Catalog

S€YFA CUMHURİYET 28 KASIM 2004 PA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istınbul Edrne _Ş 13 Sinop Y 11 Adana PB 16 S 13 Samsun Kocaelı S 12 Trabzon Çartakkale S 13 Giresun lirrir S T4 Ankara Ma-ıısa Ayan _Ş 14 Eskişehır Derizli Zongu/dak Y 14 Konya _9 Sıvas 9 Antalya B PB 16 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van PB K PB K K K K 11 2 5 2 3 -6 0 K -8 Yurdun kuzey ve doğu f<e- sınılen parçalı çok bulutlu. Batı ve Orta Karadenız kıyıla- n Doğu KaradenE ıJe Doğü /e Guneydoğu AnadoJu'nun doğusu yağışlı geçecek Ya- ğışiar, Karadenız k/yılannda yağmur, dığef yertefde kar şeklınde otacak. Marmara ıte yurdun ıç ve doğu keamlenrv deyeryersısbeklenıyor Ha- vasıcaMığı yurdun doğu ke- sımlerinde bıraz azalırken dığer yerlerde artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K PB K PB PB Y Y K -5 -5 -1 8 9 9 11 0 Münıh Berfın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB Y PB PB Y B 7 5 14 7 8 9 14 15 6 Zürih PB 8 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre K Y PB B Y B K PB -4 15 3 17 7 15 -7 19 Moskova Y 11 Ta; Tahran Parçalı bulutlu : Sıslı BuL-lu ^ Çok buıutlu ı Yağmurtu Kartı Sulukar >Gok gurı G U J V C E L CİNEYT ARCAYÜREK UBaştarafi 1. Sayfada ney Kıbns'ı tanımamızı içeren Batı kaynaklı görüşleri yanıtladı: "K/bns konusu AB ile mûzakerelere başlamanın bir şartı değil" dedi. Bıgüne kadar izlediğimiz tutarsız tutumu dikkate alı- nacak o/ursa, Gül'ün son açıklamasını inandıncı bul- makzor. 24Nisan referandumundan önce şayet Türkler evet, Rum'ar hayır derse Türkiye'nin "KKTC'nin uluslarara- sı camia tarafından tanınması" için dertıal harekete geçecegimizi söylüyordu; bu vaadi fos çıktı. Medyamız Avrupa turuna çıkan Papadopulos'un Italya'da Başbakan Berlusconi tarafından terslendi- ğini yazdı. Oysa Roma'da Gül'le düzenledıği basın to- pantısında italya Dışışleri Bakanı Gianfranco Fini, -orada bulunan Ferai Tınç'ın Hürriyet'teki köşesinde yazdığına göre- aynen şöyle diyor: "AB, öyle biralan ki, üyelerarasında sonınlann sür- mesini kaldırmaz. Kıbrıs konusunda bizüzerimize dü- şeniyaptık diyerek, sorumluluktan kaçmak kabul edi- lemez. Bu sorun hâlâ çözüm bekliyor". Fini'nin daha sonraki açıklamalanndan tam olarak ne demek istedıği anlaşılıyor "İtalya, Kıbns sorununun Birleşmiş Milletler çatısı altında ve Annan Planı teme- linde yeniden elealınacağıbirsüreci canlandırmakiçin üzerine düşeni yapacaktır"'. • • • Buna karşı Dışişleri Bakanımız ne diyor "Annan Pla- nı bitmiştir. Şimdi top Rumlann elindedir". Bu gefişmelerden iki sonuç çıkıyor: Birincisi, Papa- dopulos yazıldığı, söylendiği gibi terslenerek değil, tersine o güne kadar açıkladığı görüşlerine koşut so- nuçlaria önce tanımanın gerçekleşmesini ve sonra Kıbrıs sorununun Annan Planı temelinde yeniden ele alınmasını kabul eden anlayışla Roma'dan ayrıldı. Ikinci gerçek ise; Kıbrıs sorununun -bizimki/erin bit- ti dediği- Annan Planı temelinde yeniden ele alınma- sı görüşü, ABD'den AB'ye giderek ağırlık kazanıyor. Burada belirsizlik egemen. Yalaka sınıfı bile hâlâ Güney Kıbns'ı 17 Aralık'a kadar tanımayacağını açık- layan hükümetin, 17Aralık'tan sonra ne yapacağını bil- miyor. Kimilerine göre Türi<iye, müzakereler başladığı za- man 25 üyeden biri olan Güney Kıbns dev/etiy/e aynı masada oturacağının bilincindedir ve bu zorunlu du- rum, Güney Kıbns'ı bır şekilde tanımayı gerektırmek- tedir. Sözü edilen "birşekil" ise; uygun bir tanıma formü- lü, örneğin diplomatik ilişki kurmadan Ermenistan'ı ta- nımamız gibi bir formül! • * • Kasılmanın, gerilmenin, Kasımpaşalılık taslamanın ne anlamı var ne de değeri. AB ile mûzakerelere baş- lamayı ve sürdürmeyi istiyorsak, -çatlasak da patla- sak da- şöyle veya böyle üye Güney Kıbns'ı tanımak zorunluğu ile karşı karşıyayız. Bizimkiler. Kopenhag ölçütleri arasında Kıbns soru- nu yok diyedursunlar. Batılı çevrelerde -başta tanıma sorunu geliyor- Kıbrıs sorunu çözümlenmedikçe Tür- kiye'nin AB'ye üye olamayacağı söyleniyor. KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, hü- kümetin saklamaya çalıştığı gerçeği söyledi. Türki- ye'nin "müzakere tarihi verildiği günden itibaren müt- hiş baskılar altında olacağını ve TC, baskılara boyun eğerekKıbns Rum Yönetimi'ni tanımayolunda biradım atarsa, Kıbns'ıngideceğiyer(bir zamanlarcanımız, fe- da olsun kanımız diye haykırdığımız) Gint'ten başka bir yer değildir" diyor. Cumhurbaşkanı Denktaş da "Türkiye'yi istedikleri şekilde baskı altında tutmak daha kolay olacağı için" AB'nin, 17 Aralık'ta müzakere tarihi vereceğine inanı- yor. Tanımanın sonuçları ne olacak: KKTC'yi tanımaktan vazgeçmemiz olasılığı. Sulan- dırılmış 1960 Anayasası'na dönüş ve federasyonu, i- ki ayrı kurucu devleti, iki bölgeliği unutmak! KKTC Basbakanı Talat: Papadopulos için uyarı aldık LEFKOŞA (Cum- buriyet) - KKTC Baş- bakanı ve Cumhunyetçı Türk Partısı (CTP) Ge- nel Başkanı Mehmet Ali Talat, "17 Aralık öncesi Rum yönetimi lideriTasos Papadopu- los'u öfkelendirecek davranışlarda bulun- mamaları" yönünde dünyadan uyan aldıkla- rııu söyledi. Başbakan Talat, tek a- day olduğu, "Son Söz Bizim", "SözümüzVar Avrupa'ya, Kıbrıs'a" sloganıyla toplanan CTP'nin 19. olağanku- rultayında yeniden ge- G«lerl • aergi • Atelye nel başkan seçildi. Talat, yaptığı konuşmada. dünyanın ve Avrupa'nuı sustuğunu ve 17 Aralık zirvesini bekJediğini ifa- de ederek "Papadopu- los'u öfkelendirmeyin, veto gelebilir. Sakın ha yanlış bir şey yapma- >in" yönünde uyanldık- lannı söyledi. Talat, dünyanın nefeslerini tu- tarak 17 Aralık'ı bekle- diği bir zamanda mey- dan okumalannı isteyen dostlannı anlamadığını belirtti ve "KıbnsTür- kü'niin meydan oku- malardan çok çektiği- ni" söyledi. SARAAJI Tılsımlar" Seramik Sergisi 20Kasım-14Aralık'O4 * C2121İ69 8OU Fax '02'2 284 35 66 •tsetye AıerCd fHtfL l*>2«$ Uv«(iî-BT 11 00-19 00 arası açııdır SİMIKC ART Türk Resmindcn Oönemler (II) Sarkis Günsel Rafet Ekiz Mehmet Pesen Müfit İşler Ekrem Kahraman Muzaffer Akyol Serap Demırağ Lütfü Cülcül... Resim Sergisi 26 Kasım-10 Aratık 2004 Spor Cd. Akaygen Sk. 22/6 Macka 102121 260 60 53 EmekPlatformu'nu oluşturan örgütlerin başkanlan eylemhazırlıklan için bir arayagelecek Emekçi iş bırakacakAJVK4RA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SSK hastanelerinın devri ve Köy Hizmetleri 'nin kapatılma- sına dönük tepkiler büyüyor. E- mek Platformu, hükümete uyan için iş bırakma eylemlerine hazır olduğunu açıkiadı. Türk-lş Baş- kanı Salih Kılıç hükümetin "yan- lış yolda" olduğunu belırterek; "Sigortalı olarak prim ödeyece- ğim, vergi ödeyeceğim, devlet hastanesindeki yatırımları des- tekleyeceğim, gelip hastaneleri- me et konulacak. Bunu kabul et- mek mümkün değil" dedı. Emek Platformu Dönem Söz- sücü ve BASK Genel Başkanı Re- sul Akay dün yaptığı yazılı açık- lamayla, platformun yeni eylem- lere hazırlandığım belirtti. SSK hastanelen ve Köy Hizmetleri 'nin kapatılmasj konusunda hüküme- tin uyanlannj dinJemedığine dik- kat çeken Akay, "Hükömet 'De- diğim dedik, çaldığım düdük' edasıvla hareket ederek SSK hastanelerinin devrini öngören tasarıyı TBMM genel kurul gündemine indirmiştir" dedi. E- mek Platformu'nun yapılabilecek her şeyi yaptığını vurgulayan Akay, şöyle devam etti: "Emek Platformu bileşeni örgütler, son çare olarak üretimden gelen güçlerini kullannıaya mecbur edilmişrir. Söz konusu tasarıla- nn geldiği gün üretimden gelen güçlerini kullanacakJardır. £y- lemle ilgili hazırlıkların gozden geçirilmesi amacıvla pazartesi günü Emek Platformu'nu oluş- turan örgütlerin başkanlan toplantıya çağırılacaktır." Kılıç. Hükumet yetkisinl usulsüz olarak loıllanıyor Kılıç da Banka ve Sigorta îşçı- len Sendikası (BASS) 15. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, SSK hastanelerinin Sağlık Bakan- lığı'na devrine karşı çıkış neden- lerini açıkiadı. Anayasanın 60. maddesinin, "özel mülkiyet kav- ramı" içinde SSK hastanelerinin devrini reddettiğine dikkati çeken Kılıç, "bükümetin yetkisini ta- mamen usulsüz bir şekilde" kullandığını, yasa çıksa bile Ana- yasa Mahkemesi'nden döneceği- nı söyledi. SSK hastanelerinin hızmet standartlannın yetersiz ol- duğıınu kendilerinin de kabul et- tiğini Niırgulayan Kılıç, "Devlet yatırım yaptırmıyor, Hazine destek vermiyor. Ama özel has- tanelerin sayısı 255'e çıkarıJdı. Herhalde işler böyle yürümeye- cek. Ortak kullanım protokolü çerçevesinde aynı hastanede ça- lışan SSK'liler ile Emekli San- dığı üyelerinin ücretleri arasın- da da önemli oranlarda uçu- rumlar mevcut" diye konuştu. SSK açığının oluşmasında sağ- hk hizmetlerinin payınm düşük olduğunu belirten Kılıç, şu görüş- leri dile getirdi. "Sanki bakanlık hizmetlerinin kalitesi yüksek- miş gibi bir tablo ortaya konu- luyor. Örneğin, bizim de Bağ- Kur ve Emekli Sandığı üyeJeri gibi ilaçlarımızı serbestçe ala- bilmemizin sağlanması gereki- yor. 148 hastanemiz var. Bu has- tanede 718 adet başhekim ve yardımcısı var. Bunlar nöbete girmez. istenen seviyede hizmet \ermez. Hastane yönetim siste- mini getirin. reform olsun, biz buna da destek vereüm. Biz de hizmeti daha ivi alabilecek nok- taya gelmek isrijoruz." Evren: Nftelikli kamusal sağlık Istiyoruz SSK hastanelerinin Sağlık Ba- kanlığı'na devri, Ankara Tabıp Odası ve SES Ankara Şubesi'nce düzenlenen sempozyumda da tar- tışıldı. Sempozyumda konuşan KESK Genel Başkanı Sami Ev- ren, SSK'nin yönetilemediğini, ancak iktidann bozuk düzenden hareketle toplumu istediği şekilde yönlendırmeye çalıştığını, buna karşı durulması gerektiğini söyle- di. SSK'nin daha nitelikli sağlık hızmetı vermesı gerektiğini vur- gulayan E\Ten, SSK'nin işçilere verilmesi önerilerine karşı da ku- rumun zaten işçilerin malvarlığı olduğunu, öte yandan siviJ toplum örgütlerinin işletmecilik yapma- dığını kaydetti. Evren, "Bizişlet- me istemiyoruz, nitelikli kamu- sal sağlık istiyoruz" dedi. Yeni ekonomik programda yalnızca 1.7 milyon kişiye istihdam sağlanması öngörüldü Hükümet işsizi yine unuttu• Baştarafı 1. Sayfada sizlerin yanı sıra her yıl işgiicü piyasasına katılan 1 milyon kişinin daha iş aramaya başladığı tahrnin ediliyor. Türkiye'deki işsizlik oranı, Avrupa Bir- liği ülkelerindeki ortalamanın da çok üs- ründe bulunuyor. TÎSK tarafından hazırla- nan "Lizbon stratejisi" raporuna göre; Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 10.4 düze- yinde bulunurken; Avrupa Birliği ülkele- rinde bu oran yüzde 7.7 düzeyini aşmıyor. Toplam istihdamın aktif nüfusa oranı da Avrupa Birliği'nin 25 ülkesinde ortalama yüzde 62.8 düzeyinde olurken bu oran Türkiye'de yüzde 50.6 düzeyini aşamıyor. Türkiye, 32 OECD ülkesi içinde de "istih- damın en düşük olduğu ülke" niteliğin- de bulunuyor. Kutsal emanetleri teslim aldı Fener Rum Pafriği Bartholomeos, azizler Grigorios Theolog ve İoannis Hrisostamos'un kutsal cmaaetlerini Vatikan'daki Saint Peter Katedrali'nde düzenlenen törenle Papa II. Jean Paul'den aldı. Törenin ardından Papa'vla yemek >iyen Bartholomeos, kutsal emanetlerin teslimi için "Ortodoks ve Katolik kilisekri arasında gelişen iyi ilişkilerin simgesidir" diye konuştu. (REUTERS) 'Ekümenik'e soru önergesi ABD BüyükelçisiEdelman onurunadüzenlenecekyemekiçin dağıtüan daveifyelerdeFener Rum PatriğiBartholomeos için 'ekümenik'sıfatı kullanümasıMeclisy te krizeneden oldu EBRU ERDOĞAN Sözde Ekümenik Pat- rikliğin, ABD ,\rhonJuğu tarafindan ABD Büyükel- çisi Eric Edelman onu- runa düzenlenecek yemek davetiyelerinde kullanılan "ekümenik" sıfatı Mec- lis'te krize neden oldu. Dışişlen BakanJığı'na so- ru önergesi veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen. yabancı büyükelçilerin, 17 Ara- lık'tan önce yasalan hiçe sayarak istedıklerini yap- tığını belırterek "Çünkü herkes biüyor ki AKP hükümeti bu tarihte, AB'den müzakere tari- hi almak umuduyla bu yapılanlara ses çıkar- mayacak" dedi. NetepMgösterildl? Ankara'da 2 Arahk'ta Edelman onuruna verile- cek yemeğin, pek çok milletvekiline de gönde- rilen davetiyesinde, Fener Rum Patriği Dimitri Ar- hondoni Bartholomeos için yıne ekümenik sıfatı kullamldı. Öymen, son zamanlarda Ankara'dakı yabancı büyükelçilikler- de, îstanbul Fener Rum Patriği için ekümenik sı- fah kullandıklanna dikkat çekti. Patriğin bu sıfatı kullanmasına olanak ve- ren herhangi bir yasa ve- ya uluslararası antlaşma olmadığına işaret eden Öymen, "Cumhuriyet hükümetlerinden hiçbi- ri bu sıfatı tanımamıştır. Yabancı büyükelçilerin en önemli görevlerinden biri, bulunduklan ülke- nin yasalanna saygı gös- termektir" dedi. Oymen, Dışişleri Bakanlığı'na verdiği soru önergesinde "Aksi yönde hareket ederek patriğe, Türki- ye'nin tanımadığı ekü- menik sıfatını kullanan büyükelçilere ne tepki gösterilmiştir? Bu sıfa- tın kuUandmaması için bildirimde buiunulmuş mudur" diye sordu. İstanbul'da da 'ekumenllc' ABD'de bulunan ar- honluğun Başpiskoposu Demetrios'un Bartholo- meos onuruna düzenleye- ceği îstanbul'daki yeme- ğin davetiyelerinde de ekümenik sıfatı kuUanıl- dı. 1 Aralık'ta düzenlene- cek yemeğin davetiyesin- de, Fener Rum Patrikha- nesi, "Yeni Roma'daki Konstanrinopol'ün Ekümenik Patrikliği" olarak tammJandı. GUNDEM MUSTAFA BALB. • Baştarafı 1. Sayfada doğumundan dökümüne (ölümüne değil) gidışını ızlı ken uzun mevsimler boyu yaprak d/pleri çok dikkati çekmemıştı. llk kestanelerde kafama takıldı. llkbah; da uç verip yaz boyunca serpıle serpıle giden kestaı yaprakları, yazın sonuna doğru bır sonraki yıla hazırl nıyordu. Daha daüarında mevsimın yaprakları sallan ken dalın hemen dibinden önümüzdekı ilkbaharda uy. nacak yapraklann ılk tohumları beliriyordu. Görünce takılmıştım: llahi dostum kestane Sende yaşam kaç tane? Bu alışkanlığım giderek öteki ağaçlarla kurduğur dostluğa da yansıdı. Söğüt dallan rüzgârdatatlı tatlı sal lanıp yeryüzü ile gökyüzü arasında dans mı ediyor? He men dallardan bırinı tutup yapraklarının dibine eğılıyo rum. Hele ağustos geçmışse, mutlaka en dipte küçü cük bir noktacık vardır. Eylül, ekım biraz daha belirgin leşir. Yaprağın dıbı önümüzdeki yıl filizlenecek olan to- murcuğu üstten kavrar, herhangi bır kundaklamaya kar- şı adeta kundak olur. Bır bebeğı sanp sarmalar gıbı üs- tünü kapatır. Kasım gelip rüzgârla bırlıkte kasım kasım kasılırken, yapraklar kendilennı zamanın akışına bırakıp toprakla buluşur. O an dalda kalan tomurcuk üstünü bi- raz daha kalınlaştırmıştır. Kışın bütün soğuğuna, kan- na, yağmuruna hazır hale gefmiştır. Arta kaian söğüt dallanna bakar bakar takılınm: llahi söğüt Her şeyın öğüt! Ama çam ağaçlarından korkmuştum. Kasım başın- da daha aylarca yumuk kalması gereken yaprak par- maklannı usul usul gevşetmeye başlamışlardı. Etrafı sa- ran bınlerce, belkı mılyonlarca açık kahverengı lıf hafif- ten uzamıştı. Onlar bir parmak boyuna yakın uzadı mı uçlanndan yeşil yapraklar usul usu! kendinı gösterme- ye başlar... Bereket korktuğum olmadı. Geçen hafta başlayan karla birlıkte hemen kış düzenıne geçtıler. Olümsüzlük Iğdeler de öyledir. Tatlı, kırmızı un çuvalı meyveleri iyı- ce olgunlaştığında yapraklarda hafiften kuruma başlar. Hemen onların dibinde de baharda yaşayacaklanmızın müjdesi vardır. Etraft tüylümsü bır iki milımcık yaprak be- bek. Bütün kış boyu dallar neredeyse görünmez olacak. Ama ılkbaharda yapraklar beyaz yeşili uzayıp çiçeğe du- runca... Ne güzel kokacak... Uzun kışın ardından "kış" mevsimı de "kış" sözcüğü de tersine dönecek... Sonbaharın sonuna doğru nezaman bıryaprağın dö- küldüğünü görsem önce yaprağa sonra yaprağın kop- tuğu dalın dibine bakarım... Hemen her ağaçta da bır başka yenilenmenın hazırlığını gönjrüm. Nasıl bir sonsuzluk bu? Bir yaprak düşerken... Elbet hüzünlenir insan. Herdüşüşerken... Yapraklann o ince çıtırMan bir kınlma duygusu yara- tır msanda. Ama aynı zamanda bır karılma duygusudur o. He- men dıbindekı küçücük boğum yeni bır doğumdur. Yapraklar, dallar, bırsonbaharoturup, "mademkikış- la biriikte biz de ölüyoruz, bizden sonra tufan... Hemen dibimizden yeni bir doğum için çaba harcamak istemi- yoruz" deseydi... Ne korkunç olurdu! Ama demezler... Doğal olanı yaparlar. Yaşamm en doğal mucizesının yaşatmak olduğunu bılırier... Yoksa olümsüzlük, yaşama duygusunu yaşatma duygusuyla sanp sarmalamak mı? ankcum(a cumhuriyet.com.tr 'Amoçlon ronisoldönüşüm' EziJenlerin Sosyaüst Platformu üyeleri, Îstanbul Büyükşehir Beİediyesi tarafından gerçekleştiri- len ve bugün başlayacak olan l luslararası Kent- sel Dönüşüm Scmpo/yumu'nu protesto etti. Lüt- fı Kırdar Kongre ve Sergi Saravı binası önûne gelen grup. "Evlerimizi yıktırmayacağu;" yazılı pankart taşıyarak sempozyumun 'kentsel dönü- şümü değil rantsal dönüşümü" hedeflediğini ifa- de etti. Grup adına acıklama yapan Mehmet Leylek, sempozyumun metropollerdeki işçi ve emekçilerin yaşadığı semtleri hedeflediğini, zen- ginlere ait imarsız yüzlerce villanın ise yıkım projelerinin dışında tutulduğunu dile getirdi. (Fotoğraf: HÎLAI KÖSE) bakraçSANAT J EKIN NAYIR Resim Sergisi 2OKasım-1OAralık'O4 Tel 0216 362 18 26 - Fax 410 91 97 Sınan Ercan So* No 38 Ûztor atesı B Blok 81090 Kozyaıağı - Istanbut www bakrâc com Pazar fıanç açığız 11 00 18 00 Hürer veOrhan 'ınşanslannınyüksek olduğubildirildi İngiltere'de iki Türk aday LONDRA (AA) - in- giltere'de baharda yapıl- ması beklenen genel se- çimlerde 2 Türk adayın da yanşacagı kesınJeşti. Muhafazakâr Parti, çoğunlukla Türklerin yaşadığı Kuzey Hack- ney ve Stoke Nevvington bölgesinden Ertan Hü- rer'i millervekili adayı olarak göstermeye ha- zırlanıyor. Iktidardaki Işçi Partisi de Ayfer Or- han ı kuzey batı Camb- ridgeshire "dan aday gös- terecek. Hürer ve Or- han'ın, aday gösterildik- leri partilerde uzun za- mandır politika yaptık- lanna dildcat çeken sıya- si çevreler, Türk adayla- nn şanslarının yüksek göründüfünü belirtiyor. Londra'da yerel bazda yaym yapan Türk gaze- teleri de 2 Türk'ün aday gösterilmesini, "İngiliz siyasetinde Türklerin ilk kez ağırlıklı olarak yer almasını sağlaya- cak tarihi bir gelişme" olarak değerlendirdi. VEFAT Merhum Ahmet SÜER ile Zeliha SÜER'in oğlu, Kaya - Bilgi SÜER'in ağabeyleri, Itır SÜER'in amcası, Metin KILIÇ'ın kayınpederi, Dürrin ve ömür SÜER'in biricik babaları, Ayla SÜER'in çok sevgili eşi Emekli Noter AYKUT SÜER 27 Kasım 2004 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Naaşı 28 Kasım 2004 Pazar günü Alsancak Hocazade Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Yukan Nariıdere Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ Çiçek göndermek isteyenlerin E.Ç.E.V.'e bağışta bulunmaları rica olunur. (Tel: 0.232. 464 12 66 - 464 31 30 Hesap No: Ziraat Bankası Alsancak Şubesi 149556)