Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2004 PAZAR
12 PAZAR KONUĞU
Petrolmühendisi Necdet Pamir'le dünyada verilenpetrol savaşını, TürMye'ye etkilerini vesonuçlannı komtştuk
S f l Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOĞLU
l*yla.tavsanoghı@ cumhuriyetcom.tr
Dünyamn bu bölgesinde kirli bir savaş tüm şiddetiyle sürüyor.
Son olarak Fellıece 'de kadın çocuk dinlemeden Amerikan askerleri
önhrine çıkan irtsanları öldürüyorlar. Taş îaş üzerinde
bırakmıyorlar. Vahşet, dehşetkolgeziyor. Vebütünbunlarneiçin
yapılıyor? Birtakım petrol lobilerinin adamlanmn
kışkırtmalarıyla ABD Yönetimi 'nin dünyamn tüm enerji
kaynaklarını sahiplenmekte hakkı olduğıına inanır hale gelmesi
yüzünden... Böylece ABD Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP)
gerçekleştirme yolunda adım adım üerliyor. Öteyandan bu
coğrajy-ada önemlifıziki bir konumda olan Türkiye ve onun
hükümeti kollarmı kavuşturmuş yaşananfelaketlere seyirci
kalıyor. Ne uğruna? Kirlipetrolden belki de biryudumcukpay
kapma, birilerinin gözüne dahafazla girebilme uğruna... Ama öte
yandan ülkenin bir enerjipolitikası yokmuş, birilerinin çıkarları
için Mavi Akım yüzünden ülke insanı kazık üzerine kazıkyemiş;
idrnin umurunda? Nasılsa her şey yapanın yanına kâr kalmıyor
mu? Yılların deneyimlipetrol mühendisi Necdet Pamir le bunları
konuşurken artık geleceğe umutla bakmakmümkün mü?
Petrol insanın kurdu-ABD 'nin 11 Eylül' olaylanndan sonra önceAf-
ganistan 'a, ardından da Irak 'a müdahalesinin ki-
mi çevreler tarafmdam bir enerjiya dapetrol sava-
şı olarak nitelendiğinibiliyoruz. Siz bunu nasılgö-
rüyorsunuz? Bu göriişlere katılıyor musunuz?
NECDET PAiV&R - Ben bu görüşe büyük oranda
katılıyorum Büyük oranda dememin nedenı enerji
her şeyin belirleyicisi demenin çok iddialı olacağı.
Isterseniz daha somut rakamlardan gidelim. ABD,
bugün kabul etsek de etmesek de dünyada en çok ener-
ji rüketen. tek başına dunya toplam enerjisinın yüz-
de 25'ini tüketen bir ülke. Petrolde de hemen hemen
aynı rakamı söyleyecegim. Dünya toplam ham pet-
rolünün tek başına yüzde 25"ini rüketiyor.
Daha ilginç bir rakam .. ABD, dünyada toplam
benzinin yüzde 45'ini tüketiyor Ham peîrofde ABD 'nin
dışa bağımlılığı yüzde 57'ye ulaşmış durumda Ya-
ni. daha açık söylemek gerekirse günde 20 milyon
varilin üzerinde petrol tüketiyor; bunun yüzde 60' ına
yakınını ithal ediyor. ABD Enerjı Bakanlıgı nin yap-
tığı kestınmlere göreyse 2025 'te sadece ham petrol-
de dışa bağımlılığı yüzde 57'den yüzde 70'e çıkacak.
- Ya doğalgazda?
PAMİR-Doğalgaz bugün yükselen bırkaynak. Ama
burada bir parantez açarak söylemek istiyorum, Tür-
kiye'de doğalgaz çok yainlış kullanılıyor. Elektrik üre-
timinde çok aşın kullanıhyor ABD'nın doğalgazda
bugünkü dışa bağımlılığı yüzde 15 Ama 2025'te.yı-
ne kendi kestirimlerine göre bu oran yüzde 34"e çı-
kacak. Petrol ürünlerinde de dışa bağımlılığı var. Bu-
gün petrol ürünlerinde de dışa bağımlılığı yüzde 15
Giderek enerjide dışa bağımlılığı artan bir ülkenin
enerji kaynaklan üzerinde tasanrrüaryaprnarnasını bek-
lemek mümkün değil
İthalat yollarının kontrolü
-1yi de niye Ortadoğu 'ya bu kadar odaklamyor?
PAMİR- Üretilebıhr. ıspatlanmış dunya petrol re-
zervlerinin yüzde 65'i Ortadoğu "da. Bunun dışında.
Suudi Arabıstan, Irak, Iran gıbı ülkelerde potansiyel
rezervler olduğunu da düşünebüıriz. United States Ge-
ological Survey'in araştarmalanna göre dünyada var
olan 1.147 triryon varil üretilebilir petrol var. Bunun
bir buçuk katı daha, yani yaklaşık 3 trilyon varile yak-
laşan petrol olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla, bu-
günden yanna petrol bitıyor demerun çok gerçekçi
bir tarafı yok. Dünyada bugün ulus ötesi büyük pet-
rol şirketleri var. Bu dev şirketler dünyanın her coğ-
rafyasına giriyorlar. Aslında kavga şu: Ister adına
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ıster Genişletilmiş
Ortadoğu Projesi (GOP ı deyin, 1973-74 petrol kriz-
lerinden sonra, başka ağababalan da olabilir, ama
bu, Kissinger Ekolü'nün devamıdır "Petrol Arapto-
ra bıraküamayacak kadar önemlidir" özdeyişı de
onundur "Okİahomahlar, Teksashlann Arap petrol
sahalannı yönetmeleri gerekir" fikn de Kissinger'e
aittır ABD. bu bolgeye hem kendisı ve müttefıkle-
rinın kesıntisız petrol akışım sağlamak hem de Çın,
Avrupa gibı olası yükselebilecek güçlenn ithalat yol-
lannı kontrol edebihnek için de yaklaşıyor.
Bir kere tasanmın enerji boyutunda hedef. petrol
sahalannın kontrolünün ele geçirilmesi Bunu işgai-
le yapabileceği gibi, üretim paylaşım anlaşmalan de-
nilen uzun erimli, 30-40 yıl süreli. Azerbaycan. Ka-
zakıstan'da örneğini gördüğümüz anlaşmalarla da bu
kontrolü ele geçiriyor.
70'lere dayanan tezgâh
- Bu anlaşmalann özelliği nedir?
PAMİR-Bu özel tip anlaşmalarda şirketler için kâr-
lar azamiye çıkanlıyor, ama ülkeler için koşullar o
kadar da uygun değü. tster BOP, ister Yeni Dünya Dü-
zeni deyin. ama ABDnin Ortadoğu daki politikala-
nnı şöyle düşünebiliriz:
1. Üretim paylaşım anlaşmalanyla petrol sahala-
nnın kontrollerinin ele geçirilmesi.
2. Bugünkü ağırlığını önümüzdeki yıllarda daha da
arttıracak olan Basra Körfezi 'nin ve benzer suyolla-
n ve taşıma yollannm ele geçirilmesi.
3. Dünya petrol ticaretinin kontrol edilmesi.
4 Olabildiğince petrol fiyatlannın kontrolü. Bu-
nu kendı başına yapamayacağı için OPEC gibi yapı-
lanmalan zaafa uğrattığı ve içeriden kontrol edebil-
diği sürece en azından petrol fiyatlanrun kontrolünü
de elinde tutmaya çalışacak. Ben Bush Yönetimi'nin
yakın geçmişte olanlardan çok fazla ders aldığından
emin değilim.
Her ne kadar Iran "sorumhı adımlan aöp dün-
ya kamuoyuna tek tarafh olarak iyi niyet gösterse
NECDET PAMÎR
Ortaöğrenimini TED Ankara Koleji'nde,
yükseköğrenimini Orta Doğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ) Petrol Mühendisliği
Bölümü 'nde tamamladu Uzun yıllar Petrol
Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyeliği ve
daha sonra beş yü süreyle başkanlığı yaptu
Kamudaki görevleriyle çatıştığı için daha
sonra aynldu TMMOB 'de 15 yıl aralıksız
yönetim kurulu üyesi oldu. Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı'nda (TPAO) 2Sytldırher
kademede çalıştu Genel müdür muavinliği
yaptu TPAO'nun kadrolu çalışanu Ancak CHP
Meclis Grubu enerji danışmam olarak geçici
görevde bulunuyor. Kimi bazı kurumlara da
enerji danışmanhğı alamnda kathda
bulunuyor. Çeşitli üniversitelerde uluslararası
ilişkiler öğrencilerine uluslararası enerji
politikalan konusunda dersler veriyor. Sıklıkla
yurtdışında konferanslara konuşmacı olarak çağnltyor. Uğur Mumcu Araştırmaa
Gazetecilik Vakfı 'nin kuruluşundan beri enerjipolitikalan konusunda
öğretmenlerinden birisL Enerji alamnda, Türkçe ve İngilizce çok sayıda yayını var.
bfle" Irak'tan sonra hem fran, hem Suudi Arabis-
tanhedefgösterüiyor Ama dediğim gibi, bu 1973-
74'ten beri pişirilen bir tasanm. Carter Doktri-
nı'yle somut bir adım daha attılar.
ABD güdümünde ırak hükümeti
- CarterDoktrini'niokuyuculartmız için kısaca
açar mısınız?
PAMİR - Körfez'deki petrol akışının herhangt bir
biçimde kesılmesı ABD için bir tehdit sayüacak ve
ABD'nin bu konuda askeri müdahale dahil her tür-
lü hakkı saklıdır. biçıminde bir yaklaşım. Onun ar-
kasından gelen bütün başkanlarla adım adım "AcüMü-
dahakGücü", "Merkezi Kumanda Gücü" gibi bir-
takım yapılanmalarla ilerlediler Daha sonra Afganıs-
tan, arkasuıdan da Irak'a müdahale geldi. Bunlar çok
daha önceden tasanmlanmış, odağında da enerji kay-
naklannın ele geçirilmesi, taşıma yollarının kontro-
lü ve mümkünse de petrol ticareti ve fıyatının kont-
rol edilmesinı hedefleyen bir master plan var.
- Ya Suudi Arabistan?
PAMİR - Aramco'nun millileştırilmesinden son-
ra Suudi Arabistan'ı şimdi daha fazla yabancı yatı-
nma olanak veren bir yapıya zorluyorlar. Bunun ilk
adrmlannı gaz sektöründe attılar Bu durumu Irak'ta
aşamamışlardı. Çünkü Saddam döneminde ABD ve
İngıltere Irak'a ambargo uyguluyordu. Bu arada pet-
rol şirketleri ABD yönetimini dezavantajlı duruma
düştüklen gerekçesiyle eleştiriyorlardı Böyle ikili bir
yapılanma vardı. Ama Saddam döneminde Fransa,
Çin ve Rusya'ya özel anlaşmalarla hak veriliyordu.
Kavganın temelinde Saddam'rn BM Güvenlik Kon-
seyi 'nin üç dairru üyesi olan Fransa, Çin ve Rusya'yı
ABD'ye karşı kullanma taktiği de vardı Bu, bir öl-
çüde de başanbydı. Öte yandan, iddianın biraz da öte-
süıe geçen bir olgu, Saddam'ın bu üç ülkeye ve bun-
lann yönetimlerini etkileyecek birtakım yapılanma-
lara kişisel çıkar da dahil olmak üzere daha düşük fi-
yatlardan petrol satarak varlığım sürdürmeye çalış-
masıydı. Dolayısıyla ABD bu tür yapılanmalara ken-
di açısından son vermeyi, hem de Irak'ın isparlanmış
dünya rezervlerinin yüzde 11.5'iolan 115müyarva-
rillik çok zengin petrol rezervlerinden yararlanmayı
kafasına koydu. Şimdi tamamryla ABD'nin güdümün-
de çalışan Geçıcı Irak Yönetimi adı altındaki hükü-
met. eski anlaşmalann neredeyse tamamını geçersiz
olarak tarumlıyor ve tngüiz ve ABD petrol şirketle-
rine yeni haklar vermeye çalışıyor. Ama bunun ha-
yata geçirilebılmesi için seçimlerin yapüıp meşru bir
hükümetin de işbaşına gelmesi Iazım
Afgan yönetlcllerl, petrol loblslnden
- Peki, yakın bir gelecekte bu olabilir mi?
PAMİR- En azından meşruiyet açısından yakın ge-
lecekte pek olabilir görünmüyor. Yani bu kargaşa da-
ha uzun süreceğe benzer. Özeüemem gerekrrse Af-
ganistan'a, Irak'amüdahalenin temelinde. enerji kay-
naklanmn her anlamda kontrol edilmesinın bulundu-
ğunu düşünüyorum. Afganistan ise stratejik olarak
önemli bir coğrafyada. Ama en çok Çin'e, Japonya'ya
yönelecek petrol ve gaz boru hatlan güzergâhının
üzerinde olması önemini arttınyor. Özellikle Ame-
rikan UNOCAL (Union Oü of California) kuruluşu,
bugün ABD Yönetimi"nin Afgan yönetimindeki bir-
takım yapılanmalarla uluslararası terorizmin odağın-
da görülüyor. Pazarlık masasına oturmakta da hiç te-
reddüt etmedi. Afganistan'a diplomat olarak gönde-
rilen HamitKarzai. Zahnan Halüzatdahil, birçok yö-
neticı de zamanında LfNOCAL'ın danışmanlan, yö-
neticileri olmuslardır. Aynca, bugün ABD Dışişleri
BakanhğYna getınlecek olan CoodokezzaRkeChev-
rom'un, Başkan Yardımcısı Dick Cheney de Hali-
burton'un danışmanlandır. Yani, hepsi uluslararası pet-
rol lobisınden geliyorlar Dolayısıyla bu siyasi, bü-
yük oyunun içinde petrol, enerji kaynaklan vazgeçil-
mez bir rol oyuyor.
- Sizce Türkiye bu oyunun neresinde?
PAMİR- Bir kere, Türkiye petrol oyununun için-
de biraz yaya kaldı. Bunun temel nedeni, Türkiye'nin,
özellikle son on yıllarda ciddi anlamda bir enerji po-
lırıkası olmayan bir ülke olarak ortaya çıkmasıdır. Tür-
kiye'nin sadece uluslararası arenadadeğil, kendi coğ-
rafyasuıda bile çok sınırlı enerji çalışmalan var.
•Peki, bütün dünya ülkeleri enerji kaynaklan ve
petrol yüzünden birbirleriniyerlerken Türkiye ne-
den bu alanda bu kadar atıl kalıyor?
PAMİR- Bakın, Türkiye'nin birikimi, teknik ele-
manı var. Ama polıükasızlık nedeniyle bu oyunda ye-
terince etkili olamayan bir ülke konumunda. Sovyet-
ler Birliği'nin dağümasından hemen sonra Türkiye
Azerbaycan'a, Kazakistan'a açıhrken de bunun sıkın-
tılannı çekti; hiçbir zaman olması gereken yerde ola-
madı. Bizim Türki denilen Orta Asya cumhuriyetle-
riyle ne kadar ortak yanımız olsa da hem Rusya hem
de öbür ülkelerin oralara çok daha güçlü girdikleri-
ni görüyoruz. Zaten Rusya o coğrafyayı onlarca yıl
yönetmiş. Ama onun ötesınde petrol rezer\-
alamn-
da bir dev. Evet, köhne bir dev, ama potansiyeliyle,
birikimiyle o oyunun kurallannı, o coğrafyada nasıl
oynayacağını, yöneticilerle nasıl baş edeceğini çok
iyi bilen bir güç. Onun ötesinde para ve teknolojide
daha çok ABD ve îngiliz şirketleri var.
Fransız ve Itah/an şirketlerinin bile o coğrafyada
Türk şirketlerinden daha etkili olduklannı görüyoruz.
Aynı şeyi Irak için de söyleyebiliriz. Öte yandan Tür-
kiye'nin birtakım askeri yapılanmalann içinde görev
alma dışında Afganistan'da çok fazla bir etkinliği ol-
madı. Türkiye Afganistan'da zaten petrol boyutunda
hiç yoktu. Irak'ta ise mütevazı diyebileceğim bizim
TPAO'nun, çok az da birtakım Özel şirketlerin çalış-
malan vardı. Özellikle, rezervi 1.2 miryar varil olan
Garat petrol sahasında TPAO neredeyse 10 yıldır ora-
ya gidiyor, geliyor, somut bir noktaya bir türlü vara-
mıyor. Burada şöyle bir kıyaslama yapmak istiyorum.
Türkiye 'nin bugün kalan ürerilebilü" rezervi 300 mil-
yon varil. Irak'ta sadece bir saha bile bunun dört ka-
tı rezerve sahip. Mansuriye gaz sahası var. Orada
TPAO, Tefken, BOTAŞ üçlüsü yıllardır uğraşır. On-
lar da hâlâ somut bir noktaya gelemediler.
- Sadece Azerbaycan 'dan alınan gazın yeniden
satışı hakkı yok mu?
PAMİR - Var. Ama o da Bakû-Ceyhan ve ona pa-
ralel yapılacak Şah Denizi sahasından Güney Kaf-
kasya Boru Hattı olarak adlandrnlan boru hattı. Tür-
kiye üzerinden geçecek ve böylece gaz Avrupa'ya ih-
raç edilebilecek.
Türkiye'ye biçilen yol daha çok üslerinden yararlanmak biçiminde • Türkiye entegre bir politika uygulamadığından başarılı olamadı
Türkiye köprü değil, engelolur Kaynakçeşitlüiğiönemsenmeü
- Türkiye'ye enerji konusunda biçilmeye ça-
lışılan rolleri nasıl değeriendiriyorsunuz?
PAMİR-Türkiye'ye biçılmeye çalışılan rol da-
ha çok askeri potansiyelinden, üslerinden yarar-
lanmak biçiminde. Bu noktada Türkiye'nin çok
daha akılcı polirikalar izlemesı Iazım. Ama ilk
önce de kendi yapılanmalannı doğru oturtması,
yani şirketlerin doğru yapılanması, enerji poliri-
kalanrun doğru oturtulması gerekli.
- Türkiye 'nin enerji köprüsü olmasından söz
ediliyor. Bu sizce ne kadar içtenlikle telaffuz
edilen bir söyiem ?
PAMİR - Tamam, güzel. Ama sıklıkla tekrar-
ladığım bir benzetmeyi burada söylemeden geçe-
meyeceğım. Siz coğraf i olarak doğru bir yerde du-
ruyor olabilirsiniz. Ama onun gereklerini yerine
getirmezseniz orada durmak sizi köprüden çok en-
gel konumuna da getirebilir. Bakın. AB'nin, hız-
la bmüyen çok büyük bir petrol ve gaz açığı var.
Yani 2020'Ii yıllarda AB'nin ithal etmesi gereken
mıktar. 600 miryar metreküpü bulacak. AB. bu-
gün bu ihtiyacını ağırhkla Rusya'dan karşılıyor.
Asıl ka>Tiak çeşitlüiği içinpotansiyel Azerbaycan
ve Türkmenistan gibi Hazar Havzası ülkeleri ve
Ortadoğu Türkiye gazı pahalı alıyor. Öte yandan
Rusya, kendi pazan olan AB'ye Türkiye'nin gaz
satmasını niye kolaylaştırsın ki? Bütün bunlann
hepsi önceden düşünülmeli. Yeraltı gaz deponuz
olmalı ki ileride kullanabilesiniz. Bunlann hiçbi-
ri planlanmadan. "Biz doğru yerde duruyoruz.
Türkiye bir köprüdür" demenin çok fazla bir cid-
diyeti yok.
- Bir de yıllardır yeni bir gaz boru hattının
olusturulmasına çalışılıyordu. Bu ne oldu?
PAMİR - Kerkük-Yumurtalık dışında yeni bir
gaz boru hattı için yülardır uğraşüıyor. Ama Tür-
kiye'nin biraz daMavi Alam, Rus gazına çok faz-
la ağırlık vermek gibi yanlış gaz alım anlaşma-
lan nedeniyle o boru hattı da hayata geçirileme-
di. Esas yanlış, kaynak çeşitliliğine önem veril
1
memesinden kaynaklanıyor. Irak'tan Türkiye'ye
10 miryar metreküplük bir gaz boru hattı inşası
düşünülüyordu. Türk şirketleri dikey entegre ve
uluslararası yapılanmalara uygun olmadıklan,
maddı güçleri sımrlt olduğu, ama esasta Türki-
ye olarak entegre bir politika uygulayamadığımız
için bu enerji oyununda başanlı olamadık.
- Türkiye nasıl entegrepolitika uygulayamadı?
PAMİR- Öraeğin Dışişleri Bakanlığı, Enerji
Bakanlığı'na bağlı şirketler farklı farklı politika-
lar uygujadılar. Bu yapının içinde yer alması ge-
reken TÜPRAŞ, Petrol Ofısi, DÎTAŞ gibi bazı
şirketler özelleştirme kapsamına alınmıştı. Ama
BP, UNOCAL EXXON MOBIL, bugün arnk
kalmayan AMOCO gibi devlerin tümü dikey en-
tegre şirketler. Yani bunlann tümünde arama,
üretim, taşıma, rafinaj, dağıtım, pazarlama örgüt-
lü. Mali güçsüzlüğünüzü, politika yoksunluğu-
nuzu. şirketlerinizin yetersiz yapısmı bir kenara
koyun, Azerbaycan. Kazakistan gibi ülkelerde ol-
duğu gibi bu coğrafyada da başanh olmamızın
alt koşullan yoktu. Birikim, potansiyel var, ama
doğru politika olmadığı için başanlı olamadığı-
düşünüyorum.
Mavi Akım
büyük
kazık
-Ama Şah Denizi 'nde henüz ne kadar rezerv ei-
duğunun bilinmediği beyan edü'ıyordu...
PAMİR-Son olarakŞahDenizi'nde rezervlerinmik-
tannı 100 milyar metreküp daha arttırdılar. Ama
1994'te yaptığımız ön çalışmada 16 milyar metre-
küplük bir gaz alımı öngörmüştük. Ama sonradan
Mavi Akım'a, oraya buraya öncelik verildi. O miktar
da 6.6 milyar metreküpe düştü. Bu boru hatlan öyle
ki yol üzerinde Türkiye gibi önemli bir tüketici oldu-
ğu zaman bunlann ekonomikliği de artar. Ama dedi-
ğim gibi, siz rakamı küçülrtüğünüz ve kendinizi, tü-
keteceğinizin çok üzerinde gaza boğduğunuz zaman
onlan kuuanamıyorsunuz. Kaldı ki Şah Denizi şu an-
lamda da avantajlıydı: Bir kere ulusal petrol şirkeri-
niz TPAO'nun Şah Denizi sahasında yüzde 9 payı
var. Bu çok önemli bir avantaj ve güç. Öte taraftan,
' Bakû-Ceyhan'aparalelbirhatolduğutakdirdeheriki
hattın da yaünm ve işlerme maliyetleri ciddi boyufta
düşecekti ve birbirinin şansını arturacaktı.
- Mavi Akım mı bunlann önünü kesti?
PAMİR- Evet, ne yazık ki öyle. Baktığımda, gele-
ceğe yönelik umutlanm olabiür, ama bunlan bir se-
kiz on yıl öteledik. Iran'dan alınan gaz şimdi tahkime
gitti. Çok önemsedığim Azerbaycan gazını alıp üçün-
cü taraflara satmakla bu coğrafyada önemli bir oyun-
cuolmanız çokkolay değü. Hem Irak'tan, hem Iran'dan,
hem Suudi Arabistan'dan, hem Katar'dan, her taraf-
tan gelecek gazın Avrupa'ya gidebilmesi için en ca-
zip teklifleri sunabilecek dunımda olmalısınız. Bura-
da en önemli kozlannızdan bir tanesi sizin de tüketi-
ci olmanız. Mavi Akım'dan 16 milyar metreküp gaz
almak yerine böyle bir kanaldan alsaydınız AB'ye
üyeliğiniz de Avrupahlar açısından cazip bir unsur ola-
bilirdi. Ama bunlan yanlış polirikalar nedeniyle bir
başka bahara erteledik, gibi görünüyor.
-MaviAkım'ageridönersek... Yönetimkademe-
lerindeçok dMyvkuzluklar nedeniyleMaviAkun'uı
ahnmasınmzorunlu halegeldiği haberieri vardı Siz
1
bunlara katılıyor musunuz?
PAMİR - Ben bir bürokrat olarak elimden geldiği
kadar ve sınırlan da zorlayarak böylesi bir projenin
Türkiye'nin çıkanna olmadığını başlangıcından beri
dile getirdim. Daha yolsuzluklar, usulsüzlükler oluş-
madan çok önce, stratejik, ekonomik ve teknik ola-
rak bunun sıkıntılar doğuracağını söyledim ve Türki-
ye'nin çıkarlan açısından karşı çıktim.
Türkiye'nin bu kadar fazla gaz tüketemeyeceğüü
ve tüketemediği zaman dabununbedelini Ödemek zo-
runda kalacağını, abartılı talep tahmınleri yapıldığı-
nı söyledim. Daha önceki enerji bakanhklan ve on-
lann bu alana oyuncu olarak sürdüklen bürokratlann
yapüklan hesaplarda, örneğin. 2010'da 55 milyar met-
reküp gaz tüketeceğimiz söyleniyordu. 3-4 ay önce bu
rakam düzeltildi ve 2010'da 40 milyar metreküp tü-
keteceğimiz hesaplandı.
En pahalı gaz Türklye'de
- Peki. bulS milyar metreküpfazladan gaz ne ola-
cak?
PAMİR-Bakın, bumiktarneredeyse tek başına Ma-
vi Akım kadar. Aynca, 2020 yüı öngörüleri, TPAO,
DPT, Elektrik Mühendisleri Odası, özel şirketler, Dün-
ya Bankası, Uluslararası Enerji Ajansı'nm bütün uya-
nlanna rağmen 83 milyar metreküptü.
Bugün BQTAŞ'ın sitesine girip bakın. 2020 yüı ön-
görüleri 83 milyar yerine 44 miryar metreküp.
lldncisi, teknik olarak çok riskli bir projeydi. Ama
yapüdı. tşletme aşamasında ciddi sıkıntılar olacakü.
Oldu. Yani bunun bir bedelinin olacağı ve son tahlü-
de bunun faturasını Türk tüketicisinin ödemek duru-
munda kalacağını söylemişrik. Sonuçta bugün Rus-
ya'dan neredeyse Avrupa'nın en pahalı gazını alıyo-
ruz.
- Şu andafıyatı nedir?
PAMİR - 2003 'te bin metreküpüne 133 dolar öde-
dik. Bu çok yüksek bir fıyat. Bu işle uğraşan herkes
de bunu büir. Bugün konu TBMM Soruşturma Ko-
misyonu gündeminde. Ügüi bakanlar Yüce Divan'hk
oldular. Orada yolsuzluk ve usulsüzlük sözcükleri
arasında çok dückatli davranmamız gerektiğini düşü-
nüyorum, ama en azından usulsüzlük boyutunda Ma-
vi Akım'ı yapabümek içinmünhasırhakverümesi Tür-
kiye'yi oradan da sıkınnya soktu. Bu hak ÖHS diye,
Öztaş-Haznedaroğlu-Stro>'transgaz diye bir konsor-
siyuma verildi. Bunun normal bedelin çok çok üze-
rinde olduğu da açık. O hakkı cazip küabilmek için
birsürü ödünverildi. Bunlannmutlakabir şeküde he-
sabının görülmesi laztm. Devlet Denetleme Kurulu ra-
porlannabakın. Tüketemeyeceğimiz gaz için 2014 yı-
lına kadar ödeyeceğimiz para fazladan 14 miryar do-
lar. Bir de bu yap-işlet-devret santrallannın çok pa-
halı elektriği garanriyle satması nedeniyle devlet 2019
yıhna kadar elektriğe 19 nülyar dolar daha fazla pa-
ra ödeyecek. Bunlan topladığınız zaman kamunun
üzerine 2019 yüına kadar sadece bunlardan yüklenen
fazladan yük 33 milyar dolar.
-tyide,iş bitmiş. Hesabmı sorsanız ne olacak?
PAMİR-Belki bir dahayapümaması içinömek teş-
kil edebilir. Mavi Akım aynca Rusya'yla üişküerinüz
açısından da yararh olmadı. Örneğin önümüzdeki
günlerde Rusya lideri Putin gelecek. Rusya'yla Tür-
kiye çok önemli ortaklıklar yapabüecekleri projeler
yaratabilirler. Ama en sakıncah şey yine bu münha-
sırlık hakkı.
Şimdi birtakım ışadamlannın adlannın ortalücta
dolanması büe bu üişküeri zedeliyor. Karşı tarafta
muhataplanmızbununne demekolduğunubüecek ka-
dar sağduyulu. Daha önceden devletten devlete iş
yaparken çok daha mutluyduk.