02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-3 •MRT 2004 ÇARŞAMBA CUMKUPİYET SAYFA 17 Töre cinayetine ne yakifir? Büvük töre-n! Bektrortik posta: [email protected] wwvK.dertzsom.com TeS: 0512,512 05 05 Faks: 0.212^12 44 97 - Hayrünnisa GOI türban davasından vazgeçmiş. "Iran'a mı veriesecek!" Türbanla"Tuhan NarierÇanakka- •e'den yazıyor: "CHP Cenel Başkanı Deniz Ba/kal, türbanlılardan oy istiyor. Islam dininin "ten>el kurallannı benim- «eniş bir kimsenin ba- sşını örtmesine kimsenin fcirdiyeceği olmasa ge- vek. Ama türbanı siyasal fcirsimge olarak kullan- maya kalkışanlann # davranışlan onlann bu konuda hiç de samimi olmadıkla- •" nnı ortaya koyuyor. îŞeriatyasalanna(!) göre fcadının saçının bir tek telinin görünmesi caiz değil. Ama gelin görün ki, bazı türbanlı hatun- larm kullandıkian dara- cık giysilerde bütün vü- cut hatlarının ortaya çıkması ve kırıta kınta yürürken çevrenin dik- katini çekmesine ne de- nir acep. Bu hatunlann vasat denecek biçimde bir yaşantlan var iken, daha sonra en pahalı kumaşlardan türban, pantolon ve pardösü kullanmaları nasıl izah edilecek. Bunların bir çoğunun başına devlet kuşu mu kondu? Hayır. Bazı gizli ve açık güçle- rin bunlan propaganda amacıyla kullandtklannı anlamamak için başka bir dünyada yaşamak gerek." ıbrıs'ta boşluklan dolduracak olan Birteş- miş Milletler Genel Sekreteri Kofî Annan'la iigili bilgiler bazı internet sitelerinde derle- nip toparlanmış. Buna göre kimilerinin "Kofı Amca" dedikleri Kofi Annan, anne tarafından Fante, baba tarafından Ashante kabilesinden asil toir Ganalıymış. Gana'nın Ingiliz sömürgesi olduğu s-ırada Ford bursuyla ABD'de okumuş. Mezun olun- ca BM'de işe girmiş ve Ganalı siyah bir kızla evlen- miş. Sonra boşanmış. Ikinci evliliğini isveçli sarışın Nanne Lagergren'le yaptıktan sonra BM'de hızla yükselmeye başlamış. Lagergren'in amcası Raoul VValtenberg, II. Dün- y a Savaşı sırasında 30 bin Yahudi'yi Macaristan'da- ki toplama kamplarından Isveç'e kaçırarak kahra- man olmuş. Fakat savaştan sonra Sovyetler Birliği tarafından ajanlıkla suçlanmış ve bir daha izıne rastlanmamış. Yahudiler Raoul VVallenberg adına büyük bir insani Kofi Amca yardım vakfı kurmuş ve bu vakfın üyeleri arasında Kıbrıslı Rumlardan Tassos Papadopulos ile Glaf- kos Klerides de bulunuyormuş. Kofi Annan'ın kansının da bir üyesi olduğu VVal- lenberg ailesi Avrupa'nın en zengin ve güçlü ailele- rindenmiş. Isveç ekonomisinin neredeyse yansı bu ailenin elindeymiş. Investor AB adındaki dev hol- dingleri aracılığıyla 9 milyar dolarlık bir fonu kontrol ediyorlarmış. Astra Zeneca, ABB, Atlas Copco, Electrolux, Ericsson, Gambro, OM, Saab AB, Sca- nia, SEB ve WM-data gibi pek çok şirkette hisse- leri varmış. Bu ailenin en önemli özelliği ise kaybet- meyi hiç sevmedikleri için hep çift taraflı oynama- larıymış. II. Dünya Savaşı'nda Raoul VVallenberg, Yahudileri kurtarırken VVallenberglerin bankası Ens- kilda Almanya'ya kredi açıyor ve kendi fabrikaların- da ürettikleri SKF top mermilerini Almanlara satıyor- muş. VVallenberg ailesinden Marcus VVallenberg. ge- çen yıl Ocak ayında Davos Seehof Otel'deki yemek- te Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Cüneyd Zapsu ile bir araya gelmiş...Bizimkiler daha sonra VıctoriaOteli'nde uluslararası para spekülatörü Ge- orge Soros'la buluşmuş. "Kofi Amca"nın Gana'daki kabilesinden yola çı- kıp nerelere kadargeldik... İnternet siteleri konuyu şöyle toparlıyor: "Yahudi lobisi ve global kapitalizmin desteğini ka- rısı kanalıyla elde eden ve Afrikalı mason bir kabile şefinin oğlu olan Kofi Annan, kendisine yazdırılan plan üstüne yapılacak Kıbrıs görüşmelerinde taraf- iann anlaşamadığı yerierin üzerini kendisi doldura- cak. Siz olsanız Kıbrıs'ın ve Türkiye'nin geleceğini bu adama teslim eder miydiniz?" 4 Mart ve Beşiktaş Atatiirk Anadolu Lisesi Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi, 4 Mart 1953'te Atatürk adını almış. Okul yann Atatürk adını alışının 51. yılını kut- layacak. Ancak okulda özel bir tören ol- mayacak. Ama bazı mezunlar okulda olacak ve Atatürk adına sahip çıkmak için bir çalışma başlatacak. Okulun bir mezunu anlatıyor "Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi j en az Galatasaray Lisesi kadar kök- lü ve gelenekleri olan bir okuldur. De- mokratik düşünce ortamının bulundu- ğu çağdaş bir cumhunyet okuludur. Bu okulun Atatürkçü düşünceyle yetiştırdi- ğı öğrencılerın bir kısmı şu an Türki- ye'nin ve dünyanın en saygın üniversı- telerınde eğitimlerine devam etmekte, bir kısmı ış hayatlannda başarılanndan söz ettırmektedir. Ne var ki okulumuz AKP iktidannın kadrolaşma çabalann- dan nasibini almaktadır. Kimi öğretmenlenmiz Istanbul içi sür- günlere gönderilmiş, kimilen de kendi ısteklerıyle görevden aynlmışlardır. Okulda daha önce de görev yapan bir din bilgisı öğretmeni müdür yardımcılı- ğına atanmıştır. Söz konusu mağdur öğ- retmenlerimız yasal yollardan haklarını arayacaklardır. Ancak yargının bağım- sızlığının tartışıldığı şu günlerde bu yol- dan herhangı bir kazanımlannın olaca- ğını düşünmüyorum. Zaten haklarını ge- ri kazansalar da söz konusu olay AKP iktidannın kadroiaşma ıçın seçtiklen yer- lerden bir olarak tescillenmiş olacaktır. Bu nedenle tüm mezunlanmızı okulu- muza sahip çıkmaya çağırıyoruz." Yüksek Yerilim Hattı Kanamalı bir ekonomı için çok acele AB grubu pozitif taze kana ihtıyaç vardır' erdincutku a yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak<fi turk.net Anadolu Uygarlıklarından 3. Binyıla Mesajlar... Tam iki yıl önceydi: Istan- bul'un tarihi Ahırkapı semtin- dekı Armada Otel'de yaklaşık 40 kişi, bir büyük masanın et- rafinda -gecesı de dahil- iki gün tartıştık... Mimarlar Odası adına 09-10 Mart 2000'de düzenlediğımiz ve hemen her meslekten "dü- şünce geüştirmeleriyie" taıun- mış 50 kişiye davet gönderile- rek gerçekleştinlen toplantımn adı; "Anadolu Uygaruklann- dan 3. Binyda Mesajlar r dı . Amacı ve tartışma yöntemıni ıse aynı başhğın üzenndeki şu not özetlıyordu; "Gecmişten Geleceğe Aravışlar Buluşma- a". Katıhmcılar, önce kendileri- ne iletilen çağn mektubundaki şu vurgulamalardan ne gibı çı- karsamalar yaptıklannı pa> laş- tılar. "Anadolu. binyıDaruı uygar- hk, düşünce. Idütür ve yaraücı- hk ülkesL- Acaba bizler. dünya- da eş olmayan böylesinebir bi- rikünLyannlaradi- ğer toplumlardan dahafarkhbaka- bilmenin aynca- hklı kaynağı olarak dâ de- ğerlendirebiü- yor mu\nz?.." Aynı tarihsel deriıliğin önce "faıtana* vanp ardndan da "esinlenilebflecek'' değerlerini görerek ve de bun- lardan alabildığine "beslene- rek' geliştirilecek bir düşünce ve ^aşam zenginliğiyle, acaba şiniliİdnden daha "kimlikli 1 ' ve dalıı "özgüveni" olan bir Tür- kiyt'yi şu "Baö" denen dünya- nın daha ılerisine taşıyamaz mryiık?.. Baı, hep 'doğuya' baktt Sarunun yanıtı için mımar- daa arkeoloğa, plancıdan ikti- satıya, tarihçiden felsefeciye, antopologdan psikoloğa kadar heıalandan katılımcılann ön- cekle üzerinde birleştikleri ge;ek şu oldu: BaO (yani Avrupa) doğusu- naoakarak ve doğuyu öğrenip kcJerini ka^Tayarak Baü ol- ĞXL Çünkü batisına baksaydL, »l«anustan başka göreceği bir ş«rzaten yoktu™" M tarihsel gerçeği ilk önem- sesn ve "BaO uygarhğmı" de- gi'çağdaş uygarnğı" rehber al- TTK üzere kollan snayan Ata- tâk'ün, aynı amaçla ve hemen ^iiadohı uygarhkiannın belge- hc^rek öğrenilmesi"ne ağırlık vmesi de zaten Avrupa aydın- Uanasındakı "akhn ve emeğin taaine" davah bir "varancıhk Harranb kız._ Binyıllann gülüşü» büuıcüıin" bu ülkedeki kökleri- nı yakalamak değil mıydi?.. Nıtekım, daha ılk arkeolojik buluntular elde edilir edilmez; "Biz bu topraklarda 5 bin yüdır vanz..." dıyen ve aynı ülkeyi yi- ne bu bılinçle "Türkiye' 7 kılan bir devnmcinin, "Biz 107rden bu yana Anadohı'dayız" söyle- miyle tarihın dennhkJerine ya- bancılaşanlara karşı yanıtı da şöyle olmuştu: "Temelimiz kül- türdür ve Anadolu'dur...** tşte bu büyük düşünce, özel- likk 1950"lerden sonraki "Ba- tıcılık" akımlarının "küçük Amerika" olma siyasetıyle de bütürüeşmesi sonucunda, yeri- ni "ABD ve Avrupa hayranhğı- n a " bırakınca. sayısız "ay- dm"ımız hemen her sorun için şu tür konuşur oldular: "Bu konu ABD'de şöyle çö- zülmüş... Bu sorun için de Avru- pa'da bakın ne yapüıyor?" Ancak, ne o konu- yu ABD'de çözen- ler örneğın Mezo- potamya'yı ateşe, kana ve yıkıma uğratan "Baü de- mokrasüerini" diz- ginleyebildıler: ne de o sorunu A\ru- pa'da halleden- ler, AB'nin - sıyası hedef- leri arasından sömürgecUi- ÇtZGİLÎK KİMİL MASARACl kamilmasaraci n mynet.com 0 " tamamen çıkartabılecek bir "insan haklan" düzeni yarata- bildiler... Anadolu demokrasisi Geçmişin sadece "bilgilen- mek ve övünmek" için değil, **öğrenilerek gelişmek" için en değerli kaynak olduğunu yeni- den ülkemiz aydınının günde- rnine kazandırmayı amaçlayan bu özgün buluşmanın iki gün- lük tüm konuşma ve tartışma- lan, geçenlerde "Idtap" olarak dayayımlandı. Ozellikle şu seçim dönemin- de, örneğin "demokrasi" de- yince ABD fırsatçıhğı ya da Avrupa bireyciliği yerine "Ana- dolu dayanışmasından" esınle- nen bir demokrasiyi yaratabi- lecek; "özgüriük" deyince de talan ve çıkar yanşı yenne se\ - gi ve gönül birlığıne dayalı bir eşithğı bilince çıkartacak kent yönetimi için. "ulusaldeğerler- den yana" hemen tüm adayla- nmızın okumalan gerekiyor... Hele ki "kentin tarihini" de gelecek kuşakJara aktarmayı görev bilenler için... Çünkü o tarih "yaşanırken" şimdiki tüm duygulanmızın da "sayısız rûtz- lerini" yaratmıştı.. oekinci" cumhuriyet.com.tr HARBİ SEMİH POROY semihpomyia yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAN 3 Mart uinc.mumtaz-€trikan.com ERMENONWU£ FElÂKETf! "TE SuGÜfJ, &/4GAJ İ-AH OELfK, yOLCtJ &*3t*f/\fi £T7V7/fry'. 8u Ğ SSS Öİ-OÜĞÜ PANO DENİZ KAYLKÇUOĞLL Muhalefette Erimek Yerel seçimlerde sandığa ne ölçüde yansıyacak, bilemiyorum, fakat Türkiye Sosyal Ekonomik Siya- sal Araştırmalar Vakfı'nın (TÜSES) yaptığı anket Cumhurıyet Halk Partisi için hiç de iyi işaretler ver- miyor. Sosyal demokrat eğilimli vakfın 22 Aralık 2003 - 7 Ocak 2004 tarihleri arasında 1.806 de- nekle yüz yüze yapılan araştırmasına göre yakla- şık yüzde 16 olan "kararsızlann" oylan da dağıl- dıktan sonra Cumhunyet Halk Partisi ancak yüz- de 12.35 oranında bir oy alabiliyor. Hiç kuşkusuz seçmen eğilimi yerel seçimlerın yapılacağı 28 Mart tarihine kadar CHP lehine bir gelişme gösterebilir, fakat bunun söz konusu araştırma sonuçlanna yansıyan "erime sürecı"ni ne ölçüde etkileyeceği önemli bir tartışma konusudur. "Erime süreci" tanımlamasını Cumhunyet Halk Partisi'ne gönül vermiş dostlanmın canlarını sıka- cağını bilerek kullandım. Ne var ki yaşadıklanmız- dan eğer hoşnut değilsek, kendimizi başka hayat- lara layık görüyorsak, yaşananı değiştirmek, daha iyiye dönüştürmek istiyorsak "sevimsiz" olmayı da göze alarak gerçekçi olmak zorundayız. TÜSES'in anketi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "bugün seçim olsa" oylann yüzde 56.81 'ini alaca- ğını gösteriyor. Diyelim ki söz konusu anket önem- li yanlışlar içeriyor, "hata payı" da yüzde 50! Fakat "rıata payı"ndan anndırılmış yüzde 28.40'lık oran sizce de yüksek değil mi? Pahalılık almış başını gi- derken, işsizler ordusuna her gün yüzler, binler ka- tılırken bu nasıl oluyor? Nasıl oluyor da toplumun önemli birkesimi, muhalefetin "özelleştirmelere", "dışpolitikadakiyanlışlara", "devletyapısının de- ğiştirilmesıne" ilişkin uyanlarını ciddiye almıyor, tam tersine AKP'ye olan desteğini güçlendiriyor? CHP'Iİ dostlanmız kuşkusuz ki benden çok da- ha iyı görüyorlardır milletvekillerinin bir bölümü- nün derin bir suskunluğa gömüldüğünü. Sayın De- niz Baykal ın topluma büyük umutlarla "vitrin "e çı- kardığı kimi milletvekıllerı hiç konuşmuyorlar. Yok- sa Sayın Bayram Meral, Sayın Kemal Derviş, Sayın Zütfü Livaneli, Sayın Bülent Tanla, Sayın Yaşar Nuri Öztürk ve saygıdeğer öbür milletve- killeri "ses getiren", AKP'yi "titreten" konuşmalar yapıyorlar da ben mi duymuyorum. • • • Ülkenin siyasal, ekonomik, sosyal koşulları nes- nel bir gözle irdelendiğinde "doğru" bir sol parti- nin bu ortamda açık ara önde olması gerekirken tam tersi bir durumla karşılaşmamızın nedenleri üzerinde durmamız gerekmiyor mu? Elindeki tüm olanaklara ve insan malzemesine karşın CHP'nin "muhalefet"\ biçimsel parlamentarizmin yanı sıra kitleleri peşinden sürükieyecek bir "toplumsal mu- halefef'e dönüştürmesi gerekmiyor mu? Doğruluklanndan ne değın kuşku duysak da tüm anketler, araştırmalar sol güçlenn aleyhinde bir "eğilim "\ yansıtıyor. Ve görülüyor ki bu eğilim "doğ- ru" siyasal müdahaleler yapılmadığı sürece solun aleyhine olarak giderek güçlenecek. öyleyse bu "müdahale"y\ gerçekleştirebilmek için yalnızca CHP değil, tüm sol, hepimiz kendimıze çekidüzen veımek zorundayız. Bunun için de her şeyden ön- ce "solun ortak değerieri"ri\ yeniden anımsama- mız gerekiyor. "$a<J"ı sağcılaşarak aşmaya çalış- mak solu her defasında hüsrana sürüklüyor. Yeni hayal kınklıklan, yeni hüsranlar, yeni yıkımlar yaşa- mak istemiyorsak, sağın karşısında elimizi kolumu- zu bağlayan "kimlik bunalımı "ndan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Üç gün önce Almanya'da, Hamburg'da yapılan, sağcı Hıristiyan Birtik Partisi'nin oyunu yüzde 21 arttırması ve sosyal demokratların hezimetiyle so- nuçlanan eyalet seçimlerinin sonuçlan bize ders ol- sun. Diyeceğim o ki sağı, sağcılaşarak aşmaya ça- lışmak dünyanın hiçbir yerinde solu başanya ulaş- tıramıyor. Işimiz hiç kolay değil. Bu arada ben -olası bir sağıriık olasılığını da göz ardı etmeyerek-, yukanda adlanndan söz ettiğim sayın milletvekillerinin niçin konuşmadıklanna iliş- kin merakımı sürdürüyorum. e-posta: dkavukcuoglu ' (Faks:0212-234 68 73) superonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYA.S SOLDANSAĞA: 1/ Beyaz, kır- rmzı ya da sa- n renkte çi- çekler açan, 3 güzel kokulu bir ağaççık. 2/ "Çalma, hır- 5 sızlık'" anla- 6 mında argo -, sözcük... Ilk damıtılan ve 8 içindeanason 9 bulunmayan rakı. 3/ Halı, havlu gibi şeylerin kena- nndaki iplik püs- kül... Azerbaycanve 3 Kars yöresinde yay- 4 gın telli bir çalgı. 4/ 5 Kendini beğenmiş 6 kimseler için kulla- nılan bir alay sözü... 8 Olumsuzlukbelirten 9 bir önek. 5/ Yerfıstığı. 6/Izlanda'nın plaka işare- ti... Kurnaşlar üzerinde örgüden meydana gelen eğikdesençizgisi. 7/Kasayazı... îslamordulann- da piyade erlerine verilen ad. 8/ Halk edebiyatı- na özgü. genellikle dört dizeden oluşan şiir türü... "trlanda Cumhuriyet Ordusu". 9/Çakala benzer yırtıcı bir hayvan. YUKARIDÂN AŞAĞIYA: 1/ Uzun taneli ve kokulu bir pirinç türü. 11 Damı- tılarak elde edılen bir tür içki... Manisa'nın bir il- çesi. 3/Bir çatırun çüontı yapan bölümü... Asya'da bir çöl. 4/Devlet bü>r ükleri... Sodyum elementi- nin sungesi. 5/Zayıf ve ince uzun boylu kimse. 6/ Duman lekesi... Letonya'nın başkenti. 7/Öğren- cinin durumunu değerlendirmede öğretmenın ka- rusını gösteren rakam, harf ya da derece... Bilgi- siz, bir şeyden nasibi olmayan. 8/Engel... "Akın — " ' : Uluslararası voleybol hakemimız. 9/ Os- manlı devletinde habercilere verilen ad. Nüfiıs cüzdanunı kaybetnm. Hükümsüzdür MUÛTÜNAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear