Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2004 CUM/
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul PB 15 Sinop B 17 Adana
Edırne SY 15 Samsun
B 23
B 16
Klocael/ PB 18 Trabzon B 15
Çanakkale SY 18 Giresun B 15
Izrmir Y T9 Ankara PB 12
r/lanısa Y 16 Eskişehir PB 15
Aydın Y 20 Konya PB 12
D«nızlı PB 16 Sıvas B
ZonguJdak PB 17 Antalya Y 21 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkân
Van
B
B
B
B
B
B
B
20
13
13
11
13
8
9
Yurdun kuzey ve batı kesım-
len parçalı bulutlu. kryı Ege
Batı Akderıız kıyılan ıle ak-
şamsaatlennden sonra Mar-
mara'nın batısı yağmur ve HelSinkl
DIŞ MERKEZLER
PB -1
K -3
sağanak yağ.şlı. dıger yerter StOCkholm K -3
az bulutlu geçecek. Hava sı- j -j w w
caklığı tum yurtta artacak.
L o n a r a
L_ 2
Ruzgârgüneyvebatyönter- Amsterdam Y 7
den orta. oğte saatlerinden Brüksel Y 5
sonra yurdun batı kesimle- p ri
y ^
nnde zaman zaman bdos- £ 3 2 5 1 Ş
tan kuvvetlı ve ksa surelı fır- Bonn Y 4
tına şeklınde esecek. Münih Y 4 Zünh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
B
Y
Y
Y
Y
PB
3
11
16
9
16
13
18
20
Y 7 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
Y
Y
Y
PB
Y
PB
Y
2
11
5
14
13
17
-3
23
Y 17
Taşkent
Tahran
f Açık ^ 5
Par<
î
al
' : Stslı ^ Bulutlo t
Çok bulutlu ı Yağmurlu Sulu kar k Gok gumltülu
G U N C E L CÜ1VEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
da artarak 1 milyar 717 milyon liraya yükseldiği-
nin farkında olmamaları doğal.
Ana muhalefetten, örneğin TBMM Başkanı Bii-
lent Annç'ın anayasayı "birkez olsun delme" giri-
şirniyle doğrudan ilgilenmesini de bekleyemezdik.
Bir gazete okunj, ana muhalefetin üzerinde dur-
ması gereken bu olayı kamuoyuna taşıyor. TBMM
Başkanı Annç'ın Şeker Bayramı'nda AKP Genel
Merkezı'nde "partili gibi bayramlaşarak anayasal
suç işlediğini" söylüyor.
Başkanın "üyesi bulunduğu siyasalpartinin veya
parti gnıbunun Meclis içinde ve dışındaki faaliyet-
lerine görevi gereği olan haller dışında katılamaya-
cağını"öne sürüyor.
Birvatandaşındikkatiniçeken-artıkTürkiye'miz-
de benzerleri önemsenmeyen- bu olaya tepki bek-
lerken; ana muhalefet Meclis Başkanı Annç'ın bay-
ram günü parti genel merkezine gelmesini teşek-
kürle karşılıyor.
• • •
Ana muhalefetle iktidarın el ele kol kola başarı-
dan başarıya koştuklannı kanıtlayan bir başka ge-
lışme, TBMMAdaletAltKomısyonu'ndayaşanıyor.
Şenat hükümlerini şöyle veya böyle yollardan ger-
çekleştirmeye çalışan AKP iktıdarı, zına bunalımın-
da sonra, bu kez kadını kadın doktorun muayene
etmesini CMUK'a yerleştirmeye girişti. Nasıl olduy-
sa, ana muhalefet bu konuya muhalefet etmeyi gö-
rev saydı. Arafat'ın cenaze törenine birlikte gider-
ken özel uçakta ne gibi al gülüm ver gülüm olduy-
sa oldu ve... madde alt komısyonda "kadının mu-
ayenesinin isteğe bağlı olarak birkadın doktor tara-
fından yapı/abileceğine" dönüştürüldü.
Bu sonuç, ana muhalefet liderinin özel söyleşiler-
de yinelemekten keyif aldığı "Bu iktidan çabalanmız-
la yönetiyor, yanlış yapmasını engelliyor, yaptığı yan-
lışlan düzeltmesinisağlıyoruz" sözünü haklı çıkanyor.
iktidarın yanlışlarını düzeltmek, muhalefet yoluy-
la iktidarı yönettiğine inanmak... Bizımkine özgü
muhalefet anlayışı!
Biraralar açıklamalarıyla muhalefetin varlıöını du-
yumsatan Genel Başkan Yardımcısı Onur Ğymen,
AB de konuşur, Kıbns sorunu de açıklama yapar,
bakanın, Dışişleri Bakanlığı'nın yanlışlarını ustaca
yüzlerine vururdu. Nedense öymen de sustu.
O konuşmayınca, örneğin 17 Aralık'a doğru AB
ülkelerindekı lehimize aleyhimize olan gelişmeler,
ana muhalefet gözüyle kamuoyuna yansımıyor.
• • •
Türkiye ile müzakereler başladıktan sonra tam
üyeliğin kaç yıl sonra geleceği, merak uyandıran ko-
nuların başında geliyor.
Elbet bir hesapları olacak; Almanya Başbakanı
Schröder'e, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac a gö-
re tam üyelik ancak en erken 10, en geç 15 yıl son-
ra. Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker
ise daha ınsaflı; 10-13 yıl diyor. Ya bızimkiler? Ses-
sizliğe oynuyorlar.
Neye karşı çıktıysak nafile. 2005'in Mart ayında
müzakerelerin başlamasında direndik. Türk mevzu-
atını yeni baştan taramanın gereksizliğıni öne sür-
dük. Ne çare, ocakta dönem başkanlığını üstlenme-
si beklenen Lüksemburg Başbakanı'nın açıklama-
ları tersini söylüyor: "AB Komisyonu tarama süreci
için zamana gereksiniyor, bu nedenle müzakerele-
rin ikinci altı aya başlaması söz konusu".
17 Aralık'a kadar veya 17 Aralık zirvesınde baş-
ka bir engel çıkarılmazsa müzakerelere başlamak
gelecek sonbahara kalıyor.
El ele kol kola iktidarla muhalefetimiz, müzakere-
leri öne almak, tarama karanndan vazgeçirmek için,
bakalım yeni bir girişim başlatacaklar mı?
Ana muhalefetin görev anlayışı muhalefet yapmak
değil, iktidarı yönetmek, yanlışlardan çevirmek ol-
duğunagöre...
Böyle bir girişime öncülük etmesini beklemek
hakkımız... Değil mi?
SÖYLEg/ATTİLÂlLHAN
"...'ABD Barışı'nın
'Asıl' Anlamı!?.."
• BaştarafıArka Sayfada
ba hangi?) düşman
toprağının, 400 kilo-
metre içlerine roket
gönderebilen, General
Dynamic'in kaçak kru-
vazörü gibi; ya da,
1980'li yıllarda, Sovyet
Donanması'nı tahrip
için tasarlanmış, otuz
adet hücum denizaltı-
sı benzeri. O tehlikeli
oyuncaklar ki, hesap
sâhibine tanesi -alıcı
ya da satıcı oluşuna
göre- 2 milyar dolara
patlarya da kâr edindi-
rir. Ya da Sovyetler'in
savunmasını delmek
ve Mig uçaklarını tah-
rip amacıyla; Locked
Martin'in özel olarak
tasarladığı, hepsi ses-
ten hızlı uçan o uçaklar
ki bugün, terorizmle
mücadele bahsinde,
ne işe yarayacakları
anlaşılamaz..."
"...bu silahların tek
eksikleri, karşılarında
savaşılacak bir düş-
manın olmayışı. Olmaz
olur mu, nasıl olsa bu-
lunacak. Çok gerekir-
se, icad bile edilebilir.
Zoru mu var? Bunun
için, askeri/endüstriyel
kompleksin, yan resmi
sayılabilecek sözcüsü
Frank Gaffney'e kulak
vermek yetiyor; kendi-
si, Washington'daki, o
hayli nüfuzlu Center
forSecurrtyPolicyadı-
nı taşıyan, tirk tank ku-
ruluşunu yönetmekte-
dir; hali tavn düpedüz
aristokrat, sakalı bıyığı
zarifâne kesilmiş Gaff-
ney, bu konuda demiş
ki: '-...düşman mı? bunu
bilmeyecek ne var: Düş-
man elbette Çin'dir; ona
karşı silahlanmak gere-
kiyor!..' Tamam, anla-
şıldı; Afganistan'dan, I-
rak'tan sonra, demek
bu sefer, Çin'e karşı
savaşılacak. Gaffney,
sözlerine şöyle devam
etmiş: '-...bundan emi-
nim! O kadar ki, en geç
on yıl içinde bu savaşın
olacağını söyleyebili-
rim!' Işte birbirinden in-
ce ve zarif, birbirinden
usturuplu, onca silahı,
tasarlamak ve üret-
mek; ve tekrar üret-
mek, ve tekrar üret-
mek ihtiyacı da bun-
dan doğuyormuş za-
ten!..")
Celin oynayalım...
(...şimdi isterseniz,
gelin oynayalım! Başın-
dan beri 'marifetlerini'
sıraladığımız şahısların
adlarını değiştirip, işa-
damlarına, sanayicilere,
tink tink kuruluşu uz-
manlarına, politika es-
nafına vs... Türk isimleri
verelim; ortaya çıkacak
o görkemli (!) tablo, aca-
ba hepize bildik bir ülke-
yi hatırlatacak mıdır, ha-
tırlatmayacak mıdır?)
Uluslararası Af Örgütü: Dünyada 300 bin çocuk asker silah altında
Terhis bekleyen çocuklarOSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Ana ağırlığı-
nı Afrika'run oluşturduğu ve ha-
len dünya üzerinde çeşitli yoğun-
luklarda sürmekte olan savaş ve
ıç savaşlar, çocuk askerlerin
damgasıru taşıyor. Çok sayıda in-
san hakJan yardım örgütü tara-
findan hazırlanan ve Almanya'da
açıklanan ortak raporda, çocuk
yaşta binlerce insanın kanlı çatış-
malara taraf olarak çekildiği \ıır-
gulandı. Almanya Cumhurbaş-
kam Horst Köhler. çoculdann
katılımı nedeniyle yaşanan tra-
jik gelişmelerin önüne geçilme-
si için çagnda bulundu.
Almanya'da 8 insan haklan ve
yardım örgürünün oluşrurduğu
"Çocuk Askerlerin Kullanıl-
masına Karşı Koalisyon" çer-
çe\esinde açıklamalarda bulu-
nan "terre des hommes"ın Al-
manya şubesinden Andreas
Rister, çocuk askerlerle ılgili
olarak iyileşme olmadığının al-
tmı çizdi. Afganistan, Angola ve
Sierra Leone'deki savaşlann bit-
mesiyle 40 bin çocuğun "terhis
edildiğine" dikkat çekilirken
yakınlarda art arda patlak veren
iç savaşlarda bu rakamın tekrar
yükseldiğı hatırlahldı. Fildişi Sa-
hili, Sudan ve Liberya'daki çatış-
malarda on binlerce çocuğun eli-
ne silah tutuşturulduğu, ancak
yine de dünya üzerinde halen
kaç çocuk asker bulunduğuna
dair kesin rakamlar verilmesinin
mümkün olmadığı bildirildi.
Uluslararası Af Örgütü 'ne gö-
re, dünyada 300 bin çocuğun si-
lah altında olduğuna dikkat çe-
ken Rister, "Bu uluslararası bir
felakettir, buna karşı daha
giiçlii bir çıkış yapılmalıdır.Al-
man hükümeti de çocuk asker-
ÇOCUK SUÇLULAR
Hırsızlık ve
yankesicilik
ilk sırada
tSTANBUL (ANKA) - Tür-
kiye'de ciddi bir sorun oiarak
ortaya çıkan çocuk suçluluğun-
da ilk sırayı mala yönelik suç-
lar alıyor.
"Cezaevinde Bulunan Ço-
cukların Temel Özellikleri ve
SuçTipleri" konulu araştırma-
da, 1994-2001 yıllan arasında
cezaevinde bulunan çocuklann
suç profili araştırıldı. Türki-
ye'de hükümlü ve tutuklu olan
11-18 yaş grubunda 2 bin 91
çocuk bulunuyor. Çocuklann
yüzde 97.7'sini erkekler oluştu-
ruyor. Çoğu ilkokul mezunu
çocuklann işledikleri suç tiple-
rinde ilk sırayı yüzde 31.1 ile
sahtecılik, dolandıncıhk, hır-
sızlık ve güveni kötüye kullan-
ma gibi suçlar alıyor. Gerçekte
hırsızlık oranlannın yüzde
90'lara vardığı ileri sürül-
dü.Değerlendirmeye göre, ço-
cuklann eğitim seviyesi düş-
tükçe suç işleme oranı artıyor.
Yüzde23u cocuk
Mayına lyılda
8 bin kurban
Istanbul Haber Servisi - Kara mayınlan ne-
deniyle son bir yılda 65 ülkede toplam 8 bin
65 kişi ya yaşamını yitirdi ya da sakat kaldı.
Yüzde 86'smı sivillerin oluşrurduğu mayın
kurbanlannın, yüzde 23'ünü çocuklar oluştu-
ruyor. Türkiye'de toprağa döşeli 1 milyon,
stoklarda ise 3 milyon mayın bulunuyor.
2004 Yılı KaramayınJan Raporu, Makina
Mühendisleri Odası'nda düzenlenen basın
toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplanh-
da konuşan SODEV Başkanı Ercan Kara-
kaş, dünyada 180 ile 185 milyon civannda
mayının stok halinde bulunduğunu belirte-
rek, Ottawa Sözleşmesi'ne katılmayan 42 ûl-
kenin 15'inin mayın üretmeye devam ediyor
olmasının kaygı verici olduğunu söyledi.
Temlzlemek 90 yıl sürer
Mayının çıkanlmasının zor ve pahalı olduğu-
nu dile getiren Karakaş, tank mayınlannın
sökülmesi için geliştirilen yeni araçla günde
20 bin metrekarenin temizlenebildigini belirt-
ti. Karakaş, "Teknoloji kullanılmazsa tüm
mayınJann temizlenmesi 90 yıl sürer" dedi.
Celecek endişesi yaşanıyor
Dünya liderleri
güven vermiyor
Haber Merkezi - Dünya Ekonomik Forumu
için Gallup tarafından 60 ülkede yapılan ka-
muoyu yoklaması, dünyada insanlann çoğu-
nun siyasi liderlerine güvenmediğini göster-
di. "Halkın Sesi" araştırması yaîdaşık 50 bin
kişinin kattlımıyla yapıldı. Dünya çapında ve
ABD'de ankete katılanlann yüzde 45'i, dün-
yanuı gelecek kuşaklar için daha az güvenli
olduğuna inanıyor. Batı Avrupa'da bu görüş
yüzde 55 civannda destek buluyor. Afrika'da
ise halkın yüzde 50'si dünyanın daha güvenli
olacağına inanıyor. Politikacılann dürüst ol-
madığına inananlann oranı yüzde 63, işadam-
lannın dürüst olmadığına inananlann oranı
ise yüzde 43 olarak ortaya çıktı. Halklan tara-
findan en az güvenilen siyasi liderler yüzde
87 ile Latin Amerika'da, yüzde 84 ile batı As-
ya'da, yüzde 82 ile Afrika'da ve yüzde 46 ile
Batı Avrupa'da bulunuyor. Almanya'da oran
yüzde 76'ya çıkıyor. Kuzey Amerika'run
yüzde 50'si liderleri dürüst bulmuyor. En
yüksek güvensizlik oranı yüzde 96 ile Ekva-
tor'da tespit edildi. En düşük güvensizlik ora-
nında ise yüzde 3 ile Singapur başı çekiyor.
lere yardım için daha etkin ol-
malıdır" diye konuştu.
çocukları kaçırıyorlar
UNICEF Almanya Sözcüsü
Rudi Tarneder de günlük
u
SüddeutscheZeitung
n
a yap-
tığı açıklamalarda, yeni savaşla-
nn yüzünü artık çocuklann oluş-
turduğunu, özellikle Fildişi Sa-
hili'ndeki çatışmalara yüzlerce
çocuğun elinde silahla katıldığı-
nı söyledi. Afhka'daki birçok ül-
kede hem hükümete bağlı ordu-
nun hem de muhalif silahlı grup-
lann çocuklan silah altına al-
maktan çekinmediği belirtilir-
ken geçen yıl bu amaçlarla Ku-
zey Uganda'daki Lord's Resis-
tance Army adlı silahlı grubun
DoğuAfiika'dan kaçırdığı çocuk
sayısmda bir patlama yaşandığı
belirtildi. Sadece Kongo'da 30
bin askerin "görev yaptığı",
Burundi'de ise 10 yaşındaki ço-
cuklann bile çatışmalara katıldı-
Almanya'da camikundaklandı
Almanyanın Heidelberg kenti yakınlannda bulunan Sins-
heim kasabasında bir cami kundaklandı. Heidelberg Savcı-
lığı, kimliği belirsiz kişilerin önceki gece geç saatlerde cami-
nin kapısına bir molotofkokteyli aftığını. kapının üzerindc-
ki bir camın kırıldığını, tahta kapının da hasar gördüğünü
bildirdi. Caminin iç bölümünün hasar görmediği belirtildi.
ğı saptandı.
Tecavüz edlliyor
BM Çocuk Haklan Konvansi-
yonu çerçevesüıde ve 18 yaşın
alhndaki askerlere karşı ulusla-
rarası girişimlerde bulunulması
istendi. Yayımlanan raporlarda,
kız çocuk askerlerin Afganistan
ve Kolombiya gibi ülkelerde da-
ha çok flziki ve cinsel baskıya
maruz kaldığı, sık sık tecavüz
olaylan yaşandığı vurgulandı.
YENİTCKAFLARJ
9 katliam
hukumlusu
daha serbest
ANKARA (AA) - Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sı-
vas davasında "Anayasal dü-
zeni zorla bozmava kalkışma-
ya iştirak" suçundan 7 yıl
6"şar ay ağır hapis cezasına
mahkûm ettiği 9 hükümlüyü,
yeni TCK uyannca tahliye etti.
Edinilen bilgıye göre, Sıvas
davası hükümlülerinden Bün-
yamin Eliş. Bülent Karaviğit,
Gazi Tufan. Ahmet Kaşkaya,
Yusuf Ziya EUş. Yalçın Kepe-
nek, Merin Yokuş. Serhat Oz-
gentürk. İlhanıi Çalışkan hak-
lannda önceki TCK'nin 146 3.
maddesi uyannca hüküm kurul-
duğu. ancak söz konusu düzen-
lemenin yeni TCK'de yer ahna-
dığı gerekçesiyle tahliye iste-
minde bulundular. Baş\aırulan
inceleyen mahkeme, hükümlü-
lerin taleplerini yerinde buldu.
Sıvas davası hükümlülerinden 3
kişi daha önce TCK gereğince
tahliye edilmişlerdi.
Gülen'in 'Türkiye'de kan gövdeyi götürecek' şeklindeki açıklaması tepkiyle karşılandı
' ABD'den fetva veriyor'• Baştarafı 1. Sayfada
sa iyi oJur" dediğini anlattı.
Gülen'in açıklamalannı değer-
lendiren CHP'li Gazalcı, Gülen'i
elindeki somut belgeleri yargıya
sunmaya çağırdı. Gazalcı. "Tür-
kiye bir hukuk devleti ve hu-
kuk devietinde biz istihbaratı
Fethullah Gülen'den alıyorsak
vay bizim güvenliğimize" dedi.
Cinayetlerî bîliyor muydu?
Berhan Şimşek, Gülen'in üst
düzey görev yapmış birinin ken-
disine "kan gövdeyi götürecek"
yönündeki sözlenne \urgu yapa-
rak "Kimler kan dökecek, kim-
lerin kanı dökülecek? Ben ken-
disini ciddiye almıyonım ama
kendisini ciddiye alan maalesef
çok sayıda kişi var" dedi. Bugü-
ne kadar birçok aydının faili meç-
hul cinayetlere kurban gittiğini
anımsatan Şimşek, "Bu açıkla-
maları yapan Gülen'in bundan
önceki cinayetlerden haberi var
mıvdı acaba, Iğur Mumcu,
Bahriye Üçok, Muammer Ak-
soy için de duyumları var mıy-
dı? Kendisiyle konuşanlar o za-
manlarda da bilgi vermişler
miydi" diye sordu. Şimşek, her
firsatta "ülkeye hizmet etmek-
ten onur duyduğunu" söyleyen
Gülen'in görüşrüğü isimleri açık-
lamasmın ülkeye en büyük hiz-
met olacağını kaydetti.
Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncı, Gülen'in söz konusu de-
ğerlendirmeleri nasıl yaptığının
merak konusu olduğunu belirte-
rek "Bu değerlendirmeyi neye
dayanarak, nereden esinlene-
rek yapıyor bilemem. Bunun
böyle olmasını isteyenler var da
kendisi de onlara tercümanlık
yapıyorsa burada daha bü>ük
bir terslik var diye düşünüyo-
rum" dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Başkanı Ertuğrul Kazan-
cı, Gülen'in "empervalist bir
ülkenin topraklarını mesken
ruttuğunu" belirterek "Oranın
dünya görüşüyle demekki şöy-
le ya da böyle bağdaşır bir ha-
li var. Halbuki o ABD, bugün
Büyük Ortadoğu Projesi'yle
hem gelişmekte olan ülkelere
hem de İslam dünyasına pençe
atma durumunda. Böyle bir ül-
kede rahat rahat vaşamakla
nasıl bir kompozisyon içerisin-
de olduğu da ortaya çıkıyor"
görüşünü dile getirdi. Gülen'in
Türk yargısıyla muhattap olma-
sı gerektiğinin altını çizen Ka-
zancı, "Hangi nispet kanıtlara
oturduğu anlaşılamayan so\ııt
ve tüyler ürpertici saptamalar
söz konusu.Araştırılması gere-
kiyor" diye konuştu.
Şirin'den soru önergesî
Bağımsız milletvekili Şirin de
konuyu TBMM'ye taşıdı. Şirin,
Gülen'in, Türkiye'de yeniden fa-
ili meçhul cinayetlerbaşlayacağı,
ülkenin topyekün kargaşaya sü-
rükleneceği iddialan konusunda
Içişleri Bakanı Abdülkadir Ak-
su tarafından yanıtlanması iste-
miyle soru önergesi verdi. Şirin,
iddialarla ilgili Gülen'den AB-
D'de ikamet ettiği adrese derhal
bir emniyet ve istihbarat timi
gönderilerek ifadesinin alınıp
alınmayacağmı da sordu.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
da da olur...
Sanırım Chirac, Bizans oyunları oynama yarışı
yapsak herkesin kendine göre ayrı bir yeteneği or-
taya çıkar, demek istedi...
Sanırım Chirac, bakın Fildişi Sahilleri'nde bize
karşı bir çıkış sezdik, kimseye acımadık, onlarca
kişi öldürdük. Gerekirse daha da öldürürüz. Zaten
Afrika'nın önemli bir bölümünü kaptırdık, kalan
Batı Afrika kesimlerini de kaptırmaya hiç niyetimiz
yok. Bunun için Bizans oyunu dahil her şeyi oyna-
nz, demek istedi...
Sanırım Chirac, av öykülerini hep avcılar yazdı-
ğı sürece kaybeden hep avlananlar olacak. Bu de-
ğişmez bir kuraldır. Şimdi Irak'ta olup bitenlere se-
yirciyiz. özellikle Kürtlere çok kızıyoruz. Madam
Mitterrand onların hamisiydi. Şimdi gittiler Ame-
rikalılara teslim oldular. Saddam döneminde mil-
yarlarca dolarlık petrol kuyusu işletme hakkı elde
etmiştik. İlk firsatta onları yeniden gündeme geti-
receğiz. Ancak şu aşamada biraz zor görünüyor.
Hele bir Amerika'nın burnu biraz daha sürtülsün,
bakarız. Orada oynanacak daha çok oyun var, de-
mek istedi...
Sanırım Chirac, demokrasi ve insan hakları oyu-
nunu biz de çok seviyoruz. Her ülkeye lazım. Sınır
içi sınır dışı her politikaya lazım. Irak'tan sonra sıra-
nın iran'a geleceği söyleniyor. Humeyni'yi iktidar
uçağına Fransa'dan bindirmiştik. Şimdi de bir şey-
ler yapabiliriz. Iran yönetımınden de işaretler alıyo-
ruz. Iran'ı niye tümüyte Rusya'nın kucağına itelim ca-
nım, demek istedi...
Eş ek modeli!
Sanırım Chirac, yahu biz böyleyiz ama, Türki-
ye'deki yönetim farklı mı? Onlar da kendilerince
oyunlarını oynuyorlar. AKP, iktidarı vermemek için
her şeyi vermeye hazır. Biz de bunun bilincinde ola-
rak ne zaman hangi adımı atacağımıza karar vere-
ceğiz. Buna varsın Türkler mehter adımı desin, var-
sın Fransız kararsızlığı desin... Aslanda biz AKP ile
birbirimizi anlıyoruz. Ama tutup da şimdi, AKP ile
Fransa, Türkiye'ye karşı anlaştı dedirtmenin de âle-
mi yok, demek istedi...
Sanırım Chirac, Türkiye'ye karşı sürdürülecek
politika daha çoook su kaldırır. Zaten ucundan söy-
iedim. Müzakere süreci yıllaralabilir. En sonundada
yine halkımıza soranz. Onlar ne derse o olur. Ama
bu zaman diliminde Türkiye'den istediğimiz her şe-
yi alınz. Biz Türkiye'ye girelim de, Türkiye ne zaman
AB'ye girer bakarız, demek istedi...
Sanırım Chirac, bu Almanya ıle çok iyi geçiniyor
gibi görünüyoruz ama, bakmayın göruntüye. So-
ğuk Savaş'ın en soğuk günlerinde bile benim hal-
kım, Rusya'dan çok Almanya'dan korktuğunu söy-
lerdi. Şimdi kimi çıkarlarımız ortak. Al işte Türkiye'ye
birlikte 1.5 milyar dolarlık uçak sattık. Bakarsın de-
vamında tren de satarız, vapur da. Sonra bunların
işletmesini de biz alırız. Ama bütün bunlar Alman-
ya'ya karşı dikkatli olmamızı engellemez. Zaten Do-
ğu Avrupa'daki pastanın çoğunu onlara kaptırdık.
Daha fazla kaptırmayız, demek istedi...
Sanırım Chirac, Rusya tamam atom bambası ka-
dar güçlü bir silah ürettiğini açıkladı. Biz de Pasi-
fik'te, dünyanın ücra köşelerinde olmadık nükleer
denemeler yapıyoruz. Arada eleştiri alıyoruz ama,
olacak o kadar. Rusya'nın ABD'ye karşı çıkışı ne
olursa olsun, bizim lehimize olur. Biz bir süre geri-
de duruyormuş gibi görünelim, ABD hem biraz da-
ha yıpranır hem onun karşısına kimlerin çıkacağı
belli olur, ondan sonra bazı adımlar atarız. Bu za-
man diliminde AB'ye yeni üye olanları da iyice ken-
di saflanmıza çekeriz, demek istedi...
Sanırım Chirac, Türkiye'ye AB'de tam üyeliğe eş
haklar verecegiz. Ama bunlan hemen vermemiz zor
olur. lleride ekleriz. Böylece Türkiye de AB'ye eş ek
olmuş olur.
Bu "eş ek" modeli tutar. Türkiye'ye, kardeşim
bak seni bize eş yapıyoruz, eş demek ortak demek
deriz. Içimizdekilere de, kardeşim Türkiye tam ola-
rak bizim üyemiz değil, bütün haklarını ek olarak ala-
cak deriz.
Onlar belirli-belirsiz bir tarih karşılığında her de-
diğimizi yapacak bir eş ek haline geldiler deriz...
Eş ekliğin sonu yok, bakalım nereye kadar de-
mek istedi.
ankcum « cumhuriyetcom.tr
Bousakla teröristlerin hedefi
Belçikalı senatöre
ölüm tehdidi
BRUKSEL (AA) -
Belçika'da bir kadın se-
natör, ölümle tehdit
edildiği gerekçesiyle
"saklama" ve "koru-
ma" altına alındı.
Flaman Sosyalist
Parti (SPA) üyesi olan
Fas asıllı Mimount Bo-
usaklanın, aşın dinci
Müslümanlar tarafın-
dan tehdit edildiği, bu
tehditlerde kendisine
"törenle infaz edilece-
ğuıin" söylendiği belir-
tiliyor. Güvenlik birim-
leri, söz konusu tehdit-
lerin çok ciddiye alın-
dığmı duyurdular. An-
vers kenti senatörü Bo-
usakla (32), Hollan-
da'da öldürülen film ya-
pımcısı Theo van
Gogh'a yapılan saldın-
nın Belçika'daki Müs-
lümanlan temsil eden
bir kurum tarafından b-
nanmamasını eleştiren
açıklamalar yapmıştı.
Bousakla, yazdığı bir
kitapta da Fas ve Belçi-
ka kültürlerinin farklı-
lıklannı ele ahnış,
Araplann kadm hakla-
nna yaklaşımlannı,
genç kızlann zorla ev-
lendirilmelerini, Arap
erkeğinin toplumdaki
rolünü eleştirmişti.
Aldığı ölüm tehditle-
rinin ardından evinden
aynlan ve gizli tutulan
bir yerde polis himaye-
sinde yaşayan senatör,
senatoya da güvenlik
görevlileri eşliğinde gi-
diyor. Belçikalı yetkili-
ler, Hollanda'da yaşa-
nan olaylar ve bunlann
Belçika'daki yansıma-
lannı dikkate alarak
tedbirli olunduğunu,
Bousakla'ya yönelik
tehditlerin ciddi görül-
düğünü, olayla ilgili
araştırma ve soruştur-
manın sürdüğünü bil-
dirdiler.