25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
eNAYIS 20O4 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DM Yıl 1968. Üniversite öğrencisi Deniz Gezmiş, gazeteci-yazar îlhan Selçuk'a alçak sesle sorar 'Abi devrimnezamanolacak' Uçfidanckonlar Deniz Gezmiş'in, TÎP İ sküdar İlçe Sekreteri olduktan sonraki ilk siyasi faaüv eti, Çorum işçilerinin çıplak ayakla İstanbul'a yürüyüşü sırasındadır. Çorum'da Genel-Iş Sendikası'na üye 54 temizlik işçisi, Çorum Belediye Başkanı Kemal Demirer'ın 72 işçinın ışine son vermesi ve ışçilen başka bir statüye tabi tutarak ücretlerini 350 lıradan 250 liraya ındirmek ıstemesi üzenne, 27 Temmuz 1966 Çarşamba günü, Çorum'dan Ankara'ya kadar sürecek bir yürüyüş başlatır. 3 Ağustos Çarşamba günü, Anıtkabir'e gelen işçiler, yürüyüşü bitirir. 5 Ağustos'ta ise Danıştay'da açtıkları davayı kazanmalan üzerine, işçiler. 8 Ağustos'ta işbaşı yapar. Fakat belediye başkanı. belediyenın gelin olmadığını öne sürerek 10 Ağustos 1966'da Danıştay'ın karanna uymaz. BeJediyeye maddi yardım yapması için ABD Cumhurbaşkanı Johnson'a mektup yazdığı için halk. belediye başkanına, "Johnson Kemal" lakabını takmıştır. isyancının izleri Turhan FEYİZOĞLU YALINAYAK YÜRÜYÜŞ Abdullah Baştürk ün başkanı olduğu Genel-Iş Sendikası'na üye işçiler. Çorum Belediye Başkanı'nın Danıştay'ın karannı uygulamamasını kınamak amacıyla, 15 Ağustos 1966'da Ankara'dan Istanbul'a yalinayak bir yürüyüş başlatır. Deniz Gezmiş"in, TÎP Csküdar Uçe Sekreteri olduktan sonraki ilk siyasi faaliyeti. Çorum işçilerinin, bu yürüyüşü sırasındadır. Nurettin Demirdöven, bu olayı şöyle anJatmıştır: Çorum işçilerinin îstanbul"a yakJaştığını öğrendik. Denız'le birlıkte ışçıleri, Otosan fabrikasının önünde karşılamaya gittik. Işçileri orada karşıladık. Çıçek yaptırmıştık, onu işçılere verdik. Oradan. işçilerle birlikte yürüyerek Üsküdar- Harem yol kavşağına kadar geldik. Csküdar"da, partililer de katıldı. Daha sonra, vapurlarla karşı yakaya geçildi. TüRK-İŞ ÖNÜNDE EYLEM Gümüşsuyu'nda Türk-îş Birinci Bölge Temsilciliği'nin önüne gelindi. Türk-Iş, Amerikan sendikacılığını benimseyen bir tutumda idi o zaman. Halen öyle ya. TlP'in kuruculan da aynı federasyonda ama diğerleri, bunlann tutumunu benımsemıyor. TtP'ı destekleyici bir sendika kurma çabası içindeydiler. Daha sonra, DÎSK'i kurdular. Yürüyüşe katılanlann çoğunluğu da bu düşüncede olduğu için, orada, Türk-îş aleyhınde gösteriler oldu. Bu gösteriler, # '68'in içinde yer almamak ya da başka türlü davranmak mümkün değildi. O dönemde gençliğin önemli bir bölümü bu hareketin içindeydi. '68 eylemleri, içinde yer alınmaması imkânsız eylemlerdi. Deniz Gezmiş de, işte bu yer alınmaması imkânsız olan eylemlerin içinde ilk önce sempatizan olarak. daha sonra da gençlik lideri olarak yer aldı. Taksim'deki Atatürk Anıtı'nın orada da devam ettı. İsmailTopkar konuşuyordu. Deniz, ajıtasyon yaptı. Bunun üzerine diğer arkadaşlar da. Türk-tş aleyhıne gösteriye başladılar. Göstenlerin sonunda, polis, Deniz'le birlikte birkaç kişiyi gözaltına aldı. DENIZ SERBEST BIRAKILIR Deniz, uzun boylu olduğu için hemen dikkati çekiyordu. Gözaltına alınanlara yiyecek-içecek götürdük. Ben. partinin merkezine gittim. Durumu Aybar'a anlattım. Partili milletvekillennden KemalNebioğlu ve Rıza Kuas hemen ilgılendiler. Beraberce, Taksim Karakolu'na gittik. Komiserle konuşuldu. Ağırlıklannı koydular. Gece baktım, eve ikı kişi geldi. Deniz, adres olarak bizim evin adresini verırdi. Babasından çekinirdi bu konularda. O zamanki yasalara göre, polis, bazı formaliteler yerine getırildikten ve kefil bulduktan sonra, karakolda gözaltında olan birisini serbest bırakabiliyordu. Deniz de, Taksim Karakolu'ndan Selimiye Karakolu'na devTedıliyor. Oradan, bir polis nezarerinde ıkametgâh adresi olarak kullandığı bizım eve getirildi. Ben de imza verdim. Böylece Deniz serbest bırakıldı. Deniz, üniversiteye girdıkten inbaren bazı düşüncelere sahipti. Gazetecı-yazar Ühan Selçuk, Deniz ile arasında geçen bir olayı şöyle anlatmıştır: Yıl 1968... Öğrencinin gözleri kor gibiydi; gizemli bir bakışla, alçak sesle sordu: 'Abi ne zaman olacak?»' îçimden, 'Kerata', diye düşündüm. Üniversiteye iki yıl önce girdi, çıkıncaya kadar devrim olsun istiyor. Sevimli bir çocuktu... Astılar... 1960-70 dönemi öğrenci liderlerinden Aül Ant'ın dediği gibı: "68'in içinde yer almamak ya da başka fürJü davranmak mümkün degildi. O dönemde gençliğin önemli bir bölümü bu hareketin içindeydi. Yer almayanlar esasen o kuşağın en pısınk, en geri, en işe yaramaz kesimiydi. '68 eylemleri, içinde yer alınmaması imkânsız eylemlerdi." Deniz de, ışte bu yer alınmaması imkânsız olan eylemlenn içinde ilk önce sempatizan olarak. daha sonra da gençlik lıden olarak yer almıştır. Deniz'in bu dönem etkinlik- lerine katıldığı ve yer aldığı öğrenci kuruluşlan şunlardır: TMTF ve TMGT (Türkiye Mılli Gençlik Teşkilatı). Bu örgütler tarafından düzenlenen ve Denız'in Devnmci Hukuklular Örgütü (DHÖ) kurulana kadar katıldığı bazı eylemler vardır. BiR HAFTA DİSİPLİN CEZASI Türkiye Mıllı Talebe Federasyonu (TMTF), zamlan \e hayat pahalılığım kınamak amacı ıle 1967 yılı Mart ayında eylem karan alarak uygulamaya girişir. 11 Mart 1967 Cumartesi günü, Fatih semtinde duvara yağlıboya ile zamlan ve pahalılığı kınamak için yazı yazan Nurettin Demirdöven, Erim Süerkan, Davut Aslanrürk ve Timur Kalkan adlı dört ünıversite öğrencisi duvanna yazı yazdıkJan ev sahibinin şikâyetı üzenne polis tarafından gözaltına alınır. daha sonra da ikâmete rapten serbest bırakılır. Nurettin Demirdöven, bu olayla ilgili olarak şunlan anlatmıştır: "Duvarlara yazı yaznıak adliyenin ilgi alanına değü, duvarları kirlettiğimizden dolayı belediyenin ilgi alanına giriyordu. Bu olayda Deniz kaçarak kurtuidu. Biz ise polisin üniversiteye bildirmesi nedeniyle bir hafta disipön cezası aldık." ann: Devrimci Hukuklular eniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın ölüm yıldönümü nedeniyle, avu- katlan Halit Çelenk, gömütleri başında bir konuşma yaptı. Çelenk'in konuşma- sı şöyle: Dostlar, Sevgıli Deniz, Yusuf. Hüseyin Şair Tahsin Saraç'ın: "Karşıyaka'nın üç gülü Deniz gülü, Yusuf gülü, Hüseyin gülü, _ Yürek dalıma gömülü.." dıye andığı. Şaır Subutay Hıkmet'in: "esld ağacmuzın civan üç dahydılar toprağunızm yüreğinden yeşeren, gecemizden yıldız gibi kaydılar ^şafağa dogru erken erken üç dal yan yana ciçeğe durdular" dıye niteledıği; Yazar ve Şair Muzaffer Öhan Erdost'un: "..aşağıda hücreleri gündüz gibi geceleri koldan ağar zincüieri bilmesen de bilmez misin şurda bir an eğlenmişler uykuyu kan eylenuşler ipte bir can eylemişler biHnmese bilmez misin_" dizeleriyle içinde yaşattığı; Şaır Şenay Hasıranın: "bende * sevdalanabUirdim nazJı seher yeti gibi üç darağacı mayıs bahannda eğer bir şafak vakti sahnmasaydT dıye seslendığı üç fidandı onlar. Deniz Gezmiş. Aradan otuz ikı yıl geçti. Unu- tulmadılar. Mezarlannda her gün taze ve rengârenk çiçekler. Yurtseverdıler. yemyeşil yaşam- lannı duraksamadan bu toprağın insanlanna feda edecek kadar. Sosyalisttıler. Bağımsızlığı vaz- geçilmez bır ilke edınmişlerdi. Yargılamanın ilk gününde mah- keme salonuna. dipçik darbeleri al- tında "'Bagımsız Türkiye'" sloga- nı ilegirmişlerdi. Dünya görüşlennin doğal so- nucu olarak antı-emperyalisttiler. Kısa ama dopdolu yaşamlannda emperyaliz- mi yaşayarak öğrendiler. Filistin'de emperyalızmin Arap halklanna uyguladığı kan dökücü saldınyı yaşayarak öğ- rendiler. ABD, 196O'lı yıllarda da, aynen bu- gün olduğu gibi. Filistın halkının Israil'e kar- şı haldı savaşımını değıl. Israıl'i desteklemek- teydı. tkinci Dünya Savaşf nda atom silahlan- nı ilk kez bır ülke halkı üzerinde deneyerek Ja- pon halkına soykınm uygulayan Amerika'mn Vietnam halkına karşı yürüttüğü vahşı saldın- ya tanık oldular. Yine ABD'nin Güney Amerika halklanna karşı CLA işbirliği ile yürüttüğü gizli ve açık sa\ aşı gördüler. Emperyalizm karşıtlığı onlar için bır yaşam biçımi olmuştu. Amenkan Altıncı Filosu'nun Istanbul'a taşıdığı deniz pıyadelerini Dolma- bahçe'de denize döken onlardı. Vietnam kasa- bı adıyla ün yapan ABD'nin Ankara Büyükel- çisi Kommer'in otomobilini ODTÜ bahçesın- de yakanlann arasında onlar vardı. Emperyalızmin bir vahşet, bir barbarlık. bir soykınm sistemi olduğununbilincindeydiler. Bu sistem ortadan kalkmadıkça, halk yığınlannın, ezilenlerin özledikleri mutluluğa. özgürlüğe Yusuf Aslan. a. Hüsevin İnan. kavuşamayacaldannı da biliyorlardı. Tarih bu- nun dersleri ve deneyleri ile doluydu. Işte bu bilinçle onlar mahkemedeki savun- malarmda şunlan söylediler: "Artik Amerikan empenaliznıini dolarlar, valanlar, atom bombalan kurtaramaz... Çün- kü dünyadabağunsızhk sa\'aşlannı durduracak ve uluslan ezebilecek hjçbir silah yoktur. Çagı- mıza damgasını vuran en güçlü silah bagımsız- lık ve kurtuluş sa\aşlandır." Onlar sonsuzluğa merhaba dedikten sonra emperyalizmin sömürü, talan ve soykınm ey- lemleri daha da güçlenerek süregeldi. Son ola- rak Afganistan'ın ve Irak'ın hiçbir haklı neden yokken yalanlar, sahtekârlıldarla Amenkan ve dünya kamuoyu aldatılarak işgal edilmesı, on binlerce srvilin öldürülmesı. Mezopotamya uy- garlığının yağmalanmasına hep birlikte tanık olduk. Denizler'in verdıği bağımsızlık mücadelesi ile bugünün koşullan arasmdaki bağı kavTamak açısından, Amenkan emperyalızminin önü- müzdekı dönem için planladığı ve "BüyükOr- tadoğu ProjesT adını \erdığı tasanmı da anım- satmak gerekir. Kuzey Afrika'dan başlayarak Mısır'ı, Suriye'yi, Türkiye ve îran'ı ıçine alan. Hintve Çin sırurlanna dek uzanan bır coğrafyada ülkelerin yeraltı ve yerüstü servetlenne el koyına ve bu ülkelen sömürgeleştirme pro- jesidır bu. tsrail, bu projede yıl- lardan ben Amerika'mn sağ ko- lu görevini yapmaktadır. Fılistin halkını yok etmek için bu bölge- de dünyanın gözleri önünde tari- hin en kanh soykınmlanndan bi- nnı uygulamaktadır. ABD bu soy- kınma destek vermekte, AB ve dünya devletleri seyircı kalmak- tadır Basına yansıyan haberlere göre ,ABD emperyalizmi Türki- ye'ye de bu projede önemli bir rol vermış ve Başbakan Erdoğan bu görevı kabul etmiştir. ABD, Ortadoğu'da bu projeyi gerçekleştırmek amacıyla bilim- sel görüntülü toplantılar düzen- lenmesıni sağlayarak yeni birpro- paganda çalışması yapmaktadır. Türkiye'ye yakıştınlmak istenen ılımlı tslam doktrininin gündem maddesi yapıldığı Washington Ua- ki son Abant toplantısı bunun bir örneğidir. Bır mesajla toplantıya katılan Fethullah Gülen Türkiye'nin Batı ile Doğu arasında önemli bir köprü görevi yapa- bileceğini, ülkemizin bu konuda örnek bir ül- ke olduğunu söylemektedır. Işte bütün bu gehşmelerin ışığmda; Günümüzde Deniz'leri anmak demek: Afganistan'da \e Irak'ta Amerikan emperyaliz- mi ve ortaklannın vahşi saldınlannı. kendi çıkarlan için soykınm uygulamalanna karşı çıkmak demektir. Filistin'de tsrail'in Filıstin halkını yok etme ve lıderlerini öldürme eylemlerine karşı çıkmak demektir. Büyük Ortadoğu Projesi'ne karşı çık- mak demektir. Ilımlı tslam adı altında ABD em- peryalızminin ve ortaklannın Fethullah Gülen eliyle Türkiye'yi Büyük Ortadoğu Projesi'ne katma planına karşı çıkmak demektir. Büyük Ortadoğu Projesi'nin stratejı ve sal- dınlannı planlamak üzere haziranda Istan- bul'da toplanacak olan. Bush'un da gelmeye hazırlandığı NATO toplanrısına karşı çıkmak demektir. 12MartöncesindeDenız'lenn"Yan- keeGoHome!" (Amerikah Defol) çığlıklan 1 Mayıs'ta "Gelme Bush" nidalanna dönüşerek bugünlere kadar uzandı. Deniz, Yusuf, Hüseyin yaşıyor. Düşünceleriyle, dünya görüşleriyle.. 'Bu nasıl sosyalistülkegençliği' Ö DenizGezmiş, lstanbulÜnh^rsitesi'ninönündeögrendkresesleniyor. (CUMHURÎYETARŞÎVr) mer Erim Süerkan, arkadaşı Deniz hak- kında şunlan anlatmıştır: Üskudar ilçe örgütünden tanıdığımız Kenan Uluğ adında bir matematik- fızik öğretmeni \ r ardı. Geçimini, özel ders vererek sağlardı. Deniz'i TÎP'e üye edenlerden birisi de Kenan Uluğ'dur. Haftada ya da en azından on beş günde bir bu öğretmenin evinde özel sohbet toplantılan yapılırdı. Kenan Hoca'nın evi. Deniz'lerin oturduğu sokağın sonunda, bahçeli, iki katlı, çok şirin yerdeydi. Özel sohbetlere her yaştan kışi katılırdı. Sohbetler bazen uzadığından çay demlenirdi, bisküvi falan olurdu. Yaşça bizden büyük olan bazı abilerimiz de bu sohbetlere çekirdek yiyerek katılırlardı. Böyle bir sohbet toplantısını Denız'le izleyip çıktıktan sonra yürümeye başladık. Yolda Deniz, bana; 'Ne bu yahu çıt, çrt, çıt Bö\1e çekirdek >iyerek devrimcilik olur mu? Ben böyle devrimci olamam, böyle devrimcilik yapamam" demişti. KüLTÜR FESTİVALİ Deniz'in tavnnı, yapısuıı sergileyen çok daha ilginç bir olay vardır. Onu anlataymı. TMTF'nin geleneksel olarak her yıl düzenlediği, 'Uluslararası Kültür Festivah" vardı. Bu festivale, başta sosyalist ülkeler olmak üzere gençler, dünyamn dört bir yanından gençlik örgütleri aracılığıyla değişik gösterilerde bulunmak üzere ülkemize gelir katılırlardı. 1967 yılı Ağustos ayında yapılan festival şenliklerinin son gününde, festivale katılan değişik uluslann gençleriyle bizim gençler Teknik Üniversite'nin Gümüşsuyu'nda bulunan kantininde balo gibi bir şey düzenlemişler. Denız'le kalkıp gittik. Baktık orada sosyalist ülkelerden gelmiş genç kızlarla bizim oğlanlar dans edip eğleniyor. Deniz, anuıda, 'Bu ne Mçim sosyalist ülke gençliğT diyerek tepkisini açığa vurdu. Mavi Işıklar diye o dönemin çok sevilen bir müzik topluluğu da orada müzik yapıyordu. Deniz, gitti bu orkestranın davulunu patlattı. Tabii herkes ne oluyor diye şaşkınlık içinde. O sırada da, 6. Filo Istanbul'a gelmiş, Ortadoğu'da savaş var. Yine Vietnam'da ABD'ye karşı savaşanlar var. Deniz, Ingilizce olarak 'Vktnam savaşı var. llusal kurtuluş savaşlan verin>T)r. Oysa sizler burada Amerikan müziğiy le dans edip eğleniyorsunuz' diyerek bir ajite çektikten sonra, 'Kahroisun Amerikan Emperyalizmi, Yaşasuı Dünya Halklannın DevTİmci Mücadeİesi' diye slogan atıp kantinden çıkıp gitti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear