25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2004 CUMART DM Binlercegemid işsizkaldı Tüm Denizciler Demeği Genel Sekreteri Tunç Koşar, Denizcilik Müsteşarlığı'nm çıkardığı yönetmeliklerle binlerce gemi zabitinin mağdur olduğunu söyledi T ürkiye'nin de taraf olduğu, buna kar- şın 14 yıl sonra uygulamaya geçirdi- ği uluslararası denizcilik sözleşmesi dayanak gösterilenek Denizcilik Müsteşarhğı taraftndan çıkanlao yönetmehkler binlerce ge- micinin ışsiz kalmasına neden oldu. Tüm De- nızcıler Demeği (TÜMDER) Genel Sekreten Tımç Koşar. gemi zabitlerinin yeterliliklerini elinden alan bu yönetmeliklerinin dayanaksLZ ol- duğuna dıkkat çekerek, "EğMınleriınizi aldık, ancakehihetinıizverümiyor. Bu nedenleneTürk m de yabancı gemiterde çalışabilivoruz'" dedi. T~ürk denizciliği konusunda herkesin fikir sunduğuna, buna I karşın işsiz kalan ve hakları ellerinden alınan binlerce gemi adamının durumunun konuşulmadığına dikkat çeken Tunç Koşar, gemi zabitlerinin yeterliklerini elînden alan yönetmeliklerin dayanaksız olduğunu belirtti. H,lAKARAMA SAVAŞI Koşar, Türkiye denizciliği konusunda herke- sin fikir sunduğunıu buna karşın işsiz kalan ve haJdan ellerinden alınan binlerce gemi adamı- nın durumunun kesuılilde konuşulmadığını ifa- de etti. Türkiye'nin d e 1989'da imzaladığı "Ge- mi Adamlan, Eğitimi, SertifıkalandınJması ve Vardiya Tutma EsasJan Uhıslararası Sözleşme- si"ne (STCW) aykın da\Tanıldığına dıkkat çe- ken Koşar, "Türkiye bu sözleşmeyi 2003 yıhnda geçmişe dönük olarak kabul ederek iç hukuku- nageçirmiştir. Ancakyiflarcbr bu sözleşmeye da- yanakgösterüerek çıkanlan yönetmeiiklerle hak- lanmız elinıi/den alındı. Türkiye bu kadargemi adamını mağdur ederek sözieşmenin yürürlük tarihini 1989 yılına çekti. Biirün bu olanlan an- lamak mümkün değfl" diye konuştu. DüNYADA FARKLI Telsız zabitliği mesleğinin teknolojik geliş- melerle birlikte ortadan kalktığını, buna karşın dünyada bu işi yapan insanlann mağdur edıl- mediğini söyleyen Koşar, eskiden 600 grosto- nun üzerindeki gemilerde çalıştıklannı, şu an- da ise ehliyetleri verilmediğı için hiçbir iş ya- pamadıklannj anlattı. Gemilerde telsiz zabıti bulundurma zorunlu- luğunun ortadan kalkmasıyla bu işkolunda ça- lışanJann güverte sınıftna dahıl edildiğini beiır- ten Koşar, "Biz de STCVV'ye bağh olarak 500 grostonun üzerindeki gemilerde vardiya zabitfi- ği eğitimi aldık. Denizciiik Müsteşarhğı'nın yet- kikndirdigi Ekol Denizcilik ile Yüksek Denizci- Kk Eğitim ve Danışmanhk HiznıetJeri'nden 4 ay kurs gördüğümüze dair belgemiz var. Ancak STCW'deolmayan bir meslek koluna geçirilmi- şiz. Sınırfa vardiya zabitliği ehöyeti.. ki böyle bir dal sözleşmede yok" dedı. Bu konu ile ılgli mahkemeye başvurduklan- nı, buna karşın Türkiye'de böyle bir sözleşme- nin uygulanmadığı yanıtını aldıkJannı anlatan Koşar. "Bunca yıldır çıkartılan bu kadaryönet- meük dayanaksız. Türkiye'de 40 bin zabit, 687 tane de üstüne çıkılabilir gemi var. Biz şu anda yabancı gemilerde de iş bulamryoruz. İki yüdır mücadeleediyoruz, ancaksorunlanmıza tek bir muhatap bile bulamıyoruz" diye konuştu. YuRTDIŞINDA EĞİTİM "34 yaşındayım.. ben denizden baska bir yer- deçahşamam" dıyen Koşar, üniversite mezun- larının karada da iş bulma imkânlannın oldu- ğunu söyledi. Ünıversiteli-kurslu aynmını anlamadığnıı söyleyen Koşar, yurtdışında da hem üniversi- teluıin hem de kendileri gıbi eğitim alan insan- lann denizlerde çalıştıklannı anJattı. Türkiye'den ehliyet aJamamalan nedenıyle ba- zı arkadaşlannın İngiltere'ye gittiğini söyleyen Koşar, altı aylık bu eğitimin maliyerinin ise 12 bin dolara çıktığını söyledi. Şimdiki Denizcilik Müsteşan İsmetYıhnaz'ın hocalan olduğunu anlatan Koşar, Türkiye'de- ki insan haklan söylemkri vaJan. Binlercegemi zabiti mağdur, kimse görmüyor" dedi. Hiçbir güvence yok Açık denizin karanlık yüzü I stanbul Üniversitesi Mes- lek Yüksekokulu Öğre- tim Üyesi Ural Çağıncı, denizciliğin dünyanın en ağır mesleği sayıldığını, buna karşın Türk gemi adamlannın hiçbir hak ve güvencelerinin olmadığı- m belirtti. Gençler için özenilen bir meslek dalı olan denizciliğin gerçek yüzünün bilinmediğini söyleyen Çağıncı, "Bizün bir yandan dünyayı gezen, bir van- dan da iyi paralar kazanan şansfa insanlar olduğumuzu dü- şünüyorlar. Bu düşüncelerle denizci olnıava geien daha 17- 18 yaşuıdaki pınl pınl gençtere bizler de elimizden geldiğince denizciliğin gerçeklerini anlat- maya çalışıyoruz" dedi. Yiikse- len teknoloji ile paralel olarak gemilerde çalışanlann sayılan- nın sürekli azaltıldığını ifade eden Çağıncı, "Gençlere 'Siz- ler genellikJe 20 yaşının üze- rinde hurda gemilerde çalışa- caksınız, geceniz gündüzünüz olmayacak. Açık denizde yü- zen bir şantiyede, kaçacak bir yeriniz olmadan deli gibi çalı- şacaksmız' diyoruz, çfinkü ger- çek bu" diye konuştu. Denizci- lerin her altı ayda bir kontrat bitimi ile işsiz kaldıklannı, ay- larca iş aradıklannı anJatan Çağıncı, 1995'ten sonra deniz- cilikJe ilgili açılan okullardan mezun olan gemici sayısının fazlalığının da bunda etken ol- duğunu söyledi. ORGÜTLENME YOK Bazı şirketlerin de çalışan- lann paralannı vermediğini, gûnlerce oyaladığını ifade eden Çağıncı, Türk denizcili- ğinde örgütlenmenin olmadı- ğını, 36 bin Türk denizcisinin hiçbir hak ve güvencesi ol- madan çalıştınldığını anlattı. Çağıncı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Örneğin kinıyasal tan ker- de çahşan bir FIBpinli denizci 2 ay çahşıp 2 ay izin yaparken, û'stelik her 2 ayda bir check- up'tan geçerken, bizler, taşıdj- ğımız on binlerce ton farkh tûr- de künyasal maddenin sanki bizim üzerimizde bir etkisi yokmuşçasma döknıeci veya Ro-Ro gemilerinde çanşıyor- muş gibi çabşınz." Malta bayrakh bir kargo gemisinde dördüncü kaptan olan Kerenı Sönmez'in 5 Ağustos'ta yaşamını yitir- diğini ifade eden Çağıncı, "Kerem, Biskay'da 115 metre yükseklikten boş ambara düş- rü, 3.5 saat sonra geien helikop- terde yaşam mücadelesi sona erdL Cenaze töreninde ne sen- dika başkanı vardı ne de ber- hangi bir yetkili" dedi. ~r-:. J. l •' DENİZCİLİK DOSYASI -6- j * | OzlemGüvemli-HilalKöse-Yusuf Ozkan \-~- tzmirliler, kı\ ılarda vühitülen yeşil alan düzenleme çalışmalanyta denizle yeniden banşü; giderek kahtesi yüksden vapur ulaşunıyla da körfezin kevilni çıkardı... Giderek kalitesi yükselen vapur ulaşunıyla, kent içindeki trafik yükü de azaldı Izıııirli denizle kueaklaşü Y ıllardır süren "Türkiye'nin, denizlerinden ulaşon alanın- da yeterince yararlanama- dığı" yönündeki yakınmalar, Izmir'de yerini son dönemlerde yaşama geçıri- len akılcı projelerle yurttaşlann övgü- lerine bıraktı. Özelfikle 1999 yılında başlatılan Ulaşımda Dönüşüm Proje- si kapsamında otobüs. metro ve denız ulaşımıru entegre eden İzmir Büyük- şehir Belediyesi. Türkiye Denizcilik IşJetmelerfnden (TDl) aldığı vapur- larla da Izmır Körfezı'ndeki toplu ula- şım görevini üstlendi. Kısa sürede kent- liye konforlu v e ekonomik ulaşım se- çenekleri sunan yerel yönetım, körfe- zin ulaşımdaki payını da günlük 5 bin yolcudan günlük 50 bin yolcuya çıkar- mayı başardı. U,fLASIMDA DÖNÜŞÜM Türkiye'nin denize komşu birçok ilinde olduğu gibi İzmir'de de körfez. özellikle yaşanan kirlilik nedenıyle uzun yıllar göz ardı edildi. Ülkemizin en büyük çe\Te projelerinden biri olan Büyük Kanal Projesi'nin zamanından önce tamamlanmasını sağlayarak kör- fezi kötü kokusundan ve görünümün- den anndıran eski İzmir Büyükşehir Be- lediye Başkanı Ahmet Piriştina. eşza- manlı olarak körfezden ulaşım alanın- da da yararlanılmasını sağladı. Yeni yerel yönetimle birlikte Ula- şımda Dönüşüm Projesi uygulanmaya başlandı. Otobüs, metro ve vapur hat- lannın bütünleştirilmesini, toplu ula- şımda rahatlık ve konfor sağlanması- nı amaçlayan projenın en önemii ayak- lanndan birinı deniz ulaşımı oluştur- du. îzmirliler, kıyılarda yürütülen ye- şil alan düzenleme çalışmalanyla de- nizle yeniden banşrı: giderek kalitesi yükselen vapur ulaşımıyla da körfezin keyfini çıkardı. Bu durum kent içinde- ki trafik yükünün de azalmasına katkı sağladı. İzmir Körfezi"nde yolcu ve araç ta- şımacılıgı yapmak için 18Kasım 1992 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesı Bakım Onanra Makine Sanayi ve Ti- sitesi ise bugün 1500'lere ulaştı. Gün içindeki yoğun ulaşımın yanı sı- ra gece 24. OO'ten sora "baykuş sefer- lerini" de başlatan Büyükşehir Beledi- yesi, Konak-Karşıyaka arasında 06.00'ya kadar saat başı hizmet veren vapurlarla gece konukJannı da düşün- dü. Bu seferlere paralel olarak yolcu- lann Buca, Gaziemir. Balçova, Bor- nova gibi kıyıdan uzak metropol ilçe- lere, besleme otobüslerle ulaşması da sağlandı. İzmirlı, belediyenin başlattığı deniz ulaşımmdan, günübirlik turizm amaç- lı da yararlanmaya başladı. 2 Haziran 2001 'den bu yana yaz aylannda ve ön- celen cumartesi-pazargünleri yapılan seferlerle, dar gelirli kentlilerin deniz- le buluşması sağlandı. Konak ve Kar- şıyaka'dan kalkan \apurlar, yine bele- diyenin düzenlediği Yassıcaada'ya ko- nuklannı taşımaya başladı. Yoğun ilgı nedeniyle Yassıcaada seferleri pazar- tesi dışında haftada altı güne çıkanldı. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, Türkiye Denizcilik İşlermeleri'nden alınan vapurlarla Körfez"den ulaşım alanında da yararlandı. GEMİLE caret AŞ (İ2BAK) adıyla bir şırket ku- rulmasına karşın, uygulamaya geçilme- di. Daha sonra Pinştina dönemınde ise körfezde çahşan TDİ'ye ait gemılerin Özelleştirme İdaresı Yüksek Kuru- lu'nun 04.02.2000 tanhJı karanyla İz- mir Büyükşehir Belediyesi"ne devri sağlandı. IZBAK'ınadı İzmir Denız İş- letmeciliği NakJiye ve Turizm Ticaret AŞ'ye (İZDENİZ) dönüştürülürken. yerel yönerime ait 8 yolcu gemisi ve 3 araba vapuru, mart ayından itibaren 105 personelle çalışmaya başladı. Kentlinin yeni ulaşım şekJıne uyu- munu sağlamak amacıyla ilk 1 ay üc- retsiz hizmet veren İZDENİZ, günü- müze kadar da ekonomik fiyat polirı- kası izledi. Aynca yolculann deniz ula- şımmı benimsemesi amacıyla, iskele- lere otobüs besleme hatlan oluşturul- du ve bu araçlarda da düşük ücret po- litikası uygulandı. Bostanlı ve Üçku- yular iskelelennde otobüsler için özel alanlar yaratılırken. Göztepe, Bayrak- lı, Alsancak ve Güzelbahçe iskeleleri devreye alındı. Kentlinin deniz ulaşımına olan yo- ğun talebı üzerine îzmir Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'daki Turyol şir- ketinden "*mil başına hizmet esasına" dayanan bir aniaşma ımzalayarak 14 gemi kiraladı. Böylece belediyenin deniz ulaşımı filosu toplam 25 gemi- ye ulaştı. Büyükşehir belediyesi ayn- ca TDİ'den aldığı gemileri de baştan aşağı yeniledi KEYİFLİ YOLCULUK İzmirlinin deniz ulaşımını benim- sediği, istatistikı rakamlara da yansı- dı. Sabahleyın gazetesim okuyarak, çayını yudumlayarak gıdeceği yere kı- sa sürede ulaşan kentliler, her geçen sürede daha fazla vapuru tercih eder duruma geldiler. Nısan 2000'de 7 bin olan yolcu sa- yısı, günde 45-50 binlere. aynı dönem- de 250 olan araba vapurlannın kapa- LER YENILENDI îzmir Körfezi'nin ulaşımda etkin kullanımıru öngören önemii çalışma- lardan biri de restore edilerek hizme- te sunulan Bergama Vapuru oldu. Ya- nm yüzyülık Bergama Gemisi, aslına uygun olarak yenilendikten sonra, kör- fez gezileri ve yoğun saatlerde yolcu taşımacılığı için kentlinin kullanımına sunuldu. Aynı şekilde TDÎ'den devralınan Hasköy Vapuru da tepeden tırnağa ye- nilendi. Körfez'de, yolcu taşımacılığı hizmetine sunulan vapurun adı da, 17 Ağustos 1999"da yaşanan Marmara depreminde hayatını kaybedenlerin anısına, Izmir'in 10. ilçesi olarak anı- lan "Gökük" olarak değiştirildi. İs- tanbul Hasköy Tersanesi'nde 1962'de denize indirilen Gölcük Vapuru, kör- fez yolcu taşımacılığının yanı sıra Yas- sıcaada seferlerine de kahldı. Bu ara- da Salacak araba vapuru da yenilendi. B İ T T İ CÜMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Attilâ İlhan'la Kanşılaşmak... 12 Ağustos Perşembe sabahı saat yaklaş 09.30'da, Gümüşsuyu Caddesi'nin Taksim Ala çıkışında, Gezi Pastanesi yakınlannda Attilâ I han'la karşılaştık... Onun şiirlerindeki gibi, serin, aydınlık, azıcık ya£ mur öncesi ya da yağmur sonrası bir sabahtı... Onun şiirlerindeki gibi dedim ama, ille de tıpa tıp aynı olması gerekmiyor. Attilâ llhan'ın şiirierın de insana çarpan bir gökyüzü vardır. Yağmurlu y, da yağmursuz, berrak ya da kapanık. Gündüz y; da gece. Ama bir gökyüzü duygusu yaşanır. Çün kü her şiirde gökyüzü bulunmaz. Bana göre gök yüzü, şiire nefes aldınr. Içinde gökyüzü olan şiirleı gerçekten yaşamakta olduğumuzu duyumsatır... Attilâ llhan'ın şiirlerinde gökyüzü vardır. Sadece gökyüzü mü? Sokaklar, caddeler, garlar, iç ya da dış başkaca yaşama alanları. Ressam olsa kent görünümleri, peyzajlar, bir de portreler yapardı diye düşünüyo- rum. Bol ve parlak ve kimı kez grinin tonlannda renk- lerle. Onun şiirlerindeki gibi serin, aydınlık bir sabahtı. Insanda heyecan, dinçlik ve her şeye yeniden başlayabilme duygusu uyandıran... Garaja, oradan Çanakkale'ye gitmek üzere, bir otobüs firmasının önünde servis aracını bekliyor- dum. Birden, benim bulunduğum yöne doğru gel- mekte olan Attilâ llhan'ı gördüm. Kasketli başı ha- fifçe öne eğik, omzunda çantası, Gümüşsuyu yo- kuşundan ağır fakat zinde adımlaria Taksim Ala- nı'na doğru yürüyordu. Çevresine bakmadan yü- rümekte olduğu için beni görmeden geçip gide- cekti. Aynı hizaya gelmemize bırkaç adım kala, azıcık duraksadıktan sonra, hafifçe eğilerek "Alış- kınsındır ama," dedim ve adımı söyledim. Başını kaldırdı. Dalmış olduğu düşüncelerden sıynlması için birkaç saniye geçmesi gerektı. Sonra el sıkış- tık, kucaklaştık. "Basından izliyorum" dedi, "çok hareketlisin". Ve övücü bir şeyler söyledi. "Senin izinde gidiyoruz" dedim. Inanmazca baktı. Karşı- lıklı olarak, çok iyi göründüğümüzü söyledik. "Ya- şıma göre iyiyim" dedi. Yaşının çok ötesınde iyi gö- ründüğünü söyledim. Yeni romanına çalıştığını, bu yıl bitireceğini söyledi. Şimdiye kadar yaptıklannır? otuz kişinin yapabileceği şeyler olduğunu söyle- dim. Vedalaştık. O, düşüncelerine ve yürüyüşüne döndü. Ben bir Attilâ llhan sabahındaaz sonra be- ni Esenler Garajı'na götürecek servis aracını bek- lemeyi sürdürdüm... Yıllardır aynı kentte yaşıyor olmamıza karşın At- tilâ İlhan'la karşılaşmalarımız (bunlar da genellik- le TÜYAP kitap fuarlanndadır) bir elin parmaklan- nın sayısını geçmez. Kimi kez de onu uzaktan, bi- rilerinin arasında görürüm. Bu unutulmayacak Is- tanbul sabahında teke tek karşılaşıp birkaç satır konuşmamızın sıcak duygusu bütün gün canlılı- ğını yitirmedi. • • • Şiirde ılk büyük göz ağrım Ortian Veli'dir. Ama hiçbir şiir kitabı beni "Sisler Bulvarı" ve onun ar- kasından da "Ben Sana Mecburum"ve "Yağmur Kaçağı" kadar etkilememıştir. Onların etkisi bam- başkadır. Anlatıcının (şairin) kendisi başta olmak üzere serüvenci kahramanlanyla, gizemli mekân- lanyla, her biri bir roman kahramanı olan kadınla- nyla, durmaksızın yağan yağmurlan, apansız açan güneşleri, Istanbul'u, Izmir'i, Paris'i, Lizbon'u ya da Kazablanka'sı ya da Anadolu'dan bir bozkır gecesiyle, Attilâ llhan'ın bu ve sonraki kitaplann- dan her biri ve daha da öte her şiiri, damıtılmış, yo- ğunlaştırılmış roman tatlarındadır. Eğer çağdaş Türk şiirinde senfonik (çoksesli) şiirin bir ilk ve en- derörneğiaranacaksa, "SislerBulvan"ndan "Kap tan"\, bu bir senfoni vurgusuyla başlayıp bir sen- fonik ses, anlatı, imge zenginliğiyle sürüp giden bü- yük şiiri okumak gerekir. Biçimin (ve retoriğin) çok büyük ustası olmasına karşın onun şiirlerindeki yaşam, kavramsal değil duyumsaldır. Bu şiirlerbi- rer resim olsa, renklerine ellerinizle dokunmak is- terdinız... "Sen Beyaz Bir Kadınsın "daki uzak be- yaz kadın, "Pia" ya da "Mariya Misakyan" ya da "Fabrika Durağı"ndak\ kız, biraz hepimizin sevgi- lisidir. "Üçüncü Şahıs"ta biraz hepimizvanz. "Em- peryal Oteli" hepimizin gitmek istediği biryer, ''Sis- ler Bulvan" bir sonbahar günü hepimizin geçtiği birbulvargibidir... Aklıma birçırpıda geien bu say- dıklarım, Attilâ ilhan'ın şiir okyanusuna sadece bi- rer giriş olabilir... • • • İyi şairler, büyük şairier. bir de mucize şairler vardır. Yirminci yüzyıl Türk şiirinın mucize şaiıieri, bence, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Oağlarca ve Attilâ llhan'dır... Yirmili yaşlarımın başlannda, es- rik bir Bursa gecesinde ona, şiirlerine duyduğum hayranlığı dile getiren bir mektup yazmayı düşle- miştim... Böyle bir mektup yazılmadı. Fakat çok yıllar sonra, biristanbul sabahındaki beklenmedik karşılaşmanın sonrasında yazılan bu yazıyla, o gençlik düşümü de gerçekleştirmiş oluyorum... ataol b<a cumhuriyet.com.tr Faks:(0212)513 85 95 KOOP-C'den Duyuru Kooperatıfimizin düzenlemiş olduğu Tavla ve Satranç Turnuvası bu hafta ve bunu izleyen her hafta Pazargünieri saat. 14.00'te \apümaya devam edecektir. Çanta'daki Kır Kah\emızde yapılan turnuva, katılmak isteyen berkese açıkör. ÖnemSnnt: keyenler voleybtlyû k basketbolmıçlın hrspâilirieı KOOP-CYöpetimKunılu Özel otosuvla gjdemevmkjer için pazar gnnö saat: 11.00'de AkM önünden araba kaldırüacaktır. Ankara Eryaman Lisesi 'nden aldığım dıplomamı kaybettım. Hükümsüzdür. DENIZ ENGİN GÜRSES
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear