Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 KASIM 2004 PA2AR CUMHURİYET SAYh
17
I
Mectis'te hastane
ktıvgası çıknuş.
Çıkar. Meclis saten
hastanelik!
Bektronft posta: denizsoin6cummiriyetccm.tr Tel: 0.212.51205 05 Faks; 0.212.512 44 97
- AB müzakeresi için
Kıbns anahtar olacakmış...
"Türkive çilinair olmasın da!"
Tekirdağ
Milli Eğitim_
Bakanlığı, Öğretmenler
Günü'nü afişlerinde
Atatürk fotoğrafı
olmadan kutlarken,
Tekirdağ'ın düşman
isgalinden kuriuluş günü
de Atatürk fotoğrafı
olmadan kutlandı.
Silivri
Istanbul'da Silivri
llçe Milli Eğitim
Müdürlüğü'nün, bir
vakıf aracılığıyla
öğrencilere bedava
dağrttığı Türkçe
sözlükte "Laik"
sözcüğünün karşılığı:
Dini olmama hali,
dinsizlik, dine karşı
olan, din karşıtı.
Koleksiyon
Reha Bavbek:
"Başbakan, 36 marka
otomobi/in sergilendiği
fuarı gezdikten sonra
Başbakanlık değişik
markalarda 36 yeni
hizmet aracına
kavuşmuş olmalı!"
ir internet sitesinden fotoğrafıyla alıntı yap-
tığımız ve yorumsuz aktardığımız kısa bir ha-
bere göre Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde be-
lediyenin katkısıyla geceleri aydınlatılan bir
PKK mezarlığı yapılmış ve mezarlığın girişindeki gön-
dere de PKK bayrağı çekilmişti.
Bu haber üzerine Diyarbakır Atatürkçü Düşünce
Derneği'nden çok farklı bir bilgi geldi. Söz konusu me-
zarlığın Bismil Belediyesi ve Bismil'le ilgisinin olma-
dığını; mezarlık fotoğrafının PKK'nin biryayın organın-
da önceki yıllarda yayımlandığını ve yer olarak da
Kandil Dağı'nın gösterildiğini bildirdiler...
O halde Bismil'in adı niye böyle bir olayın içine ka-
rıştınlmak isteniyordu?
Bismil Belediye Başkanı Şükran Aydın'la konuş-
tuk... Belediye Başkanlığına bu yıi seçiien Şükran Ay-
dın, "mezarlık" konusunda haklı birtepki içindeydi...
Bayan Başkan, göreve başladıktan sonra Bismil'in
geri kalmışlık kaderini değiştirecek altyapı çalışmala-
BJsmil
rına ağıriık verdiğini anlattıktan sonra, "Birileri bu ça-
lışmalan sabote etmek istiyor olabilir" dedi.
Bismil, Diyarbakır'a 60 kilometre uzakta; geniş bir
alana yayılan ve resmi verilere göre 62 bin fakat son
yıllarda kırsaldan aldığı göçle 110 bin nüfuslu bir ilçe.
Belediye Başkanı Şükran Aydın, Bismil'in en temel
sorununun, "dünyaca ünlü" çamuru olduğunu söyle-
di. Alt ve üst yapı olmadığı için Bismil çamur içindey-
miş.
Aydın, lller Bankası'nın ihalesiyle yapılan kanalizas-
yon şebekesinin kusurlu çıktığını ve bunu saptadıkla-
nnı belirterek "lller Bankası'nın kusuru gidenmesi için
temaslara başladık. Kanalizasyon şebekesinin müte-
ahhit tarafından düzeltilmesini ve çalışır duruma geti-
rilmesini istiyoruz" dedi. Kilitli taş üretimi yapacak sis-
temi kurduklarını ve yollara kısmen taş döşeyecekle-
rini, kısmen asfalt dökeceklerini anlattı. Kısa süre için-
de de kaldırım yapımma başlayacaklarını bildirdi.
Başkan, mezarlık konusuna da değindi:
"Bismil'de beş mezarlık var. Bunlardan sadece bi-
rinin çevresi duvarörülü. Dört mezarlığın çevresi açık
ve hayvanlar otluyor. Bir belediye hizmeti olarak me-
zarlıklara dış duvar yapımı için çalışmalan da başlat-
tık ve tümünün çevresi kapatılacak. Bismil'de bir P-
KK mezarlığı olmadığı gibi beş mezariığımızın içinde
de ayn bir bölüm yok; herhangi bir mezar taşında ör-
güt amblemi bulunmuyor. Ancak, geçen yıliarda ça-
tışmalarda ölenler mezarlıklara gömülmüştür. Bu in-
sanlar gömülmeyecek mi? Dereye mi atılacak?"
Doğruya doğru; eğriye eğri...
Böylece internet sitesi "www.acikistihbarat.com"un
eğriliği ortaya çıkmış oldu... Ayrıca bu sayede Bismil'in
kanalizasyon şebekesinin yeniden yapımının takipçisi
olma fırsatı da doğdu...
Yatır
Akif Kökçe:
"Sorunlarına çözüm
bulamayan vatandaş
yatııiara koşuyor.
Ayaktakilerden hayır
yok, son umut yatırlart"
SESSÎZSEDASIZ(I) Tüpkiye'deki nükleer enerji planı $ -
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hil-
mi Gülerin, 2011 yılından itibaren dev-
reye girecek üç nükleer santral yapımı
planladıklannı söylemesi üzerine Çev-
re Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Cihan Dündar şöyle diyor:
"Gelişmiş ülkelerin tamamı nükleer
enerji programlanndan vazgeçmekte-
dir. ABD'de 1978, Almanya'da 1982,
Kanada da ise 1975'ten bu yana yeni
bir nükleer santral siparişi yoktur. Fran-
sa, 1997 yılından itibaren 2010 yılına
kadar nükleer programını askıya almış-
tır. Benzer şekilde rtalya, Rusya, Isveç,
Ispanya, Belçika gibi pek çok örnek ve-
rilebilir. Ülkemizdeki pek çok süreci
yönlendiren AB'nin gelecekteki enerji
projeksiyonlannda yeni nükleersantral-
lar bulunmamaktadır. ABD Enerji Ofi-
si'nin öngörülerine göre, yeni yatırımla-
nn sadece gelişmekte olan ülkelerde
olacağı belirtilmektedir. Sonuç olarak
gelişmiş Batı, nükleer beladan kur-
tulurken, bu belanın gelişme yolundaki
ülkelerin başına sanldığı görülmektedir.
Nükleer santrallann en önemli sorun-
larından birisi radyoaktifatıklardır. Dün-
yanın hiçbir bölgesinde, nükleer atıkla-
rın saklanması ve imhası için, lisanslı
bir çözüm ve depolama alanı bulunma-
maktadır. Nükleer santrallara sabip bir
çok ülke, bu atıklardan kurtulmak için
yasal veya yasal olmayan yollardan,
Türkiye, Tayvan ve Afrika ülkelerini de-
po olarak kullanmaya çalışmaktadır."
Enerji Bakanı'nın açıklamasının ma-
na ve ehemmiyeti şimdi daha iyi anla-
şılıyor!
Yüksek Yerilim Hattı
Bul karayı al parayı...
Koy Kjbns'ı kap tarihi!
erdincutku " yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCÎ
Kappadokya'da Kar...
Mevsimin ilk kannı "büyük
kentler"de ve "dağ köyle-
ri"nde karşılayanlann yine
yollan kapandı, yaşamlan ka-
rardı... Aynı karlı günlere Ka-
ppadokya'da kavuşan kimi
mimarlann ise adeta "yoflan
açıldı", umutlan tazelendi...
iMimarlar Odası'nın, "mi-
mariann >etkive sorumluluk-
lannı" tanımlayan yönetmeli-
ği, geçen pazar sabahı Nevşe-
hir'deki Dedeman Oteü'nin
penceresinden "kar altmdald
Kappadokya"yı seyrederek
uyanan mimarlann, bir gün
önceki "gerilimlerini" terk
ederek birbirlerine sanlmala-
n sonucunda karara bağlana-
bılmişti.
Çünkü, bir gün önce ve hiç
dışan çıkmadan, Kappadok-
ya'nın gizeminden yoksun bir
ortamda gece karanlığına ka-
dar tartışan mimarlar, yönet-
melikteki "ortak özlemleri"
yerine başka konulardaki
"karşrt fıkirterinin" tutsağı gi-
biydıler...
Ertesi sabah ise günü karla
karşılayan Kappadokya'nın
güzelliği, kim bilirkaçıncı kez
uygarca yaşamaya ve in-
sanca davranmaya esin
kaynağıoluyordu...
•••
Evet... Pen bacalan, gi-
zemü vadiler, yeraltı
kentleri, kayalara oyul- /
muş evler, kiliseler ve /
harta yerleşmeler...
Tûrkiye'nin en faz-
la turist çeken böl-
gesi Kappadok-
ya. aynı zaman-
da mimarhğuı
dcğa ve ya-
şamla olan
tarihselbağ-
laıını da
yeryüzün- f
ddden"öğ- ' '
retici" örnekleriyle kanıtlı-
TCT...
3u nedenle dünyanın dört
biryarundan mimarlık öğren-
cim "geleceğin mimarb-
p"na yönelik ütopyalanru
:eıginleştirmek için, "yaz
(fcullannı" burada düzenli-
vcrlar. "Yannm kenti" denin-
cetıerkesin aklına gelen "gök-
idenormanlan" yerine, o ba-
gtveilkel gibi görünen taş ev-
ler arasında mimarhğın "in-
«aıoD^ını'' öğreniyorlar...
•Mimarlann sonımJulukla-
nn" içeren yönermeligi gö-
lüanek üzere 19-20 Kasım
10)4günlerinde toplanan >Ii-
nırlar Odası Genel Kurulu
çn Nevşehir'in seçilmesi, iş-
e ?unedenle de çok anlamlıy-
a Kappadokya'nın vereceği
iramlar, aynı konuda kim bi-
ir*ederinlikli kararlar üretil-
mesini sağlayacak, ne denli
"mimarca" sonuçlara ulaşıl-
masına katkıda bulunacaktı...
Örneğin mimarhğın sadece
yapı tasanmı değil, yapıyla da
bütünleşen bir "peyzaj" sana-
tı olduğunu gözler önüne se-
ren bir Ürgüp'ün ya da kent
dokusu ile mimarinin birbirle-
rinden asla aynlamayacakla-
nnı haykıran bir Uçhisar'ın;
aynı şekilde mimarlığın çok
yönlü yaratıcılık ve bir "özen
kültürii" olduğunu kanıtlayan
Avanos'un tanıklığında, mi-
mann aynı zamanda hem pey-
zajdan, hem şehircilikten,
hem de kentsel yaşam ve me-
kân ilişkilerindeki karşılıklı
sevdalardan sorumlu olduğu-
nu vurgulayan düzenlemelere
artık kim karşı çıkabilirdi
ki?...
Ne var ki tarihsel ve doğal
çevrelerin bu "dersverfciduy-
gu dünyasnKİan1
' yoksun kala-
rak, mimarhğın kurallannı
tartışan kimi katılımcılar, san-
ki hâlâ büyük kentlerdeki o
bitmez tükenmez "pokmik
yanşuıda"gibiydiler... Enya-
lın konularda bile
,. "uyıım" yerine "uzlaş-
\ mazhğı" öne çıkartan
futumlanyla, Kappa-
dokya'dakı mimari
ahenge rümüyle ters bir
metropol çekişmesini"
genel kurula da yansıtır-
ken ne kadar gerilimliy-
diler...
• • •
Sonunda "ortak
cofknyu" yakalama-
ya da yine Kappa-
dokya esin kaynağı
oldu...
ilk günkü
"inallaşma"nın
ardından ertesi
sabah, mevsi-
min ilk kan-
nın nasıl da sevgi dolu bir say-
gı içinde doğayla buluştuğunu
gören mimarlar, aynı özenin
farklı fikirlerdeki "insancıl
buluşmalarn
a da yansıması
gerektiğini adeta "sezerek"
görüşmelere başladılar...
Bir gün önceki sert ve acı-
masız konuşmalann yerini ye-
niden "mimarlık'' almış, oy-
birliğiyle sonuçlandmlan yö-
netmelik maddeleri alkışlarla
kabul edilmişti...
Kappadokya, işte böylesine
tılsımlı bir dünya...
Mimarlann anılannda artık
kuşaktan kuşağa "kar altmda-
ki güzellikleriyle" kalacak.
Çünkü mimarhğın çağdaş ku-
rallannı belirleyen düzenle-
menin adı da "Kapadokya Yö-
neöneliği'' olarak anılacak...
oekinci(o cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net
ı
ÇtZGtLİK KÂMİL MASABACJ kamilmasaracioı mynet.com
HARBİ SEMİH POROY semihporoy(qyahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Kasun wtac.mumtas-arikan.com
WAGNER İLE COSIMA 'NfN A$K/..
1863'TE BUGÜN, ÜNLÜ BESTECİ KlCH/^eo WAGNEG YE SE\/G>U-
Sİ COS'AM VOM 8ÜL0I/, y/ff*4M BOYU Brgeı&LEISİHE &4ĞLI
oest/v AAtMAi/1 PL4A/ee 'LE Mur&u* £I/L/L/G/AJ/
SESTEC/ U£&
1/ Yl SEVMİÇTl. Bl'K. SÜIS£ SON/M, PEPIKOPULA/? /A/
• - - - - - - - - - çocueu
ÇL/A/KÜ,
O S/&4P/1, COS'M/4, P/X4Nİ£T~ H/INS l/OKt BÜLOW /L£" El/-
Lrypi! GENÇ ICAP'MtN EÇ/UPEAJ BOŞAM/P
PEKVE COStMrf, Öt-ÜM
POLU y/LL* i
•fSBS 'TE ÖLÜMÜMPEH SOM&4,
İ33O'A PEĞİM tffH
İLAN
TC
BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 2003/37
Karar No: 2004/750
Davacı vekili Av. Adem Tulukçu tarafmdan davalı Suat Çakıroğlu aleyhine mahkemetnize açılan boşanma davası Büyükçekmece 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003 '37 Esas ve 2004 750 Karar sayılı üamı ıle davanın kabulüne, tarafların boşanmalanna karar veril-
miş olup, dav'alı Suat Çakıroğlu'na tebligat yapılamamıştır.
Adı geçen davalı Suat Çakıroğlu tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilememiş oldugundan, davetiye yerine kaım olmak üzere
gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir.
7201 sayıh Tebligat Kanunu'nun 28-29 maddeleri gereğince Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/37 Esas,
2004/750 Karar sayılı ilamın tebligatuıın ilanen teblığine, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde karar tebligatının yapılmış sayılacağına
karar verilmiştir. 25.11.2004
Basın: 54393
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Münferit Bir Olay' üzerine
Inönü Stadyumu'nda 16 yaşında birfutbolseve-
rin bıçaklanarak öldürülmesinden sonra gazete
sayfalarında vetelevizyon ekranlannda "tribün te-
rörü"nü lanetleyen açıklamalar birbirini izliyor. Bu
açıklamalardan anlıyoruz ki, Futbol Federasyonu,
kulüp yöneticileri, stadyum yetkilileri, Inönü Stad-
yumu'nun güvenliğinden sorumlu özel güvenlik
şirketi, Emniyet Müdürü, Istanbul Valisi, Içişleri
Bakanı, spordan sorumlu Devlet Bakanı, Başba-
kan, sözlü, yazılı ve görsel medyamızın seçkin
mensuplan, herkes "bir gün böyle bir felaketle
karşılaşacağını" çok önceden görüp kamuoyunu
uyarmışlar. Hepsi sağ olsunlar.
Bu çok önceden farkına varmalann, uyarmala-
rın, alınan önlemlerin bir yaran olmamış ki, 16 ya-
şındaki lise öğrencisi Cihat Aktaş kendinden se-
kiz yaş büyük bir katilin bıçak darbeleriyle can ver-
miş. Herkesin her şeyi çok önceden görüp uyarı-
da bulunmasına, önlem almasına karşın suçunu
itiraf eden katil, cinayette kullandığı sustalı bıçağı
ayağındaki botun içinde stadyuma sokmuş.
Hani stadyuma giren herkesin üzeri aranıyordu?
Demek ki aranmamış. Hani kapılarda bıçak ve her
türiü madeni eşyayı bildiren dedektörier kullanılı-
yordu? Demek ki kullanılmıyormuş. Botunun için-
de sustalı bıçak saklayan katil stadyuma biletsiz
girmiş. Hani turnikelerden biletsiz kuş bile uçurul-
muyordu? Demek ki uçuruluyormuş. Tek bir bilet-
le üç kişi, beş kişi turnikelerden geçebiliyormuş.
Eğer şimdi dökülen gözyaşları "timsah göz-
yaşlan" değilse ilgililer/yetkililer insanlann üstle-
rinin niçin aranmadığına, detektörlerin niçin kul-
lanılmadığına, biletsiz kişilerin niçin içeriye so-
kulduklanna ilişkin sorulann yanıtlannı bulacak-
lardır. Inşallah!
• • •
"Inşallah" diyorum, çünkü benim umudum yok
denecek kadar az. lilgililerin/yetkililerin bu cinaye-
ti "münferit bir olay" olarak degeriendirmeleri bi-
le tek başına umutsuzluğumun güçlenmesi için
yeterli. Ne demek "münferit birolay"! Ya da han-
gi "bire bir cinayet" münferit değil? Yoksa olayın
gerektiğince ciddi değerlendirilmesi için binlerce
karşrt yandaşın birbirine girdiği, tribünlerin kan gö-
lüne dönüştüğü, onlarca, yüzlerce genç yaşamın
noktalanacağı bir katliam mı bekleniyor?
Yıllardırgenç kalabaJıkJar "ölmeye, ölmeyegel-
dik", "Musalla taşı vız gelir bize" diye haykırarak
doldurmuyorlar mı stadyumlan? Hep bir ağızdan
hakemlere, karşj takımın yöneticilerine ana avrat
sövmüyorlar mı? En ufağından en irisine kadar il-
gililer/yetkililer bu haykınşlan, bu küfürleri duy-
muyoriar mı? Neredeyse her yerde ve her maçta
sahaya, futbolculann, hakemlerin kafaJanna ma-
deni paralar, çakılar, bıçaklar, plastik su şişelen
atılmıyor mu? O ilgililer/yetkililer bunlan görmü-
yorlar mı? Görüyorlarsa niçin müdahale etmiyor-
lar, niçin önlem almıyorlar? Cihat Aktaş'ın kalbi-
ne saplanan o bıçak da sahaya atılan bıçaklar gi-
bi bir bıçak değil mi? O zaman neresi "münferit"
bu olayın? llgililerin/yetkililerin gözleri önünde ha-
kemleri, futbolculan yaralamak kastıyla sahaya
atılan, ama nedense stadyumlara sokuiması ön-
lenemeyen bıçaklardan ne farkı var, Cihat Aktaş'ı
öldüren bıçağın?
• • •
Deplasmana giden takımlann otobüsleri taşla-
nıyor. Taşıtlann camlan, çerçeveleri indiriliyor. Na-
sıl oluyor bu? Olabiliyor? Onca polisin arasında o
taşları atanlar, otobüslerin camlannı çerçevelerini
indirenler bu cesareti nereden buluyorlar? Bazıla-
nnın gözaltına alındıklannı, fakat kimlik tespitinden
sonra salıverildiklerini duyuyoruz. Sonra? Insan
dolu otobüsleri taşlamak, içindekileri korkutmak,
sindirmek, yaralamak bu ülkede suç değil mi? öy-
leyse neden yargılanarak hak ettikleri cezalara
çarptınlmıyor bu suçlular? Yoksa birtakım ilgili-
ler/yetkililer tarafından korunuyoriar mı?
Botuna sakladığı sustalı bıçakla stadyumda ci-
nayet işleyen katil de futbolculara, hakemlere ana
avrat söven, tribünlerde ölüm çağıran, sahaya bı-
çak fıriatan, otobüs taşlayan o kalabaJıklardan de-
ğil mi? O zaman "Ne münferitliği" diye sormadan
edemiyor insan.
e-posta: dkavukcuoglutasuperonline.com
1 2 3 4
B L J L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SÖLDÂSfSAĞA:
1/ Zorunlu
neden. 2/
"Tann kabul
etsin" anla-
mında kulla-
nılan söz-
cük...Biryet- 5
kinin, yasa-
nın ya da ka-
rannyürürlü-
ğe girmesine
karşı çıkma
hakkı.3/Ser-
gen... Ressamlann
boya karmakta kul-
landıklan levha. 4/
Aktinyum elementi-
3
ninsimgesi...Birpa-
rarun belirli bir kim-
seye ödeneceğini
gösteren senet. 5/Iki
ağzı da keskin uzun 8
bıçak... Çiftlik uşa- 9
ğı. 6/Üstü açık boru... Bir nota. 7/Derinliği az me-
tal kap... Bir kümes hayvanı. 8/Yemen'in ekono-
mik başkenti... Insan bedeni çevresindeki manye-
tik alan. 91 Güney Anadolu'da yaşayan ve halk
edebiyatı şiir rürlerinden birine adını vermiş olan
Türkmen boyu.
YLTCARIDAN AŞAĞIY\:
1/Eski bir ağıriık ölçüsü birimi... Ileri sürülerek
savunulan düşünce. 2/Asma kütüğu... Her yanı
suyla çe\Tİli kara parçası. 3/Fas'ın kuzeyüıdeki
sıradağlar... Ankara keçisüıinyününe verilen ad.
4/Kalayınsimgesi... Denge. 5/Italya
1
dabirova...
Hububat tozu. 6/ Kolaylıkla aldatılabilen... Bir
renk. 7/Deniz yosunlanndan çıkanlan bir tür je-
latin... Tann'ya göre insan. 8/ "Beni görüp yönün
— dönersin" (Karacaoğlan). 9/ Otomobilde di-
reksiyon ile tekerlek arasuıdaki bağlanhyı sağla-
yanmil... "Bugün — /Bugün beni ilk defa güne-
şe çıkardılar" (Nâzım Hikmet). * f