23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2004 CUMA DtZÎ Taklamakan la Gobi Çölü arasında havada asılı kalmış bir dize: ( Ey yolcu, Batı 'ya gidiyorsan, bil ki artık hiç dostun olmayacak! 9 Kültürel kimliği koruma çabası Sincan Özerk Bölgesi'nde, 30 miryonluk nüfusun neredeyse yansnı oluşturan Uygurlar, kültürel künüklerine sahip çıkmanın savaşını veriyor yüzyülardır. Müziklerinin, danslannın, halk oyunlannın, Uygur diündeki türkülerinin, destanlanrun bunca zengîn olmasının nedeni de bu. Unımçi, Kaşgar, Turfan'da gördüğüm müzik, dans ve güzel sanatlar yüksek okullan, kültürel kimliği genç kuşaklara aktanyordu? Orada dinlediğiın şarküarda, türkülerde hep aşk yüceltiüyor, doğa> < a övgükr yağdınhyordu? Hayır. orada dinlediğim şarkılarda. tarihte çok kısa süren, üç ayn dönemdeki "bağımsızhktan" söz edilmiyordu. 1863-76 da Vakup Han başkanlığında kurulan "Doğu Türkistan İslam Devleti" 1933-37 ve 1944 -49 yülannda da bağnnsızhğı \aşamıştı. Fotoğrafta şarkdanyla coşmuş çalgıcılar..- Doğu-Baüayrımı D erler ya: Sakınan göze çöp ba- tarmış! Bu yolculuğu planladığım, tasarladığım ikı yıl bo>r unca. konuştuğum, görüştüğüm. ya- zıştığım Çin Kültür Bakanlığı yetkililerinden hep birricamoldu: Kaşgar'da bir pazar günü bulunmak. Çünkü Kaş- gar' ın dillere destan At Pazan, pazar gün- len kunıluyordu. Tamam dediler, Kaşgar' ı da dillere destan At Pazan'nı da pazar günü görürsünüz... Bakmayın adının At Pazan olduğuna, çevredeki tüm il, il- çe, köy, kasabadan milletin akın ettiği ve atın yanı sıra her tür hayvanın, her tür eşyanın ve aklınıza gelecek her şe- yinsatıldığı bir pazar burası...Onlann yalancısıyım; her pazar, kırk bin kişi şehre gelirmış At Pazan'nda malını satmak ya da bir şeyler almak için... Ancak Tibet"te havanın azızliğine uğrayip uçaklar kalkmayınca. bir pa- zar günü yerine pazartesi günü bulduk kendimizi Kaşgar'da! Süpermen gibi dünyayı geriye döndürüp bir gün ön- cesini geri getiremezdim! Kaşgar ya da Urumçi'de yedi gün daha bekleyemez- dim! Sonuç: Elveda At Pazan! Üzülme dediler, bizde her gün pazar var dediler ve götürdüler. Kızıl Derya ya da Turman Nehri'nin yanı başında her tür gıyecekten yıyeceğe, buzdola- bından topluiğneye. müzık aletlerin- den kullanılmış numaralı gözlüklere, her şeyin sanldığı pazara götürdüler. Kaşgar pazan kılometrelerce uzuyor. dallanıp budaklanıyor, çok genış bir alanı kaplıyordu. Üstü örtülü yan ya- na çadır misali tezgâhlardan oluşuyor- du. Girdiniz mi, yolunuzu kaybettiği- niz bir labirentten farksızdı. Ancak bomboştu. Neredeyse bizden başka kimse yoktu. Tezgâhlannbaşında uyuk- lamakta olan satıcılar da, "Deti mi bu turistler, hafta içinde buraya ne diye gekffler" gibilennden bize bakıyordu... Kaşgar'da beni terk etmeyen "ağn*- hk" duygusundan, iki yerde kurtulacak- tım. Ne ağırhğı mı? Havanın ağırlığı, kokulann ağırhğı, sokakta açıkta satı- lan etlerin ağırhğı, tepeden tırnağa yü- zü gözü, koyu renkli örtülerle örtülü kadın- lan görmenin ağırlığı ve adlandıramadı- ğım ruce ağırhklar... Bunlardan kurtuldu- gum ikı yerden biri Kaşgar Sanat Okulu, ikin- cisi ise Kaşgarlı Mahmut'un türbesiydı. Kaşgar'daki yükseköğretim kurumlan içinde bir öğretmen okulu bir de bu sanat okulu çok ünlü. Şan, müzik, resim, dans, folklor gıbi bölümleri olan okulu gezerken gelecek kuşaklara yatınm yaparak, gele- neksel ve evTensel sanat değerlerinin bir arada korunmasına tanık oluyorum. B A S T O N U N FİLİZ VERDİÖİ YER On binnci yüzyılda yaşamış Türk dil bil- gini Türkçenin ilk ansiklopedik sözlüğü "Dironü Lügat ıt-Türk"ün yazan Kaşgar- iı Mahmut'un türbesi Kaşgar'dan 60 kilo- metre uzakta Bağlar. bahçeler, asfalt ve toprak yollar- dan ve ınli ufaklı köylerden geçtikten son- ra, yol boyunca kentteki görüntülerden çok uzak, at. eşek arabalanyla, traktörlerle yol- culuk eden, tomruk, kereste, saman, hay- van postlan taşıyan kırsal kesim insanlany- la selamlaştıktan sonra koca bir parkın ka- ve Sincan Yoiiarında Türk bilgini, ayduu, Türkçenin ilk ansiklopedik söziüğünün yazan Kaşgariı Mahmut'un türbesüıi bize Uygur güzeti Mayire gezdirdi. pısına geldik. Aynı anda kapırun önünde bir at arabası durdu, içinden Sincan'ın en gü- zel kızı indi. Tamam, bütün Uygur kadın- lan, kızlan çok güzel... (Yani yüzleri görü- nenler için söyleyebihrim ancak) Biz tam. Sincan'ın en güzel kızına kilitlenmiştik kı. o gülerek bize yaklaştı. temiz bir Ingilizcey- le, "Ben sizin rehberinizim'' dedi Mayire, 20 yaşındaydı, çevTe köylerin bi- rinde oturuyordu ve kültürmüdürlüğünden çağnldığı an buraya göreve koşuyordu. Muhteşem düzenlenmiş, çok bakımlı parkta önce sizi Kaşgariı Mahmut'un usta bir sanatçının elınden çıkmış beyaz mermer- den dev heykeli karşılıyor. Elinde sözlüğü, ileri doğru yürüyen. güzel, aydınlık bir adam olarak çıkıyor karşınıza, okul sıralannda kara sakalh, kara cüppeli, kara kuru bir çi- zimini görüp de korktuğunuz Kaşgariı Mah- mut. Sonra bu güzellik, bu aydınlık parkın içinde her yere yayılıyor. Türbe, cami. mü- ze, hepsı parkın içine dağümış. Bırinden öte- kine merdivenlerle. dev ağaçlar çiçeklerle sarmalanmış yollarla ulaşıyorsunuz. Mayire ha bire anlatıyor. Kocaman bir adak ağacının öyküsünü de anlatıyor. Kaşgariı Mahmut, dev eserini yazdığı Bağdat'ta sor- muş hocalara, ben nereye gömüleyim diye. Hocalar cevap vermiş, bastonu- nun filiz verdiği yerde... Ve işte doğup büyüdüğü kent, Kaşgar'a döndüğün- de, tam da buraya geldiğinde, bastonu çeşmeye düşmez mi ve de filiz vermez mi! Elbet buraya gömülmüş. Biz de adaklanmızı tutup, ağaca ça- put bağlayıp yeniden yollara düştük. Artık son durağımız Dunhuang' a yö- nelebiliriz... TAKLAMAKAN'DA BİR VAHA Dunhuang önemli... Dunhuang, tarih boyunca, Jpek Yolu'nda bir ki- lit nokta. Çin'in eski başkentı Şı- an'dan (o zamankı adı Çang'an'dan) başlayıp yedi bin kilometre boyun- ca Batı'ya yönelen yolun, "Baü'ya açüankapTsı Dunhuang... Şıan'dan Dunhuang"a Ipek Yolu tek... Ama Dunhuang'dan hemen sonra kosko- ca Taklamakan Çölü başhyor. Çö- lü aşmak olanaksız ya da çok zor. yol ıkiye aynlıyor, çölü ya kuzey- den ya da güneyden dolanarak ge- çeceksiniz. O seçimi yaptıktan son- ra, îpek Yolu'nun yollan iyice dal- lanıp budaklanıyor. Artık her an se- çim yapmak zorundasınız... Ne yönden geldiğinize bağlı: Do- ğu'dan geliyorsanız seçimlerin baş- langıç noktası: yok Batı'dan geli- yorsanız yaptığınız seçimlenn sonu Dunhuang. Batı'dan gelenler için, Doğu'nun, Doğu'dan gelenler için Batı'nın kilit noktası... Bu özeüığini Çin hanedanlan yüz- yıllar boyunca kullanmış ya da sö- mürmüş... Dunhuang'ın bir başka önemli özelliği daha var: Buradakı "Bin Buda MağaralarT; ancak o mağa- ralara yann gıdeceğim. Şimdı şu Ipek Yolu üzerindeki kilit noktası- nın anahtannın peşindeyim... Urumçfden Dunhuang'a yaklaşık iki saatlik bir uçak yolculuğu... Iki saatboyuncayeryüzünün bu en muh- teşem, en çarpıcı coğrafyasını içime çeki- yorum. Kuzey Batı'dan Güney Doğu'ya uçuyo- nım. Vee, doğru bildiniz. Sincan'ı doğudan batıya kesen Tıyenşan Dağlan'nın tam üze- rinden uçuyorum. Nasıl da görkemlıler! Kuzeye bakan yamaçlar ormanlarla, karla, buzullarla kaplı, güneye bakan yamaçlar çıplak, yoksul. keskın dişh, öfkelı... "Sıra Daglar" sözcüğü ve kavramı, ilk kez bun- ca netleşiyor benım için. Sıra sıra dağlar bir- birini izlıyor, sonra bir sıra daha. bir sıra da- ha, bir sıra daha.. Artık Taklamakan Çölü'ne veda etmek zamanı. O gende kaldı. llende Gobi Çölü... Ikisinin arasında bir yerde yemyeşil vaha kent: Dunhuang. Orayavardığımda, Sincan Özerk Bölge- si de geride kalacak. Çünkü Dunhuang, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Gansu eyaletınde. Taklaman sözcüğünün Çince. "içine gi- rip kaybolunan* anlamına geldiğini söyle- mışmiydım'?.. Y A R I N : DUNHUANG MUCİZESİ Ey yolcu! E y yolcu. Bir kadeh şarap daha içmeni öneriyorum... / Yangguan geçidinden öte, Baoya gidiyorsan, bil ki bundan sonra hiç dostun olmayacak. Bu sözleri yazan şair ressam Wang Wei'nin (8. Yüzyıl) dev bir heykeli Yangguan Geçidi'nin hemen girişinde duruyordu. Bir elinde şarap kadehi, ötekı eliyle batıyı gösteriyordu. Yukandaki dızeler de heykelin kaıdesine yazılmıştı. (Galiba, baştaki "ey yolcu* sözü yoktu, dayanamayıp onu ben ekledün!) Yangguan Geçidi'nin batısında tarih boyunca kımler yoktu ka! Türkler, Göktürkler. Hunlar, Moğollar, Uygurlar. Kırgızlar, Kazaklar, Tatarlar.. Yangguan Geçidi'nin batısında Arap dünyası, Roma tmparatorluğu... Yangguan Geçidi'nin batısında Çin dışındaki tüm dünya... Şair Wang Weı, elbet bir kadeh şarap daha önerir Hayır, henüz "Medeniyetler Çaüşmas" lafi ortaya atılmamış ama Doğu-Batı aynmı cıddi bovoıtlara ulaşmış! Yangguan Geçidi'ndeyim (Danguan kentinden 7 0 km. uzakhkta) Geçen yî\ burada muhteşem bir müze açılmış. Muzede tpek Yolu'nun tüm tarihçesını a>Tintıİanyla görüyorsunuz. tpek Yolu'nun kurucusu diye bilınen önce Çin generali, sonra büyükelçi ve daha sonra halkla ilişkiler uzmanı Çan Çy«n'ın 10 119'da komşu hükümdarlarla nasıl ilişkiye geçtığını; "baü topraklan"ndaki zenginliklen kendi hükümdanna nasıl rapor edip iştah kabarttığını; ordulann yapamadığını tıcaret ve dıplomasiyle gerçekleştirdığını görüyorum... Bir de ha bıre gelin damat değiş dokuşu var. Kazak ya da Kırgız Beyleriyle e\lenen Çin prensesleri, Çin hükümdanna gelin yollanan Tıbet ya da Uygur harunlan... Ve yaşasın halklann kardeşliği hikâyesi... Bunu da muzede görüyorum. Müzenin arkasında bir de gümrük kapısı \ ar. Burada geleneksek giysileri içinde Çin Hükümdannın temsilcisi bir gümrük memuru, müthış bir tantanayla Çince çok şık hazırlanmış bir belgenın orta yerine Larin harflerle adınızı yazarak, size Yangguan Geçidi'nden geçiş ızninizı \enyor. Bedavaya değıl elbet, 10 yuana, yani bir dolar iki kuruşa! Yangguang geçindmin bu yanında, çölün ortasında Çin Seddı'nın en eski kalıntılannı da görüyorum: Kartpostallarda gördüğümüz, Pekin yakınlanndakı Çin Seddi'ne hiç benzemiyor. Bu neredeyse ottan, samandan kumdan, kilden yapılmış. Üflesen dağılacakmış gibı dursa da yüzyıllardır yerli yennde... Duvann üstünde her beş kilometrede bir işaret kulesi. Gece ale\-, gündüz dumanla verilirmış işaret. Ve hesaplamışlar, Dunhang'dan bilgı tam dört günde ulaşırmış Şian'a bu kuleler aracılığıyla. Bugünkü otoyolda, aynı mesafeyi, aynı sürede kat ediyor otomobiller... Haydi yolcu. artık doğru Dunhuang'a ve Bin Buda Mağaralan'na... Yangguang ne demek bilıyor musunuz'1 Bunda bılmeyecek ne var: "Yang", dağın güneyi ve nehrin kuzeyi demek; "guang" da geçit... Bir dolara geçiş belgesi tpek Yolu'nun M Ba0n ucunda, (yani başlangıç noktasında, Şian'a göre Baü ucunda) gümrük kapısında tantanah bir törenle "geçiş belgesi" alabiüyorsunuz. Elbet bedavaya değiL, on yuana, yani bir dolar iki kuruşa? Bizûn Anadolu'daki tpek Yolu duraklannda, değil böyle bir belge almak - vermek, İpek \'olu'na ait bir işaret koymak bile aklımiza gehnemiş, hâlâ da gelmiyor. Neden acaba diye sormaktan kendimi alamadım. BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Mustafa Ekmekçi'ye Mektup... Sevgili Ekmekçi; Aramızdan aynlışına bir yıl daha eklendi. Ölüm eskidıkçe, sızısı dinmeyeyüztutuyor, kay- bedilenın değeri öne çıkıyor. Bu, senin için de ge- çerlı; gönüllerde yerin, yıllar geçtikçe bir başka anlamlı. Bu satırlar, seni sevenler adınadır da. Sevenlerin de ne kadar çokmuş!.. • "Buralarda olup bitenleri" sorduğunda, anla- tacaklarım hiç de hoş değil. Dünyanın gailelen herzaman vardı; şu sıralarya- şadığımız ise, belki en kötü halinde. Tarihin yasa- sı, "ılerieme" üstünedir; ama son yıllarda çok kor- kunç bir tıkanıkhk oldu. Yeni bir yüzyıla girerken, umutlar ıçindeydik bir süre, sonra görülmemiş dramlann tanıklanna döndük. 11 Eylül, Afganistan, hele hele Irak istilası... 90'ların başlarında, çıft kutuplu yerine "tek ku- tuplu bir dünya"n\r\ kurulmasının insanlığa hayır- lı olup olmaması üstüne tartışır dururduk seninle. Bir denge vardı, o yok olunca; tek bir sesin, ABD'nin hükümranlığı, özellikle Irak istilasının arkasından facialar yaşatıyor. Ve bütün ilkeler de ayaklar altında... Nerede kurtuluş? diye soruyorsun. Başta Birleşmiş Milletler örgütü'nü, gerçekten daha güçtü bir biçimde yaratmak; onun yanı sıra, çevreyi koruyup kalkınmanın elinden tutmak, sos- yal eşitsizlikleri yok etmek ve insan haklarını bü- tün dünyada egemen kılmak. Ama onlar kadar önemli olan şu: özellikle, bir onyıldır, "sermaye"ve "piyasa "dırtarihiyapanve insanlann mutluluğunu sağlayan, diye bir kestir- mece, bir tekerleme dolaşıyor dünyayı. Nasıl da yoz ve yoksul bir tarih görüşü! Ne var ki, yine bir on yıldır, bu beyinleri dondur- maya karşı, "başka bir dünya"nın sesleri yükse- liyor her ülkeden, içinde "insan "ın yerini aldığı bir dünya! Bu habere pek sevındiğini görüyorum sevgili Ekmekçi... • Bizim bir ayn sorunumuz da, AKP! Başlarda, koşulların etkisiyle umutlar yarattı. Tıyneti bir yana bırakılıp süslendirilip püslendi. Kökenindeki "şeriat" gözardı edilip, "muhafaza- kâr demokrat" diye bir etiket kondu. Ne var ki, bir süre sonra pullar döküldü. Işsizlerin 10 milyonu aştığı birtoplumda, insan- lar -ellen böğürlerinde- bekler dururken, yeni ik- tidarın "sermaye"nin ve "piyasa "nın dümen su- yunda gittiği açıkça ortaya çıktı. Zaten, ABD'nin baştan beri izindeydi. Az kalsın, Irak saldırısına eli bulaşacaktı. AKP'nin, asıl bılinçsizliği ve boşluğu, çağdaş dünya veTürkiye'nin nereden geldiği konusunda- dır: Korkunç bir cahillik ve düzeysızlik hâkim par- tiye. Hele cumhuriyetin üzerinde kurulduğu te- mellerin farkında değil: Egemenlik ve onun kulla- nılışındaki özellik; laiklik, eğitimin ilkeleri, sorunla- n... Bunlar bilınmiyor; fikir diye tekerlemeler ağızlar- da. Ortaya çıktı ki, bir dinci partidir karşımızdaki! Özellikle son haftalardayoğunlaştınlan, imam ha- tiplerin, bilınen amaçlar uğruna, önünün açılma- sı; üniversiteye karşı nıyetler: Bir "yeşil eğitim", bir "yeşil ûniversite" hevesleri. Bunların kokuları artık belli. Nitekim dürüst kalemlerde, bir "güven eksikli- ği" ve "balayı bitti" açıklamalan... AKP'nin, baştan ben güttüğü, Avrupa Biriiği'ne ne edıp edip girmek politikası oldu. Ama olan bi- tene bakan bir Avrupa, kapılannı açmaz. Çağına kapalı bir yönetimle başını neden ağntsın? Niçin üstlenmiş bu yükü? Ama, asıl Türkiye'nin sırtında yüktür AKP! Ülkenin ilerici, demokrat ve ulusal güçleri, bu saf- rayı tutup atacaklar bir gün; çağın büyük yanşın- da yerini alacak Türkiye'ye çelme atacak bir ge- ricıliğe "Hayır!" diyecekler. Ve yollar açılacak. Aydınlığa yürüyecektir Türkiye; hiçbir karşı güç de bu yürüyüşü durduramayacaktır. Müsterih ol, sevgili Ekmekçi!.. Not: Geçen haftaki yazımızda, siyah yıldızın üs- tündeki ikinci cümle, "...ve herhalde imam hatip okullanm kapatacak bir süreci başlatacak, baş- latabılecektir." diye bitecekti. Okuriarın dikkatini rica ederim. TURGLTLU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004-? Tereke Davacı Malıye Hazınesı tarafından mahkememize açılan da\ada, Izmır ılı, Konak ılçesı, Tepecik Mah Cilt No: 97. Hane No: 189S'te nüRısa kayıtlı bulunan Şerif ve Mercan oğlu Nuh Kara'nın 23.12.2003 tarıhinde nu- rasçısız olarak öldüfünden bahısle Nuh Kara'nın mırası- nın Maliye Hazinesı adına ıntıkal, teslim ve tescıhne ka- rar venlmesmi ıstemiş olmakla. Nuh Kara mırasçılannuı 2 ilan tarihinden ıtıbaren bir yıl içinde mirasçılık sıfat- larını Mahkememize bıldırmeleri. belirtilen süre ıçeri- sinde bıldınmde bulunulmadığı takdırde Nuh Kara"nın mırastnın Devlete geçeceğı ılanen ve ıhtaren teblığ olu- nur. 14 04.2004 Basın 24284 TURGLTLU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No. 2004-3 Tereke - Davacı Malıye Hazınesı tarafindan mahkememize açılan davada; tzmir Ilı. Konak Ilçesı. Tepecık Mah. cilt no: 97, hane no: 1895"te nüfusa kavtlı bulunan Şerif ve Mercan oğlu Nuh Kara'nın 23.12.2003 tarihmde mırasçı- sız olarak öldüğunden bahısle Nuh Kara'nın mırasımn Maliye Hazınesi adma ıntıkal. teslim ve tescilıne karaı verilmesinı ıstemiş olmakla: Nuh Kara, mırasçılannın 2. ılan tarihinden ıtıbaren bir yıl içinde mirasçılık sıfatlannı Mahkememize bildırmelen. belirtilen süre içerisinde bil- dirimde bulunulmadığı takdırde Nuh Kara"nın mirasının Devlete geçeceği ılanen \e ıhtaren teblığ olunur. 14.04 2004 Basın: 24284 UŞAK SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No- 1994 235 Karar No. 1995 2011 Uşak merkez Cumhunyet Mah 2012 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tüm takyitlen ıle bırlıkte satılarak ortaklığın gi- derılmesıne daır \erilen karar davalılardan Cumayettin Yayla'ya daha evvel bıldınlen adrese tebligat yapılamama- sı nedeniyle ılanen teblığıne karar verılmekle ışbu ılanın ilan tarihinden itibaren 8 gün içinde kararı temyiz etmesı, aksı halde karann kesınleşeceği ılan olunur Basın: 23994
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear