6 milyon 50 biner, 6 bi- lenler 850 biner, hiçbir numarayı doğru tahmin ede- meyenler 700 biner lira ikramiye kazandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear