23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 EYLÜL 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Rektör özerklikten, akademisyen maaş uçurumundan, öğrenci de harçtan dertli Uraversîleler sorım yumağı FIRATKOZOK ANKARA - Üniversiteler 2004-2005 eğitim- öğretim yılına "sonınlu" başlı- yor. Rektörler kaynak sıkıntısından yakı- narak, idari ve mali özerklik isterken, öğ- renciler de artanharçlardanve bannma so- runlanndan şikâyetçi. Akademisyenler ise daha rahat çahşma ortamı ve "maaş uçu- rumunun" giderilmesini bekliyor. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbuhıt, en büyük sorunlannın, araştırma görevli- si, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve idari personel kadrolanndaki kısıtlama ol- duğunu söyledi. Akbulut, "Şu anda eği- ODTÜ Rektörü Akbulut: Moral kalmadı, eğitim yapamaz hale geleceğiz. Ege Üniversitesi Rektörü Bayındır: Satranç oyuncusu gibi olmak zorundayız. Gazi Üniversitesi Rektörü Yamaç: Öğrencilerin bannma sonjnlarını çözmek için yurt projemiz var. tim aksamış durumda. Devamı ünhersi- telerin eğitim yapamaz hale gelmesidir. Moral kalmadı ve eieman kaybediyoruz'" dedi. Akbulut, üniversitelerde akademik, idari ve mali özerkliğin önündeki engel- lerin kaldınlması gerektiğini vurguladı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Ül- kü Bayındır, son iki yıldır üniversitelere aynlan bütçenin 2002 yılı bütçesinden da- ha düşük olduğuna dikkat çekti. Bayındır, rektörlenn üniversıteleri ıyi yönetebilmek için -satranç oyuncusu gibi" dikkatli ha- reket etmek zorunda kaldıklannı söyledi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kad- ri Yamaç da, Türkiye'nin en kalabalık üni- versitelerinden biri olan Gazi Üniversite- si'nde dağınık yerleşmenin, ciddi sorun- lanndan biri olduğunu söyledi. Zaman içerisinde bu soruna çözüm bulmaya ça- lışacaklaruıı söyleyen Yamaç, öğrencile- i Zeki Miiren anhyop • Eğitim Servisi - Mal varlığını Türk Eğitim Vakfi (TEV) ve TSK Mehmetçik Vakfi 'na bağışlayan Zeki Müren için 8. ölüm yıldönümü anısına 24 Eylül'de etkinlikler düzenlenecek. Bu kapsamda, geçen yıl Müren anısına düzenlenen ses yanşmasında ilk 3'e giren finalistler, bu yıl Bodrum Kalesf nde Müren'in şarkılannı seslendirecekler. Zeki Müren, Bursa'da da Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi'nde yapılacak törenle anılacak. Aynca saat 12.00'de mezan başında anıldıktan sonra Müren için Emir Sultan Camii'nde mevlit okunacak Blgi etflnmedne) bipimi • ESKİŞEHtR (AA) - Eskişehır Valılıği Basm ve Halkla Ilişkiler Müdürlüğü bünyesinde yaklaşık 2 ay önce kurulan Bilgi Edinme Birimi'ne bugüne dek yalmzca 1 kişi başvurdu. Başvuran yurttaş ise Büyükşehir Belediyesı'nce bu yaz kentin çeşitli yerlerine konulan palmiye ve zakkum ağaçlan hakkında bilgi istedi. Dilekçe sahibi, ağaçların nereden alındığını, kaç liraya mal olduğunu, kentin iklim koşullannın yaşamasına uygun olup olmadığını, ağaçların yerleştirildiği saksıda yaşayıp yaşayamayacağını sordu. Doğal Yaşam Müzesi' Ankara'da yaşayan iki girişimcL, Nevşehir'in Ürgüp üçesine bağb Ortahisar beMesinde satm akuklan tarihi bir e\i restore ettirerek halkın sosyal yaşamımn yansmldığı u Doğal Yaşam MüzesTne dönüştürdü. Berrin Yıldız ve arkadaşı Murat Sankaya, Kapadokya'ya 3 yıl önce gezmek için gekti. Yıldız, proje için yaklaşık 2 yıl emek verdUderini, bölge halkmdan eski eşyalar topladıklannı anlatü. Sankaya da "Böyle bir miize, Kapadokya bölgesinde büyük bir eksikhkti. 3 yıl önce buraya geldiğimizde müzenin sadece hayaüni kurmuştuk~ ama şimdi hayata geçirebikiiğimiz için çok muthıyum" dedi (SELAHATTÎN ŞAHÎN) Silahın yerini bilgisayar aldı Ekonomi Servisi - îngiltere Ulusal Yüksek Teknoloji Suç Birimi, siber tehditler konu- sunda uyanyor. Bilgisayarla- nn artık silahın yerini alarak ideal bir suç aletine dönüştüğü- nü belirten bırime göre, internet suçlannın 2003'teki maliyetinin 150- 200 miryon dolararasında olduğu tah- min ediliyor. Bilgisayannıza virüs- lerin gönderilmesi, banka ve kredi kartı bilgilerinin öğrenilmesi, do- landıncılık, şantaj gibi birçok alan siber tehditlerin bir parçası. rin bannma sorunlarını çözmek için de yüksek kapasiteli biryurt için çalışma baş- lattıklarını kaydetti. Yeni öğretim yılında üniversite öğren- cilerini bekleyen en büyük sorun ise ba- nnma olacak. Bir üniversite öğrencisi dev- let yurdunda kalmak isterse 120 milyon li- ralık depozito ücretinin yanı sıra aylık 39 milyon lira ödemek durumunda kalacak. Akademisyenler de maddi sıkıntılar için- de ders vermeyi sürdürecekler. Türk Eği- tim-Sen'in araşurmasına göre, Türkiye'de- ki öğretim üyeleri ABD ve Avrupa'nın gelişmış ülkelerindeki meslektaşlanndan 7-8 kat daha düşük ücretle çalışıyorlar. Yeditepe üniversitesi Hâkim ve savcılara dükursuİstanbul Haber Servisi- Adalet Bakan- hğı ve Yeditepe Üniversitesi "nin işbirli- ğiyle bu yıl Türkiye'nin farklı illerinde görev yapan 30 hâkim ve savcı, 1 yıl bo- yunca Ingılizce eğitimi alacak. Adalet Bakanlığı'nın belirlediği hâkim ve sav- cılar hukuk Ingilizcesi de öğrenecekler. Programın başlaması nedeniyle Yedi- tepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baş- kanı Bedrettin Dalan, İstanbul Cumhu- riyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ve Adalet Komisyonu Başkanı MehmetŞe- fik Muüu ile kursiyer hâkim ve savcıla- nn katılımıyla toplantı düzenlendi. Yeditepe Üniversitesi'ndeki toplantı- da konuşan Dalan, proje önerisinin İstan- bul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Metin Çetinbaş'tan geldiğini belirterek "Bu hâkim arkadaşımız, İngilizcenin hâ- kim ve savcılar için önemini \« gereğini bi- ze anlatd. Adalet Bakanhğı'na \-aa vunp konuyu takip eden kişi de odur" dedi. İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin de İngilizcenin hâkim ve savcılar için bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ruhi Su... Ruhi Su aramızdan aynlalı nere- deyse 20 yıl olmuş. 21 Eylül 1985'te öldüğüne göre tamamı tamamına 19 yıl... Bazen, zamanın böylesine hızlı akmasından korkuyorum. Hızla gi- den bir trenin penceresinden, telg- raf direklerini seyreden bir çocuğun şaşkınlığı içindeyim... ••• 1950'lerin başında ilkokula başla- yan, ilköğretimini ve ortaöğretiminin önemli bir bölümünü, 1950-1960 arasında yaşayan bizim kuşak, ina- nılmaz bir "kültür cehaleti" içinde yetiştirildik. (Aramızdan bazılarının; bu cehaletten kurtuiamamış olmala- rını, anlayışla karşılamak gerek!) 1960 Devrimi sonrasındaki "bolluk" içinde, bir türiü duymayışımızın ne- deni, bu olsa gerek. Fakat bu kez de, bazı "hazımsızlıklar" başladı... Fakat gene de; 1960 sonrasında- ki "kültür zenginliği" ile 1980 sonra- sındaki "kültür yozlaşmasını" karşı- laştırdığımızda, her türlü hazımsızlığı hoş görmek gerek. • • • 1960 öncesindeki "cehalet döne- mimizde", uzaktan uzağa duyduğu- muz kimi isimler vardı. Bunlardan bırı de, Ruhi Su idi. Ruhi Su'yu; "komünist bir opera sanatçısı" olarak duyardık. Halk tiir- külerimizi de derlediğinı ve saz çal- dığını bilirdik ama; neyi, nasıl söyle- dıği konusunda, en ufak bir fıkrimiz yoktu. (En azından, benim yoktu.) Derken bir gün; çok degerii arka- daşım, pantomim sanatçısı Ergin Kolbek geldi. (Taşralı geçmişi ve "Akademili" kimliğini, bir türlü ba- rıştıramayan ve sonunda, Akade- mi'nin damından kendini aşağı bıra- karak intihar eden Ergin Kolbek'in yaşamı da, başlı başına bir dramdır ve Ergin çogumuzun yaşadığı, "kül- tür şoklannın" bir kurbanıdır.) Ney- se, bir gün Ergin geldi ve Ruhi Su'yu dinlediğini söyledi. Sanıyorum; Göztepe'de, bir dost evinde dinlemiş. "Müthiş bir ses Toktacığım", dedi. Neler söylediğini sorduğumda, türküler okuduğunu söyledi. "Kocaman bir sazı", var- mış... ••• Çok heveslenmeme karşın, Ruhi Su'yu bir süre dinleyemedim. Ne- den sonra, 45'lik plakları yayımlan- maya başladı. Bu plaklan, hiçbir fir- manın yayımlamak istemediğini, (zaten sayıları çok azdı) ve Ruhi Su'nun kendi olanaklarını zorlaya- rak yayımladığını, daha sonra öğ- rendim... İlk aldığım 45'liği; sanıyorum, "Kalenin bedenleri", adlı güzel tür- künün yer aldığı bir plaktı. Doğrusu- nu isterseniz; kulaklarım, bas bari- ton sesle okunan halk türkülerine yatkın ve alışkın değildi. Fakat bir- kaç kez dinledikten sonra tadına vardım ve o gün bugün, sınırsız bir zevkle dinliyorum. ••• Daha sonraki dönemlerde; zaman zaman birlikte olduk. Nezaketi, za- rafeti ve tevazuu ile tam bir "6eye- fendi" idi. Bazı arkadaşlarımızı ra- hatsız eden, kimi "sanatçı duyahı- tıklan" vardı ama, bunlar asla "kap- ris" değildi. örnegin; türkü okurken, dinleyici- lerin el çırparak tempo tutmalann- dan rahatsız olur ve izin vermezdi. Amao, bir "sanatç/" idi. Müziğinde, "duygulann" yanı sıra başka şeyleri de ön plana çıkarmak isterdi. Kısa- ca, müziğinin "dinlenmesini" ister- di. Bu zortu yaşam, 21 Eylü! 1985'te noktalandı. Eşini ve oğlu (ögrencim ve arkadaşım) llgın'ı geride bıraka- rak... * • • Ruhi Su'nun cenazesi, Şişli Ca- mii'nden kaldınldı. Salt o cenaze tö- reni sırasında ve sonrasında yaşa- nanlar bile, 1980 sonrasının nasıl bir "cehennem" olduğunu ve emniyet güçlerinin, nasıl "angaje" olduklannı anlamamıza yeter. Gerçekten; emniyet güçleri, ce- naze sonrasında, kısa da olsa bir yürüyüş yapılmasına izin vermedi. Bazı arkadaşlar da yürümek istedi. Ve jandarma dayağı. Ama ne da- yak... Başta, "Ruhi Su Korosu"nun kimi üyeleri olmak üzere, onlarca genç gözaltına alındı ve günlerce gözal- tında tutuldu. Suçları, izinsiz gösteri yürüyüşü yapmak istemekti... Çokzorgünlerdi. ••• Şimdi gözlerimi 20 yıl öncesine çevirdiğim zaman, oynanan oyunu daha net bir biçimde görebiliyorum. Belki o zamanlarda da oyunun farkındaydık ama, maalesef engel- leyemedik. KIKA CEPÖĞRENCİ Aynntılı bilgi Telsım CepShoplar'da en az 40 tontfrü oftnalıaır OoOğrBno abonetefi sadeo» tandl «nfcnnd» kunlfir tm»t«ıl yıpabtHritr. < 1 yı 1 boyunca. seç'len numaralarta tndlrknlı gâroamfl prDfnotyamj 31.12^005'» kadar gaçarfidir. ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear