Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 TEMMU2 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J j j J v t ^ l l t-JlVJLİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
DPT, Türkiye'nin yatınm teşviklerinde bugüne kadar niçin başansız olduğunu araştırdı
Yatınmcı neden gelmiyor?EBRLTOKTAR
ANKARA-Devlet Planlama Teşkı-
latı (DPT). bugüne kadar yapılan dev-
let yardımlanru mercek altına aldı.
Devlet yardımlanndaki çok başlılığa
işaret eden DPT, devletın yatınm teş-
viklerine yönelik yardım sistemini de-
ğıştirmesi halinde sanayinin daha da
gelişebileceğini ortaya koydu. Bu
aınaçla hazırlanan DPT raporunda;
kalkınmada öncelikli bölgelerde yapı-
lacak yatınmJara bedelsiz arsa tahsisi-
ni, vergi teşviklerini, enerji desteğini,
sıgorta priminde indirim ya da ertele-
melerini öngören 4325 sayılı yasanın
da başanlı olamadığı ortaya konuldu.
Raporagöre; 1998-2002 yıllan ara-
sında Teşvik ve Uygulama Genel Mü-
dürlüğü toplam 15 bin 936 yatınm teş-
vik belgesi verdı. Yine aynı dönemde,
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü
Bedelsiz arsa tahsisi yapılan yerler, sanayiden uzak. • Yatınm
kredisinde hayvancılık ve dokiıma sektörü yok. %/ Ar-Ge'ye
aynlan pay az. ^ Devlet yardımlan çok başlı
25 milyar
dolarlık
yatınm
için 1274 belge verdi.
Ar-Ge için ise bugüne kadar destek-
lenen 1125 projeye toplam 147.3 mil-
yon dolar ödeme yapıldı.
Enerjı desteğı yapılan Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu'daki voltaj düşük-
lüğüne işaret edilen raporda, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile özel
sektöre ait dağıtım şırketlerinın sorun
yaşadığı ifade edildı.
Raporda, GAP bölgesine yatınm
yapanlara tahsis edilen bedelsiz arsa-
lann çoğunlukla mera olduğu, altya-
pıdan yoksun bulunduğu ve sanayi-
nin yoğun olduğu merkezlere uzak
kaldığı vurgulandı.
Bölgesel gelişmeye yönelik yatınm
kredisinde hayvancılıkla dokuma-gi-
yim sektörünün kapsam dışı olması
eleştirilen raporda. 4325 sayılı yasa-
nın rekabeti bozucu nitelikte olduğu.
komşu iki ilden birine uygulanan teş-
viklerin. diğer ilin gelişmesini olum-
suz yönde etkiledığı şikâyetlen de di-
le getirildi.
Ar-Ge sorunu
Raporda, Ar-Ge yatınmlanna yö-
nelik teşvikleregenişyeraynldı. "Ye-
ni bir üriin getiştirümesi, ürün kalite-
sinin vükseftUmesini ve veni bir tekno-
lojinin ülke koşullanna uyumunun
sağlanmasınT amaçlayan Ar-Ge yatı-
nmlannın TÜBlTAK'ın görüşü alına-
rak. Hazıne'ce uygulandığı anlatıldı.
Raporda Ar-Ge yatınm miktannm
400 milyar Türk Lirası ile sınırlı tutul-
ması, bir şirketin doğuşundan dünya
çapında bir şırket haline gelmceye ka-
darki süreci kapsamaması eleştirildi.
800 milyon dolarhk Ar-G€ hacmi
Raporda. bugüne kadar 800 mılyon
dolar büyüklüğünde Ar-Ge hacmi ya-
ratıldığı vurgulandı. Ar-Ge harcama-
lannın Gayri Safi Yurtiçı Hasıla için-
deki payının bınde 64 olduğuna dik-
kat cekilen raporda, Ar-Ge'ye ağırlık
veren firmalann başan öykülennden
şu örnekJer verildi:
• Arçelik 53 projeyle en çok Ar-Ge
yardımı için başvuruda bulunan fir-
ma. 9O'lı yıllarda kurumsallaştırdığı
AR-GE anlayışı ve 127 patenti ile
Türkiye'de birinci durumda. Arçelik,
bugün yüzde 80'i AB ülkeleri olmak
üzere 55 ayn ülkeye ihracat yapmak-
tadır.
• Ar-Ge çalışmalannda edindiği
yetenekle TV pazannda Avrupa'da
ikinci konuma gelen ve bırçok tekno-
lojisini kendi üreten VESTEL sürek-
li gelişiyor.
• FORD Otosan'ın geliştirdiği ve
Avrupa"da yılın ticari aracı seçilen
FORD Transit Connect de önemh
bir örnek.
• Tasanmına TOFAŞ'ın katkıda
bulunduğu FIAT Doblo da bır diğer
örnek.
ÎSTtHDAM VE YATIRIM KOŞULLAR1YUMUŞATILDI
Bedava arazi bile
yabancıyı çekemedi
AYŞE SAYEV
ANKARA - AKP hükümetinüı ya-
bancı sermayeyi teşvik savıyla ge-
çen yıl çıkardığı "lOOldşiyeistihdam
ve en az 25 milyon dolarhk yaönm"
koşullu Hazıne arazısı tahsisi öngö-
ren yasa, tam bir fiyaskoyla sonuç-
landı. Bu koşullan taşıyanlara yasal
harçlan ödemesi durumunda Hazine
arazisi tahsisi öngören uygulama
için tek bir yatınmcının başvuruda
bulunmadığı ortaya çıktı. Bunun
üzerine hükümet gelecek hafta
TBMM Genel Kurulu'nda görüşül-
mesi beklenen yeni "vergiaffi" tasa-
nsma koyduğu bir maddeyle koşul-
lan iyice yumuşattı.
AKP hükümetinin ekonomiye
kaynak sağlama gerekçesiyle kamu
arazilerini ve kurumlannı yerli ve
yabancı sermayenin adeta "talanı-
na" açan uygulamalan teker teker
hüsranla sonuçlanıyor. Milletvekili
lojmanlannın ve kamuya ait sosyal
tesislerin satışını başaramayıp "vi-
raneye" dönmelerini sağlayan AKP
hükümetinin. "yabancı yatınmcı
çekme" hevesı de sonuçsuz kaldı. Bu
çerçevede çıkanlan. en az 100 kişi-
lik istihdam ve 25 milyon dolarhk
sınai yatınmı yapma koşuluyla ya-
bancı yatmmciya Hazine arazisi tah-
sisinı öngören uygulama da rağbet
görmedi.
Hükümet bunun üzerine gelecek
hafta TBMM Genel Kurulu'nda gö-
rüşülmesi beklenen vergi affı pake-
tıne. koşullan daha da esneten bir
hüküm koydu. Komisyondaki görüş-
meler sırasında da hükümet yetkili-
leri, mevcut yasaya göre yapılacak
tahsis için hiçbir yatınmcmın baş-
vuru yapmadığı itirafında bulundu-
lar. Hükümet, başvuru olmamasının
gerekçesinı "yaünrn tutan ve istih-
dam edüecek kişi sayısının yüksek ol-
masuıa" bağladı.
Bu kapsamda, tasanyla mevcut ya-
sadayeralan "25milyondolarvelOO
kişilik istihdam" koşulu, 10 mılyon
dolarhk yatınm ve 50 kişilik istih-
dam olarak aşağı çekildı. Yeni dü-
zenleme yasalaşırsa. yatınmı yap-
mak isteyen yabancı yatırımcılara,
yasal harçlan ödemek kaydıyla en
az 10 milyon dolarlık yatınm ve 50
kişiyi istihdam etmeleri koşuluyla
Hazine arazisi tahsis edilecek.
İzin alan çok,
gelen yok
Ekonomi Servisi - Yabancı serma-
ye, Türkiye'ye beklenen ilgiyi hâlâ
göstermıyor. Makro ekonomık gös-
tergelerdeki iyıleşmeye karşın bu yıl
da Türkiye yabancı sermaye çekeme-
di. Bu yılın tümünde 2.4 milyar do-
lar olarak öngörülen doğrudan ya-
bancı sermaye girişi, yılın ilk dört
ayında 461 milyon dolarda kaldı.
Ilk dört ayda gerçekleşen net ya-
bancı sermaye girişi. geçen yılrn eş
dönemindeki 116 milyon dolarlık tu-
tara göre yüksek olmakla birlikte, yı-
lın tümü için öngörülen hedefle
uyumlu seyretmedi. Yabancı Serma-
ye Derneği'nin (YASED) verilerine
göre, 6 bın 280 yabancı şirket,
20O2'de 2 milyar 243 milyon dolar-
lık yaünm için izin aldı. ancak fıili gj-
riş yıl geneli için l milyar 42 milyon
dolarda kaldı. Geçen yıl da bu tablo
değışmedı; 1 mılyar 208 milyon do-
larlık yatınm için izin alınmasına kar-
şın doğrudan yatınm haziran ayı iti-
banvla 150 milyon dolarda kaldı.
Bürokratik engekrin de etkisiyle denizkrde bahk yetiştiriciliği çok zor gelişiyor. (Fotoğraf. ARŞİV)
Açık denizde yetiştirmek için yatınm izni alma süreci uzun
Balıkta bürokrasi iki yıl
ANKARA (AA) - Türkiye, balık
yetiştiriciliği için, ekilen tanm ara-
zisinden daha fazla deniz alanına
sahıp olmasına karşın bürokrasi
başta olmak üzere çeşitli nedenler-
le bu potansiyelı değerlendiremiyor.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı
verilerine göre iç sulan ve de-
nizleri ile birlikte 25.8 milyon
hektar (258 bin kilometrekare)
balık yetiştiriciliğine elverişli
alanı olan Türkiye'de. bu po-
tansiyel değerlendirilemiyor.
Yıllık 600 bin ton civanndaki
balık üretiminin yüzde 90'ı avla-
ma yöntemi ile elde edilirken bü-
rokratik engellerin de etkisiyle de-
nizlerde balık yetiştiriciliği çok
zor gelişiyor.
Bu kadar geniş bir yatınm alanı
potansiyeline karşın şimdiye ka-
dar, 1100'ü iç sularda olmak üze-
re toplam 1650 balık yetiştiriciliği
tesisi belge alabıldı. Bunlann top-
lam üretim kapasitesi ıse 85 bin
ton. Üretim rakamını 100 bın-150
bin tona. 20-25 yılda da 500 bin to-
na çıkarmanın mümkün olduğu
• Türkiye'nin 500 bin tonluk
potansiyeli bulunuyor ancak
yeterli yatınm yapılmadığı için
60 bin ton üretim gerçekleşiyor.
vurgulanıyor.
Balık yetiştincilığine getirilen
desteğin, yeni yetiştiricilik yatınm-
lannı özendirmekten çok, mevcut
yatınmcılan kapasite arttırımına
yönelttiği belirtıliyor.
izin sürecinin uzun sürmesi ne-
deniyle sektöre ilgi duyan yaban-
cı yatınmcılann da doğrudan yeni
yatınm yapmak yerine. mevcut ya-
tınmlan satın alma ya da kiralama
yoluna gittiği kaydedüdi.
Verilen bilgiye göre iç sularda
balık yetiştiriciliği konusunda izin
alrnak, denızlere göre daha ko-
lay oluyor. Ancak. Kültür ve
Turizm, Tanm ve Köyişleri,
Çevre ve Orman, Maliye, Sağ-
lık bakanlıklan, Denizcilik
Müsteşarhğı, özel çevre koru-
ma kurullannı ılgilendirmesi
nedeniyle denızlerde yetiştiricilik
için yatınm izni almak 2 yıla ka-
dar sürüyor.
Dünyada ortalama 15 kg, AB'de
22 kg. olan kişi başına yıllık balık
tüketimi, Türkiye'de 8 kg'a kadar
iniyor.
DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA erginy@tr.net
Geçen hafta Demokratların başkan
adayı John Kerry, senatör John Ed-
wards'ı başkan yardımcısı adayı olarak
açıkladı. Cumhuriyetçilerin kampın-
daysa Bush'tan, Başkan Yardımcısı
Dick Cheney'yi değiştirmesini isteyen-
lerin sesi giderek yükseliyor (VVashing-
ton Post, 07/07). Siyasette ikinci
adamların, çok ender konjonktürlerde
yön belirleyici etkileri oluyor. Bu ABD
başkanlık seçimleri de, Bush yöneti-
minde Cheney'nin belirleyici rolünden
dolayı, bu ender konjonktürlerden biri-
ni oluşturuyor.
Yorgun ve yaşlı
Bu seçimlerin bir özelliği daha var.
Prof. Michel Scvvartz'a göre, ABD se-
çimlerinde, geleneksel olarak seçmen,
iktidardaki başkan yeniden aday ol-
muşsa oyunu, ya ondan yana ya da
ona karşı kullanıyor; seçim sonuçlannın
belirlenmesinde de rakip adayın özel-
likleri ikincil bır rol oynuyor (Znet, 2
Temmuz 2004). Bu açıdan bakınca da
Bush'un ekibi, özellikle Başkan Yardım-
cısı Dick Cheney, yorgun ve yaşlı bir
görüntü sunuyor. Dahası, Bush ekibi,
seçmenin karşısına yeni bir projeyle
çıkmak yerine zamanının, parasının bü-
yük bır kısmını, uygulamakta olduğu
projenın (terorizme karşı savaş, Ortado-
ğu politikası, Irak'ın işgali, Irak'ın yö-
netilmesi, işkence skandallan vb...) ba-
şansızlıklannı açıklamakla, rakibine kar-
şı "negatifkampanya"yürütmekle har-
cıyor ama, bir türlü kamuoyu yoklama-
larında reytingini yükseltemiyor. Böyle-
ce kimı gözlemcilere, örneğin Centre
for Strategic and International Stu-
dies'dan James Mann'a göre "artık
tükenmiş bir yönetim" izlenimi veriyor
Bush ve Thermidor-lll (İkinci Adamlar)
(Financial Times, 07/07).
Bu yorgunluğu, tükenmişliği ise en
iyi Dick Cheney temsil ediyor. Yaşı ve
kalbinde bir pille yaşamakta olması bir
yana, Cumhuriyetçi Parti içinden bir-
çok önde gelen isım, Cheney'nin, Hal-
liburton, Enron bağlantılarının, seçmen
üzerindeki kutuplaştırıcı etkisınden ya-
kınmaya başladılar. 11 Eylül komisyo-
nunun aksi yönde bulgularına rağmen
Cheney'nin hâlâ Saddam ile El Kaide
arasında ilişki olduğunu iddia etmeye
devam etmesi, gerçeklikten kopmaya
başladığını, senatoda bir başka sena-
töre "S'tir" çekme örneğinde olduğu
gibi sinirlerine hâkim olamaz bir nokta-
ya geldiğini düşündürüyor. Muhafaza-
kâr Washington Times'ın da geniş yer
verdiği bu eleştirilerde, örneğin Bruce
Bartlett, ["Cheney Altematives"
07/07), James P. Gannon (Wall Stre-
et'in eski raportölerinden ve lowa eya-
letinin en büyük gazetesi Des Monies
Register'in editörü), Arnold Beichman
(Hoover Insitute), B. Scovvcroft ve J.
Baker (baba Bush'un ekibi), Che-
ney'nin çekilmesinin parti için daha ha-
yıriı olacağını vurguluyorlar (Asia Times,
09/07).
Plnamik ve Cenç
Siyaseti ve kadroları açısından tü-
kenmiş izlenimi veren bir başkana kar-
şı yanştığının bilinciyle olacak, Kerry,
bugüne kadar, belirgin bir siyasi prog-
ram sunmak yerine Bush'un hataları
üzerine gitmeyi tercih ettı; geçen hafta
da başkan yardımcısı adayı olarak
genç, dinamik, ateşli bir konuşmacı
olarak bilinen Edvvards'ı seçti. Kerry'nin
bu taktiği, geçen pazartesi değindiğim
"Thermidor" konjonktürüne çok uy-
gun. Dikkatle bakıldığında, Kerry'nin,
muhafazakâr çevrelerde "Bush devri-
mi" olarak da bilinen "imparatorluk
stratejisini" özü itibanyla benimsediği,
ancak uygulama düzeyinde eleştirdiği
görülür. Kerry'nin sürekli bir "değişim"
mesajı verirken, aynntılara girmemeye
özellikle dikkat etmesi de bundan.
Irak'ın işgalini de desteklemiş olan
Kerry'nin dış politika kadrosu,
terorizmden daha çok terorizmin kay-
nağıyla ilgilenmekten yana; kaynak ola-
rak da "başansız devletleri" saptıyor-
lar. Jonathan Freeland'ın işaret ettiği
gibi, bu daha uzun soluklu, uluslarara-
sı ittifakları da göz önüne alan bir em-
peryalist proje anlamına geliyor (The
Guardian, 09/07); bir kopuşu değil,
ABD'nın olanaklanyia uluslararası ko-
şullara daha uygun birsürekliliği, Irak'ta
daha uzun ve derin bir biçimde kalma-
yı içeriyor. ABD'de böyle bir uzun so-
luklu projeyi sürdürülebilir kılmak için
de, bu yolu açmış olmasına karşın hem
ülke içindeki sınıfiar arası hem de ulus-
lararası alanda ABD ile diğer büyük
güçler arasındaki konsensüsü yıkan,
şimdı daha ileri gitmeye engel oluştu-
ran bir kadronun tasfiyesi gerekiyor
Kerry'nin 51 yaş/ndaki Edvvards'ı baş-
kan yardımcısı adayı olarak açıklaması
da bu mantığa uygun. Bir fabrika işçisi-
nin oğlu, yerel devlet okullannda oku-
duktan sonra, genelde işçi sınıfından in-
sanlan, büyük şirketlere ve doktorlara
karşı tazminat davalannda savunarak
milyoner olan Edvvards, adeta "Ameri-
kan riıyasının" yaşayan ömeği. Çok zen-
gin, eski bir Boston ailesinin çocuğu olan
•Kerry ise, eğitimini en pahalı özel okui-
arda, hatta bir ara Isviçre'de yapmış,
Tiavikanlı", "SkullandBones" kulübü-
nün üyesi bir Yale mezunu.
Edwards ba?ka ne getlrlyor?
Kerry ve Edwards, birlikte ABD'nin
geleneksel ülke içi konsensüsü, onun
merkezi söyleminin fantezisini temsil
eden bir simge oluşturuyorlar. Kerry ve
Edvvards'ın ilk birlikte göründükleri or-
tamda, "ABD'nin uluslararasısaygınlı-
ğını, liderliğini restore etmekten" (Fi-
nancial Times, 07/07) söz etmeleri de
ABD ile diğer büyük güçler arasındaki
ilişkilerın restorasyonuyla ilgiliydi. Ker-
ry'nin Israil'e, "Batı Yakasına" dikilen
duvara verdiği destekteki, kasıtlı ola-
rak yaratılmış gibi görünen belirsizlikle-
ri de (Gadi Decher, UPI07/07) sanınm
bu bağlamda yorumlayabiliriz
Edvvards, Kerry'nin kampanyasını üç
alanda daha güçlendirebilir. Birincisi,
Cheney'nin Halliburton ve Enron'lakir-
lenmiş imajının aksine, Edvvards, "ser-
vetini büyük sermayeye karşı mücade-
le ederek kazanmış bir avukat". Üste-
lik artık yorulmaya başlayan Che-
ney'den çok daha dinamik, özellikle kü-
çük kasaba ve taşra dinleyicisine hitap
etmeyi iyi bilen bir konuşmacı. Ikincisi,
daha önce de değindiğim gibi, bu se-
çimlerde kararsızlan kazanmak kadar,
rakibin çekirdek oylannı etkılemek de
önemli. Bu yüzden, Güneyli biri siyaset-
çi olarak Edvvards'ın, Cumhuriyetçile-
rin kalesi olduğu varsayılan oylan etki-
leme, hatta bu cephede kimi çentikler
açma şansı var. Üçüncüsü, Edvvards,
kendi kampanyası sırasında sürekli,
zengin-yoksul "iki Amerika", Afrikalı
Amerikalılann haklan, gibi konulardaet-
kileyici konuşmalaryapıyordu. Bu özel-
liklerıyle Edvvards, hem Kerry'nin plat-
formuna bir iç politika boyutu ekliyor
hem de bağımsız aday Nader'e gide-
bilecek sol oylann bir kısmını tutma
şansı yaratıyor.
özetle, Cumhuriyetçi kampın gittik-
çe daha görünür olmaya başlayan za-
aflanna karşılık, Demokrat Parti'nin
adaylan, "seçim makinesi" gittikçe et-
kisini arttırıyor. Bunu, Kerry'nin hızla bü-
yümeye devam eden, son tahlilde ser-
maye sınıfının desteğinin de bir ölçüsü
olan kampanya kasasına bakarak da
görmek olanaklı. Kerry'nin kasasında-
ki paranın, daha şimdiden, Bush kam-
panyasının benimsediği hedef miktar
olan 175 milyon dolara ulaştığı bil-
diriliyor (Boston Globe, 6/07).
ANKARA PAZAR1
YAKUP KEPENEK
'Kandeş Kanıyla' mı?
CHP Kurultayı'nın üzerinden bir hafta geçti; an-
cak, yankılan devam ediyor. Bu bağlamda, ileriye
dönük olarak kimi noktaların altı çizilmelidir.
Kurultaya giden süreç, yerel seçimler için aday
saptanması sırasında yaşanan sıkıntılarla başla-
dı. Seçimlerde alınan sonuçlar, yeterince derinle-
mesine incelenmedi; sonuçların, başarılı ya da
başansızlık durumlarına göre nedenleriyle birlik-
te, soğukkanhlıkla ele alınması sağlanarnadı.
Bu somut durum ve daha genelde partinin po-
litika üretiminde yaşanan yapısal sıkıntılar şu so-
nucu doğurdu: Benim de içlerinde bulunduğum
40 dolayında milletvekili, 18 Mayıs'ta yaptıkları
"CHP'nin Iktidar Yürüyüşü" çağrısı yaptı; ilk iş
olarak da tüzüğün değiştirilmesini istedıler.
Tüzük değişikliği isteği, partinin kurumsal yapı-
sının daha katılımcı ve demokratik işleyiş kazan-
ması; organ ve örgütlerin daha etkin çalışması için
gerekli düzenlemelerin yapılması; üye haklannın
güçlendirilmesi, parti içi seçimlerin güvence artı-
na alınması; kadın ve gençlik kollannın, katılımcı
bir anlayışla geiiştirilmesi ve örgüt çalışmalan ara-
sında etkinliği güçlendirecek eşgüdüm sağlan-
ması noktalarında toplanıyor.
CHP'yi, politika üretiminde güçlendirmeyi
amaçlayan "Iktidar Yürüyüşü " çağrımız, en az tü-
zük değişikliği kadar önemlidir. Cumburiyetin, la-
ik, demokratik ve sosyal hukuk devleti nrtelikle-
riyle çağdaş sosyal demokrasinin özgüriük, eşit-
lik ve dayanışma önermelerinin bireşimi olan
CHP'nin, bu düşünsel gizil gücünü çok daha güç-
lü bir biçimde sergilemesı gerekiyor.
Çağrı, CHP'nin kuruluşundan bu yanaasıl nite-
liği olan Cumhurıyet'in değerierine sahip çıkma,
demokratikleşme ve ekonomik gelişme alan-
lannda ilerici öncülüğünü yeniden kazanması;
12 Eylül kalıntısı yasal ve kurumsal yapılann de-
mokratikleşme yoluyla değiştırilmesi; küreselleş-
me sürecinde ulusal çıkarlann korunması amacıy-
la gerekli politika seçeneklerinin sergilenmesi;
başta işsizlik olmak üzere sosyal demokrat poli-
tikalar üretilmesini içeriyor. Gücünü, toplumun,
demokrasi, ilerici ve üretici güçlerinden alan ve on-
larla birlikte davranacak bir siyasal güç olarak
CHP'nin, ülkenin geleceğinin biçimlenmesinde
öncülük etmesi isteniyor.
Kısaca, toplumun her kesiminden gelen istek-
lerin özümsenmesi ve içselleştirilerek somut po-
litika önermelerine dönüşmesi CHP'nin iç işleyi-
şinin temelini oluşturmalıdır.
Ek olarak kazanılan belediyelerin, sosyal de-
mokrat ilkeler doğrultusunda, saydam, katılımcı,
dayanışmacı bir anlayışla nasıl yönetileceğinin ta-
sarımı, bır an önce hazırianmalıdır.
Yapılan kurultayda Iktidar Yürüyüşü çağnsının
gündeme getirilememesi, tüzük değişikliğinin adı-
nın bile anılamaması var olan yetersizliklerı orta-
dan kaldırmryor.
• • •
Kurultaydan sonra, muhalefeti izlemek üzere
Merkez Yönetim Kurulu içinden beş kişilik bir ko-
misyon kurulması yoluna gidildi. Ne denir? Bu du-
rumu, Nâzım'ın, Şeyh Bedreddin Destanı'ndaki
sözleri çok güzel betimliyor:
öz kardeşi Musa 'yı ok kirişiyle boğup
yanibiraltın leğende kardeş kanıyla aptes ala-
rak
Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi
Çelebi hünkâr idi amma
Yalnız üyelerinin değil taraftariarının da sayısını
arttırmak, hem de çok arttırmak zorunda olan
CHP'de, disiplin sürecinin nasıl işleyeceği bellidir.
Eğer yeni komisyonlar kurulacaksa bunlann, "Ik-
tidar Yürüyüşü" komisyonlan olması gerekir.
Başta milletvekilleri olmak üzere tüm CHP'lile-
re düşen temel görev, bırakıp gitmek değil, tam
tersine, partinin, eksiklerini gidererek güçlenme-
si için, her koşulda emek vermektir.
yakup@metu.edu.tr
Nüfus kayıtları yeniden düzenlendi
SSK ödemelerine
yeni yönetmelik
ANK4RA
(Cumhurivet Biirosu)
-SSK'lilere
ödemelerde esas
alınacak nüfus
kayıtlannı düzenleyen
Sosyal Sıgortalar
Kurumu Sosyal
Sıgorta İşlemleri
Yönetmeliği'nde
yapılan değişiklik
Resmi Gazete'de
yayımlanarak
yüriirlüğe
girdı.
Buna göre, iş
kazalanyla
meslek
hastalıklan
sigortasından sigortalı
ve hak sahiplerine
bağlanacak gelirlerle
sigortalılara ödenecek
sermayelerin
hesabında, iş
kazasının olduğu veya
meslek hastahğının
hekim raporu ile ilk
defa tespit edildiğı
tarihte, malullük,
yaşlılık ve ölüm
sigortalannda
sigortahlann
yürürlükten
kaldınlmış 5417 sayılı
Ihtiyarhk Sigortası
Kanunu ve 6900 sayılı
Maluliyet, Ihtiyarlık
ve Ölüm Sigortalan
Kanunu veya 506
sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu'na
tabi olarak ilk defa
çahşmaya başladığı
tarihte nüfus
kütüğünde kayıtlı
bulunan doğum
tarihleri esas alınacak.
Sigortahlann yaş
tahsisi
durumlannda, iş
kazalanyla
meslek
hastalığı ve
malullük,
yaşlılık ve
ölüm
sigortalanndan
gelir ve aylık
tahsisleri ile
sermaye değeri
hesabmda iş kazasınm
olduğu veya
meslek hastahğının
hekim raporu ile
ilk defa tespit edildiği
veya sigortahlann
506 sayılı Sosyal
Sigortalar
Kanunu'na tabi
olarak ilk defa
çahşmaya başladığı
tarihte nüfus
kütüğünde kayıtlı
bulunan doğum
tarihleri esas alınacak.