14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3O KASIM 2004 SALI CUMHURfYET SAYFA HABERLER SEFİNE-İ TERAKKİ TURHAN SELÇUK DTJSÜST TABİAILI İSTANBÜL EFBtfDİSÎ ABFJ1CANBA.Z* Ilî HAHİKULÂDE MACERALARI ZISIM IEKMİLÎ BÎRDEN TBMM heyeti terörist olduğu savıyla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz için inceleme yaptı KızdtepeVe yakmtakip• TBMMÎnsan Haklan Komisyonu'nun görevlendirdiği heyet Mardin'de incelemelere başlarken CHP Genel Merkezi de ayn bir heyet gönderme kararı aldı. CHP Mardin Milletvekili Mahmut Duyan da bölgeye giderek olayı araştırdı. DİYARBAKIR/ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Mardin'in Kızılte- pe ilçesinde güvenlik güçleri tarafin- dan gerçekleştirilen bir operasyonda "terörist" olduğu savıyla 12 yaşında- ki Uğur Kaymaz ile babası Ahmet Kaymaz'ın öldürülmesi olayı TBMM taranndan da yakın izlemeye aluıdı. Kızıltepe ılçesindeki operasyonda 12 yaşuıda bir çocuğun öldürülmesi HAKKÂRİ'DE BİR YARCISIZ İNFAZ İDDİASI DAHA DıY\RBAKIR(Cumhuriyrt Bürosu) -Mardin'ın Kızıltepe ilçesinde 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın "terörist" denilerek öldürülmesinin ardından, bir yargısız infaz iddiası da Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde ortaya atıldı. 19 yaşındaki çoban Fem Canın koyunlannı otlattıktan sonra eve dönerken jandarma tarafindan öldürüldüğü iddia edildi. ÎHD Hakkâri Şubesi'ne başvuran Can ailesinin iddialanna göre, Örencik köyünde çobanlık yapan Fevzi Can, önceki gün otlattığı koyunlarla birlikte geri dönerken, bölgede devriye gezen Ortaklar Jandarma Karakoluna bağlı askerler tarafindan durdurulmak istendi. Can durmayınca, askerlerin açtığı ateş sonucu öldü. Cenazesi Şemdinli Devlet Hastanesi'ne kaldmlan Can'ın ailesine oğullannın "dur" ihtanna uymayan bir terörist olduğu yönünde tutanak ımzalatılmak istendi. Ancak cenazeyı almaya giden Can'ın dayısı Enver Seyit, tutanağı imzalamadı. Askerler de yazı imzalanmadan cenazeyi teslim etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine aile Şemdinli Kaymakamı Mustafa Cihat Veslihan ve ÎHD'den yardım istedi. IHD Hakkâri Şube Başkanı Ismafl Akbulut, bir heyet oluşturularak bölgede incelemelerde bulunulacağını söyledi. siyasetçilerin tepkisine neden oldu. TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanvekilı Faruk ÜnsaL "Bir ço- cuğun öldürülmesi çok kötü. çok üzü- cü. Olayı takip edeceğjz" dedi. tnsan Haklan Komisyonu, olayı incelemek üzereCHP'lıHüseyinGülerveAKP'li NezirNasıroğhı'ndan oluşan birheye- ti bölgeye gönderdi. Kızıltepe'de te- maslannı sürdüren Güler, "Eğerger- çekten yargısız infaz varsa. bunun ya- panınvamna kâr kalmaması gerekür" dedı. CHP Genel Merkezi de TBMM Insan Haklan Komisyonu'nun CHP'li üyelerinden Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer başkanüğında ayn bir heyeti bölgeye gönderme karan aldı. CHP Mardin Milletvekili Mahmut Duyan da bölgeye giderek olayı araş- tırdı. Duyan, şu bilgileri verdi: "Vafi- den, güvenlikgüçlerinden bilgi aldım. Onlann anlatüğına göre; ölen kam- yon şoförü daha önce cezaevinde yat- mış, çıkmış.Gaziantepteyakabnan bir örgüt mttitanı bu kamyon şoförünün evinde kaknğmı söylenüş. Bunun üze- rinepolisbasknıyapnuş. dur ihtann- da bulunduklanıu, bu arada çanşma olduğunu söylüyorlar. Aiiesi ise kam- yon şoföründe silah olmadığını söylü- Adalet Komisyonu i idemey önergesine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Adalet Ko- mısyonu'nda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanu- nu (CMUK) Tasansı görüşmelerinde "gizti so- ruşturmacı" görevlendirilmesine ilişkin düzen- leme kabul edilirken "gizn" izteme" uygulaması- nın başlatılması konıısundaki önerge tartışma yarattı. CHP'li HaHl Ünlütepe, "Emniyetin iste- diği düzenlemelervapıhvor" diyerek toplannyı terk ederken Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Bu devle- te oksijen kadar luzümludur" dedi. Uzun tartış- malardan sonra yapılan oylamada önerge redde- dildi. Adalet Komisyonu, daha önce üzerinde uzlaşma sağlanamayan maddeleri ele aldı. Tasa- nda "gizti görevB" olarak düzenlenen maddede- kı ıfade "gizti soruşturmacı" olarak değiştinldi. Tutuklama yerine adli kontrol Komisyonun önceki günkü toplantısında uzun süre tartışılan ve uzlaşılamayan "cumhuriyet savcı- lanıun dumşmalarda hâkim ve mankeme he- yetiyle aynı onırnia düzeni içinde buhınmama- lan"nı içeren önerge reddedildi. Tasanrun 3 yı- la kadar hapis cezalannda tutuklama yerine "adli kontrol" altına alınmasını öngören mad- desi benimsendi. Adli kontrol kararı verilmesi durumunda. sanığa "yurtdışına çıknıanıak. hâ- kim tarafindan belirlenen yerlere düzenli olarak başvurmak" gibi öniemler uygulanabilecek. • • • • • ' - „ , _ „ „ „ « « . - * • * CUMHURİYETİKOt <C B7SİNMÎ ••&} İ - ? Sinanhhalkı ağayakarşıyine sokakta Diyarbakır'ın Bismil üçesine bağlı Sinanh köylülerinin ağaya karşı isyanı sürüyor. Köytüler dün yine kent merkezmde "32 bin dönüm arazimizi işgalciden geri istiyoruz" yazıh pankardarla yürüyüş yapûlar. Dün öğle saaderinde köylerinden minibüslerie gelen 50 kadar köylü, İstasyon Meydanı'nda toplanarak, Sinanh ailesine karşı tepkilerini dile getirdL EUerindcki Türk bayraklan ve "32 bin dönüm arazimizi işgalciden geri istiyoruz", "Ağanın zuhnü ne kadar sürecek", "Ernek bizim, ekmek ağanuı", "Ağanm parası \arsa bizim de de\1etimiz var" yazıh dövizler taşıyan kö\1üler basın açıklamasuun ardından olaysız dağddL (Fotoğraf: AA) yor. Bflerek yapıhnışsa kabul edüemez, sorumlusu cezasmı çeksin." CHP Mersin Milletvekili Mustafa Ozyürek de konuyla ilgili olarak va- hlıkten çelışkili açıklamalar geldiği- ni, öldürülenlerin terörist ohnadığuıı belırterek "Bu bir insanlık dramıdır. Yargısız infazlan önJemek için biz her türlü vetkhi hükümete verdik. Anla- şılan henüzAByasalan oralara gebne- miş. Oraiarda hâlâ birileri bildiğıni okumaktadır" görüşünü dile getirdi. Afcsu: Suçlu hesap verecek Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu mılletvekillerinin sorular üzerine, PKK dağ kadrosundan 2 veya 3 kişinin mer- kezde eylem yapmaİc üzere Kızılte- pe'ye geldiği ve bir evde bulundukla- n yönünde duyum alındığını, ev çem- bere alındıktan sonra sabah olunca tes- lim ol çağnstna silahla jcarşılık veril- diğini söyledi. Aksu, "Önce bir poBs müfetâşi, ardından nıülkhe müfeftişi- nigörevlendirdim.Raporgeiincedeğer- lendireceğiz.Insan haklan ihlaü konu- sunda en tavizimiz yoktur. Kim suç- luysa hesabuu \erecektir" dedi. Anne: Ayağında terlik vardı 12 yaşmdaki Uğur Kaymaz'm an- nesi Makbuk Kaymaz. çocugunun ve eşinin öldürüldükleri sırada ayakla- nnda terlik olduğuna dikkat çekti. Kaymaz, IHD yönencilerine şunlan an- lattı: "Ola>m olduğu akşam 1630 su- lannda yemek yemek için sofmi ha- zniamışok. Eşim de kamvona yeıieş- tirmek üzcre evde bulunan battanive. yatak gibi eşyalarını ahp Lğur ik bir- liktesokağaçıkb. Eşyalan kam\t)nabı- ralapgefccekvçyemek>i\eceklerdLEv- de benim dışunda üç çocuğum ve ka- \ım aüdenı v ardL Silah sesleri üzerine biz korkarak akrabamız olanyan kom- şunun avlusuna geçrik. Bu esnada Uğur'un kanıyonun önünde diz çö- kertilmişbirşekikle boynu wre eğik ola- rakoturtukhığunu gördüm. Daha son- ra silah sesleri arahkh olarak gelnıeye devam erti. Bir müddet sonra poKsler evunizde arama yapülar. Savcı gele- rek bizi götürdü ve ifadelerimizi aldL" Uğur'un öğretmeni de olan Ahmet Tekin ise operasyon sırasında yaşa- dıklannı şöyle anlattı: "Kamyonun ön tarafinda iki kişi kanlar içinde ya- njürdu. Ben eğihp bakınca. yerde ya- tan kişinin Uğur olduğunu aıiladım ve 'Bu kışi bizim okulda beşinci suııf öğrencisı \e komşumuz Uğur'dur' de- dinı. Bunun üzerine pohsler şaşkmhk geçirdikr. Uğurkamyonun ön kısnun- da yerde, sağ tarafinın üzerine yatnuş. sağ eli de az yakmında bulunan uzun namlulu bir silahın üzerinde eğreti bir şekilde duruyordu." ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(a cumhurryet.com.fr Gelişmişliğin en önemli göstergelerinden bi- ri de sosyal bilimlerde yeterli veri zenginliğine ulaşmak olarak bilinir. Gelişmiş ülkeler bilginin gücünü kullanarak dahafazla katma değer ya- ratma yarışının içindeler. Yaşanan teknolojik gelişmeler ve ekonomik değişimler yaşantının her alanına etkisini sürdürüyor. Oluşan koşul- öryaşam boyu eğitim ve oğretim için baskı oluş- iıruyor. Bundan böyle yöneticiler yaratıcı ve araştır- nacı olmak zorunda. Hemen her meslek, bi- Işımden yararlanmak zorunda kalacak. Eko- nominin temel dinamiklerinden birisi bilgi eko- Mmisi olacak. Yine aynı şekilde sosyal yaşa- nın temel taşı, yani ilişkiler, bilişimle biçimle- lecek. Birey merkezli yeni birdünyaya gidişin çindeyiz. Küreselleşme veya globalizm (adına ne der- senız deyin) bize artık sosyal sorumluluklann Jeğıştiğini söylüyor. Türkiye'nin aralannda bu- unduğu düşük gelirli orta gelişmiş ülkeler ile az- jelişmiş ülkelerin, ısrarla dayatılan bu felsefe ebaşlannı kaldırması engelleniyor. Aksi durum- iadünyanın jandarması ABD'nin hışmına uğ- ama tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bilgi Türkiye'nin aralannda bulunduğu bu ülkele- rin, önlerine konulan dev aynasından dünyaya bakmaları isteniyor. Hepsinin sırtı sıvazlanıp beliıii bölgelerdeki yayılmacı istekleri körükle- niyor. önlerine, aslında hiçbirzaman ulaşama- yacaklan hedefler konuluyor. Bu hedeflere var- maları istenirken de gerçeklerden uzaklaşma- lan ve sanal bir dünyada yaşamalan sağlanı- yor. Türkiye için bu hedef Avrupa Biriiği olarak gös- teriliyor. Türkiye'nin AB üyesi olmayı çoktan hak ettiği, diğer AB üyesi ülkelerden eksiği ol- madığı fazlası bulunduğu sık sık tekrarianır ol- du. Türkiye sanal bir dünyanın içinde kendi gerçeklerine gözlerini kapayarak düşler gör- meye başladı. Çok fazla detaya girmeden TE- SAV Toplumsal Ekonomik Siyasi Araştırmalar Vakfı tarafindan yayımlanan ve Bülent Tun- cer'in nazırladığı Sayılann Diliyle Türkiye kita- bından birkaç alıntı yapmakta yarar var. Sayı- lar tek başlanna pek fazla bir şey ifade etmez. nieresindeyiz? Ancak kıyaslandıklannda çok şey anlatabilir. Işte AB ülkeleri ile Türkiye'yi karşılaştıran sayı- lar AB ülkelerinde 100 kişiye 20.9 gazete düşer- ken, Türkiye'de bu oran 11.1. AB ülkelerinde 100 kişiye 81 radyo düşerken, Türkiye'de bu oran 47. AB ülkelerinde 100 kişiye 59.7 TV düşerken, Türkiye'de bu oran 42.3. AB ülkelerinde 100 kişiye 31.8 bilgisayar dü- şerken, Türkiye'de bu oran 4.5. AB ülkelerinde 100 kişiden 33'ünün internet bağlantısı var, Türkiye'de bu oran 7.3. AB ülkelerinde 100 kişiden 80.5'inde cep te- lefonu varken, Türkiye'de bu oran 34.7. AB ülkelerinde kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla 22.850 Dolar, Türkiye'de ise 2.790 Dolar. AB ülkelerinin istatistiklerinde okur-yazar ol- mayan kişilere rastlanmazken, Türkiye'deki ka- dınlann yaklaşık yüzde 23'ü okuma-yazma bil- miyor. AB ülkelerinde 100 tarım işçisine 91 traktör düşerken, Türkiye'de bu oran 6.5. Bu kıyaslamalara ek olarak şunlar da göz ar- dı edilmemesi gereken gerçekler: Türkiye'de TBMM'deki kadın milletvekili oranı sadece yüz- de 4.4. Hükümetteki kadın bakan sayısı 1. Türkiye toplam dış borçyükü açısından dün- yada 4. sırada yer alıyor. Türkiye'den çok dış borcu olan ülkeler, Brezilya, Çin ve Rusya. Tür- kiye'nin yaklaşık 33.7 milyon kişilik bir işgücü bulunuyor; işsizlik oranı yüzde 10.6; uzun dö- nemli işsizlik oranı ise yüzde 28.5. Yıllık asga- ri ücretin 3.500 dolar dolayında olduğu Türki- ye'de yaklaşık 1 milyon kişi ayda 30 dolar ile geçinmek zorunda. Bu sayılan çoğaltmak, art arda ekleyip uzat- mak çok kolay. Ancak şu kadarcık veri bile bi- ze dayatılan sanal dünyadan sıyrılmamıza ye- terii. Yeter ki biz elimizdeki verileri iyi okumayı bilelim. Yoksa kendimizi dev aynasında göre- rek Avrupa Biriiği üyesi olmayı istemek bir ha- yalden öteye gidemeyecek gibi görünüyor. AB'ye giden yol yukardaki basit oranları AB oranlarına yaklaştırmaktan geçiyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Mevsimsiz Bir Ornek Başbakan Erdoğan'ın IPI Yönetim Kurulu üye- leri onuruna verilen yemekte düşünce hürriyetine verdiği önemi vurgulaması, elbette yerinde birsap- tamadır. Yabancı konukların hemen hepsi, dünya- nın çeşitli yerierinden gelmiş medya mensupları. Ev sahibi ülkenin hükümet başkanı, onlara ye- mekten daha çok ihtiyaç duyduklan bir şeyden, özgürlüklerden söz ediyor. Ancak son zamanlar- da sık sık yineleyerek alışkanlık haline getirdiği söylemin içeriği, özellikle yabancı izleyicilerde ka- fa karışıklığına yol açabilir. Coğrafyanın çeşitli yerlerinde iktidar denilen o dik ve dikenli merdiveni gerçekten çilelı ve uzun yolculuklar sonunda tırmanırken tam anlamı ile zindanlarda yatanlann olduğunu belli ki Sayın Er- doğan yeterince bilmiyor. Bu nedenle de "dam- dan düşerek Başbakan olma şampiyonluğunu" hep kendi rozeti olarak taşımak istiyor. Tayyip Erdoğan, illa düşünce suçundan gerçek anlamda hapis yatan, mahkemelerde dolaşan ve halkının özgüriüğüne sahip çıkması pahasına bu işlemlerle karşı karşıya kalan meslektaşlarının var olduğunu bilmiyor mu? Iktidarı çok kolay bir se- çim ile kendisinden devralmış olduğu Bülent Ece- vit, kendisine politika rahlesinde başöğretmenlik yapan Erbakan, Başbakanlık makamından üstü- ne namlular çevrilerek uzaklaştırılmakla kalmaya- rak özgürlüğü elinden alınan Demirel. Ve en ha- zin akıbetle karşılaşan Adnan Menderes. Bu "oku- duğum bir şiir yüzünden" gerekçesini özellikle Türkiye'de değil de yabancı ülkelerdeki politika- cıların ve gazetecilerin önünde tekrariadığını gör- dükçe içim hop ediyor. Ya izleyenlerden birisi ger- çekten ilgi duyar da "Sayın Başbakan, şu sizi ce- zaevinde dört ay alıkoyan şiir neydi" diye sorar- sa? Nasıl bir yanıt verir Başbakanımız? Yanlış an- laşılmasın. Bu soruyu sorduran merak, sadece içinde bulunduğumuz AB adaylığımızın süreç ile çelişen bir anlamın yabancı muhataplannızda yer- leşmesinden doğmaktadır. Erdoğan, Istanbul Büyükşehir Belediye Başka- nı olarak 6 Aralık 1997'de Siırt'te Refah Partisi'nin mitinginde konuşmuştu. Bu yazıyı yazarken inter- nette uluslararası arama sıtesi "Google"da net.bul.com'un kendisiyle ilgili olarak verdiği ar- şiv bilgisine bakıyorum. Şöyle deniliyor: "Erdoğan Siirt'teki mitingde, lise yıllarında edebiyat öğret- meninden öğrendiği 'Minareler süngümüz, kub- beler miğferimiz, camiler ise kışlamızdır' dizeleri- ni okudu. Bu sözlerin alkışlaria kesilmesi üzerine, bir süre sonra kaldığı yerden devam etti: Okunan ezanı kimse susturamayacak. Türkiye 'deki ırk ay- nmına kesinlikle son vereceğiz. RP, diğer parti- lerte zıt fikirde. Yolumuzdan dönmeyiz. Gökler yerler açılsa, üzerimize tufanlar yanardağlar sa- çılsa yolumuzdan dönmeyiz. Benim referansım Is- lamiyeüir. Bunu dile getiremiyorsam, yaşamamın ne anlamı var? Avrupa'da ibadete, başörtüsüne saygı duyuluyor. Ama Türkiye'de engelleme ge~ tiriliyor." Medeniyetler çatışması mı? Türkiye'yi aralarına asıl üye olarak almamak için her gün yeni bahaneler yaratmak isteyen AB'nin patronlan, Türk Başbakanı'nın minareleri süngü, kubbeleri miğfer, camileri kışla olarak kullanarak Hıristiyanlar üzerine "Ya Allah; bismillah" diye ye- ni bir hücumu 1997'li yıllarda planlamış olmasını sorun yapabilirler. O konuşmayı, Medeniyetler Çatışması yazannın eline kan/t olarak verebilirier.. Referansının Islamiyet olduğunu söyleyen bir po- litikacı ile Biriiğin Başbakanlar Komitesi'nde yan yana oturmaktan kendi seçmenleri adına huzur- suzluk duyacaklannı düşünerek görüşmeleri yıllar- ca uzatabilirler. Bu yüzden, kendisine kolay bir iktidar yolunu aç- mış olan 6 Aralık 1997 Siirt konuşmasını -üç gün sonra o konuşmanın yedinci yılı doluyor- bana ka- lırsa içenğini hafızalarda canlandırmamak için yer- li yersız hatıriatmaktan da bir an önce vazgeçme- lidir Başbakanımız. Faks: 0 216 302 82 08 obirgttia e-kolay.net Kapatma davasına protesto Eğitim-Sen alanlara çıkıyor FIRATKOZOK ANKARA - Eğıtim- Sen, sendika hakkında açılan kapatma davasının Ankara 2. Iş Mahkeme- si'nce reddedilmesinin ardından Yargıtay'ın ver- diği bozma karannı bir dizi eylemle protesto edecek. Sendika şubelerinden 100 yönetici tstanbul'dan Ankara'ya 8 Aralık'ta yürüyüş başlatacak. Sen- dika üyesi öğretmenler derslere "Sendikamado- kunma" yazıh kokart- larla girerken, yönetici- ler Avrupa'da temaslar- da bulunacak. Adalet Bakanhğı önündeki mumlu eylemin ardın- dan, davanın görüşülece- ği 10 Aralık günü tüm Türkiye'de mitingler ger- çekleştirilecek. Eğitim-Sen. Yargı- tay'ın sendika hakkın- daki kapatma davasının yenilenmesi yönündeki karanm protesto etmek amacıyla eylemler ya- pacak. Yargıtay'ın boz- ma karanmn ardından davanın 10 Aralık'ta ya- pılacak olan ilk duruş- ması öncesınde Sendi- ka Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK) tarafindan alınan karara göre yarın tüm şubelerden milletve- killerine birer mektup ve faks gönderilecek. Başbakan, Dışişleri ve Adalet bakanlan ile gö- rüşmeler yapacak olan sendika yöneticileri. ay- nca Strasbourg v e Briik- sel'de Avrupa Parlamen- tosu ve Komisyonu yet- küileri ile temaslarda bu- lunacak. Eylem derslerde sürecek Yargıtay"ın karan, sen- dikanın yann başlaya- cak ve 4 Aralık Cumar- tesi gününe kadar süre- cek olan uluslararası ka- tılımlı "4. Demokratik Eğitim Kurultavi"nda da ele alınacak. Sendika üyeleri 4 Aralık'ta Ada- let Bakanlığı önüne ses- siz ve slogansız yürüye- cek ve ellerinde getir- dikleri mumlan bıraka- cak. Sendika üyesi öğret- menler, 7-8-9 Aralık ta- rihlerinde de Türkiye ge- nelinde derslere "Sen- dikama Dokunma" ko- kartıyla girecek. Aynı günlerde yine Türkiye genelinde il merkezle- rinde meşalelerle yürii- yüşler y^pılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear