22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2004 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE stanbul Y 15 Sinop Y 16 Adana A 18 Edirne PB 14 Samsun Y 14 Kocae/ı Y 16 Trabzon Y 14 Çanakkale Y 16 Giresun Y 15 Izmir Y Î5 Ankara K 6 Manisa Aydın _Y 12 Eskışehir K 5 Y 16 Konya Denizlı Y 14 Sıvas 0 Zonguldak Y 15 Antalya PB 19 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van B S A S S S S 17 6 11 7 7 -2 4 -2 Yu'dun kuzey ve bat ke- sımlen parçalı çok bulutulu, Marmara'mr. guney ve do- ğjst,, Kuzey Ege ve Guney Ege kıyılan, Iç Anadolu'nun kuzeybatıs Batı Karade- raz ıte orta ve dogu Karade- nsz kıyılan yağiştı geçecek Yağışlar yagmur ve saga- naK şekhnoe olacak Yur- dun ıç ve doğu kesJmlenn- de yer yer yoğun olfr.ak jzere s.s gorblecek Ha.a sıcaKİığı Dıraz arîacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB K PB PB PB PB PB PB 1 3 5 10 5 6 5 -10 Berlin PB 5 Moskova Budapeşte Y 6 Madrıd Y 12 Astana Viyana K Belgrad PB 13 Bakû Sofya Roma Y 10 Bışkek Y 14 Tiflıs Atına PB 17 Kahıre Münıh 5 Zünh Y 4 Şam •Tahran Parçalı bulutlu • Sıslı , Bulutlb k Çok bulutlu Yajmurlu Kariı ; Sulu kar t Gok günj G U N C E L CÜNEYT ARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada kıp size mi çalışacak?" dıyor. Neymiş efend/m? Doğrudan Gelir Desteği ile mazot desteğine karşın çiftçiler, yatıp ka/kıp hep çiftçi çiftçi çiftçi diyoriarmış. Yani hep bana hep bana! Sözü edilen destekler, örneğin yüksek gübre fi- yatları gibi diğer tanmsal gereksinimleri karşıla- mıyorsa, çiftçi, köylü ne yapsın? Derdine çare bulacağını umut ettikleri Başba- kan Beyefendi'nin huzuruna geliyor, yüksek güb- re fiyatlanndan yakınıyorlar. Vay sen misin pahaldıktan, gübre fiyatlann/n yüksekliğinden söz açan diye açıyor ağzını, yu- muyor gözünü ve vuruyor çiftçilere... • • • Bu noktada kalsa iyi. Frenleri tutmuyor. Erzu- rum'da bakın ne diyor: "Her gün zam zam zam denilen günler vardı. Artık her gün zam yok". Bu sözlerin yayımlandığı gün, haber TV'leriyle kimi gazeteler elektriğe yüklü zamlann ge/eceği- ni, motorlu taşıt vergisindeki 11.2'lik artışın diğer vergi ve harçlara da aynen yansıyacağını müjde- liyorlardı! Böylece yeni düzenlemelerle vergilerin azala- cağını söy/eyen bu iktidarın topluma hayal sattı- ğı, yalanc/nın mumu yatsıya kadar yanar özdeyi- şini hemen her fırsatta doğruladığı bir kez anla- şıldı. Hükümetin yaptığı yardımı, yararlananlann ka- fasına vuruyor. Erzurum'da fakirlere 30 bın ton kö- mür dağıttıklarını söylüyor RTE. Doğu'nun ünlü soğuğunda dağıtılan üç beş ki- lo kömürün yetersiz kaldığından yakınanlar ol- muş ki, "Ama nankör olantar bunu hâlâ görme- mekte devam ederier" diyor. Bu arada SKK ve Bağ-Kur emeklileri, en düşük maaşın en düşük memur maaşı düzeyine getiril- mesini istiyorlar. 160 milyoncuk zam! SSK ve Bağ-Kur emeklilerine geçen yıllar ge- reken zammı yaptık, bu yıl da zam istemek, nan- körlük derse... Sakın şaşırmayalım! r f t Toplumdan gelen eleştirilere karşı saldırı topla- nnı meydan meydan ateşliyor ama; Irak'taki soy- kırımı eleştiren birkaç cümleye ABD'den gelen sert tepkileri sineye çekiyor, bal gibi sindiriyor. Güçsüze karşı Kasımpaşalı, güçlü Amerika'ya karşı süt dökmüş kedi! Bugünlere gelmesinde büyük hizmeti geçen Erbakan'ın pazar günü Istanbul'da büyük kala- balığa seslenirken sö'yledikleri; hem gerçekleri hem de RTE'nin gerçek kimliğini yansıtmıyor mu? Ne diyor Erbakan; AKP, Amerika'nın en büyük ortağı haline geldi. Irak'ta büyük katliam sürerken eli kolu bağlı oturuyor. Her türlü desteği vererek zalimlere ortak oldular! Iktidar bu sözleri duymuyor olabilir. Peki ama AKP iktidannın, isim vermeden doğrudan RTE'nin sert biçimde eleştirildiği Saadet Partisi mitingi toplumsal bir hareket değil mi? -Birinci sayfadan vazgeçtik- mitingi sütunlannda değerfendirme- yen -Gözcü dışında- Doğan Holding gazeteleri- nin tutumuna ne dersiniz? Yoksa RTE, holding nezdinde himayeye maz- har başbakan mı? • • • Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Başkanı Wilf- red Kiboro onuruna Aydın Doğan ın verdiği ye- mekte -Hürriyet Icra Kurulu Başkanı ve IPI Yöne- tim Kurulu üyesi Vuslat Doğan Sabancı- RTE'ye koşut konuşmasında, Türkiye'de basının her ge- çen gün özgürleşerek güçlendiğini söyledi. RTE de konuşmasında, "özellikle IPI'nın da üzehnde hassasiyetle durduğu basın özgürlüğü, düşünce ve ifade hürriyeti konusunda reform ni- teliğinde adımlar atıimıştır" dedi. RTE'nin bu sözleriyle medya dünyasındaki çe- şitli iktidar olanaklarını kullanarak sürdürdüğü baskı politikası ne kadar örtüşüyor? Ve... Acaba Vuslat -Doğan- Sabancı, yönetim kurulu üyesi olduğu IPI'ya: RTE'nin; -kendisine ve partisine muhalefet et- tiği savıyla- işçi Partisi'nin Ulusal Kanal'ı ile Türk Metal Sendikası'nın kurduğu ARTadındaki TV'nin kablodan yayın hakkını ellerinden aldığını söyle- di mi? Hükümet öneriyi değerlendirecek TMSF, saüşta kolaylık istedi HACER BOYACIOĞLU ANKARA - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF). batık bankalar için el koyduğu varlıklann satışının kolaylaştınlması için yeni düzenleme istedi. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, hükümet üyelerine yaptığı sunumda; fonun son dönemde el koyduğu varlıkların satışında ciddi sorunlar çıktığını vurgulayarak bu konuda gerekli yasal değişüdiklerin yapılması gerektiğini belirtti. Ertürk, konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı AbdüUatif Şener'e sunuJan Fınansal Hizmetler Kanun Taslağı ve diğer kanunlarda gerekJi düzenJemelerin yapılmasını istediJderini kaydetti. Ertürk'ün önerisinin kabul görüp görmeyeceğine, hükümet, kendi içinde yapacağı değerlendirme sonucunda karar verecek. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de, Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada " Ertürk, bazı yasal diizenlemelere ihtiyaç olabileceğini dile getirmiş, bununla ilgili önerilerde bulunmuştur. Bu konu Bakanlar Kurulu'nda değerlendirmeye alınacak ve gerekli görüldüğü takdirde Önümüzdeki günierde TBMM'ye sunulacaktır" dedi. AKP 'lilerde isyan ettiPartitabamnda rahatsızlıkarttyor. Irak'ta soyfarımyapddığınısöyleyenAdana miüetvekili Çalışkan'ABD,bid stratejikdeğillojhtikgüç olarakgörüyor, îtişküer asktya alınmalı'dedi M Baştarafı 1. Sayfada mek için çaba harcamakta- dır" demekle yetüıdiler. Irak'taki vahşet görüntülenne sessiz kalan AKP hükümetine yönelik tepkıler sertleşiyor. SP'nin organize ettiği ve sivil toplum örgütlerinin de katıldığı Istanbul mitingınde binlerce in- san vahşetı kınarken, partıli mıl- letvekilleri de tepki göstermeve başladılar. Adana Milletvekili Çalışkan, ABD'nin bölgede ışgal ve tala- na geldiğini, şimdi de soykınma başladığını söyledi. ABD'nin Vietnam ve Japonya'da da katli- am yaptığını kaydeden Çalışkan, bu işgale sessiz kalınmaması ge- rektiğini, aksi takdirdeABD zul- münün sessiz kalanlara da bula- şacağına dikkat çekti. Istanbul'da yapılan mitingin tüm ülkeye yayılması gerektiği- ni kaydeden Çalışkan, "Onbin- ler değil yüzbinler haykırmak zorundadır" dedi. Hükümetin sessiz kaiması konusunu da de- ğerlendıren Çalışkan. şu göriiş- leri dilegetırdi: "Türkiye-ABD ilişJdJeri önemli. Sizin ülkeniz- deABD'nin üsleri ve gücü var- ken devlerin ve hükümetin or- ganize olarak tepki gösterme- si zor. Öncelikle balkın bu nok- tada organize güc olarak dev- leti harekete geçirmesi gerekir. Hükümet, arkasında bu gücü hissetmiyor. ABD ile işbirliği de bunu engellivor. Bu işbirli- ğinin tekrar gözden geçirilme- si gerekir. ABD ile ilişkiler ge- çici olarak askıya alınmalıdır. ABD, bizi stratejik değil lojis- tik güç olarak görüyor. Türki- ye, ilişkilerini askıpa alıp 1- rak'm etrafındaki ülkelerle iş- birliği yapmak zorundadır." AKP yöneticileri. Istanbul'da- ki miting ile ilgili yorum yap- maktan kaçındılar. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, Türkiye'de demokratık hakJarın kullanılmasının olağan olduğu- îstanburda uyuşturucu operasyonu tstanbul'un çeşitii semtJerin- de "Kızılırmak" adı altında dûzenlenen operasyonlarda, 3 kilo eroin, 23 kilo 609 gram esrar. 708 gram koka- in ve 1872 adet uyuşturucu ve uyancı oitelikte "Ecs- tacy" adlı bap ele geçirildi. Uyuşturucu madde sattıkla- n belirtilen 16 kişiyle kulla- nıcı oldukJan ifade edilen 7'si kadın 28 kişi gözaltına alındı. Bu kişiierin üzerle- rinde ve gösterdikleri yerler- de yapılan aramalarda uyuş- turucu maddelerin vanı sıra 4 tabanca, 4 bin 300 dolar, 1300 Euro ve 1 milyar 100 milyon lira ele geçirildi. Gö- zaltına alınan kişilerden Le- mi I, Bülent K. ve Aydın l'nın, uyuşturucu maddele- rin ana dağıtıcılan oldukla- n, Erkan K'nin ise stadynm- larda korsan bilet ve "torba- cınk" olarak adlandırılan yöntemle uyuşturucu madde sattığı öne sürüldü. (AA) nu belırterek, "O insanlann hassasiyetine saygı duyuyo- runı. O fer\atların haklı oldu- ğunu düşünüyorum. Türkiye, bölgesinde çok önemli bir ko- numda' dedi. AKP Genel Başkan Yardımcı- sı Dengir Fırat, SP'nin mitingi- ni "İcrada olmakla muhalefet olmak arasında büyük farklı- lık var. Muhalefette olunca çok kolaydır. Söylenebilecek her şey muhalefetin kolaycüığın- dan başka bir şey değildir" di- ye nitelendirdi. Fırat, Türki- ye'nin dünyada Irak konusunda gösterilebılecek en büyük diren- ci gösterdığini savundu. Telefon görüşmeleri faturası yüklü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milletvekillerinin, TBMM'de, Aralık 2003-Eylül 2004 arasında 4.5 trilyon liralık teJefon görüşmesi yaptıkJan bildirildi. TBMM îdare Amın Feyzi Berdibek, yaptığı açddamada, millervekillerinm, TBMM'de Aralık 2003-EylüJ 2004 dönemmde yaptıklan toplam telefon konuşmalannuı tutannın, 4 trilyon 524 milyar 824 bin lira olduğunu belirtti. TBMM bünyesinde diğer ünitelerin de Aralık 2003- Ağustos 2004 arasında, 1 trilyon 447 milyar 336 milyon liralık görüşme yaptıkJannı anlatan Berdibek, milletvekillen ve ünitelerin telefon konuşma ücretinin, toplam 5 trilyon 972 milyar 160 milyon lira olduğunu bildirdi. Gül, Elkatmış ve Washington 'ı eleştirdi. ABD 'tddialar temelsiz ve hşhrtıcı 'dedi Soykınm gerilimi ürmamyor .\NKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişleri Bakanı Abdul- lah Gül, Washington ile gerilime neden olan soykınm tartışması nedeniyle hem AKP'li Mehmet Elkatmış ı. hem de ABD'yi eleştirdi. Aşm güç kullanımının soykınmdan tümüyle farkJı bir hukuki konu olduğunu, her ko- nunun kendi boyutu içinde de- ğerlendirilmesi gerektiğini söy- leyen Gül, ABD'ye yönelik ola- rak da "Siz sovJarım derseniz biz de böyle yaparız demek. şantaj olur" dedi. ABD Büyü- kelçiliği ise Elkatmış'a çok sert tepki göstererek "bunlar temel- siz, kışkırtıcı ve hakaretamiz iddialardır" açıkJamasını yaptı. Gül'ün, ABD'den gelen uyan- lann ardından parti üst düzey yetkilileriyle görüşerek dış poli- tikayı ilgilendiren açıklamalar- da daha dikkatli hareket edihne- sini istediği öğrenildi. Bakan Gül, dün konuyla ilgili olarak gazetecilerin sorulannı yanıtlar- ken de, Felluce'deki operasyon başladığında ilk tepki gösteren kişinın kendisı olduğunu anım- satarak şöyle dedi: "Ama tabü ki her şe>in ken- di boyutu içinde değerlendiril- mesi gerekir. Orada aşın güç kullannıak, sivilleri gözetme- mek buniar avrı şeylerdir. A- ma siz soykınm derseniz, biz de böyle yapanz demek şantaj olur. Bu rip şeyler söz konusu değildir. Ama soykınm tama- men avrı bir konudur, bunun hukuki tarifi başkadır." ABD'ninAnkara Büyükelçih- ği yaptığı açıklamada, ABD'nin Irak'ta soykınm uyguladığına ilışkin iddialann "temelsiz, kış- kırtıcı ve hakaretamiz" oldu- ğunu söyledi. Açıklamada, ABD ve koalisyon güçlerinin Fellu- ce'deki operasyonlanna ilişkin basnı ve yayın organlannda son birkaç haftadır "gerçeğe aykın bir tablo çizüdiği" öne sürüle- rek şöyle denildi: "Bunlar arasında en tuhaf olanlanndan biri de ABD'nin Irak'ta soykınm uyguladığı iddiasıdır. Böyle bir ima temel- siz, kışkırtıcı ve hakaretamiz- dir. Felluce'de dûzenlenen ope- rasyonların amacı. kente sıza- rak Iraklıiarı terörize eden, Iraklıları ve aralarında Türk kamyon şoförleri ve müteah- hitlerinin de bulunduğu ya- bancılan öldürenlerin temiz- lenip kent halkmın özgürleşti- rilmesidir." 'İslami değil dinsel motifli terör' Başbakan Erdoğan y ın kamudakiyazışmalarda 'Islami terör 9 ifadesini yasaklayan genelgesiniMeclis'te ilk uygulayan Içişleri Bakanı Aksu oldu ÇÎÇEK'İN'DOKUNULMAZLIK' GEREKÇESİ 'Yasama don-gömlekkalıf ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yahıızca milletvekili do- kunuünazlığının kaldınlmasına karşı olduğunu belirtirken "Di- ğerieri zırhlannı korumaya devam eder, yasama don-göm- lek kalakalır ortada" dedi. Cemil Çiçek dün plan-bütçe komisyonunda bakanlığının bütçe göriişmesinde, AB'ye üyelik sürecinde yeni bir anaya- sa değişijdiğinin zorunlu oldu- ğunu beJirrti. Zamanmda bir anayasa düzenlemesi yapıünaz- sa müzakere sürecinde son an- da bazı maddelerin değiştiril- mesinin zorunlu olacağını kay- deden Çiçek, CHP millervekil- lerine çağnda bulunarak "Gelin şu uzlaşma komisyonuna üye verin. Vallahi topu taca atmak için söylemivorum. Türki- ye'de imtiyazlar var. Esas yar- gmın işini zora sokan bu imti- yazlardır" dedi. Çiçek, yahuz- ca milletvekili dokunuhnazlığı- na sınırlama getirmenin siyaset yapanlara haksızhk olacağını savundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişleri Bakanı Ab- dülkadir Aksu. din tarafın- dan kutsal sayılan temalar kul- lanılarak yapıJan terörün dün- ya kamuoyunda "Islami tero- rizm" gibi yanlış yorumlara neden olduğunu söyledi. Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın kamudaki yazışmada "tslami terör" ifadesini ya- saklayan genelgesini Mec- lis'te iüc uygulayan Aksu oldu. Aksu, dün bakanlık bütçesini korrtisyona sunarken "Dinsel motifİi terör örgütleri, kimi dini kavram ve inanışları kendileri açısından değer- lendirerek şiddet eylemleri- ne yönelmişlerdir. Yine bu terör örgütlerinin eylemle- rini İslam adına yaptıkJarı- nı iddia etmeleri ve dince kutsal sayılan temalan kul- lanmaları, dünya kamu- oyunda 'Islami terorizm" gi- bi yanlış yorumların yapıl- masına yol açmıştır" dedi. Aksu, "Islam dininin terör kavramıvla iüşkilendirilme- si mümkün değildir" dedi. Komisyonda bazı AKP'lil- er, Kurtlar Vadisi gibi bazı te- levizyon programlannda maf- ya-devlet ilişkisini ifade eden ve mafya örgütlenmelerine sempati uyandu^an öğeler bu- lunmasından ve buradaki şid- detin, çocuklan olumsuz etki- lenmesinden yakındı. Bakan Aksu, RTÜK'e bu konuda iti- razda bulunulduğunu, aynca bakanlık yetkililerinin, dizinin yapımcısı Osman Sınav'ı arayarak eleştirilerini ilettik- lerini söyledi. GUNDEM MLSTAFA BALB • Baştarafı 1. Sayfada da orada ne yapabileceğini tartıyor. Bir yandan elindeki yetkiye bakıyor, bir yand. oraya çıkınca yapabileceklerine... Ardından da \ karara varıyor: Bu iki yetkiyi birleştirmeli... Sonra gelsin başkanlık sistemi tartışmalan. Y kın geçmişte Başbakanlık'tan Cumhurbaşkanl ğı'na çıkan iki lider de bu yolu izledi. Her ikisi c önce şunu düşündü: Tamam, Köşk güzel de buradan başbakanı d yönetmenin bir yo/unu bulmalı. Aradılar bulamadılar. Zira Başbakanlık koltuğu na oturan, bunu kim olursa olsun başkasıyla pay laşmaya yanaşmadı. Yakın geçmişte yaşanan v< bugünleri hazırlayan Özal-Yılmaz, Demirel-Çil ler kavgalannın görüntüdeki perdesini araladığı mızda altından bu çıkar. Şimdi yine benzer bir süreçteyiz. Başbakan Er- doğan şunu düşünüyor olmalı: Bir daha anayasayı da değiştirebilecek sayıya ulaşmam zor. Mevcut sistemi değiştirmeden san- dığa gitsem bile 4 parti Meclis'e girdığinde birin- ci partinin 300 milletvekilini bulması zor. Bu du- rumda ne yapıp edip Meclis'in 5 yılı tamamlama- sını sağlamalıyım, sürenin dolmasına az kala da Çankaya'ya çıkmalıyım! Kuzuların sesfilıği Başbakanlık'taki hesap bu... Bu hesap Meclis'e uyar mı? Çok partili yaşa- mın başından beri hiçbir Meclis 5 yılı tamamlaya- madı. Her gelen bunu hedefledi ama, olmadı. Er- bakan-Çiller, "REFAHYOL 2000'ekadargider"di- yordu... Olmadı... Ecevrt-Bahçeli-Yılmaz koalis- yonu için, "üçü tekpartiolsabukadaranlaşamaz- lar" deniyordu... Olmadı... Şimdi de "Kardeşim bu iktidar AB'den tarih al- dı mı, bu dönemi garantiledi demektir. 2007'ye kadar gider. Yolun sonunda da Erdoğan Çanka- ya'ya çıkar" deniyor... Uzak-yakın geçmişte yaşananlar, Erdoğan'ın hesabının da tutmayabileceğini gösteriyor. Tabü ki Erdoğan ve ekibi "ya tutarsa" mantığını da ih- mal etmiyor! Gündemdekı tartışmaya dönersek... Erdoğan, Köşk'e çıkış yolunun açık olduğunu gördüğü için yolun sonundaki etki alanını genişletmenin arayı- şı içinde. Yine öncekilerin yaptığı gibi, konuyu kendisi ortaya atmaktan çok çevresi aracılığıyla tartıştırıyor. Kendisi yerine "Kuzulan gündeme getirip "Çi- çek" gibi bir başkanlık yolu nasıl oluşturulur, ona bakıyor! Oysa girişte de vurguladığımız gibi Türkiye'de- ki sistemin adı parlamenter sistem ama, uygula- ma öyle değil. Meclis daha çok hükümet tarafın- dan alınan kararların yasalaştınldığı yer olarak kul- lanılıyor. Hükümetin alacağı kararlan da başbakan belirJryor. Başbakan da iktidardaki partinin genel başkanı. Bu kimliğini hiçbir zaman unutmuyor. Hatta daha çok bu kimliğiyle hareket ediyor. Başbakan'ın meydanlarda hâlâ bürokrasiden yakınmasına şaşırmamak elde değil. Devlet ku- rumlannın başı bir yana, çaycısı bile değiştirildi, Başbakan hâlâ bu kurumların işlememesinden yakınıyor! Genel başkanların böylesine sınırsız yetki kul- lanmasının bir nedeni de parti liderliğini garanti al- tında tutmaları. Tüzükleri öylesine kendi lehlerin- de düzenliyorlar ki... önce kendilerini seçecek ki- şileri saptıyorlar. Sonra onların demokratık yolla kendilerini seçmesini sağlıyorlar. Bu yöntemle ge- nel başkan olan bir kişi gün gelir, istese bile kol- tuktan kopamayabilir! Başbakanlık sistemini giderek sağlamlaştıran Erdoğan'ın başkanlık arayışlannın öncekilerden farklı bir sonuçla noktalanacağını sanmıyoruz) ankcumta cumhuriyet.com.tr Çifte maaşı önlemede ayrıcalık Emeklilere 'kamukıskacı' AYŞE SAYIN ANKARA - AKP hükümetinin, 2005 yılı Mali Bütçe Yasa Tasansı'na koyduğu hükümle. herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olanlann kamuda çahşmalannın yasaklanması, kamuda çalışan emeklileri harekete geçirdi. Kamuda çalışan çok sayıda emekli, TBMM'de sorunlanna çözüm ararken, milletvekilleri, belediye başkanlan dahıl. bazı kesimlere "ayncaük" tanınmasına tepkilerini dile getiriyorlar. AKP hükümeti. geçmiş yıllardaki bütçe tasanlannda "Bakanlar Kurulu" karanyla kamuda çahştınlmalanna olanak tanınan emeklilerle ilgili bu yüki bütçe tasansına "kesin hüküm" koyarak, 1 Ocak 2005 itibariyle kamuda çalışmalanna yasak gerirmeye hazırlanıyor. Tasanda, "herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar iie bu aylıkları kesilmeksizin çalışamayacaklan" kurumlar da tek tek sayılarak, çalışmaya devam etmeleri durumunda emekli aylıklannın kesileceği öngörülüyor. Ancak tasan, cumhurbaşkanlığına seçilenler ile dışandan bakanJar kurulu üyeliğine atananJar, yasama organı üyeliğine seçilenler, mahalli idareler seçimleri sonucuna göre görev alanlar ile özel yasalannda emeklilik veya yaşlılık aylığı kesilmeksizin çalışnnlma ve görev yapma hakkı verilenler ile yaş haddini aşmamış olmalan kaydıyla her derecede ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlannda ders ücreti karşılığı ders verenleri kapsam dışında tutuyor. Hükümet bu düzenlemeyle bir yandan "çifte maaşı" önlemeyi hedeflerken, diğer yandan kimi "ayncahkh" kesimi kapsam dışında tutuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear