Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
StfFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2004 PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I <*shab(5cumhuriyet.com.tr
Nasrettin Hoca Brükserde çok gülecek"Nısrettm Hocahk HaJlerimiz"
başıklı bir yazımda Brüksel'in
Enirdağ'ı Schaerbeek semtine
Naatttin Hoca heykeli dikme
seriveninın yılan hikâyesıne dönüp
•'Nısrettin Hocatak" olduğunu anlatıp
Bnksel'deki Nasrettin Hocalık
halfenmizden örnekler vermiştım.
Evrensel değerlerimizden Nasrettin
H<xa, nihayet AB'nin merkezi
Brüksel'deki, simgesi eşek olan
Schaerbeek semtine geliyor.
Hocamız, Brüksel 'de Kültür ve
Tunzm Bakanlığı'nın Hakan Atalay a
yaptırdığı Nasrettin Hoca heykeli ve
rölyefleri ile temsil edilecek. 3.70
raetre boyundakı heykelde, eşeğine
ters binmiş Nasrettin Hoca.
bastonuyla 'dümanın merkezmi'
işaret ediyor.
Brüksel "deki arkadaşımız Fîkret
Aydemir, değme mizahçılara taş
çıkaran farklı bakış açısıyla geçen
pazar günü Sabah'ta Nasrettin
Hoca'yı bile güldürecek son yılların
en matrak haberlerinden birini geçti:
"Belçika'da yaşayan Türk tekstilci,
çok benzin tüketiyor diye 145 bin
Euro'ya (250 mihar TL) aldığı
Ferrari'sine LPG (otogaz) takürmava
kalkışmış. Durumu tamirciden
öğrenen Ferrari. parasını ödeyip aracı
geri ahnış!" Haber yayımlandıktan
sonra Aydemir'i arayan Ferrari sahibi
diğer bir Türk ışadarnı, "Ne brçim
haber yapıyorsun. Türlderin
gururuyta oynamaya ne hakkın var"
diye tepkı göstermış. Brüksel'deki bu
işadamımız Ferrari'si ile Türkiye'ye
tatile gitmeyi planlıyormuş ama
haber yayımlanınca "Türldye'de beni
haberdeki işadamı sanıp dalga
geçerler" diye arabayla gitmekten
vazgeçmış. Sımgesi eşek olan
Schaerbeek semtinde güzel bir park
var. Parkta sevimli bir eşek, lcümes
BRÜKSEL
ERDİNÇ LTKU
hayvanları ve
tavşanlar
besleniyor. Bu
park, hafta
içinde 100.
yılını kutladı.
Kutlamalarda
rastladığım
arkadaşlann ^^~^~"^~~^~mm
anlattıklarına
inanamadım. 1980'li yıllarda bir
grup Türk gencı parktaki eşekle
cinsel ilişkide bulunurken bekçi
tarafından yakalanmış. Nasrettin
Hoca heykehnin geldığıni ve bu
olaya hocanın bile güleceğini
söylediğim arkadaş "Hoca eşeğine
sahip çıksın ona da tecavüz
etmesmler" diye espri yaptı.
Heykelde, eşeğine ters binmiş Hoca,
bastonuyla "dünyanın merkenni"
işaret etmek yerine gahba eşeğını
korumak zonında kalacak. Irkçı Parti
Flaman Bloku'nun ateşh militanı
Türk kızı Belkız'ı görse Hocamız
güler mi ağlar mı bilemem?
Eşinden aynhp Belçika'ya
getirebilmek için kardeşiyle
düzmece evlilik yapan Türklere ne
demeli? Belçika'ya gelebilmek için
ninesı yaşuıdaki hatunlarla
evlenenlere ne derdi acaba Hoca?
Türkiye'den ithal gelin ve damat
olarak getirilip köle hayatı yaşatılan
gençlere acır mıydı yoksa üstadımız?
Ya da beğenilmeyip Türkiye'ye
postalanan gelinlere ne derdı? Seçim
öncesi parayı bastınp yaptırdığı
ankette, kendisini "Tûrklerin ilk
sırada tercih ettiği ada>•" olarak
çıkaran sonra da seçilemeyen liberal
adaya güler miydi dersiniz?
Dügün. sünnet ve askere gitme
haberleri yaparak habercilikte yeni
bir çığır açan Brüksel'deki haber
sitesini(!) görünce ne yapardı peki*7
Brüksel konsolosluğunda, herkesin
kendisinin sıra numarası alması
gereken makineden numara dağıtan
memuru görünce kime güler
hocamız? "Yanhş servisin
numarasını alıyor. vatandaş
bflemiyor" diyen konsolosluk
görevlisine mi yoksa vatandaşa mı?
Karadeniz ya da Denizli şivesiyle
Türkçe konuşan Belçıkalı komik
gelir mi Hocaya? Düzgün Flamanca
ya da Fransızca konuşan bir
Türk gencı Hocamızla köylü
aksanıyla konuşursa üzülür mü
Hocamız? Listeyi daha fazla
uzatmaya gerek yok. Nasıl olsa
hocamız yakında
gelecek ve BrükseFdeki tirajıkomedi
durumlanmızı görecek.
Ama Hocama bir küçük uyanm
olacak; "Hocam zaman kötü...
Aman ha dikkatii olasın. bastonunu
ivi kullanasın!"
Patates, çilek ve
Cihanbeylili Pizzacılar
Bir ülkede
insanlann
konuştuklan dil, sahıp
olduklan ortak tarih
bilinci, üyesi
bulunduklan din
kadar onlan
birleşüren bir diğer
unsur da yedikleri ~ ~ ~ " - ^ ^
yemeklerdır. Bunu iyı
bilen biri olarak 17 yıldır
yaşadığım Danimarka'da her yaz
Danimarkalılara şaşanm. Burada
haziran başı patates hasadı başlar.
tlk taze patateslerin çıktığı gün
Cumhuriyet Bayramı gibi kutlanır.
Bunlara da Danimarka patatesleri
adı verilir. tlk taze patatesin
piyasaya çıkrığı gün, TV
haberlerinde birinci sıradan iletılir.
Herkes ikişer kilo patates alır,
haşlar ve üzerine tereyağ sürerek
yer ve Danimarka'da yaşadığına
şükreder. Ardından çilek mevsimi
gelir. Çilekler de ulusaldır.
Danimarkalılar dünyanın en
lezzetli, en kırmızı çileklerinin
Danimarka'da yetiştiğine inanırlar.
Bir Danımarkalıyı kızdırmak
isterseniz Isveç çileklerinin daha
güzel olduğunu söyleyin. Işte bu
bilgiler beraberimde olmak üzere
geçen hafta Isveç yollanna düştüm.
Ama itiraf etmeliyim ki tsveç'in
çilekleri de patatesleri de, hatta
kızlan da Danimarka'dakilerden
daha güzel. Isveç'in Varmland
bölgesinde bir çiftlikte geçirdiğim
bir hafta boyunca yemekle
başladığımız bu sohbete malzeme
olacak bir başka olay daha
yaşadım. Sunne'deki "PizzaKebab
GrüT restoranını işleten
vatandaşlanmıza da dükkânlannın
önünde satılan tsveç çileklerinin
tadına bakıp bakmadıklannı
sordum. Bunlann Danimarka
çileklerinden daha lezzetli
olduğunu da söyledım. "Abt, çflek
işte. IsveçlisL Danimarkahsı mı
ohır" diyerek yemediklerini
söylediler. Her yıl yaptığım Isveç
gezilerinde benim için bir başka
uğraşı ise bizim vatandaşlanmızın
işlettiği pizza restoranlannı
bulmaktır. Geçen yıl îsveç'in
KOPENHAC
SADİ
TEKELİOĞLU
kuzeyinde bir
kasabadaki bir pizza
restoranını işleten
Cihanbeylili
vatandaşlanmızla
karşılaşınca, "Ulan
burayadamı
gekfiniz?" demekten
~ " — " ^ ^ ~ kendimi
alamamışrım.
Kendilerinden başka hiçbir Türkle
karşılaşmayan gençler beni davet
edip Türk çayı yapmışlardı. Şimdi
kuzeyden tatil yazısı yazılır da
havadan bahsedilmez mı? Eğer
bugünlerde Isveç ve
Danimarka'dan Türkiye'ye turist
akını varsa bunun bir önemli
nedeni de günlerdir yağan
yağmurdur. Işte böyle sevgili
okurlar, nereden yazıldığı tam belli
olmayan bu yazıda Stockholm'den
yazan Kuzeyli hemşehrim Gürhan
Uçkan'ın bölgesıne girdık biraz,
artık hoşgörsün, hatta isterse bir
Danimarka yazısı da o yazsın.
Ahnanya'nın Rust kenünde, 500 çift ikiz kardeş bir araya gelip
eğjenceli bir gün geçirdi. Bir Alman ilaç şirketi tarafından Europa
P*rk
a (
^ '
u n a
P
a r
'
f
t
a
düzenlenen etkinliğe her yaştan Alman,
Fransız veLüksemburgtu ikizler katıldı. (Fotoğraf: RELTERS)
Hapishaneden fiıtbol sahasına
Yüksek ağaçlann arasındaki dar,
toprak yolda yürüyoruz.
Yanımızdan koşu yapanlar, gezintiye
çıkmış yaşlılar, bısikletliler,
yakındaki büyük çayırhğa piknığe
gidenler geçıyor.
Bız de futbol sahasına gidiyoruz.
Dört bir yanı ağaçlarla kaplı sahada
bir yaz turnuvasının final maçı
oynanıyor. Maç başlayalı çok olmuş,
seyirciler heyecanlı. Taç çizgisine
kadar ileri çıkmış antrenörler
hoplayıp zıplıyorlar. Maç 2-2
berabere devam ediyor. Kıran kırana
oynuyorlar. Top bir o kalede, bir bu
kalede. Gol oldu olacak. Yanında
durduğum ufak tefek, tepesi açık,
yaşlıca adama soruyorum: "Daha ne
kadar var maçın bitmesine?" Adam
başıru çevirip bana bakıyor. Suratı
bembeyaz, kireç gıbi. Hiç de
heyecanlı değil. Sorduğuma pişman
oluyorum. Başını yine sahaya
çeviriyor ve "beş dakika" diyor. Bu
STUTTCART
arada kırmızı formalı
takım atağa kalkıyor.
Uzun bir pas. Karşı
kaleye bütün hatlan
ile yükJenmiş takımın
oyunculan şaşkın.
"Ofsayt!" diye
haykıranlar oluyor.
Yan hakemin bayrağı ~ ^ ~ ^ ~ " " "
kalkmıyor, orta hakem de düdük
çalıp atağı kesmiyor. Kaleci ceza
sahasının dışına fırlıyor. Topu
santranın az ötesinde kapmış olan
oyuncu hızla kaleye sokuluyor.
Antrenörlerden biri bağıra çağıra
sahaya giriyor. Ofsayt düdüğü
çalmamış hakeme küfriin bini bir
parayaî Ve 9 numara topu, faul
yapmaya hazırlanan kalecinin
üzennden aşınp ağlara yolluyor.
Golü yiyen takımın o>
r
unculan,
yaşlıca, saçlanna hafıf ak düşmüş
hakemin üzerine çullanıyorlar. Her
zamanki gibi baş suçlu hakem! Ufak
AHMETARPAD
tefek adam bana
bakmadan mınldanıyor:
"Herbert daha yeni
hakem oldu" diyor.
"Fakat gol yine de ofsayt
değfldi." Maçın
hakeminden söz ettiğini
kavnyorum. "Hakem
^ ~ ~ ^ ~ ~ obnak için biraz geç
kahnamış mı" diye soruyorum.
"Herbert bir hükümliT diyor. Az
sonra turnuvayı düzenleyen kulübün
lokantasmda oturuyoruz. Bıralann
ardından adamın çenesı açılıyor.
Herbert ild yıl hüküm giymış.
Ravensburg Cezaevi'nde hakemliği
öğrenmiş, lisansım almış.
Hükümlüleri yeniden topluma
kazandırma programı kapsamında
Herbert ve yedi arkadaşı futbol
hakemi olmuşlar. Şimdi de her hafta
sonu cezaevinden çıkıp tabıı yanında
bir görevli, çesTedekı amatör
takıînlann maçlannı yönetiyormuş.
*Bu onun için çok önemK
1
" diyor ufak
tefek adam. "Toplumun içine giriyor.
Kimi zaman aiksi de maçlanna
getiyor." lyi bir uygulama diye
düşünüyonım. Üzerlerine aldıklan
sorumluluklar onlara hükümlü
olduklannı birkaç saatliğine de olsa
unutturuyor mutlaka. Toplumun
içinde aşırı duygu ve heyecanlannı
frenlemesini öğreniyor, otoritenin
bilincine vanyorlar. "Herbert
hakemlik yaparken futbolcular onun
bir hükümlü olduğunu biüyor",
diye karşımda oturan adam devam
ediyor. "Uygulamanın başanya
ulaşması için Herbert'in nereden
geidiğini bilmeleri doğnı."
Az sonra hakem masamıza geliyor.
Adam beni ona tanıştınyor. Biralar
bitince kalkıp gidiyorlar. Herbert'in
akşama Ravensburg Cezaevi'ndeki
koğuşunda olması gerek. Sıyahlar
giyinmış, tepesi açık adam ondan
sorumlu...
Tembellik
hakkı...
Fransa. tembellik hakkını kullanma
mevsimine girdi. KarlMarx"ın Fransız
damadı filozof, siyaset ve eylem adamı. tıp
doktoru Paul Lafargue'ın (1842 - 1911) yazdığı
manifestovari "TembellikHakkı" (1883),
insanın "sosyal zamanlarr
mın aynlmaz parçası
çahşma hakkı gibi dınlenme hakkını da
kutsayan bir metin. Yasalar kadar örf ve
âdetlere de girmış bir hak. Diyeceksiniz kı her
ikısi de olmayan ne yapsın? Kolay! "Avrupa
Birhgi'ne (AB) gireriz™ Büyük de\1etin büyük
vizyonu olur... Büyük devletiz, büyük devletiz,
büyük devletiz devü üç defa imanla ha> kırdın mı
bü>ü\ü\eririz... Az küçük mü kaldık, iskarpinin
arkasına basneririz... O da mı yetişmedi?
Evelallah, arkamızda abilerimiz var! Sosval
açıklanmız varmış... 70 nıiKon nüfusun yalnızca
12 mihonu sigortahymtş. Bir AB'ye gjrelim.
tümünü avantayia pardon asfahaya (Ege ağzmda
sigorta) pardon sigortaya bağianz. Birkaç bin
kişiye mihonlarca lira(!) işsiztik ücreti büe
ödemeye başlamadık mı? Yasalan geçirdik...
Deviet anayı zayıflabyor, paşa babayi
hafifletivoruz... 36 Airbus a>^nsı da yanrdık.
Artık müzakere müsaadesini kopardık
demektir. Sonrası Allah kerün_" Acaba? 62
milyonluk Fransa'nm tümü sosyal sigortalı.
Herkes eşit eğitim, sağlık-bakım, çahşma
hakkına sahıp. Resmi 2.5 mılyon ışsız, 2 milyon
da muğlak, yan ışsiz var. Hiç geliri olmayanlan
dahi açlıktan öldürmeyecek asgari yaşama
geliri garantisi mevcut. Fransa'nın toplumsal
yapısı "dayanışma" ilkesi üzenne kurulmuş.
Sosyal bilimciler, sosyal mücadelelenn ışığında
günümüz toplumunu düzenleyen üstyapı
kavramlan arasına
PARIS"zaman"ın "sosyal"
boyutlannı katmayı
başarmışlar. Aslında
uykunun dışında geçen
hemen tüm zamanlarda
birey "sosyal". Yerken
içerken, oynarken,
çalışırken, dinlenirken...
Bunlar elbetteki çağına,
yaşına, çevresine, modaya, olanaklara, sınıfsal
konumuna \s. göre değişebiliyor. Bu "sosyal
zaman" dilimlerinden birinde bir anormallik
sezilse sivil toplum kuruluşlanndan basına,
ilgili kişilerden çevredeki gruplara tepkiler
oluşuyor. Talep öncelikle kamu kurumlanna,
devlete ve yerel yönefimJere yönelse de kendini
resmi mercilerle smırlamıyor. Örneğin,
parasızlıktan tatile gönderilemeyen 200 bini
aşkın çocuk, her yaz yardım kuruluşlan
aracılığıyla 15 gün kamp veya sayfıye
yörelerinde yaşayan ailelerin yanında tatil
yapabiliyor. Bu arada Euro'nun güçlenmesi,
internet, haftalık çahşma süresının 35 saate
inmesi. ücretli tatil süresinin 6 haftaya çıkması
"zaman"ın "sosyal dinlenme" faaliyetlerinden,
tatil alışkanlıklannda ciddi değışiklikler
getirmiş. Bu sene Fransızlann yüzde 54'ü tatile
çıkacağını beiirtirken yüzde 46'sı ekonomik
nedenlerle evlerinden hpırdayamıyor. Tatile
çıkanlann yüzde 72'si Fransa'da kahrken yüzde
48'i deniz kıyısına gidiyor. 2004 sonu itibanyla
80 milyon turist ağırlaması beklenen Fransa'dan
yabancı ülkelere gidenlerin sayısı ıse 17 milyon.
Acaba, AB'den beklenen "Müzakerelere
başhyoruz" haberi, sihirli değnek misali, 10
yılda, 20 yılda örneğin zekât geleneğini, yüz
binlerce çocuğu tatile de götüren bir toplumsal
dayanışma modeline dönüştürebilecek mı? 70
milyon insan sosyal sigorta veya işsizlik
sigortasına kavuşabilecek mi? Veya Fransız
varyete şarkıcılığının zırvesinde bayrak gibi
dalgalanan, Lafargue'ın Karayip Adalan'ndan
akrabası olsa gerek, 84Tük delikanlı Henri
Salvador'un dillerden düşmeyen şarkısım her
yerde özgürce söylettirebılecek mi? "Sağhk
çauşmayla sağlanır, ama onu korumanın en iyi
yolu hiçbir şey yapmamakür™"
miniaTURK
HOTEL
30 Temmuz'a kadar
Gecelik Peşin
se.aoo
Gecelik Taksitli
45.8OO
KAMPANYA FIRSATI
Ulaşım -Transfer dahıl
7 Gece 8 Gün
349.9OO
TURGÜTREİS - BOORUM
Yarım Panslyon
0-6 Yaş Ücretsiz, 6-12 Yaş %50
Havuz, bar, cafe, geniş odalarda duş,
WC, balkon ve deniz manzarası
Denize 70 m.
Fiyata sabah kahvaltısı ve
açık büfe akşam yemeği dahildir.
www.miniaturk.net
O 252 382 79 89 / O 252 382 55 72
Kred Kartma taksit [_|_J
HOTB. MAVİDEN&
MAVt BAYRAK ÖDÜLLÜ,
MARMARİS TURUNÇ KOYU'NDA
DENtZE SIFIR, ÖZEL PLAJ,
YÜZME HAVUZU, HAVUZ BAR,
RESTAURANTLAR,
ODALARDA KLİMA,
MCZÎK YAYTNI, TELEFON.
(0-2 YAŞ LCRETSİZ) AYNIODADA i. KJŞİ %50 İNDİRİMLİ
Kişi Başı Yanm Pansivon Açık Bufe
BUNGALOV 40.000.000.- TL+KDV
OTEL ODASI 60.000.000.- TL+KDV
KAMPANYA (7 Gece - 8 Gün)
Kişi Başı Yarım Pansivon Açık Bufe
BUNGALOV 250.000.000.- TL+KDV
OTEL ODASI 350.000.000.- TL+KDV
(Evlül fivatlarımızı sorunuz)
REZF.RN AS\ ON
Tel 0 252 4"6 7l 9C-91 Faki U 252 476 70 07
ınfo(« hotelma\ ıdenız com w"*"w hotelma\ tdenız com
NICHOLAS P A R K
• • •
Çam ağaçlan içerisinde
sıcak bir ortamda tatil
yapmak isteyenlere
Odalarda Klima, Buzdolabı
Saç Kurutma, Ketıl.
"Ölüdenizde özel plaj"
Hisarönü-Ölüdeniz 48306-Fethiye
Tel: 0 252. 616 63 53 - Fax: 0 252 616 63 55
e-mail: info(a stnicholashotel.com
neb.site: HH». stnicholashotel.com
Tatil için bir yer mı anyorsunuz?
Bozbunın'a gelin...
Ege'nin Akdeniz'le kesiştiği bu kıyı beldesinde
"Möwe Hotel/Restauranf'ta
dingin bir yaz tatilı geçırebilirsinız.
Bülent Ortaçgil şarkılan... Masada Cumhunyet...
Rakı şişesinde kitap...
Bir telefon veya tıklayın!
MÖWE Hotel-Restaurant
48710 Bozburun/Marmaris
Tel ve Fax:(0252)4562661
www.moewe-tr.com.
( MANASTIRHAN BOUTIOUE OTEL )
"KAZDAĞI ETEKLERİNDE BİNPINARLI İDA'da
DOĞA SEVİNCİ, DENİZ TUTKUSU İLE
FARKLI YAŞAM için
MANASTIRHAN'da konaklamak ayncalıktır.
ALTINOLUK
0266 388 45 20 - 22 - 23
web. srte : www. manastirtıan. com
HERKESE BİR RENK DÛŞTÛ, MAVİ GÖKOVAYA
TAMPASStYOS 30.000.m-TL
YARIMPmtmS 25.000.000.-TL
ODA-KAM;
ALTI 20.000.000.-TL
0-7 YAŞ ÜCRETSİZ
7-12 YAŞ %50 İNDİRİMLİ
HALUK OTEL
YALI MAH. MİLAS/ÖREN
Tel: 0 252 532 33 57 - 0 536 959 75 48
aliarilaıV/ hotmail.com
SAKARYA AİLE MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2003-29 E 2004 1103 K.
Da\acı Ali Erkahraman vekılı Av Okan Candar tarafından davalı Ayşe Erkahraman
aleyhıne açılan terk sebebı ile boşanma davasının \erilen ara karan gereğınce:
Davalı Ayşe Erkahraman'ın tüm aramalara rağmen adresinin tespit edılemedıği an-
laşılmakla. mahkememizce:
Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine,
Düzce-merkez-Gümüşpınar Köyü. C: 50. H: 46'da N.K. bulunan Kemal ve Sakı-
neden olma Düzce 1951 D.'lu Aiı Erkahnnan ile aynı hanede nüfusa kayıth bulunan
Azız ve Emıne'den olma Düzce 1954 D.'lu Ayşe Erkahraman'ın boşanmalanna,
Boşanma davası açılmakla ayn yaşamaya hak kazanan davalı kadın yaranna dava
tarihı olan 15.09 2004 tarihinden hüküm kesınleşınceye kadar aylık 100 milyon lira
tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya venlmesine, davacı \e vekılının yüzü-
ne karşı davalının yokluğunda 15 günlük yasal temyız süresı içinde Yargıtay ıncele-
mesıne tabi otmak üzere karar verildiğı ılanen teblıg olunur. Basın: 33940
ÇAYKAR\ ASLİYE HUKLTK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002/131-2003-153 E-K.
Davacı TEDAŞ vekili tarafından davalılar Mustafa Aygün ve arkadaşlan aleyhıne
2942 SY'nın 17 maddesi gereğınce açılan irtifak hakkının tapuya tescilı davasında
dava dosyası Yargıtay 5. Hukuk Daıresı'nın 15.04.2004 tanh ve 3114-46651 E-K. sa-
yılı ılamı ile onanmış olup. Yargıtay onama ılamı davalılardan Ismaıl Aygün. Salih
Aygün. Gülşışe Sayın. Hatice Sayın, Salih Zekı Sayın. Seyfullah Sayın, Mehmet Sa-
yın, Ihsan Zekı Sayın. Mustafa Aygün. Sait Aygün, Hayrullah Aygün. Saıt Aygün,
Emıne Aygün, Ayşe Aygün, Şışe Aygün, Emıne Aygün. Gülsüme Aygün'e ilanen
tebiıö olunur. Basın 26947