23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab@ cumhuriyet.com.tr 11 Vükleer silah jddiası • KAHİRE (AA) - "erör örgütü El Caide'nın 1998'de Ukrayna'dan taktik nülc- feer silahlar aldığı ve leride kullanmak ıçin jizli bir depoda tuttuğıı ileri sürüldü. Londra'da vayımlanan El Hayat gazetesinin lslamabad cıkışlı ve El Kaide'ye vakın kaynaklara daya- narak verdıği haber, bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanmadı. Gazete. Ukraynalı bılim adamlannın 1993'de Afganistan'ın Kandahar kentini ziyaret ettik- lerinde yanlannda getirdiklen nükleer silahlan el çantalan içinde El Kaide'ye tes- lim ettiklerinı öne sürdü. Kerry yine kazandı • VVASfflNGTON (AA)-ABD'de2 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimınde muhalefetteki Demokrat Parti'yi temsıl edecek ismin belirlenmesi yanşında en iddialı konumdaki Senatör John Kerry, Mıchıgan ve Washington eyaletlerinde yapılan önseçımleri de kazandı. Kerry. bu iki eyaletteki önseçimlerde yüzde 5O'ye yakın destek aldı. Partidekı yanşta bir numaralı aday olarak görülen, ancak önseçimlen kaybeden Howard Dean ıkinci sırada kaldı. ABD'de partilerin başkan adaylan, 50 eyaletteki önseçimlerin tamamının sonuçlanmasından sonra kesınleşiyor. Japon askerleri Irak'a gitti • NAYISTAR(AA)- Kuveyt'te bulunan Japon asken birliğinden bir müfreze. dün Irak'a girdı. Komutan Albay Yasuşi Kiyota, 25 askeri araç ve yaklaşık 50 askenn sının geçtiğini, bunun Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Japonyanın muharebe alanında konuşlandıracağı ilk asken güç olduğunu belırttı. Müfrezenin, ülkenin güneyinde Samava kentıne gıdeceği kaydedildi. Savunma Bakanı Şigeru Işiba ise "ölenler olsa bıle ' Irak'taki insani gorevlerini tamamlamadan geri çekilmeyeceklerini söyledi. Saddam müzede yapgılanacak • BAĞDAT(AA)- Bevrik Irak lideri Saddam Hüseyin, yıllar boyunca kendisi için kurduğu ve kişisel fjtoğraflarının yer aldığı müzede \argılanacak. Irak Geçıci Yönetim Lonseyi sözcüsü Hamid El Kefai. Saddam ile hrlıkte diğer sanıklann ca aynı müzede yargılanacaklannı öyledi. Siyah hemşireye srfiyok I LONDRA (AA)- ngiltere'de siyah ıemşirelenn, beyaz neslektaşlanna oranla :ok daha az kazanarak, ıeç terfi ettıkleri öne iürüldü. Kraliyet -lemşirelık Koleji'nın ıraştırmasına göre. ülke ;apında 10 bın hemşire ırasında siyahlar çok Jaha az kazanıyorlar. <\raştırma aynca, beyaz ıemşirelerin sırası geldikçe terfi ettirildiğini, ancak sıyahlann terfi sttirilmesinin ya geciktırildığini ya da hiç gerçekleşmediğini ortaya koydu. İrlanda'nın Ankara Büyükelçisi Whelan, adada çözüm ve AB sürecini değerlendirdi 'Kıbnstek konudeğiT• AB Dönem Başkanı irlanda'nın Ankara Büyükelçisi Whelan, Türkiye'nin birlikten görüşme tarihi almasmm sadece Kıbns'a bağlı olmadığmı. anahtar konunun reformlann uygulanması olduğunu söyledi. Büyükelçi, Kıbns'ta çözümsüzlüğün Türkiye karşıtlanna koz vereceğini de belirtti. AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Avrupa Birlığı (AB) Dönem Başkanı İrlan- da'nın Ankara Büyükelçisi Se- anVYhdan, Türkıye'nın ABden görüşme tanhi alabılmesi ıçın "Kıbns'ın tekkonu obnadığınr. reformlann uygulamasının mü- zakere tarihinin "anahtan" ola- cağmı söyledi. Whelan, uygulama konusu- nun, herhangi bir başka konu- nun altına atılamayacak ve iliş- kılendınlemeyecek kadar önem- li olduğunu vurguladı. Whelan, Kıbns'ta çözüm ve Türkiye'nin AB sürecini Cumhuriyet'e de- ğerlendirdi. Whelan'a yönelti- len sorular ve yanıtlan şöyle: - Kıbns'ta çözüm olursa Tür- kiye AB'den tarih alabüecek mi? Kıbns'ta çözüm tek konu de- ğıl. Kıbns, Kopenhag siyasi öl- Whelan. Kıbns'ta çözünıün Türkiye'nin çıkanna olduğunu söyledi. (SERDAR ÖZSOY) çütlennin bir parçası değil. Mü- zakerelerin başlaması için çok büyük önem taşıyan konu, sür- mekte olan uygulama süreci. Uygulama, bir başka konunun altına atılamayacak ya da iliş- kilendirilemeyecek kadar önem- li. AB Komısyonu, uygulama- ya ilişkin raporunu sonbaharda tamamlayacak AB hükümet başkanlannın Türkiye konu- sunda aralıkta alacaklan karar dabu rapor zemınınde oluşacak. - Kıbns, Türkiye'nin tarih beklentisini nasü etkileyebilir? AB, 1 Mayıs'tan itibaren, 10 yenı üyenin katılmasıyla bir- likte 25 üyelı olacak. Kıbns bu yeni üyelerden bıri olacak. Bu- rada soru şu: "Nasü bir Kıbns AB'ye üye olacak." AB birleşmış Kıbns'ın 1 Ma- yıs'tan önce üyeliğini arzu et- tığini söyledi. Önümüzde 12 hafta var. Çok geniş bir fırsat penceresi değıl. ancak çözüm bulunabilir. Türkiye, iyi niyeti- ni ortaya koydu. AB, çözüm ıçın Annan Planı'nın zemin ol- ması gerektığını düşünüyor. Ama Annan Planı olduğu gibi kabul edilmelidir demiyoruz. Biz çözümün bu plandan kay- naklanmasından söz ediyoruz. 1 Mayıs'tan önce Kıbns'ta çözüm, Türkiye'nin AB aday- hk sürecınde de kendı çıkanna olacaktır. Bu tarihten önce, ye- niden bırleşmiş bir Kıbns'ın üyeliğı, Türkiye'ye büyük avan- tajlar getirecektir. Tttrkçe resmi dil olacak Öncelikle. Türkçe AB'nin resmi dili olacak. Kıbns soru- nu devam ederse Türkiye'nin adaylığı önünde ciddi engeller oluşturabilir. Çözüm olmazsa NGİLTEREBAŞBAKANIGÜVENtÜRLtĞtOLMAYANBtLGtLERtKULLANDI Istihbaratçılar bile Blair'i uyarmış Dış Haberler Servisi - Ingıltere'de Başbakan Tony Blair'ın Irak savaşı öncesinde kullandığı ıstıhbarat ve bu bilgıleri kullanma bıçımıyle ilgili olarak yaşanan tartışmalar gıderek büyüyor. The Independent gazetesi. hükümetle ıstıhbarat örgütünün oluşturduğu ortak komitenın (JIS), savaştan 6 ay önceden itibaren Başbakan'ı 3 kez resmen uyardığını ve Irak ile ılgilı olarak kamuoyuna yansıttığı bılgının "güvenilir olmadığmı" vurguladığını duyurdu. Habere göre. özellikle bir uyan yazısında Saddam Hüseyin'in elinde bulunduğu öne sürülen yasak silahlar konusuna açıkça atıfta bulunuldu ve bu konudaki ıstıhbaratın "tutarsız ve az sayıdaki kaynak taraündan ortaya aûlan bügüer" niteliği taşıdığına dıkkat çekildi. Gazete. "Başbakanın geçen hafta mecliste yapılan görüşmeler sırasında bile hâlâ bu tür iddialarda ısrar etmesi şaşıröcı" ifadesine yer verdi. 45 dakika balonu Independent. başka bir habenndeyse, Irak'ın kıtle ımha silahlarının 45 dakika içinde devreye gırebileceği istihbaratının kaynağı olan Iraklmın, yıllardır sürgünde yaşayan bır kışı olduğunu öne sürdü. Yıllar önce ülkesini terk etmiş bir kişinın, istihbaratın "güvenilir" kaynağı olarak gösterilmesini eleştıren gazete, u Oysa bu, İngiltere'yi savaşa sokan en büyük gerekçe olarak gösterilmişti" dedı Gazete, "•Ashnda bu kişi İskandinav iilkelerinden birinde yaşıyor ve İngiliz istihbarabyla hiç ilişki kurmamış" diye yazdı. 'Blair seyyar satıcı gibi' BM silah denetçilennin eski şefi HansBlix. Blair'in, Irak'ın kitle imha silahlan konusunda, "çok değerli mallannı pazarlamaya çahşan bir seyyar sancı gibi davrandığınr söyledi. Blix, "Bence Blair'in amacı, yasak süahlaria ilgili istihbaraü "çekici" hale getirmekti. Tıpkı. elindeki malının önenüni abartmaya çahşan bir satıcının yaptığı gibi" dedı. KARAKOLA BOMBA - Irak'ın Suvayra kentinde. karakolda bomba patlaması sonucu 3 po- lis öldü. Ölen polislerin aileleri acı içinde cesetlerin teslim edibnesini bekledi. (REUTERS) îngitizcasusABD'yeçakstı Dış Haberler Servisi - îngiliz istihbarat servislennın. BM'de yapılan Irak sa\ aşı oylaması öncesinde Güvenlik Konseyı delegasyonuyla ilgili casusluk faahyetleri yürüten ABD'ye yardım ettiğı açıklandı. The Observer gazetesi, ABD'nın BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle ilgili son derece gizli ve uluslararası hukuka aykın casusluk faaliyetlerine İngiliz istihbaratının da katıldığını yazdı. Haberde, bu faaliyetin Viyana Sözleşmesi'nin açık bir ihlali olduğu yazıldı. "Ancak buna rağmen İngiliz istihbaratının dinleme bölümündeki çevirmen ve anaüstlere, Amerikan casuslanna B.M'deki müttefık heyetlerinin izlenmesi ve dinknmesi konusunda yardımcı olunması emri verildi" dvyen The Observer, bütün amacın da Irak savaşı konusunda BM tarafından alınacak ikinci karann yolunu açmak olduğunu belirtti. Toplanan bilgilerin. 2003 yılının 5 Şubat tanhınde Güvenlik Konseyi'ne Irak'ın kitle imha silahlan konusunda sunuş yapan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'a verildiği kaydedildi. zaten Türkiye'ye karşı olan çev- relerin elıne koz verilecek. Tür- kiye tüm AB üyelerinı tanımı- yorsa siz nasıl olur da bu ül- keyle üyelik müzakerelerirü >ii- rütebilirsiniz, demeye başlaya- caklar. - Çözümün 1 Mayıs'tan son- raya sarkabilecegini, arahk ay> na kadar müzakerelerin sürebi- leceğini söyleyenler var... 1 Mayıs 2004, genişleme ıçin bir son tarihtır. Çözüm ıçin bu tarihın ötesıne geçilebilir mi. benim şüphelenm \ar. Çözüm için en ıyi yol 1 Mayıs'a kadar bunun sağlanmasıdır. - Türkiye'nin Kıbns konu- sundaABD'yi de\reyesokmaça- balaruarabuluculuk önerisi Av- rupa Parlamentosu'nda tepki- ye neden oldu. Kıbns raportö- rü Jacques Poos, sorunun AB içindeçözülmesigerektiğini söy- ledi. Siz ne düşünüyorsumız? Bu konuda şunu söyleyebılı- nm. Kıbns'ta çözüm çabala- nnda merkezi rol Büieşmiş Mil- letler'ındır. BM Güvenlik Kon- seyı, bu konuda Genel Sekre- ter Kofi .\nnan'a yetki vermiş- tır. AB olarak bız de Genel Sek- reter'in bu misyonunu destek- lıyoruz. Söylediğiniz konuda karar vermesi gereken kişı, BM Genel Sekreten'dir. - Poos, ABD Dışişleri Bakanı Colin PovveUyerine İrlanda'nın AB'den sorumlu Bakanı Rick Roche'un arabulucu olmasını önermişti. Bu olabilir mi? Biz hep şunu söyledık. Kıb- ns'ta çözüm ıçın katkıda bulun- maya hazınz. Ancak bu Genel Sekreter'in mısyonuna müdaha- le şeklinde olamaz. AB olarak şunu şöyle yapın. bunuböyle ya- pın dıyemeyiz. AB'nin istediği anlaşmadır, bunun nasıl olaca- ğına taraflar karar verecektir. Takvim geçerli - Avnıpa Konseyi Parlamen- terter MecBsi akbğı kararda Kıb- ns'taçözüm için AB'nin de Tür- kiye'yi üyelik perspektifıni güç- lendirerek teşviketmesini istedi. Örneğin, .\B'nin ara bir karar- la Türkiye'ye müzakere tarihi- ni 1 Mayıs'tan önce eie aunası mümkün mü? Biz, her kurumun aldığı ka- rarlar hakkında yorum yapma durumunda değiliz. AB olarak çözüm için Kıbns'ta tüm taraf- lan teşvik ediyoruz. Türkiye ile müzakerelere başlama konu- sunda karann Hollanda'mn Dö- nem Başkanlığında, 2004 Ara- lık ayında alınması, yine Türki- ye ile üzerinde anlaşılmış bir karardı. Czennde anlaşılmış bır takvim \ar. Türkiye ile müzakerelere baş- lama konusunda karan ne AB Komisyonu ne Avrupa Parla- mentosu verecek. Bu aralıkta toplanacak AB hükümet başkan- lanmn vereceği karar olacak. 'Berieme mûthiş' 1 - Dönem Başkanı olarak, Tür- kiye'nin AB sürecinde geldiği aşamayı nasıl görüyorsunuz? Türbye yasal reformlar ala- nında müthiş bir ilerleme sağ- ladı. Şimdi artık dığer aşamaya geçildi, reformlan uygulama aşaması. Bunda da benzer bir ba- şannın göstenlmesı gerekiyor. Türkiye "den beklenen, bu re- formlann gerçek yaşamda uy- gulandığıııabizleri inandırmak. Uygulama çok önemlı ve aralık- ta verilecek kararda en büyük ro- lü oynayacak. - Türkiye çokbüyük bir ülke. Uygulamada kararhhk gösteril- se de bazı ihlaller olabilecek. AB uygulamayı nasılbaşarüı bir şe- kilde değerlendirecek? AB, Türkiye'den tam bır mü- kemmelhk beklemiyor. AB için- de hiçbirimiz mükemmel deği- liz. Türkiye'den. reformlann ba- şanyla günlük yaşama yansıdı- ğını gösterecek oranda uygula- ma bekliyoruz. Bunun bazı unsurlan var Ön- celikle değişım konusunda sıya- si irade ohnalı. Bu şu anda var. İkincısı, insan haklan konulann- da anlayışın değışmesi ki, bu da var. Biz İrlanda olarak, Tür- kiye'nin adaylığını desteklıyo- nız. Öngörülen takvımde Tür- kiye'nin Kopenhag siyasi öl- çütlerine uyumu tamamlama- sını dört gözle bekliyoruz. 1 Mayıs'tan önce Kıbns'ta da çö- züm bulunacağını umuyonız. BIÇAK SIRTI EROL MANİSAL1 Halkçı Yönetimlere Nasıl Gidilecek? Insanlar çaresızlık içinde. Konferanslarımda, söyleşilerimde, sokakta, metroda, kahvede kısa- cası karşılaştığım her yerde aynı soru: Erol Hoca ne yapacağız? Tam bır çarestzliğin ve boşluğun ifadesı bu. Buna karşılık insanlarda sağduyu var; ınsanlar- da bir şeyler yapma arzusu var; insanlarda "mut- laka bir şeyler yapılması gerektiğıne" çok güçlü bir inanç var. Herkes "bıreysel olarak" sağduyu sahibi, inanç- lı, güçlü. Bıreysel olarak bır şeyler yapma arzusu ve enerjisı var. Kimse bıreysel olarak boş vermi- yor. Bu bakımdan sorun yok. Pekı sorun nerede? Sorun, o herkesin sordu- ğu. yapılması gereken şeylerın "hangi zeminde" ve nasıl yapılacağında. Böyle bır "sağlam zemin" yok. - A partısı mı? Içı zaten kanşık; bır şeyler yapıl- masına ınananlar yanında yapılmasını ıstemeyen- ler var. Artı ile eksınin toplamından sıfır çıktığı için sonuç alınamıyor. - B, C, D partıleri mı? Zeminleri ve örgütleri yok. - A, B, C, D'yi bir araya getırecek "sağduyu", partilerin hepsınde bulunmuyor. "Asgari müşte- reklerde" anlaşmakta zorlanıyorlar. - işçı sendıkalannın "en doğal ve örgütlüzemin" olması gerekiyor. Bir kısmı "bır şeyler yapılması gerektiğıne ınanırken" diğer bır kısmı "statükodan yana". Esen rüzgâr ile yelkenıni doldurmaya ça- lışıyor. "Sağlam, bır şeyler yapılması gerektiğıne inanan sendikalann" kenetlenmelerı kaçınılmaz hale geliyor. - Işveren kesımı ıkıye ayrıldı. Gayn mılli olanlar tamamen dışanya bağlanmışlar. Dışarıya bağla- nan "gayrı mıllı köktendincıler" ile ışbirliğı yapıyor- lar. Işverenın "ulusal bakmaya çalışanı" ise kötü gıdışin farkında. Gayrı millılere karşı, ancakyeter- siz kalıyor. Çünkü dış ıktısadı ve siyasi dayatma- lara bır bütün olarak engel olamıyorlar. Medya ve yönetimler dığerlerıne yakın. - Bürokrası gayri mıllı çevrelerin güdümünegir- meyebaşladı. - Üniversıteler bölündü. Eskiden bir bütün ola- rak Atatürkçü, Cumhunyetçı ve halkçı çızgıde di- renen üniversıteler "gayrı mıllı çevrelerin etkısial- tına gınyorlar". Ancak bir kısmı hâlâ sağlam. Bireysel enerji, toplumsal enerji Evet bireyler ayn ayn enerji dolu, bir şeyler yap- mak istiyorlar. Ancak bu enerjileri toplumsal ener- jiye dönüşemiyor. Aynen, 70 milyon kanncanın tek tek bir şeyler yapmaya çalışmast, ancak çaresiz kalması gibi. Peki nasıl bir araya gelip toplumsal enerjiyi, gü- cü oluşturacaklar? Örgütlü bir zemin bulmalan ge- rekiyor. Örgütlü (ve legal) zeminin başında sağlam işçi sendıkaları gelir. Dünyada bu ışler hep böyle ol- du. Kanncalar sağlam sendikalar çevresinde (ve öncülüğünde) toplandıkları zaman, - dış tekellere de, - iç tekellere de, - her türlü "gayri milli" çevrelere de, karşı koyma gücünü elde ederler. Kendilerini "sağlam olarak gören" siyasal par- tiler, işçi sendıkalan ile işbirliği yaptıklan zaman ancak halkçı olabilirter. Sağlam üniversiteler, mes- lek odaları, sıvil toplum örgütlerinin ulusal olan- lan da ışçı sendikalan ile işbirliği yapmak zorun- dadırtar. Artık kimsenin, "kendi kabuğuna çekilme lük- sü bulunmamaktadır". Kendi kabuğuna çekilen her karınca, yok olmaya mahkûmdur. 1970'ler ve 1980'ler, 1961 Anayasası'nın açtı- ğı halkçı ve ulusalcı yolun kapatılması çabalan ile geçti. 12 Mart ve 12 Eylül, işçi ile ordunun, halk ile ordunun arasını açmak için yapıldı. "Dış güç- lerin Türkiye 'deki egemenliğinin altyapısına or- tam hazıriamak" amacını güttü. Bugün gayri mıllı sermaye ve köktendinci çev- relerin öne çıkmaya başlaması bu gelişmelerin so- nucudur. Artık gerçeğı görerek karıncaların yeni- den birieşmeleri gerekiyor. Sağlam işçi sendikalarının, kendini sağlam gö- ren partilerin halkçı ve ulusal çizgıdeki bütün mes- lek kuruluşlarının, üniversitelerın ve sivil toplum örgütlerinin bu zeminde buluşması gerekiyor. Ordunun bu ulusalcı ve halkçı cephenin doğal destekçisi olacağından kimse kuşku duyamaz. Başka bir seçenek bulunmadığını artık herke- sin anlaması gerekmiyor mu? www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali İNŞAAT MÜHENDİSLEREVE ÇAĞRI DAHA ETKİN - ÜRETKEN - DEMOKRATÎK BİR ODA ^APIL4NMASI İÇLN._ 14-15 ŞUBAT 2004 tarihlerinde yapılacak TMMOB Inşaat Muhendıslen Odası lstanbul Şubesi 39 Donem Genel Kurulu ve Seçimlenne tum meslektaşlarımızı çağınyoruz. ÇAĞDAŞ İNŞAAT MLHENDİSLERİ GENEL KLRLIL 14 Şubat 2004 Cumartesi Saat: 10.00 Yıldız Teknık Universıtesi Oditonumu. Beşıktaş'ISTANBUL SEÇtVILER 15 Şubat 2004 Pazar Saat: 9.00 -17.00 Şışlı Karagözyan Ilköğretım Okulu Abide-i Hürriyet Cad. (Şişlı Osmanoğlu Klıniği Yanı - Şışli Adliyesi Karşısi). ŞışlıİSTANBUL YÖNETİM KURULU ADAMAR1MIZ ASTL l.CemalGÖKÇE 2. Rezan BLXLT 3. Nusret SUNA 4. M.Cevat ARZIK 5. Cemal İX\N 6. tsmail UZUNOĞLU 7.NergizVASFlOĞLU \TDEK l.RecepÇALI 2. \LCem KAFADAR 3. Temel PİRLİ 4. Çetin BİÇER 5. H. tbrahim AKPINAR 6. Reşat KARACA 7. E. Füsun SLIMER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear