23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EYLÜL 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK TA3İATLI İ S TANB'JL 2?3NDİSİ A33ÜLCAN2A2' Itf HAHİKULAD2 MACSPJLLASI WI>UMA8PMUAN&AL. 'Hızlandınknış müfredat faciası sınıflarda' Eğitim-Sen GenelBaşkanı Alaaddin Dinçer, yeni müfredatta ırkçı vegerici yaklaşımlann devam ettiğini söyledi Eğitim Servisi - Okullar her yıl ol- duğu gibi bu yıl da sorunlarJa açı- lırken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı yeni ders programının pilot uygulamasına Van, Hatay, Iz- mir, Kocaeli, Ankara ve Bolu illerin- de başlandı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Ala- addin Dinçer, yeni ders programının aceleye getirildiğini vurgulayarak "Hızlandınlmış tren kazalan gibi, 'hızlandınlmış müfredat' kazalan ohnasuı" dedi. Yeni ders programı- nın, mevcut sınıflar ve araç-gereç- lerle uygulanmasının mümkün olma- yacağını belirten Dinçer, "Program, çok eüt bir yaklaşımla hazırlanmış. Niyetten bağunsız. Özel okullar için hazırlanmış bir model gibi" diye ko- nuştu. Mevcut sistemin iflas ettiği- AKP, İNTÎKAM ALDI Teziç'e lojman oyuraı F1RATKOZOK • Yeni ders programının, mevcut sınıflar ve araç-gereçlerle uygulanmasının mümkün olmayacağını belirten Dinçer, "Program, çok elit bir yaklaşımla hazırlanmış. Niyetten bağımsız. Özel okullar için hazırlanmış bir model gibi" diye konuştu. ni belirten Dinçer, programda tüm- den kaldınlıp bir kenara konulma- yacak yaklaşımlar da olduğunu söy- leyerek şöyle devam ettı: "Ancak ırkçı yaklaşımlar devam ediyor. Türk-İslam sentezi kodlama- larmdan çok kurtulabümiş değiL Ba- nş Manço'nun şariasını,Meviana'nın sozJerini. Hacı Bektaş'ın şiirini alıp koymak yenilik gibi sunuluyor. Oysa AKP'nin muhafazakâr.tiberaikafa ya- pısına uyuyor. Bazı korkulan bissede- biöyorsunuz. Türkiye'nin çok dilli. çokkültürlüyapısjyinevansralnuyor." Oğretmenlerın bu uygulamaya hazır- hksız yakalanacaklannı kaydeden Dinçer. uygulamanın 5 yıllık bir ge- çış sürecine yayılmasının daha man- tıklı olacağını söyledi. 'öğretmenln gücii azalıyor' Dinçer, yeni ders programının öğ- renciyi aktif hale getirirken öğretme- nin gûcünü azalttığını, ama yükünü çok arthrdığıru belirterek "Öğretmen- ler zaten yeterince yük altmda, nasıl geçinecelderini düşünüyiorlar?Öğret- menin okutacağı naftalık ders sayısı azalülmalT dedi. Alaaddin Dinçer, yeni ders programıyla ilgili sorunla- n şöyle özetledi: ^ Eğitim ile öğretim süreci birbi- rine kanştınlmış. • Ayaklan yere basmıyor. Felsefe- si gibi başaşağı gidiyor. »"Ütopik bir müfredat. Okullann ço- ğunun kütüphaneleri yok, ancak müf- redatla öğrencilerin kütüphanelerden yararlanması teşvik edilecekmiş. Üs- telik birleştirilmiş sınıflarda bu uygu- lamayı, öğretmenler nasıl gerçekleş- tirecekler? • Kaynak nereden sağlanacak? AB'nın fonlan bitince ne olacak? • Müfredatta yabancı terminoloji çok fazla kullanılmış. • Gördüğümüz kadanyla kitaplar- da milli, manevi semboller, vatan-mil- let-Sakarya' anlayışı yoğun olarak kullanılacak ka\Tamlar. Bunlann üze- rine neoliberal konular da eklenmiş. ^ Türkçe dersine görsel okuma ve sunum getirilmiş. Bunun çok iyi eği- timi verilmezse, giderek medya ba- ğımlısı, obez nesiller yetişir. */ Amerika'nın eğitim modellerin- den kopya edilmiş. Toplum yaşamı bi- zim genlerimize uyum sağlamaya- cak, dokusal sorunlar çıkacak. ANKARA - AKP iktidan, YÖK Ya- sası tartışmalannda ters düştüğü YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'e lojman vermeyerek intikam aldı. Başbakan- lık, eski YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz'den boşalan konutun kendisine verilmesini isteyen Teziç'e, "Lojmanm Gürüz'e özgü ve görev süreshie smırh okhıgu" yanıhnı verdi. Teziç, Başba- kanlık'ın yanıtı üzerine Danıştay'a baş- vurdu. Kamu Konutlan Yönetmeliği hükümleri de Başbakanhk'ın verdiği ya- nıtın "keyfi" olduğunu ortaya koydu. YÖK'ü tasfiye etme planı Köşk'ten dönen hükümet, kurumdan intikam al- mak için her yolu deniyor. Maliye Ba- kanlığı'nın, kurulunBilkent'teki trilyon- luk arazilerine el koymak için çalışma başlatmasının ardından bu kez de YÖK Başkanı Prof. Teziç'e lojman verilme- diği ortaya çıktı. Edinilen bilgilere gö- re, Teziç, YÖK Başkanlığı 'na atandık- tan sonra Başbakanlık'a başvurarak, kurulun eski başkanlan Prof. Mehmet Sağlam ve Prof. Gürüz taraiindan da kul- lanılan Devlet Mahallesi'ndeki konu- tun kendisine verilmesini istedi. Baş- bakanlık ise Teziç'e verdiği yanıtta, : lojmanm "Gürüz'eözgüvegörevsüre- s boyunca tahsis edildiğmi" belirterek kendısının kullanamayacağını bildir- : di. Teziç de 11 Ağustos'ta Danıştay'a başvurarak isteminin reddine ilişkin Başbakanhk karannın iptali ve yürüt- menin durdurulmasını istedi. Yönetmellkle çelişlyor Başbakanlık, YÖK Başkanı'nın ko- nut istenune olumsuz yanıt verirken Kamu Konutlan Yönetmeliği'yle de çelişti. Yönetmeliğin 5. madde- sıne göre, YÖK Başkanı kira be- deli karşıbğında konut verilecek kişiler arasuıda bulunuyor. Aynı yö- netmeliğin 7. maddesi de, "Ozel tahsisK konutlann tahsisinde ayn- ca tahsis karan ahnmaz, bu göre- ve seçilme veya atannıa yeterlidir'' denilerek bu konuda "keyfi davranı- bunayacağma" işaret ediyor. KADEVLAR ELİNE KALEMALDI TurkceD'in "Haydi Kızlar Okula" kampanyasııun ikinci dönem açıbşını ve burs dağıümını ilgiyle izleyen yöre kadmlan, yöresel kıyafetieri ve sürmeti gözleriyle ilçeye akın eden bürokratian, politikacılan ve gazetecileri imrenerek süzdüler. Harran'ın Süleyman Demirel Mahallesi'ndeki kubbeü evlerine ve tarihi kalenin çevresinde, şallaruun ardına gizlenen kadınlar, egitimin önemini kavramaya çahştüar. Harran 'da bazışeyler değişiyor SEMASEPİN ŞANLIURFA / HARR\N - Dün- yanın en eski üniversitesinin kalın- tılannın bulunduğu Şanlıurfa'nın Harran ilçesinde genç kızlar, Turk- cell, Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği ve UNICEF'in ortaklaşa yü- rüttüğü "Haydi Kızlar Okula" kam- panyasının coşkusunu yaşadılar. Harranlı Fatma'nın yedi kızı var. Bir tane de oğlu... Her kızıyla gurur duyuyor. Oğlunu bir kenara bırakıp kızı Emine'den övgüyle söz ediyor: "Emine 16 yaşında. Artik e\1en- me çağı geldi Ama hele bir okusun, daha verimli ohırtaşa toprağa. Fırat gibi! Fırat az bekletmedi bizL Kız ço- cuğu bunlar, her biricanan.Bekleye- ceksin ki verimi bol olsun!" Aşiretın kadınlan sıralanmış otu- rurken ilginç şeyler anlatıyorlar. İl- çeyi suya kavoışturan Fırat'ın bollu- ğundan, veriminden, ırgatlardan ve sık sık gebe kalan kadınlanndan. Ama kadınlar artık her şeyüı farkın- da... Kadınlar artık ne olursa olsun kızlarının okuması için babaya bas- kı yapabilme cesaretini bile gösteri- yorlar. Beşibıryerde takmış yeni ge- lin Hatice söyledikleriyle şaşırtıyor: "Kocanun dö\mesine abştım, ama kızlarımı okutacağun." Kubbeü e\lerin birine yaslanmış Yazi de Fırat'ı simgeleyen mavi şa- hnın ardında meraklı gözlerle çev- reyi izliyor. Okula gitmedığinı be- lirten Yazi, okumayı kendi çabasıy- la öğrendiğini söylüyor. KaMirucu güneşte >ıllanmış >ii- züyle adını bile söylemeyen Harran- lı bir başka kadın ise yöre kızlarının GAP'ıngetirdiği sosyoekonomikha- reket içinde nasıl başkaldırdığını şu sözlerle anlatıyor: "Okusun_.Benim kızını da okusun... Avukat olacak- mış, olsun! Artık suyumuz da var, okumuş lazumz da!" Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre son 8 yılda 640 bin kız öğrenci okula gidemedi Kızlar sıradanuzakkaldı / ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Doğudaki 10 ilde kız öğrenci- lerin neredeyse üçte biri okula gitmi- yor. Milli Eğitim Bakanlığı ile UNI- CEF arasında imzalanan protokol ile geçen yıl bu illerde başlatılan "HaydiKızlarOkula" kampan- yasında 40 bin kız çocuğu oku- la başlahlırken, yalnızca geçen yıl okul çağındaki 200 bin kız öğrenci eğitimden yoksun kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve- rileri, eğitim-öğretimden yoksun olan kız öğrenci sayısının ulaştığı tehlikeli boyutlan gözler önüne seriyor. Bakanlık verilerine göre son 8 yılda okula kayıt yaptırmayan kız öğrencilerin sayısı 640 bine ulaştı. Istatıstiklere göre okul ça- ğındaki kız çocuklanndan her yıl ortalama 85 bi- ni egitime ilk adımını atamıyor. Kız çocuklannın eğitimden en fazla yoksun kal- dığı ıl Şanlıurfa olarak dikkat çekerken, geçen yıl bu ilde okul çağındaki kız çocuklanndan yaklaşık 50 bını okula gidemedi. Şanlıurfa'dan sonra kar- nesi en zayıf olan il Diyarbakır olurken, bu ilde de yaklaşık 40 bin kız egitime başlayamadı. Bu iki ilin ardından açığın en fazla olduğu iller Van (35 bin), Ağn (20 bin), Muş (17 bin). Bitlis. Şırnak (13 bin), Batman (12 bin), Hakkân ve Sürt (8 bin) şeklinde sıralandı. Öncelikle bu illerdeki açığı kapatmak üzere ge- çen yıl UNICEF'le ışbirliği hahnde başlatılan Hay- di Kızlar Okula kampanyası çerçevesinde kız öğ- rencilerin okula kayıt oranlannda yaklaşık yüzde 5.8 'lik bir artış oldu. Bir önceki eğitim-öğretim yı- hna göre bu illerde ilköğretim okullaruıa 40 bin kız öğrenci fazladan kayıt olurken, artış oranı il- lere göre yüzde 2 ile yüzde 20 arasında değişti. Ar- tışın en fazla olduğu il yüzde 19.03'le Siirt olur- ken Van yüzde 11.47 ile ikinci sırada yer aldı. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Stajyer Başbakan'la... TürK cumhuriyetlerinin Tacikistan'daki Devlet ve Hükümet Başkanlan toplantısında bulunması için Cumhurbaşkanı'nca görevlendirilmiş olmasaydı zina konusunda tükürdüğünü yalamak görevini AKP adına bizzat Tayyip Erdoğan yerine getirmek zorunda kalacaktı. Oysa dün Türk Ceza Kanunu tasansının tümü üzerindeki görüşmelerin başlamak üzere olduğu saatlerde, CHP Genel Başkanı Bay- kal ile bir araya gelerek zaten tasarıya eklenme- miş olan ünlü zina maddesini bir önerge halinde genel kurula getirmek yerine sortınu Medeni Ka- nun'un içerisinde almak vazifesi, Başbakan Veki- li olarak Abdullah Gül'e havale edilmiş oldu. Içerde gerginlik, dışardan fırça! Ve böylece biryasama yılı içinde arka arkaya iki kez AKP iktıdarı, özellikle kendi yandaşları karşı- sında büyük lokma ye ama büyük söz söyleme sö- züne ihanet etti. Aslında toplumda gerilim yaratmanın hiç kimse- ye yarar sağlamadığını düşünen herkes için, dün son dakikada vanlan anlaşmanın olumlu bir hare- ket olduğu söylenilebilir. Ancak bir yandan kendi kamuoyumuzun önemli bir bölümünde doğan ve giderek artması da beklenebilecek olan bir gerin- lik, öte yandan AB çevreleri ile dış basından yeni- len fırçanın Başbakan'a da hükümetine de birşey kazandırmaktan çok, sayısal çoğunluğa sahip ol- manın AKP'ye her zaman yarar sağlamayacağını ortaya koymuştur. Zinayı suç sayarak Türk Ceza Kanunu'nun için- de o suçu işleyenlere önce hapishane yolunu gös- teren, daha sonra da paran varsa zina yapabilir- sin demeye hazırlanan AKP iktidarının bu adımla- n atarken dayanağı neydi? Onu Başbakan söyledi. Kendilerinin muhafaza- kâr bir parti olarak zina yapanları caydırmak, öy- lelikle aile birliğini korumayı amaçladıklarını bildir- di. Belki bu açıklamanın ışığında, belkı de radikal dinci medyanın yayınlanna bakarak öyle biryargı- yı ünlü Financial Times gazetesi de önceki günkü sayısında paylaşıyor, Başbakan'ın dini muhafaza- kârların etkisinde kaldığını yazıyordu. Yılmaz Karakoyunlu nun Yorgun Mayıs Kıs- raklan adını taşıyan son romanı, sanki zamanlama yapılarak bu tartışmanın alevlendiği bir sırada ya- yımlanmış. Romanı henüz okumadım. Ama dün Er- tuğrul Özkök, kendi köşesinde Yorgun Mayıs Kıs- raklan'n\n üç önemli kahramanından bırisi olan merhum Adnan Menderes'in evlilik dışı ilişkileri- ni anlatan bölümünden özetler almıştı. Ben o dö- nemin yaşayan canlı tanıklanndanım. Sadece Ad- nan Bey değil, Fatin Rüştü Zoriu da, Emin Ka- lafat da bu tür ilişkileri olan ve hovardalıkları ile ta- nınan politikacılardı. CHP'nin Demokrat Parti'ye karşı izlediği sert muhalefet, bugünkü Baykal liderliğindeki görün- tülerle kıyaslanamayacak kadar acımasızdı. Ama o acımasız argümanlann içine, ne dönemin baş- bakanının ne de öteki bakanlann bu eylemleri gir- medi. Muhafazakâr DP'li seçmen de liderierinin bu geceyansı ziyaretlerini aleyhte bir puan olarak de- ğerfendirmedi. Sorun Berin Menderes ile eşi ara- sında bırakıldı. Hemen her Izmir hemşehrisi, Ad- nan Bey'in Çeşme'deki evinin birkaç metre öte- sinde Ayhan Aydan'a da bir villa armağan ettiği- ni biliyordu. Ve Berin Hanım'ın bu nedenle Çeşme'ye ayak basmadığını da. Yabancıların unutmadığı geri adımlar Tüm bu geçmişin anılannı, atmak istediği adı- mın gerekçesini muhazakârfık ile açıklamaya ça- lışan 59. Hükümet'in Başbakanı da okuyup öğren- sin isteği ile yineliyorum. Financal Times, yukarı- da sözünü ettiğim yazıda Erdoğan'ın o dini muha- fazakâriara hoş görünmek amacı ile üniversiteler- de türbanı serbest bırakmak için yaptığı girişim- den de yine aynı gerekçeyle, yani toplumu germe- mek amacıyla yüzgeri ettiğini yazjyor. AB Pariamen- tosu'ndaki Sosyalist Grup Başkanı Martin Schiltz, zina için AKP'nin hazıriadığı önergenin sorun ya- ratıcı ve kabul edilemez olduğunu söylüyor. Hırıs- tiyan DemokratlarGrubu'nun Başkanı Hans Gert Poetleung da olayı AB ilkelerine aykırı olarak gö- rüyor. Hani Adalet Bakanımıza göre AB'nin bir tek anayasası; ama üye ülkelerin her birisinin ayn ay- n ceza kanunlan vardı. Ve o kanunlar hertoplumun kendi koşullarınagöre hazırianmalıydı? Cemil Çi- çek hukuk adamı olarak yasalann anayasaya ay- kırı olamayacağını elbette bilir. Ama neylersiniz ki Başbakan'a şirin görünmek, öncelikle ihmale gel- mez diye düşünmüş olmalıdır. Bakılıyorki içeride ve dışanda papuç pahalı. So- runu Medeni Kanun'un içine taşıyalım. O yasa zi- nayı zaten boşanma nedeni sayıyor. Bu nedenle boşanmış eşin karşı taraftan tazminat talebi iste- me hakkı da olsun deniliyor. Öylece yorganın gidip kavganın biteceği gibi bir yargıya hemen vanlmasın. İki yıldır stajyer politi- kacılık ve hele stajyer hükümetçilik oynayan AKP'nin bu ikinci pişmanlık olayından yeterii dersi tam ola- rak alıp almadığını beklemekte yarar var. Faks: O 216 3028208 obirgitff e-kolay.net Açıklama 17 Ağustos 2004 ta- rihinde gazetemizde "Üfürükçü doktor ad- li tıbbın sorunlanna çözüm ara>acak" baş- hğıyla yayimlanan ha- berle ilgili Doç. Dr. Sefa Saygılı'nın veki- li avukat Ali CihatPb- lat tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Polat'ın açıklaması özetle şöyle: "MüvekkUim Doç. Dr.SaygıhRuhSağlıgı Hastahklan uznıanıdır. Halen Vakıf Gureba Hastahanesi Psikiyatri Klinikşefıdir.AdliTıp Kurumu Gözlem thti- sas Dairesi'nde 10 >ıla yakmdırgörev vapnıak- tadır. Adü psikiyatri da- bnda çok sayıda bifim- sel makalesi ve eseıieri yavınlanmıştır. Mesle- ğinde temavüz etmiş, kariyerini ispatlamış, tıbbın en zor alamnda gece-gündüz demeden hastalarına önıriinü vakfeden bir bilim ada- mıdır. Haberdeki iddialar hakkında müvekkili- min alevhine verilmiş bir mahkumiyet ve di- siplin karanbulunma- maktadır. Yargılanıp mahkum olmadan veyahut disiplin cezası olmadan bir kişinin kamuoyu önünde kamunun nefretle kar- şılayacağı bir eylemin iştirakçisi gibi gösterü- mesi kişUik haklanna saldın niteh'ğindedir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear