02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kulturCacumhuriyet.com.tr Piyano sanatçnsı Hasan ŞevkiKarayel, Bechstein Yanşması'nda büyük ödüle değer görüldü DEFNE GÖLGESÎ Amacı kendini aşmak Hasan Şevki Karayel, başarısının sırrının çalışmak olduğunu söyliiyor. AVÇA TEZER Müzık yaşamını Almanya'da sür- düren piyano sanatçısı Hasan Şev- ki Karayel. Almanya'da düzenle- nen Uluslararası Bechstein Yanş- ması'nda sergilediği üstün başany- la büyük ödüle değer görüldü. İlk piyano derslerini Sabahattin Eyuboğlu'nun eşi Magdelena Ru- fer Eyuboğlu'ndan alan Karayel, 1990 yılında Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nda Özen Veziroğlu'nun öğrencisi olmuş. 1994'te Kahire'de düzenlenen Gençler Müzik Yapıyor Yanşma- sı'nda birinci seçilen sanatçı 1994'te Almanya'ya giderek Fre- iburg Müzik Akademisi'nde lisans ve yükseklisans eğitimini tamamla- dı. 1999'da îstanbul Devlet Senfo- nı Orkestrası'mn açtığı genç yete- nekler sınavını kazanan Karayel, halen Düsseldorf Müzik .Akademi- si'nde doktora çalışmalannı sürdü- rüyor. Başta Almanya ve Türkiye olmak üzere dünyanın birçok ülke- sinde konserler veren sanatçı, Juni- or Chamber International tarafın- dan düzenlenen Dünyanın En Ba- şanlı Genci Yanşmasrnda birin- ;ısi seçıldi. Blzl çahsmak kurtarır' - l luslararası Bechstein Ödü- lü'ne değer görüldünüz. Bu ödü- lün sanat yaşamınıza katkıları neler olacak sizce? KAR\YEL - Insanın yaptığı ça- lışmalann bir ödülle onurlandınl- nası, çok mutluluk verici. Bu tür ödüller. insanı ilerisı için kamçıla- yan birer araç. Bechstein firması, 150 yıllık bir geçmişı olan, dünya- nın en önemli piyano fabrikalann- dan biri. Bu ödül sayesinde, firma- nın düzenlediği konser dizilerinde, önümüzdeki yıl çalmaya hak ka- zandım. Bu dizilerde, dünyaca ta- nınan birçok piyanist de yer alıyor. Ismimin bunlar arasında yer alma- sı, benim için çok önemli. Ama her şeyden önemlisi, vereceğim kon- serlerin nasıl bir ilgı göreceği. Çün- kü bu tür ödüller, size bir kapıyı aralar, ama bu kapıyı açabilmek si- ze bağlıdır. - Bugüne kadar birçok yanş- ma kazandınız. Bu başannızı ne- ye borçlusunuz? KARAYEL - Çok klasık bir ce- vap olacak: Çalışmak. Büyük Rus yazar Anton Çehov'un çok sevdi- ğim bir sözü var: "Bizi ancak ça- lışmak kurtanr." Tabii ki şansın zart'ın, bir Beethoven ın dolaştığı sokaklarda dolaşmak, onlann solu- duklan havayı solumaktan bahsedi- yorum. Ben bunun klasik müzikie uğraşan bir müzisyen için vazge- çilmez olduğunu düşünüyorum. Bu yüzdendir ki bir tek ülkemizden de- ğil, dünyanın heryerinden insanlar, müzik eğitimi için Avrupa'ya gelı- yorlar. Bunun yanında, Avrupa'da bu iş- te çok büyük bir rekabet söz konu- su. Bu da insanın kendini geliştire- bilmesi için çok önemli. Farklı ül- kelerden farklı insanlarla bir araya gelerek farklı bakış açılan kazanı- yor insan. Aynca, kendisının de ne- rede olduğunu görmesı açısından çok önemli bu kıyaslama. K azandığı ödül sayesinde gelecek yıl dünyaca ünlü sanatçılarla bir dizi konser verecek olan Hasan Şevki Karayel, meslektaşı Atilla Aldemir ile Antakya'da yeni bir klasik müzik festivali düzenlemeyi planlıyor. da çok önemli bir rolü var. Ama, in- sanın. her koşulda ıyı bir şekilde hazırlanmış olarak şansını bekle- mesi, hatta onu arayıp kendisinin yaratması gerekir. Düşünüp çalı- şan, yaptığı işin doğruluğuna ına- nan herkesin başanya ulaşabılece- ğine inanıyorum. - Özellikle klasik müzik alanın- da yurtdışında eğitim almaya çok önem veriliyor. KARAYEL - Bu müzığın köke- ni A\Tupa. A\xupa'daki düşüncenın ve yaşamın doğurduğu bir alan bu. Yonımlamaya çahştığımız yapıt- ların, hangi ortamlarda, nasıl bir ya- şam tarzı içinde ortaya çıktığını bil- mek çok önemli. Yani, bir Mo- - Müzikte nelere önem veriyor- sunuz? KARAYEL - Beni en çok ilgi- lendiren nokta, insanın ne söyledi- ğidir. Özellikle klasik müzik gibi çok derin bir düşünce yapısı olan bir müzık türünde, insanın, anlata- bileceğı bir düşüncesi olması. ha- yati önem taşır. Bir insanı diğerin- den ayıran en yüce aynntıdır dü- şünce. - Kariyerinizin başlangıcında genç bir sanatçı olarak kendini- ze çizdiğiniz hedef nedir? KARAYEL - Klasık müzikJe uğ- raşan bir müzisyenın kendine koy a- bıleceği en doğru hedef, her zaman daha iyi olabılmek ıçın çalışmak ve kendini aşmaya çalışmak olmahdır. Şan şöhret peşinde koşmanın, bir gün herhangi bir konumda olmayı hedeflemenin, popülist bir düşünce olduğuna inanıyorum. Bu da klasik müziğin ahlakına son derece ters bir olgu. Yeni bir müzik festtvall... - Türkiye'de herhangi bir ça- lışmanız var mı? KARAYEL - Mayısta keman sa- natçısı Atilla Aldemir'le Alman- ya'da kaydettiğımız, sadece Türk bestecilerinin yapıtlanndan oluşan duo CD'miz piyasaya sunulacak. Bu, yurtdışında çıkanlan, sadece Türk bestecilerinin keman ve piya- no yapıtlanndan oluşan ilk kayıt olacak. Bunun dışında, 24 Mayıs'ta Koç Üniversitesi'nde, ardından An- takya'da, dünyaca ünlü viyolonsel sanatçısı Brezılyalı Marcio Car- neiro ve Atilla Aldemir ile birlik- te trio konserler vereceğim. Atilla Aldemir'le birlikte Antakya'da bir klasik müzık festivali düzenlemeyi düşünüyoruz. Son derece zengin birtarihe sahıp olan bu kentimızde. ismini bütün dünyaya duyurabile- cek bir etkinliğin yapılabileceğini düşünüyorum. Amacı, hem bura- daki insanlara bu zenginliğı ulaştı- rabilmek, hem de Antakya ismini yurtdışında tanıtabılmek olacak. - Gelecek projejeriniz? KARAYEL - Önümüzdeki yıl içinde Almanya'da ilk solo CD ça- lışmamı yapacağım. Bunun dışın- da. bu yılın başında, keman sanat- çısı Barbara Gorzynska ve viyo- lonsel sanatçısı Attila Pastor ile birlikte Karayel Piyano Triosunu kurduk Bu üçlü, başta Polonya ve Avusturya olmak üzere birçok ülke- de konser verecek. Belgesel Sinemacılar Birliği'nin düzenlediği '7. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali' bugün başlıyor Çokboyutlu belgesel betimlemeler • Bu yıl 34 yerli, 54 yabancı olmak üzere 88 belgesel filmin gösterileceği etkinlikte tematik konu sımrlaması yok. 7 Mart'a kadar sürecek olan festival kapsamındaki gösterimler Italyan Kültür Merkezi ve Fransız Kültür Merkezi'nde yapılacak. Kültür Servisi - Belgesel Sinemacılar Birliği'nin düzenlediği '7. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali bugün Istanbul'da başlıyor. Bu yıl 34 yerlı, 54 yabancı olmak üzere 88 belgesel filmin sunulacağı etkinlikte tematik konu sımrlaması yok. Göstenlecek filmlerin, yaşadığımız dünyanın çok boyutlu bir betimlemesi niteliğinde olduğu festivalin açılışı bugün saat 19.00'da Kadir Has Cniversitesi Haliç Salonu'nda yapılacak. Gecede İsviçrelı yapımcı Samir'in 'Forget Baghdad' (Bağdat'ı Unut) adlı filmi göstenlecek. Gösterimlerin Italyan Kültür Merkezi ve Fransız Kültür Merkezi'nde yapılacağı etbnlik programında yer alan yerli belgesellerden bazılan şunlar: 'Güneş, Ay, Yıldız' (Yön: Şehbal Şenyurt), 'Bela Bartok', Türkiye, 1936' (Yön: Sezgin Türk), 'Sokakta' (Yön: Enis Rıza), 'Kalimerhaba Side' (Yön: Savaş Güvezne), 'Son Göç' (Yön: Meryem Doğan), 'Taştaki İz' (Yön: Can Ertuna), 'Çırau: Doğala Dönüş' (Yön: Bülent Annh / Necati Sönmez.) Yabancı belgesellerin başlıcalan ise; 'Han'ın Dönüşü' (Yön: Tom Meffert/Dagmar Diebels), 'İzler: Kâbil Müzesi 1998' (Yön: Noriaki Tsuchimoto), 'Benim Teröristim' (Yön: Yylie Cohen Gerstel), 'Pinochet'nin ÇocuklarT (Yön: Paula Rodriguez). 'On the Swamps' (Yön: \laxim Surkov). 'Raymundo' (Yön: Ernesto Ardito/Vîrna Molina), 'Umudun Sesi' (Yön: Maciej J. Drygas) sayılabilir. Etkinlik kapsamında yapılacak '7. Lluslararası Belgesel Sinemacılar Konferansı'nın bu yılkı konusu 'Belgesel Filmin Geleceği'. 'Belgesel Sinemada Üretim Süreçleri ve Yapım Olanakları'mn tartışılacağı konferansta Türkiye'nin yaru sıra özellikle Avrupa ve Amerika'ya ilişlan dene>imler ve öngörüler konuşulacak. Konferans Kadir Has Ünnersitesi Haliç Salonu'nda 6 Mart'ta 10.00- 19.30 saatleri arasında yapılacak. Festival kapsamında yapılacak bir başka etkinlik de Fotoğrafevi'nde festival boyunca her akşam saat 19.00'da sunulacak olan dia gösterileri. Aynca yann saat 16.30'da Yapı Kredi Turkcell Salonu'nda 'Belgesel Sinema'da Dijital Teknolojilerin Kullanınıı' konusunun tartışılacağı bir atölye çalışması yer alıyor. Aynı salonda 5 Mart günü saat 16.30'da ise EDN (European Documentary NeUvork-Avrupa Belgesel Film Ağı) Başkam Ike Bertels'ın filmlerinden örnekler sunarak deneyimlerini aktaracağı bir başka atölye çalışması gerçekleştirilecek. (0 212 327 41 45) TURGAY FİŞEKÇİ liyatno Yapıları Muhsin Ertuğrul, İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim adlı kitabında, anlattığı birbirinden ilginç anı ve gözlemlerinin yanı sıra, tiyatronun toplum hayatındaki yeri üstüne de ilginç sapta- malar yapar: "Tiyatroyu yurdumuzun her büyük, küçük ken- tine sokmadıkça bu ülkede bir tiyatro var dene- mez. Tiyatro gibi halkın her düzeydeki insanlara kültür aşılayacak bir sanat kurulu, belirli yaştaki- leri okutan okullardan çok daha önemlidir. Tıyat- rosu olan ülkede çoban da aydındır. Kültür tek el- de toplanmaz, bir zümreyle sınıhanmaz. Toplu- mun arasına girer. Tiyatro, kentin, kasabanın si- nemalanna, köylerin meydanlanna girmedikçe ne yaparsak yapalım, ne açarsak açalım, genel kül- tür çizgisini yükseltmeye, uygar bir yaşayış sür- meye olanak yoktur." Tiyatro ile ilgili her söz ya da eylem bana Muh- sin Ertuğrul'u anımsatır: Onun 1908'de II. Meş- rutiyet'in getirdiği özgürlük havası içinde başla- yıp 1979'daki ölümüne dek yetmiş yıl boyunca ülkemizde tiyatro sanatının yerleşmesi, yaygın- laşması için gösterdığı bitmez tükenmez çaba- ları aklıma gelir. Tiyatroyu halkın eğitimi için te- mel bir araç olarak gördüğünden onun ana un- surları olan oyuncuların yetişmesi için konserva- tuvarlar açılması, her kentte tiyatro yapılarının kurulması, oyun yazarı yetişmesi için üniversite- lerde bölümler oluşturulması. onun tiyatronun toplum hayatına vazgeçılmez bıçımde yerleşme- si için başlartığı girişimlerdi. Günümüzde tiyatronun ülke düzeyinde Muh- sin Ertuğrul'un özledığı düzeye ulaştığmı söyle- yemesek de, umut verıcı bir yaygınlığa ulaştığı görülüyor. Sürekli yeni tiyatrocu kuşakları yetişiyor. Bun- ların bir bölümü büyük kentlerde yeni arayışlara girerken, bir bölümü deAnadolu'nun çeşitli kent- lerine dağılıp oralarda tiyatro ateşıni yaktyorlar. Ülkemiztopraklannın tiyatro sanatı bakımından ilginç bir özelliği de üzennde barındırdığı antik- çağ tiyatro yapılandır. Efes'ten Aspendos'a, Ber- gama'dan Bodrum'a, Pamukkale'den Afrodisi- as'a dek bu yapılara bakıp da etkılenmemek, in- san - toplum - tiyatro ilişkısi üstüne düşünmemek olanaksızdır. Iki bin yıl öncesinin insanları, tiyat- roları kentlerinin en önemli yapıları olarak kur- muşlar, orada hayatla, sorunlarıyla yüzleşmişler. Hasan Kuruyazıcı'nın 'Başlangıcından Güpü- müze Tiyatro Yapılannın Gelişmesi' (îstanbul Üni- versitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları) adlı yeni yayımlanan kitabını okurken, hem bu yapıların kimi mimari inceliklerini tanıyıp anladım, hem de bir kültür ve tiyatro tarihi okuyormuşçasına etki- lendim. Tiyatronun doğuşunu, ilk tiyatro yapılarının ku- ruluşunu, bunların işlevsel özelliklerıni, toplum hayatındaki yerlerinı, Yunan ve Roma tıyatroları arasındaki ayrımları okurken insanlık kültürünün ilk kez ışıyıp parladığı antikçağ uygarlığının dö- nüp dönüp bakılacak sonsuz zenginlıktekı veri- mine yeniden tanık oldum. Sonrasındaki bin iki yüzyıllık ortaçağ karanlığı boyunca insanoğlu hiç tiyatro yapısı yapmamış. Bağnazfık, tutuculuk sarmış her yanı. Tiyatroya gidip kendiyle yüzleşememiş insanoğlu. Rönesans'la birlikte insanoğlu da yeniden keş- fetti tiyatro sanatını. önce pazaryerlerinde, so- kaklarda, han avlularında oynayan gezicı tiyatro- larla; sonra da ilk örnekleri Ingiltere'de başlayan yeni tiyatro yapıları kuruldu. 1599'da yapılan The Globe Tiyatrosu Shakespeare'in de oyunculuk yapıp, yazdığı oyunların sahnelendiği yapı oldu. Bu süreç, yeryüzünün büyük kentlerinin her bi- ri birbirinden ünlü tiyatro yapılanna kavuştuğu <? jnümüze dek sürdü. Ülkemizde de yerleşik tiyatro yapılarının yanı sı- ra, tiyatroya gönül vermiş nice insanımızın yok- tan var ettikleri salonlarda tiyatro sanatı canlılı- ğını, her şeye karşın sürdürüyor. Muhsin Ertuğrul'un bir saptaması da şu: "Bir ulus kendi dilini sahneden duymazsa sağır olur." Tiyatro yalnızca zekâ ya da duyarlık eğitimi de- ğil, aynı zamanda dil ve beden eğıtimıdir de. Ti- yatro sahnesine bir kez yolu düşenlerin bıle ko- nuşmaları, davranışları nitelık değiştirir. Derinlik, anlam zenginliği kazanır. Spor salonlarında ter dökenler, bedenlerini ve kafalarını birlikte çalıştıracakları bir tiyatro sahne- sinin kendılerine neler katacağını hiç düşünmez- ler mi? tfisekciC» superonline.com K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K F e s t i v a l d e g ö s t e r i l e c e k b e l g e s e l l e r a r a s ı n d a M e r y e m D o ğ a n ' ı n ' S o n G ö ç ' , M a x i m S u r k o v ' u n " O n t h e S v v a m p s ' a d l ı f ı l m l e r i d e v a r . K Â I V f f I M A S A R A P I EMKUÇUKLERE, HEMBUYUKLERE İdea'da yaratıcı sanat atölyeleri başlıyor Kültür Servisi - tdea Sa- nat'ın çocukJara ve yetiş- kinlere yönelik düzenlediği yaratıcı sanat atölyeleri 12 Mart'tan başlayarak her cu- ma, cumartesi ve pazar gün- leri düzenlenecek. Çocuklarla Sanat Atöl- yesi'nin (3-6 yaş / 6-9 yaş / 9-12 yaş) amacı. çocukla- nn sosyal - bedensel ve duy- gusal yeteneklerinin gelişi- mini sağlamak, iletişim be- cerilerini geliştirmek. Te- melinde sadece tiyatro ve yaraöcı drama çalışma tek- nikleri bulunmayan bu ça- lışmalar, çok çeşitli dallarda konservatuvar mezunu eğit- menler ve uzman danışman- lar eşliğinde, haftada bir gün ve 2.5 saat süre ile ve- rilecek. Bu kapsamda, tiyatro, re- sim, müzik, mask ve kukla çahşmalanrun yanı sıra pan- domim, diksiyona giriş ve el becerilerini geliştiren ça- hşmalar yapılacak. Yetişkinlere yönelik olan 'Tiyatro Hobi Atölyesi - I ' kişisel gelişimine önem gösteren, iletişim, bağımsız düşünme ve karar verme be- cerilerini geliştirmek iste- yen, Türkçeye önem veren ya da hayatının herhangi bir döneminde tiyatroya ilgi duymuş ancak çeşitli ne- denlerle bu konuda herhan- gi bir çalışmaya katılama- mış tüm yetişkin katıhmcı- laraaçık. Bu kapsamda mi- mik - rol, etkili konuşma, şan, doğaçlama, ses-diyaf- ram kullanımı gibi dersler uygulanacak. (0 212 638 68 60 - 0 536 346 88 47) LKEMtZDEKl YARATIMA DESTEK Mizah üretenler için yeni bir dernek Kültür Servisi - Türk karikatür ve çizgi film us- talanndan Tonguç Yaşar, Ergin Gülen. ŞehirTiyat- roları sanatçılanndan Ü- mit Imer, gazeteci Oktay Yücesan ve farklı meslek- lerden mizahseverlerin gi- rişimiyle, mizah alanmda çalışmalar yürütecek yeni bir dernek kuruldu: 'Mi- zah Üretenler ve Seven- ler DerneğT. Derneğin28 Şubat'ta dernek binasında yapılan açılış davetinde, aynı zamanda ilk etkinlik- leri olan Tonguç Yaşar'ın 'Türk Karikatürünün Altın YıllarT adlı sergisi- nin de açılışı yapıldı. Dernek, ülkemizde her alanda bocalamalann ya- şandığına, bu bocalamala- nn en etkin ve baskın ola- nmin ülkemizi saran kül- tür emperyalizmi olduğu- nu ışaret ediyor. Derneğin amaçlan ara- sında, "ülkemizde mizah sanatını ayağa kaldır- mak, çağdaş Türk yaşa- mı ve o yaşam hikâyele- rini anlatan çağdaş Türk çizgi roman kahraman- ları -markaları- yarata- rak, bu yolla okuma alış- kanlığı kazandırıp genç- liğimize özgüven aşıla- mak, mizah yolu ile ülke- mize umduğumuzdan fazla giren emperyalist kültürü dengelemek için elinden gelen bütün ça- lışmaları yapmak" yer alıyor. (Demirkapı Cad. Akın Apt. 3/3 Zuhuratbaba- Ba- kırköy - 0 212 583 78 54)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear