23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2004 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI ls:anbul Edime Kocaelı Çanakkaie İ2mır Manisa Aydın Denızli Y Y PB PB B B B B 30 29 32 32 33 38 37 38 Zonguldak PB 24 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB PB B B B B 28 29 27 28 34 32 33 31 Adana A 36 A 39 Kars Mersin Diyarbakır Sanlıurfa Mardın Sıirt Hakkân Van A A A A A PB PB 33 37 39 34 35 31 27 PB 22 Yurdun doğu ke- sımlerı ıle kuzeybatı kesımlen parçalı yer yer çok bulutlu. Trakya ıle istanbul çevrelerı sağanak yağışlı. dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı; yurdun kuzey- batı kesımlennde bıraz azalacak. dığer yerter- de1-3dereceartacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münıh Y Y Y Y Y Y Y Y Y 19 20 17 19 17 14 21 25 17 Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürih Y B B Y Y Y Y B Y 16 14 24 19 25 25 27 36 1R Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y B Y PB PB Y PB A 22 29 23 38 28 34 15 39 Şam A 38 ^ " Moskova Parçalı Duıutlu Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmurlu 5 Kartı i Gok güriiftüiü 78 bin derslik gerekiyor Okullann derslik açığı kapaülamıyor FIRAT KOZOK ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı tarafindan yayımlanan istatistikler, Türkiye'deki derslik ye- tersizliğine çözüm bulunamadığını ortaya koy- du. Ortaöğretim kurumlannda 12 bin 813, ilköğ- retim kurumlannda da 78 bin 750 dersliğe gerek- sinim duyuluyor. Derslik sorunu ikili öğretımle çözülmeye çalışılırken, imam hatiplerin bu soru- nu yaşamadığı ortaya çıktı. Ülke genelinde sade- ce 1 imam hatip lisesinde derslik yetersizliği ne- deniyle ikili öğretim yapılıyor. Ilk ve ortaöğretim- de derslik sorununun çözümlenmesi için 9 katril- yonluk kaynağa ihtiyaç duyulduğu belirlendi. Millı Eğitim Bakanlığı tarafindan yayımlanan okullara göre öğrenci istatistikleri, eğitimdeki so- runlan bir kez daha gözler önüne serdi. îstatistik- ler, AKPhükümeti tarafindan "mağdur" olduk- lan ileri sürülen imam hatiplerin, öğrenci başına düşen derslik sayısı bakımından diğer okullardan çok daha "ayncalıklı" oldukJannı ortaya koydu. îstatistiklerden elde edilen veriler şöyle: • Ilköğretimdeki 36 bin 116 okuldan, derslik yetersizliği nedeniyle 8 bin 325'inde ikili öğre- tim yapılıyor. Toplam 5 milyon 596 bin 338 öğ- renci ikili öğretimde okuyor. • Ilköğretimde toplam 78 bin 750 yeni dersli- ğe gereksinim duyuluyor. Bu dersliklerin malıye- ti 8 katrilyon 200 milyar lira. Ilköğretimde 646 bin 457 öğrenciye "taşımah" eğitim veriliyor. • Ilköğretimde derslik ihtiyacı en fazla olan ıl ise îstanbul. Bu ilde derslik ihtiyacı 24 bin 197. Istanbul'dan sonra yeni dersliğe gereksinim du- yan iller ise Ankara, tzmir, Adana. Gaziantep, Bursa, Sanlıurfa, Konya, Mersin ve Van. • 2 bin 178 ortaöğretim okulunun 533'ünde ikili öğretim, bin 645'inde de normal eğitim ya- pılıyor. tkili öğretimde 813 bin 104, normal öğ- retimde ise 792 bin 74 öğrenci eğitim görüyor. • Ortöğretimde bir dersliğin 30 öğrenciden oluştuğu varsayılırsa, açığın kapatılabilmesi ıçin toplam 12 bin 813 yeni derslik açılması gereki- yor. Bu derslikJerin maliyeti ise yakJaşık 1 katril- yon 330 trilyon lirayı buluyor. • Derslik ihtiyacının en fazla olduğu iller, or- taöğretimde de İstanbui, Izmir ve Ankara. • tlk ve ortaöğretimdeki bu olumsuz tablola- ra imam hatip liselerinde rastlanmıyor. Türkiye genelinde din öğretimi yapan toplam 452 okul- dan sadece 1 'inde derslik yetersizliği nedeniy- le ikili öğretim yapılıyor. imam hatip liselerin- de ikili öğretimde okuyan öğrenci sayısı 163. Buna karşın normal öğretimde 84 bin 735 öğ- renci eğitim görüyor. Prof. isıkli: Billmsel değil KPSS'de AKP sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Per- soneli Seçme Sınavı'nın (KPSS) dünkü ikinci orurumunda, "Hangisi muhafazakâr demok- rat bir siyasi partidir" bıçiminde bir soru sorul- duğu, seçenekler arasında AKP'nin de bulundu- ğu belirtildi. Prof. Dr. Alpaslan Işıklı sorunun bi- limsel olmadığıru söyledi. • KPSS'nin ikinci oturumu dün gerçekleştirildi. Sınava katılan adaylardan edinilen bilgiye göre, kamuda mülki nitelikli ve yargıyla ilgili görevle- regeleceklerin seçilmesi amacıylayapılan KPSS suıavında şıklan arasında AKP'nin de bulundu- ğu bir soru soruldu. "Aşağıdakilerden hangisi muhafazakâr demokrasi eğilimini savunmak- tadır" şeklindeki sorunun yanıt seçenekleri ise şöyle sıralandı: "Anavatan Partisi, Doğnı Yol Parrisi, Demokrat Parti ve Müliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi.'* Soru ki- tapçıklan ve yanıtlarının basına dağıtılmayan KPSS'de yöneltilen sorunun doğru yanıtmm da "AKP" olduğu belirtildi. Soruyu değerlendiren Prof. Dr. Alpaslan Işık- ü demokrasi kavramının böyle bir nitelemesinin olamayacağını söyledi. Işıklı, "Bilimsel olarak ve nesnel olarak sıraianan parrilerden yalnız- ca herhangi birisini bu kategoriye sokmak mümkün değildir. Bu partilerin her biri, ken- dilerinin muhafazakâr ve aynı zamanda de- mokrat olduğunu iddia edebilir. Dolayısryla bu, subjektif değerlendirmeye açık, biümseÜik özelliği olmayan kategorileştirmedir" dedi. Her sınavda var Daha önce de 13 Haziran'da gerçekleştirilen Liseye Giriş Sınavı'nda Atatürk'ün okullarda di- ni eğitim yapılması gerektiğini söylediği iddia edilmiş, Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği mülakatında ise adaylara, "Ahirete inanır mısı- nız? Haftada kaç defa Kuran okursunuz? Pey- gamberlerin gökyüzüne çıktığına inanır mısı- nız" gibi sorular sorulmuştu. Cumhurbaşkanı, kadının toplumdaki rolünün güçlendirilmesi gerektiğini vurgıdadı Sezer: Şiddet son bulmalıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kadına yönelik ay- rımcılık ve şiddetin son bulması çağnsında bulundu. Kız ve erkek çocuklannın eşıt eğitim olanakla- nndan yararlanması gerektiğini vurgulayan Sezer, "Kadınlann ve İuz çocuklannın toplumsal ve ekonomik yönden güçlendi- rilmesi ve töre cinayeri gibi ka- dına yönelik şiddet uygulama- larının sonlandınlması insan- lığa karşı sorumluiuğumuz- dur" dedı. AKP hükümetı, türban tartış- ması ile kadınlann özgürlüğü üzerinde baskı oluştururken. Cumhurbaşkanı Sezer, Dünya Nüfus Günü nedeniyle yaptığı açıklamada "kadının toplum- daki rolünün güçlendirilmesi- ne" vurgu yaptı. Dünya Nüfus Günü etkinliklerinin bu yıl "Ka- dınlann Hayatım Kurtarmak* 1 konusuna odaklanmasına karşın, Meclis Başkanı Bülent Annç ve Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'tn mesajlannda kadın konu- suna hiç değınmemeleri dikkat çekti. 'Artış geHşmeye engel' Cumhurbaşkanı Sezer mesa- jında. hızlı nüfus artışının geliş- mekte olan ülkelerde yarattığı so- runlara dikkat çekerken "Gelir dağıhmımn bozulması, işsizlik, çarpık kentleşme, eğitim ve sağlık alanlanndaki sorunlann büyümesi gibi çok yönlü etkile- riyle hızlı ve plansız nüfus artı- şı. ülkelerin kalkınma sürecini kesintiye uğratmakta. toplum- sal gelişimini engellemekte \e gönenç düzeyini düşürmekte- dir" dedi. Dünya nüfusunun ya- nya yakınını oluşturan kadın ve kız çocuklann, birçok ülkede aç- lık, yoksulluk, hastalık gibi olum- suz koşullar altında yaşamını sür- dürdüğüne, şiddetle karşı karşıya kaldığına işaret eden Sezer. bu- nun mutlaka üzerinde durulması ve çözümlenmesi gereken bir ko- nu olduğunu vurguladı. Sezer, şu değerlendirmeyı yaptı: "Kadın ve kız çocuklannın yaşamın her alanında etkin ola- rak yer alnıası. kadının yararı- cılığını ve verimliliğini kullana- bilmesi, toplumları zenginleşti- recek ve gûçlendireeekrir. Kız ve erkek çocuklannın eşit eğitim olanaklarından ya- rarlanması, temel sağlık hiz- metlerine erişimi, yaşamlannın güvence altında olması, kadın- lann ve kız çocuklannın top- lumsal ve ekonomik >önden güçlendirilmesi ve töre cinaye- ri gibi kadına yönelik şiddet uy- gulamalarının sonlandınlma- sına ilişkin düzenlemeler yapıl- ması, insanlığa karşı sorumlu- luğumuzdur. İnsanlığın ortak zenginliği ve umudumuz ço- cuklanmızın ve gençlerimizin kız-erkek aynmı olmaksızın eğitim almaları, onları sorum- luluk sahibi, sağlıklı ve üretken bireyler olarak görebilmek iç- tenlikli dileğimizdir." Yurttaşlar eğltllmeli' TBMM Başkanı Bülent Annç da mesajında. devletlerin güç ve gelişmişlik düzeyinin. sahıp ol- duklannı nüfusun çokluğuyla de- ğil, o nüfusun niteliği ve insanla- ra sunulan hizmetlerle ölçüldü- ğünü söyledi. Bülent Annç, Tür- kiye'de nüfus artışının bellı bir dengeye kavuşturabilmesi ıçin yurttaşlann eğitılerek bilinçlen- dınlmesının büyük önem taşıdı- ğını kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan. nitelıklen geliştirilmiş nüfus potansiyelinin gelişmekte olan ülkeler ıçin iticı güç olduğunu ifade ederek "Bu nedenle, önemli olan kaliteli nüfus ar- tışını sağlamaktır" dedı. Başbakan Erdoğan'ın kızının düğününe katılan kadınlann büyük bölümünün türbanlı ve kara çarşaflı olması dikkat çekti. Tören önce- si ve sırasında yoğun güvenlik önlemleri ahnırken özel eğitimU köpeklerie bomba araması yapıldı. (Fotoğraflar: UGUR DEMlR AA) Başbakan'dan hanedan düğünü Türbanlı ve çarşaflı konuklann ağırlıkta olduğu düğünde çiftin nikâh şahitleri arasında KralAbdullah, PervezMüşerref veKostas Karamanlis de bulunuyordu fstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın kızı Esra Erdoğan ve hükümete yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesi yazan Sa- dıkAlbayrakın oğlu Berat Al- bayrak dün Lütfi Kırdar Kong- re ve Sergi Sarayı'nda "yoğun güvenlik önlemleri" altında evlendiler. Tören için NATO Zirvesi'ndekine benzer bir va- di oluşturuldu. Kara çarşaflı ka- dınlann da aralannda bulundu- ğu davetlilerin didik didik ara- narak girdikleri "Nikâh Vadi- si"nde görev yapacak gazete- cilere, valiliğin düzenlediği özel güvenlik kartlan dağıtıldı. istanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Kadir Topbaş'ın kıydığı nikâhta, çiftin nikâh şa- hitliğini Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, Pakıstan Devlet Başkanı Pervez Müşer- ref, Romanya Başbakanı Adri- an Nastase. Crdün Kralı Ab- dullah, TBMM Başkanı Bü- lent Annç ve Dışişleri Bakanı AbdullahGül yaptı. Nikâh tö- reninin gerçekleştirildiği Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sara- yı'nın Rumeli Salonu'na öğle saatlerinden itibaren davetliler gelmeye başladı. 5 bin polis görev yaptı Törene katılan erkekler, mo- dern ve şık takım elbiseler gi- yerken yanlanndaki kadınlann kara çarşaflı ve türbanlı olması tezat oluşrurdu. Nikâha, mo- dern giyimli türbansız kadmlar da katıldı. Nikâh nedeniyle istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 1600'ü çevik kuv^vet, 5 bin po- lis bugün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı çevresinde ola- ğanüstü güvenlik önlemi aldı. Salonun çevresindeki binalara 50 dolayında keskin nişancı yerleştirildi. Bomba ihbarlan- na karşı da 50 bomba uzmanı görevlendirildi. NATO Zir\esi sırasında kullanılan bomba im- ha edebilen robotlar da düğün için devreye sokuldu. Düğüne gönderilen çelenkler içinde bomba olma ihtimaline karşı polis köpeklerine arama yaptı- nldı. Nikâhın yapılacağı yere çıkan yollann. yaya ve araç tra- fiğine kapatılması ulaşımı ak- sattı. Bölgede, GSM şebekele- rini engelleyici sistem kullanıl- dı. Bu arada basın mensuplan için düğünün yapıldığı Rumeli Salonu'nun karşısına bir plat- form oluşturuldu. Esra Erdoğan ve Berat Albayrak, saat 17.00 sıralannda salonun girişinde basınapozverdi. Düğün, Yuna- nistan'dan gelen gazeteciler ta- rafindan da takip edildi. Üst düzey katılım Nikâh törenine AKP'li bakan, milletvekilleri ve belediye baş- kanlan ileYunanistan Başbaka- nı Kostas Karamanlis ve eşi Na- tassa Karamanlis, Romanya Başbakanı Adrian Nastase, Ur- dün Kralı Abdullah, Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşer- ref ve eşi Begüm Müşerrefin yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı 1. Melih Gökçek. Oğuz Satıcı, Mahsun Kırmızıgül, Ömer Balıbey, Orhan Gencebay, Mustafa Koç, Ali Şen, Sezen Cumhur Önal da katıldı. 'Medenl Yasa'ya aykırı' Hukukun Egemenliği Derne- ği Genel Başkanı Avukat Er- dem Ak\üz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Er- doğan'ın nikâh töreninde bir- den fazla ve yabancı kişilerin tanık olarak getirilmesinin Türk Medeni Yasası'na uygun olma- dığını belirtti. Akyöz, "Huku- ki mevzuata göre evlendirme törenlerinde, birer tanıktan fazla tanık bulunması ve ta- nıklık yapacak kişilerin ya- bancı olması halinde, o resmi dili bilen tercüman kullanıl- maksızın törenin icra edilme- si doğru değildir" dedi. Mali- ye Bakanı Kemal Unakıtan da "Bizim bakanlığımız şu anda zaten açık veriyor. Takacağı- mız hediye de mütevazı bir hediye olacak" diye konuştu. GUNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada Masumları oynamayla saldırganlaşma arasında salıncak kuran AKP kurmayları önlerine bir hedef koydu: Kamusal alan tartışmasını derinleştirip sığlaştı- ralım ve içini boşaltıp yolumuza devam edelim! Bu gelenek arkadaşların atalarında da vardı. Onlar da iş laikliğin inceliğine geldi mi hemen şu- nu söylerlerdi: - Aziz kardeşim, bu laiklik nedir, önce tarif ede- lim, sonra uygulamaya geçelim! AKP'liler, AÎHM kararının kendileri için doğurdu- ğu vahim sonucu en aza indirmek için kamusal alan kavramını tartışmaya açtılar. Değişik tarifler yapıp durumu kendilerince içinden çıkılmaz hale getirmek, ardından da şunu demek istiyorlar: Bakın işte kimse kamusal alan tarifinde birleşe- medi. Gelin bu alanı ortadan kaldıralım, olsun bit- sin! Tartışma sürecinde "masumlan" oynamak ge- rekirse şu tümceler yeğleniyor: "Oünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir tanımyok." "Din düşmanlığı yapılıyor. Türbanlı insanlan ni- çin dışlıyorsunuz." "Toplumu kamplara bölmek kimsenin işine ya- ramaz." Eğer haddıni bildirmek gerekiyorsa söylem ve biçim değişiyor: "Kimse kendisini toplumun üzerinde görmesin." "Kamusal alanda ısrar edenlerin dinle-camiyle hiç ilgisi yok." Genel kamuoyu AKP'ye karşı hoşgörülü yaklaş- tığı için, toplumun önemli kesimi yaz uykusunda olduğu için bu sözler toplumu dalgalandırmıyor a- ma, özünde çok tehlikeli, iç barışı erozyona uğ- ratabilecek olumsuzlukta... Hukuk kimi bağlamaz? AİHM karannı ilk aşamada istediği biçimdetar- tıştırtamayan AKP önümüzdeki günlerde yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Bakarsınız kendine göre karşı hukukçular bulur, karşı diplomatlar bu- lur, değişik bir ortam yaratmaya girişir. Devlet kurumlannın kımi duyarlı sorumluları ge- rekeni söylemeye çalışıyor ama, durum şu atasö- zünü anımsatmaktan başka bir işe yaramıyor: Ne söylersen söyle, söylediğin karşı tarafın an- ladığı kadardır! Örneğin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, yüksek yargı ciddiyetini bozmadan şöyle de- di: "Mahkeme karan herkesi bağlar!" Ok ne desin, tutup bu tümcesinin arkasına şu- nu da ekleyecek değil ya: "Başbakan dahil..." YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç de Başba- kan'ın, "Devlet ünıversiteleri olmuyorsa, bari va- kıfüniversitelerinde türban serbest bırakılsın" söz- leri kamuoyunda değişik yankılar bulmaya başla- yınca bilinen gerçeği anımsattı: "Devlet üniversitelerinde dinsel simgeye dönüş- müş olan giysi biçiminin, vakıf üniversitelerinde hukuken olması mümkün değildir." Erdoğan buna da şu karşıhğı verdi: "Türkiye 'de bununla ilgili yasal maniler varsa bu yasal manilen değiştirecek veya yeni düzenleme- ler yapacak olan yerler bellidir. Ona göre bunun değerlendirmesj yapılır." Teziç'in daha önceki görüşlerine karşılık da hü- kümet aynı çıkışı yapmış, "Yasalan bizyapanz" na- karatını okumuştu. Evet doğru ama, yasa yapmakla hukuk devleti olmak aynı şey değil. AKP'nin bir türlü anlamak istemediği durum bu. Değişimden anladıkları da şu: Tüm Türkıye'nin usul usul değişmesi ve onlara benzemesi! AKP'nin türban tekerlemesi yeni bir boyuta u- laştı: Bu işi yasallasak da mı kamusallasak.. yasalla- masak da mı kamusallasak! ankcum(tt cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...'Şafağın Işığı'na, Kim, Nasıl Bakıyor?..." • Baştarafı Arka Sayfada Ne de fırsaf ya!.. (Tesbit/4. "...ilginç değil mi? özellikle Rand Corporation da Akdeniz Uzmanı lan Lesser'in söyledikleri, belirgin bir çelişki içeriyor; hem Türkıye'nin Avrupa Birliği'ne üyelikten başka seçeneği olmadığından bahsetmiş; hem de, bu gerçekleşmezse, 'uluslararası alanda Türki- ye merkezli politika izleyebileceğini' ileri sür- müş; iyi de, bu ikinci söylediği, başka, -üstelik son derece önemli- bir 'seçenek' olmuyor mu? Meselâ, Avrasya seçeneği! Insan bu arada, yeniden oluşan iki farklı - AB/ABD çelişkisini de sayarsanız üç- kutup- taki yeryüzü faaliyetini izlerken, Türkiye'deki yönetimin ve sorumlularının, tutum ve davranış- larını da elbet merak ediyor. Görünen odur ki, son elli yıldır olduğu gibi, Ankara başrol oyun- culuğu yerine, figürasyonda yer almayı; -bilin- mez hangi yeni tavizler için- ağzına bir parmak bal çalmak amacıyla; 'yönetmenlerin' ona sun- duğu, toplantı ve konferansları önemsemekle avunmayı, tercih ediyor. Örnek mi, buyurun. (Tesbit/4. "...NATOZirvesi'nin, İstanbul için bir yük gibi görüldüğünü, görenlerin de çok ol- duğunu belirten ve bu durumu nasıl değerlen- dirdiğini soran gazeteciye, Dışişleri Bakanı Ab- dullah Giil'ün cevabı şöyledir: "...Öyle gözüktüğünü biliyorum ama aslın- da bu her açıdan Türkiye için 'tarihi' bir fır- sat!..") (Sabah, 26 Haziran 2004) Evet, handiyse yarım yüzyıldır sürekli Türki- ye'nin aleyhine işlemiş bir 'tarihi fırsaf!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear