23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2004 SALI HABERLER DUNYADABUGUN ALİSİRMEN Diktatörün de Hukuka İhtiyacı OIUP Irak'ın aevrik diktatörü Saddam Hüseyin'in mahkeme görüntüleri ve tutukluluk hayatıyla il- gili haberier, hem ibret hem de tiksinti verici. Dünkü Milliyet'teki manşet beni uzun uzun dü- şündündü; aldı, yıllar öncesine götürdü. Haberinbaşlığında şöyle deniyordu: "Saddam sûrekli hukuk çalışıyor." Bir zamanlar milyonlarca insanı tir tir titreten, iki dudağım arastndan çıkan sözün kanundan güç- lü olduğu kişi, acaba ikbal günlerinde, bir gün hi- çe saydığı hukuka kendisinin de muhtaç olaca- ğını düşünmüş müdür dersiniz? Olay beni yıllar öncesine götürdü. Bir zaman- lar dediği dedik, öttürdüğü düdük, seçimle işi gü- cü olmayan, yetkili ve etkili kişi, uzun süre huku- ka falan kulak asmadıktan sonra, kendi emekli- liği ile ilgili bir işlem için yargıya başvurmak zo- runda kalmıştı. llhan SeJçuk da "Pencere " köşesinde herke- sin, hatta onlann bile hukuka ihtiyaçlan olduğu- nu, bu gerçeği de hayatlannın belirli bir dönemin- de anlayacaklannı yazmıştı. Dün haberi okuyunca, ben de aynı tepkiyi gös- tererek elimde olmadan o yazıyı anımsadım; bel- ki de bana yukandaki başlığı attıran da, bilinçal- tıma yerleşmiş olan o yazıdır. • • • Saddam Hüseyin kendisini yargılamaya kalkan mahkemenin meşruiyetıni kabul etmiyor. Kendi- si diktatör de olsa bu görüşünü payiaşanlar az de- ğildir. Yargıçlan, kendisini yargılamak için hangi yet- kiye sahip olduklan sorusuna ise Irak Yasalan" yanıtını veriyoriar. Saddam'ın yanıtı daha da ilginç. O diyor ki: - Onlan ben yaptım. Burada ilginç bir durumu saptayabiliriz. Dikta- törier de, kendileri zaman zaman kulak asmayıp çiğneselerbile kimi hukuk metinlerine ihtiyaç du- yarlar ve bunian, kimi şöyle böyle şekle uygun şe- kilde ortaya çtkanriar buna da "hukuk" derler. Oysa onlann düzenlemeteri, hukukla ilgisi ol- mayan keyfi bir düzenlemedir. Her düzen, her disiplin ise hukuk değildir. Dü- zenin, düzenlemenin çağdaş onlamda hukuk dü- zeni olması için, onun hukukun evrensel kuralla- nna uyması kadar şekil şartlanna da uygun ola- rak yapılması gerekir. Bu koşullann her ikisi de zo- runludur. Ama diktatörieri yargılayan mahkemeler için de aynı şey geçerlidir. Istilacının erkine ve yetki- sine dayanarak yapılan ve hukuki dayanağı olma- yan bir mahkeme de, velev ki bir diktatörü yargı- lasa bile meşru değildir. • • • Mahkeme, Saddam'ı Halepçe katliamından da yargılayacak. Pekiyi de, Saddam'ın kullandığı kimyasal silahlan kimin, hangi amaçla verdiğini araştınp onlardan da hesap soracak mı? Iran da mahkemeye başvurarak Saddam'dan Iran-lrak savaşını başlattığı ve kimyasal silah kul- landığı için şikâyetçi olmuş. O savaşa Saddam'ı kışkırtan, Reagan yöneti- mi sırasında görevli olan Baba Bush değil mi, Sad- dam'a kimyasal sılahlan ve ısthbarat bılgilerini gön- deren? Onu da sanık sandalyesine oturtabilecek mi yüce mahkeme?.. Ya da Ebu Garib Hapishanesi'nde Iraklılara iş- kence edenleri de, bu "Egemen Irak" mahkeme- si yargılayabilecek mi? ABD'Iİ kadın Tuğgeneral Janis Karpinski, iş- kence emrini bizzat Savunma Bakanı Rums- feJd'in verdiğini söylüyor. Acaba Irak mahkeme- si ya da bu olaylan soruşturan Amerikan makam- lan oraya kadar uzanabilecekler mi? Görülüyor ki, Bağdat'ta bir hukuk komedyası oynanmaktadır. Saddam'ın yaptıklanna, tartışma götürmez dik- tatör niteliğine, cinayetlerine bakarak bu komed- yayı mazur görmek mümkün değildir. Diktatörü yargılarken yapılacak olan hukuk dı- şı davranışlar, ondan sonraki rejimin de aynı ni- teliğe bürünmesine yol açacaktır. Saddam'ın kanlı diktatörlüğünü göz önünde bulundurarak, - Bu da tarihin öcüdür, diyemeyiz. Çünkü hukuka uygun olmayan öçlertarihin öcü değil, öcüsü olurlar ve kamu vicdanında da eli kan- lı diktatörü, mazlum ya da kahraman yapmak gi- bi saçma bir sonuç doğururlar. Korkanm ki, bu kez olacak olan da budur. Cin'den CHP'ye davet Bülent Tanla, Çin gerçeğini inceleyecek HaberMerkezi-CHP Merkez Yönetim Kuru- lu Üyesi Istanbul Millet- vekili BiUent Tanla 6- 13 Temmuz günleri Çin hükümetinin davetlisi olarak Çin Halk Çum- huriyeti'ni ziyaret ede- cek. Tanla, gezisi sıra- smda Çin Komünist Par- tisi Dış tlişkiler Bakan Yardımcısı Ma \Venpu, Devlet Reform ve Kal- kınma Komisyonu, Ça- lışma ve Sosyal Güven- likBakanlığı,ÇKP Mer- kez Yönetimi ve Devlet Konseyi Yoksullara Yar- dım Ofısi sorumlulan ile görüşecek. Pekin, Kunming ve Shanghai'daki incele- meleri sırasında sosyal gûvenlik ve istihdam ko- nulanna ağırlık verecek olan Bülent Tanla. re- form ve dışa açılma ko- nulannda alınan mesa- feyi yerinde görecek. Tanla, gezisinde iki ko- nuda doğru, gerçek bil- gi edinme çabası içinde olacağını açıkladı: "21. yüzyıhn en güçlü ülkelerinden biri olma- ya aday Çin, dünya so- runlanndan uzakta, te- rörün olmadığı, sosyal piyasa ekonomisini uy- gulayan farkh ölke nite- Bği ile dikkati çekiyor. Çin, 1 miryar 300 mil- yonluk nünısuyla dün- yanın yoksul ülkelerin- den biriyken, sadece ge- çen yd 80 milyon insanı açlık düzeyinin üsrûne çıkarabilrniştir." Van Valisi'ne yönelik bombalı saldında soruşturma Türk El Kaidesi üzerinde yoğunlaşıyor SaldındaHizbullahkuşkusuMEHMET FARAÇ Van Valisi Hikmet Tan'a yönelik bombalı saldmnın ardından gûvenlik birimleri PKK, Hizbullah ve Türk El Kaidesi üzerinde yoğunlaşıyor. Saldırıyla ilgili istihbaratın bir ay önce kendisine ulaştığına dikkat çeken Tan, dünden itibaren 2 ton ağırlığında zırhlı bir makam aracı kullanmaya başladı. Hikmet Tan'ı hedef alan ancak 3 yurttaşın ölümü 24 yurttaşın da yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saJdınyla ilgili soruşturmayı derinleştiren gûvenlik birimleri. bu tür • Vali Hikmet Tan, 2 ton ağırlığında zırhlı bir makam aracı kullanmaya başladı. Gûvenlik birimleri soruşturma kapsamında Topluma Dönüş Yasası'yla birlikte salıverilen Hizbullah üyeleriyle ilgili de kapsamlı inceleme yapıyor. eylemleri gerçekleştirebilecekleri saptanan terör örgütlerini mercek altında ruruyor. Bombayla havaya uçurulan araçtan elde ettikleri bazı parçalan Ankara'daki kriminal laboratuvarda incelemeyi sürdüren ekipler. olayın arkasındaki örgütlerin Van ve çevresindeki faaliyetlerini de irdeliyor. Ekipler soruşturmada PKK, Hizbullah ve Türk El Kaidesi üzerine yoğunlaşıyor Uzmanlar, havaya uçurulan aracın eski sahibi Zülküf Çoban'ın Hizbullah bağlantısından da yola çıkarak, dinci örgütün faaliyetlenni sorguluyor. Bu kapsamda, örgütün Topluma Dönüş Yasası'yla birlikte salıverilen üyeleriyle ilgili de kapsamlı incelemeler yapılıyor. Vali Hikmet Tan da, soruşturmanın bu örgütler üzerinde ilerlediğini söyledi. Cumhuriyet'te iki gün süreyle saldınyla ilgili yayımlanan analizlerde yer alan bilgilere dikkat çeken Tan. ıncelemenin aynı paralelde yürütüldüğünü açıkladı. Vali Tan, terör örgütü PKK/Kongra-Gel'in, bölgedeki bazı üst düzey yetkililerden birine saldın düzenleyeceği yolunda bir ay önce kendisine bilgi verildiğüıi. ancak eylemin yöntemi ve hedef bölgesi konusunu netleştiremediklerüıi bildirdi. Vilayet binası ya da oturduğu konağın hedef olabilecegini düşündüğünü anlatan Tan. PKK'nin eline yüzlerce kilo C-4 plastik patlayıcı bulunduğunun da ıstihbarat Diyarbakır Teror mitingle lanetlendi DİYARBAKIR (Cıunhuriyet) - Diyarbakır'm Çüngüş ilçesinde merkez ve köylerden gelen yaklaşık 2 bin kişi terörü lanetledi. llçe girişinde toplanan vatandaşlar, "Teröre lanet huzura davet, Çüngüş terörü kmıyor, en büyük Tüıîdye bağunsız Türkrye" sloganlan atarak ilçe meydanına yürüdüler. Burada toplanan vatandaşlara hıtap eden ilçedeki siyasi parti temsilcileri birer konuşma yaptı. AKP llçe Başkanvekili Yluzaffer ErdaL fabrikalann açılması ve vatandaşlann iş sahibi olmasının terör odaklannm işine gelmediğini belırterek "Ancak biünmelidir ki her şey halkla olur. Halk terörü istemiyor. Önce kendimize, sonra çocuklanmıza sahip çıkahm ki, ne biz üzülelim ne de başkalarT dedi. Oyuklu Köyü'nün kadın muhtan Naime Balan da, "Uyan Türkryem" başlıklı bir şiir okudu. Daha sonra banş güvercinleri uçurularak halay çekildi. tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN birimlerince saptandığını söyledi. Vali Tan gûvenlik birimlerinin uyansı üzerine dünden itibaren zırhlı makam aracı kullanmaya başladı. 2 ton ağırlıgındaki aracın saldınlara karşı korunaklı olduğunu belirten Tan, bu otomobilin terör olaylannın çok yoğun yaşandığı 1995 yılında Van Valiliği'nce satm alındığmı söyedi. Tan, Tempra marka aracın zrrh nedeniyle çok ağırlaştığını bu nedenle sık sık kullanılmasının uygunu olmadığını belirtirken "GüvenBk birimleri ısraria orhh araç kuDarunamı istedi Çaresiz kabul ettim" dıye konuştu. 1 yıl hapis yatmış Gül katılmadı, diplomatik temsilciliklerin çoğu alt düzeyde yetkili gönderdi DEP'in yemeği ilgi görmediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eskı DEP milletvekılleri Leyla Zana, Hatip Dkle, SeBm Sadak ve Orhan Doğan, Batılı ülkele- rin büyükelçilenne verdikleri öğle yemeğin- de, "Türkiye'nin AB'ye ahnması" çağnsın- da bulundular. AB Komisyonu Temsilcisi Büyükelçi Hans JörgKretschmerile AB Dö- nem Başkanı Hollanda'nın Ankara Büyükel- çisi SjoerdGossesin hazır bulunduğu yeme- ğe bü> r ükelçilerin ilgi göstermemesi dikkat çekti. Diplomatik temsilciliklerin çoğu yemeğe alt düzeyde katılım gösterdiler. Dışişleri Ba- kanı AbduDah Gül'ün ise kendisine yapılan daveti kabul etmediği bildirildi. Yargıtay'ın karanyla geçen ay hapisten çı- kan eski DEP'lıler, ABD ve AB üyesi ülke- lerin diplomatlanna Ankara'nrn en lüks me- kânlanndan Washington Restoran'da öğle ye- meği verdi. Mozart'ın Türk Marşı'nın din- lendiği yemekte bir Kürt kemancı Yunanh mü- zisyenin parçalannı çaldı. Yemekte dekorun. masa örtüleri ve çiçeklerin beyaz olarak se- çilmesi dikkat çekerken, Leyla Zana bunun "siyasette yeni bir sayfayı ve annmış bir siya- si duruşu" sembolize ettiğini söyledi. Zana, yemeğin başlangıcında yapugı konuş- mada, büyükelçilere "Türkiye'yi AB'ye ahn" çağnsında bulundu. Zana, *Ne Tiirk'ü Kürt- süz, ne Kürtü Türksüz, ne de her iki halkı Av- nıpastz düşünebiliriz. Bu yd soounda yapıla- cak AB zirvesinde Türkh e ile müzakerelerin hemen başlaülmasma yönelik karar değişim ve banş yanhlarmı güçlendirecektir r> diye ko- nuştu. Zana, Güneydoğu Anadolu'ya yaphklan zi- yarete de değinirken. şunlan kaydetti: "Bölge insanı silah, inkâr, imha. asimilas- yon ve avnlıkçı düşünceye hangi koşulda otur- sa olsun tünıden veda edihnesini arzulamak- tadır. Türidye Cumhuriyeti'ni sembonze eden rüm değerlere bağfa \e saygdı bir duruş sergi- leyerek AB ik ilişkiler bağtammda aüİan de- mokratik adımlara destek vermektedir. Hü- kümeti de zaman içinde aüJması gereken de- mokratikJeşme adımlannda cesur ve kararh obnaya da\ et etmektedir. DolayTSiyia önceük- le yapılması gereken, Kürt sorununu demok- ratik zemine çekmek ve bu zeminde banşçıl yöntemJerle kahcı olarak çözmektir." Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Gosses, yemeğin ardından gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken "Hepimiz biüyoruz ki Zana ve ar- kadaşlan önemU insanlar, semboDer" dedi. Mozart'ın Türk Marşrnın dinlendiği vemekte bir Kürt kemancı da Yunanh müzisyenin parçalannı çakh. Zana, masa örtüleriveçicekleri de beyazolarakseçtiklerini. bunun siyasette yenibirsavfayısembolizeettiğinisöyiedifSERDAR ÖZSOY) Araç sahibi orgut bağlantılı • Van Valisi'ne düzenlenen bombalı saldında kullanılan aracın sahibi Zülküf Çoban'ın Hizbullah'a yardım ve yataklıktan hapis yattığı ortaya çıktı. Çoban, ruhsat sahibi olarak kendisinin göründüğü aracı 9 yıl önce sattığını söyledi. YUSUF ZtYA CANSEVTJl VAN-Vali HikmetTan'ayönelik bom- balı suikastte kullanılan 65 EA 276 pla- kalı aracın sahibi Zülküf Çoban'ın şeri- atçı terör örgütü Hizbullah'a yardım ve yataklıktan 1 yıl hapis yattığı ortaya çık- tı. Saldında kullandığı aracı 9 yıl önce sattığını belirten Çoban, otomobilin bir- kaç kez el değiştirdiğini, ancak ruhsatı- nın kendisinin üzerinde olduğunu söy- ledi. Çoban, iddia edıldiğı gibi belediyede çalışmıyor, sanayı sitesinde kaportacı dükkânı bulunuyor. Olaydan sonra em- niyete götürürülerek ifadesi aluıan 40 yaşındaki 5 çocuk babası Zülküf Çoban, saldından bü>ük üzüntü duyduğunu be- lirterek "Bu olayla ilgili hiçbir ilgim yok. Çok üzüldüm. Gözaltma ahnırken pohs- ler kuDanüan aracın bana ait oknığunu söyleyince dizierimin bağı çözüldü. Ola- yı kirrj yapöysa lanet olsun" dedi. Saldmda kullanılan aracın kaydının kendi üzerinde olması nedeniyle sanık konumuna getirildiğınden yakınan Ço- ban, şunlan anlattı: "Aracı ben 9 yıl önce satrruşüm. Ben arabayi 9 yıl içerisinde sadece 1^ ay ön- ce sanayide gördüm. Hatta arabanuı sa- hibryle kaydmı ahnadığı için küçük bir münakaşa yaşadıra 9 yıkhr aracın tra- fik ve vergi borçlannı ben ödüyorum. O da araayeniak^ğjnı en kısazamanda kay- dmı üzerine geçireceğini söyledi. Emni- yetteki ifademden sonra polislerie bir- likte aracı son alan ve sebzeciBk yapan Şerif aduıdaki şahsa gjttik. Bu kişi de arabayı 4 gün kuUandıktan sonra emni- yetteögrendigJmkadamiaŞınnisirnJibir şahsagerivermiş.'' Çoban. 1997 yılrnda Bursa'ya taşın- dığını 2000 yıhna kadar Bursa'da kaîdı- ğuıı bu tarihten sonrada Hizbullah ope- rasyonlan su^suıda gözaltına alındığı- nı söyledi. Çoban, "Bu olayla ilgili 1 yıl cezaevinde kaknm. Tabi mirrüi bir insan olduğumdan ötürii bu olayla bağlanü kurmak istediler. Bunu yapan kim ise gerçekten lanediyonım. Olaydan büyük üzüntü duydum" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Melih Aşık kaç yıllık arkadaşım, anımsamıyorum. 1968'li Mülkiye yılla- nndan günümüze onunla dostluğumuz sürüyor. O bir gazetecilik klasıği olan "Açık Pencere "sini gerçeklere açık tut- maya devam ediyor. Günlük gazete yazısı, buz üzerine yazmak gibidir. Me- lih'in "Açık Pencere"s'\ bu acımasız çarka direnen yazılarla dolu. Sonunda "Açık Pencereler önümüze bir kitap olarak geldi. 2000'li yıllardan başlaya- rak o dönemi savaş, mizah ve yolsuz- luklaraçısından irdeleyen yazılar "Açık Pencere'den 2000'li Yıllar-1" adıyla kitaplaştı. Ithaki Yayınlan'ndan çıkan kitabı ortak dostumuz Masis Kürkçü- gil yayına hazırlamıştı. Kitap, 2000'li yıllann başında savaş tamtamlannın çaldığı günlerdeki yazılarla başlıyor. Melih'in yazılannı arkası arkasına oku- maya başJadım. Birtanesini sizinle pay- laşmak istiyorum. Bu yazı, New York'ta- ki Ikiz Kulelere yapılan saldından 48 saat önce verilmiş bir konferansta söy- lenenlere dikkat çekiyor. 2004 başkan- lık seçimlerinden Demokrat Parti'den aday adayı olan Lyndon LaRoche bir Melih Aşık ve Tank Ziya Ekinci video konferansta Amerika'nın ve Av- rupa'nın büyük bir mali kriz içinde ol- duğunu anlattıktan sonra şunlan söy- lüyor: "...böyle dönemlerde dünya sa- vaşlan çıkanlır. Şimdi, ABD ve Ingilte- re içindeki güçler, Brezezinski buna dahildir, Asya 'daki oluşumlan engelle- mek için dünya savaşı çıkarmak isti- yorlar. Ağustos, bunun için en uygun aydır. Bu savaşın adını da Batı ile Is- lamın savaşı olarak koyacaklar. Bu sa- vaşı engellemel'ıyiz; bunun için önce Is- rail'deki Şaron'u durdurmalıyız. Orta- doğu'da banşı sağlamalı ve sistemimi- zi ihya ile Roosvett'/n usulünce kalkın- maya geçmetiyiz." Savaş öncesi Me- lih Aşık'ın bir barışsever olarak sürek- li yazılar yazdığını, geçmişten örnekler vererekfürkiye'nin bu savaş içinde yer almaması için gayret sarf ettiğini göre- ceksiniz. 1 Mart 2003 yılında Büyük Millet Meclisi'nde ABD askerlerinin Irak'ı işgal amacıylaTürkiye'de konuş- lanmaması için Melih Aşık'ın da etkili bir rol oynadığını bu kitabı kanştınnca yeniden hatırlamak mümkün. Yakın geçmişi anımsamak, hafızalan tazele- mek amaayla Melih Aşık'ın kitabı önem- 11 bir referans özelliği taşıyor. ••• Tank Ziya Ekinci'yi 29-30 Ekim 1970 tarihinde Ankara'da YIBAÇarşısı'nda yaplan Türkiye isçi Parösi (T1P) 4. Kong- resi'nden hatırlıyorum. Ben o zaman 23 yaşında genç ve ateşli bir delikanlı ola- rak TlP'in Içel kurultay delegesiydim. 12 Mart 1971 Askeri Darbesi'nden 4 bu- çuk ay kadar önce yapılan bu kurulta- yın tarihe bıraktığı en önemli belge "Kürt sorununa" ilişkin kurultay kara- ndır. 12 Mart Askeri Darbesi dönemin- de TlP'in kapatılma gerekçesi olacak olan bu karann alınmasının en önemli mimarlanndan birisi, eski TİP milletve- kili doktorTank Ziya Ekinci'ydi. Ben o kongrede TİP içindeki Milli Demokra- tik Devrımi savunan muhalefetin tek tük sözcülerinden birisiydim. TİP için- de önemli bir Kürt delege ağıriığı var- dı. Onlar o güne kadar Sadun Aren ve Behice Boran'ın temsil ettiği çizgiye daha yakın duruyoriardı. Ben kürsüye çıktığımda o kongrede çoğunluğu elin- de tutan ve Behice Boran'ın genel baş- kan olmasını sağlayan gruptan bazıla- rı bir önerge vererek konuşmamı beş dakika ile sınırlamak için önerge ver- diler. Bu önerge kabul edildi. Ben de bunun haksızlık olduğunu, kurultayın az sayıdaki muhalif delegelerinden birisi olarak konuşmamı sürdürmek istedi- ğimi belirttim. Konuşmama devam et- tim. TİP yönetimine yakın kişiler beni kürsüden indirmeye çalışınca ortalık kanştı. Kavgalar çıktı. Osıradayanıma gelen Tank Ziya Ekinci bana kızgındı, "Ortalığı kanştırdın, dikkatli ol" diye uyarıda bulundu. Ben de Kürt sorunu- na ilişkin, özgürlükçü bir karar alınma- sını istediğim için onlarla aynı duyariı- lıklan dile getirmiş oldum. Ardından o ünlü "Kürt sorunu" kararı kabul edildi. Tank Ziya Ekinci'yi tabii ki 1970 yılın- da değil, çok önceleri TİP milletvekili iken tanımıştm. Tank Ziya Ekinci, önem- li bir Kürt aydınıdır. Sosyalisttir ve ya- şamı boyunca ezilenlerin yanında saf tutmuş, Kürt kimliğinin tanınması ama- cıyla mücadele etmiştir. Onun bu ka- rarlı ve dirençli tutumu, başına türlü dertlerin gelmesine neden olmuştur. ölüm ve faili meçhul cinayetlerden uzak durabilmek amacıyla bir süre yurtdışı- na gitmek zorunda kaldı. Kardeşini faili meçhul bir cinayete kurban verdi. Tank Ziya Ekinci, yıllann deneyimini ve entelektüel birikimini ki- taplara döküyor. "Millet Milliyetçilik, Devlet ve Anayasa Sorunlan" (Cem Yayınevi), "Sol Siyaset Sorunlan" (Cem Yayınevi) son iki kitabı. Bu kitaplar, ya- kın tarihimizde yaşananları bir aydın gözüyie irdeliyor, tartışıyor. Yakın tari- he ilişkin birçok önemli tartışmayı gün- deme getiriyor. Tank Ziya Ekinci, hepi- mize ömek olacak sosyalist ve devrim- ci duruşunu bu kitaplarda kalıcı bir ha- le getiriyor. Bu iki kitabı büyük bir he- yecanla okudum...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear