Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızli
S
S
S
S
PB
PB
Y
Y
7
7
8
8
10
7
11
6
Sınop PB 7 Adana
Zonguldak PB 5 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
B
B
K
B
6
7
7
3
2
1
2
Y 11 Kars
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siırt
Hakkâri
Van
Y
K
K
K
K
K
K
11
1
2
0
3
0
4
B -3
Butun bolgelerımız
parçalı çok bulutlu Gu-
ney£ge,lçAnadolu'nun
guneyı Akdenız Doğu
Ânadolü nun guneyı ıle
Guneydogu Anadolu
bolgesı yağışlı geçecek
Marmara ıle yurdun ıç ve
doğu kesımlennde sa-
bah saatlenncte yer yer
sıs gorulecek Yurdun ıç
,e doğu kesımlennde
kuvveîlı buzlanma ve
don olayı beklenıyor
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
B
PB
PB
B
Y
Y
Y
Y
3
-7
1
9
8
4
8
7
Münıh Y 4 Zünh
Berlın
Budageşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
B
PB
Y
PB
K
Y
B
b
6
10
5
8
5
12
11
Y 4 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahıre
B
B
B
Y
PB
B
PB
PB
-9
9
-9
10
9
3
-7
21
Y 15
Tahran
tXJİUtlu
Sısl 1
-« BuMlu fc
Çok bulutlu Yagmurtu 3
Karlı j Sulu kar » Gok gunjltuiü
G U N C E L Cl NEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Kıbrıs görüşmeleri sırasında bilgilendirme olayı; bu
iktidarın örneğin TBMM'deki genel görüşmede mu-
halefetin bilgisız bırakıldığını içeren suçlamalarını
önlemek için zevahiri kurtarma operasyonundan
başka bir şey değil. Bir aldatmaca.
RTE geçenlerde "Muhalefeti memnun etmek gö-
revimiz değil" gibi şanına yakışan bir söylemde bu-
lunmamış mıydı?
Lefkoşa'da yarın başlayacak ikilı görüşmelerde
başlıca hangi konuların ele alınacağının NY'ta sap-
tandığından ana muhalefet yetennce bilgtlendirildi
mi acaba?
Oysa BM'nin Kıbrıs özel Temsilcisi Alvaro de So-
to'nun açıkladığına göre, "geçen yılın mart ayından
bu yana ilk kez 'taraflar ashnda birbirlerine neyi de-
ğiştirmek, neyi değiştirilmiş olarak görmek istedik-
lerini' söylediler".
De Soto, "Bunu kamuoyundan gizledik" diyor. De
Soto'ya göre "bu da şöyle bir olanak veriyor": Mü-
zakerelere hazırlık NY'ta oluşuyor. Taraflar istenilen
değişiklikleregöre kendilerini hazırlıyorlar. Daha baş-
langıçta iki tarafın "alışveriş içine girmelerini" BM
Genel Sekreterliği de yeğliyor.
özel temsilci, Türk tarafını okşayacak kimi örnek-
ler de venyor.
örneğin "insanlann evlerine dönmeleri konusun-
da kısıtlamalargelebilir" ve "bunlan telafi etmek için
toprak üzerinde farklı düzenlemeler sunulabilir" di-
yor. Yani? "farklı alışverişler, takaslar geliştirilebilir".
Son noktayı koyacak olan Annan için De Soto gü-
vencesi: "Genel Sekreterçokadil davranacak" (mı?)
• • •
Rauf Denktaş, son açıklamasında NY'ta "Türk ve
Rum tarafının isteklerini masaya koyduğunu" söyle-
yerek De Soto'yu doğruladı. Ne ki, Denktaş "ancak
Rumlann isteklerinin 'pek anlaşılır bir dilde' olmadı-
ğırıı" ekliyor.
Rumlann istekleri pek anlaşılır değil de hüküme-
tin tutumu iç açıcı mı?
Denktaş, NY'a gitmeden önce Ankara'daki görüş-
meleregöndermede bulunuyor. Dıyor kı: "Ankara ile
yapmış olduğumuz görüşmelerde olmazsa olmaz-
lanmız konusunda 'bizi sonuna kadar destekleye-
cekleri yönünde garanti' aldık. Bunun altını çizerek
söylüyorum. Olmazsa olmazlann ne olduğunu her-
kes bilmektedir. Yani Kıbns meselesi Rumlann ida-
re edeceği bir şekilde halledilecek değildir. İki eşit
halkın varlığı esas alınarak, iki kesimlilik fazla sulan-
dınlmadan halledilecek, Türkiye'nin garantisini içe-
ren birmesele olacaktır. Bu konularda Türkiye 'nin bi-
ze verdiği kati garantileralındıktan sonra New York'a
gidilmiştir".
KKTC Cumhurbaşkanı sürekli olarak acaba ne-
den; olmazsa olmazlar konusunda hükümetten ga-
ranti aldıktan sonra NY'a gittiğini söylüyor? Acaba
niçin, olmazsa olmaz konulanndaki garantiyi "altını
çizerek" yinelemeyi zorunlu görüyor?
Ankara hükümetinin sırası gelınce kuüanmayı
planladığı, yedekte tuttuğu siyasal maşa MA Talat,
Lefkoşa görüşmelerinde "esnek davranman/n" ge-
reğinden söz etti. Denktaş'ın aldığı garantilerden
söz açarken, Talat'ın esneklik kavramını gündeme
getirmesı ve...
Bakanlar Kurulu'ndan sonra sözcü Çiçek Ce-
mil'in Kıbrıs'la ilgili bir yığın kıymeti harbiyesı olma-
yan sözlerinin başında, hiç değilse cümle aralann-
da olmazsa olmazlara hükümetin sahip çıkacağına
değinmemış olması... mide bulandırıyor.
Hükümet, MGK'de saptanan Kıbrıs sorunuyla il-
gili devlet politikalannı solluyor; bu politikaların mi-
marı kurula üye devlet kuruluşlarından ses çıkmıyor.
Iktidara uygun adım yayın yapan holding basını,
ulusal yararlarımızı gözeten ama sakat hükümet po-
litikalarını eleştiren CHP'ye saldırıyor.
CHP'nin zaten yeterli görülmeyen sesini kısmak,
örneğin parti içinde ve dışında Amerika'nın Türki-
ye'deki Truva atı Kemal Derviş i partide egemen
duruma getirerek ıktidara yaranmak ve iktidar dal-
kavuğu holding medyasında CHP'yi kendine ben-
zetmek için tezgâhlar kuruluyor.
Güvensizlık havası giderek yaygınlaşıyor.
Tageszeitung TAZda açık mektup
Kadınlardan Beck'e
'türban'eleşûrisi
FRANKFURT
(Cumhuriyet Bürosu)
- Almanya'daki okul-
larda "türbanın ser-
best bırakılması" yö-
nündeki tartışmalara.
türbanı "dinsel özgür-
liik sorunu" olarak
gördüğünü açıklayarak
katılan Federal Yaban-
cılar Sorumlusu Mari-
eluise Beck, yoğun tep-
ki çekti.
tslam ülkelerinden \ e
diğer ülkelerden 50'yi
aşkın öğretim üyesı,
sendikacı, milletvekili,
gazeteci. yayıncı, sa-
natçı, serbest meslek
sahibi kadın, Alman-
ya'nın önde gelen libe-
ral sol gazetelerinden
Tageszeitung TAZ'da
yayımladıklan bir açık
mektupla Beck'ı sert
bir şekilde eleştirdiler.
Kendilerini. "demok-
rasiye inanan Müslü-
man ve diğer ülkeler-
den göçmen çoğunlu-
ğun temsilcileri" ola-
rak tanımlayan kadın-
lar, Beck"in tutumunu
kaygı verici bulduklan-
m belirttıler. A-çık mek-
tupta, Beck'in. toplum-
sal durumu yansıtma-
yan kurgusal bir "ger-
çeği" abartarak Müslü-
man kadınlar içinde kü-
çük bir azınlığın tüm
Müslüman kadınlan
temsil ettiğini savundu-
ğunu belirtti.
Marieluise Beck'in
açıklamasında, "İslam
içindeki antidemok-
ratik, antisemitik ve
kadın düşmanı eği-
limlerin demokratik,
modern toplumla ve
eşitlik anlayışıyla
uyuşmadığının" belir-
tilmesine karşın finan-
sal ve politik olarak
güçlü tslami çevTelerin
eylemlerinin görmez-
den gelindiğini belirten
kadınlar, Beck'i konu-
nun yalnızca kelimeler-
le ideal bir şekilde çö-
zümlenebileceğini san-
makla suçladılar. Itiraz-
cı kadınlar. Beck'in bu
gerçeği görmek yerine
türbanı "bilinçliliğin
ve farklılığın" bir işa-
reti olarak değerlendir-
mesinin yanıltıcı oldu-
ğunu belirtti.
CHP'nin Kıbns konusunda genel görüşme istemi reddedildi. Öymen hükümete
yüklendi: Gözümüzün içine baka baka uluslararası anlaşmalan çiğniyorsunuz
6
Meclis yoksayıldı'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP'lilerin Kıbns konusunda
genel görüşme açılması istemi, TB-
MM Genel Kurulu'nda dün yapılan
öngörüşme sonunda reddedildi. Dı-
şişleri Bakanı Abdullah Gül, 1 Ma-
yıs öncesinde çözüm olmaması du-
rumunda Türkiye-AB ilişkileri ve
KıbnsTürk halkınm geleceği açısın-
dan büyük sorunlann çıkabileceğini
kaydetti. "Her iki tarafı da tatmin
edecek şerefli bir netice ortaya çık-
nıası" dileğini aktaran Gül, "son sö-
züTBMM'nin söyleyeceğini" vur-
guladı. CHP'li Onur Öymen ise
"teslimiyetçi politikayı reddettik-
lerini, hükümetin zemin olarak al-
dığıAnnan Planı'nın adada 30 yıl-
dır geliştirilen iki kesimliliği sona
erdireceğini" bildirdı.
Gül, hükümetin izlediği politika-
nın 23 Ocak'taki MGK'de alınan
tavsıye kararlan ve KKTC yönetimi
ıle yapılan danışmalar sonucunda
belirlendiğini aktardı. New York'ta
Rumlann AB'yi müzakerelerin içi-
ne taraf olarak çekmeye çalıştıkla-
nnı, ancak bunun engellendığini an-
latan Gül, "Rumlar Türkiye'yi AB
ile karşı karşıya getirmek istedi.
Ancak bu durum bizzat AB Ko-
misyonu'nca yayımlanan bildiri-
lerle engellendi" diye konuştu.
Planda Istenen değişlklikler
Türkiye'nin müzakereler sırasın-
da Annan Planı'nda yapılmasını is-
tediği değişiklikleri de anlatan Gül,
HALKIN İCİNE CIKAMAZSINIZ'
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupa'daki siyasi partilerden
bir tanesinin dahi Türkiye'ye "Kıbns sorunu çözümlenirse sizi
AB'ye alırız" demediğini vurgulayan CHP Istanbul Milletvekili
Onur Öymen "Ver kurtuldan daha kötüsü var. Hem verirsiniz
hem de kurtulamazsınız. Sonra halkın içine çıkamazsınız,
tnşallah üyelik tarihi verirler, üyelik süreci başlar ve önce biz sizi
alkışlarız. Bu içinde bulunduğumuz aşama 80 yıldır izlediğimiz
Türk dış politikasının bir kınlnıa noktasıdır. Sizi uyarıyoruz, bu
yoldan ne kadar erken dönerseniz iyi olur. Dış baskılarla hareket
etnıeyiniz, cesaretle hareket ediniz. O zaman yalnız CHP'yi değil
bütün halkı arkanızda bulursunuz" diye konuştu.
bunlan "2 ayrı eşit tarafın olduğu-
nun teyidi ve 2 kesimliliğin güçlen-
dirilmesi, daha az Rumun kuzeye
dönmesi ve eşitliğin siyasi yapıya
yansırılması. adadaki Türk aske-
ri varlığı üzerindeki kısıtlamala-
nn sınırlandırılması ve girintili çı-
kıntılı sınırın düz bir hatta çekil-
mesi" olarak sıraladı.
çözümsüzlük çözüm değil'
"Ne pahasına olursa olsun çö-
züm" demedıklerinı, Kıbns Türk ta-
rafının ve Türkiye'nin çıkarlanna
uygun bir çözüm aradıklannı belir-
ten Gül, "Çözümsüzlüğü çözüm
olarak görenlerin, anlaşma olma-
ması durumunda, süreç KKTC-
deki Türklerin lehine mi aleyhine
mi işleyecek bunu iyi değerlendir-
mesi gerek" dedi. CHP'lılenn bu
sözler üzerine ıtirazda bulunmalan
üzerine Gül, "Kıbrıs Rum treni
kalktı gidiyor. Geçen 30 yıl içinde
yapmamız gerekenleri, geçmiş hü-
kümetler olarak yeteri kadar yeri-
ne getirdik mi? Sonuna kadar ka-
ya gibi direnecek bir toplum oluş-
turabildik mi? Ortaya çıkacak
plan bizleri tatmin etmeyecek bir
plansa Meclis'te, referandumda
reddetme imkânı vardır" dedi.
Kıbns görüşmesinde CHP adına
konuşan Oymen, "Gül'ün verdiği
bilgiler maalesef endişelerimizi
azaltmadı hatta arttırdı" diyerek
sözlerine başladı. Kıbns konusun-
daki gelişmeleri büyük kaygıyla iz-
lediklerini belirten Oymen, hüîcüme-
tin tavnyla Meclis'i önemsemediğı-
nı onaya koyduğunu savundu.
'MCK kanarya sevenler
derneğl değildir
Oymen. Ocak ayı MGK toplantı-
sında alınan kararlara aykın biçim-
de Başbakan Erdoğan'ın Annan'a
taahhütlerde bulunmasını eleştire-
rek şöyle devam etti:
"MGK bir danışma organıdır
ama bir kanarya sevenler derne-
ği değildir. O bakımdan bu MGK
tavsiye kararlarını Türkiye'nin
görüşlerini yansıtan belgeler ola-
rak görüyoruz. Peki MGK kara-
nndan sonra BM Genel Sekrete-
ri ne dedi? Anlaşılan Davos'ta
Başbakan, Annan'a hiç Türki-
ye'nin resmi görüşüyle bağdaş-
mayan şeyler söylemiş. Bir kere
bu planın zeminini kabul ettiğiniz
zaman bu planın dışına çıkamaz-
sınız. Bu planın çerçevesi TBM-
M'nin onayıyla 1960'tayürürlüğe
giren Londra ve Zürih anlaşma-
lanyla bağdaşmamaktadır. Gözü-
müzün içine baka baka uluslara-
rası anlaşmalan çiğniyorsunuz.
Statükoyu işler kötüye gitsin diye
değiştirmek olur mu? Bunu söy-
leyen, diplomasiyi bilmiyordur."
Siyasi Irade Annan'a tesllm'
CHPlı Şükrii Elekdağ da, "Türk
tarafı siyasi iradesiniAnnan'a tes-
lim etti. Rum tarafı da teslim oldu,
doğru, ama plan oluşturulurken
onlarla istişare edildi. Türk tarafı
Annan önerisiyle kendini tam bir
deli gömleği içine soktu" dedi.
Elekdağ, "Annan'ın Türk tarafının
olmazsa olmazlarını kabul etmesi-
nin düşünülmesinin hayalperestlik
olacağını" da \
r
urguladı.
Liderlerin Kıbns kavgasıDeniz BaykalAKP hükümetinin teslimiyetçipolitika izlediğini vurgularken
Başbakan Erdoğan da muhalefeti 'kara çalma stratejisi uygulamakla'suçladı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Kıbns konusundaki gelişme-
ler dün TBMM'de ele ahndı. Mec-
lis parti gruplannda konuşan CHP
lideri Deniz Baykal, hükümetin
"teslimiyetçi" bir politika izledi-
ğini belirtirken Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan muhalefeti "yay-
garacılıkla" suçladı.
Baykal grup konuşmasının tama-
mına yakınını Kıbns konusuna ayır-
dı. Annan Planı kapsamında bir ara-
yışa girilmesinın, Türkiye'nin geç-
miş dönemde izlediği politikalann
tümünün dışında olduğunu anlatan
Baykal, şöyle konuştu: "Annan
Planı 1974'te ortaya çıkan yeni
Kıbrıs gerçeğini değiştirmeyi ön-
gören bir plandır. Bu iki ayn top-
lumun iç içe yaşamaktan çıkıp i-
ki ayrı coğrafyada, iki ayrı bölge-
de yaşamaya başlamalan gerçeği-
dir. Bugünkü şekliyle planın uy-
gulanması halinde 80 bin Rum,
KKTC içine girecektir. Bu Kıb-
ns'ın dokusunu değiştirmeye yö-
nelik bir olaydır. bunun sonuçla-
n uzun vadede çok net ortaya çı-
kar. Diplomasiye coğrafya değil,
nüfus hareketleri yön veriyor. Kı-
rım'da, Kafkasya'da yaşanan
olaylar ortadadır."
Polltikada talimat alma,
boyun eğme dönemi'
Hükümetin izlediği Kıbns politi-
kası ile "Lozan'la başlayan çizgi-
nin kınlmaya başladığını" \ urgu-
layan Baykal, "Yeni dış politika
düzeni talimat alma, söz dinleme,
boyun eğme dönemine girdiğimi-
zi gösteriyor" dedi.
Türkiye'nin hakkı olan AB üye-
liğini kımsenin engelleyemeyece-
ğini belirten Baykal, vehim ve kor-
ku yaratarak yönlendirme çabası-
nın politikaya egemen olduğunu be-
lirtti. Baykal, "Şimdi de plan ka-
bul edilmezse 1 Mayıs'tan sonra-
sının besabını yapıyor musunuz
diye telaş yaratilıyor. 1 Mayıs'tan
sonra 2 Mayıs olacak. 1 Mart'tan
sonra 2 Mart olduğu gibi. İsa tak-
viminin yürürlüğe girdiği tarih-
ten günümüze kadar 2 bin 3 tane
1 Mayıs oldu" diye konuştu.
Getırilecek düzenlemenin sorun
yaratacağını vurgulayan Baykal,
"Bizimkiler ne Papadopulos'u, ne
Sanatçüardan Erdoğan'a uyaret
Sanatçılar, Başbakan Recep Tavyip
Erdoğan'ı ziyaret ederek korsan
yayınlarla mücadeley i öngören ta-
sarıyla ilgili olarak teşekkür etti. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, tasarının 15 gün içinde
TB>IM'den çıkacağını söyiedi. Başbakan Erdoğan, TBMM'de Kültür ve Turizm Bakanı Erkan
Mumcu ile aralarında Yılmaz Erdoğan, Zeki AJasya, Selda Alkor, İlhan Şeşen, Mahsun Kırmızıgül
ve Sinan Çetin'in de bulunduğu sanatçıları kabul etti. Tek tek söz alarak korsanla mücadeley i ön-
gören ve bugün komisyonda görüşülmeye başlanacak olan tasarı ile ilgili teşekkürlerini ileten sa-
natçılar, bu tasarının bir an önce yasalaşmasına yönelik dileklerini dile getirdiler. (Fotoğraf: AA)
Yunan hükümetini, ne Annani ik-
na etme peşindeler, onlar Türki-
ye'yi ikna etmeye çahşıyorlar. So-
nunda ' Şenatın kestiği parmak acı-
maz, dünya böyle istiyor' diyecek-
ler" görüşünü sa\ıındu.
'Zorlu müzakere başlıyor'
Başbakan Erdoğan ıse grup top-
lantısrnda, New York'ta vanlan an-
laşmayı "tarihi adım" olarak nite-
lendirdi. Erdoğan. 10 Şubat'tan iti-
baren gerçekçi ve dikkatli yönetil-
mesi gereken yeni1)ir sürece giril-
diğini belirterek "Bu sürecin he-
nüz başında olduğumuzun ve
önümüzde ilgili bütün tarafları
bekleyen zorlu bir müzakere tra-
fığinin bulunduğunun bilinci içe-
risindeyiz" dedi. Müzakere süre-
cine ilişkin de bilgi veren Erdoğan.
"1 Mayıs'a kadar anlaşmayı he-
defleyen bu yöntem, Genel Sekre-
ter Annan'ın talebi üzerine Türk
tarafınca geliştirilmiş bir meka-
nizmadır" diye konuştu. Kıbns'ta
kalıcı brr banşm inşası için her iki
tarafı da tatmin eden bir çözümün
elde edilmesinin temel hedef olma-
sı gerektiğini dile getiren Erdoğan,
sözlerinı şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti tarihi-
nin gelecek zamanlarında önemi
çok daha iyi anlaşılacak olan bu
büyük gelişmenin.Türk diploma-
sisinin altın sayfaları arasına ya-
zılacağına bütün samimiyetimle
inanıyorum. Henüz sonuçlanmış
olmasa da Kıbns'ta Türk tarafı-
nın düne göre bugün çok daha iyi
bir noktada olduğu ve elini bun-
dan önce hiç olmadığı kadar güç-
lendirdiği aşikârdır. Müzakereler
öncesinde söylediğimiz gibi, Türk
tarafı olarak masada hep bir
adım önce olma stratejimizi başa-
rıyla uyguladık. Bu noktanın
Türk diplomasisi için ufuk açıcı
ve heyecan kazandıncı bir dene-
yinı olduğunu sanıyorum."
Müzakerelerde "zafer kazanıl-
dığı" yaklaşımının "yersiz ve yan-
hş" olacağını belirten Edoğan, iyi
niyetle atılan adımlar bulunduğunu
ve bunlann aynı iyi niyetle tamam-
lanmalan gerektiğini söyiedi.
Muhalefeti eleştirdl
Kıbns sorununun çözümü konu-
sunda attıkJan tarihi adımın coşku-
sunu paylaşmayanlar olabileceğini
dile getiren Erdoğan. şöyle konuş-
tu. "Sürdürdüğümüz çetin müza-
kere diplomasisini Kıbns'ta taviz
venyorîar' yaygaralarıyia karala-
mak isteyenler de çıkabilir. Ger-
çek bu kadar ayan beyan ortaday-
ken siyaseten söyleyecek sözü kal-
mayanların tek dayanağı kara
çalma stratejileri olacaktır." Er-
doğan, muhalefete yönelik eleştiri-
lenni sürdürürken "miadı dolmuş
politikalarla" değişen dünya şart-
lanna uyum gösterilemeyeceğini
söyiedi. Erdoğan, "Türkiye'nin si-
yaset fotoğrafında daha ne kadar
bu demode kılıklarla tutunabile-
ceğinizi iyi hesaplayınız" dedi.
1ASİŞ işçüeıHnden eylem
• Istanbul Haber Servisi - Atatürk
Havalimanı'ndaki Maliye Bakanlı-
ğı'na bağh TASÎŞ çalışanlan, Kargo
Terminali'nde bulunan TASİŞ Tesis-
leri önünde eylem yaptı. TAStŞ Ko-
operatif Sendikası Şube Başkanı
Gürsel Doğru, işverenin önceki gün
sendikaya bir yazı göndererek sözleş-
meli 102 işçinin 15 Mart tarihine ka-
dar bir aylık ücretli izne gönderildi-
ğini ve bu tarihten sonra da iş akitle-
rinin feshedildiğini bildırdiğini ifade
etti. TASlŞ önünde çeşitli sloganlar
atan işçiler daha sonra dağıldı.
ühısalhk ve iiniversite
• İstanbul Haber Servisi - Istanbul
Üniversitesi Fen Fakültesi'nde dü-
zenlenen 'Ulusalhk, Evrensellik ve
Üniversite' konulu panele ÎÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Nur Serter ve eski
IÜ Rektörü Prof. Bülent Berkarda
katıldı. Panelde, ünıversitelerin bir
yandan gericilik ve bölücülüğün, bir
yandan da ticari zihniyetin kuşatması
alhnda olduklan vurgulanarak 'Geri-
cilik ve bölücülük pek çok üniversi-
teyi tehdit ederken vakıf üniversitele-
rinin büyük bölümü de, bilimsel ça-
lışma yapan kurum olma özelliğin-
den çıkıp para kazandıran bilgi üret-
me merkezi haline geldiler' denildi.
IMFye bekleyin dedik'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF
heyetinin geliş tarihi konusunda netli-
ğin bulunmadığmı açıkladı. Babacan,
'IMF heyeti, ne zaman davet edersek
o zaman gelecek' dedi. Londra'nın fı-
nans merkezi City'nin Belediye Baş-
kanı Alderman Robert Finch'i kabu-
lünde konuşan Babacan, kaynak pa-
ketiyle ilgili olarak da net yanıt vere-
medı. Babacan, 'Gereken kaynağın
büyüklüğü bakımından rakamlar he-
nüz ortaya çıkmadı. Çalışmalann or-
tasındayız' diye konuştu.
Tirkiye'ye yine ceza
• STRAZBOURG (ANKA) - Av-
rupa Insan Haklan Mahkemesi, gü-
venlik güçlerinin yargısız infaz yap-
tıklan ve ev yaktıİclan iddiasıyla ya-
pılan bir şikâyette Türkiye'nin yakla-
şık 70 bin Euro tazminat ödemesine
karar \erdi. Tutuklu yargılanma süre-
sinin uzunluğu nedeniyle yapılan
ikinci bir başvoıruda ise Türkiye dos-
tane çözüme giderek davacılara yak-
laşık 13 bin Euro ödemeyi kabul etti.
İHD seçimi ideyecek
• İstanbul Haber Servisi - tnsan
Haklan Derneği Istanbul Şubesi,
'Demokratik ve adil bir seçim için'
Seçimleri tzleme Komisyonu kurdu.
Komisyon, 28 Mart günü yapılacak
yerel seçımlerde, partiler, bağımsız
adaylar ve seçmen iradesi üzerinde
oluşturulacak resmi ya da gayri resmi
basblan, seçim günü meydana gele-
bilecek ihlalleri rapor edecek.
DYFde kavgalı seçim
• ANTALYA (AA) - DYP Antalya
îl Teşkilatı'nda adaylann açıklanması
sırasında iki grup arasmda kavga çık-
h. Toplantıda, Calkaya Belediye Baş-
kanı Süleyman Yılmaz'ın yeniden
aday gösterilmemesine tepki göste-
ren bir grup, parti yöneticileriyle tar-
tışmaya başladı. Tartışmalara, Çalka-
ya Belediye Başkanhğı'na aday gös-
terilen Ismail Danacı'nın yakınlan-
nın da kanşması üzerine ortam ger-
ginleşti. Bir süre sözlü olarak süren
tartışma, daha sonra kavgaya dönüş-
tü. Olayda parti binasmın camlan kı-
nlırken polis kavgaya müdahale etti.
Tarafiann şikâyetçi olmaması üzeri-
ne gözaltına alınan olmadı.
Öğretmene atama uyansı
• ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Milli Eğitim Bakanlığı Perso-
nel Genel Müdürü Remzi Kaya, öğ-
retmen adaylanna geçmişteki baş-
vıırularının kabul edilmeyeceği uya-
nsmda bulundu. Kaya, geçmişte
başvuru yapan adaylann tercihlerin-
de değişiklikler olabileceğini, bu
nedenle her adayın yeni başviıru
yapması gerektiğini söyiedi.
KaJite yamşı başladı
• Ekonomi Servisi - Türkiye Kalite
Derneği'nin verdiği Ulusal Kalite
Ödülleri'nde 2004 adaylan belirlendi.
Kalite bilincinin yaygınlaştınlması ve
kuruluşlan kaliteye yöneltmek ama-
cıyla verilen ödüller için 12 aday yan-
! şacak. Büyük ölçekli kuruluşlar kate-
| gorisinde Bilim tlaç, ERDEMİR,
Otokoç Otomotiv, Birleşik Motor Sa-
nayii, kamu kategorisinde 2 lise, bir
ilköğretim okulu, sivil toplum kuru-
luşlan kategorisinde Boğaziçi Üniver-
sitesi Mezunlan Derneği ile Uluslara-
rası Nakliyeciler Derneği yanşacak.