22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
StfFA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 2004 PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I <*shab(5cumhuriyet.com.tr Nasrettin Hoca Brükserde çok gülecek"Nısrettm Hocahk HaJlerimiz" başıklı bir yazımda Brüksel'in Enirdağ'ı Schaerbeek semtine Naatttin Hoca heykeli dikme seriveninın yılan hikâyesıne dönüp •'Nısrettin Hocatak" olduğunu anlatıp Bnksel'deki Nasrettin Hocalık halfenmizden örnekler vermiştım. Evrensel değerlerimizden Nasrettin H<xa, nihayet AB'nin merkezi Brüksel'deki, simgesi eşek olan Schaerbeek semtine geliyor. Hocamız, Brüksel 'de Kültür ve Tunzm Bakanlığı'nın Hakan Atalay a yaptırdığı Nasrettin Hoca heykeli ve rölyefleri ile temsil edilecek. 3.70 raetre boyundakı heykelde, eşeğine ters binmiş Nasrettin Hoca. bastonuyla 'dümanın merkezmi' işaret ediyor. Brüksel "deki arkadaşımız Fîkret Aydemir, değme mizahçılara taş çıkaran farklı bakış açısıyla geçen pazar günü Sabah'ta Nasrettin Hoca'yı bile güldürecek son yılların en matrak haberlerinden birini geçti: "Belçika'da yaşayan Türk tekstilci, çok benzin tüketiyor diye 145 bin Euro'ya (250 mihar TL) aldığı Ferrari'sine LPG (otogaz) takürmava kalkışmış. Durumu tamirciden öğrenen Ferrari. parasını ödeyip aracı geri ahnış!" Haber yayımlandıktan sonra Aydemir'i arayan Ferrari sahibi diğer bir Türk ışadarnı, "Ne brçim haber yapıyorsun. Türlderin gururuyta oynamaya ne hakkın var" diye tepkı göstermış. Brüksel'deki bu işadamımız Ferrari'si ile Türkiye'ye tatile gitmeyi planlıyormuş ama haber yayımlanınca "Türldye'de beni haberdeki işadamı sanıp dalga geçerler" diye arabayla gitmekten vazgeçmış. Sımgesi eşek olan Schaerbeek semtinde güzel bir park var. Parkta sevimli bir eşek, lcümes BRÜKSEL ERDİNÇ LTKU hayvanları ve tavşanlar besleniyor. Bu park, hafta içinde 100. yılını kutladı. Kutlamalarda rastladığım arkadaşlann ^^~^~"^~~^~mm anlattıklarına inanamadım. 1980'li yıllarda bir grup Türk gencı parktaki eşekle cinsel ilişkide bulunurken bekçi tarafından yakalanmış. Nasrettin Hoca heykehnin geldığıni ve bu olaya hocanın bile güleceğini söylediğim arkadaş "Hoca eşeğine sahip çıksın ona da tecavüz etmesmler" diye espri yaptı. Heykelde, eşeğine ters binmiş Hoca, bastonuyla "dünyanın merkenni" işaret etmek yerine gahba eşeğını korumak zonında kalacak. Irkçı Parti Flaman Bloku'nun ateşh militanı Türk kızı Belkız'ı görse Hocamız güler mi ağlar mı bilemem? Eşinden aynhp Belçika'ya getirebilmek için kardeşiyle düzmece evlilik yapan Türklere ne demeli? Belçika'ya gelebilmek için ninesı yaşuıdaki hatunlarla evlenenlere ne derdi acaba Hoca? Türkiye'den ithal gelin ve damat olarak getirilip köle hayatı yaşatılan gençlere acır mıydı yoksa üstadımız? Ya da beğenilmeyip Türkiye'ye postalanan gelinlere ne derdı? Seçim öncesi parayı bastınp yaptırdığı ankette, kendisini "Tûrklerin ilk sırada tercih ettiği ada>•" olarak çıkaran sonra da seçilemeyen liberal adaya güler miydi dersiniz? Dügün. sünnet ve askere gitme haberleri yaparak habercilikte yeni bir çığır açan Brüksel'deki haber sitesini(!) görünce ne yapardı peki*7 Brüksel konsolosluğunda, herkesin kendisinin sıra numarası alması gereken makineden numara dağıtan memuru görünce kime güler hocamız? "Yanhş servisin numarasını alıyor. vatandaş bflemiyor" diyen konsolosluk görevlisine mi yoksa vatandaşa mı? Karadeniz ya da Denizli şivesiyle Türkçe konuşan Belçıkalı komik gelir mi Hocaya? Düzgün Flamanca ya da Fransızca konuşan bir Türk gencı Hocamızla köylü aksanıyla konuşursa üzülür mü Hocamız? Listeyi daha fazla uzatmaya gerek yok. Nasıl olsa hocamız yakında gelecek ve BrükseFdeki tirajıkomedi durumlanmızı görecek. Ama Hocama bir küçük uyanm olacak; "Hocam zaman kötü... Aman ha dikkatii olasın. bastonunu ivi kullanasın!" Patates, çilek ve Cihanbeylili Pizzacılar Bir ülkede insanlann konuştuklan dil, sahıp olduklan ortak tarih bilinci, üyesi bulunduklan din kadar onlan birleşüren bir diğer unsur da yedikleri ~ ~ ~ " - ^ ^ yemeklerdır. Bunu iyı bilen biri olarak 17 yıldır yaşadığım Danimarka'da her yaz Danimarkalılara şaşanm. Burada haziran başı patates hasadı başlar. tlk taze patateslerin çıktığı gün Cumhuriyet Bayramı gibi kutlanır. Bunlara da Danimarka patatesleri adı verilir. tlk taze patatesin piyasaya çıkrığı gün, TV haberlerinde birinci sıradan iletılir. Herkes ikişer kilo patates alır, haşlar ve üzerine tereyağ sürerek yer ve Danimarka'da yaşadığına şükreder. Ardından çilek mevsimi gelir. Çilekler de ulusaldır. Danimarkalılar dünyanın en lezzetli, en kırmızı çileklerinin Danimarka'da yetiştiğine inanırlar. Bir Danımarkalıyı kızdırmak isterseniz Isveç çileklerinin daha güzel olduğunu söyleyin. Işte bu bilgiler beraberimde olmak üzere geçen hafta Isveç yollanna düştüm. Ama itiraf etmeliyim ki tsveç'in çilekleri de patatesleri de, hatta kızlan da Danimarka'dakilerden daha güzel. Isveç'in Varmland bölgesinde bir çiftlikte geçirdiğim bir hafta boyunca yemekle başladığımız bu sohbete malzeme olacak bir başka olay daha yaşadım. Sunne'deki "PizzaKebab GrüT restoranını işleten vatandaşlanmıza da dükkânlannın önünde satılan tsveç çileklerinin tadına bakıp bakmadıklannı sordum. Bunlann Danimarka çileklerinden daha lezzetli olduğunu da söyledım. "Abt, çflek işte. IsveçlisL Danimarkahsı mı ohır" diyerek yemediklerini söylediler. Her yıl yaptığım Isveç gezilerinde benim için bir başka uğraşı ise bizim vatandaşlanmızın işlettiği pizza restoranlannı bulmaktır. Geçen yıl îsveç'in KOPENHAC SADİ TEKELİOĞLU kuzeyinde bir kasabadaki bir pizza restoranını işleten Cihanbeylili vatandaşlanmızla karşılaşınca, "Ulan burayadamı gekfiniz?" demekten ~ " — " ^ ^ ~ kendimi alamamışrım. Kendilerinden başka hiçbir Türkle karşılaşmayan gençler beni davet edip Türk çayı yapmışlardı. Şimdi kuzeyden tatil yazısı yazılır da havadan bahsedilmez mı? Eğer bugünlerde Isveç ve Danimarka'dan Türkiye'ye turist akını varsa bunun bir önemli nedeni de günlerdir yağan yağmurdur. Işte böyle sevgili okurlar, nereden yazıldığı tam belli olmayan bu yazıda Stockholm'den yazan Kuzeyli hemşehrim Gürhan Uçkan'ın bölgesıne girdık biraz, artık hoşgörsün, hatta isterse bir Danimarka yazısı da o yazsın. Ahnanya'nın Rust kenünde, 500 çift ikiz kardeş bir araya gelip eğjenceli bir gün geçirdi. Bir Alman ilaç şirketi tarafından Europa P*rk a ( ^ ' u n a P a r ' f t a düzenlenen etkinliğe her yaştan Alman, Fransız veLüksemburgtu ikizler katıldı. (Fotoğraf: RELTERS) Hapishaneden fiıtbol sahasına Yüksek ağaçlann arasındaki dar, toprak yolda yürüyoruz. Yanımızdan koşu yapanlar, gezintiye çıkmış yaşlılar, bısikletliler, yakındaki büyük çayırhğa piknığe gidenler geçıyor. Bız de futbol sahasına gidiyoruz. Dört bir yanı ağaçlarla kaplı sahada bir yaz turnuvasının final maçı oynanıyor. Maç başlayalı çok olmuş, seyirciler heyecanlı. Taç çizgisine kadar ileri çıkmış antrenörler hoplayıp zıplıyorlar. Maç 2-2 berabere devam ediyor. Kıran kırana oynuyorlar. Top bir o kalede, bir bu kalede. Gol oldu olacak. Yanında durduğum ufak tefek, tepesi açık, yaşlıca adama soruyorum: "Daha ne kadar var maçın bitmesine?" Adam başıru çevirip bana bakıyor. Suratı bembeyaz, kireç gıbi. Hiç de heyecanlı değil. Sorduğuma pişman oluyorum. Başını yine sahaya çeviriyor ve "beş dakika" diyor. Bu STUTTCART arada kırmızı formalı takım atağa kalkıyor. Uzun bir pas. Karşı kaleye bütün hatlan ile yükJenmiş takımın oyunculan şaşkın. "Ofsayt!" diye haykıranlar oluyor. Yan hakemin bayrağı ~ ^ ~ ^ ~ " " " kalkmıyor, orta hakem de düdük çalıp atağı kesmiyor. Kaleci ceza sahasının dışına fırlıyor. Topu santranın az ötesinde kapmış olan oyuncu hızla kaleye sokuluyor. Antrenörlerden biri bağıra çağıra sahaya giriyor. Ofsayt düdüğü çalmamış hakeme küfriin bini bir parayaî Ve 9 numara topu, faul yapmaya hazırlanan kalecinin üzennden aşınp ağlara yolluyor. Golü yiyen takımın o> r unculan, yaşlıca, saçlanna hafıf ak düşmüş hakemin üzerine çullanıyorlar. Her zamanki gibi baş suçlu hakem! Ufak AHMETARPAD tefek adam bana bakmadan mınldanıyor: "Herbert daha yeni hakem oldu" diyor. "Fakat gol yine de ofsayt değfldi." Maçın hakeminden söz ettiğini kavnyorum. "Hakem ^ ~ ~ ^ ~ ~ obnak için biraz geç kahnamış mı" diye soruyorum. "Herbert bir hükümliT diyor. Az sonra turnuvayı düzenleyen kulübün lokantasmda oturuyoruz. Bıralann ardından adamın çenesı açılıyor. Herbert ild yıl hüküm giymış. Ravensburg Cezaevi'nde hakemliği öğrenmiş, lisansım almış. Hükümlüleri yeniden topluma kazandırma programı kapsamında Herbert ve yedi arkadaşı futbol hakemi olmuşlar. Şimdi de her hafta sonu cezaevinden çıkıp tabıı yanında bir görevli, çesTedekı amatör takıînlann maçlannı yönetiyormuş. *Bu onun için çok önemK 1 " diyor ufak tefek adam. "Toplumun içine giriyor. Kimi zaman aiksi de maçlanna getiyor." lyi bir uygulama diye düşünüyonım. Üzerlerine aldıklan sorumluluklar onlara hükümlü olduklannı birkaç saatliğine de olsa unutturuyor mutlaka. Toplumun içinde aşırı duygu ve heyecanlannı frenlemesini öğreniyor, otoritenin bilincine vanyorlar. "Herbert hakemlik yaparken futbolcular onun bir hükümlü olduğunu biüyor", diye karşımda oturan adam devam ediyor. "Uygulamanın başanya ulaşması için Herbert'in nereden geidiğini bilmeleri doğnı." Az sonra hakem masamıza geliyor. Adam beni ona tanıştınyor. Biralar bitince kalkıp gidiyorlar. Herbert'in akşama Ravensburg Cezaevi'ndeki koğuşunda olması gerek. Sıyahlar giyinmış, tepesi açık adam ondan sorumlu... Tembellik hakkı... Fransa. tembellik hakkını kullanma mevsimine girdi. KarlMarx"ın Fransız damadı filozof, siyaset ve eylem adamı. tıp doktoru Paul Lafargue'ın (1842 - 1911) yazdığı manifestovari "TembellikHakkı" (1883), insanın "sosyal zamanlarr mın aynlmaz parçası çahşma hakkı gibi dınlenme hakkını da kutsayan bir metin. Yasalar kadar örf ve âdetlere de girmış bir hak. Diyeceksiniz kı her ikısi de olmayan ne yapsın? Kolay! "Avrupa Birhgi'ne (AB) gireriz™ Büyük de\1etin büyük vizyonu olur... Büyük devletiz, büyük devletiz, büyük devletiz devü üç defa imanla ha> kırdın mı bü>ü\ü\eririz... Az küçük mü kaldık, iskarpinin arkasına basneririz... O da mı yetişmedi? Evelallah, arkamızda abilerimiz var! Sosval açıklanmız varmış... 70 nıiKon nüfusun yalnızca 12 mihonu sigortahymtş. Bir AB'ye gjrelim. tümünü avantayia pardon asfahaya (Ege ağzmda sigorta) pardon sigortaya bağianz. Birkaç bin kişiye mihonlarca lira(!) işsiztik ücreti büe ödemeye başlamadık mı? Yasalan geçirdik... Deviet anayı zayıflabyor, paşa babayi hafifletivoruz... 36 Airbus a>^nsı da yanrdık. Artık müzakere müsaadesini kopardık demektir. Sonrası Allah kerün_" Acaba? 62 milyonluk Fransa'nm tümü sosyal sigortalı. Herkes eşit eğitim, sağlık-bakım, çahşma hakkına sahıp. Resmi 2.5 mılyon ışsız, 2 milyon da muğlak, yan ışsiz var. Hiç geliri olmayanlan dahi açlıktan öldürmeyecek asgari yaşama geliri garantisi mevcut. Fransa'nın toplumsal yapısı "dayanışma" ilkesi üzenne kurulmuş. Sosyal bilimciler, sosyal mücadelelenn ışığında günümüz toplumunu düzenleyen üstyapı kavramlan arasına PARIS"zaman"ın "sosyal" boyutlannı katmayı başarmışlar. Aslında uykunun dışında geçen hemen tüm zamanlarda birey "sosyal". Yerken içerken, oynarken, çalışırken, dinlenirken... Bunlar elbetteki çağına, yaşına, çevresine, modaya, olanaklara, sınıfsal konumuna \s. göre değişebiliyor. Bu "sosyal zaman" dilimlerinden birinde bir anormallik sezilse sivil toplum kuruluşlanndan basına, ilgili kişilerden çevredeki gruplara tepkiler oluşuyor. Talep öncelikle kamu kurumlanna, devlete ve yerel yönefimJere yönelse de kendini resmi mercilerle smırlamıyor. Örneğin, parasızlıktan tatile gönderilemeyen 200 bini aşkın çocuk, her yaz yardım kuruluşlan aracılığıyla 15 gün kamp veya sayfıye yörelerinde yaşayan ailelerin yanında tatil yapabiliyor. Bu arada Euro'nun güçlenmesi, internet, haftalık çahşma süresının 35 saate inmesi. ücretli tatil süresinin 6 haftaya çıkması "zaman"ın "sosyal dinlenme" faaliyetlerinden, tatil alışkanlıklannda ciddi değışiklikler getirmiş. Bu sene Fransızlann yüzde 54'ü tatile çıkacağını beiirtirken yüzde 46'sı ekonomik nedenlerle evlerinden hpırdayamıyor. Tatile çıkanlann yüzde 72'si Fransa'da kahrken yüzde 48'i deniz kıyısına gidiyor. 2004 sonu itibanyla 80 milyon turist ağırlaması beklenen Fransa'dan yabancı ülkelere gidenlerin sayısı ıse 17 milyon. Acaba, AB'den beklenen "Müzakerelere başhyoruz" haberi, sihirli değnek misali, 10 yılda, 20 yılda örneğin zekât geleneğini, yüz binlerce çocuğu tatile de götüren bir toplumsal dayanışma modeline dönüştürebilecek mı? 70 milyon insan sosyal sigorta veya işsizlik sigortasına kavuşabilecek mi? Veya Fransız varyete şarkıcılığının zırvesinde bayrak gibi dalgalanan, Lafargue'ın Karayip Adalan'ndan akrabası olsa gerek, 84Tük delikanlı Henri Salvador'un dillerden düşmeyen şarkısım her yerde özgürce söylettirebılecek mi? "Sağhk çauşmayla sağlanır, ama onu korumanın en iyi yolu hiçbir şey yapmamakür™" miniaTURK HOTEL 30 Temmuz'a kadar Gecelik Peşin se.aoo Gecelik Taksitli 45.8OO KAMPANYA FIRSATI Ulaşım -Transfer dahıl 7 Gece 8 Gün 349.9OO TURGÜTREİS - BOORUM Yarım Panslyon 0-6 Yaş Ücretsiz, 6-12 Yaş %50 Havuz, bar, cafe, geniş odalarda duş, WC, balkon ve deniz manzarası Denize 70 m. Fiyata sabah kahvaltısı ve açık büfe akşam yemeği dahildir. www.miniaturk.net O 252 382 79 89 / O 252 382 55 72 Kred Kartma taksit [_|_J HOTB. MAVİDEN& MAVt BAYRAK ÖDÜLLÜ, MARMARİS TURUNÇ KOYU'NDA DENtZE SIFIR, ÖZEL PLAJ, YÜZME HAVUZU, HAVUZ BAR, RESTAURANTLAR, ODALARDA KLİMA, MCZÎK YAYTNI, TELEFON. (0-2 YAŞ LCRETSİZ) AYNIODADA i. KJŞİ %50 İNDİRİMLİ Kişi Başı Yanm Pansivon Açık Bufe BUNGALOV 40.000.000.- TL+KDV OTEL ODASI 60.000.000.- TL+KDV KAMPANYA (7 Gece - 8 Gün) Kişi Başı Yarım Pansivon Açık Bufe BUNGALOV 250.000.000.- TL+KDV OTEL ODASI 350.000.000.- TL+KDV (Evlül fivatlarımızı sorunuz) REZF.RN AS\ ON Tel 0 252 4"6 7l 9C-91 Faki U 252 476 70 07 ınfo(« hotelma\ ıdenız com w"*"w hotelma\ tdenız com NICHOLAS P A R K • • • Çam ağaçlan içerisinde sıcak bir ortamda tatil yapmak isteyenlere Odalarda Klima, Buzdolabı Saç Kurutma, Ketıl. "Ölüdenizde özel plaj" Hisarönü-Ölüdeniz 48306-Fethiye Tel: 0 252. 616 63 53 - Fax: 0 252 616 63 55 e-mail: info(a stnicholashotel.com neb.site: HH». stnicholashotel.com Tatil için bir yer mı anyorsunuz? Bozbunın'a gelin... Ege'nin Akdeniz'le kesiştiği bu kıyı beldesinde "Möwe Hotel/Restauranf'ta dingin bir yaz tatilı geçırebilirsinız. Bülent Ortaçgil şarkılan... Masada Cumhunyet... Rakı şişesinde kitap... Bir telefon veya tıklayın! MÖWE Hotel-Restaurant 48710 Bozburun/Marmaris Tel ve Fax:(0252)4562661 www.moewe-tr.com. ( MANASTIRHAN BOUTIOUE OTEL ) "KAZDAĞI ETEKLERİNDE BİNPINARLI İDA'da DOĞA SEVİNCİ, DENİZ TUTKUSU İLE FARKLI YAŞAM için MANASTIRHAN'da konaklamak ayncalıktır. ALTINOLUK 0266 388 45 20 - 22 - 23 web. srte : www. manastirtıan. com HERKESE BİR RENK DÛŞTÛ, MAVİ GÖKOVAYA TAMPASStYOS 30.000.m-TL YARIMPmtmS 25.000.000.-TL ODA-KAM; ALTI 20.000.000.-TL 0-7 YAŞ ÜCRETSİZ 7-12 YAŞ %50 İNDİRİMLİ HALUK OTEL YALI MAH. MİLAS/ÖREN Tel: 0 252 532 33 57 - 0 536 959 75 48 aliarilaıV/ hotmail.com SAKARYA AİLE MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2003-29 E 2004 1103 K. Da\acı Ali Erkahraman vekılı Av Okan Candar tarafından davalı Ayşe Erkahraman aleyhıne açılan terk sebebı ile boşanma davasının \erilen ara karan gereğınce: Davalı Ayşe Erkahraman'ın tüm aramalara rağmen adresinin tespit edılemedıği an- laşılmakla. mahkememizce: Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Düzce-merkez-Gümüşpınar Köyü. C: 50. H: 46'da N.K. bulunan Kemal ve Sakı- neden olma Düzce 1951 D.'lu Aiı Erkahnnan ile aynı hanede nüfusa kayıth bulunan Azız ve Emıne'den olma Düzce 1954 D.'lu Ayşe Erkahraman'ın boşanmalanna, Boşanma davası açılmakla ayn yaşamaya hak kazanan davalı kadın yaranna dava tarihı olan 15.09 2004 tarihinden hüküm kesınleşınceye kadar aylık 100 milyon lira tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya venlmesine, davacı \e vekılının yüzü- ne karşı davalının yokluğunda 15 günlük yasal temyız süresı içinde Yargıtay ıncele- mesıne tabi otmak üzere karar verildiğı ılanen teblıg olunur. Basın: 33940 ÇAYKAR\ ASLİYE HUKLTK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002/131-2003-153 E-K. Davacı TEDAŞ vekili tarafından davalılar Mustafa Aygün ve arkadaşlan aleyhıne 2942 SY'nın 17 maddesi gereğınce açılan irtifak hakkının tapuya tescilı davasında dava dosyası Yargıtay 5. Hukuk Daıresı'nın 15.04.2004 tanh ve 3114-46651 E-K. sa- yılı ılamı ile onanmış olup. Yargıtay onama ılamı davalılardan Ismaıl Aygün. Salih Aygün. Gülşışe Sayın. Hatice Sayın, Salih Zekı Sayın. Seyfullah Sayın, Mehmet Sa- yın, Ihsan Zekı Sayın. Mustafa Aygün. Sait Aygün, Hayrullah Aygün. Saıt Aygün, Emıne Aygün, Ayşe Aygün, Şışe Aygün, Emıne Aygün. Gülsüme Aygün'e ilanen tebiıö olunur. Basın 26947
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear