22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2004 PAZARTESİ 8 TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Y 12 Y 10 Y 14 Y 11 Y TE Y 15 Y15 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Y PB PB PB K 13 Adana 13 Mersın 13 Diyarbakır 13 Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkârı 1 Van 15 Kars HABERLERIN DEVAMI Y PB K PB PB S S Y 11 11 4 6 3 4 1 1 Y Y 13 Sıvas 14 Antalya S Y 9 SlSıl Butun bolgelenmız parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdenız. Batı Karadenız ıle Iç Anadolu nun guney ve batısı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Yağışlar Batı Akdenız'de etkılı ve sureklı olacak Hava sıcaklığı Marmara'da bıraz azalacak Dığer yeriencte onemlı bırdeğışıklık olmayacak. Bulutlu ^ Çok bulutlu DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münıh PB K K Y K PB PB B PB 3 2 1 6 4 2 1 3 3 Yağmuriu Berlın Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürıh PB PB PB B K PB Y Y PB 2 Moskova 2 Aşkabat 10 Astana 0 Taşkent 2 Baku 2 Bişkek 13 Tiflis 14 Kahıre 4 Şam ^ i Kariı K 2 B 5 K 12 PB 8 PB 9 K 3 PB 2 PB 20 Y 13 Gok gurjliulu Erdoğan Sezer'in AB rahatsızhğı koşullara boyun eğdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 17 Aralık Brüksel Zirvesi'nden önce yaptığı konuşmalarda, "ucu açık ve koşullu müzakere" taleplerini kabul etmeyeceğini kaydeden Başbakan Tayyip Erdoğan, bu konuda devletın zirvesinde alınan kararlara da uymadı. Erdoğan, AB koşullarına boyun eğerek 7 Aralık'ta Çankaya Köşkü'nden çıkan "tam üyelik hedefli, koşulsuz müzakere" karannın da gerisine düştü. Erdoğan, 17 Aralık zirvesi öncesinde "şahin" bir tutum sergileyen açıkJamalanndan çark etti. Devletin üst düzey yönetiminin 7 Aralık'taki ortak görüşünü yansıtan karanna da uymayan Erdoğan, Brüksel'de ağır koşullar içeren AB karannı kabul etti. Erdoğan, 1 Aralık'ta NTV'de yaptığı açıklamada, Kıbns'a dayalı bir koşulun Kopenhag siyasi ölçütlerine ters olduğunu vurguladı. Güney Kıbns'ın Gümrük Birliği üyeliğine onay veren Türkiye'nin gerekli jesti yaptığını söyleyen Erdoğan, "Bütün bunlardan sonra AB bize yeni bir dayatma getiremez. Kimse bizi köşeye sıkıştırma politikasıyla hareket edemez" sözleriyle meydan okudu. Erdoğan. aynı konuşmasında, "Türkiye'ye özel statü verümesinin söz konusu olamayacağını, maç başladıktan sonra kural koymanın mantığı olmadığını, bunun AB'nin ciddi oluşum asilliğine" uymayacağını duyurdu. EBRUTOKTAR ANKARA Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AKP iktidannuı bayram havası estirdiği 17 Aralık AB Zirve karanndan duyduğu endişeleri aktardı. 3 Ekim'de müzakerelere başlama tarihi veren ancak bunu Ankara Anlaşması'na ilişkin ek protokolü Güney Kıbns Rum Yönetimi'm (GKRY) de içine alacak şekilde imzalama koşuluna dayandıran AB karanndan rahatsız olan Sezer, yenı ödünlenn de istenebileceği uyansında bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişlen Bakanı Abdullah Güi, Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e Brüksel'de yapılan AB Hükümet ve Devlet Başkanlan Zirvesi'nde alınan kararlar hakkında bilgi verdi. Görüşme, 1 saat 10 dakika sürdü. Zirve kararlarına uymadı Cumhurbaşkanı, Erdoğan ve Gül' e ucu açık süreç ile Kıbns' a ilişkin endişelerini aktardı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY 'Ödün vermedlk' Edınılen bilgıye göre, Erdoğan ve Gül, Türkiye'nin Kıbns konusunda ödün vermediğini savunurken kalıcı kısıtlamalara ilişkin hükümlerin de yumuşatıldığını ve taslak metinlerden farklı olarak "kalıcı maddeler düzenlenebilir" hükmünün getirildığini kaydettiler. Türkiye'nin AB'nin tüm koşullanna boyun eğmediğini savunan Erdoğan ve Gül, 3 Ekım'e kadar BM'nin iyi niyet mısyonu ile Kıbns'ta yeni bir çözümü zorlayacaklanm, bunun öncesinde GKRY'yi tanımalanmn söz konusu olmayacağını ilettiler. Cumhurbaşkanı Sezer ise Kopenhag ölçütlen arasında Kıbns'ın yer almamasına karşm bu koşulun tekrar Türkiye'nin önüne dayatılmasına dikkat çekti. GKRY'yi tanıma anlamına gelecek dayatmalann Türkiye tarafından kabul edilmesi halinde Kıbns'ta çözümün sağlanmasının zorlaşacağını kaydeden Sezer, hükümeti eleştirdi. Sezer, daha önceki AB adaylanna dayatılmayan koşullann Türkiye'nin önüne getirildiğini kaydetti. Üyelik hedefl zedelenlr' Sezer, özellikle ucu açık müzakere sürecinin öngörülmesi ile müzakere sürecinin başansızlıkla sonuçlanması halinde Türkiye'nin Avrupa yapılanna sıkı bağlarla kenetlenmesine ilişkin bir seçeneğin getirilmesinin tam üyelik hedefinı zedelediğini belirtti. Uzun geçiş dönemleri ve kalıcı önlemlerin öngörülmesinin tehlikelerine de dikkat çeken Sezer, çıkan sonuçtan duyduğu kaygılan ortaya koydu. Muhalefetten iktidara tepki DYP lideriAğar, imtiyazh ortaklığa giden yolun açılmasına karşın hükümetin 'sahte zaferlerle halkı kandırdığını'söyledL CHP'tiSetviyurttaşlann oyalandığını savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Muhalefet, hükümeti AB'den tarih almak uğruna ülkeyi ağır dayatmalara boyun eğmekle suçladı. DYP liden Mehmet Ağar, AB' nin ucu açık müzakere tarihini verirken tanma ve serbest dolaşıma getirilecek kalıcı kısıtlamalarla imtiyazh ortakJığa giden yolu açmasına karşın hükümetin "sahte zaferle halkı kandırdığını" söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, iktidann AB yoluyla halkı oyaladığmı savundu. runlannı çözme dayatması mıdır? Iktidar, Ermeni soykınmım tanıma çağrısından dolayı mı coşmuştur? tktidarı sarhoş eden, Fransa'nın ardından Avusturya'nın da Türkiye'nin üyeliği için referanduma gideceği beyanı mıdır?" Ağar, Erdoğan'ın, "45 yılda yapılamayanı 2 yıla sığdırdıklarından bahsetmesini" eleştirdi. Ağar, despot ülkelerde iç ve dış sorunlann şenlilderle unutturulmaya çalışıldığını vurgulayaraİc "İktidan uyarıvoruz: Türkiye'nin bu kadar ağır dayatmalarla karşı karşıya kalmasının en önemli nedeni, sizin 2 yıldır hiçbir temel problemi çözmemiş olmanızdır" eleştırisini yaptı. Musul'da 5 güvenlik görevlisinin şehit ediknesine işaret eden Ağar, "Türkiye'yi burnunun dibinde mağdur eden bir iktidardan Brüksel'de zafer kazanmasını kim bekleyebilir" değerlendirmesini yaptı. Ecevit, Erdoğan'ın Kızılay'da yaptığı konuşmayı eleştirirken "Sanki Kasımpaşa'da bir maçı değerlendirir gibiydi. Fırsat verseydi kendisine teşekkür edecektim. Ancak konuşmasını dinleyince hevesim kalmadı" dedi. (Fotoğraf: AA) • Baştarafı 1. Sayfada leri vereceksiniz? Türkiye'ye verilen müzakere tarihinde iki konu da net değil. Birinci unsuru birkaç gündür enine boyuna işliyoruz. Ikinci unsur en az birinci kadar önemli. AKP'nin AB bayramını kutladığı gün Hakkâri'yi kurtlar basmış, 15 kişi yaralanmıştı. Hükümet AB'den Türkiye ekonomisine yapılabilecek katkılan dile getirmediği gibi zirve öncesi şu tür haberler gönderildi: "Biz size yük olmayız. Aksine sizin ekonominize katkıda bulunuruz. Alın işte Devlet Istatistik Enstitüsü'nün hazıriadığı rapor..." Hal böyle olunca müzakerelere başlamanın ekonomik yükü AB açısından tümüyle kalktı. AB, aday ülkelere genellikle ne zamana kadar tam üye yapacağını bildirir. Türkiye'ye ise ne zamana kadar yapmayacaklarını bildirdiler. Dediler ki: "Biz Türkiye 'yi 2014'e kadar alamayız..." Böylesi ilk kez oluyor. llk günlerin tortusu geçtikten sonra sağduyu sahibi herkes görecek kı, Türkiye AB karşısında dik durmak yerine dayatılanlann etrafını kadife ile sarmakla yetindi. Bu da büyük bir başan olarak sunuldu. En ciddi konu doğal olarak Kıbrıs'tı. Kızılay'daki AB kutlamalarında konuşan Dışişleri Bakanı Gül şöyle dedi: "Biz KKTC'ye ilişkin hassasiyetlerin farkındayız." Bu ne demek? ABRum cephesinin zirveden çıkardığı sonuç şu: Türkiye 3 Ekim 2005'e dek Kıbns'ı tanıyacak! öyle anlaşılıyor ki, hükümet AB'ye verdiği sözü nasıl tutacağını araştırıyor. 'Her şey şimdi başlıyor' 7 Aralık'ta zlrve yapıldı Erdoğan, 3 Aralık'ta Başbakanlık'ta bir araya geldiği KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve KKTC'li liderlere "Banşı isteyen taraf kendini ispat etti, baskıyı kabul etmeyiz" güvencesı verdi. AB'nın Kıbrıs konusunda Türkiye'ye yönelik taleplerinin arttığı bir dönemde devreye giren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. 7 Aıalık'ta Çankaya Köşkü'nde bir toplantı düzenledi. Hükümetin yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hiimi Özkök'ün de yer aldıgı toplantıda, "AB üyesi ülkelerin, Türkiye'nin birliğe üyeliğini hedefleyen görüşmelerin 2005 yılında gecikmeksizin açılmasına yönelik herhangi bir koşul içermeyen karara \armaları. Türk uiusunun haklı beklentisini oluşturmaktadır" denildi. Aynı tarihte Yunanistan'ı zıyaret eden AB Dönem Başkanı Hollanda'nın Başbakanı Jan Peter Balkenende ise Türkiye'nin olası üyeliği için Kıbns'ı tanıması gerektiğini belırterek 17 Aralık'ta AB'nin bu konuda geri adım atmayacağı sinyalini verdi. Ağar: Ne kutlanıyor DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AKP iktidannı 17 Aralık'ta AB'den çıkan dayatmalan "sahte zafer olarak" kutlamakla suçladı. "İktidara soruyorum; neyi kutluyorsunuz, ortada milletin bilmediği bir zafer mi var" diyen Ağar, yaptığı yazılı açıklamada gerçeklerin gizlendiğini kaydetti. Ağar, 17 Aralık'ta çıkan karann Avrupa basımnda "Türkiye'nin önüne ağır şartlar kondu" diye yorumlanırken hükümetin bunu "şenlikle kutlamasını" eleştirdi. Ağar, Brüksel 'den çıkan ağır dayatmalara işaret ederek şunlan söyledi: "İktidar sahte zafer alaylarıyla kimseyi kandıramaz. Şenliğin nedeni, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıma sözü müdür? Tarıma, serbest dolaşıma getirilen kalıcı kısıtlamalarla imtiyazlı ortaklığa doğru gidilmesi mi memnun karşılanmıştır? İkridarı neşelendiren, Türkiye'ye Yunanistan ve Ermenistan ile so Ecevit: AB'nin işi yok, y Kıbrıs la ilgileniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB zirvesi dönüşü Kızılay'da yaptığı konuşmayı eleştirirken "Sanki Kasımpaşa'da bir maçı değerlendirir gibiydi. Fırsat verseydi kendisine teşekkür edecektim. Ancak konuşmasını dinleyince hevesim kalmadı" dedi."Ecevit, "Sevr'i tozlu raflardan çıkarıp yürürlüğe koyma gayretleri" konusunda da hükümeti uyardı. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Parti Okulu'nda düzenlenen toplantımn açılışında yaptığı konuşmada "Birileri bayram havası estinneye çaüşıyor. Biz Türkiye'nin gerçeklerini sizlere gösteriyoruz" dedi. Ecevit d e " 17 Araük'ta varılan sonuç 1960'larda başlatılan bir sürecin geldiği noktadır. Hatta 1920'lerden başlayan bir süreçtir. Başbakan Kızılay'da yaptığı konuşmada sadece kendisini övdü, öncelikle Atarürk'ü anması gerekirdi" dedi. Ecevit, kendileri hükümette bulunduğu sürece AB'nin Kıbns konusunda bir dayatmada bulunamadığını yinelerken, şu görüşleri dile getirdı: "AB'nin Türkiye Cumhuriyeti ile müzakerelere başlaması çoktan verilmesi gereken bir karardı. Bundan mutluluk duyduk. Hiçbir AB üyesine öne sürülmeyen koşullar bizim önümuze getirildi, müzakerelerin ucunun açık olacağı belirtildi. AB'nin işi gücü yok Kıbrıs'la uğraşıyor. Kıbrıs asla özveride bulunamayacağımız bir konudur." Gül dün de yeni bir Annan planının ucunu gösterdi. Bu da Türkiye'nin yeni bir açılım yapmayacağını, eskisi üzerinden ödün vermeye devam edeceğini gösteriyor. Acaba hükümet Brüksel'de Kıbrıs konusunda şöyle bir yöntem geliştiremez miydi: Sayın AB liderieri, bizden yeni şeyler istemeye de vam ediyorsunuz. Ama hiçbiriniz çıkıp da Rumlardan bir adım atmasını istemiyorsunuz. önce bunu yapın... Eğer bizim ille de Rum yönetimini tanımamızı istiyorsanız, KKTC'ye ilişkin de açılımda bulunun. Böyle bir çıkış elberte kabul göımezdi ama, Türkiye'nin 3 Ekim'e dek her konuda ödün vermeye devam etmeyeceği bu ve benzeri yöntemlerie anlatılabılırdı. Kamuoyuna Kıbns'ta bütün sorumluluğun Türkiye'de olduğuna ilişkin yanhş bir hava yayıldı. Bunu hükümetin tutumu da besliyor. 20 Şubat'ta KKTC'de yapılacak seçimlerden aklın yolunu ızleyecek, her şeyi AB'nin kaderine bırakmayacak bir yönetimin çıkması için Ankara'nın koro halinde seslendireceği güçlü bir besteye gereksinim var. AB, 17 Aralık'la biriikte şunu da gördü: Biz, AKP iktidanna istediğimiz her şeyi kabul ettirebiliriz. Yeter ki, sözcükleri onun Türkiye'de anlatabileceği biçimde seçelim, bildirilere yerleştirelim. Papadopulos'un dün yaptığı şu değerlendirme bunun göstergelerinden biriydi: "Türkiye'yi veto etmedim, çünkübu, sorunu çözmezdi. Her şey asıl şimdi başlıyor!" Bunun Türkçesı şu: "Siz merak etmeyin, biz istediğimiz zaman veto kartını gösterir, Türkiye'yi hizaya getihriz." Evet her şey şimdi başlıyor... 3 Ekim 2005'e giden yolda hükümetin elindeki kartlan AB görüyor, biz tahmin etmeye çalışıyoruz! ankcum ı cumhuriyet.com.tr 'Oylama malzemesl' CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi ise AB'nin iktidar tarafından 2 yıl süresınce adeta "halkı oyalama malzemesi" haline getirildiğini savoınarak "Iktidann 1015 \\\ sürecek olan müzakerelerle kendini ve halkı oyalama, uyutma yolları 17 Aralık'ta sona ermiştir" diye konuştu. tktidann 2 yıldu IMF ve uluslararası finans kuruluşlannm "kayıtsız şartsız talimatını" uyguladığını söyleyen Cevdet Selvi, "Gcleceğin endişe verici olduğunu gösteren, 2005 bütçesi ve somut rakamlarıdır" dedi. TÜSİAD: Süreç iyi değerlendirilmeli 'Kesln, tartışmasiz, koşulsuz üyelik' Balkenende, "Biz AB olarak şimdiki durumun sürmesini kabul etmiyoruz, katlanamıyoruz. AB, şu anda Türkiye'nin Kıbns'ın tanınması konusunda bir adım atmasıtıı zorunlu görüyor" dedı. AB Dönem Başkanı Hollanda tarafından hazırlanan zirve bildiri taslaklannda, Türkiye'nin hassasiyetleri dikkate alınmazken, müzakere sürecinin askıya alınmasım kolaylaştıran düzenlemeler de yer almaya başladı. Bu süreçte tekrar devreye giren Başbakan Erdoğan, 10 Aralık'ta televizyonda yaptığı açıklama üzerinden AB'ye uyanda bulunarak "Kesin, tartışmasiz, koşulsuz üyelik" istedi. "Bunu gölgeleyecek, sulandıracak bir ifadeye tahammülümüz yok" diyen Erdoğan, 17 Aralık'ın kendileri için kıyamet olmadığının altını çizdi. Erdoğan, AB zirvesi öncesinde 14 Aralık'ta Başbakanlık Konutu'nda yemek verdiği AB büyükelçilerine, Türkiye'nin hassasiyetlerini vurguladı. Burada "Açık uçlu müzakere süreci tanımı. serbest dolaşıma daimi kısıtlama ve 31 alandaki müzakere başbkları için oybirliği kuralımn getirilmesi" koşullannı eleştiren Erdoğan, bunlan kabul edemeyeceklerini söyledi. Yeni dönem açıldı ANKARA (ANKA) TÜSlAD, 17 Aralık'taki zirvesiyle, Türkiye'nin önünde tarihi önem taşıyan ve iyi değerlendirilmesi gereken bir dönem açıldığını kaydetti. TÜSÎAD'dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde, bu tarihten sonra her türlü müzakere aşamasuu, duygusallıktan uzak, akılcı ve gerçekçi bir anlayışla sürdürmesi gerektiği kaydedildi. Kıbns sorununun, TürkiyeAB ilişkilerinde sürekli sorun yaratma potansiyeli olduğu kaydedilen açıklamada. "Bu nedenle, TÜSİAD, 2005 yılı içinde, tarafların,'Annan Planı' temelinde müzakereleri tamamlayarak Kıbrıs sorununa çözüm bulmaları için, Türkiye'nin aktif politika izlemesini beklemektedir" denildi. Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekreteri'nden 'Kıbns için üzerine düşeni yapmasını' istedi Hükümetin umudu Amıaır da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB'nin Türkiye ile müzakerelere başlanabilmesi için 3 Ekim 2005 tarihine kadar Güney Kıbns Rum Yönetimi'ni tanıması koşulu karşısında sıkışan AKP hükümeti, bu tarihe kadar Kıbns sorununda kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için umudunu BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a bağladı. Annan'dan randevu talebinde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Annan'a Brüksel'de "Rapor senin elinde. bir an önce sunun, bir an önce gayrete geçin. BM olarak üstünüze düşeni yapın" dedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "5.Annan Planı" konusunda, "Eğer konuşarak bir çözüm olsun diyorsanız olabilir. Kıbns sorununa kalıcı bir çözüm bulunması Kıbrıs Türklerinin yarannadır" dedi. Gül, dün CNN Türk'teki "Cafe Siyaset" programında AB müzakereleriyle ilgili sorulan yanıtladı. Gül, "Kıbrıs konusunda içiniz rahat mı" sorusu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: "Bizim açımızdan da Kıbrıs'la ilgili bir sorun var. Kıbns meselesi, isterdik AB'de sorun olmasın. Karşımıza 25 ülke oturuyor. 1 ortak var ki bizim onunİa problemimiz var, biz onu tammıyoruz. Diyoruz ki, sizinle bir şey imzalayacağız, yanhş anlamayın, 25. ortağınızla sorunumuz var, imzalayacağımız konu, o sorundan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. O problemin çözüm yeri BM'dir. Çözülünceye kadar o yönetimi tanımadığımızı bilmeniz gerekir." Yönetimi'ni tammayacaklannı ifade ettiklerini belirterek "Bunları aşmanın yolları vardır, bundan sonra da o yapılacaktır" dedi. Gül, " 3 Ekim'e kadar 'Birleşik Kıbns'ı yaratma şansmız var mı" sorusu üzerine, AB Dönem Başkanı'mn Kıbns sorununun çözümüyle ilgili yeni bir ivme olabileceğini belirttiğine dikkat çekerek "Kahcı çözüm için aktif olacağız" dedi. "Annan Planı hâlâ geçerli mi" sorusuna "Evet" yanıtını veren Gül, "Revize edilmiş bir 5. Annan Planı olabilir mi" sorusu üzerine de "Eğer konuşarak bir çözüm olsun diyorsanız olabilir. Geçen talep etmedim, ama şimdi talep ediyorunı diyebilirsiniz. tki tavır vardır; ben hiç kimse>i görmüyorum, tanımıyorum, ben bu işi dondunıyorum diyebilirsiniz. Onun neticeleri eğer Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin lehine ise onu yaparız. Hayir, çok geniş bir açıdan, başka bir vizyonla bakarsanız kalıcı bir çözüm için uğraşırsımz. Eğer Cumhurbaşkanı Denktaş'ın torunu, Kıbrıs Rum tarafının pasaportunu almak için vatandaş olma durumuna düşüyorsa o zaman kalıcı bir çözüm için uğraşmak Kıbns Türklerinin geleceği için faydabdır." verilen sözler tutulmadı Başbakanlık kaynaklan, Erdoğan'ın gerekirse masadan kalkacağını söylediğini savundu. Ancak AB büyükelçileri, Erdoğan'ın böyle bir rest çekmediğini belirtti. Ancak zirveden çıkan sonuç, Erdoğan'ın verdiği sözleri tutmadığını ortaya koydu. Erdoğan, AB'nin 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelerin açılması için Ankara Protokolü'nü Güney Kıbns Rum Kesimi'ni de kapsayacak şekilde imzalama koşulunu kabul ederken tam üyeliği sıkıntıya sokan "ucu açık müzakere"yi, serbest dolaşımı sınırlayan "daimi sınırlamalar" ile "derogasyonlan (istisnalar)" da kabul etti. Erdoğan, özel statülü üyeliğe kapı aralayan "Müzakereler, sonucu önceden garanti edilemeyen ucu açık bir süreçtir. Kopenhag kriterleri göz önüne aünarak aday ülkenin üyelik zorunluluklannı yerine getirmemesi durumunda aday ülkenin Avrupa yapılanna sıkı bağlarla demirlenmesi sağlanmalı" maddesine boyun eğerek, bunu kabul etmeyeceğini ilan eden daha önceki açıklamalanyla ters düşmüş oldu. ABDULLAH BAŞTÜRK'Ü ANIYORUZ Ölümünün 13. yıldönümünde DİSK'in ve Genellş'in Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ü anıyoruz. Işçi sınıfının onur tarihine adım yazdıran Genel Başkanımızın düşünce ve tavırları yolumuzu aydınlatmaya; DlSK'e, Genellş'e, sendikal harekete ve işçi sınıfına rehberlik etmeye devam ediyor. DİSK ve GENELİŞ Genel Yönetim Kurulları Anma töreni, 21 Aralık 2004 Salı günü (yann) saat 11.00'de Zincirlikuyu Mezahığı'ndaki mezan başında. Blöfyapmadık1 Pazarlıklar sırasmda bir ara "Sağ olun" diyerek tüm Türk heyeti olarak masadan kalktıklannı belirten Gül, "Bu blöf değildi, aynlacaktık" dedi. Gül, Erdoğan'm görüşmeler suasmda ses tonunu yükselttiği yönündeki haberlerin doğru olup olmadığuıın soruhnası üzerine, "İnsan, doğru olduğu bir meseleyi konuşurken kimi zaman ses tonunu yükseltir. kimi zamaD da el kol hareketleriyle, vücut diliyle konuşur. Böyle anlar oldu, evet" diye konuştu. 'Çözüm olmadan tanımayacağız' "Güney Kıbns Rum Yönetimi, 3 Ekim'e kadar resmen tanıma olursa müzakereleri başlatırız derse ne yapacaksınız" sorusu üzerine Gül, kalıcı bir çözüm olmadan Güney Kıbns Rum
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear