Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2004 CUMART
DM
Binlercegemid işsizkaldı
Tüm Denizciler Demeği Genel Sekreteri Tunç Koşar, Denizcilik Müsteşarlığı'nm
çıkardığı yönetmeliklerle binlerce gemi zabitinin mağdur olduğunu söyledi
T
ürkiye'nin de taraf olduğu, buna kar-
şın 14 yıl sonra uygulamaya geçirdi-
ği uluslararası denizcilik sözleşmesi
dayanak gösterilenek Denizcilik Müsteşarhğı
taraftndan çıkanlao yönetmehkler binlerce ge-
micinin ışsiz kalmasına neden oldu. Tüm De-
nızcıler Demeği (TÜMDER) Genel Sekreten
Tımç Koşar. gemi zabitlerinin yeterliliklerini
elinden alan bu yönetmeliklerinin dayanaksLZ ol-
duğuna dıkkat çekerek, "EğMınleriınizi aldık,
ancakehihetinıizverümiyor. Bu nedenleneTürk
m de yabancı gemiterde çalışabilivoruz'" dedi.
T~ürk denizciliği konusunda herkesin fikir sunduğuna, buna
I karşın işsiz kalan ve hakları ellerinden alınan binlerce gemi
adamının durumunun konuşulmadığına dikkat çeken Tunç Koşar,
gemi zabitlerinin yeterliklerini elînden alan yönetmeliklerin
dayanaksız olduğunu belirtti.
H,lAKARAMA SAVAŞI
Koşar, Türkiye denizciliği konusunda herke-
sin fikir sunduğunıu buna karşın işsiz kalan ve
haJdan ellerinden alınan binlerce gemi adamı-
nın durumunun kesuılilde konuşulmadığını ifa-
de etti. Türkiye'nin d e 1989'da imzaladığı "Ge-
mi Adamlan, Eğitimi, SertifıkalandınJması ve
Vardiya Tutma EsasJan Uhıslararası Sözleşme-
si"ne (STCW) aykın da\Tanıldığına dıkkat çe-
ken Koşar, "Türkiye bu sözleşmeyi 2003 yıhnda
geçmişe dönük olarak kabul ederek iç hukuku-
nageçirmiştir. Ancakyiflarcbr bu sözleşmeye da-
yanakgösterüerek çıkanlan yönetmeiiklerle hak-
lanmız elinıi/den alındı. Türkiye bu kadargemi
adamını mağdur ederek sözieşmenin yürürlük
tarihini 1989 yılına çekti. Biirün bu olanlan an-
lamak mümkün değfl" diye konuştu.
DüNYADA FARKLI
Telsız zabitliği mesleğinin teknolojik geliş-
melerle birlikte ortadan kalktığını, buna karşın
dünyada bu işi yapan insanlann mağdur edıl-
mediğini söyleyen Koşar, eskiden 600 grosto-
nun üzerindeki gemilerde çalıştıklannı, şu an-
da ise ehliyetleri verilmediğı için hiçbir iş ya-
pamadıklannj anlattı.
Gemilerde telsiz zabıti bulundurma zorunlu-
luğunun ortadan kalkmasıyla bu işkolunda ça-
lışanJann güverte sınıftna dahıl edildiğini beiır-
ten Koşar, "Biz de STCVV'ye bağh olarak 500
grostonun üzerindeki gemilerde vardiya zabitfi-
ği eğitimi aldık. Denizciiik Müsteşarhğı'nın yet-
kikndirdigi Ekol Denizcilik ile Yüksek Denizci-
Kk Eğitim ve Danışmanhk HiznıetJeri'nden 4 ay
kurs gördüğümüze dair belgemiz var. Ancak
STCW'deolmayan bir meslek koluna geçirilmi-
şiz. Sınırfa vardiya zabitliği ehöyeti.. ki böyle bir
dal sözleşmede yok" dedı.
Bu konu ile ılgli mahkemeye başvurduklan-
nı, buna karşın Türkiye'de böyle bir sözleşme-
nin uygulanmadığı yanıtını aldıkJannı anlatan
Koşar. "Bunca yıldır çıkartılan bu kadaryönet-
meük dayanaksız. Türkiye'de 40 bin zabit, 687
tane de üstüne çıkılabilir gemi var. Biz şu anda
yabancı gemilerde de iş bulamryoruz. İki yüdır
mücadeleediyoruz, ancaksorunlanmıza tek bir
muhatap bile bulamıyoruz" diye konuştu.
YuRTDIŞINDA EĞİTİM
"34 yaşındayım.. ben denizden baska bir yer-
deçahşamam" dıyen Koşar, üniversite mezun-
larının karada da iş bulma imkânlannın oldu-
ğunu söyledi.
Ünıversiteli-kurslu aynmını anlamadığnıı
söyleyen Koşar, yurtdışında da hem üniversi-
teluıin hem de kendileri gıbi eğitim alan insan-
lann denizlerde çalıştıklannı anJattı.
Türkiye'den ehliyet aJamamalan nedenıyle ba-
zı arkadaşlannın İngiltere'ye gittiğini söyleyen
Koşar, altı aylık bu eğitimin maliyerinin ise 12
bin dolara çıktığını söyledi.
Şimdiki Denizcilik Müsteşan İsmetYıhnaz'ın
hocalan olduğunu anlatan Koşar, Türkiye'de-
ki insan haklan söylemkri vaJan. Binlercegemi
zabiti mağdur, kimse görmüyor" dedi.
Hiçbir güvence yok
Açık
denizin
karanlık
yüzü
I
stanbul Üniversitesi Mes-
lek Yüksekokulu Öğre-
tim Üyesi Ural Çağıncı,
denizciliğin dünyanın en ağır
mesleği sayıldığını, buna karşın
Türk gemi adamlannın hiçbir
hak ve güvencelerinin olmadığı-
m belirtti.
Gençler için özenilen bir
meslek dalı olan denizciliğin
gerçek yüzünün bilinmediğini
söyleyen Çağıncı, "Bizün bir
yandan dünyayı gezen, bir van-
dan da iyi paralar kazanan
şansfa insanlar olduğumuzu dü-
şünüyorlar. Bu düşüncelerle
denizci olnıava geien daha 17-
18 yaşuıdaki pınl pınl gençtere
bizler de elimizden geldiğince
denizciliğin gerçeklerini anlat-
maya çalışıyoruz" dedi. Yiikse-
len teknoloji ile paralel olarak
gemilerde çalışanlann sayılan-
nın sürekli azaltıldığını ifade
eden Çağıncı, "Gençlere 'Siz-
ler genellikJe 20 yaşının üze-
rinde hurda gemilerde çalışa-
caksınız, geceniz gündüzünüz
olmayacak. Açık denizde yü-
zen bir şantiyede, kaçacak bir
yeriniz olmadan deli gibi çalı-
şacaksmız' diyoruz, çfinkü ger-
çek bu" diye konuştu. Denizci-
lerin her altı ayda bir kontrat
bitimi ile işsiz kaldıklannı, ay-
larca iş aradıklannı anJatan
Çağıncı, 1995'ten sonra deniz-
cilikJe ilgili açılan okullardan
mezun olan gemici sayısının
fazlalığının da bunda etken ol-
duğunu söyledi.
ORGÜTLENME YOK
Bazı şirketlerin de çalışan-
lann paralannı vermediğini,
gûnlerce oyaladığını ifade
eden Çağıncı, Türk denizcili-
ğinde örgütlenmenin olmadı-
ğını, 36 bin Türk denizcisinin
hiçbir hak ve güvencesi ol-
madan çalıştınldığını anlattı.
Çağıncı konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Örneğin kinıyasal tan ker-
de çahşan bir FIBpinli denizci 2
ay çahşıp 2 ay izin yaparken,
û'stelik her 2 ayda bir check-
up'tan geçerken, bizler, taşıdj-
ğımız on binlerce ton farkh tûr-
de künyasal maddenin sanki
bizim üzerimizde bir etkisi
yokmuşçasma döknıeci veya
Ro-Ro gemilerinde çanşıyor-
muş gibi çabşınz."
Malta bayrakh bir kargo
gemisinde dördüncü kaptan
olan Kerenı Sönmez'in 5
Ağustos'ta yaşamını yitir-
diğini ifade eden Çağıncı,
"Kerem, Biskay'da 115 metre
yükseklikten boş ambara düş-
rü, 3.5 saat sonra geien helikop-
terde yaşam mücadelesi sona
erdL Cenaze töreninde ne sen-
dika başkanı vardı ne de ber-
hangi bir yetkili" dedi.
~r-:. J.
l •'
DENİZCİLİK
DOSYASI -6-
j * | OzlemGüvemli-HilalKöse-Yusuf Ozkan \-~-
tzmirliler, kı\ ılarda vühitülen yeşil alan düzenleme çalışmalanyta denizle yeniden banşü; giderek kahtesi yüksden vapur ulaşunıyla da körfezin kevilni çıkardı...
Giderek kalitesi yükselen vapur ulaşunıyla, kent içindeki trafik yükü de azaldı
Izıııirli denizle kueaklaşü
Y
ıllardır süren "Türkiye'nin,
denizlerinden ulaşon alanın-
da yeterince yararlanama-
dığı" yönündeki yakınmalar, Izmir'de
yerini son dönemlerde yaşama geçıri-
len akılcı projelerle yurttaşlann övgü-
lerine bıraktı. Özelfikle 1999 yılında
başlatılan Ulaşımda Dönüşüm Proje-
si kapsamında otobüs. metro ve denız
ulaşımıru entegre eden İzmir Büyük-
şehir Belediyesi. Türkiye Denizcilik
IşJetmelerfnden (TDl) aldığı vapur-
larla da Izmır Körfezı'ndeki toplu ula-
şım görevini üstlendi. Kısa sürede kent-
liye konforlu v e ekonomik ulaşım se-
çenekleri sunan yerel yönetım, körfe-
zin ulaşımdaki payını da günlük 5 bin
yolcudan günlük 50 bin yolcuya çıkar-
mayı başardı.
U,fLASIMDA DÖNÜŞÜM
Türkiye'nin denize komşu birçok
ilinde olduğu gibi İzmir'de de körfez.
özellikle yaşanan kirlilik nedenıyle
uzun yıllar göz ardı edildi. Ülkemizin
en büyük çe\Te projelerinden biri olan
Büyük Kanal Projesi'nin zamanından
önce tamamlanmasını sağlayarak kör-
fezi kötü kokusundan ve görünümün-
den anndıran eski İzmir Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Ahmet Piriştina. eşza-
manlı olarak körfezden ulaşım alanın-
da da yararlanılmasını sağladı.
Yeni yerel yönetimle birlikte Ula-
şımda Dönüşüm Projesi uygulanmaya
başlandı. Otobüs, metro ve vapur hat-
lannın bütünleştirilmesini, toplu ula-
şımda rahatlık ve konfor sağlanması-
nı amaçlayan projenın en önemii ayak-
lanndan birinı deniz ulaşımı oluştur-
du. îzmirliler, kıyılarda yürütülen ye-
şil alan düzenleme çalışmalanyla de-
nizle yeniden banşrı: giderek kalitesi
yükselen vapur ulaşımıyla da körfezin
keyfini çıkardı. Bu durum kent içinde-
ki trafik yükünün de azalmasına katkı
sağladı.
İzmir Körfezi"nde yolcu ve araç ta-
şımacılıgı yapmak için 18Kasım 1992
yılında İzmir Büyükşehir Belediyesı
Bakım Onanra Makine Sanayi ve Ti-
sitesi ise bugün 1500'lere ulaştı.
Gün içindeki yoğun ulaşımın yanı sı-
ra gece 24. OO'ten sora "baykuş sefer-
lerini" de başlatan Büyükşehir Beledi-
yesi, Konak-Karşıyaka arasında
06.00'ya kadar saat başı hizmet veren
vapurlarla gece konukJannı da düşün-
dü. Bu seferlere paralel olarak yolcu-
lann Buca, Gaziemir. Balçova, Bor-
nova gibi kıyıdan uzak metropol ilçe-
lere, besleme otobüslerle ulaşması da
sağlandı.
İzmirlı, belediyenin başlattığı deniz
ulaşımmdan, günübirlik turizm amaç-
lı da yararlanmaya başladı. 2 Haziran
2001 'den bu yana yaz aylannda ve ön-
celen cumartesi-pazargünleri yapılan
seferlerle, dar gelirli kentlilerin deniz-
le buluşması sağlandı. Konak ve Kar-
şıyaka'dan kalkan \apurlar, yine bele-
diyenin düzenlediği Yassıcaada'ya ko-
nuklannı taşımaya başladı. Yoğun ilgı
nedeniyle Yassıcaada seferleri pazar-
tesi dışında haftada altı güne çıkanldı.
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, Türkiye Denizcilik
İşlermeleri'nden alınan vapurlarla Körfez"den ulaşım alanında da yararlandı. GEMİLE
caret AŞ (İ2BAK) adıyla bir şırket ku-
rulmasına karşın, uygulamaya geçilme-
di. Daha sonra Pinştina dönemınde ise
körfezde çahşan TDİ'ye ait gemılerin
Özelleştirme İdaresı Yüksek Kuru-
lu'nun 04.02.2000 tanhJı karanyla İz-
mir Büyükşehir Belediyesi"ne devri
sağlandı. IZBAK'ınadı İzmir Denız İş-
letmeciliği NakJiye ve Turizm Ticaret
AŞ'ye (İZDENİZ) dönüştürülürken.
yerel yönerime ait 8 yolcu gemisi ve 3
araba vapuru, mart ayından itibaren
105 personelle çalışmaya başladı.
Kentlinin yeni ulaşım şekJıne uyu-
munu sağlamak amacıyla ilk 1 ay üc-
retsiz hizmet veren İZDENİZ, günü-
müze kadar da ekonomik fiyat polirı-
kası izledi. Aynca yolculann deniz ula-
şımmı benimsemesi amacıyla, iskele-
lere otobüs besleme hatlan oluşturul-
du ve bu araçlarda da düşük ücret po-
litikası uygulandı. Bostanlı ve Üçku-
yular iskelelennde otobüsler için özel
alanlar yaratılırken. Göztepe, Bayrak-
lı, Alsancak ve Güzelbahçe iskeleleri
devreye alındı.
Kentlinin deniz ulaşımına olan yo-
ğun talebı üzerine îzmir Büyükşehir
Belediyesi, İstanbul'daki Turyol şir-
ketinden "*mil başına hizmet esasına"
dayanan bir aniaşma ımzalayarak 14
gemi kiraladı. Böylece belediyenin
deniz ulaşımı filosu toplam 25 gemi-
ye ulaştı. Büyükşehir belediyesi ayn-
ca TDİ'den aldığı gemileri de baştan
aşağı yeniledi
KEYİFLİ YOLCULUK
İzmirlinin deniz ulaşımını benim-
sediği, istatistikı rakamlara da yansı-
dı. Sabahleyın gazetesim okuyarak,
çayını yudumlayarak gıdeceği yere kı-
sa sürede ulaşan kentliler, her geçen
sürede daha fazla vapuru tercih eder
duruma geldiler.
Nısan 2000'de 7 bin olan yolcu sa-
yısı, günde 45-50 binlere. aynı dönem-
de 250 olan araba vapurlannın kapa-
LER YENILENDI
îzmir Körfezi'nin ulaşımda etkin
kullanımıru öngören önemii çalışma-
lardan biri de restore edilerek hizme-
te sunulan Bergama Vapuru oldu. Ya-
nm yüzyülık Bergama Gemisi, aslına
uygun olarak yenilendikten sonra, kör-
fez gezileri ve yoğun saatlerde yolcu
taşımacılığı için kentlinin kullanımına
sunuldu.
Aynı şekilde TDÎ'den devralınan
Hasköy Vapuru da tepeden tırnağa ye-
nilendi. Körfez'de, yolcu taşımacılığı
hizmetine sunulan vapurun adı da, 17
Ağustos 1999"da yaşanan Marmara
depreminde hayatını kaybedenlerin
anısına, Izmir'in 10. ilçesi olarak anı-
lan "Gökük" olarak değiştirildi. İs-
tanbul Hasköy Tersanesi'nde 1962'de
denize indirilen Gölcük Vapuru, kör-
fez yolcu taşımacılığının yanı sıra Yas-
sıcaada seferlerine de kahldı. Bu ara-
da Salacak araba vapuru da yenilendi.
B İ T T İ
CÜMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Attilâ İlhan'la
Kanşılaşmak...
12 Ağustos Perşembe sabahı saat yaklaş
09.30'da, Gümüşsuyu Caddesi'nin Taksim Ala
çıkışında, Gezi Pastanesi yakınlannda Attilâ I
han'la karşılaştık...
Onun şiirlerindeki gibi, serin, aydınlık, azıcık ya£
mur öncesi ya da yağmur sonrası bir sabahtı...
Onun şiirlerindeki gibi dedim ama, ille de tıpa
tıp aynı olması gerekmiyor. Attilâ llhan'ın şiirierın
de insana çarpan bir gökyüzü vardır. Yağmurlu y,
da yağmursuz, berrak ya da kapanık. Gündüz y;
da gece. Ama bir gökyüzü duygusu yaşanır. Çün
kü her şiirde gökyüzü bulunmaz. Bana göre gök
yüzü, şiire nefes aldınr. Içinde gökyüzü olan şiirleı
gerçekten yaşamakta olduğumuzu duyumsatır...
Attilâ llhan'ın şiirlerinde gökyüzü vardır.
Sadece gökyüzü mü?
Sokaklar, caddeler, garlar, iç ya da dış başkaca
yaşama alanları. Ressam olsa kent görünümleri,
peyzajlar, bir de portreler yapardı diye düşünüyo-
rum. Bol ve parlak ve kimı kez grinin tonlannda renk-
lerle.
Onun şiirlerindeki gibi serin, aydınlık bir sabahtı.
Insanda heyecan, dinçlik ve her şeye yeniden
başlayabilme duygusu uyandıran...
Garaja, oradan Çanakkale'ye gitmek üzere, bir
otobüs firmasının önünde servis aracını bekliyor-
dum. Birden, benim bulunduğum yöne doğru gel-
mekte olan Attilâ llhan'ı gördüm. Kasketli başı ha-
fifçe öne eğik, omzunda çantası, Gümüşsuyu yo-
kuşundan ağır fakat zinde adımlaria Taksim Ala-
nı'na doğru yürüyordu. Çevresine bakmadan yü-
rümekte olduğu için beni görmeden geçip gide-
cekti. Aynı hizaya gelmemize bırkaç adım kala,
azıcık duraksadıktan sonra, hafifçe eğilerek "Alış-
kınsındır ama," dedim ve adımı söyledim. Başını
kaldırdı. Dalmış olduğu düşüncelerden sıynlması
için birkaç saniye geçmesi gerektı. Sonra el sıkış-
tık, kucaklaştık. "Basından izliyorum" dedi, "çok
hareketlisin". Ve övücü bir şeyler söyledi. "Senin
izinde gidiyoruz" dedim. Inanmazca baktı. Karşı-
lıklı olarak, çok iyi göründüğümüzü söyledik. "Ya-
şıma göre iyiyim" dedi. Yaşının çok ötesınde iyi gö-
ründüğünü söyledim. Yeni romanına çalıştığını, bu
yıl bitireceğini söyledi. Şimdiye kadar yaptıklannır?
otuz kişinin yapabileceği şeyler olduğunu söyle-
dim. Vedalaştık. O, düşüncelerine ve yürüyüşüne
döndü. Ben bir Attilâ llhan sabahındaaz sonra be-
ni Esenler Garajı'na götürecek servis aracını bek-
lemeyi sürdürdüm...
Yıllardır aynı kentte yaşıyor olmamıza karşın At-
tilâ İlhan'la karşılaşmalarımız (bunlar da genellik-
le TÜYAP kitap fuarlanndadır) bir elin parmaklan-
nın sayısını geçmez. Kimi kez de onu uzaktan, bi-
rilerinin arasında görürüm. Bu unutulmayacak Is-
tanbul sabahında teke tek karşılaşıp birkaç satır
konuşmamızın sıcak duygusu bütün gün canlılı-
ğını yitirmedi.
• • •
Şiirde ılk büyük göz ağrım Ortian Veli'dir. Ama
hiçbir şiir kitabı beni "Sisler Bulvarı" ve onun ar-
kasından da "Ben Sana Mecburum"ve "Yağmur
Kaçağı" kadar etkilememıştir. Onların etkisi bam-
başkadır. Anlatıcının (şairin) kendisi başta olmak
üzere serüvenci kahramanlanyla, gizemli mekân-
lanyla, her biri bir roman kahramanı olan kadınla-
nyla, durmaksızın yağan yağmurlan, apansız açan
güneşleri, Istanbul'u, Izmir'i, Paris'i, Lizbon'u ya
da Kazablanka'sı ya da Anadolu'dan bir bozkır
gecesiyle, Attilâ llhan'ın bu ve sonraki kitaplann-
dan her biri ve daha da öte her şiiri, damıtılmış, yo-
ğunlaştırılmış roman tatlarındadır. Eğer çağdaş
Türk şiirinde senfonik (çoksesli) şiirin bir ilk ve en-
derörneğiaranacaksa, "SislerBulvan"ndan "Kap
tan"\, bu bir senfoni vurgusuyla başlayıp bir sen-
fonik ses, anlatı, imge zenginliğiyle sürüp giden bü-
yük şiiri okumak gerekir. Biçimin (ve retoriğin) çok
büyük ustası olmasına karşın onun şiirlerindeki
yaşam, kavramsal değil duyumsaldır. Bu şiirlerbi-
rer resim olsa, renklerine ellerinizle dokunmak is-
terdinız... "Sen Beyaz Bir Kadınsın "daki uzak be-
yaz kadın, "Pia" ya da "Mariya Misakyan" ya da
"Fabrika Durağı"ndak\ kız, biraz hepimizin sevgi-
lisidir. "Üçüncü Şahıs"ta biraz hepimizvanz. "Em-
peryal Oteli" hepimizin gitmek istediği biryer, ''Sis-
ler Bulvan" bir sonbahar günü hepimizin geçtiği
birbulvargibidir... Aklıma birçırpıda geien bu say-
dıklarım, Attilâ ilhan'ın şiir okyanusuna sadece bi-
rer giriş olabilir...
• • •
İyi şairler, büyük şairier. bir de mucize şairler
vardır. Yirminci yüzyıl Türk şiirinın mucize şaiıieri,
bence, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Oağlarca ve
Attilâ llhan'dır... Yirmili yaşlarımın başlannda, es-
rik bir Bursa gecesinde ona, şiirlerine duyduğum
hayranlığı dile getiren bir mektup yazmayı düşle-
miştim... Böyle bir mektup yazılmadı. Fakat çok
yıllar sonra, biristanbul sabahındaki beklenmedik
karşılaşmanın sonrasında yazılan bu yazıyla, o
gençlik düşümü de gerçekleştirmiş oluyorum...
ataol b<a cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
KOOP-C'den Duyuru
Kooperatıfimizin düzenlemiş olduğu Tavla ve Satranç
Turnuvası bu hafta ve bunu izleyen her hafta
Pazargünieri saat. 14.00'te \apümaya devam edecektir.
Çanta'daki Kır Kah\emızde yapılan turnuva,
katılmak isteyen berkese açıkör.
ÖnemSnnt: keyenler voleybtlyû k basketbolmıçlın hrspâilirieı
KOOP-CYöpetimKunılu
Özel otosuvla gjdemevmkjer için pazar gnnö
saat: 11.00'de AkM önünden araba kaldırüacaktır.
Ankara Eryaman Lisesi 'nden aldığım
dıplomamı kaybettım. Hükümsüzdür.
DENIZ ENGİN GÜRSES