Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 0 ^ĞETOS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASIN
Sudanlıların
ağlatan yolculuğu
Yaşlı bir kadın... Arap milislerle, doğup
büyüdüğü yöre olan Darfur 'un asi grupları
arasındaki çatışmalarda yakınlarını kaybetti.
Gözünün önünde çocuklar öldürüldü,
kadınlara tecavüz edildi. Evi yağmalandı.
Canını kurturmak için yapabileceği tekşey
hayatta kalan sevdikleriyle beraber yaşadığı
köyü terk etmekti. Çocukluğunu, gençliğini,
evlilik yıllarım, tüm geçmişini terk etmek,
umuda belki de umuîsuzluğa doğruyol
almaktı. Komşu ülke Çad la olan sınırda
kurulu mülteci kampına geldiğinde yere
yığılıp kaldı. Evinden uzakîa olmak,
ülkesinin içinde bulunduğu durum, akhndan
hiç gitmeyen kötü manzaralar ve gelecek
kaygısı içini acıtıyordu. Ve, sessizce
gözlerinden akan yaşlar belki de Sudan 'a
ilişkin yapılan tüm diplomatik ve siyasi
tartışmalara yön verecek nitelikteydi.
Yolculuğa çıkarken yanına sadece 'amlarını'
alabilen kadının gözyaşları 'anlamak
isteyene'yüzbinlerce Darfurlunun dramını
anlatmaya yeterliydi. (AP)
Batu ülkeler, Sudan'm Darfiır bölgesinde yaşananlan, geçmişteki örneklerden ders çıkararak değerlendirmeli
i birRuandayaratıknasınR4JJLVVESH*
S
udanla yaşananJar bazen 10 yı] ön-
ce Randa'da yaşananlarla karşı-
laştırıyor. Peki ama Sudan'ın ba-
tısmdaid Drfurbölgesindeki şiddet olay-
lan Ruand'da yaşanan ölçütte mi?
ABD Koaresi, yaşananlann adını "spy-
lanm'"olarjkkoydu. Birleşmiş Milletler,
Sudan hükımetine Darfur'daki asi grup-
larla çatışa. yaşanan vahşetten sorum-
lu tutulan fancavid milislerine (birçok
çevre bu Aap milisleri hükümetin des-
teklediğineinanıyor) destek verenlerin
bu desteğe on vermeleri için 30 gün sü-
re tanıdı. Gınümüzden 10 yıl önce, dün-
yanın önde ;elen ülkeleri Ruanda'da soy-
kırun mı yasa savaş mı yaşandığına ka-
rar vermey çalışıyorlardı. Aslında, ne
olduğunu gyet iyi biJiyorlardı ancak ka-
nşmak. bulışmak istemiyorlardı.
Birkaç. halaJık gözleme dayanarak ha-
zırlanan, Rıanda'daki krize ilişkin "giz-
K" bir ABD Savunma Bakanlığı rapo-
runda şu uyan yer aldı:
"Dikkatiıohın, 'soykmm' okiuğunaka-
rar verilmesi ABD yönetimini bir şeyler
vapmava zoriavacaktu*."
ABD'de Somalı'ye müdahale ettikten
sonra bedeli ne olursa olsun Ruanda'ya
müdahale etmek istemiyor, kendini bu
işın dışında tutmak istiyordu.
Klmse sorumluluk almıyor
Ruanda'daki küçük BM Gücü'nün ko-
mutanlığıru yapan General Romeo Dal-
laire, "Kimse bu işteki günahuu, sorum-
luhığunu kabuleöniyor" demişti. Olup bi-
tene müdahale etme yetkisi yoktu. O,
şimdi Sudan'da tarihin tekerrür ettiğini ve
müdahalemn geciktiğini düşünüyor. Ve
şunlan söylüyor:
"Yine, geçmişte Ruanda'da olduğu gj-
bi kimse kanşmak istemiyor. Ölüler ve
yarablar orada ve işin en kötiisü de BM'ye
• Sudan'da kimine göre soykınm yapılıyor, kimine göre
ise şiddet olaylan soykınm denecek ölçütte değil.
Ruanda'daki olaylar için de benzeri tartışmalar yapılmıştı.
Aradan 10 yıl geçtikten sonra Ruanda'da soykınm yapıldığı
ve dünyanın nasıl bir tavır takındığı net bir şekilde ortaya
çıktı. ABD ve diğer Batılı ülkelerin Sudan konusundaki
tavn geçmişten ders alınıp alınmadığnıı gösterecek.
bir şeyyapma yeddsi verilmiyor. Bana gö-
re bu çok büyük bir skandaİ."
Pekı, savaş suçu ışlendj mi? Savcı John
Johnes üç savaş suçlulan mahkemesin-
de görev yapmış birhukukçu. Bunlara Ru-
anda için kurulan mahkeme de dahil. Joh-
nes, şunlan söylüyor:
"lşlenen suçlar arasında bir önceük,
bir hiyerarşi vardır. Soykmm tüm suçla-
nn en büyüğüdür. Sudan'da eğer Afrika-
lı asi grup veArap müisleriıüz varsa (Can-
cavid) ettıik gruplannız da var demektir.
Ve biri diğerini yok etmeve çakşırsa o za-
man soyktnm ihtimaü de vardır. Ortada
so> kınnı yoksa insanUk suçu vardır. Sivil
toptuma karşı işlenmiş ağır bir suç."
1994'te Ruanda için yapılani tartışma-
lar tekrarianıyor. Ingiltere parlamento-
sunun Sudan Komisyonu Başkanı Hü-
ton Dawson, soykınm yapıldığına inan-
mıyor ve nedenini şöyle açıklıyor:
"Geniş kapsamlı cinayet dcnebilir. An-
cak. bu iş basitçe bir etnik grubun diğeri-
ne sakhrması değü. Sudan'a gittiğimde ber
kesimden insanla konuştum. Bence söy-
lendiği gibi Araplarla Afrikahlann karşı
karşrya gddiği etniktabJodan çokdaha ka-
nşık ırk ve kültür kanşımı var ülkede."
General Dallaire, "soykmm nu değfl mi*
tartışmalannın siyasi oyun olduğunu sa-
vunuyor. Ve, her ne kadar Dışışleri Bakan-
lığı konuyu araşnnyorolsa da ABD Kong-
resi'nin soykınm lafinı telafuz etmesine
ragmen var olanlan durdurmak için bir şey
yapmamasuıı bunun kanıtı olarak göste-
riyor. Davvson ise herhangi bir müdahele
planlanırken durumun daha da kötüleşti-
riJebileceğinın düşünülmesi gerektiğinin
altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:
Barış anlaşması bahane etffldl
"Bu, 20 vıb aşkuı süredir savaşta olan
bir ülke. Kuzey ve güne>
r
arasındaki sa-
\aşı sona erdirecek banş aniaşmasmaçok
yaklaşbk. Daha fazla cana mal olmama-
sı için bu banş anlaşmasının engellenme-
mesi lazun."
10 yıl önce ABD Savunma BakanJığı,
Ruanda'daki ateşkesin, cinayetleri plan-
layanJan cezalandırmak ıçın uygulanacak
baskıyla başka deyişle askeri bir
müdahaleyle mahvolabileceğini savunan
bir doküman hazırlamıştı. Ingiliz millet-
vekili Davvson'un, banş anlaşmasının
bozulabileceğine ilişkin sözleri ister is-
temez Ruanda'ya ilişkin çekimser tavn
anımsatıyor insana. Savunma Bakanı Yar-
drmcısı'na bir yetkili şu öğütü vermişti:
"Bu akşam bakanla yemek yerken
konuşaraklann, 'ABD yönetimi müdahale
etmeye istekli mi? Banş saglanana kadar
Ruanda ve Burundi'ye kanşmayacak'
şcklinde olmau."
Tabii, sonrasında Ruanda'daki soykınm
ve dünyanın tavn konusunda birçok ger-
çek ortaya çıktı. Zamanla, Sudan söz
konusu olduğunda, geçmişten ders ahnıp
alınmadığmı göreceğiz.
*BBC dış haber editörü
fwwK.bbc.cauk, İngibere, 24.08)
Ortadoğu
y
nun
Hıristiyanları azalıyor
ABD ve Israirin insanlık suçlan...
B
ağiat'taki Asuri Katolik kiliselerin-
deı birinde görevli olan Rahip Louis
kilse bombalandıktan beş dakıka son-
ra "Müslimanlar ne><
apıyor'' dıye sordu. Ve,
şöyle de\am etti: "Bu olup biten biz Hıris-
tijanlan Btemiyorlar anlamına mı getiyor?"
Evet pekala o anlama geliyor. Bu kilise
Bağdat vt Musul'da 1 Ağustos Pazar günü
saatsaat 18.00-19.00 arasında peşpeşebom-
talanan beş kiliseden biriydi. Meydana ge-
lenpatlanalardatoplam 11 kişi öldü, 55 ki-
ji yaralandı. 1 Ağustos Irak'taki Hıristiyan-
lar için kutsal bir gün ve nüfusun çoğunlu-
funun Mislüman olduğu Irak'ta pazar gü-
ıü norma. bir işgünü olduğu için pazar ayin-
leri akşamlan düzenleniyor.
Bombalamalar, SaddamHüsevin'indev-
rilmesinden sonra Irak'taki Hıristiyan azın-
lığa karşı düzenlenen ilk saldınlar değildi.
Geçmişte de Bağdat ve Mu-
îul'daki kiliselere, okullara
rönelik saldınlar düzenlendi.
Moel akşamı bile Bağdat'ta-
d bir kilisenin önünde bom-
ba patladı. îslamcılar sürek-
• îslamcılann saldırgan
tavn Ortadoğu'da yaşayan
Hıristiyanlann yurtlannı
noktası olarak nitelendiriyorlar. Hıristiyan-
lann Ortadoğu'dan tamamıyla göç edip git-
meleri İslamcılann baskıcı tutumuve doğum-
lann azalması nedeniyle akla yatkın bir ola-
sılık gibi görünüyor.
Yahudller de gltmlyti
Hırisnyanlann durumu şöyle özetlenebilir:
• Türkiye'de 1920'de 2 milyon Hıristi-
yan vardı. Bu sayı şimdi binlerle ölçülüyor-
• Geçen yüzyılın başında Suriye'de nü-
fusun üçte birini oluşturan Hıristiyanlar
şimdi sadece yüzde 10'unu oluşturuyor.
^ Mısır'ın Hıristiyanlan, ülke tarihinde
ilk kez göç ediyorlar. (1950 yıhndan beri.)
^ Dünyada. iki bin yıl boyunca Hıristi-
yanlıkla özdeşleşmiş en önemli iki kent olan
Beytüllahim ve Nasıra'da durum değişti. Hı-
ristiyan çoğunluğa sahip olan
kentlerde nüfüs dağılımı ar-
tık Hıristiyanlann azınlıkta
olduğunu gösteriyor. Kudüs'te
i Hıristıyanlann sahip olduğu giyim, likör
âbrikalanna, güzellik salonlanna saldın-
»orlar, işyerlerini kapatmalannı istiyorlar. Hı-
âstiyan kadınlar kafalannı kapamadıklan
çin tehdit ediliyor. Bazı lider konumunda-
d Hıristiyanlar suikaste kurban gitti. Bu
aldınlar dünyanın en eski Hıristiyan top-
iımlanndan biri olan Irak'taki Hırisriyanla-
a ülkelerini bırakmaya zorladı.
Resmi makamlar 40 bin Iraklı Hıristiya-
un 1 Ağustos'taki bombalamalardan sonra
Jkeyi terk ettiğine işaret ediyor. Ülke nü-
usunun yüzde 3'ünü oluşturan Hıristiyantop-
umunun büyük bölümü Suriye'ye göç etti.
Jeçmişe dönersek 1987'den beri Hıristi-
anlann yüzde 40'ının ülkeyi terk ettiğini
törüyoruz. Müslüman liderler saldınlan sü-
•skli lanetleseler de Hıristiyan toplumun sa-
nsının azalmasını ve Iraklı Hıristiyanlann
K)k olma olasılığını ülke için bir dönüm
terk etmesine neden oluyor. d e Hıristiyanlann sayısında
önenüi ölçüde düşüş yaşandı.
• Insan haklan
örgütleri ABD ve
îsraü'in cezaevlerinde
işlediği insanlık
suçlarını görmezden
gelip çifte standart
uyguluyor.
HASANHAiNİZADE ~
S
iyonist rejimin hapse at-
tığı 8 bini aşkuı Filistin-
li, 10 gündür cezae\inde-
ki olumsuz koşullan protesto
etmek amacıyla açhk grevi ya-
pıyor. CenevreSözleşmesi'ni
ihlal eden Israil, tutuklulan,
olabilecek en kötü koşullarda
yaşatıyor. Uluslararası huku-
ku hiçe sayarak Arap avııkat-
lann ve Kızılhaç Uluslararası
Komitesi'nin tutuklulan ziya-
ret etmesine izin vermiyor.
Ailelerinin bile ziyaret et-
mesine izin verilmiyor. Israil
Başbakam Ariel Şaron hiçbir
koşulda bu tutuklulara ödün
BURAOA YAPILAN İŞKENCEDE BENİM SORUMLULUdUM V ™» nDEPENDENT
OtDUĞUNU GÖSTEREN HİÇBİR ŞEY YOK... w,:.
(ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld Irak'taki Ebu Garib Hapishanesi'ni denetnyor!)
verilmeyeceğini açıkladı. Fi-
listin, açlık grevi sonucunda
ölen her Filistinünin şehit sa-
yılacağını söyledi. Fihstin Baş-
bakanı Ahmet Kurey ise
BM'ye delegasyon gönderip
Genel Sekreter Kofi Annan'ı
tutuklulann durumundan ha-
berdar edeceğini açıkladı.
Clfte standart
frak'ta yaşanan kriz nedeniy-
le yaptıklan açhk grevine göl-
ge düşen Filistinli tutuklular
ABD'nin 11 Eylül sonrasında
tutukladığı Guantanamo'daki-
lerin şartlanna benzerşartlar-
da yaşıyorlar. Tutuklulara ya-
pılan insanlık dışı muamele,
Amerika ve Siyonist rejimin in-
sanlığa değer vermediğinin bi-
rer kanıtı. ABD'li birliklere
Irak'taki Ebu Garib'deki tu-
tuklulara, Siyonist rejime Aş-
kelon ve Calboa'daki Filistin-
Iilere işkence yapmalan ko-
nusunda müsamaha gösteril-
mesi, insan haklan örgütleri-
nin, ABD ve Israil'in oyunca-
ğı olduğunu gösteriyor. Ve, şu
soruyu akla getiriyor:
"Eğer bu suçlan bir iiçün-
cü dünya ülkesi işlesev di de
kayıtsız kalacaklar mrvdı?"
Bu kuruluşlann, insan hak-
kı ihlalleri konusunda uygula-
dığı çifte standart birçok top-
lumun, özellikle de Müslü-
manlann bu kuruluşlann say-
gınlık ve ciddiyetini sorgula-
malanna neden oldu. Herşeye
ağmen BM ve Kızılhaç'ın Fi-
listinli tutuklulann durumunu
inceleyip Siyonist rejimin iş-
lediği insanlık suçlanna artık
"Dur" demesini bekliyoruz.
(Tehran Tımes, İran, 25.08)
1922'de Hıristiyanlann sayısı Müslüman-
lardan az da olsa fazlaydı. Bugün ise kent
nüfusunun sadece yüzde 2 'sini Hıristiyan-
lar oluşturuyor. Bugünün verileri Ortadoğu'da
yaşayan 11 miryon Hıristiyanın 10-20 yıl için-
de siyasi güçlerini ve kültürel canlılıklannı
kaybedecek gibi görünüyor. Geçmişte, Ya-
hudilerin yaşadığıru yaşıyorlar. Ortadoğu'da-
ki Yahudilerin sayısı 1948 yılında 1 milyo-
na yakındı. Bugün Israil dışında sadece 60
bin Yahudi var. Bu iki dine mensup azınlık-
lara uygulanan etnik temizlik bir dönemin
sonuna işaret ediyor! Ortadoğu'nun çok kül-
türlülüğü LawT«nce DurreJ'uı "The Ale-
sandria Quartet'" adlı kitabında belirtildi-
ği gibi düz, monoton, bir elin beş parmağı
kadar az sayıda dilin resmen kabul edildi-
ği, tek dinin egemen olduğu bir hale geliyor.
(Jerusalem Ptist, İsndl, 25.08)
İTALYA, LlBYA'YI ULUSLARARASI PAZARA SOKTU
MuammerKaddafi'yigüldüren destek
Kaddaff nin İtalya'da miharlarca doiarnk yaOrumı var.
I
talyan Cornera della Sera gazetesi,
Başbakan Süvio Beriusconi ıle Libya lideri
Muammer Kaddafı arasındaki yakınlığı,
"İki ülke de birbirini anlamava dünden haar"
ifadesiyle açıklıyor. Bu. Lampedusa'ya akın
eden mülteci sorununa ilişkin bir ifade...
Roma 25 yıldır Libya'da çıkarlannı kolluyor.
Italya'nın tükettiği petrolün yüzde 25'i
Libya'dan geliyor. Sicilya-Libya boru hattı bu
yıl tamamlanacak. Bu boru hattı sayesinde
gelecekte Italya'nın doğalgaz gereksiniminin
yüzde 30'u ülkeye aktanlacak. ttalya,
Libya'nın birinci sıradaki ticaret ortağı.
Kaddafi'nin ise ttalya'da milyarlarca dolarlık
yatınmı var. (Fiat ve Juventus Turin kulüpleri.)
Italya'nın, aforoz edilen Libya'nın uluslararası
pazara dönmesinin yolunu açan ülke olduğunu
düşünmek yanlış olmaz. Birkaç ay önce
ambargo kaldınlır kaldınlmaz giden Italya
Dışişleri Bakanı Lamberto Dini, Libya'yı
ziyaret eden ilk Batılı siyasetçi oldu. Onu,
Beriusconi ve Ingiltere Başbakam Tony Blair
izledi. Ülkesinin ekonomik anlamda dış
dünyaya açılması, Kaddafi'ye iç siyasette de
yarar sağladı. Yönetimdeki 36'ncı yılında
Islamcı muhalefeti de alt etmiş oldu.
(DerStandard, Avusturya, 27.8)