23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denızli S S S S PB PB Y Y 7 7 8 8 10 7 11 6 Sınop PB 7 Adana Zonguldak PB 5 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB B B K B 6 7 7 3 2 1 2 Y 11 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van Y K K K K K K 11 1 2 0 3 0 4 B -3 Butun bolgelerımız parçalı çok bulutlu Gu- ney£ge,lçAnadolu'nun guneyı Akdenız Doğu Ânadolü nun guneyı ıle Guneydogu Anadolu bolgesı yağışlı geçecek Marmara ıle yurdun ıç ve doğu kesımlennde sa- bah saatlenncte yer yer sıs gorulecek Yurdun ıç ,e doğu kesımlennde kuvveîlı buzlanma ve don olayı beklenıyor DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn B PB PB B Y Y Y Y 3 -7 1 9 8 4 8 7 Münıh Y 4 Zünh Berlın Budageşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına B B PB Y PB K Y B b 6 10 5 8 5 12 11 Y 4 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahıre B B B Y PB B PB PB -9 9 -9 10 9 3 -7 21 Y 15 Tahran tXJİUtlu Sısl 1 -« BuMlu fc Çok bulutlu Yagmurtu 3 Karlı j Sulu kar » Gok gunjltuiü G U N C E L Cl NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Kıbrıs görüşmeleri sırasında bilgilendirme olayı; bu iktidarın örneğin TBMM'deki genel görüşmede mu- halefetin bilgisız bırakıldığını içeren suçlamalarını önlemek için zevahiri kurtarma operasyonundan başka bir şey değil. Bir aldatmaca. RTE geçenlerde "Muhalefeti memnun etmek gö- revimiz değil" gibi şanına yakışan bir söylemde bu- lunmamış mıydı? Lefkoşa'da yarın başlayacak ikilı görüşmelerde başlıca hangi konuların ele alınacağının NY'ta sap- tandığından ana muhalefet yetennce bilgtlendirildi mi acaba? Oysa BM'nin Kıbrıs özel Temsilcisi Alvaro de So- to'nun açıkladığına göre, "geçen yılın mart ayından bu yana ilk kez 'taraflar ashnda birbirlerine neyi de- ğiştirmek, neyi değiştirilmiş olarak görmek istedik- lerini' söylediler". De Soto, "Bunu kamuoyundan gizledik" diyor. De Soto'ya göre "bu da şöyle bir olanak veriyor": Mü- zakerelere hazırlık NY'ta oluşuyor. Taraflar istenilen değişiklikleregöre kendilerini hazırlıyorlar. Daha baş- langıçta iki tarafın "alışveriş içine girmelerini" BM Genel Sekreterliği de yeğliyor. özel temsilci, Türk tarafını okşayacak kimi örnek- ler de venyor. örneğin "insanlann evlerine dönmeleri konusun- da kısıtlamalargelebilir" ve "bunlan telafi etmek için toprak üzerinde farklı düzenlemeler sunulabilir" di- yor. Yani? "farklı alışverişler, takaslar geliştirilebilir". Son noktayı koyacak olan Annan için De Soto gü- vencesi: "Genel Sekreterçokadil davranacak" (mı?) • • • Rauf Denktaş, son açıklamasında NY'ta "Türk ve Rum tarafının isteklerini masaya koyduğunu" söyle- yerek De Soto'yu doğruladı. Ne ki, Denktaş "ancak Rumlann isteklerinin 'pek anlaşılır bir dilde' olmadı- ğırıı" ekliyor. Rumlann istekleri pek anlaşılır değil de hüküme- tin tutumu iç açıcı mı? Denktaş, NY'a gitmeden önce Ankara'daki görüş- meleregöndermede bulunuyor. Dıyor kı: "Ankara ile yapmış olduğumuz görüşmelerde olmazsa olmaz- lanmız konusunda 'bizi sonuna kadar destekleye- cekleri yönünde garanti' aldık. Bunun altını çizerek söylüyorum. Olmazsa olmazlann ne olduğunu her- kes bilmektedir. Yani Kıbns meselesi Rumlann ida- re edeceği bir şekilde halledilecek değildir. İki eşit halkın varlığı esas alınarak, iki kesimlilik fazla sulan- dınlmadan halledilecek, Türkiye'nin garantisini içe- ren birmesele olacaktır. Bu konularda Türkiye 'nin bi- ze verdiği kati garantileralındıktan sonra New York'a gidilmiştir". KKTC Cumhurbaşkanı sürekli olarak acaba ne- den; olmazsa olmazlar konusunda hükümetten ga- ranti aldıktan sonra NY'a gittiğini söylüyor? Acaba niçin, olmazsa olmaz konulanndaki garantiyi "altını çizerek" yinelemeyi zorunlu görüyor? Ankara hükümetinin sırası gelınce kuüanmayı planladığı, yedekte tuttuğu siyasal maşa MA Talat, Lefkoşa görüşmelerinde "esnek davranman/n" ge- reğinden söz etti. Denktaş'ın aldığı garantilerden söz açarken, Talat'ın esneklik kavramını gündeme getirmesı ve... Bakanlar Kurulu'ndan sonra sözcü Çiçek Ce- mil'in Kıbrıs'la ilgili bir yığın kıymeti harbiyesı olma- yan sözlerinin başında, hiç değilse cümle aralann- da olmazsa olmazlara hükümetin sahip çıkacağına değinmemış olması... mide bulandırıyor. Hükümet, MGK'de saptanan Kıbrıs sorunuyla il- gili devlet politikalannı solluyor; bu politikaların mi- marı kurula üye devlet kuruluşlarından ses çıkmıyor. Iktidara uygun adım yayın yapan holding basını, ulusal yararlarımızı gözeten ama sakat hükümet po- litikalarını eleştiren CHP'ye saldırıyor. CHP'nin zaten yeterli görülmeyen sesini kısmak, örneğin parti içinde ve dışında Amerika'nın Türki- ye'deki Truva atı Kemal Derviş i partide egemen duruma getirerek ıktidara yaranmak ve iktidar dal- kavuğu holding medyasında CHP'yi kendine ben- zetmek için tezgâhlar kuruluyor. Güvensizlık havası giderek yaygınlaşıyor. Tageszeitung TAZda açık mektup Kadınlardan Beck'e 'türban'eleşûrisi FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'daki okul- larda "türbanın ser- best bırakılması" yö- nündeki tartışmalara. türbanı "dinsel özgür- liik sorunu" olarak gördüğünü açıklayarak katılan Federal Yaban- cılar Sorumlusu Mari- eluise Beck, yoğun tep- ki çekti. tslam ülkelerinden \ e diğer ülkelerden 50'yi aşkın öğretim üyesı, sendikacı, milletvekili, gazeteci. yayıncı, sa- natçı, serbest meslek sahibi kadın, Alman- ya'nın önde gelen libe- ral sol gazetelerinden Tageszeitung TAZ'da yayımladıklan bir açık mektupla Beck'ı sert bir şekilde eleştirdiler. Kendilerini. "demok- rasiye inanan Müslü- man ve diğer ülkeler- den göçmen çoğunlu- ğun temsilcileri" ola- rak tanımlayan kadın- lar, Beck"in tutumunu kaygı verici bulduklan- m belirttıler. A-çık mek- tupta, Beck'in. toplum- sal durumu yansıtma- yan kurgusal bir "ger- çeği" abartarak Müslü- man kadınlar içinde kü- çük bir azınlığın tüm Müslüman kadınlan temsil ettiğini savundu- ğunu belirtti. Marieluise Beck'in açıklamasında, "İslam içindeki antidemok- ratik, antisemitik ve kadın düşmanı eği- limlerin demokratik, modern toplumla ve eşitlik anlayışıyla uyuşmadığının" belir- tilmesine karşın finan- sal ve politik olarak güçlü tslami çevTelerin eylemlerinin görmez- den gelindiğini belirten kadınlar, Beck'i konu- nun yalnızca kelimeler- le ideal bir şekilde çö- zümlenebileceğini san- makla suçladılar. Itiraz- cı kadınlar. Beck'in bu gerçeği görmek yerine türbanı "bilinçliliğin ve farklılığın" bir işa- reti olarak değerlendir- mesinin yanıltıcı oldu- ğunu belirtti. CHP'nin Kıbns konusunda genel görüşme istemi reddedildi. Öymen hükümete yüklendi: Gözümüzün içine baka baka uluslararası anlaşmalan çiğniyorsunuz 6 Meclis yoksayıldı'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP'lilerin Kıbns konusunda genel görüşme açılması istemi, TB- MM Genel Kurulu'nda dün yapılan öngörüşme sonunda reddedildi. Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül, 1 Ma- yıs öncesinde çözüm olmaması du- rumunda Türkiye-AB ilişkileri ve KıbnsTürk halkınm geleceği açısın- dan büyük sorunlann çıkabileceğini kaydetti. "Her iki tarafı da tatmin edecek şerefli bir netice ortaya çık- nıası" dileğini aktaran Gül, "son sö- züTBMM'nin söyleyeceğini" vur- guladı. CHP'li Onur Öymen ise "teslimiyetçi politikayı reddettik- lerini, hükümetin zemin olarak al- dığıAnnan Planı'nın adada 30 yıl- dır geliştirilen iki kesimliliği sona erdireceğini" bildirdı. Gül, hükümetin izlediği politika- nın 23 Ocak'taki MGK'de alınan tavsıye kararlan ve KKTC yönetimi ıle yapılan danışmalar sonucunda belirlendiğini aktardı. New York'ta Rumlann AB'yi müzakerelerin içi- ne taraf olarak çekmeye çalıştıkla- nnı, ancak bunun engellendığini an- latan Gül, "Rumlar Türkiye'yi AB ile karşı karşıya getirmek istedi. Ancak bu durum bizzat AB Ko- misyonu'nca yayımlanan bildiri- lerle engellendi" diye konuştu. Planda Istenen değişlklikler Türkiye'nin müzakereler sırasın- da Annan Planı'nda yapılmasını is- tediği değişiklikleri de anlatan Gül, HALKIN İCİNE CIKAMAZSINIZ' Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupa'daki siyasi partilerden bir tanesinin dahi Türkiye'ye "Kıbns sorunu çözümlenirse sizi AB'ye alırız" demediğini vurgulayan CHP Istanbul Milletvekili Onur Öymen "Ver kurtuldan daha kötüsü var. Hem verirsiniz hem de kurtulamazsınız. Sonra halkın içine çıkamazsınız, tnşallah üyelik tarihi verirler, üyelik süreci başlar ve önce biz sizi alkışlarız. Bu içinde bulunduğumuz aşama 80 yıldır izlediğimiz Türk dış politikasının bir kınlnıa noktasıdır. Sizi uyarıyoruz, bu yoldan ne kadar erken dönerseniz iyi olur. Dış baskılarla hareket etnıeyiniz, cesaretle hareket ediniz. O zaman yalnız CHP'yi değil bütün halkı arkanızda bulursunuz" diye konuştu. bunlan "2 ayrı eşit tarafın olduğu- nun teyidi ve 2 kesimliliğin güçlen- dirilmesi, daha az Rumun kuzeye dönmesi ve eşitliğin siyasi yapıya yansırılması. adadaki Türk aske- ri varlığı üzerindeki kısıtlamala- nn sınırlandırılması ve girintili çı- kıntılı sınırın düz bir hatta çekil- mesi" olarak sıraladı. çözümsüzlük çözüm değil' "Ne pahasına olursa olsun çö- züm" demedıklerinı, Kıbns Türk ta- rafının ve Türkiye'nin çıkarlanna uygun bir çözüm aradıklannı belir- ten Gül, "Çözümsüzlüğü çözüm olarak görenlerin, anlaşma olma- ması durumunda, süreç KKTC- deki Türklerin lehine mi aleyhine mi işleyecek bunu iyi değerlendir- mesi gerek" dedi. CHP'lılenn bu sözler üzerine ıtirazda bulunmalan üzerine Gül, "Kıbrıs Rum treni kalktı gidiyor. Geçen 30 yıl içinde yapmamız gerekenleri, geçmiş hü- kümetler olarak yeteri kadar yeri- ne getirdik mi? Sonuna kadar ka- ya gibi direnecek bir toplum oluş- turabildik mi? Ortaya çıkacak plan bizleri tatmin etmeyecek bir plansa Meclis'te, referandumda reddetme imkânı vardır" dedi. Kıbns görüşmesinde CHP adına konuşan Oymen, "Gül'ün verdiği bilgiler maalesef endişelerimizi azaltmadı hatta arttırdı" diyerek sözlerine başladı. Kıbns konusun- daki gelişmeleri büyük kaygıyla iz- lediklerini belirten Oymen, hüîcüme- tin tavnyla Meclis'i önemsemediğı- nı onaya koyduğunu savundu. 'MCK kanarya sevenler derneğl değildir Oymen. Ocak ayı MGK toplantı- sında alınan kararlara aykın biçim- de Başbakan Erdoğan'ın Annan'a taahhütlerde bulunmasını eleştire- rek şöyle devam etti: "MGK bir danışma organıdır ama bir kanarya sevenler derne- ği değildir. O bakımdan bu MGK tavsiye kararlarını Türkiye'nin görüşlerini yansıtan belgeler ola- rak görüyoruz. Peki MGK kara- nndan sonra BM Genel Sekrete- ri ne dedi? Anlaşılan Davos'ta Başbakan, Annan'a hiç Türki- ye'nin resmi görüşüyle bağdaş- mayan şeyler söylemiş. Bir kere bu planın zeminini kabul ettiğiniz zaman bu planın dışına çıkamaz- sınız. Bu planın çerçevesi TBM- M'nin onayıyla 1960'tayürürlüğe giren Londra ve Zürih anlaşma- lanyla bağdaşmamaktadır. Gözü- müzün içine baka baka uluslara- rası anlaşmalan çiğniyorsunuz. Statükoyu işler kötüye gitsin diye değiştirmek olur mu? Bunu söy- leyen, diplomasiyi bilmiyordur." Siyasi Irade Annan'a tesllm' CHPlı Şükrii Elekdağ da, "Türk tarafı siyasi iradesiniAnnan'a tes- lim etti. Rum tarafı da teslim oldu, doğru, ama plan oluşturulurken onlarla istişare edildi. Türk tarafı Annan önerisiyle kendini tam bir deli gömleği içine soktu" dedi. Elekdağ, "Annan'ın Türk tarafının olmazsa olmazlarını kabul etmesi- nin düşünülmesinin hayalperestlik olacağını" da \ r urguladı. Liderlerin Kıbns kavgasıDeniz BaykalAKP hükümetinin teslimiyetçipolitika izlediğini vurgularken Başbakan Erdoğan da muhalefeti 'kara çalma stratejisi uygulamakla'suçladı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kıbns konusundaki gelişme- ler dün TBMM'de ele ahndı. Mec- lis parti gruplannda konuşan CHP lideri Deniz Baykal, hükümetin "teslimiyetçi" bir politika izledi- ğini belirtirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan muhalefeti "yay- garacılıkla" suçladı. Baykal grup konuşmasının tama- mına yakınını Kıbns konusuna ayır- dı. Annan Planı kapsamında bir ara- yışa girilmesinın, Türkiye'nin geç- miş dönemde izlediği politikalann tümünün dışında olduğunu anlatan Baykal, şöyle konuştu: "Annan Planı 1974'te ortaya çıkan yeni Kıbrıs gerçeğini değiştirmeyi ön- gören bir plandır. Bu iki ayn top- lumun iç içe yaşamaktan çıkıp i- ki ayrı coğrafyada, iki ayrı bölge- de yaşamaya başlamalan gerçeği- dir. Bugünkü şekliyle planın uy- gulanması halinde 80 bin Rum, KKTC içine girecektir. Bu Kıb- ns'ın dokusunu değiştirmeye yö- nelik bir olaydır. bunun sonuçla- n uzun vadede çok net ortaya çı- kar. Diplomasiye coğrafya değil, nüfus hareketleri yön veriyor. Kı- rım'da, Kafkasya'da yaşanan olaylar ortadadır." Polltikada talimat alma, boyun eğme dönemi' Hükümetin izlediği Kıbns politi- kası ile "Lozan'la başlayan çizgi- nin kınlmaya başladığını" \ urgu- layan Baykal, "Yeni dış politika düzeni talimat alma, söz dinleme, boyun eğme dönemine girdiğimi- zi gösteriyor" dedi. Türkiye'nin hakkı olan AB üye- liğini kımsenin engelleyemeyece- ğini belirten Baykal, vehim ve kor- ku yaratarak yönlendirme çabası- nın politikaya egemen olduğunu be- lirtti. Baykal, "Şimdi de plan ka- bul edilmezse 1 Mayıs'tan sonra- sının besabını yapıyor musunuz diye telaş yaratilıyor. 1 Mayıs'tan sonra 2 Mayıs olacak. 1 Mart'tan sonra 2 Mart olduğu gibi. İsa tak- viminin yürürlüğe girdiği tarih- ten günümüze kadar 2 bin 3 tane 1 Mayıs oldu" diye konuştu. Getırilecek düzenlemenin sorun yaratacağını vurgulayan Baykal, "Bizimkiler ne Papadopulos'u, ne Sanatçüardan Erdoğan'a uyaret Sanatçılar, Başbakan Recep Tavyip Erdoğan'ı ziyaret ederek korsan yayınlarla mücadeley i öngören ta- sarıyla ilgili olarak teşekkür etti. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, tasarının 15 gün içinde TB>IM'den çıkacağını söyiedi. Başbakan Erdoğan, TBMM'de Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile aralarında Yılmaz Erdoğan, Zeki AJasya, Selda Alkor, İlhan Şeşen, Mahsun Kırmızıgül ve Sinan Çetin'in de bulunduğu sanatçıları kabul etti. Tek tek söz alarak korsanla mücadeley i ön- gören ve bugün komisyonda görüşülmeye başlanacak olan tasarı ile ilgili teşekkürlerini ileten sa- natçılar, bu tasarının bir an önce yasalaşmasına yönelik dileklerini dile getirdiler. (Fotoğraf: AA) Yunan hükümetini, ne Annani ik- na etme peşindeler, onlar Türki- ye'yi ikna etmeye çahşıyorlar. So- nunda ' Şenatın kestiği parmak acı- maz, dünya böyle istiyor' diyecek- ler" görüşünü sa\ıındu. 'Zorlu müzakere başlıyor' Başbakan Erdoğan ıse grup top- lantısrnda, New York'ta vanlan an- laşmayı "tarihi adım" olarak nite- lendirdi. Erdoğan. 10 Şubat'tan iti- baren gerçekçi ve dikkatli yönetil- mesi gereken yeni1)ir sürece giril- diğini belirterek "Bu sürecin he- nüz başında olduğumuzun ve önümüzde ilgili bütün tarafları bekleyen zorlu bir müzakere tra- fığinin bulunduğunun bilinci içe- risindeyiz" dedi. Müzakere süre- cine ilişkin de bilgi veren Erdoğan. "1 Mayıs'a kadar anlaşmayı he- defleyen bu yöntem, Genel Sekre- ter Annan'ın talebi üzerine Türk tarafınca geliştirilmiş bir meka- nizmadır" diye konuştu. Kıbns'ta kalıcı brr banşm inşası için her iki tarafı da tatmin eden bir çözümün elde edilmesinin temel hedef olma- sı gerektiğini dile getiren Erdoğan, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti tarihi- nin gelecek zamanlarında önemi çok daha iyi anlaşılacak olan bu büyük gelişmenin.Türk diploma- sisinin altın sayfaları arasına ya- zılacağına bütün samimiyetimle inanıyorum. Henüz sonuçlanmış olmasa da Kıbns'ta Türk tarafı- nın düne göre bugün çok daha iyi bir noktada olduğu ve elini bun- dan önce hiç olmadığı kadar güç- lendirdiği aşikârdır. Müzakereler öncesinde söylediğimiz gibi, Türk tarafı olarak masada hep bir adım önce olma stratejimizi başa- rıyla uyguladık. Bu noktanın Türk diplomasisi için ufuk açıcı ve heyecan kazandıncı bir dene- yinı olduğunu sanıyorum." Müzakerelerde "zafer kazanıl- dığı" yaklaşımının "yersiz ve yan- hş" olacağını belirten Edoğan, iyi niyetle atılan adımlar bulunduğunu ve bunlann aynı iyi niyetle tamam- lanmalan gerektiğini söyiedi. Muhalefeti eleştirdl Kıbns sorununun çözümü konu- sunda attıkJan tarihi adımın coşku- sunu paylaşmayanlar olabileceğini dile getiren Erdoğan. şöyle konuş- tu. "Sürdürdüğümüz çetin müza- kere diplomasisini Kıbns'ta taviz venyorîar' yaygaralarıyia karala- mak isteyenler de çıkabilir. Ger- çek bu kadar ayan beyan ortaday- ken siyaseten söyleyecek sözü kal- mayanların tek dayanağı kara çalma stratejileri olacaktır." Er- doğan, muhalefete yönelik eleştiri- lenni sürdürürken "miadı dolmuş politikalarla" değişen dünya şart- lanna uyum gösterilemeyeceğini söyiedi. Erdoğan, "Türkiye'nin si- yaset fotoğrafında daha ne kadar bu demode kılıklarla tutunabile- ceğinizi iyi hesaplayınız" dedi. 1ASİŞ işçüeıHnden eylem • Istanbul Haber Servisi - Atatürk Havalimanı'ndaki Maliye Bakanlı- ğı'na bağh TASÎŞ çalışanlan, Kargo Terminali'nde bulunan TASİŞ Tesis- leri önünde eylem yaptı. TAStŞ Ko- operatif Sendikası Şube Başkanı Gürsel Doğru, işverenin önceki gün sendikaya bir yazı göndererek sözleş- meli 102 işçinin 15 Mart tarihine ka- dar bir aylık ücretli izne gönderildi- ğini ve bu tarihten sonra da iş akitle- rinin feshedildiğini bildırdiğini ifade etti. TASlŞ önünde çeşitli sloganlar atan işçiler daha sonra dağıldı. ühısalhk ve iiniversite • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde dü- zenlenen 'Ulusalhk, Evrensellik ve Üniversite' konulu panele ÎÜ Rektör Yardımcısı Prof. Nur Serter ve eski IÜ Rektörü Prof. Bülent Berkarda katıldı. Panelde, ünıversitelerin bir yandan gericilik ve bölücülüğün, bir yandan da ticari zihniyetin kuşatması alhnda olduklan vurgulanarak 'Geri- cilik ve bölücülük pek çok üniversi- teyi tehdit ederken vakıf üniversitele- rinin büyük bölümü de, bilimsel ça- lışma yapan kurum olma özelliğin- den çıkıp para kazandıran bilgi üret- me merkezi haline geldiler' denildi. IMFye bekleyin dedik' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF heyetinin geliş tarihi konusunda netli- ğin bulunmadığmı açıkladı. Babacan, 'IMF heyeti, ne zaman davet edersek o zaman gelecek' dedi. Londra'nın fı- nans merkezi City'nin Belediye Baş- kanı Alderman Robert Finch'i kabu- lünde konuşan Babacan, kaynak pa- ketiyle ilgili olarak da net yanıt vere- medı. Babacan, 'Gereken kaynağın büyüklüğü bakımından rakamlar he- nüz ortaya çıkmadı. Çalışmalann or- tasındayız' diye konuştu. Tirkiye'ye yine ceza • STRAZBOURG (ANKA) - Av- rupa Insan Haklan Mahkemesi, gü- venlik güçlerinin yargısız infaz yap- tıklan ve ev yaktıİclan iddiasıyla ya- pılan bir şikâyette Türkiye'nin yakla- şık 70 bin Euro tazminat ödemesine karar \erdi. Tutuklu yargılanma süre- sinin uzunluğu nedeniyle yapılan ikinci bir başvoıruda ise Türkiye dos- tane çözüme giderek davacılara yak- laşık 13 bin Euro ödemeyi kabul etti. İHD seçimi ideyecek • İstanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği Istanbul Şubesi, 'Demokratik ve adil bir seçim için' Seçimleri tzleme Komisyonu kurdu. Komisyon, 28 Mart günü yapılacak yerel seçımlerde, partiler, bağımsız adaylar ve seçmen iradesi üzerinde oluşturulacak resmi ya da gayri resmi basblan, seçim günü meydana gele- bilecek ihlalleri rapor edecek. DYFde kavgalı seçim • ANTALYA (AA) - DYP Antalya îl Teşkilatı'nda adaylann açıklanması sırasında iki grup arasmda kavga çık- h. Toplantıda, Calkaya Belediye Baş- kanı Süleyman Yılmaz'ın yeniden aday gösterilmemesine tepki göste- ren bir grup, parti yöneticileriyle tar- tışmaya başladı. Tartışmalara, Çalka- ya Belediye Başkanhğı'na aday gös- terilen Ismail Danacı'nın yakınlan- nın da kanşması üzerine ortam ger- ginleşti. Bir süre sözlü olarak süren tartışma, daha sonra kavgaya dönüş- tü. Olayda parti binasmın camlan kı- nlırken polis kavgaya müdahale etti. Tarafiann şikâyetçi olmaması üzeri- ne gözaltına alınan olmadı. Öğretmene atama uyansı • ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Milli Eğitim Bakanlığı Perso- nel Genel Müdürü Remzi Kaya, öğ- retmen adaylanna geçmişteki baş- vıırularının kabul edilmeyeceği uya- nsmda bulundu. Kaya, geçmişte başvuru yapan adaylann tercihlerin- de değişiklikler olabileceğini, bu nedenle her adayın yeni başviıru yapması gerektiğini söyiedi. KaJite yamşı başladı • Ekonomi Servisi - Türkiye Kalite Derneği'nin verdiği Ulusal Kalite Ödülleri'nde 2004 adaylan belirlendi. Kalite bilincinin yaygınlaştınlması ve kuruluşlan kaliteye yöneltmek ama- cıyla verilen ödüller için 12 aday yan- ! şacak. Büyük ölçekli kuruluşlar kate- | gorisinde Bilim tlaç, ERDEMİR, Otokoç Otomotiv, Birleşik Motor Sa- nayii, kamu kategorisinde 2 lise, bir ilköğretim okulu, sivil toplum kuru- luşlan kategorisinde Boğaziçi Üniver- sitesi Mezunlan Derneği ile Uluslara- rası Nakliyeciler Derneği yanşacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear