Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2004 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kulturCacumhuriyet.com.tr
Piyano sanatçnsı Hasan ŞevkiKarayel, Bechstein Yanşması'nda büyük ödüle değer görüldü DEFNE GÖLGESÎ
Amacı kendini aşmak
Hasan Şevki Karayel, başarısının sırrının
çalışmak olduğunu söyliiyor.
AVÇA TEZER
Müzık yaşamını Almanya'da sür-
düren piyano sanatçısı Hasan Şev-
ki Karayel. Almanya'da düzenle-
nen Uluslararası Bechstein Yanş-
ması'nda sergilediği üstün başany-
la büyük ödüle değer görüldü.
İlk piyano derslerini Sabahattin
Eyuboğlu'nun eşi Magdelena Ru-
fer Eyuboğlu'ndan alan Karayel,
1990 yılında Istanbul Üniversitesi
Devlet Konservatuvan'nda Özen
Veziroğlu'nun öğrencisi olmuş.
1994'te Kahire'de düzenlenen
Gençler Müzik Yapıyor Yanşma-
sı'nda birinci seçilen sanatçı
1994'te Almanya'ya giderek Fre-
iburg Müzik Akademisi'nde lisans
ve yükseklisans eğitimini tamamla-
dı. 1999'da îstanbul Devlet Senfo-
nı Orkestrası'mn açtığı genç yete-
nekler sınavını kazanan Karayel,
halen Düsseldorf Müzik .Akademi-
si'nde doktora çalışmalannı sürdü-
rüyor. Başta Almanya ve Türkiye
olmak üzere dünyanın birçok ülke-
sinde konserler veren sanatçı, Juni-
or Chamber International tarafın-
dan düzenlenen Dünyanın En Ba-
şanlı Genci Yanşmasrnda birin-
;ısi seçıldi.
Blzl çahsmak kurtarır'
- l luslararası Bechstein Ödü-
lü'ne değer görüldünüz. Bu ödü-
lün sanat yaşamınıza katkıları
neler olacak sizce?
KAR\YEL - Insanın yaptığı ça-
lışmalann bir ödülle onurlandınl-
nası, çok mutluluk verici. Bu tür
ödüller. insanı ilerisı için kamçıla-
yan birer araç. Bechstein firması,
150 yıllık bir geçmişı olan, dünya-
nın en önemli piyano fabrikalann-
dan biri. Bu ödül sayesinde, firma-
nın düzenlediği konser dizilerinde,
önümüzdeki yıl çalmaya hak ka-
zandım. Bu dizilerde, dünyaca ta-
nınan birçok piyanist de yer alıyor.
Ismimin bunlar arasında yer alma-
sı, benim için çok önemli. Ama her
şeyden önemlisi, vereceğim kon-
serlerin nasıl bir ilgı göreceği. Çün-
kü bu tür ödüller, size bir kapıyı
aralar, ama bu kapıyı açabilmek si-
ze bağlıdır.
- Bugüne kadar birçok yanş-
ma kazandınız. Bu başannızı ne-
ye borçlusunuz?
KARAYEL - Çok klasık bir ce-
vap olacak: Çalışmak. Büyük Rus
yazar Anton Çehov'un çok sevdi-
ğim bir sözü var: "Bizi ancak ça-
lışmak kurtanr." Tabii ki şansın
zart'ın, bir Beethoven ın dolaştığı
sokaklarda dolaşmak, onlann solu-
duklan havayı solumaktan bahsedi-
yorum. Ben bunun klasik müzikie
uğraşan bir müzisyen için vazge-
çilmez olduğunu düşünüyorum. Bu
yüzdendir ki bir tek ülkemizden de-
ğil, dünyanın heryerinden insanlar,
müzik eğitimi için Avrupa'ya gelı-
yorlar.
Bunun yanında, Avrupa'da bu iş-
te çok büyük bir rekabet söz konu-
su. Bu da insanın kendini geliştire-
bilmesi için çok önemli. Farklı ül-
kelerden farklı insanlarla bir araya
gelerek farklı bakış açılan kazanı-
yor insan. Aynca, kendisının de ne-
rede olduğunu görmesı açısından
çok önemli bu kıyaslama.
K
azandığı ödül sayesinde gelecek yıl
dünyaca ünlü sanatçılarla bir dizi konser
verecek olan Hasan Şevki Karayel,
meslektaşı Atilla Aldemir ile Antakya'da yeni bir
klasik müzik festivali düzenlemeyi planlıyor.
da çok önemli bir rolü var. Ama, in-
sanın. her koşulda ıyı bir şekilde
hazırlanmış olarak şansını bekle-
mesi, hatta onu arayıp kendisinin
yaratması gerekir. Düşünüp çalı-
şan, yaptığı işin doğruluğuna ına-
nan herkesin başanya ulaşabılece-
ğine inanıyorum.
- Özellikle klasik müzik alanın-
da yurtdışında eğitim almaya çok
önem veriliyor.
KARAYEL - Bu müzığın köke-
ni A\Tupa. A\xupa'daki düşüncenın
ve yaşamın doğurduğu bir alan bu.
Yonımlamaya çahştığımız yapıt-
ların, hangi ortamlarda, nasıl bir ya-
şam tarzı içinde ortaya çıktığını bil-
mek çok önemli. Yani, bir Mo-
- Müzikte nelere önem veriyor-
sunuz?
KARAYEL - Beni en çok ilgi-
lendiren nokta, insanın ne söyledi-
ğidir. Özellikle klasik müzik gibi
çok derin bir düşünce yapısı olan
bir müzık türünde, insanın, anlata-
bileceğı bir düşüncesi olması. ha-
yati önem taşır. Bir insanı diğerin-
den ayıran en yüce aynntıdır dü-
şünce.
- Kariyerinizin başlangıcında
genç bir sanatçı olarak kendini-
ze çizdiğiniz hedef nedir?
KARAYEL - Klasık müzikJe uğ-
raşan bir müzisyenın kendine koy a-
bıleceği en doğru hedef, her zaman
daha iyi olabılmek ıçın çalışmak ve
kendini aşmaya çalışmak olmahdır.
Şan şöhret peşinde koşmanın, bir
gün herhangi bir konumda olmayı
hedeflemenin, popülist bir düşünce
olduğuna inanıyorum. Bu da klasik
müziğin ahlakına son derece ters
bir olgu.
Yeni bir müzik festtvall...
- Türkiye'de herhangi bir ça-
lışmanız var mı?
KARAYEL - Mayısta keman sa-
natçısı Atilla Aldemir'le Alman-
ya'da kaydettiğımız, sadece Türk
bestecilerinin yapıtlanndan oluşan
duo CD'miz piyasaya sunulacak.
Bu, yurtdışında çıkanlan, sadece
Türk bestecilerinin keman ve piya-
no yapıtlanndan oluşan ilk kayıt
olacak. Bunun dışında, 24 Mayıs'ta
Koç Üniversitesi'nde, ardından An-
takya'da, dünyaca ünlü viyolonsel
sanatçısı Brezılyalı Marcio Car-
neiro ve Atilla Aldemir ile birlik-
te trio konserler vereceğim. Atilla
Aldemir'le birlikte Antakya'da bir
klasik müzık festivali düzenlemeyi
düşünüyoruz. Son derece zengin
birtarihe sahıp olan bu kentimızde.
ismini bütün dünyaya duyurabile-
cek bir etkinliğin yapılabileceğini
düşünüyorum. Amacı, hem bura-
daki insanlara bu zenginliğı ulaştı-
rabilmek, hem de Antakya ismini
yurtdışında tanıtabılmek olacak.
- Gelecek projejeriniz?
KARAYEL - Önümüzdeki yıl
içinde Almanya'da ilk solo CD ça-
lışmamı yapacağım. Bunun dışın-
da. bu yılın başında, keman sanat-
çısı Barbara Gorzynska ve viyo-
lonsel sanatçısı Attila Pastor ile
birlikte Karayel Piyano Triosunu
kurduk Bu üçlü, başta Polonya ve
Avusturya olmak üzere birçok ülke-
de konser verecek.
Belgesel Sinemacılar Birliği'nin düzenlediği '7. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali' bugün başlıyor
Çokboyutlu belgesel betimlemeler
• Bu yıl 34 yerli, 54 yabancı olmak
üzere 88 belgesel filmin
gösterileceği etkinlikte tematik
konu sımrlaması yok. 7 Mart'a
kadar sürecek olan festival
kapsamındaki gösterimler Italyan
Kültür Merkezi ve Fransız Kültür
Merkezi'nde yapılacak.
Kültür Servisi - Belgesel Sinemacılar Birliği'nin
düzenlediği '7. Uluslararası 1001 Belgesel Film
Festivali bugün Istanbul'da başlıyor. Bu yıl 34
yerlı, 54 yabancı olmak üzere 88 belgesel filmin
sunulacağı etkinlikte tematik konu sımrlaması yok.
Göstenlecek filmlerin, yaşadığımız dünyanın çok
boyutlu bir betimlemesi niteliğinde olduğu
festivalin açılışı bugün saat 19.00'da Kadir Has
Cniversitesi Haliç Salonu'nda yapılacak. Gecede
İsviçrelı yapımcı Samir'in 'Forget Baghdad'
(Bağdat'ı Unut) adlı filmi göstenlecek.
Gösterimlerin Italyan Kültür Merkezi ve Fransız
Kültür Merkezi'nde yapılacağı etbnlik
programında yer alan yerli belgesellerden bazılan
şunlar: 'Güneş, Ay, Yıldız' (Yön: Şehbal
Şenyurt), 'Bela Bartok', Türkiye, 1936' (Yön:
Sezgin Türk), 'Sokakta' (Yön: Enis Rıza),
'Kalimerhaba Side' (Yön: Savaş Güvezne), 'Son
Göç' (Yön: Meryem Doğan), 'Taştaki İz' (Yön:
Can Ertuna), 'Çırau: Doğala Dönüş' (Yön:
Bülent Annh / Necati Sönmez.) Yabancı
belgesellerin başlıcalan ise; 'Han'ın Dönüşü'
(Yön: Tom Meffert/Dagmar Diebels), 'İzler:
Kâbil Müzesi 1998' (Yön: Noriaki Tsuchimoto),
'Benim Teröristim' (Yön: Yylie Cohen Gerstel),
'Pinochet'nin ÇocuklarT (Yön: Paula
Rodriguez). 'On the Swamps' (Yön: \laxim
Surkov). 'Raymundo' (Yön: Ernesto
Ardito/Vîrna Molina), 'Umudun Sesi' (Yön:
Maciej J. Drygas) sayılabilir. Etkinlik
kapsamında yapılacak '7. Lluslararası Belgesel
Sinemacılar Konferansı'nın bu yılkı konusu
'Belgesel Filmin Geleceği'. 'Belgesel Sinemada
Üretim Süreçleri ve Yapım Olanakları'mn
tartışılacağı konferansta Türkiye'nin yaru sıra
özellikle Avrupa ve Amerika'ya ilişlan dene>imler
ve öngörüler konuşulacak. Konferans Kadir Has
Ünnersitesi Haliç Salonu'nda 6 Mart'ta 10.00-
19.30 saatleri arasında yapılacak. Festival
kapsamında yapılacak bir başka etkinlik de
Fotoğrafevi'nde festival boyunca her akşam saat
19.00'da sunulacak olan dia gösterileri. Aynca
yann saat 16.30'da Yapı Kredi Turkcell Salonu'nda
'Belgesel Sinema'da Dijital Teknolojilerin
Kullanınıı' konusunun tartışılacağı bir atölye
çalışması yer alıyor. Aynı salonda 5 Mart günü
saat 16.30'da ise EDN (European Documentary
NeUvork-Avrupa Belgesel Film Ağı) Başkam Ike
Bertels'ın filmlerinden örnekler sunarak
deneyimlerini aktaracağı bir başka atölye çalışması
gerçekleştirilecek. (0 212 327 41 45)
TURGAY FİŞEKÇİ
liyatno Yapıları
Muhsin Ertuğrul, İnsan ve Tiyatro Üzerine
Gördüklerim adlı kitabında, anlattığı birbirinden
ilginç anı ve gözlemlerinin yanı sıra, tiyatronun
toplum hayatındaki yeri üstüne de ilginç sapta-
malar yapar:
"Tiyatroyu yurdumuzun her büyük, küçük ken-
tine sokmadıkça bu ülkede bir tiyatro var dene-
mez. Tiyatro gibi halkın her düzeydeki insanlara
kültür aşılayacak bir sanat kurulu, belirli yaştaki-
leri okutan okullardan çok daha önemlidir. Tıyat-
rosu olan ülkede çoban da aydındır. Kültür tek el-
de toplanmaz, bir zümreyle sınıhanmaz. Toplu-
mun arasına girer. Tiyatro, kentin, kasabanın si-
nemalanna, köylerin meydanlanna girmedikçe ne
yaparsak yapalım, ne açarsak açalım, genel kül-
tür çizgisini yükseltmeye, uygar bir yaşayış sür-
meye olanak yoktur."
Tiyatro ile ilgili her söz ya da eylem bana Muh-
sin Ertuğrul'u anımsatır: Onun 1908'de II. Meş-
rutiyet'in getirdiği özgürlük havası içinde başla-
yıp 1979'daki ölümüne dek yetmiş yıl boyunca
ülkemizde tiyatro sanatının yerleşmesi, yaygın-
laşması için gösterdığı bitmez tükenmez çaba-
ları aklıma gelir. Tiyatroyu halkın eğitimi için te-
mel bir araç olarak gördüğünden onun ana un-
surları olan oyuncuların yetişmesi için konserva-
tuvarlar açılması, her kentte tiyatro yapılarının
kurulması, oyun yazarı yetişmesi için üniversite-
lerde bölümler oluşturulması. onun tiyatronun
toplum hayatına vazgeçılmez bıçımde yerleşme-
si için başlartığı girişimlerdi.
Günümüzde tiyatronun ülke düzeyinde Muh-
sin Ertuğrul'un özledığı düzeye ulaştığmı söyle-
yemesek de, umut verıcı bir yaygınlığa ulaştığı
görülüyor.
Sürekli yeni tiyatrocu kuşakları yetişiyor. Bun-
ların bir bölümü büyük kentlerde yeni arayışlara
girerken, bir bölümü deAnadolu'nun çeşitli kent-
lerine dağılıp oralarda tiyatro ateşıni yaktyorlar.
Ülkemiztopraklannın tiyatro sanatı bakımından
ilginç bir özelliği de üzennde barındırdığı antik-
çağ tiyatro yapılandır. Efes'ten Aspendos'a, Ber-
gama'dan Bodrum'a, Pamukkale'den Afrodisi-
as'a dek bu yapılara bakıp da etkılenmemek, in-
san - toplum - tiyatro ilişkısi üstüne düşünmemek
olanaksızdır. Iki bin yıl öncesinin insanları, tiyat-
roları kentlerinin en önemli yapıları olarak kur-
muşlar, orada hayatla, sorunlarıyla yüzleşmişler.
Hasan Kuruyazıcı'nın 'Başlangıcından Güpü-
müze Tiyatro Yapılannın Gelişmesi' (îstanbul Üni-
versitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları) adlı yeni
yayımlanan kitabını okurken, hem bu yapıların
kimi mimari inceliklerini tanıyıp anladım, hem de
bir kültür ve tiyatro tarihi okuyormuşçasına etki-
lendim.
Tiyatronun doğuşunu, ilk tiyatro yapılarının ku-
ruluşunu, bunların işlevsel özelliklerıni, toplum
hayatındaki yerlerinı, Yunan ve Roma tıyatroları
arasındaki ayrımları okurken insanlık kültürünün
ilk kez ışıyıp parladığı antikçağ uygarlığının dö-
nüp dönüp bakılacak sonsuz zenginlıktekı veri-
mine yeniden tanık oldum.
Sonrasındaki bin iki yüzyıllık ortaçağ karanlığı
boyunca insanoğlu hiç tiyatro yapısı yapmamış.
Bağnazfık, tutuculuk sarmış her yanı. Tiyatroya
gidip kendiyle yüzleşememiş insanoğlu.
Rönesans'la birlikte insanoğlu da yeniden keş-
fetti tiyatro sanatını. önce pazaryerlerinde, so-
kaklarda, han avlularında oynayan gezicı tiyatro-
larla; sonra da ilk örnekleri Ingiltere'de başlayan
yeni tiyatro yapıları kuruldu. 1599'da yapılan The
Globe Tiyatrosu Shakespeare'in de oyunculuk
yapıp, yazdığı oyunların sahnelendiği yapı oldu.
Bu süreç, yeryüzünün büyük kentlerinin her bi-
ri birbirinden ünlü tiyatro yapılanna kavuştuğu
<? jnümüze dek sürdü.
Ülkemizde de yerleşik tiyatro yapılarının yanı sı-
ra, tiyatroya gönül vermiş nice insanımızın yok-
tan var ettikleri salonlarda tiyatro sanatı canlılı-
ğını, her şeye karşın sürdürüyor.
Muhsin Ertuğrul'un bir saptaması da şu: "Bir
ulus kendi dilini sahneden duymazsa sağır olur."
Tiyatro yalnızca zekâ ya da duyarlık eğitimi de-
ğil, aynı zamanda dil ve beden eğıtimıdir de. Ti-
yatro sahnesine bir kez yolu düşenlerin bıle ko-
nuşmaları, davranışları nitelık değiştirir.
Derinlik, anlam zenginliği kazanır.
Spor salonlarında ter dökenler, bedenlerini ve
kafalarını birlikte çalıştıracakları bir tiyatro sahne-
sinin kendılerine neler katacağını hiç düşünmez-
ler mi?
tfisekciC» superonline.com
K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K
F e s t i v a l d e g ö s t e r i l e c e k b e l g e s e l l e r a r a s ı n d a M e r y e m D o ğ a n ' ı n ' S o n G ö ç ' , M a x i m S u r k o v ' u n " O n t h e S v v a m p s ' a d l ı f ı l m l e r i d e v a r . K Â I V f f I M A S A R A P I
EMKUÇUKLERE, HEMBUYUKLERE
İdea'da yaratıcı sanat
atölyeleri başlıyor
Kültür Servisi - tdea Sa-
nat'ın çocukJara ve yetiş-
kinlere yönelik düzenlediği
yaratıcı sanat atölyeleri 12
Mart'tan başlayarak her cu-
ma, cumartesi ve pazar gün-
leri düzenlenecek.
Çocuklarla Sanat Atöl-
yesi'nin (3-6 yaş / 6-9 yaş
/ 9-12 yaş) amacı. çocukla-
nn sosyal - bedensel ve duy-
gusal yeteneklerinin gelişi-
mini sağlamak, iletişim be-
cerilerini geliştirmek. Te-
melinde sadece tiyatro ve
yaraöcı drama çalışma tek-
nikleri bulunmayan bu ça-
lışmalar, çok çeşitli dallarda
konservatuvar mezunu eğit-
menler ve uzman danışman-
lar eşliğinde, haftada bir
gün ve 2.5 saat süre ile ve-
rilecek.
Bu kapsamda, tiyatro, re-
sim, müzik, mask ve kukla
çahşmalanrun yanı sıra pan-
domim, diksiyona giriş ve
el becerilerini geliştiren ça-
hşmalar yapılacak.
Yetişkinlere yönelik olan
'Tiyatro Hobi Atölyesi - I '
kişisel gelişimine önem
gösteren, iletişim, bağımsız
düşünme ve karar verme be-
cerilerini geliştirmek iste-
yen, Türkçeye önem veren
ya da hayatının herhangi bir
döneminde tiyatroya ilgi
duymuş ancak çeşitli ne-
denlerle bu konuda herhan-
gi bir çalışmaya katılama-
mış tüm yetişkin katıhmcı-
laraaçık. Bu kapsamda mi-
mik - rol, etkili konuşma,
şan, doğaçlama, ses-diyaf-
ram kullanımı gibi dersler
uygulanacak. (0 212 638 68
60 - 0 536 346 88 47)
LKEMtZDEKl YARATIMA DESTEK
Mizah üretenler
için yeni bir dernek
Kültür Servisi - Türk
karikatür ve çizgi film us-
talanndan Tonguç Yaşar,
Ergin Gülen. ŞehirTiyat-
roları sanatçılanndan Ü-
mit Imer, gazeteci Oktay
Yücesan ve farklı meslek-
lerden mizahseverlerin gi-
rişimiyle, mizah alanmda
çalışmalar yürütecek yeni
bir dernek kuruldu: 'Mi-
zah Üretenler ve Seven-
ler DerneğT. Derneğin28
Şubat'ta dernek binasında
yapılan açılış davetinde,
aynı zamanda ilk etkinlik-
leri olan Tonguç Yaşar'ın
'Türk Karikatürünün
Altın YıllarT adlı sergisi-
nin de açılışı yapıldı.
Dernek, ülkemizde her
alanda bocalamalann ya-
şandığına, bu bocalamala-
nn en etkin ve baskın ola-
nmin ülkemizi saran kül-
tür emperyalizmi olduğu-
nu ışaret ediyor.
Derneğin amaçlan ara-
sında, "ülkemizde mizah
sanatını ayağa kaldır-
mak, çağdaş Türk yaşa-
mı ve o yaşam hikâyele-
rini anlatan çağdaş Türk
çizgi roman kahraman-
ları -markaları- yarata-
rak, bu yolla okuma alış-
kanlığı kazandırıp genç-
liğimize özgüven aşıla-
mak, mizah yolu ile ülke-
mize umduğumuzdan
fazla giren emperyalist
kültürü dengelemek için
elinden gelen bütün ça-
lışmaları yapmak" yer
alıyor.
(Demirkapı Cad. Akın
Apt. 3/3 Zuhuratbaba- Ba-
kırköy - 0 212 583 78 54)